25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilişkimizi keseriz AKP’den not tehdidi u Yakın zamanda Fitch, Moody’s Türkiye ile ilgili not kararını açıklayacak. Ekonomide gerek büyüme, gerek istihdam ve cari açık rakamlarının kötü gelmesi nedeniyle Türkiye’nin notunun kırılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak not kararı açıklanmadan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin kurmayları kredi derecelendirme kuruluşlarına ayar çekmeye başladı. Şimşek umutsuz: Yeni Türkiye’de Spekülasyon Yönlü Büyüme İktisat yazını yirminci yüzyılın kısı giderek azalmış. Dönemin ikinci yarısında bir dizi almaortalama büyüme hızı düşme şık kalkınma modeli geliştirdi. eğiliminde ve gerek özel tükeBunların en önemlisi 60’lı tim, gerekse yatırım harcamave 70’li yılların ithal ikameci larının uyarıcı etkisi azalmakta. sanayileşme modeli idi. Bunu Dolayısıyla, “Yeni” Türkiye’nin 1980’lerde Kore’nin başarılı devraldığı miras giderek daha sanayileşme modeline öyküne fazla yükselen cari işlemler rek geliştirilen ihracata yönelik açığı olmuş. Öyle ki 2014’e büyüme önerileri izledi. gelindiğinde “Yeni” Türkiye Yeni Türkiye’nin “kalkınma” daha fazla dış açık veren ve (!) modeli ise 1990’lı yıllarda daha düşük hızda büyüyen bir altyapısının hazırlanmasına “bağımlı ekonomiye” dönüşmüş karşın 1994 ve 2001 krizleriydurumda. 2014 ise yatırımların le sekteye uğramış ve ancak ve iç tüketim katkılarının artık AKP iktidarları altında ulusal söz konusu olmadığı ve ulusal ekonominin her köşe bucağıekonominin durgunluğa itildiği na etkisini hissettirebilmiş bir bir görünüm sergilemekte. tasarıma dayanmaktadır: Dış Bu koşullar altında ulusal borçlanmaya dayalı, spekülatif ekonominin ana ikilemi ortaya yönlü büyüme. dökülmüş durumda: Yabancı Söz konusu modelin ana vur sermayeyi çekmek ve dış açığı gusu spekülatif nitelikli yabancı finanse edebilmek için faizlerin sermaye girişlerinin özendirilyüksek; özel tüketim ve yatırım mesi ve döviz bolluğuna dayalı harcamalarını uyarmak için ise bir ucuz ithalat cenneti yaratıla faizlerin düşük tutulması gerekli. rak, iç tüketimin genişletilmesi Spekülatifyönlü büyümenin dir. Yabancı sermaye girişlerini aslında sürdürülebilir bir büyüuyaran politika demeti, yüksek me modeli olmadığının en net faizler, özelleştirme ve/veya ifadesi. imar rantları, veya siyasi ödünler Büyümenin Kaynakları, biçiminde düzen20082013 (1998 Fiyatlarıyla) lenebilirdi. 2003 20032008 20102013 2013.Ç22014.Ç2 sonrasının AKP Milli Gelir (GSYH) iktidarları bu un Ortalama Büyüme 5.8 4.9 2.1 surların her birini Milli Gelir Büyümesine Katkılar (%) farklı biçimlerde Özel Tüketim 3.8 2.7 0.3 uygulamaya sok Kamu Tüketimi 0.5 0.6 0.3 muştur. Sabit Ser. Yat. Har. 2.1 1.4 0.9 Bilindiği gibi Stok Değişmeleri 0.1 0.0 0.4 spekülatifyönlü İhracat 1.7 1.9 1.5 büyüme tasarı İthalat 2.3 1.7 1.4 mının en tehlikeli yanı dış borçlan NOT: maya dayanması Çalışan Başına Reel ve cari işlemler Milli Gelir (TL) 4.734.6 4.750.2 4.679.2 dengesinde Cari Açık/GSYH (%) 4.9 6.5 6.2 bozulmaya yol Kaynak: TÜİK, Ulusal Hesaplar ve Hane Halkı İşgücü İstatistikleri açmasıdır. Türkiye Ekonominin dış kaynak 2003 sonrasında giderek daha girişine bağımlılığı sorunu ise fazla cari işlemler açığı veen çarpıcı olarak “üretkenlik” ren ve bu açığı giderek daha sağlıksız ve siyasi açıdan daha kayıplarında kendini göstermektedir. Çok kaba, ancak büyük ödünler vererek karşıladoğrudan bir hesaplamayla, yabilen kırılgan bir ekonomiye 2009 öncesi ile sonrasının dönüştürülmüştür. Bu tespiti Türkiyesi’nde işçi üretkenliğini genelleştirmek için Türkiye karşılaştırır isek, 20032008 ekonomisinde büyümenin 2003 sonrasındaki kaynaklarını arasında çalışan başına üretilen irdeleyeceğiz. Aşağıdaki tablo reel ulusal gelirin (sabit 1998 fiyatlarıyla) 4.734 TL olduğunu ve da böylesi bir çalışmanın ana bu rakamın 20102013 arasınunsurlarını sunuyoruz. Tablo 2003 sonrasını üç da sadece 0.3 büyüyerek 4.750 döneme ayırıyor: 2009 öncesi TL’ye yükseldiğini, 2014’ün ilk ve sonrası ve içinde bulunduyarısı itibarıyla da 4.679 TL’ye ğumuz yıl. Türkiye 2009 öngerilediğini görebiliriz. cesinde yıllık ortalama yüzde Bu satırlarda sıkça dile getir5.8; 20102013 arasında ise diğimiz yorumumuz, Türkiye’nin yüzde 4.9 büyüme göstermiş. mevcut durgunluk ve dış 2014’ün mevcut büyüme oranı bağımlılık sorunlarının birdenise yüzde 2.1. Tablonun diğer bire oluşmadığı; sorunların satırları söz konusu büyümenin yıllarca sürdürülen neoliberal, harcamalar yönünden nereler muhafazakâr ekonomi politikaden kaynaklandığını gösteriyor. larında yattığı yönündedir. Bu Örneğin, 20032008 arasındaki bakımdan 2014 sonrası “Yeni” yüzde 5.8’lik büyümenin yüzde Türkiye’nin iktisadi verileri, 3.8’i özel tüketimden, 2.1 pua “dış kaynağa dayalı düşük nı ise yatırım harcamalarından hızlı spekülatifyönlü büyüme” kaynaklanmış. İhracat 1.7 puan sorununun giderek daha da getirir iken, ithalat sonucunda derinleşmekte olduğunu belge2.3 puanlık kayıp söz konusu lemektedir. olmuş. 2023’te “fert başına 25 bin 2010 sonrasında durum farklı dolarlık bir Türkiye ile dünyanın değil, özel tüketim harcamaları en büyük on ekonomisi arasıngene başı çekiyor; ancak artık da olmak” mı? Biraz ciddiyet yatırımların ve net ihracatın kat lütfen. Bazı alacakların tahlisatı olanaksız Ali Babacan Murat Yülek Erdem Başçı Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşları gelecek ay içinde Türkiye ile ilgili notlarını açıklayacak. AKP hükümeti ise yeni notları beklemeden kredi derecelendirme kuruluşlarını topa tuttu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada derecelendirme kuruluşlarının siyasi açıklamalar yaptığını “S&P ile ilişkilerimizi kestik. Gerekirse Başbakan’a söylerim Fitch ve Moody’s ile de ilişkileri keseriz” ifadesini kullanmıştı. Hazine, geçen yıl kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s ile sözleşmesini sona erdirmişti. Moody’s ve Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” olarak değerlendiriyor. Kredi notunun görünümü ise Fitch tarafından “durağan”, Moody’s tarafından ise “negatif” olarak tutuluyor. Erdoğan’ın çağrısına güçlü şekilde katıldıklarını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, kredi derecelendirme kuruluşlarından siyasi olmayan, piyasayı yanlış yönlendirmeyen, objektif değerlendirme beklediklerini söylerken; Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, kredi derecelendirme kuruluşlarının birtakım saiklerle değerlendirme yapmalarını doğru bulduklarını kaydederek ifade etti. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da “Yatırımcılar da eskisi kadar bu kuruluşların verdikleri nota itibar etmiyor. Ancak bazı konularda yatırımcılar kendi iç işleyişleri gereği kredi notunu göz önüne alarak karar veriyorlar. Bunu Hasan Basri Göktan Gerekirse döviz depo faizini düşürürüz Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikasındaki aşırı gevşekliğin sona ereceği bir döneme doğru gidilirken Türk bankalarının yabancı para cinsi borçlarını döndürmede bir risk görmediklerini belirterek TCMB’nin elinde yeterli enstrümanlar olduğunu ve gerekmesi halinde döviz depo faizini yüzde 10’dan yüzde 9’a düşürebileceklerini söyledi. İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Başçı, son borç verme faizinde iyi zamanlarda bir miktar indirim düşünebileceklerini kaydederek, “Yüzde 9’da da büyük ihtimalle kalıcı olur. Belki erken belki de aralıktaki kurulda bunu bir güven unsuru olarak hatırlatırız” diye konuştu. Fed’in faiz artırımı durumunda TCMB’nin güven artırıcı araçları olduğunu anlatan Başçı, “Fed’in faiz artırımı durumunda bankalar borçlarını çevirebilir mi? Bizce evet. Bankaların Rezerv Opsiyon Mekanizması çerçevesinde bizde 40 milyar dolar rezervi var. İlk etapta kullanabilecekleri miktar. Bununla birlikte herkesin unuttuğu döviz depo piyasası var” diye konuştu. da dikkate almak lazım” dedi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kredi derecelendirme kuruluşlarını objektif olmaya çağırdı. nşatta ölçüsüz rantlar var Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 5. Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada inşaat sektöründe bir gecede, bir kalem değişikliğiyle oluşan “ölçüsüz rantlara” dikkat çekti. Babacan, “Bir de çok kısa vadeli küçük kalem oynatmalarla oluşan ölçüsüz rantlar var. Bu ölçüsüz rantların daha kontrollü, fırsat eştliğine dayanan ve şeffaf bir şekilde yönetilmesi gerekiyor” dedi. İ Babacan, önümüzdeki dönemde yüksek cari açık ve enflasyonun düşürülmesi ile yargı reformuna odaklanacaklarını söyledi. Babacan, “Cari açığı büyük olan bir ülke olduğumuz için Türkiye’nin dikkat etmesi gerekiyor. Büyüme dengeli ve kaliteli olmalı. Sürdürülebilir olmalı. Saman alevi gibi olmamalı. Kalıcı olmalı” açıklamasını yaptı. Babacan, bu yılın tamamı ile ilgili büyümede beklentilerinin olumlu olduğunu belirterek büyüme için yıl sonunda yüzde 34 aralığının emniyetli bir aralık olacağını savundu. Babacan ayrıca tarım ürünleriyle ilgili bir komite kurma kararı aldıklarını da sözlerine ekledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “torba yasanın” sonuçları hakkında umutsuz konuştu. Bazı alacakların tahsilatının olanağı bulunmadığına dikkat çeken Şimşek, vergide 2011’deki başarının yakalanamayacağını söyledi. Şimşek, artık “af olmayacağını” da savundu. Şimşek, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nda kamuoyunda “torba yasa” olarak bilinen İş Kanunu ile yapılan değişiklikler hakkında basın toplantısı düzenleyerek soruları yanıtladı. Bakanın verdiği yanıtlar özetle şöyle: l Gecikmiş alacaklardan bahsediyoruz, bunların bir kısmının tahsil imkânı yoktur. Bu nedenlerle bir öngörüde bulunmak zor. l Vergi gelirleri asılları itibarıyla alacak, Nisan 2014 itibarıyla 67 milyar 7 bin 759 lira. Büyük bir rakam. Gelir vergisi kısmı 17.6 milyar, kurumlar vergisi 5.8 milyar, motorlu taşıtlar vergisi 7.5 milyar, özel tüketim vergisi 4.7 milyar, dahilde alınan katma değer vergisi 23.5 milyar, diğer vergi alacakları 7.9 milyar, vergi cezaları 41 milyar, gecikme faizleri de 16.7 milyar olmak üzere toplam 124.6 milyar liralık bir alacak. l SGK’nin alacakları da toplam 200 milyar lira. l Ancak, af yapmadığımız, matrah artırımı öngörülmediği için 2011’deki başarının yakalanması zor. l Vergi dairelerine borçlu olanların en son başvuru tarihi 1 Aralık 2014, Genel Sağlık Sigortası primlerinden borçlu olanlara 7 aylık bir süre tanındı, onların son başvuru tarihi Nisan 2015, diğer primlerden borçlu olanlar için de 3 aylık bir süre tanındı. l Yapılandırmada vergi ve prim alacakları için 36 aya kadar taksit söz konusu. Taksitler 2 ayda bir ödenmek üzere 18 olacak. l Trafik cezaları dahil 120 liranın altında kalan idari para cezaları, 12 lira ve altında kalan köprü ve otoyol kaçak geçiş ücretlerinin tahsilinden vazgeçildi. l Maliye, 2007 öncesi 50 lira, Gümrük İdaresi’nin 2013 öncesi 50 lira, SGK’nin 2013 öncesi 100 lirayı aşmayan alacaklarında da vazgeçildi. Erdoğan ile Babacan Bank Asya’da ters düştü Ekonomi Servisi Bank Asya’nın Borsa İstanbul’daki toplam piyasada değeri 7 Ağustos’taki 1 milyar 116 milyon liraya göre iki işlem gününde 396 milyon lira azalarak 720 milyon liraya düştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , BDDK’nin Bank Asya konusunda adım atması gerektiğini belirtirken Babacan, kurallar içinde BDDK’nin adım atacağını vurguladı. Bank Asya ise yaptığı açıklamada faaliyetlerinin kesintisiz sürdüğünü, kamu otoriteleri tarafından uzun süredir devam eden yoğun denetimlerden geçtiğini ve tüm talepleri yerine getirdiğini kaydetti. Bank Asya ayrıca sermayesini yüzde 25 bedelli artırımla 900 milyon liradan 1.125 milyar liraya çıkarma kararı aldığını açıkladı. Erdoğan, Katar dönüşü sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Bank Asya konusunda BDDK’nin atması gereken adımlar olduğunu, bunu yapmaması halinde kurumun sorumlu olacağını söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da kurallara uyanların hiçbir şeyden çekinmemesi gerektiğini, ancak kuralların uygulanması konusunda ilgili kurumların tereddüt etmeyeceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bankalar konusunda yetkinin BDDK’de olduğunu hatırlatarak “Tek bir banka ile alakalı konularda BDDK yetkilidir, kurallar içinde gerektiği zaman gerekli adımı atar” dedi. Bank Asya’dan yapılan açıklamada ise “Hissedarlarının, yatırımcılarının, müşterilerinin ve Türk bankacılık sisteminin hak ve menfaatlarını korumak için gerekli yasal girişimlerde bulunmaya devam edecektir. Bugüne kadar bankamızda mevduatı olup da parasını çekemeyen tek bir mudimiz bulunmamaktadır” denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear