25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 TEMMUZ 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA Fikirtepe’de kentsel dönüşüm projesinde ilk kazmayı vuran firma olan Anka Yapı, iflas erteleme talebinde bulundu HABERLER 9 televizyondan mı öğrenecektik” diyenlere, “Blackjack riskli oyundur” cevabıyla sopa gösterenlerde tipik Erdoğan kokusu var. “Adam kürsüde Fatiha okuyor; biz de karşısına Fatiha bilen birini çıkaralım bari” tercihinin, laikleştirilmesi gereken siyasi alanı nasıl Erdoğanlaştırdığını saymıyorum bile… Ama bu arayışın yarın, “Toplumun geneli muhafazakâr(mış). Biz de daha muhafazakâr bir genel başkan bulsak” eğilimine kapı aralayacağını tahmin etmek güç değil. Dimyat’a pirince giderken… HHH CHP tabanı, son seçimde Hatay, Ankara, İstanbul gibi kentlerde, “Elim kırılsın” diye diye ama sadakatle sandığa gitti. “Sandıktaki zaferin masada kaybedildiği” bahanesini de sabırla sineye çekti. Ama bu kez, Genel Başkan’ın “Hiç kafa karışıklığı yok” demecini yalanlayacak şekilde karışık kafası… Her sohbette gözlüyoruz bunu… Sadece Erdoğan’dan değil, “Erdoğanlaşma”dan da şikâyetçi insanlar… Totaliter yöntemlerin karşısına demokratik seçim mekanizmasını, dayatmanın karşısına katılımı, din siyasetinin karşısına, dinden arınmış siyaseti koymak gerektiğini görüyor. Bu olmadıkça, Emine Ülker Tarhan’ın tabiriyle “kırmızı”lara da yaşam hakkı tanımadıkça, siyahın karşısına griyi koymanın, çok renkli bir toplum için canını verenlere haksızlık olduğunu, “Erdoğan gider, bir benzeri gelir” çaresizliği doğurduğunu biliyor. “Hadi bunu sev” diye önüne getirilen adayı, MHP’nin seçim şarkısı “Ölürüm Türkiyem” eşliğinde Yozgat turunda izlerken onu hangi derdinde yanında gördüğünü hatırlamaya çalışıyor. Yeni adayın, Sivas katliamının anlamını, yılını, ölü sayısını öğrenmesinin ne kadar vakit alacağını hesaplıyor. “Böyle olmamalıydı” diyenlere “Ya sev ya terk et” denmesinin, demokratik bir partiye yakışmadığını görüyor. Kabullenemiyor. HHH Demem o ki, önümüzdeki süreç, sadece Erdoğan’la değil, Erdoğanlaşma tehlikesiyle de mücadele dönemi olacak. Zaytung’un seçim gecesi “çatıcılar”ın ağzından atacağı manşetini görür gibiyim: “Bu cezayı bana layık gördüğüm için kendime çok kızıyorum.” Kentsel dönüşüm iflas etti ÖZLEM GÜVEMLİ Zaman’ı çöpe atana ceza ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başkentte motosikletli kurye tarafından site bahçesine bırakılan Zaman gazetesini çöpe atan iki yurttaşa 24 gün hapis cezası verildi. Cezayı 1313 TL adli para cezasına çeviren mahkeme, buna karşın erteleme yoluna gitmedi. Batıkent’te motosikletli kurye, iddiaya göre 10 Mart 2013’te Gümüşkent Sitesi’ndeki abonesi için Zaman gazetesini doğalgaz borusuna sıkıştırdı. Siteden geçen O.T. ve M.K.’nin gazeteyi yakıp çöpe attıklarını iddia eden kurye polis çağırdı. Bunun üzerine Cihan Medya Dağıtım AŞ. ve gazetenin abonesi Özel Batıkent Samanyolu Okulu PDR uzmanı N.K., iki kişiden şikâyetçi oldu. Savcılık, hukuka aykırı olarak kişilerin haberleşmesini engellemek ve mala zarar vermek suçundan dava açtı. Ankara 16. Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savcı, sanıkların beraatını istedi. Ancak bu sırada özel yetkili mahkemeler kaldırıldı ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Dündar Örsdemir bu mahkemeye atandı. Eski özel yetkili yargıç Örsdemir, suçu “basılmış eserleri engellemek” olarak değerlendirdi. Erdoğanlaşma Tehlikesi Erdoğan, “Fatiha” faslındayken Zaytung patlattı espriyi… Adaylığa dair ilk değerlendirmesini onun ağzından yazdı: “Bu görevi bana layık gördüğüm için, kendime çok teşekkür ediyorum.” HHH Espride gizli olan padişahlık sendromunu, bencilliği ve kibri iyi tanıyoruz artık… “Beni seçin” cümlesini “Bizi” diye kurarak kendine bir şey istemiyormuş gibi yaptığını iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı’na talip olduğu konuşmada, “Hayatım boyu hiçbir vazifeye talip olmadım” demesine, muhalif basının sokulmadığı salonda, “herkesin cumhurbaşkanı” olmayı vaat etmesine sadece gülüyoruz. Alenileşen yolsuzluğu saklayacak yasal zırh arayışını, “tarihsel dönüşüm” diye sunmasına şaşmıyoruz. 1930’lar Almanyası’nı hatırlatan salon nizamının, o nizama alaturka tadını veren sevinç gözyaşlarının, uzun metne ustaca yerleştirilmiş isimlerin, resimlerin, bileziklerin, hatıraların, Fatihaların, “büyük birader”e tapınmaya tutkun geniş kitlelerde yarattığı korkuyla karışık hayranlığı tanıyoruz. Epeydir onunla mücadele ediyoruz. Gezi’de gördük: Toplumun büyük kesimi, Erdoğan’la baş etme konusunda ciddi direnç kazandı; bilinçlendi, bilendi, onu, istediğini yapamaz, koruma ordusu olmadan ortaya çıkamaz hale getirdi. HHH Fakat şimdi bir başka tehdit var önümüzde: Erdoğan huylarının bulaşıcı etkisi… Erdoğanlaşma tehlikesi… Erdoğan’da neye karşıyız biz? “Ben yaptım oldu” emrivakisine mi? “Yersen, yemek bu” dayatmasına mı? Ana muhalefetin aday belirleme yöntemi tam da buydu: “Ben yaptım oldu. Yersen yemek bu”. Erdoğan, “Bu yemek bize göre değil” demeye cüret edeni, disipline vermekle tehdit eder. Ana muhalefette, “Adayımızı Kadıköy Fikirtepe’de 4 yıl önce başlayan kentsel dönüşüm projesinde kazmayı ilk vuran firma olan Anka Yapı’nın iflas aşamasına geldiği öne sürülüyor. 50 bin metrekarelik 3 ayrı adada 1000’e yakın kişi ile sözleşme imzalayan Anka Yapı, 31 Aralık 2013’te gözlerden uzak Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne iflas erteleme başvurusunda bulundu. Firma yetkilileri, iflas erteleme için başvuran şirketin Anka Group’un Gebze’deki başka bir şirketi olduğunu, Fikirtepe’deki projeyi yürüten şirketleri ile organik ve ticari bir bağı bulunmadığını savunuyorlar. Ancak iflas erteleme talebinde bulunan şirket ile Fikirtepe’deki inşaat için yapı ruhsatı alan firma resmi belgelerde aynı gözüküyor. Anka Yapı Turizm ve Organizasyon tarafından Gebze’de açılan iflas erteleme davasının 3. duruşmasında mahkeme, firmanın Kartal, Pendik, Sancaktepe ve Silivri’deki gayrimenkulleri ile Kadıköy’de bulunan iş makineleri ve demirbaşlarının değerinin tespiti için bilirkişi tayin edilmesine karar verdi. Mahkeme tarafından daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının şirkete ait tüm gayrimenkuller üzerine 3. kişilere devir ve satışının önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına hükmetti. Fikirtepe’deki projeyi yürüten Anka Evim Kadıköy AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şaadet Temel, Anka Group’a bağlı Gebze’deki firmanın yaşadığı alacak sorunu nedeniyle iflas erteleme talebinde bulunduğunu, bu durumun kendi firmaları ile ilgisinin bulunmadığını söyledi. Grubun 4 ayrı firması olduğunu ve aralarında hiçbir organikticari bağ bulunmadığını savunan Temel, hepsinin farklı tüzelkişilikleri bulunduğunu dile getirdi. Temel, “Kadıköy projemiz için ayrı şirket kurduk. Gebze Çayırova’da da 5 bin konut ve AVM projesi gerçekleştirdik. Gebze’ye giden firma kira ödememek için adresini oraya taşıdı” dedi. Temel’in iflas noktasına gelen firma ile aralarında ticari bağ bulunmadığını söylemesine karşın, iflas erteleme talebinde bulunan Anka Yapı Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi’nin adı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden alınan yapı ruhsatında da yer alıyor. Üstelik yapı ruhsatı, aynı isimli şirketin iflas erteleme başvurusundan 3 ay sonra düzenlenmiş. ‘Ticari bağ yok’ ‘İflası gizliyor’ İflas erteleme davasına Fikirtepe’de Anka Yapı ile sözleşme imzalayan hak sahiplerinden Hüseyin Yıldız da müdahil oldu. Yıldız, “Anka BüyükOrtaKüçük ada diye adlandırılan 3 bölgede sözleşme imzaladı. Şu an sadece Küçük Ada bölgesinde 224 kişinin hak sahibi olduğu 12 bin metrekarelik alanda yıkım yaptı. Göstermelik bir çalışma yapıyor. 200 işçinin çalıştığı şantiyede şu an 20 işçi var yok. Amaç da projeyi bitirmek değil iflası gizlemek. Ayrıca tapular daha onlara geçmedi. Tapuyu alabilmeleri için sözleşme gereği inşaatı belli bir seviyeye getirmek için çalışıyorlar” dedi. Yıldız’ın evinin bulunduğu Orta Ada’da firma 250 kişiyle anlaşmaya vardı ama henüz yıkım başlamadı. Büyük Ada denilen 25 bin metrakarelik bölgede sözleşme imzalayan 650 kişi ise 3 yıldır Anka Yapı’yı bekliyor. İflastan sonra yapı ruhsatı Şimdi ne olacak Hukukçular, firmanın 3 yıla kadar iflası erteleyebileceğini belirtiyorlar. Kat malikleri bu sürede sözleşmenin iptali için başvurabilir. Ancak hak sahipleri bu durumda davanın 10 yıla kadar uzayabileceğini düşünerek firmanın iflasının açıklanmasından sonra sözleşmenin kendiliğinden feshedilmesini beklemeyi tercih ediyor. ? Gökçek’e suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Mamak’taki bazı mahallelere giden otobüslerin güzergâhını değiştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında suç duyurusunda bulundu. Gök, suç duyurusundan önce TBMM’de bazı mahalle muhtarlarının katılımıyla basın açıklaması yaptı. Gök toplantıda, Gökçek’in Natoyolu EGO otobüslerinin güzergâhını değiştirerek 6 mahallede yaşayan 100 bin kişiyi cezalandırdığını vurguladı. Otobüslerin yakılması ya da tahrip edilmesiyle Mamaklıların ilgisi olmadığını belirten Gök, belediyelerin halkı suçlamak gibi bir görevi olmadını anlattı. Gök, “Gökçek halka ceza kesmekte ve belediye kurallarını infaz memuru gibi çalıştırmaktadır. Belediyenin böyle bir görevi ve yetkisi yoktur. Melih Gökçek görevini kötüye kullanmaktadır” dedi. İlk duruşmada tahliye oldu İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist (TKEP/L) üyesi olduğu ve Taksim Gezi Parkı eylemlerine Mücadele Birliği pankartı altında katıldığı gerekçesiyle 17 Eylül 2013’te tutuklanan Mücadele Birliği Dergisi Yazıişleri Müdürü Sami Tunca ilk duruşmada tahliye oldu. Tunca başka suçtan hükümlü olduğu için cezaevinden çıkamadı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya 54 yıldan 185 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan Tunca katıldı. 16 ayrı eylemden yargılanan Tunca’nın yakalandığı yerde yapılan aramada ele geçirilen cep telefonu, SIM kart, harici bellek, İstanbul Kart, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi ile Altın Buzağı isimli kitaplar suç delili olarak kayda geçti. lUğur kurt’un öldürülmesinde yeni görüntüler çıktı Uyarıyı dinlemedi 20 el ateş etti Uğur Kurt’un Okmeydanı Cemevi’nde bir cenaze törenine katılmak üzere beklerken 22 Mayıs’ta silahla vurularak öldürülmesiyle ilgili yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde “Akrep” olarak bilinen zırhlı araca isabet eden molotofkokteylinden sonra bir polisin “Sıkma, sıkma, sıkma” diye bağırdığı ancak polisin yaklaşık 20 el atış yaptığı duyuluyor. Görüntülerde, silah sesleri duyulduktan sonra cemevinin bulunduğu yönden gelen bir yurttaşın “Adam düştü” diye bağırdığı duyuluyor. Buna karşılık olarak polis de “Tamam amca tamam. Kusura bakma. Hakkını helal et” diyor. Yurttaşın “Bir ambulans çağırın” uyarısı üzerine de polis “Görmüyor musun? Adam bir şey attı” diye karşılık veriyor. Bunun üzerine yurttaş, “Tamam haklısın” diyor ancak polisin cevabı “Ya yürü git evine. Mal mal konuşma” oluyor. CANAN COŞKUN Emniyet’te görev değişimi DENİZLİ(Cumhuriyet) Denizli İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 21 emniyet müdürü ve 1 emniyet amiri, yaz kararnamesi kapsamında başka illere tayin edildi. Diğer illerde görevli 12 emniyet müdürü ile 11 emniyet amiri de Denizli’ye atandı. ‘Saldırıyla orantılı’ denmişti Uğur Kurt’un failine ilişkin soruşturma kapsamında Kurt’un başından çıkarılan merminin TEM Şube Müdürlüğü’nde görevli polis Sezgin K.’nin silahına ait olduğu tespit edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı açıklamada, merminin silahtan polis memurunun önleyici kolluk görevini yaptığı sırada çıktığı belirtilmişti. Polis memuru Sezgin K. hakkında soruşturma izni verilmesi için İstanbul Valiliği’ne başvuran savcı Hasan Yılmaz’ın, “şüpheli polisin meşru müdafaa kapsamında ve saldırıyla orantılı hareket ettiğini” ifade ettiği ortaya çıkmıştı. Öte yandan savcı Yılmaz, şüpheli polis hakkında “kasten cinayet” suçundan değil, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis gerektiren “taksirle adam öldürme” suçundan soruşturma yürüttü. Ancak aradan geçen sürede ise failin kim olduğunun bilinmesine karşın valilikten izne ilişkin yanıt gelmedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear