23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 benliğinin bir köşesinde közlenir, bir gün gelir eşelenir ve ortaya çıkar... HHH Bir süredir “çağdaş insan”a ilişkin yazılar yazıyorum; yaşadığımız ölümleri, acıları, özlemleri, sevdaları Yargıda Birlik Platformu sözcüsü Abbas Özden görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özden, “Paralel yapılanma konusunda Sayın Başbakan ya da Sayın Bakan hassasiyetlerini iletti mi ya da siz ilettiniz mi” sorusuna, “Evet, değerlendirme konusu yapıldı. Uzun süreli toplantımız oldu. Dediğim konuların hepsinde Sayın Başbakan, Bakanı çağırarak bizzat bizim huzurumuzda ilettiler, gerekli işlemleri başlatacaklarını söylediler” diye konuştu. Hükümetin hazırlık yaptığı “Disiplin affının hangi dönemi kapsayacağı” yönündeki soru üzerine de Özden, bundan önceki bütün dönemi kapsayacağını belirtti. ‘Paralel’e derhal işlem’ Düşmanlığın Kölesi Olma Sakın!.. Onca yıl geçmiş, binlerce ölüm olmuş ve sen hâlâ doymuyorsun; çatışma ortamı yaratmak için çırpınıp duruyorsun... Binlerce yıllık tarihi unutmuş, uygarlıkları, ortaçağda yaşanan din savaşlarını... Bir bebek ölüyor seyrediyorsun, kadınlar öldürülüyor bakıyorsun... Vicdanın yok senin! Samsun’un Çarşamba ilçesinde, İstanbul’da, Gaziantep’te, her yerde gencin ölüyor... Mehmet’in, Berkin’in, Uğur’ların! Dağa çıkmış çocukların! Derin devletin koruması altındaki tetikçilerin! Toprağının altında tarih var, uygarlık var, sen hâlâ kanla besleniyorsun! Hayat savaşım vererek sürer, ağaç gibi, çiçek gibi, çocuklar suyla büyür, kan içerek değil! Mücadele edenlerin hakkını ellerinden alıp kalemlerini çalıyorsun... Sen o ölüm sessizliği içinde yaşadığın kanlı topraklarda “Cumartesi Anneleri”nin çığlığını duyuyor musun? Bak bir bebek dünyaya açıyor gözlerini aynı saatte, aynı dakikada, akreple yelkovanın üst üste geldiği zamanda. Kıpır kıpır gözleriyle dünyaya bakıyor... Elazığ’da, Hakkâri’de, Trabzon’da, Bursa’da, Adana’da, Konya’da anneler ninni söylüyor... Tam bu sırada İstanbul Avcılar’da üstgeçit yıkılıyor, bir can ölüyor. İnsanlık, emek, hayat, iş! Ey canımın içi, eylül çiçeğim, sen bu mücadelenin neresindesin? Sen kendini başkasının yerine koymadan ırkçılığı, dinciliği, mezhepçiliği hayatına katmışsın! Önce doğru düşünmeyi öğreneceksin, kendini bir başkasının yerine koyacaksın... Kimdir o başkası? Babandır, eşindir, çocuğundur, annendir, kardeşindir, komşundur... Bu coğrafyada yaşayan Türk, Kürt, Rum, Yahudi, Ermeni, Süryani, Laz, Çerkes, Boşnak... Farklı mezhep, din... Bağnazlık ve şovenizm, Her istekleri için Başbakan söz verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) üyelik seçimleri öncesi cemaatin tasfiyesini amaçlayan hükümet tüm kozlarını oynamaya başlarken, Başbakan Ahmet Davutoğlu da bizzat devreye girdi. Davutoğlu, günlük programında bulunmamasına karşın hükümet adına liste yarışına giren Yargıda Birlik Platformu üyelerini kabul ederek, savcı ve hâkimlerin taleplerini aldı. Davutoğlu, “bu taleplerin yerine getirilmesi için bizzat görüşme sırasında” talimat verdi. Başbakanlık’ta bir saat süren görüşmenin bir bölümüne Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. Görüşme sonrası açıklama yapan Platform üyesi Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas ÖzANKARA (Cumhuriyet den, Davutoğlu’nun Bürosu) Adalet Bakayargıyı birinci plannı Bekir Bozdağ, HSYK da değerlendirdiğiseçimleri öncesinde, tüm ni gördüklerini söylehâkim ve savcıların “madi. Özden, hâkim ve aşlarına zam”, “yer desavcıların taleplerini ğiştirme cezası hariç sicil affı” ve “görevde 10 ve mesleğe ilişkin soyılını doldurmuş hukuk runları Davutoğlu ve fakültesi mezunu olmaBozdağ’a aktardıklayan idari yargı mensuplarını belirtti. rının sınavsız olarak huGörüşmede hakim kuk fakültesine girmelerini” öngören bir yasanın ve savcıların özlük Bakanlar Kurulu’nda görühakları, haksız soruşşülmesinin ardından önüturmalardan yaşanan müzdeki hafta TBMM’ye mağduriyetlerin gidesunulacağını açıkladı. rilmesi konularını ilettiklerini belirten Özden, Davutoğlu’nun bu konularda gerekli talimatları verdiğini söyledi. Özden, Davutoğlu’ndan taleplerine ilişkin, idari yargıda hukukçu olmayan hâkim ve savcıların mesleğini icra ederken kontenjanlara dokunulmadan hukuk fakültesine sınavsız girebilmelerini istediklerini, bu konuda da gerekli girişimlerin yapılacağını kaydetti. Özden, hâkim ve savcıların adli tatil dönemi içerisinde kısa dönem askerliklerini yaparak, kalan süreyi meslekte tamamlamaları konusuna da Davutoğlu’nun olumlu baktığını söyledi. l Davutoğlu, HSYK seçimlerine hükümet destekli listeyle girmeye hazırlanan Yargıda Birlik Platformu üyeleriyle bir araya geldi Yeni hükümetin ilk çözüm toplantısı Bozdağ: Haftaya meclis’te ‘Yol haritası paylaşılacak’ Özel’le 2 saat 20 dakika Davutoğlu, Başbakanlığının ardından ilk haftalık olağan görüşmesini de dün gerçekleştirdi. İlk olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i kabul eden Davutoğlu, Özel ile 2 saat 20 dakika görüştü. Davutoğlu ayrıca, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan ile de bir buçuk saatlik bir toplantıda bir araya geldi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığındaki yeni hükümetin çözüm sürecine ilişkin ilk toplantısı dün gerçekleştirildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in çözüm süreci ilgili olarak “Yol haritasını basından okuyoruz” açıklamasına, daha önce kabinede çözüm sürecinden sorumluyken kabine dışı kalan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcülüğüne getirilen Beşir Atalay, “Yol haritası çalışması devam ediyor. O bitecek, Bakanlar Kurulu ile görüşülecek, muhataplarla görüşülecek” sözleriyle karşılık verdi. Yeni hükümetin çözüm sürecine ilişkin ilk toplantısı dün Başbakanlık Merkez Bina’da gerçekleştirildi. Toplantıya, çözüm sürecinin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan, Başbakan Yardımcıları Ali Babacan ve Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Başbakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga ve MİT Müs teşarı Hakan Fidan katıldı. Toplantıda, çözüm sürecinde görüşme aşamasından müzakere aşamasına geçilmesi ve yeni bazı kurulların oluşturulması için HDP ve İmralı ile Kandil’den gelen talepler ele alınacak. Partide gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Atalay, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Türkiye’nin IŞİD ile savaşan PKK’ya silah verebileceği yönünde bir açıklama yaptı, siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sözlerinin anımsatılması üzerine Atalay, “Öyle bir şey sayın Demirtaş’ın bir düşüncesidir. Benim fazla buna cevap vermeme gerek yok” yanıtını verdi. Çözüm süreci ile ilgili hükümet değişimi nedeniyle gecikme olup olmayacağı sorusuna Atalay, Arınç ile bundan sonra haftada bir biraraya geleceklerini belirterek, “Biz bir yol haritası çalışması başlattık. O çalışma devam ediyor. O bitecek, kurumlarımızla paylaşılacak. Bakanlar Kurulu ile görüşülecek, muhataplarla görüşülecek. Oradaki takvimi de şöyle görmek lazım, bir niyet olarak, belki bir beklenti olarak, temenni olarak, yani Meclis açılmadan, 1 Ekim’den önce, Eylül sonuna kadar, bir yol haritası çıkarılabilirse iyi olacak” yanıtını verdi. anlatıyorum... Önceki gece Cumhuriyet yazarı arkadaşım Özlem Yüzak’ın “Kıskaçtaki İnsan ve İsyan” (Kırmızı Kedi Yayınları) kitabını okumaya başladım... Kitabı yarıladım... Erdal Atabek’in deyişiyle Özlem Yüzak, acımasızlığın şiddetin ötesine geçtiği, yalanların gerçeğin üzerini çoktan örttüğü bir hayatı belleğimize ustaca yerleştiriyor. Güzel bir dille, hayatı, kaygıları, yaşanan hüznü, umudu ekonomiyle birleştirip yaşamı önümüze seriyor... Bir bağbozumuna benzeyen umutlar, düş kırıklıkları... Bu dünyada her şey değişiyor ama sömürü düzeni, yasakçı kafa değişmiyor... O kıskaçta ya da prafada neler var, kimi zaman unuturuz... Özlem Yüzak, unutkan bir topluma bunları anımsatıyor. Kırılma noktaları, Gezi Direnişi, başkaldırı, halkların öfkesi... Kıskaçtaki kadın, eğitim, gençlik, liberalizm... Peki ne yapmalı? Ben derim ki: “Özlem Yüzak’ın kitabını alıp okuyun mutlaka!” Kitabı okuyunca düşüneceksiniz uzun uzun... Çağdaş insan, düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerekçesini, nedenlerini araştırıp bulan, kör güdülerine ve önyargılarına benliğini kaptırmayan kişidir... Çünkü düşmanlığın kölesi olan, ilkelleşir! HHH Hayatı sevecenlik üzerine kurduğumuzda, yüreğimizde güneşe açılan bir pencere oluşur... Sevecenliği, aşkı, sevdayı, barışı, kardeşliği o zaman pekiştiririz... Bir bakış, bir söz, bir deyim, bilinç dışına taşmış bir eğilim, yaralı yüreği büsbütün dağlar... Kendisini feleğin çarkından geçmiş sayan siyasetçiler, gazeteciler, işadamları yazdıklarımı romantik bulabilir... Kıskaçtaki insan, Özlem Yüzak’ın deyişiyle özgür insana dönüşür gün gelir... Onun için bırakın o kör güdüleri; insan bir gün gelir zincirlerini kırıp düşmanlığın kölesi olmaktan kurtulabilir... ‘Kamu Güvenliği’ Ala’ya bağlandı Davutoğlu hükümetinin “Kaldığı yerden, aynı kafayla devam” programı açıklandı. Ne hikmetse program tartışması ve güven oylaması CHP kurultayının toplanacağı, yani ana muhalefet partisinin bütün milletvekillerinin kurultay salonunda olması gereken günde yapılacak. Yani tek kale maç oynanacak… Programda “barış süreci” de yer alıyor. Okursanız içinizde güller açar. Peki, “Davutoğlu hükümeti bu programı sahiden de yazıldığı gibi uygulayacak mı” diye sorarsanız ve cevabı titizlikle, nesnel bir analizle cevaplarsanız içinizde açan güller solar. Çok mu kötümserim? En iyisi bugünkü duruma bir bakalım. Şu anda sıkça kullanılan bir deyimle “çatışmasızlık hali” yaşanıyor. Bu iyi. Elbette iyi. Silahların sustuğu, Türk ya da Kürt yurttaşlarımızın cenazelerinin gelmediği günlerde oluşumuza, vicdanı kararmış, ırkçılık batağında debelenenler dışında sevinmeyen mi olur? Ancak çatışmasızlık hali deyişi bizi yanıltmasın. Şu andaki durum askeri terimiyle söylersek “ateşkes hali”dir. Yani silahlar elde, ancak parmaklar tetikte değil. O kadar. Sahici bir toplumsal barışa, Türk ve Kürt yurttaşları ırkçı, milliyetçi önyargılardan arınmış, etnik, dinsel ve cinsel farklılıkları ülkenin zenginliği olarak kavramış bir Türkiye’ye ulaşmak için alınması gereken uzuuun bir yol var. Kediye Ciğer, Akdoğan’a Barış Süreci… Hükümet “çözüm süreci” terimini yeğliyor. Bir “çözüm”den söz ediyorsak ortada bir “düğüm” var demektir. Nedir bu düğüm? Sadece silahların susması, dağdakilerin düze inmesi, silahlı güçlerin eksiksiz olarak sınır dışına çıkması düğümün çözümü için yeterli olabilir mi? Kimileri (mesela ben) çözüm süreci yerine “barış süreci” demeyi yeğliyor. 30 yıllık bir silahlı çatışma dönemine son vermek, o çatışma ortamını yaratan koşulları ortadan kaldırmadan kalıcı, sürekli, geri dönüşsüz olabilir mi? Önümüzdeki dönemde bu sorunun yanıtı üstüne uzun uzun tartışacağız. Bugün bir kaygıdan, güven duygusunu zedeleyen bir tutumdan söz etmekle yetineceğim. HHH Hükümetin yeğlediği deyimle “çözüm süreci”ni bugüne dek esas olarak Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yürüttü. Bundan böyle tek bir bakan değil, bakanlardan oluşan bir kurul yönetecek(miş). Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç böyle açıkladı. Bence ve Ankara’daki kapı yoldaşım Utku Çakırözer’e göre çözüm süreci bundan böyle yeni Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Sürecin yürütülmesinde (dileyen “Yeni Cumhurbaşkanı’nın talimatlarının uygulanmasında” diye de okuyabilir) görevli bakanlardan biri ve sanırım en etkilisi, çiçeği burnunda Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan. Kişilerle işim yok. Kişilerden yola çıkarak bazı sonuçlara varmak da âdetim değil. Ancak Yalçın Akdoğan üstünde birkaç not düşmek sanırım gerekli, hatta zorunlu. Gerçek ve takma adıyla iki ayrı günlük gazetede yazılar yazan, eski Başbakan’ın başdanışmanı olarak demeçler veren Akdoğan ile barış (ya da çözüm) sürecini bir arada düşünmek pek kolay değil. Akdoğan 17 ve 25 Aralık yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet dosyalarıyla ilgili olarak sözünü sakınmayan; Cumhurbaşkanı adayı olarak emekçilere, yoksullara, mağdur edilen, ötekileştirilenlere omuz veren Selahattin Demirtaş’tan hoşlanmıyor. Kürt siyasal hareketinin İmralı’ya giden heyetlerinde Demirtaş’ın yer almayışı Akdoğan’ın vetosundan kaynaklanıyor. Deyim uygunsa Akdoğan, Kürt siyasal hareketini kendince biçimlendirmek, yönlendirmek hesabında, niyetinde... Bu süreci olumluya yöneltmek değil, Kürt siyasal hareketini biat etmeye, diz çökmeye zorlamak demektir. Yani çözümü çıkmaz sokağa sokmaktır… Bir başka nokta: Kürtlerin Rojava diye adlandırdığı Suriye Kürdis tanı’ndaki siyasal gelişmeler. Rojava’da olup bitenleri yakından izleyenler, son derece elverişsiz koşullara rağmen, bir yandan El Kaide, El Nusra, IŞİD gibi cihatçı katil çeteleriyle savaşmak, bir yandan Kuzey Irak’taki Barzani yönetiminin köstekleriyle uğraşmak zorunda olan Suriye Kürtleri, Türkiye sınırı boyunca uzanan bölgelerde özerk bir örgütlenme kurarak bölge yönetimini üstlendiler. Hayır, sadece askeri bir “yönetim üstlenmesinden” söz etmiyorum. Ondan çok daha önemlisi orada ilginç ve alkışlanası bir yönetim modeli oturtmaktalar. Epey de yol aldılar. Bu gazetenin okurlarının da ülkemize ilişkin düşleri arasında öncelikle yer aldığını düşündüğüm katılımcı demokrasi, kadınların göstermelik değil sahiden de yönetimin her kademesinde etkin ve belirleyici rol üstlenmelerinin kapılarını ardına kadar açma, köy çeşmesinden okulların müfredat programına kadar her kararın halk meclislerinde alınmasını ilke olarak belleme ve uygulama gibi sahici demokrasiye yönelik adımlar Rojava’da epeydir ete kemiğe büründü. O bölgede çalışan gazeteciler bunun canlı ve dolaysız tanığı. Peki, Rojava gerçeğine Yalçın Akdoğan’ın bakışı ne? Soruya onun bir cümlesi ile cevap vereyim. Akdoğan “Rojava Türkiye için bir ulusal güvenlik sorunu oluşturuyor” buyurdu. Bu kafanın etkin rol oynadığı bir çözüm süreci heyeti ile barışa giden yolda ne kadar yol alınabilir? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu yeni AKP hükümetinde, çözüm sürecinin koordinasyonunu üstlenen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve diğer Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la birlikte oluşturulan üçlü sekreteryada yer alan İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya kritik bir kurumun sorumluluğu verildi. Çözüm sürecinde MİT’le birlikte bundan sonra etkin görev paylaşımı yapacak olan Kamu Güvenliği ve Düzeni Müsteşarlığı (KGDM) Ala’ya bağlandı. KGDM’nin İçişleri Bakanı Ala’ya bağlanmasına ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece, “Doğrudan Başbakan Davutoğlu’na bağlı olacak” denilen çözüm süreci için kabine içinde oluşturulan üçlü sekreteryada Arınç ve Akdoğan’la birlikte yer alan Ala, en kritik kurumun sorumluluğunu aldı. Bir kalemde 536 atama 1725 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından, “hükümetine karşı yapılan darbeye” karşı “savaş kabinesi” yaklaşımıyla gerçekleştirilen kabine revizyonuyla İçişleri Bakanlığı’na gelen Ala, çok sayıda tasfiye ve operasyonun ardından yeni bir rekora imza attı. Ala, görevde 9. ayını doldurduğu bakanlığında tam anlamıyla “Başka bir parti iktidara gelmiş gibi” dedirtecek sayıda tek kalemde 536 atama yaptı. Buna göre İçişleri Bakanlığı’nda, aralarında üst düzey genel müdür, daire başkanı, hukuk müşaviri, müfettişlerin de bulunduğu ve 318’i kaymakam olmak üzere bir kalemde 536 atama gerçekleşti. Bu atamalarla pek çok üst düzey kamu görevlisinin yeri değişti. İçişleri Bakanı Efkan Ala, kesinleşen atamaların ardından görevini yeni isimlerle sürdürecek. Meclis toplantısı 8 Eylül’e ertelendi ANKRA (Cumhuriyet Bürosu) AKP yönetimi, 7 Eylül’de TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırarak torba yasa tasarısının görüşülmesini istemişti. CHP’nin talebi üzerine görüşmelerin 8 Eylül’e kaydırılması kararlaştırıldı. MYK sürerken TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in telefonla aradığı Davutoğlu’na CHP’nin talebini ilettiği, Davutoğlu’nun da TBMM Genel Kurulu’nun 8 Eylül’de toplanmasını kabul ettiği öğrenildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, dün düzenlediği basın toplantısında, TBMM’nin 9 Eylül’e kadar çalışmalarını tamamlaması durumunda 1 Ekim’e kadar tatile gireceğini, Kurban Bayramı nedeniyle de içtüzük gereği 1 Ekim’de açılacak olan Meclis’in 12 Ekim’e kadar çalışmalarına ara vereceğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear