14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Merkel’in tahta çıkışının 1. haftası Merkel’i Ankara’ya getirtemeyen Erdoğan, Alman konuğuna, “Haa burası büyük devlet” dedirtmenin yolunu, onu Büyük Mabeyn Köşkü’ne buyur edip hilalli tahta oturtmakta buldu. >> 3. Sayfada ‘Her insan biraz Vecihi olmalı...’ Pilot ve mucit Vecihi Hürkuş, yakında ‘yerli ve milli’ bir film ile beyazperdede. Mehmet Çetin’in yapımcısı ve yönetmeni olduğu ‘Kanat’, şubat ayında gösterime girecek >> 2. Sayfada ‘Ailemle geçirdiğim zaman önemli’ ABD’nin Cumhuriyetçi siyaset adamı Paul Ryan’ın tercihini ailesinden yana kullanması, ülkenin gündemini belirledi. Washington’da “Aileme vakit ayırımak istiyorum” sözleri, aslen genellikle ya “İstifaya zorlanıyorum” ya da “Ben bu işi o kadar da istemiyorum” anlamına geliyor. >> 3. Sayfada Pazar 25 Ekim 2015 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK odernleşme serüvenini ‘araba sevdası’yla özetlemiş insanların ülkesi burası. Recaizade Mahmut Ekrem’in yarattığı Bihruz Bey’in alafrangalık yolunda arzu nesnesi olarak arabayı seçmesi tesadüf değil. Ne diyordu Tanpınar roman için? “Bu köksüz gölgeler kitabında asıl kahraman, Bihruz Bey’in parasını tam olarak ödemediği ve sonunda elinden aldıkları arabasıdır. O, kitabın sembolü ve fatalitesidir”. bir gururla arabaya bindi, Devrim hareket Yalnızca kitabın değil; yakın tarihimietti. Kısa bir süre... Öksürerek durdu arazin de sembolü ve fatalitesi (kötü kaderi) ba. Ne olduğunu soran Gürsel şu cevabı ‘araba’... Her gündeme gelişinde ülkenin aldı: “Paşam, benzin bitti.” Ve ağzından makus talihine bir çentik daha atan bir tarihe geçecek şu cümle döküldü: “Batı sembol üstelik. “AK Parti iktidardan indirilirse buralar kafasıyla otomobil yaptınız ama, Doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz”. da Beyaz Toroslar dolaşacak.” Bu cümleErtesi gün gazetelerin manşeti ortakyi duyan bir İzlandalı olsaydı, Başbakan tı: “100 metre gidip bozuldu”. MemleketAhmet Davutoğlu’nun teknolojinin gerileyeceğine dair bir imada bulunduğunu dü te böyle bir işin başarılı olmayacağından şünebilirdi belki... Ama bu ülkenin tarihi emin olanlar, başarıyı görmezden gelecek ne tanıklık edenler, bizler, Beyaz Toros’un fırsata dört elle sarıldılar. Çocuğa ne ad verdiğinize dikkat edecekyalnızca bir otomobil olmadığını çok iyi siniz, bakarsınız o ad kaderi olur. Devrim, biliyoruz. Dört tekerlekli bir metal yığıtıpkı “Devrim” gibi büyük umutlarla donı, bize devlet terörünün acımasız tarihiğup hızla tarihe karıştı. ni hatırlatıyor. Beyaz Toros faili meçhul cinayetler için Orta sınıf yükseliyor nasıl bir sembolse, yerli otomobil üretimi Bundan beş yıl sonra bir başka otomode kendini ispat etmekten bir türlü bıkbil Devrim’in tahtına oturdu: Anadol. Rekmayan Türkiye’nin ergenlik sembolü. Gelam sloganı “Yılların hayalini hakikat yaçen hafta yine bir ‘yerli otomobil’le tanışpan otomobil”di. Her ne kadar kime sortık. Afrika kabilelerinin yüz boyaları gibi bir desenle karşımıza çıktığından ötürü sanız ilk yerli otomobilin Anadol olduğunu söyleyecek olsa da, otomobilin tasarışekline çok vâkıf olamadığımız bu protomı İngilizlere, şasi, motor ve şanzımanlatipin, Cadillac BHL modeline tıpatıp benrı ise Ford’a aitti. Üretimi Ford’un Türkizediğini söyledi uzmanlar. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise prototipi tanıtırken Sultan Abdülhamit’in 1884’te yerli otomobil için talimat verdiğini aktardı. 176 yıldır kapanmayan Tanzimat parantezi için yeni bir hamle olsa gerek bu prototip... Gelin görün ki Devrim arabalarından Beyaz Toroslara, Türkiye’nin ‘araba sevdası’nın sonu RenaultMais’in Türkiye’de ürettiği 1971 model, hiç mutlu bitmiyor. İçinde hayal kırıklı ilk otomobili, uluslararası İzmir Fuarı’ndaki ğı da var, rüşvet de, standında sergilendi. (Fotoğraf: Hüseyin Erciyas) cinayet de... ye’deki ortağı Vehbi Koç’un kurduğu Otosan yapıyordu. İdealist mühendisin Ad koymak önemli demiştik. Koç, işi makus talihi şansa bırakmadı. Yeni otomobilin nasıl Devrim, malumunuz kimileri için 1960 İhtilali’ne verilen ad. İhtilal gerçekleşmiş, anılacağına dair bir yarışma açtı. 86 bin hükümet devrilmişti, MenderesPolatkan kişi, 19 bine yakın değişik seçenekle katıldı. 10 bin lira ödüllü yarışmanın Ord. Zorlu yargılanmaktaydı. 6 Haziran 1961 Prof. Bedri Karafakioğlu, Prof. Memduh günü Devlet Demiryolları Fabrikaları yöYaşa, Prof. Necmettin Erbakan, İstanbul netici ve mühendisleri devletin üst kadeGazeteciler Cemiyeti Başkanı Burhan Femelerinden gelen bir çağrıyla toplandılek ve Muharrir Cevat Fehmi Başkut’tan lar. Ordu onları bir binek aracı yapmakla oluşan seçici kurulu, ‘yerli ve milli’ bir görevlendirmişti. Süre 4.5 aydı çünkü ilk tercihte bulundu. ‘yerli otomobil’, Cumhuriyetin 38. yıldöAnadol da Devrim’in karşılaştığı dirençnümüne, 29 Ekim 1961 gününe yetişmeliydi. Olacak iş değildi ya, idealist mühen le karşılaştı. Vehbi Koç yıllar sonra bu direnci şöyle anlatacaktı: “Aleyhinde çeşitdisler “Yaparız” dediler. Yaptılar da. li yazılar yazıldı. Fiberglas gövdeyi öküSon kat boyaları 28 Ekim akşamı yapızün, atın yiyeceğinden bahsedildi. Bu alay lan iki Devrim, Ankara’ya vardı. Depolatiyatrolara kadar girdi. Fakat araba çalıştı, rına yalnızca birkaç litre benzin konmuştu, Meclis’e gitmeden önce doldurulacaktı. halk aldı bindi.” Türkiye’de 1000 kişiye 1960’larda dört Ancak eskorttakilere benzin bilgisi verilmotorlu araç düşerken 70’lerde bu ramemişti, doğrudan Meclis’e gidiverdiler. kam 10’a çıkmıştı. Orta sınıfın yükselmeCumhurbaşkanı Cemal Gürsel büyük Türkiye’nin dört tekerli tarihi M ye başladığı bu dönemde Anadol da, tıpkı daha sonra yollara çıkacak Murat 124 gibi bir semboldü. Bihruz Bey 1970’lerde yaşasaydı arzu nesnesi bir lando değil, bir Anadol olurdu kuşkusuz. Özal’lı yıllara geldiğimizde bu sembolün şekli şemali değişti, Turgut Özal direksiyon başında o efsanevi “Haydi bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim Semracığım” cümlesini kurduğunda bir Mercedes’in içindelerdi. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün reklam filmiydi bu. Semra Özal’ın, “Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her yerinde değişikliği görüyorsun, gayet güzel. Allah razı olsun yapanlardan” sözleriyle açılıyor, sonra dış ses “Yollar, yollar, yollar… Bir ülkenin gelişme göstergelerinden biri yollar” diye devam ediyordu. Mercedes, Özallı dönemden yıllar sonra bu kez Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in makam arabası olarak gündeme geldiğinde Türkiye’nin her yeri Semra Özal’ın dahi dehşete kapılacağı şekilde değişmişti. 1 milyon TL’lik bir otomobile ödenen ‘çerez parası’ydı sadece. Yaşasın gelişmişlik. ‘Gelişen Türkiye’ tarihine Mercedes’in yanına bir de Jaguar’ı eklendi Özal dö Geçen hafta Beyaz Toroslar da hortladı, Abdülhamit’in yerli otomobil hayali de... Hayaletlerle yaşamaktan kurtulamayan Türkiye’nin tarihi gün gelip de arabalar üzerinden yazılırsa, her yanı çizik, farı kırık, lastikleri patlak bir araba çıkacak ortaya. Devrim arabalarından Beyaz Toroslara, Türkiye’nin ‘araba sevdası’nın sonu hiç mutlu bitmiyor çünkü. İçinde hayal kırıklığı da var, rüşvet de, cinayet de... ğü yapmaya başladılar. Bunlardan biri de ambleminde tıpkı ANAP gibi arı bulunan Büyük Anadolu Partisi BANAP’tı. Özal ve ekibi Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz edince BANAP, BAP adı ve yepyeni bir amblemle çıktı ortaya: Davulu Delen Jaguar. BANAP Genel Başkanı Kemal Bekman çıktığı bir televizyon programında tatlı tatlı anlatıyordu: “Delik davul Anadolu’nun sesi, milletin delik cebi, mutfağın feryadıdır. Jaguar halkın huzurunu bozan, fukaralığı getiren, milleti perişan eden iktidarı sembolize etmektedir”. Davulu delen Jaguar neminde. 1986 yılında, firmanın Türkiye temsilcisi Zeki Küçükberber, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal’a bir Jaguar hediye etti. Hediyeyi memnuniyetle kabul eden Özal ve o dönem evli olduğu Asım Ekren, durumun basına yansıması ve gelen sert tepkiler üzerine otomobili iade ettiler. Tepkiler o kadar büyüdü ki jaguar bir parti amblemi dahi oldu. 1986’da Özal seçim yasasını değiştirmişti. Bu değişiklikten hoşnut olmayan Demirel destekçileri, alay edercesine yeni partiler kurup Demirel sözcülü Ölümle eşanlamlı bir araba İLLÜSTRASYON: CİHAT HAZARDAĞLI urgut Özal’ın Cumhurbaşkanı seçildiği 1989 yılı ise Cumhuriyet tarihinde kanlı bir iz bırakan bir otomobilin doğuşuna tanıklık edecekti. Renault 12, Toros dağlarından alıyordu ‘yerli’ adını.  Toros dağı zirvelerine helikopterle iki otomobil çıkarılıp reklam filmi dahi çekilmişti. Toroslar, emniyet teşkilatında, askeriyede ve devletin çeşitli kollarında resmi araç olarak kullanıldı. Tarihe de bu ‘görevleri’ sırasında geçti. 1990’ların Güneydoğu’sunda Beyaz Toros ölüm demekti. PKK ile arasında bağ olduğu düşünülenler arabaya bindiriliyor ve dağlık bir arazide öldürülüyordu. Kiminin cenazesi bulunuyordu kimi ‘kayıp’ kalıyordu ebediyen. 17 bin faili meçhul cinayete yol açan devlet terörünün en belirgin sembolüydü Beyaz Toros. 2000’lerle birlikte faili meçhullerin de, Beyaz Torosların da tarihe gömüldüğü sanılıyordu. Ta ki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Van mitinginde yaptığı konuşmaya kadar: “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda Beyaz Toroslar dolaşacak.” Gerçi AKP destekçisi bazı isimlerin Twitter’da Beyaz Toroslu cümleler kurduğu vakiydi ama ciddiye alınacak kimseler değillerdi. Öyle sanıyorduk, en azından... Karşılaştığı tepki üzerine sözlerinin amacının “faili meçhul cinayetleri AK Parti’nin bitirdiğini” hatırlatmak oldu T ğunu söyledi Davutoğlu, pek ikna edici olmadı. Yalnızca üç yıl önce Sırrı Sakık’ın verdiği, Beyaz Torosları araştırma önergesi AKP milletvekillerinin çoğunlukta olduğu Meclis’te reddedilmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Meclis’e getirdiği önergeyle AKP hükümetleri döneminde, 1990’lı yıllarda Beyaz Torosların işlediği faili meçhul cinayetlerden hangilerinin aydınlatıldığını sordu. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, “Türkiye’nin AİHM’de Beyaz Toros’lar dolayısıyla görülen yüzlerce davası olduğunu” hatırlattı. Devlet Bahçeli ise içinden çıkılamayan hesaplamalarına bir yenisini ekledi: “Bu bir şifre mi? Örgüt mü? Bu Toros’un başka bir anlamı daha var. 1 kilo toz 1 Toros. 3 kilo toz 1 minibos. Bölgenin ifadesi ile. 5 kilo toz 1 otobos. Acaba Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ahmet Davutoğlu bu toz ile çok yakından alakalı olup beyaz Toros ile ne ilişkileri var?” 1996’ya gelindiğinde Susurluk’ta bir kamyonla çarpışan Mercedes, Beyaz Torosların ve daha nice kirli ilişkinin sırlarını ortaya döktü. Tam da o sırada Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit kendi Kartal’ını makam aracı yaparak Mercedes hükümdarlığına söylecek sözü olduğunu gösteriyordu. Tarih bazen kahramanlıklar üzerinden yazılır, bazen büyük zaferler, bazen ilkler, bazen sonlar üzerinden. Türkiye’nin tarihini gün gelip de arabalar üzerinden yazmaya kalkan olursa her yanı çizik, farı kırık, lastikleri patlak bir araba çıkacak karşısına. Yine de ilerleyecek o araba, menzile doğru ağır ağır yol ala cak. Ne diyordu Çetin Altan? “Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır. (...) Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, ‘daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik’ diyebilirsiniz. Bu da az şey değildir.” C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear