22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 17 Kasım 2015 EKONOMİ ürkiye’de işsizlik beş aydan sonra yeniden çift haneye DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.8780 1.1 kuruş 3.0810 0.1 kuruş 10.37 0.13 puan 81.046 832 puan 675.30 6.63 lira 100.65 70 kuruş EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY İşsizlik yeniden çift hane İşsizlik oranı ekonomide yavaşlama ve ucuz işgücü olarak kayıt dışı Suriyeli göçmenlerin istihdam edilmesi nedeniyle ağustos döneminde yüzde 10.1’e yükseldi ağustos döneminde 141 bin kişilik artışla 726 bin kişiye yükseldi. 1524 yaş çıktı. genç nüfusta işsizlik yüzde Türkiye İstatistik 18.3’e çıktı. Genç kızlarda Kurumu’nun (TÜİK) hazi ŞEHRİBAN ise işsizlik daha kötü, yüzde rantemmuzağustos ayla KIRAÇ 23.3’e yükseldi. Kızlar okurını kapsayan ağustos döyor ama iş bulamıyor. İş Yatırım Ekonomisti nemi verilerine göre, mevMuammer Kömürcüoğlu, “Ekosim etkilerinden arındırılmış işnomik büyümenin beklentilerin sizlik oranı bir önceki döneme göre değişim göstermeyerek yüz üzerinde kaldığı ilk yarıda yukarı yönlü seyrini koruyan işsizde 10.4 olurken, tarımdışı işsizlik rakamının, ilk yarıya kıyaslik ise geçen yıl aynı döneme göla daha zayıf bir büyüme ile karre 0.1 puan artarak yüzde 12.4 şı karşıya olduğumuz yılın ikinci olarak gerçekleşti. yarısında daha da artmasını bek114 bin kişi arttı liyoruz. Hesaplamalarımıza gö15 ve daha yukarı yaştakilerde re Suriyeli mülteciler ucuz işgücü sağlamaları nedeniyle yılbaişsiz sayısı 2015 Ağustos döneşından bu yana yıllık işsizlik raminde geçen yılın aynı dönemine göre 114 bin kişi artarak 3.06 kamını yaklaşık 0.4 puan artırdı” dedi. milyon kişi, 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise 0.6 Krizden beter puanlık azalış ile yüzde 18.3 olTürkiye Devrimci İşçi Sendidu. İstihdam edilenlerin yüzde kaları Konfederasyonu Araştır22.2’si tarım, yüzde 19.3’ü sanama Enstitüsü’ne (DİSKAR) göyi, yüzde 7.5’i inşaat, yüzde 51’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. re, Ağustos 2015 dönemindeki işÖnceki yılın aynı dönemi ile kar siz sayısı 2009 krizindeki ağustos döneminden sonra en yüksek şılaştırıldığında hizmet sektörüişsizliğin olduğu Ağustos dönemi nün istihdam edilenler içindeki oldu. Ağustos 2009 için işsiz sapayı 0.6 puan, tarım sektörünün yısı 3 milyon 87 bindi. payı 0.1 puan artarken, sanayi DİSKAR’a göre işinden memsektörünün payı 0.7 puan azaldı. nun olmayan ya da daha fazla çaUmutsuzlar ordusu lışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa Sanayide işsizlik SOS veriyor. süreli işler yapanlar ilave edildiHaziranda 24 bin, temmuzda 44 bin düşen sanayi istihdamı ağus ğinde işsizler, gizli işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon tosta ise 84 bin kişi azaldı. 496 bin kişi oldu. İş bulma ümidi olmayanlar 13 T G20 zirvesinde terörün gölgesi... oğrusu, Paris’te sahneye konan terör dehşeti için de ABD’nin 11 Eylül’ü için kullandığım, “Kuralsız düzenin kuralsız savaşları” başlığının daha anlamlı olduğunu düşünüyorum... Paris’teki dehşet yaşanmadan saatler önce, aynı günün içinde yazılmış “G20 gündemiyle yeni ortaçağ” başlığı ile cumartesi günü yayımlanan yazımda altını çizdiğim yeni ortaçağa ilişkin gerçekler... Dünyayı sarsan terörün şiddet, vahşet dozu katlanmış olarak yoksul güney dünyasından sonra zengin kuzey dünyasını da kasıp kavuran önlenemez tırmanışı... Paris’te, IŞİD’in, koordineli ekiplerinin saldırılarıyla şimdilik 129 sivil can alan terör eylemlerinin bir tekinde bile ulaşılabilen yıkıcılığın karşısında; G20 zirvesinde bugüne kadar odak yapılmış, insanı yok sayan, ekonomi gücezenginliğeteknolojik gelişmeye dayalı büyümenin, doğanın, insanlığın geleceğinin sürdürülebilirliğinde hiçbir işe yaramayacağı gerçeğini çok çarpıcı ortaya koymuş oldu... Sonuç olarak dün zirve sonuçlarını özetleyen kararlar ve liderlerin açıklamalarında yer alan vurgulamalarda, IŞİD gibi bir örgüte karşı güçbirliği, işbirliği kararlılığının altı çizilmiş olsa da bugünden sonrasında insanlık adına rahat bir nefes alınabileceği anlamına gelmiyor... 20 güç odağı siyasi erkleri adına yapılmış bu işbirliğigüçbirliği açıklamaları, zaten zirve öncesi de oluşmuş güçbirliği yapma, askeri taktiklerin, IŞİD’in bölgede var olan silahlı terör gücünü sarsacak olsa da... Kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının ürünü olan terörün, bataklığa sürüklenmiş bölge ülkeleri ve de halkları, giderek yoksullaşan, yoksunlaşan yoksul güney dünyası ülkelerinden sonra, zengin kuzey dünyası ülkelerini de kasıp kavuran, hızla tırmanan şiddet boyutlarını üreten koşulları ortadan kaldırmıyor. G20 zirvesinin, askeri güceparayateknolojiye dayalı IrakSuriye odaklı IŞİD terörünü yok etme kararlılığının açıklaması, ırklar, dinler, mezhepler, her türden alt kimlikler üzerinden iç savaşlar bataklığına sürüklenmiş Irak ve Suriye’de, bölge ülkelerinde insanca yaşam koşullarının oluşturulabilmesi anlamına gelmiyor. Olsa olsa sınırlı süreler için, IrakSuriye odaklı terörist üreten bataklığın geçici kurutulması, bağlantılı adı geçen terör örgütünün saldırılarının gücünün azaltılması söz konusu olabiliyor... HHH Paris yangını, G20 zirvesi gündemli “IŞİD’in yok edilmesi” kararlılığından öte dünyamızın, insanlığın geleceği adına daha işlevsel, terörist üreten koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik olumlu hiçbir adım atılmadı, çözüm düşünülmedi demek, dünyanın 20 siyasal güç liderliğine yönelik ağır bir suçlama olabilir mi? Aralarında insani değerlerden kopuk kimi diktatörlüklerin siyasi erkleri olsa da, demokrasiyi, insan hakları, hukuk devleti düzenini eksikli gedikli de olsa hâlâ önemseyen güçlü ülkelerin varlığı da yadsınamaz... G20 zirvesinde evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi, dünyanın yok edilmesine karşı, insanı, çevreyi korumayı gündeme alan kavramlar bol bol kullanılsa da sonuç alıcı, yaptırımı olan kararların ciddiyetini ortaya koyacak örnekler yok. Hani İstanbul’da yapılan paralel çevre zirvesinin başıbozuk gidişe ilişkin dudak uçurtan sonuçlarına yönelik caydırıcı kararlar? Bilimsel veriler giderek katlanan sayılarla insanın çevre kirliliği yüzünden ölmekte olduğu gerçeğini yeterince çarpıcı ortaya koymuyor mu? Ozonun deliği, kuraklığın açlığı üretmesi, su savaşlarının yeni boyutları çok ürkütücü değiller mi? Diyelim ki IŞİD’in Irak’ta, Suriye’de kökü kazındı, bir süreliğine Paris, Ankara örneği terör eylemlerinin yenilenebilirliği zaafa uğratıldı... Taliban, El Kaide türevleri, dünyayı kasıp kavuran törer örgütleri üretiminde eksiklik mi olacak? Dünya sömürü düzeni çarkları çokuluslu tekeller, güç odakları, ülkeler adına, ırkdinmezhep çatışmacılığından beslenen iç savaşlar bataklıklarından beslenecekse?.. D Siparişler durdu, fabrika satışa çıktı ocaeli’nde, dünya devi petrol ve doğalgaz şirketlerine özel endüstriyel sistemler üreten 50 yıllık AD Demirel Fabrikası, ekonomideki yavaşlama sebebiyle kapısına kilit vurdu. 64 kişinin çalıştığı fabrika, açık artırma ile satışa çıktı. Ancak fabrikaya hiç kimse teklif vermedi. Sonuçsuz kalan ihale, 16 Aralık tarihine ertelendi. Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Hami Baltacı, “İşçilerin bir yıl önce belirlenmiş 3.5 milyon TL toplam alacakları bulunuyor. Biz bunun takipçisiyiz” dedi. Fabrika sahibi Atilla Doğan 50 senelik fabrikanın 25 yıldır grupları bünyesinde hizmet verdiğini söylemişti. Doğan, Alacaklar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi için, 40 bin metrekarelik alanın satılmasına karar verildi” açıklamasını yapmıştı. l Ekonomi Servisi K Aselsan uçtu ürkiye’nin milli füze üretim projesini başlatacağı yönündeki haberler Aselsan’ın hisselerini uçurdu. Şirketin hisseleri haftanın ilk gününde açılışta yüzde 5 yükseldi. Günü yüzde 8.67 yükselişle bitirdi. Üst düzey bir devlet yetkilisi Türkiye’nin milli füze üretim projesine başlayacağı için Çin füze ihalesini iptal ettiğini açıklamıştı. Türkiye 2013’te ilk uzun menzilli füze projesinde Çin ile sözleşme görüşmelerine başlamış, projede teklif veren Fransaİtalya ortaklığı ve ABD ikinci ve üçüncü sıralarda yer almıştı. Türkiye’nin projede Çin ile müzakerelere başlaması NATO ve ABD’nin tepkisine yol açmıştı. Ancak Çin ile bugüne kadar nihai bir karar alınamadı. l Ekonomi Servisi Paris’teki katliam piyasaları da vurdu Uluslararası piyasalar, terör saldırılarının ardından riskli varlıklardan uzaklaşıyor. Piyasada kısa süreli negatif hava görülecek. vrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Vitor Constancio, Paris’teki terör saldırısının ekonomiye etkilerini değerlendirmek için henüz çok erken olduğunu belirterek, “Terör saldırılarının nihai etkisi daha sonraki olaylarla bağlantılıdır. Eğer bu olaylar tüketici ve iş güvenini etkilerse sonuçlar elbette kötü olabilir” dedi. Avro, Paris’te meydana gelen terör saldırıları sonrası, Avrupa’nın görünümüne ilişkin artan yatırımcı endişeleriyle birlikte, dolar karşısında bu ayki ilk haftalık kazancını silerek altı ayın en düşük seviyesine yakın seyretti. Avro, New York’ta saat 08:57’de 1.0733 dolar seviyesinden işlem gördü. İşlem T A ler sırasında yüzde 0.8’e kadar düşerek 23 Nisan’dan beri en zayıf seviye olan, 10 Kasım’da görülen 1.0675 seviyesine yaklaştı. Altın, cuma günü Paris’teki terör saldırılarının metalin geleneksel güvenli liman rolüne yeniden dönmesini sağlaması ile birlikte son beş günde ilk kez değer kazandı. Spot altın yüzde 0.7 yükselişle, ons başına 1,091.80 dolara çıktı. Ham petrol, yatırımcıların ağırlıklarını küresel arz fazlası yerine artan jeopolitik tansiyona çevirmeleri ile birlikte yükseldi. Paris’te cuma günü gerçekleştirilen saldırılar yatırımcıların güvenli liman olarak altın ve dolara yönelmesi ile güne yükselişle başlayan kur gün boyunca 2.88 ci Frankfurt Borsası’nda katliamda ölenler için saygı duruşu yapıldı. varında sakin bir seyir izledi. Borsa İstanbul da günü yüzde 1 kayıpla kapattı. l Ekonomi Servisi üm kültürel etnik farklılıkların çokluğu, tek bir dünyanın varoluş alanında yaşanıyor. Bu varoluş alanını tanımlayan, belirleyici “ilişki” de sermaye. Karşılaştığı her “farklı” ekonomik ilişkiyi, “organlarını” yapıştırarak değiştiren, kendine benzeten; bu farklı ekonomik ilişkileri ayakta tutan simgesel kodları çözen, bunların içine girerek önce “hybrid”leştiren, bazen “canavarlaştıran”, sonra silerek yerine kendi kodlarını yazan, farkı yok eden sermayenin dünyası bu… Bu dünyada yalnızca tek bir uygarlık var. En son örneğini Paris’te gördüğümüz vahşet de bu kapitalist uygarlığın bir ürünü. Daha doğru deyişle ürettiği bir “canavar öteki”si. Bu yüzden karşımızda bir “uygarlıklar çatışması” yok. Kapitalist uygarlıkla, onun içinden çıkan, çıkmaya devam eden bir “canavar öteki” var. Bu yüzdendir ki, bu “canavar”, kapitalist uygarlığın içindeki, tüm insanlara, din, ırk, milliyet ayrımına bakmadan saldırabiliyor: Bu “canavar öteki”ye T karşı mücadelede de insanların kendilerini din, ırk, milliyet ayrımı gözetmeden birlikte savunmaları gerekiyor.... Bu sorunun tatmin edici bir cevabı henüz yok. Bu canavarı araçlaştırarak kendi jeopolitik savaşlarını meşrulaştıran kapitalist emperyalizm, bu canavarın besin kaynaklarını üretmeye devam ediyor. Diğer taraftan, bu canavarın özgünlüğünü yadsıyan kimi “akılların” “Fransa’da İslama geçiş çok oluyor. Bu eylem İslamdan soğutma için yapıldı” açıklamaları, bu canavarın özgün şiddet pratiğini, kimi başka siyasi öznelerin şiddet pratiği ile, içerik ve biçim farklarını yadsıyarak, aynı başlık altında toplama yaklaşımları, bu canavarın “suretini” saklamasını, yeni insan kaynaklarına ulaşmasını kolaylaştırıyor... Bu canavar ile mücadeleyi düşünmeye, “terörün dini, milliyeti yoktur” diyerek başlamak Ama nasıl? ‘Bir dünya’ ve ‘ötekisi’ da yardımcı olmuyor. Çünkü “terör” ya da “terörizm”, sivil insanları günlük yaşamları içinde korkutmak, yıldırmak amacıyla hedef alan fiziki, hatta simgesel (örneğin sürekli hakaret etmek, aşağılamak, onlarla alay etmek) bir saldırı biçimidir. Ancak bu eylem biçimini benimseyenler, inançlarıyla, kültürleriyle, hatta cinsel tercihleriyle toplumsal insanlardır. Bu saldırı biçimini bir kişi ya da küçük, yerel bir grup benimsiyorsa bunlar “aşırılar”, “ruh hastaları” gibi kategoriler altında toplanarak toplumsal özellikleri önemsizleştirilebilir. Ancak karşımızda, IŞİD gibi üyelerinin sayıları en az yüz binlerle ifade edilen, Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya, Avrupa’ya kadar çok geniş, yaygın, birbirinden farklı toplumsal özellikler taşıyan coğrafyalarda var olabilen, bir orduya (teknoloji, finans, uzman, bürokrasi demektir), iletişim ağlarına, kendine özgün propaganda araçlarına (söylem pratikleri demektir) sahip, mücadele ortamına uyum sağlama (Paris saldırısında; intihar, gerilla, konvansiyonel çatışma biçimlerini birleştirme Cockburn, Independent, 15/11) becerileri olan bir şey varsa, tüm bu farklılıkları birleştiren ideolojik özelliklerin (söylem, mitos; “hakikat”, “disiplin, cezalandırma” hatta “estetik” rejimleri) kümesi üzerinde düşünmek gerekiyor. Hatta bir adım öteye giderek, bu kümeyle kısmen kesişen, örtüşen (geçirgenliği olan) kümeleri de ilgi alanı içine almak gerekiyor. Bu açıdan bakınca, karşımıza İslamın bir yorumu ve bu yoruma yakın, onunla kimi özellikleri paylaşan başka yorumları çıkıyor. Dolayısıyla, terörün değil ama teröristlerin bir dini olduğunu kabul etmek gerekiyor. Eğer bu tespitlerde bir doğruluk payı varsa, bu “teröristlere” karşı yalnızca fiziki şiddet araçlarıyla mücadele edilemez. Bu araçlarla kimi muharebeler kazanılabilir ama bu “canavarı” üreten süreç sonlandırılmaz. Bunun için bir taraftan bu canavar karşısında özellikle de kendilerini tehdit altında hisseden Müslümanların eliyle, aklıyla yürütülecek, hem bir simgesel şiddet kampanyası, hem de uzun döneme yayılmış, çok daha kapsamlı propaganda, aydınlatma eğitme süreçleri gerekiyor. Tabii bir de bu süreçlerin içindekilerin kapitalist dünyaya girebilmelerine olanak sağlayacak ekonomikpsikolojik kanalların açılması... KISA... KISA... l Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE), ekimde bir önceki aya göre yüzde 0.85, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 9.29 arttı. l Kısa vadeli dış borç stoku eylülde 121,1 milyar dolara geriledi. Kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2014 sonuna göre yüzde 14.1 azalarak 15.4 milyar dolara, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 7.9 azalarak 105.5 milyar dolara düştü. l Marriott International, Starwood Hotels & Resorts Worldwide Inc’i hisse senedi ve nakit olarak ödenecek 12.2 milyar dolar karşılığında satın almak için anlaştı. l Otomotiv Sanayicileri Derneği verilerine göre, otomobil üretimi yıllık bazda yüzde 25 artışla 77.243 adede çıkarken, otomobil ihracatı yüzde 32 artarak 58.704 adede ulaştı. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear