Catalog

Perşembe 29 Ekim 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 27 KONUK YAZAR METİN FEYZİOĞLU BAKANLIĞIN YAYIMLADIĞI ARANANLAR LİSTESİNDE ANKARA KATLİAMININ ARKASINDAKİLER YOK Fethullah Gülen FETÖ/PDY Terör Örgütü PKK/KCK Terör Örgütü Cemil Bayık Mustafa Dokumacı Musa Aşoğlu IŞİD Terör Örgütü çişleri Bakanlığı, “ödül yönetmeliği” kapsamında, aranan teröristler listesinin yayımlandığı bir internet sitesi hazırladı. Dün yayına ALİCAN ULUDAĞ başlayan “terorarananlar.pol.tr” adlı sitede, arananların kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri kategorilere ayrılırken, Fethullah Gülen; PKK ve IŞİD yöneticileri arasında “kırmızı” kategorisinde yer aldı. Listede, canlı bomba olarak açıklanan Adıyaman grubundan 19 IŞİD üyesi açıklanırken, Ankara katliamını yapan Gaziantep grubundan hiçbir ismin yer almaması dikkat çekti. Sitede, ödüllerin renk kategorisine Gülen terörün kırmızı listesinde İ göre verileceği belirtildi. Kırmızı listedekilerin yakalanmasını sağlayanlara 4 milyon TL’ye kadar, mavi listeye 1.5 milyon TL’ye kadar, yeşil listeye 1 milyon TL’ye kadar, turuncu listeye 600 bin TL’ye kadar, gri listeye 300 bin TL’ye kadar para ödülü verilecek. Kırmızı listede toplam 728 kişinin adı aranan terörist olarak açıklandı. Fethullah Gülen’in adının altına “FETÖ/PDY Terör Örgütü” yazıldı. PKK/ KCK Terör Örgütü yöneticileri Cemil Bayık, Murat Karayılan’ın arasında bulunduğu 24 kişi kırmızı listede yer aldı. Adıyaman Dokumacılar grubu lideri olan ve Suruç katliamının arkasındaki isim Mustafa Dokumacı ile İlhami Balı, DHKP/C’li Zerrin Sarı, Musa Aşoğlu, Faruk Ereren, MLKP’li Zeki Gürbüz kırmızı listede açıklandı. Mavi listede, 24 PKK/KCK’linin isimleri yer alırken, Hizbullah üyesi Edip Gümüş, Vasat terör örgütü lideri Şahimerdan Sarı’nın yanı sıra TKP/ML, MKP, DHKP/C, MLKP’den bazı isimler de görüldü. 44 kişinin yer aldığı yeşil listede ise 36 PKK/KCK üyesinin ismi yazıldı. Suriye’de olan THKP/C Acilciler’in lideri Mihraç Ural ile Hizbullahcı Cemal Tutar ve İsa Altsoy da yeşil listeye kaydedildi. Turuncu grupta ise 49 isim yer aldı. Bunlardan 36’sını PKK’liler oluşturdu. Listede FETÖ/PDY Terör Örgütü adı altında Abdulkadir Yılmaz, Muhammet Eroğlu, Murat Aydın, Vedat Küçük, Yalçın Türken yer aldı. DHKP/C Terör Örgütü İlhami Balı IŞİD Terör Örgütü Zeki Gürbüz MLKP Terör Örgütü Feyman Hüseyin PKK/KCK Terör Örgütü Dukan Kalkan Mustafa Karasu PKK/KCK Terör Örgütü PKK/KCK Terör Örgütü Haksızlık haksızlıktır Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, İpekKoza grubuna kayyum atanması konusunda hukuksal bir inceleme yaptı. Sonucunu da kaleme aldı. İncelemenin sonuçlarını aşağıda bulacaksınız. Yazının tümüne, “www.cumhuriyet. com.tr”den ulaşabilirsiniz. Canlı bombalar mavide Mumcu’nun katili turuncuda Uğur Mumcu’yu katleden bomba düzeneğini hazırlayan TevhidSelam Kudüs Ordusu üyesi Oğuz Demir de turuncu gruba girdi. Muzaffer Dalmaz İslami Hareket Örgütü, Emin Ekici Hizbullah İlim Terör Örgütü üyesi olarak turuncu listede açıklandı. Mavi listede 17 IŞİD üyesi yer aldı. Bunların emniyetin canlı bomba listesinde yer alan Adıyaman grubu olduğu görüldü. Hacı Yusuf Kızılbay, Kasım Dere, Mahmut Gazi Dündar, Mehmet Mustafa Çevik, Ömer Deniz Dündar, Yakup Aktulum, Mehmet İşik, Mehmet Taşar, Muhammet Zana Alkan, Ersel Ocak, Mahmut Gazi Tatar, Recep Yaman, Ayşenur İnci, Demet Taşar, Merve Dündar, Ulkar Mamodova’nın isimleri mavi listede yer aldı. 16 kişinin doğum yeri Adıyaman. Niye korkuyorsunuz? DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İpek Medya Grubu’na kayyumun polis zoruyla girmesine tepki gösterdi. İpek Medya Grubu’na destek ziyaretinde bulunan Demirtaş, reji odasından yapılan canlı yayına katılıp Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros’un sorularını yanıtladı. Demirtaş, basın özgürlüğünün yanında olduklarını belirterek, “Hukuksuzluğun karşısındayız. Bu AKP’nin utancıdır. Bu şekilde 400 vekil de çıkarsanız bu ülkede ne size huzur var, ne bize” dedi. Demirtaş, yargının yanlış kararlar alabileceğini savunarak, şunları söyledi: “Kayyum atarsınız ‘sen şirketi yönetemiyorsun’ dersiniz, durum düzelene kadar yönetime atarsınız. Ama gazlamak, coplamak, zorla gelip içeri girmek mafya ve çetevari usullerdir. Savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Bu sadece İpek Medya Grubu’na değil, toplumun haber alma özgürlüğüne bir darbedir. Seçime birkaç gün kala muhalif kanalların susturulmaya çalışılması kafalarda şaibeleri daha da artıracaktır. Korkunuz ne? Seçim akşamı yapılacak yayınlarda tereddüdünüz ne? Seçim günü yapılacak yayınlarla il Bugün TV’de konuşan Demirtaş’tan hükümete: Seçim yayınlarıyla ilgili tereddüdünüz mü var? H duğunu kaydederek, “Bu, kara tablodur. Gazeteler, televizyonlar ve radyolar hukuk dışı bir şekilde susturulmaya, havuz medyasına katılmaya çalışılıyor” dedi. HDP Milletvekili Garo Paylan da “Biz eninde sonunda durduracağız. Direnelim arkadaşlar biz yetişeceğiz” dedi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici de yapılanların darbe olduğunu belirterek, “Bu demokrasiye, özgür medyaya, muhalefete, sermayeye, hür teşebbüse bir darbedir. Anayasa rafa kaldırılmıştır” dedi. Keneş binaya alınmadı HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, İpek Medya Grubu önünde bekleyenleri selamladı. gili tereddüdünüz mü var? gibi sorular da insanın aklına getirmiyor değil.” Pavey: Çaldılar, yakalandılar Bugün TV’nin yayınına katılan CHP Milletvekili Şafak Pavey ise “Şu anda tarihe tanıklık ediyoruz. Türkiye böyle bir şey görmedi ve bunun tek nedeni; çaldılar, yakalandılar ve ülkeyi başımıza yıkıyorlar” dedi. “Gazetecilik adına bu utan ca hep beraber tanıklık ediyoruz” diyen Pavey, “Burada nefes alınamayacak bir şekilde yayın yapmaya çalışıyorsunuz. Kırşehir’de kitabevi yakanlar burada bizi yakamadıkları için üzülüyorlar herhalde” ifadelerini kullandı. Paylan: Direnelim arkadaşlar CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da yaşananların bir ibret tablosu ol Fotoğraflar: VEDAT ARIK Kanaltürk ve Bugün Televizyonu’na yapılan baskının ardından, gazetecilere destek vermek isteyen Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş polisler tarafından binaya alınmadı. Polislere tepki gösteren Keneş, “Türkiye olağan dışı günler yaşıyor. Hukuksuzluk keyfinin tek adamlık rejime dönüşeceğini düşünenler haklı çıktı. Bu sabah itibariyle rejimin karakteri değişmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti artık cumhuriyet ve demokrasi olma vasfını taşıyamaz hale gelmiştir” dedi. Bugün TV ve Kanaltürk ortak yayınında Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros ile telefonla görüşen gazeteci Ayşenur Arslan, “Tüylerim diken diken şu anda. Medya demokrasinin vazgeçilmez unsurlardan biriyse eğer şu anda tecavüze uğruyor. Buna bütün medya kuruluşları karşı çıkmalı, hepimiz ortaklaşa sesimizi yükseltmeliyiz” diye konuştu. Gazeteci Nazlı Ilıcak, “O kadar üzüntülüyüm Türkiyem için üzüntülüyüm. Oğlum bana ‘Anne artık yaşın kaça geldi. Bırak da torunlarını sev’ diyor. Ben de ona ‘Oğlum torunlarıma daha aydın bir gelecek hazırlamak için bu mücadeleyi veriyorum’ dedim” ifadelerini kullandı. ir şirkete CMK uyarınca kayyım atanması, hiç kuşkusuz Anayasa’da ve uluslararası hukukta güvence altına alınan mülkiyet hakkının kısıtlanmasıdır. Şirketin, medya şirketi olması durumunda basın; düşünceyi açıklama ve eleştiri özgürlükleri de kısıtlanmış olur. Bu özgürlüklerin kısıtlanması ise, bireylerin haber alma kaynaklarını etkilediği için her bireyin düşünce özgürlüğünü neticede kısıtlar. İşte bu sebeplerle, adı geçen grubun şirketlerine el konulması, bu şirketlerin kimlere ait ya da kimlere yakın olduğundan bağımsız bir şekilde, hukuk devleti ve demokrasi içerisinde yaşamak isteyen herkesi ve bu değerleri koruma görevi olan Türkiye Barolar Birliği’ni doğrudan ilgilendirmektedir. Hukuksal açıdan yaptığımız inceleme sonunda şu sonuçlara ulaştık: Kozaİpek Grubunun şirketlerine yönelik kayyım görevlendirmesine ilişkin kararın, CMK’nın konuya ilişkin 133. maddesindeki şartları taşımadığı; Bu çerçevede, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi açısından gerekli olan delillerin toplanması için niçin kayyım görevlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunun karardan anlaşılamadığı; Temel hak ve özgürlükleri çok daha az kısıtlayacak koruma tedbirleri ile aynı amaca ulaşılması mümkün göründüğü halde, şirketlerin yönetiminin niçin kayyıma devredildiğinin gerekçede açıklanmadığı; Bu haliyle, anılan grubun şirketlerinin yönetiminin kayyıma devredilmesi işleminin başta mülkiyet hakkı ve basın özgürlüğü olmak üzere, çok sayıda temel hak ve özgürlüğü ihlal ettiği; Özellikle basın hürriyetinin gerekçesiz bir şekilde askıya alınmasının, toplumda yaşayan her bireyin temel hak ve hürriyetlerini kısıtladığı; Yargının tarafsızlığının, bağımsızlığının, adil yargılama yapma yetisinin ve hesap verebilirliğinin demokratik ölçütlerle son derece sorunlu olduğu bir sistemde, kayyım görevlendirilmesi işleminin adalete duyulan güveni ve hukuki güvenlik ilkesini ağır şekilde zedelediği; Dolayısıyla demokratik hukuk devletinin özünün doğrudan doğruya ihlal edildiğini kamuoyunun bilgilerine sunar, bu hukuka aykırılığın yine yargı tarafından en kısa sürede giderilerek toplumdaki her bireyin hukuki güvenliğe kavuşturulmasını dileriz. Hangi siyasi düşünceden olursa olsun, her vatandaşımıza söylemek istediğimiz husus; keyfilik kimi doğrudan mağdur ederse etsin, adaleti ülkenin temeli olmaktan çıkararak hepimizi birden mağdur ettiğidir. Haksızlık, kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, haksızlıktır. Haksızlığa hiçbir çekince koymaksızın karşı durmak ise hepimizin görevidir. Şunu iyi bilelim ki, özgürlük ve demokrasi sonunda daima kazanır. YAZININ TAMAMI İÇİN www.cumhuriyet.com.tr B ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: Dumanlı: Emevi zulmü Bugün TV’de yayına katılan Zaman gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı ise “Bu yapılan şey, İslam tarihinde sıkça gördüğümüz bir şey. Tipik bir Emevi zulmüdür. Emeviler de zulümlerini yaparken hutbe okuturlardı, Kuran okuturlardı. Ayetleri kullanmak isterlerdi.” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Endişelerimiz devam ediyor Koza Holding bünyesindeki İpek Medya Grubu’na kayyum atanmasına tepki gösteren grup binanın önündeki bekleyişini dün de sürdürdü. Erdoğan’ın aurası bozulacak zasını taşıyan ‘Diktatörlüğe birkaç adım mesafede’ başlıklı yazıda, 2002’den beri Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin 1 Kasım seçiminde ne ölçüde tek parti yönetimi kurup, siyasi tekel oluşturabileceğinin belirleneceğini öne sürdü. Seçim sürecinde görülmedik derecede bir şiddet yaşandığını, HDP binalarına ve muhalif gazetelere saldırılar düzenlendiğini hatırlatan Cockburn, “Erdoğan’ı eleştiren tüm kurumların daimi kuşatma altında olduğu havası hâkim” olduğuna dikkat çekerek Koza cı güçleri açığa çıkardığı ve büyüttüğünü vurguladı. Yazıda, Erdoğan’ın seçimlerden sonra söz konusu ayrıştırıcı güçleri tekrar kontrol altına almak isteyebileceği ancak bunu yapmasının kolay olmayacağı belirtildi. İngiltere’de yayımlanan Financil Times gazetesinde dün yayımlanan bir analizde ise HDP’nin 1 Kasım seçimlerinde iyi bir sonuç elde etmesi durumunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yenilmezlik aurasının bozulacağı” yorumunu yaptı. Yazıda şu ifadeler kullanıldı: “Haziran’da Türk siyasetinin güçsüznı yapmayı umuyorlar. Ama bu kez daha rahatsız edici bir ortamda; devletle Kürt militanlar arasındaki çatışmaların yeniden başladığı, İslamcıların Kürt aktivistlere bombalı saldırılar düzenlediği ve Erdoğan’ın kutuplaştırıcı bir söylem kullandığı bir dönemde. HDP, yüzde 10 barajını aşarsa, Erdoğan’ın liderliğine kalıcı bir darbe vuracak, muhtemelen partisini salt çoğunluktan edecek ve kesinlikle 2003’ten itibaren üç dönemlik başbakanlığı sırasında kendisini kuşatan yenilmezlik aurasını ortadan kaldıracak.” l Dış Haberler Servisi Frankfurter Allgemeine Zeitung: Polis İstanbul’da zincir kesici ile bir medya holdinginin kontrolünü ele geçirdi. Kameralar önünde gazetecilere biber gazı ve su sıkılarak müdahale edildi Der Spiegel: Seçimlerden birkaç gün önce devlet kurumları muhalif medyanın üzerine gidiyor. El konulan medya organları muhalefetteki siyasetçilerin sıkça göründükleri yayımlardı. Le Monde: 1 Kasım seçimi öncesi basın özgürlüğüne karşı yapılan bu müdahale, muhalif partiler tarafından kınandı. Le Figaro: Polis iki kanalı kontrol altına aldı. Bugün TV’ye polis zorla girdi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü: Türkiye’de önceki zamanlara kıyasla basın özgürlüğü daha da kısıtlanmış durumda. Independent ve Financial Times’tan seçim öncesi Türkiye değerlendirmesi AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN TEPKİ: ndependent gazetesi, 1 Kasım’da ya İpek Medya Grubu’na kayyum atanması lerinin Kürtler, solcular ve insan haklaDÜNYADA GÜNDEM TÜRKİYE I pılacak genel seçimin Türkiye’deve sonrasında yaşananlar da anımsatıldı. rı aktivistlerinin kurduğu toy ittifak, kriSeçim öncesi ki mevcut kutuplaşmayı daha fazla deIndependent, Pazar günü gerçekleşetik önemdeki parlamento seçimlerinde rinleştirebileceğini değerlendiren bir ya cek seçim sonucunu tahmin etmenin oyların yüzde 13’ünü alarak Türk siyasi ürkütücü bir mesaj zıya yer verdi. Patrick Cockburn’ün imzor olduğunu ancak şimdiden ayrıştırıelitini şaşırttı. Bu Pazar günü de aynısıTelevizyon kanallarına polis zoruyla girilerek yayının kesilmesi hakkında Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, tedbirlerin acilen durdurulması gerektiğini ifade ederek, “Genel seçimlere bir hafta kala Türk halkı ve gazetecilere oldukça ürkütücü bir mesaj verilmiş oldu ve büyük bir zarar verdi. Canlı yayının bu şekilde kesiliyor olması uluslararası insan hakları kriterlerini karşılamıyor” dedi. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri’nden sorumlu üyesi Johannes Hahn’ın Sözcüsü Maja Kocijancic, ‘endişeli’ olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurguladı. Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasını değerlendiren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Türkiye’ye “adil yargı ve hukuk önünde eşit muamele ilkesine uyma” çağrısı yaptı. Günlük basın bilgilendirme toplantısında konuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Kirby, Türk yetkililerin, evrensel demokratik değerler ve Türkiye anayasasında da kutsal kabul edilen değerler çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini söyledi. Kirby, “Özgür medya, ifade özgürlüğü ve toplanma gibi haklar konusunda bazı endişelerimiz devam ediyor” diye konuştu. l CİHAN C M Y B