23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 1 Ekim 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 6 Twitter’da büyük savaş: Hırsız, kriminal yavşak ‘Ancak Bayık veya Karayılan yakalanırsa AKP 276’yı bulur’ onda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, önceki gün kapalı bir toplantıda YASED (Yabancı Sermaye Derneği) üyelerine seçim tahminlerini anlattı. Yabancı firmaların temsilcileri, büyük bir dikkatle izledi, not aldı ve yurtdışındaki patronlarına iletti. Ağırdır şu bilgileri verdi: Seçmen kutuplaştı ve 7 Haziran’da TBMM’de “dört partili” bir yapı oluştu. Bu tablo 1 Kasım da dahil önümüzdeki 10 yıl boyunca değişmez. K 1 Kasım’da 4 partinin oyu 7 Haziran seçimine göre en fazla 0.5 ile 1 puan arasında oynar. Seçime katılım 7 Haziran gibi olursa, TBMM’deki sandalye dağılımı değişmez. Ama katılım oranı düşerse, AKP 19 milyon oyla daha çok sandalye kazanabilir. AKP’nin tek başına iktidar olması, yani 276’yı bulması ancak “olağanüstü” bir gelişme ile mümkün. Böyle bir durum da ancak PKK liderleri Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ın yakalanması ile olur. AH: “Sen Tayyip Erdoğan’a ‘Allah’sız’ diye Twitter’da kapıştı, bağırmıyor hakaretler havada muydun? Ne uçuştu. çabuk geri vitese CU: “Bak Ahmet taktın? Yavşak Ahmet Hakan Cem Uzan Hakan denen pislik. Memlekete pislik. Köşende bana karşı giremeyen kriminal yavşak. patronun Aydın’ın tetikçiliğine Paris’e kaç para kaçırdın? En soyunmuşsun. Boyunu aşan sevimsiz hırsız. Seni Şanzelize’ye işlere karışma. Bunlar belediye kadar kovalarım ve hiçbir Fransız avantalarına benzemez hırsız.” elimden alamaz lan seni.” irari işadamı Cem F Uzan ile Hürriyet yazarı Ahmet Hakan CHP: Türkiye’yi yönetirim yüksek güveni ün CHP bildirgesinde “güven patlaması” vardı... Kılıçdaroğlu’nu (ve CHP’yi) hiç bu kadar kendine güvenli görmemiştim diyebilirim. Bildirgeye hâkim, konuşmasına hâkim, konuya hâkim, iktidara saldırı dozları ayarlı, inişçıkış duyguheyecan dozu yerinde. 2011 öncesinde “CHP iktidara gelse bu haliyle Türkiye iki yıl kaybeder, CHP bir daha iktidar yüzü göremez..” biçiminde yazmış ve hakaretlere uğramış yazar olarak, bu kez tam tersini söylüyorum. Bu güven nereden geliyor, diye sordum kendime, CHP liderini dinlerken... Programından. Konuları iyi çalışmış, Türkiye’nin sorunlarını içselleştirmiş ve dolayısıyla çözümlere odaklanmış olmasından. 2011 programı zayıftı. Bugünkü seçim bildirgesinin nüvesi. Yerel seçimlerde giderek pişen bir kendine güven, epey olgunlaşarak dün patlama yaptı. Altı dolu bir güven yani. Ekip iyi çalışmış (Sencer Ayata ve arkadaşlarının, katkıda bulunanların kulakları çınlasın). Kılıçdaroğlu, bu çalışmanın seçmene yönelik en önemli vurgularını öne çıkartarak başarılı bir şekilde sundu. Uzaktan bakışla, CHP ülkenin çok temel sorunlarını çözerim mesajının altını doldurdu. Aslında bildirgenin omurgasını doğal olarak haziran seçim bildirgesi oluşturuyordu. Orada emekliler, ikramiye, mazot olayı, aile sigortası, demokrasi/hukuk ön planda seyrediyordu. Bu kez, beklenmedik bir yoğurmayla, bu omurganın merkezine gençliği oturttular... Türkiye genç ülke. Her kesimden gençliğin sorunları büyük; taşeron olarak çalışan ve asgari ücretli gençlere mesajlar; iktidarın stadyumlarda büyük protesto dalgalarını bastırmak için getirdiği passolig rezaletine son vereceğini açıklaması, şüphesiz yankı bulur. Fakat bu mesajların gerçekten yerini bulması için, özel çalışankesimlerle temas edecek ve onlara mesajları iletecek ayrıntılı yeni örgütlenme gereğini not etmişim defterime. Türkiye artık bir iletişim cangılı içinde, insanlara, çeşitli sınıf ve katmanlara salt ekranlardan, hele çalışan yoksul kesimlere salt sosyal medyadan ulaşmak çok zor. Yani iyi bir program yetmez, buradaki mesajların ayrı ayrı paketlenip mitingler süresince “hedef kitlelerine” iletilmesini sağlayacak yepyeni bir organizasyon gerekli. İktidara gelmek istemenin hele CHP için kolay olabileceğini düşünen mi var? İktidar, bir anlamda da onu ele geçirebilmeyi çok iyi planlayabilenlerin oluyor. Bu nokta, CHP’nin zayıf halkası Ertuğrul Özkök tatilden sert döndü ürriyet yazarı Boynukalın’a hitaben şöyle Ertuğrul Özkök, dedi: Cumhurbaşkanı “Suratına tükürür gibi Erdoğan’ın hakaret olarak konuştum, daha dün algıladığı son yazısı aynı yollarda yürüdüğün üzerine uzun bir tatile savcılar falan vardı ya... çıkmıştı. Hani bu dünyaları ben E. Özkök Dün döndü ve sert bir yarattım diyen zevat. Hepsi yazı yazdı. Hürriyet’i bastığı için kaçıp gitti. Bak aslanım, bir gün bir daha aday gösterilmeyen belki sen de kaçıp gidersin ama AKP milletvekili Abdurrahim biz hep burdayız.” D gibi duruyor. H ükümete yakın MAK Danışmanlık anket yapmış, hükümete yakın Yeni Akit gazetesi de yayımlamış. Şirket, ankette Türkiye’yi bölmüş, Doğu ve Güneydoğu’yu dikkate almayıp, yok saymış. Ankette, AKP’ye yüzde 45.3, CHP’ye yüzde 28.7, MHP’ye yüzde 15.0, HDP’ye de yüzde 7.6 oy çıkmış. Yandaşa göre HDP barajı aşmasa da 66 vekil çıkaracak H Eğer Doğu ve Güneydoğu’yu yok sayarsanız, belki bu sonuç çıkabilir. Ama daha ilginci, şirket baraj altındaki HDP’ye de vekillik vermiş ve TBMM şöyle oluşmuş: AKP: 279, CHP: 141, HDP: 66, MHP: 64 Ne diyelim, bu kadar şaşkınlık ancak “Gözü kara yandaşlık”la olur herhalde. Kenan Işık rdoğan’ın damadı ile E kardeşinin yönettiği A Haber, dün ilan vermiş, “En çok izlenen Cenazeden çifte TV’de naklen yayın değişiklikle ilgisi herhalde vardır. Ama dün, Emine Erdoğan’ın amcasının cenazesini, baştan sona canlı yayımladılar. Damat Bey göze girmiştir artık. Bu arada, cenazeyi TRT Haber de naklen yayınladı, DamatTV verir de onlar boş durur mu? Sonunda Kenan Işık’ı bitirdiler K im Milyoner Olmak İster Yarışması’nı, Kenan Işık’ın hastalığı nedeniyle Selçuk Yöntem sunuyordu. Yapım ekibi değişti. Başından beri yapımcı olan Meltem Kayalı şöyle dedi: “Programa aynı titizlikle devam edemeyeceğimizi haber kanalı biz olduk” diye. AKP kendi dönemine uygun reyting sistemi kurmuş, eski reyting sistemini iptal etmişti. A Haber’in bu başarısının, o anladığımız için ayrılmış bulunmaktayız. Kenan Bey ‘Bunu bir 10 yıl daha sürdürmeliyiz’ dedi. Ben onun bu isteğini yerine getirebilmek için çok çabaladım. Ancak bunun mümkün olamayacağını görmüş bulunmaktayım. Atv programa kendi ekibiyle devam edecek.” Işçilere ateşkes karşılığı özgürlük Çİ Ş İ K R Ü T 16 SERBEST ağdat yakınlarında, 2 Eylül’de çalıştıkları şantiyeden kendilerine ‘Ölüm Mangaları’ diyen Şii DUYGU milisler tarafından GÜVENÇ kaçırılan 16 Türk işçi, Türkiye’nin devreye girmesiyle, İdlib’in Fua ve Kefraya köylerinde Şiiler üzerindeki kuşatmanın son bulması ve sivillerin çıkışına izin verilmesi ile serbest kaldı. Fua ve Kefraya’ya karşılık da Zabadani’de de Sünniler serbest bırakıldı. İşçileri kaçıran grup, Türkiye’nin El Fetih Ordusu’na verdiği talimat sonucu kuşatmanın bittiğini duyururken, İdlib’e bağlı Fua ve Kefraya, Nusra’nın kontrolündeydi. Suriye’deki ateşkes ve sivillerin serbest bırakılmasında tahliyeyi BM yaptı. İşçileri kaçıran Ölüm Mangaları yayımladıkları videoda, “Türk hükümeti isteklerimizi yerine getirmiştir, cani El Fetih ordusuna emir vermiştir” mesajını verdii. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, Şiilerin serbest kalması için Türkiye’nin devreye girdiğini doğruladı. İran ile Türkiye’nin ise bu ateşkeste birlikte çalışmadığı belirtildi. Bağdat Büyükelçiliği görevine atanmadan önce Basra Başkonsolosu olarak görev yapan Büyükelçi Faruk Kaymakçı, Şii gruplarla kurduğu iyi ilişkilerle biliniyor. Kaymakçı, daha önce Alevi Dedeleri ile birlikte Hz. Ali’nin türbesini de ziyaret etmişti. Kaymakçı, Bağdat’ın 60 kilometre güneyinde Kerbela yoluna bırakılan işçileri giderek bizzat aldı. Büyükelçi Kaymakçı, “İşçilerimizin ifadeleri Irak makamları tarafından Büyükelçilikte, 4 grup halinde alınıyor. İfadeleri tamamlandıktan sonra Türkiye’ye hareket edecekler” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçilerin alınması için ANA uçağını tahsis ederken, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da işçileri karşılamak için Bağdat’tan gelecek haberi bekledi. İşçilerden Satılmış Kayıkçı ise, “Bize ilk günden itibaren sizi bırakacağız dediler” dedi. l ANKARA Keşfedilen gençlik Kılıçdaroğlu’nun Kürt meselesine yaklaşımı akılcıydı. Cizre gibi yoğun çatışmalı konulara girmekten sakındı. Dünkü Cizre ve diğer “savaş alanları”na iktidarı eleştirme açısından girerseniz, karşınıza kapı gibi PKK olgusu çıkar. Kürt meselesinin, Ankara açısından “güvenlikçi politikalarla çözülemezliği” ayrı bir konu ama kentleri ve yaşayanları silahla esir almış, “TC’yi tanımıyorum, özyönetim ilan ettim, vergi topluyorum, mahkeme kuruyorum, girilmez bölgeler ilan ediyorum, okulları kapatıyorum” diyen ve “savaş nizamına” geçmiş ayrılıkçı silahlı örgütün varlığı ve yarattığı oldubitti, tamamen ayrı bir konu. Mesele, Cizre ve diğer kentlerde salt savaş, sıkıyönetim durumları ve sivil hakların ihlali ve ölümler olarak gündeme getirilir ve bu durumun asli unsurlarından olan PKK olgusu görülmezse, o zaman Türkiye’ye karşı da tavır almış olursun. Burada vurgulanacak olan RTE ve AKP’nin Kürt meselesini nasıl “kişisel iktidar, menfaat ve gizli ajanda” olarak kullandığını deşifre etmek; PKK ile girdiği “barışçözüm” görüşmelerinin oy toplama mekanizması olarak çalıştırıldığını ve bugünkü kanlı sonuçtan, iktidarın baş sorumlu olduğunu ortaya çıkartmaktır. Kürt meselesine akılcı yaklaşım RTE ve AKP dün PKK’nin ortağıydı B KURAN VE 200 DOLAR HARÇLIK İDDİA EDİLEN ŞARTLAR ürk işçilerinin Şii bölgesi Sadr’da kaçırılması üzerine Türkiye başta Irak’taki Şii grupların liderleriyle temasa geçmiş ardından 17 Eylül’de, iki işçi serbest bırakılmıştı. Şii milisler, 16 işçiyi serbest bırakmak için Erdoğan’a 3 şart sunmuştu: l Silahlı kişilerin Türkiye’den Irak’a geçmesini engellemek, Türk işçilere Şii milisler tarafından Kuran hediye edildi, 200’er dolar verildi ve yeni kıyafetler giydirildi. AKP iktidarı, baş PKK yanlısı ve ortağıydı düne kadar. Öcalan’ı ve PKK’lileri yere göğe sığdıramayan AKP liderleriydi... Şimdi kalkmışlar, muhalefete PKK’li diye saldırıyorlar. Kılıçdaroğlu önce PKK’ye, teröre karşı tavır alacaksınız derken Kürt meselesinin çözüm yolunu da gösteriyordu. Bu mesaj, hâlâ eveleyip geveleyen doğrudan HDP’ye idi. çözüm yeri de yıllardır burada da savunduğumuz gibi, Meclis’ti ve kurulacak bir uzlaşımutabakat komisyonuydu. RTE ve iktidarın gizli ajandaları, yani oy toplama, Dolmabahçe Deklarasyonu’nun gereğini yerine getirme noktasında deşifre olunca ve bunu halka anlatamayacaklarına kanaat getirince, bu kez savaş politikasını kabul ederek milliyetçi oyları toplamaya yöneldiler. Sonuç gözyaşı ve acı... RTE boşuna muhtarları topluyor. Bu iş bitmiştir. HDP artık Meclis’in 4. partisidir ve değişmeyecek gerçek budur. CHP de HDP’ye giden yüzde 1.5 oyunu geri çağırıyor. Haklı olarak, çünkü görev tamamlanmıştır... T Kürdistan’daki çalıntı petrolün Türkiye toprağından geçmesini durdurmak, l Milislerinizin (Fetih Ordusu kastediliyor) Foa, Kefreyya, Nubbul ve Zehra bölgelerini kuşatmasını sona erdirmesi ve Halep ve İdlib’deki Şii bölgelere gereken yardımların ulaşmasına izin verilmesi l Grup maddi bir talepte bulunmazten, sıraladıkları 3 talep içerisinde özellikle Suriyeli muhalifler tarafından kuşatmaya alınan Şiiler konusunda Türkiye devreye girdi. Aynı bölgede Ağustos ayı boyunca da denenen ancak sürdürülemeyen ateşkes, bu defa Türkiye’nin devreye girmesiyle sağlandı. Büyükelçi aldı Yeşil’i de seçmen yaptılar Devlete göre Mahmut Yıldırım ölmedi, yaşıyor belirtirken, teşkilat da mahkemeye Yıldırım’la ilişkilerinin Aralık 1996’dan sonra kesildiüksek Seçim Kurulu (YSK) 1 Kasım’da yapılacak mil ğini bildirdi. 1980’li yılların soletvekili genel seçimlerinde bir nundan başlayıp 1996’ya kadar jandarma, MİT ve emniyete çalıçok faili meçhul cinayetin sorumlusu Yeşil kod adlı Mahmut şan Yeşil hakkında şu an birçok yargılama sürüyor. Yıldırım’ı da “seçmen” olarak Yeşil, 1990’lı başında kaydetti. Halen kırmızı jandarmaya çalışırken bültenle aranan ve yaşayazar Musa Anter cinayıp yaşamadığı belli olyetini azmettirmekle mayan Yeşil, başkentte suçlandı. Bu konuda haEtlik Anadolu Lisesi’nde len Ankara 6. Ağır Ce3129 nolu sandıkta oy za Mahkemesi’nde gıyakullanabilecek. bında yargılanan Mah1953 Bingöl Solhan mut Yıldırım hakkında doğumlu olan Mahmut kırmızı bülten çıkarılYıldırım; eğer yaşıyorsa Mahmut Yıldırım dı. Hem emniyete hem şu an 62 yaşında. de MİT’e çalışan Yeşil, MİT’e çalışırken Lübnan’da Bekaa Vadisi’nde 27 İranlı Lazem Esmaeili ve Askar Kasım 1996 tarihinde Abdullah Simitko’nun kaçırılarak yakınlarından fidye istemek ve ardınÖcalan’a yönelik başarısız suikast girişimi operasyonuna katı dan öldürmekle suçlandı. Yıldılan Yeşil’den operasyon dönüşü rım hakkında 1998’de dönemin İHD Genel Başkanı Akın Birdal’a bir daha haber alınamadı. Operasyona katılan MİT elemanları, suikast düzenlemek suçundan da dava açıldı. l ANKARA Yeşil’i bir daha görmediklerini ALİCAN ULUDAĞ Ayaklarının tozuyla Saray’a şçiler dün akşam saatlerinde Ankara’ya getirildi. 16 Türk işçiyi, Esenboğa Havalimanı’nda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile işçilerin yakınları karşıladı. Akdoğan, serbest bırakılan 16 işçinin de sağlık durumunun iyi olduğunu açıkladı. Esenboğa Havalimanı’ndaki karşılamanın ardından işçiler ve yakınları otobüslere binerek Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na hareket etti. Akdoğan’ın da kendilerine eşlik ettiği işçiler, Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldi. Y İ ANA uçağıyla İşçilerin aileleri ile karşılaşması sırasında duygu dolu anlar vardı. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear