23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 17 Kasım 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Nereye baksam Fransız vardı 8 IŞİD’DEN KAÇAN KOMUTAN, ÖRGÜTÜN İLİŞKİLER AĞINI CUMHURİYET’E ANLATTI yazında Suriye’ye aynı yıl içinde üçüncü kez giriyordum. Mihmandarım güvenilir referanslarla Antakya’da tanıştığım, beni Kilis’ten Halep’in kuzeyine götüren 50’li yaşlarda Said isimli bir Suriyeli idi. Uzun yıllar Batı ülkelerinde yaşayan bu adam Suriye’de isyanın silahlı müİLHAN cadeleye dönüşTANIR tüğü dönemde El Bab şehrinde Özgür Suriye Ordusu’na bağlılığını ilan eden bir birlik kurmuştu. AntakyaAntep hattında birliğe lojistik ve maddi yardım arıyor, bir yandan da ülkeye girmek isteyen gazetecilere aracılık ediyordu. Said yanımdaki Amerikalı gazeteci ile beni Halep’in kuzeyindeki el Bab şehrine sokmuş, sonra da güvenli bir şekilde oradaki misafir evinde ağırlamıştı. İki yıl sonra Said’in IŞİD’e katıldığını öğrendim. El Bab şehrinde IŞİD’in istihbarat amiri olmuştu. 20142015 yıllarında 11 ay IŞİD’in bu en kuvvetli kolunda çalıştı. nilgun@cumhuriyet.com.tr Bu o Paris değil... harlie Hebdo” saldırısını izleyen günlerdeki gibi değil... Charlie Hebdo katliamı ardından, Müslümanı, Yahudisi, Hıristiyanı hemen “tek yürek” olmuş; “Cumhuriyet değerleri” etrafında birlik, beraberlik mesajları vermişlerdi... “Cumhuriyet Meydanı/Place de la Republique” de; Paris’in Nazi işgalinden bu yana gördüğü en kalabalık gösteriyi düzenleyerek korkuya meydan okumuş ve dünyanın hayranlığını kazanmışlardı. Meydandaki “Marianne” heykeline, “çok kültürlülüğün” simgesi bayraklar ve posterlerle tırmanarak “Ayaktayız. Biz yeni Fransa’yız. Geleceğimize birlikte sahip çıkacağız!” demişlerdi. Fransız devriminin kazanımları “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” değerleri anısına dikilen heykel ve heykelin etrafındaki meydanda “Her karşıtlığa rağmen burada yan yana geliyor; Müslümanı ve Hıristiyanı ile ortak değerleri kucaklıyoruz!” ayarı çekilmişti. Hiçbir mahalle baskısı olmaksızın sahiplenilen ve sosyal medyada geniş yankı bulan bu “mozaik Fransa’sı” mesajları; trajedinin en karanlık anında “umut” ışığı doğurmuştu. Bugün durum farklı. Travma çok daha derin. Cumhuriyet Meydanı’nda Charlie Hebdo saldırısına meydan okumak adına vaat edilen bu “çok kimlikli, çok kültürlü yeni Cumhuriyet” ivmesinin; geçen sürede yakalanmamış olmasını görmenin düş kırıklığı da var... Bu kez Fransızlar toplu tepki konusunda tereddütlüler. On ay öncesinin “Ben Charlie’yim/Je suis Charlie” akımı gibi evet.. sosyal ağlarda bir “Je suis Paris/Ben Paris’im” hareketlenmesi var ama bu çok daha düşük bir dalga boyunda. Katliama ve barbarlığa karşı Müslümanlar arasında bu kez de misal “#NotInMyName” (Benim adıma asla!) hashtagiyle yürütülen bir kampanya var... Ama... “Müslümanım ve 1.5 milyar Müslümanın lanetlediği #ParisAttack (Paris saldırısını) lanetliyorum!” kabili sloganlarla yapılan bu kampanyaların hiçbiri; Charlie Hebdo günlerindeki yankıyı yakalamıyor. Sabun köpüğü gibi kabarıp sönen tüm bu seferberliklerin günlük yaşamda bir karşılığının olmaması ve hele de Le Pen sağının yükselişte olduğu bir dönemde bu söylemlerin siyasi düzleme taşınamaması; kubbede “boş seda” etkisi yaratmalarına yol açıyor. On ay arayla daha ağır kayıp ve çok daha büyük bir vahşetle sonuçlanan yeni badirenin ardından; bu girişimler kamuoyunda artık bir “déjà vu” duygusu yaratıyor. “Charlie Hebdo bunalımı”ndan sonra Paris’ten geçen duygu; “Fransa bu boy ölçüşmenin üstesinden gelecek!” duruşuydu. Bu kez geçen duygu; “Bir arada yaşayabilecek miyiz?” şaşkınlığı... Fransa’nın Hıristiyan, Müslüman yurttaşları arasına giren mesafeler ve kuşkular sanki daha arttı. “Müşterek gelecek” ve “diyaloğa” dair inanç daha yıprandı. Bu kez geçen defadan farklı olarak, korkunun boyutu daha büyük. “Charlie Hebdo” saldırısının hedefi belliydi. Saldırı, peygambere “hakaret” ettiği iddia edilen bir dergiye yönelmişti. Cuma geceki dehşet ise belirsiz. Paris sokaklarında tanık olduğumuz sahneler, Steven Spielberg’in “Dünyalar Savaşı”nı aratmıyordu... O unutulmaz Spielberg filminde hatırlarsanız, umulmadık anda yerden fırlayan canavarlar, etrafa rastgele dehşet saçar. Kızılca kıyameti koparan bu “yaratıklar” karşısında insanlık çaresizdir. Bataclan başta olmak üzere Paris’in çeşitli yerlerinde “Dünyalar Savaşı”ndaki gibi gelişigüzel dehşet kusan IŞİD militanları, Fransız halkında çok ama çok derin bir korku yarattı. Öyle ki Fransa Cumhurbaşkanı Hollande bile “korku duymamak mümkün değil” dedi. Pazar gecesi, saldırı sonrasında ilk kez “Cumhuriyet Meydanı’nda” bir araya gelmeyi deneyen kalabalık; havai fişek olduğu iddia edilen bir patlamanın ardından çil yavrusu gibi dağıldı ve görülmemiş bir panik yaşadı... Bu kez durum farklı... Yaşananlar bu kez hepimizi yutabilecek bir “Dünyalar Savaşı” kadar vahim bir gerçek. “C 2012 ANTEP ÇARŞISI’NDA KÖŞE KAPMACA eçimlerden kısa S süre önce Said’le Gaziantep’te bir araya laştık. Benden 5 dakika sonra kapıdan girdiğinde yanımdaki fotoğgeldim. İnternet üzerin raf makinesi ve sırt çanden yaptığımız yazışma tasını otelin resepsiyolarda aylar süren ısrarım nuna teslim etmemde sonuç vermiş, IŞİD mili ısrarcı oldu. Yaklaşık 30 tanı olarak yaşadıklarını dakika havadan sudan anlatmayı kabul etmişkonuşarak çarşıda doti. Antep Çarşısı’na yalaştık, ara sokaklara gikın bir otelde randevu rip çıkarak yürüdük. 1015 YIL YAŞLANMIŞ ihayet kimsenin N takip etmediğine emin olduktan sonra bir kafeye oturduk. Hemen ilk sigarasını yaktı. Gözlerinin altı torbalı idi. Hâlâ yuvarlak gözlükler takıyordu. Saçları düz ve kısa ama sakalı 34 günlük idi. Üç yıldan sonra ilk kez gördüğüm Said sanki 1015 yıl yaşlanmıştı. Kubbede boş seda PARA ARIYOR yıl önceki çokça kahkaka atan, esp3 riler yapan, hareketli adamdan eser kalmamıştı. Konuşmakta çok isteksizdi. Ancak yeni kurduğu militan grubun finansman zorluğundan bahsederek başladığı sohbet kısa sürede koyuluştu. Yaklaşık 3 saat boyunca IŞİD’de yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlattı. Bir tost söyledi ancak tostunu yemek yerine sürekli sigara içti. Aylar süren plan 1970’lerde, henüz 20’li yaşlarda bir İskandinav ülkesine yerleşen, burada akademik hayatta aradığını bulamayan Said üç yıl boyunca bir başka Avrupa ülkesinde lejyonerlik yapmış. Daha sonra da ABD’ye taşınarak ticarete giren Said, 2011 yılında Antakya’ya gelerek El Bab’da askeri birlik kurmak için hazırlıklara başlamıştı. Ben tanıştığımda Özgür Suriye Ordusu’na bağlı bu birliği yönetiyordu. Ramazan olmasına rağmen oruç tutmuyordu, Allah inancı ile de ciddi sıkıntıları vardı. Ancak 2014 yılında askeri ve istihbari tecrübelerinden etkilenen IŞİD liderleri aracılar yoluyla kendisini örgüte katılmaya ikna etmişti. Said de kendi deyimiyle maddi sıkıntılar ve ortada daha etkili bir Suriyeli muhalif grubu bulamadığı için teklifi kabul etmişti. Ancak yoğun ısrarla kabul ettiği göreve başlaması için önce 2 hafta Şeriat dersleri alması gerekti. Yaklaşık 8 ay sonra örgüt liderleriyle anlaşamadığı için IŞİD’den ayrılmaya karar verdi. Ancak planlama aylar sürdü. Sonuçta geçtiğimiz aylarda IŞİD’den kaçarak tekrar kendi birliğini kurdu. Bu Birlik daha çok Esad rejimi ile savaşıyor ama ara sıra IŞİD ile de çatışmaya giriyor. Said, bu birlik için Türkiye’den ve görüştüğü birden fazla Batılı ülkeden maddi yardım aldığını da ekliyor. Said Batılı ülkelerle yakından çalışarak YARIN: Said sınırdaki gizli bağlantıları anlatıyor Uçağa kamuflajla binecek kadar rahat aid sahbetimiz sırasında IŞİD’in hüküm sürdüğü topraklarda en kalalabalık grubun Türkler olduğunu öne sürdü. İkinci en kalabalık grubun ise Fransızlar olduğunu anlattı. 600’ü aşkını Fransız savaşçısının Halep’in kuzeyinde birbirine yakın şehirlerde konuşlandığını söyledi. Bu insanların çouğunun Kuzey Afrika kökenli olduğunu da ekledi. S Kamuflajla uçağa Said, özellikle Kobani savaşı öncesi ve sırasında kendilerine katılan yabancı ve Batılı savaşçıların günde binleri bulduğunu anlattı. Türkiye’ye gelip de, IŞİD topraklarına geçemeyen neredeyse hiçbir yabancı savaşçının olmadığını aktardı. İstanbul’dan Hatay’a veya Gaziantep’e uçarken uçağa dahi askeri kamuflaj elbiseleri ile binecek kadar rahat hissettiklerini de ekledi. Said bunun Türk yetkililerin gözü önünde, yıllarca sürdüğünü, Türk istihbaratının bu askeri kamuflaj elbiseli, 20’li yaşlardaki batılı gençlerin Suriye sınırlarına neden kendilerini taşıdıklarını bilmemesinin imkânsız olduğunu ifade etti. IŞİD’e katılan yabancı savaşçı sayısının 2015 yılı ile birlik te düştüğünü, kendisinin IŞİD’i terk ettikten sonra çok daha azaldığını duyduğunu söylerken Said, bunda Türkiye’nin Uluslararası baskı nedeniyle sınır knotrollerini artırmasının da etkili olduğunu söylüyor. Ancak Said’e göre sınırlarda güvenliğin artırılması IŞİD’in taktik değiştirmesini de beraberinde getirdi. IŞİD yetkilileri savaşçılara “Bulunduğunuz yerde saldırı hazırlayın, planlayın, cihad aynı cihad” mesajı vermeye başladı. Said, yabancı savaşçıların propaganda videolarında kendi pasaportlarını yakmalarının ise gösteriden ibaret olduğunu ifade etti. Said, kendisinin bizzat tanıdığı 2 Fransız ve 2 de İngiliz savaşçının ülkelerine saldırı planlamak üzere IŞİD topraklarından ayrılıp geri döndüğünü ifade etti. Said, bu kişilerle ilgili Fransız yetkiliere, eski bir diplomat aracılığı ile uyarıcı mesaj gönderdiğini ama bununla ilgili kimsenin kendisi ile irtibata geçmediğini de ekledi. Paris saldırılarından sonra bir kez daha sosyal medya aracılığı görüştüğüm Said ‘’IŞİD’in hedefi zaten bu tür saldırılardı. Hiç şüphesiz şimdi hem ilgi hem de cazibesi artacaktır. Avrupa’da da daha çok kimse IŞİD’in askeri olmak isteyecektir’’ dedi. ‘Dünyalar Savaşı’ gibi IŞİD güçlerinden ayrılmak için plan yapan diğer askerlerin ve liderlerin kaçışını kolaylaştırmak için de lojistik hizmet veriyor. Kürtlere karşı tek silah Said yabancı savaşçıların Türkiye’ye özgürce girip çıktığı dönemle ilgili “Dışardan, özellikle Avrupa’dan gelen yabancı savaşçıları da engelleyen bir Türk hükümeti yoktu. IŞİD Türkiye’den başka ne isteyebilirdi ki?” diyor. Türkiye’nin IŞİD ile neden iyi geçinmek isteyebileceğini sorduğumda Said hiç ikilemeden “Çünkü Kürtlere karşı IŞİD’in önemini ve gücünü biliyor. Daha doğrusu Türkiye’nin Suriyeli Kürtlere karşı kullanabileceği bir başka dolaylı gücü pek yok” diyor. Kürtlere karşı güçlü bir alerjisi var. “Kürtler otonomiden başka bir şey düşünmüyor” diyor. MELEKLER YARDIM EDİYOR yönetimi alIŞİD tında hayatlarının çok sıkı şekilde takip edildiğini, evinde sigara içmeye devam etmesine rağmen bunu kırbaçlanma korkusuyla gizlice yaptığını anlatan Said IŞİD’in buna rağmen halk arasında adil olduğu için takdir topladığını ifade ediyor. Şeriat mahkemelerinde rüşvet teklif etmek zor. IŞİD lideri Bağdadi’nin bile bir keresinde tarfik kazası nereniyle mahkemeye çıktığı halk arasında sürekli tekrarlanan bir hikaye... Paris katliamı şüphelisi Ömer İsmail Mustafa hakkında önce “2013’te Türkiye’ye girip çıktığına dair kayıt olmadığı öğrenildi’ bilgisini geçti. Bir saat sonra ‘düzeltme’ yayımlayarak Mustafa’nın Türkiye’ye giriş yaptığını bildirdi ‘Cihatçı John’un adamı da tutuklandı ilivri’deki lüks bir villada IŞİD’e yönelik 12 Kasım’da gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 6 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Tutuklananlar arasında IŞİD’in bombacısı “Cihatçı John” lakaplı Muhammed Emvazi’nin yardımcısı Aine Ledley Davis’in de bulunduğu belirtildi. Davis’in IŞİD’in Suriye’deki kamplarında yabancı mahkumlardan sorumlu olduğu belirtildi. Operasyon kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan şüphelilerin bulunduğu adreste bazı örgütsel dokümanlar ve dijital belgeler ele geçirilmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Anadolu Ajansı haberini düzeltti Parmak izleri alınmış, durduran olmamış aris şüphelilerinden Ahmad Almohommed ile Muhammed Almohammad kardeşlerin Ege’de ada ada dolaştığı iddia edildi. DHA’nın haberinde, iki kardeşin mültecilerin arasına karışarak 3 Ekim’de Leros’a geçtikleri ve burada parmak izlerinin alındığı, 4 Ekim’de Kilimli (Kalimnos) adasına geçtikleri duyuruldu. İki kardeşin Suriye pasaportu kullanarak Blue Stars Lines feribot şirketinden 51.50’şer Avro’ya Pire’ye bilet aldıkları ve 5 Ekim saat 23.10’da ayrıldıkları ortaya çıktı. Bilet fotoğrafları haber sitelerince yayımlandı. Kardeşler Pire’den Sırbistan’a gittiler. a S P nadolu Ajansı, Paris’te Bataclan konser salonuna düzenlenen saldırıda kendini patlatan şüpheli Ömer İsmail Mustafa hakkında “Bazı medya kuruluşlarında iddia edildiği gibi ‘şüphelinin 2013’te Türkiye’ye girdiğine ve Türkiye’den çıktığına’ dair bir kayıt bulunmadığı öğrenildi” şeklinde haber yaptı. Haberden bir saat sonra “düzeltme” yayımlayan AA, “Mustafa’nın, 2013’te Türkiye’ye giriş yaptığına dair kayıt bulunduğu, çıkış kaydının ise bulunmadığı öğrenildi” ifadelerini kullandı. Haberin geri kalanında Fransız hükümeti, 22 Ekim A 2014’te Türk makamlarından, 4 terör şüphelisi hakkında bilgi talebinde bulundu. Fransız makamları tarafından araştırılmayan Mustafa’nın ilgili 4 şüpheli ile hareket ettiğinin tespit edilmesi üzerine konu hakkında Fransa’ya, Aralık 2014 ve Haziran 2015’te yazı gönderildi. Ancak Türkiye, Fransa’dan geri dönüş almadı. Fransa, Türkiye’nin kendi imkanlarıyla tespit ettiği Mustafa hakkında, Paris saldırılarından sonra bilgi talebinde bulundu. Aralık 2014 ve Haziran 2015’te gönderilen yazılara ise hâlâ yanıt verilmedi. Mustafa’nın ailesiyle birlikte yaşadığı ev. Harvard’da bomba paniği ABD’de Cambridge ve Boston kentlerinde yerleşkeleri bulunan Harvard Üniversitesi’ne bomba ihbarı yapıldı. İhbar üzerine üniversitenin Boston yakınlarındaki kampüsünde bulunan dört bina boşaltıldı. Bomba aramasında herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bazı medya kurulu şlar ında id dia edildiği gibi “şüpheli Ömer İsmail Mustafa’nın 2013’te Türkiye’ye girdiğine ve Türkiye’den çıktığına” dair bir kayıt da bulunmadığı öğrenildi. Hab erim izi dü zelt ere k yen i den yayımlıyoruz. Ömer İsmail Mustafa’nın, 2013’te Türkiye’ye giriş yaptığına dair kayıt bulunduğu, çıkış kaydının ise bulunmadığı öğrenildi. 12:30 Trump: Bazı camiler kapatılsın Gelecek yıl yapılacak ABD Başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Parti’den aday adayı olan Donald Trump, ülkedeki camilerin çok iyi izlenmesi ve bazı camilerin de kapatılması gerektiğini düşündüğünü belirterek, “Camileri gözlemelisiniz, çoğu fikir oradan çıkıyor” dedi. 13:27 8 eyalet: Suriyeli istemiyoruz ABD’de Teksas’ın da yer aldığı 8 eyalet, Paris’teki saldırıların ardından Suriyeli sığınmacı kabul etmeyeceklerini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise, 10 bin sığınmacı alma taahhütlerinde bir değişiklik olmadığını duyurdu. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear