25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 30 Ekim 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 16 ürkiye’nin iç dış siyasasında olağanüstü fırtınalar yaşanırken, üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğe yönelik yazgısını etkileyecek seçim ortamında, bu diziyi, bu köşede sürdürmemi okurlarım haklı olarak “lüks” bulabilirler. Lütfen bağışlayınız… Seçim sonrasında, günü gelince bu konuya yine dönebilirim. Çıkış noktamız olan “Aspendos Tiyatrosu’nun restorasyonu” sorununa göz atalım... Bu konuda pusulamız olan, Türkiye’nin 1965’te imzaladığı “Venedik Tüzüğü’nü” anımsayalım. Özetle: 1. “Uzmanlık” gerekliymiş, 2. “Özgün malzeme ve güvenilir belgelere bağlı” olmalıymış, 3. “Faraziyeye (varsayıma)” yer bırakılmamalıymış, 4. Herhangi bir “ekleme, günün damgasını” taşımalıymış, 5. Eksiklikler tamamlanırken “tarihe tanıklık” yanlış yansıtılmamalıymış, 6. “Özgünden ayırt” edilebilmeliymiş… HHH Tersten başlayalım. 6. Aspendos’taki “restorasyon” özgününden ayırt ediliyor! Demek ki Venedik Tüzüğü ile uyumluluk var… 5. Tarihe tanıklık, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki Süheyl Bey ve Süleymaniye camilerinde, inkâr edilmemiş miydi? Rezalet, değil miydiler? 4. Aspendos’ta “ekleme”, günün damgasını, “gözümüzün içine” soktuğu için uyumluymuş… 3. Varsayım, “maalesef” geAspendos Tiyatrosu çerli… 2. “Özgün malzemeye” gelince… Burada biraz duralım! Kadim dostum, rahmetli Prof. Dr. Kenan Erim kendisini Afrodisyas’a adamıştı. Sırtını, 5 bin yıl öncesinin T Özgen Acar a Özgen Ac Kavşak Afrodisyas Tiyatrosu Tartışmalar nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aspendos için laboratuvar sonuçları doğrultusunda ve Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun incelemesiyle “Korkuteli Beji” denilen “kireçtaşının” kullanılmasına karar verildiğini açıklama gereğini duydu. Demek ki Afrodisyas ve Sagalassos’taki gibi “özgün malzemenin” araştırılmasına gereken özen gösterilmemişti! 1. “Uzmanlık” koşulunun Aspendos’ta kuşku götürdüğü, yerleştirilen taşların bazılarının tiyatronun oval yapısına uygunluk göstermediği, bazılarının ön yüzlerinin düz bırakıldığı, bazılarında elektrikli testere izlerinin bile görüldüğü, yeni mermerin parlaklığı alınmadığı için mutfak mermeri gibi görüldüğü saptandı. İnşallah bu tartışmalar, bundan sonrası için bir ders olur! Sultan’ın talimatıyla 7 Haziran seçiminde “400 sandalye” söylemi geçerliydi. O gün, Hanya ile Konya’yı anladıklarından, 1 Kasım için “Allah rızası için koalisyon olmasın!” diye yalvar yakar oldular. 1 Kasım tarihine, Sultanlık için artık rahatlıkla “sonun başlangıcı” diyebiliriz… Bu durumu en güzel, Osmanlıcanın “mâili inhidâm (çökme, kayma, yıkılma)” tanımlaması anlatır! Devrimin rotası!.. ürkiye Cumhuriyeti, devrimci bir fikir ve eylemle kuruldu. Saltanatın, halifeliğin yıkılması, yerine halk iradesine dayanan bir cumhuriyetin kurulması, özellikle o tarihsel koşullar içinde büyük bir başarıdır. Dahası emperyalistlere, sömürgecilere verilen, tarihin en büyük derslerindendir. Diğer ülkelerin de ulusal kurtuluş mücadelelerine öncülük eden devrimin önemini, Anadolu’da yenilen işgalci güçler dahi yadsıyamadı. Hatta bunun mucize olduğunu söylediler! Avrupa’da kanlı bir süreçle yüz yılı aşkın bir zamanda sağlanan düzen değişiklikleri, nasıl oluyordu da Anadolu topraklarında kısa bir zamanda sağlanıyordu? Ümmetten millete, kuldan bireye geçişi sağlayan düzen değişikliği, olağanüstü bir başarıdır evet, ama mucize diye tanımlanabilir mi? Kuşkusuz hayır... Evet Anadolu’da cumhuriyetin kurulması insanlık tarihi deneyimlerinin üstüne oturmuştur ancak, mucize sayılarak önemi küçültülemez. Büyük bir birikimin, emeğin, halkın, Mustafa Kemal Atatürk’ün “ya istiklal ya ölüm” fikrinin üstüne kurulan mücadelenin ürünüdür. Cumhuriyet aydınlanma, özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, kadın hakları, bilim ve aklın egemenliğidir. HHH Bugünün cumhuriyetine gelince... Yıllardır yürütülen karşıdevrim mücadelesiyle cumhuriyetin kazanımları büyük bir erozyona uğratıldı. Cumhuriyet toplumu dönüştürüldü, varlıkları satıldı, elden çıkarıldı. Aşağıdaki fotoğraftaki yüzler, cumhuriyetin ilk yıllarını yansıtıyor. Süreç ortada. Aynı zamanda 92. yıldönümünden bakınca bir karamsarlığı da yansıtıyor. T Aspendos ve Ötekiler (7) yerleşmesi olan bir tepeye dayayan antik tiyatroyu “restore” kararı almıştı. Sorunu “acaba tiyatronun ‘özgün’ mermerleri nereden gelmişti?” idi… Haftalarca araştırdı, araştırttı… Tiyatroda kullanılan mermerin, Aydın Denizli arasındaki Babadağ mermer ocağı ile bağlantısını saptamıştı. Kendisi Afrodisyas’ta iken, bana Nev York’a telefon ederek, “euraka, euraka (buldum, buldum)” demiş, ocakta “antik çekiçleri” bile bulduğunu da söylemişti! HHH Isparta’daki Sagalassos antik kenti kazılarını, emekli olmadan önce yürüten Belçikalı arkeoloji profesörü Mark Waelkens, “restore etmek istediği antik tiyatronun mermerlerinin kaynağını” inceledi, inceletti. Pergelini Sagalassos’a koyup çizdiği dairenin kapsamına giren mermer ocaklarını gezdi, üretimlerini izledi, tiyatronun mermerleriyle kıyasladı… Afyon İscehisar’ın (Dokemion), ünlü mermer ocaklarını da araştırdı. Bu ocaklar çok ünlüydü. Ama onun tiyatrosunda kullanılan mermerler, İscehisar ilçesinin bir köyündeki mermerlerle örtüşmüştü! HHH Sonun Başlangıcı! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ‘Dr. Recep T. Erdoğan’ eçen hafta bugün (24 Ekim) “Erdoğan”, bir kez daha “Dr.” yapıldı, bir kez daha daha “Dr. Recep T. Erdoğan” oldu... Bu “kaçıncı” demeyelim; “Erdoğan” Başbakan olduktan sonra sıraya girmişti üniversiteler; adamcağız henüz üstünden bir “Dr.” cüppesini çıkarmadan başka bir üniversitenin rektörü, “cüppe” elinde bekliyor gibiydi... “O artık Cumhurbaşkanı!” dendikten sonra da, bu bekleyişler daha arttı; haklılar, yeni üniversiteler kuruluyor, onların cüppeleri de Erdoğan’ın sırtına geçirilip onurlandırılmalıydı... İşte bu onurlandırılmanın sonuncusu geçen cuma günü Gaziantep’de sergilendi. “Hasan Kalyoncu Üniversitesi”nin “açılış” ve “Erdoğan”a, “Dr.” cüppesi giydirilme töreni “TV”lerde baştan sona yayımlandı. “Dr. Erdoğan”, konuşmasının hemen hemen tümünü “Suriye” konusuna ayırdı. Bu ülkede güneydoğu sınırımız boyunca ilan edilen “Tel Abyad”, “Kobani” gibi “özerk” kantonların, ülkemizin Güneydoğu bölgesindeki “HDP”li belediyelerce de oluşturulmak istendiğine, açıklanan sözde kimi “özerk” iller, ilçeler konusuna da değindi ardından, bu “yerel özerklik” atılımının hedefininde, “Dert Türkiye’yi bölmek” diyerek, üstüne basa basa vurguladı. Kuşkusuz çok haklı; evet haklı olmasına haklı da, bu “yerel yönetimler reformu”nu “İl Özel İdareler Yasası” adı altında, “İLK” kez kamuoyu gündemine getirip oturtan, “TBMM”de de çoğunluğuna dayanarak “kabul” ettiren kimdi? Kimdi dersiniz? Umarım unutmamışızdır, bu konuda “olan ve de biteni”. “AKP” iktidarı henüz daha iki yıllıkken, “Meclis”den geçirttiği bu “İl Özel İdareler Yasası”, dönemin “Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer”e gelir. Sayın “Sezer”, “AKP” iktidarının kuşkusuz “Erdoğan”ınTürkiye’nin geleceğine yönelik nasıl bir yapılanma istediğini ortaya koyan bu yasanın “14.” maddesini “veto” eder. Bu yasa ile, il genel meclislerinden: “özerklikten öte, bağımsız niteliğe kolayca dönüşebilecek ‘yerel bir meclis’ oluşturulmaktadır!” uyarısıyla yasayı geri gönderir, “10. Cumhurbaşkanımız A.N. Sezer”! Bir kez daha dile getirelim (yazalım), “Ne diyor Sayın Sezer?”; şunu: “Özerklik’ten öte ‘bağımsız’ bir oluşuma dönüşecek ‘yerel meclisler’...” Ve “Başbakan”, ayrıca da “ABD ile AB”nin atadığı “BOP” Eşbaşkanı “Erdoğan” ne diyordu o günlerde, “ ‘Diyarbakır’ bölgesinde bir ‘yıldız’ gibi parlayacak!...” Peki, nasıl mı? “Büyük Ortadoğu Projesi”nin (BOP), “Güneydoğu Anadolu” için belirlediği, çizdiği yeni düzenlemeye uyulup “kabul” ederek... “Erdoğan” bunu “TV”lerde taşkın bir coşku içinde duyuruyor, ellerini neredeyse karnına vurarak haykırıyordu: “Büyük Ortadoğu Projesi”nin biz eşbaşkanıyız!”, “duy ey halkım, duy da sevin!” dercesine... Erdoğan’ın bu sözlerini, “TV” görüntülerini umarım anımsarız. Öte yandan o günlerde “sayın” diye söz edilip saygınlaştırılan Öcalan’ın istediği de, “Başkenti ‘Diyarbakır’ olan bir ‘Kürt Devleti’ oluşturmak” değil miydi? Açıkça ortaya sürülen tablo bu olunca, “Açılım”da neden anlaşamadılar ki, diye sormaktan insan kendini alamıyor... Acaba diyorum, “Dr.” cüppesini giye giye mi anladı yine aldatıldığını? Geçen cuma günkü, “Dr.” ve “cüppeleme” töreninde yaptığı konuşmadan sonra, böyle bir sorgulamayı gerçekten hak ediyor, bilmem katılır mısınız? Ayrıca değerli dostlar, “1 Kasım” gününün, “1923 Devrimi”nin temel taşlarından olan “Harf Devrimi”nin de “87.” yılı olduğunu anımsamayı, anımsatmayı da “seçim” denli önemsemeliyiz diyorum ve yine ayrıca bir hafta sonraki “10 Kasım”ın, “Atatürk’e hesap verme günü” olduğunu da... Çünkü “Atatürk” Henüz Türkçeyi öğrenmekte olan “78” yaşlarındaki çocuklarınıza “Arapça” öğretilmesine dolaysiyle “Arap harfleri”nin geri getirilmesini öylece izleyecek misiniz?” diye sorabilir... Belki, “seçim sandıklarınıza sahip çıktınız mı?” diye de... G ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Ne var ki enseyi karartmamalı. Ulusal bayram kutlamalarını bile engellemeye, Mustafa Kemal Atatürk’ün büstlerine çiçek konulmasını önlemeye, resmi kurumlardan T.C. ibarelerini kaldırmaya uğraşanlar epey yol aldılar ama yıkamadılar. Bir yanda kuşkusuz olumsuz bir tablo, ancak diğer yanda umut var. Son yıllarda büyüyen cumhuriyet fikri, sürekli gelişiyor. Bu çağda Türkiye karanlıkla yönetilemez. Nitekim yönetilemiyor da... Yoksulluğu kabullenmek, sadakayla yaşamak, zorbalığa boyun eğmek insan onuruna aykırıdır. Cumhuriyet felsefesi, aklı vicdanı hür kuşaklar yetiştirme amaçlıyordu, yeniden ümmet ve kul olmayı, biat etmeyi değil... Devrim yeniden rotasına girecek, cumhuriyetin kazanımları geliştirilecektir kuşkusuz... HARBİ SEMİH POROY 30 EKİM 2015 SAYI: 32895 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.57 05.42 06.04 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.25 12.55 15.43 07.08 12.39 15.30 07.28 13.02 15.55 Akşam 18.13 17.59 18.24 Yatsı 19.33 19.18 19.41 umhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere iki gün kala çıktığı Sky Türk ve 24 TV ortak yayınında “bomba” etkisi yaratacak bir gerçeği açıklıyordu: “Malum partinin kampanya yönetimini, Obama’nın kampanyasını yürüten ekip yapıyor. İstanbul’da bir araya geldiler. Bu görüşmelerde malum medya grupları da vardı.” Erdoğan, “üst akıl” dediği Obama’nın kampanyasını yürüten ekibin “malum parti” dediği HDP’ye “terör yapılmasını tavsiye ettiğini” de “açıklayarak” devam ediyordu: “O kampanyayı yürüten ekip, yalanı ve iftirayı sürekli kullanın dedi. Çünkü sürekli yalan söyleyince artık doğru gibi algılanacağını belirttiler. Bunu aynen uyguluyorlar.” Erdoğan’ın bu sözleri bize tanıdık geldi. Kısa bir araştırma yapınca karşımıza başka bir tablo çıktı. Tarih 11 Eylül 2015. yenisabah.com.tr adlı sitede “ABD ve HDP’nin kirli seçim kampanyası” başlıklı bir haber: “HDP’nin tüm seçim stratejisini Obama’nın kampanyasını yürütmüş olan Benenson Strategy Group yürütüyor... Benenson Strategy Group’un iki temsilcisi medya temsilcileri ile çok ilginç bir yerde çok ilginç bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının yeri Bebek’te ABD İstanbul Başkonsolosluğu’na ait bir yerleşkeydi. Kendisi toplantı sırasında yerleşkede olmasına rağmen toplantıya ABD Başkonsolosu iştirak etmedi. Toplantıya Hürriyet, Radikal, CNNTürk, Zaman, C Erdoğan istihbaratı kimden alıyor? Bugün, Sözcü ve Cumhuriyet’ten birer temsilci katıldı (Gazetede o ismi arıyorum, herkese sordum ama hâlâ bulamadım! A.Y.) Toplantının tek konusu: Erdoğan ve Davutoğlu’nun olmadığı bir Türkiye için HDP projesinin propaganda ayağının stratejisiydi. HDP Strateji Grubu’ndaki Benenson Strategy Group’un temsilcisi olan kadın şu cümleyi toplantıda kullandı: ‘Bir yalanı sürekli tekrarlayarak ve inanarak söylersen o yalana herkes inanır.’ Strateji Grubu’nun diğer önemli bir planı Gülen ve Doğan medyasında sürekli HDP ve PKK ayrı yapılardır haberleri çıkarmak. Hatta Strateji Grubu, PKK ve HDP arasında yapay bir kavga da çıkaracak. Bazı HDP’li yöneticilerin PKK tarafından darp edilmesi, silah ile yaralanması hatta öldürülmesi dahi gündem edildi. Strateji Grubu özel bir sabotaj ekibi kurma kararı aldı. Büyük Projelerde Kaza... Havalimanı; büyük projelere sabotajlar yapılacak, sabotajlar sonrası yaşanacak iş kazalarıyla ölümler ve ağır yaralanmalar hedeflenecek.” Haberde başka “fantezi”lerden de söz ediliyordu ama yerimiz dar onun için asli konumuzla ilgili olan kısımla devam edelim. Haberin sonunda kaynak da belirtiliyordu: Kuşçubaşı Evet, yanlış okumadınız. Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın yönettiği Ak trol hesaplardan biri olan Kuşçubaşı. Kuşçubaşı Eşref, 28 Ağustos ve 5 Eylül tarihlerinde Twitter hesabından haberdeki “unsurları” tek tek tweet’lemiş. Site de büyük bir habercilik örneği sergileyip hepsini bir araya toplamıştı. Hadi biraz daha geriye gidelim. 14 Mayıs 2015. Henüz 7 Haziran seçimleri yapılmamış. Akşam gazetesinin manşeti: “Diyanete saldırı İsrail aklı”. Akşam’a göre HDP’nin seçim stratejisini Yahudi lobisinin denetimindeki Benenson Grubu belirliyor. Benenson Grup, 7 Haziran seçimlerinde CHP için çalışmıştı. Hatta 1 Kasım seçimleri için bir sunum da yapmıştı. Ama nedense Ak troller ve havuz medyası 7 Haziran seçimleri öncesinden Benenson Grubu HDP’ye “yamamaya” çalışmıştı. Tutturamadılar ki şimdi yeniden aynı algı operasyonunu tekrarlıyorlar. Öyle ya “Bir yalanı sürekli tekrarlayarak ve inanarak söylersen o yalana herkes inanır.” Hadi o zaman soralım: HDP’nin kampanyasını kim yapıyor? Erdoğan, istihbaratı kimden alıyor? SÜPER LOTO 12, 19, 36, 39, 47 ve 53 6 BİLEN: 2 milyon 379 bin 346 TL (Devir) 5 BİLEN: 5 bin 840’ar TL 4 BİLEN: 90’ar TL 3 BİLEN: 7.60’ar TL C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear