25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 14 Kasım 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TasaRım: ECE KURTULUŞ İklim uzmanı şaştı kaldı Prof. Stocker, Türiye’de iklim değişikliğinin giderek daha az ciddiye alındığına inanamadı ALİ ÇELİKKAN haber 7 CHP’li ve genç olmak emokrat Parti’nin iktidarda olduğu liseli yıllarımda yakınlık duyduğum parti Cumhuriyet Halk Partisi’ydi. Daha doğrusu bu yakınlık partiden çok lideri İsmet İnönü içindi. Babasının kitaplığında “Nutuk” bulup yutarcasına okumuş bir delikanlı için doğaldı bu sevgi. Atatürk’e karşı duyduğum hayranlık azalmak şurada dursun giderek daha da artarken, 1960’lardaki üniversitelilik dönemimde İsmet İnönü’ye ilişkin duygularım inişli çıkışlı oldu… 1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldum… Bu parti olmasa, o yılların Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olur ya da o parti için çalışır mıydım? Sanmıyorum… Yazıda, o yılların ve günümüzün Cumhuriyet Halk Partisi’ne ilişkin olarak işlemek istediğim konu da tam olarak budur… HHH Bir siyasal hareketin genç bir insanda ilgi ve yakınlık uyandıracak özellikleri neler olabilir? Sözünü ettiğim üniversiteli yıllarıma döneyim… Menderes yönetimine karşı bir gösteride yaşamını yitirmiş Turan Emeksiz, bizler için örnek bir kahramandı. Fakat 60’lı yılların Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu başkaldırı ruhundan eser yoktu. Dahası, dönemin başbakanı İsmet İnönü’nün ’60 başlarındaki üniversite gençliğinin eylemlerine ilişkin olumsuz sözlerini anımsıyorum…. Benim gibi militan bir ruha sahip, yurtsever ve sola yatkın gençler için Türkiye İşçi Partisi ideolojisi biçilmiş kaftandı. Tam bu noktada da “ideoloji” kavramını vurgulamış oluyorum… Karşımızdaki gençlik “ülkücüler” adı altında MHP ideolojisi çevresinde toplanmaya başlamıştı. Sonuçta bu da bir ideolojiydi… Peki, dönemin CHP kadrolarında nasıl bir gençlik yer almaktaydı? Bugün ben yaşlarda olup o günlerin CHP üyesi ya da sempatizanı olan gençler bu soruyu daha iyi yanıtlayabileceklerdir… Benim o döneme ilişkin yaşantılarımdan anımsadıklarım ise TİP üyesi olalım ya da olmayalım, kendini solcu ve yurtsever olarak tanımlayan bizler, emperyalizm ve faşizm karşıtı, emekten ve emekçiden yana sloganlarla Kızılay Bulvarı’nda “Dönüşüm” dergisini dağıttığımız sırada ve “ülkücü”lerin fiziksel saldırına uğradığımızda, gözaltına alınıp yargı önüne çıkarıldığımızda, yanımızda tek bir CHP’li gencin bulunmayışıydı… Başka bir deyişle Turan Emeksiz’in adıyla özdeşleşen başkaldırı ruhu CHP’yi terk etmiş ya da daha doğrusu CHP o ruhu terk etmiş, bayrağı daha gençlere devretmek üzere bizler almıştık… Ecevit’in dönemsel başarısının başlıca bir nedeni, partideki bu sıkıntıyı görerek ona gençlik ve yenilenmiş bir ideoloji kazandırma çabası olmalıdır… HHH Günümüz CHP’si ideolojisiz bir parti mi? Evet. Bu partinin yerinde saymakta oluşunun başlıca nedeni de bence budur. İdeolojisi olmayan bir parti gençliği etkileyip kendine çekemez… Gençliği etkileyemeyen bir partinin ise bizimki gibi genç bir ülkede başarı şansı yoktur… HHH Şimdi, CHP ve ideoloji derken düşündüklerimi özetlemeye çalışayım… İdeoloji her şeyden önce bir yaşama kültürü, bir yaşam anlayışı demektir… Cumhuriyetin ve kurucu önderinin ideolojisi, her şeyden önce, aydınlanma ve bağımsızlıktır. “Kemalizm”in(ekonomi vb. alanlarda) pragmatik uygulamalarından her biri, dönemin koşullarına göre yeniden irdelenip değerlendirilebilir. Fakat aydınlanma ve bağımsızlık ilkeleri ve değerleri dışında… Çağdaş insan olmanın bu temel değerlerine, kuşkusuz başkaları da eklenecektir. Fakat aydınlanma kültüründen ve bağımsızlık ruhundan yoksun olan hiçbir değer tek başına anlam taşıyamaz. Ülkemizde her yere savrulmuş olan gençliğin gereksinim duyduğu asıl değerler de bunlardır… Özgür insan demek olan aydınlanma bilincini ve antiemperyalizm demek olan bağımsızlık ruhunu cesaretle ve kararlılıkla öne çıkaramayan bir CHP, kitle partisi olma adına ne kadar çabalayıp didinse ve Cumhuriyetin kuruluş ideolojisinden bu yönde ne kadar ödünler de verse en iyi olasılıkla yerinde saymaya devam edecektir... D Prof. Thomas stocker klim değişikliği konusunda “dünyadaki en yetkili kişi” olarak gösterilen Prof. Thomas Stocker, G20 ve Paris İklim Zirvesi öncesinde Cumhuriyet’e konuştu. Stocker’in, “Türk kamuoyu üzerinde yapılan bir araştırma, 2010 yılında insanların yüzde 74’ünün iklim değişikliğini ‘ciddi’ bir problem olarak gördüğünü, fakat günümüzde bu rakamın yüzde 37’ye düştüğünü ortaya koyuyor” verisi üze İ rine tepkisi, “Aman Tanrım, gerçekten mi? İklim değişikliği geleceğimizi tehdit eden en büyük ve en önemli konu; tüm dünyayı tehdit ediyor” oldu. Stocker, Türkiye’nin termik santrallara yönelmesini eleştirerek “İnsanların yaşadığı yerlere nükleer santral yapamazsınız” dedi. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki İklim Forumu’nda konuşmak için İstanbul’a gelen İsviçreli bilim insanı Stocker, Akdeniz Havzası’ndaki ısı seviyesinin 20812100 senelerinde 45 derece artacağı nı belirterek, dünyada toplu göçler olacağına dikkat çekti. Araştırmalar gezegendeki ısı artışının 1 dereceyi geçmek üzere olduğunu ve 2015 senesinin en sıcak sene olacağını gösteriyor... STOCKER 1 derece barajının kıyısındayız. İlk senaryo, ısı artışının 2 dereceyi geçmeyeceği bir gelecek ve bu çok büyük bir sera gazı emisyon azaltımı gerektirir. Ya da her şeye olduğu gibi devam ederiz, iklim değişikliğinin etkilerini şiddetli bir şekilde tecrübe ederiz. Ne gibi etkiler? STOCKER Deniz seviyesinin yükselmesi ve kurak bölgelerdeki insanların topraklarını kullanamaması... Uyum sağlamak o kadar imkânsız olacak ki, bu göç etmek anlamına gelecek.. Ülkelerin iklim değişikliğini önlemek için niyet ettiği katkı paylarından bahsedelim, örneğin Türkiye... STOCKER Eğer yatırımlar, termik santrallar gibi eski teknolojiler üzerinden yapılırsa, son derece yetersiz. 2030 seneye çevre dostu teknolojileri uygulaması zor olacak. Çünkü paranızı diğer tarafa harcamış olacaksınız. Akdeniz havzasını nasıl tehlikeler bekliyor? STOCKER İklim değişikliğini en şiddetli hissedecek bölgelerden biri. Her şey olduğu gibi sürerse, 21. yüzyılın sonunda bu bölgede yağışın yüzde 40 azalması öngörülüyor. İkinci etki ise Akdeniz’in su seviyesinin yükselmesi. Buzullar eridikçe ve suyun ısıyla genişlemesiyle su seviyesinin 65 cm yükselmesi bekleniyor. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear