25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA Festivaller art arda başlarken u Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, son zamanların parlayan İngiliz kemancısı Charlie Siem eşliğinde ve Grieg’in Peer Gynt süitinde ayrıntıları gözeterek incelikli bir yorumla çaldı. Siem ise Bruch’un ünlü konçertosundaki romantizmi hiç abartmadan ama dantel gibi işleyerek yorumladı. KÜLTÜR 15 TYB 20. DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI Ödüller sanal medyanın özgürlüğüne Kültür Servisi Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TYB) 20. kez düzenlediği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri bu yıl, Twitter yasağına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurularından dolayı Prof. Yaman Akdeniz ve Yrd. Doç. Kerem Altıparmak’a verildi. Cezaevinde öğrendiği yabancı dillerle çevirmenliğe başlayan Tonguç Ok ve “örgüt üyesine kitap sattığı” için hapis cezası alan ve ikiz bebekleri için cezasını erteletme mücadelesi veren Mülkiye Demir Kılınç da “Özel Ödül”e değer görüldü. 39 yıllık kitapçı Ahmet Atilla Gözendor ise bağımsız kitapçılık mesleğine verdiği emekten dolayı ödüllendirildi. TYB, bugün Taksim Point Otel’de yapılacak ödül töreninden önce, saat 17.00’de, Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri’nin 20. yılı dolayısıyla “Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü Mücadelesinin 20 Yılı” başlıklı bir panel düzenleyecek. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun yöneteceği ve FriedrichEbertStiftung Türkiye temsilciliğinin katkılarıyla düzenlenecek panelde konuşmacı olarak gazeteci Sedat Ergin ve Nadire Mater, hukukçu Fikret İlkiz, Düşünce Suçuna Karşı Girişim’den Şanar Yurdatapan yer alacak. Panelin ardından birliğin her yıl yayımladığı raporların sonuncusu, Haziran 2013 Haziran 2014 dönemini kapsayan “Yayınlama Özgürlüğü Raporu 2014” ile ilgili bilgilendirme yapılacak ve bu yılın ödülleri sahiplerine sunulacak. Yayınlama Özgürlüğü Mücadelesinin 20 Yılı Türkiye Yayıncılar Birliği 1994’ten beri “Yayınlama Özgürlüğü Raporları” ve “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri” ile yayınlama özgürlüğü mücadelesine katkıda bulunmaya, mevcut duruma dikkati çekmeye çalışıyor. İlk rapor, Yazın Dergisi’nin Eylül 1994 tarihli sayısında yüzden fazla yayınevinin imzasıyla “Çağrı” başlığı ile yayımlanmış. İlk ödül de 1995’te İstanbul Kitap Fuarı’nda bir “korsan eylem” havasında, yayınlama özgürlüğüne çağrı yapan tişörtlerle fuarın koridorlarında verilmiş. Ödülün ilk sahipleri yayıncı Ayşe Zarakolu, yazar Fikret Başkaya. Onları Yaşar Kemal, Erdal Öz, Muzaffer İlhan Erdost, Nadire Mater, Mehmet Uzun, Enis Batur, Fikret Başkaya, Herkül Milas, Baskın Oran, Elif Şafak, Perihan Mağden, Nedim Gürsel, Nedim Şener, Ahmet Şık, Ahmet Altan gibi birbirinden değerli yazar ve yayıncılar izlemiş. Hepsi kendi alanında önemli, farklı anlayış ve görüşlerde yazar ve yayıncılar. “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” hakkının engellenmesi herkesin sorunu olmuş, herkes hapis cezaları ile, özgürlüğünün kısıtlanması tehdidi ile karşılaşmış. Türkiye Yayıncılar Birliği 2014 Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödül Töreni’nde hem bu yılın raporu açıklanıp ödüller sahiplerini bulacak, hem de “Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğünün 20 Yılı”nı Sedat Ergin, Fikret İlkiz, Nadire Mater, Şanar Yurdatapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun yöneteceği bir panelde değerlendirecek. Panel ve odül töreni bugün saat 17’den itibaren Taksim Point Otel’de. Yirmi yılın sonunda geldiğimiz nokta ise pek iç açıcı değil. Artık hayatın her alanında düşünce ve ifade özgürlüğü engelleniyor. Gezi Parkı bir simge halini aldı. Cumartesi günü “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü” hakkını kullanmak, düşüncelerini ifade etmek isterken ölenleri, gaz bombasından gözü çıkanları, binlerce yaralıyı anmak isterken yine yüz binlerce kişi şiddete uğradı, zulüm gördü. Geçen yıllarda olduğu gibi gazete sahiplerine gazetecileri işten attırmaya yönelik müdahalelerle geleneksel medya sıkı bir kontrol altına alınmaya çalışıldı. Geleneksel medyanın sınırlı kaldığı, etkisizleştirildiği bir ortamda, internetin ve sosyal medyanın önemi arttı. Artık haberi Twitter’dan, Facebook’tan alıyoruz. Ardından haber, internet haber sitelerinde detaylanıyor, televizyonlarda ise akşam haberlerinde izleyebiliyoruz. O da izin verilir, uygun görülürse. Ertesi sabah da gazetede okuyoruz. Hükümet de bunun farkında. O nedenle interneti, sosyal medyayı kontrol altına alabilmek için baskı uygulamaya başladılar. Kapatmalar, yasaklamalarla geçti yıl. Twitter kapatıldı. Yasal mücadele ile açılması sağlandı. Youtube, uzun bir süre sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile açılacak. Bunlar dikkati çekenler. Yasaklanan internet sitesi sayısının 30 bine ulaştığı söyleniyor. Anayasa Mahkemesi’nin özgürlükçü kararlarını engellemek için yeni yasal düzenlemeler yapılması da bizi şaşırtmayacak. Yayıncılık alanına baktığımızda bir rahatlama, özgürleşme varmış gibi görünüyor. Yargılanan yazarların, çevirmenlerin, yayıncıların sayısında gözle görülür bir düşüş var. Hapisteki gazeteci ve yazarlar yargı paketleri ile özgürlüğüne kavuştu, hapisteki gazeteci sayısı azaldı, hapiste yazar kalmadı. Ama bu büyük resmin ayrıntılarında yargılamaların, yasaklamaların, engellemelerin devam ettiğini görüyoruz. Yazarlar, yayıncılar hakaret davaları ile yıldırılmaya çalışılıyor. Davaları Yargıtay’dan dönüp beraat etmek üzere olan yazar ve yayıncılar “yargı ertelemesi” uygulaması ile “beş yıl içinde suç işlersen bu davan da tekrar açılır” denilerek otosansüre yöneltiliyor. Sansür ise artık her alanda uygulanıyor. Kütüphanelerde kitap seçiminden, öğrencilerin okuyacakları kitaplara, hapishanelere girecek kitaplara dek uzanan, kitabı suç unsuru olarak gösteren uygulamalara kadar varan bir sansür ortamı var. Durum yirmi yıl öncesine göre çok karanlık. Mersin Festivali, İstanbul Festivali ve Opera Festivali aynı hafta içinde başladı. İzmir Festivali 14 Haziran’da, İstanbul Caz Festivali ise 1 Temmuz’da başlıyor. Mersin’deki açılışta İbrahim Yazıcı yönetiminde Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nı dinledik. Orkestra, son zamanların parlayan İngiliz kemancısı Charlie Siem eşliğinde ve Grieg’in Peer Gynt süitinde ayrıntıları gözeterek, incelikli bir yorumla çaldı. Siem ise Bruch’un ünlü konçertosundaki romantizmi hiç abartmadan ama dantel gibi işleyerek yorumladı. Onu halen İngiltere’nin en heyecan verici kemancısı olarak sunmaktalar. Babası Norveçli bir petrolcü, annesi İngiliz bir ressam. Siem ile müzik dünyasını konuştuk: “Bu inanılmaz, harika müziği icra edebilmek yetin varsa, 300 yıl önceye ait sayfadaki notaları hayata geçirirken bir sihirbaz olmalısın. Bestecinin ruhunu yansıtırken kişisel yorumuna o andaki koşullar da dahil olmuştur. İçinde bulunduğun salon, dinleyiciden aldığın elektrik, gibi. Önündeki nota sadece bir takım mistik işaretlerden oluşan bir rehberdir. Senin işin onun derinini okumaktır. Böylece kendini bestecinin hizmetkârı olarak görmeyi öğrenirsin. Müthiş teknikler çok uzun sürmez. Ama sizin ayaklarınızı yerden kesen yorumlar nefes alan, insana dokunan çalışmalardır.” Siem’in müziğe ilgisi 3 yaşında keşfedilmiş. “Her gün uyanıp bir öncekinden daha iyi çalabildiğini ve besteciye daha çok yaklaştığını görebilmek için küçük yaşta bu dünyaya girmiş olmalısın.” Sanatçının bir başka yönü de Dunhill, Armani gibi ünlü markaların modeli olarak Vogue gibi moda dergisi kapaklarında yer Charlie Siem alması: “Eğlenceli, kafamı dağıtan bir iş. Çekim için sadece birkaç saatimi veriyorum. Benim önceliklerim konserlerim ve kayıtlarım”. Siem’in Warner Bros ve Sony Classics’ten kayıtları var. Eylüde Münih Radyo Orkestrası’yla yaptığı “Under the Stars” albümü piyasaya çıkacak. Özenli sahne giysileri, elindeki Guarneri del gesu 1735 kemanı ve dürüst yorumlarıyla Charlie Siem’in adını daha çok duyacağız. İstanbul Festivali’nde Saygun damgası 42. festivalin açılış konserini Gürer Aykal yönetimindeki BİFO gerçekleştirdi. Ahmed Adnan Saygun’un “Bir Orman Masalı”yla başladı konser. Türkiye’de bale için yazılmış ilk eser olma özelliği bir yana, 33 yaşındaki bestecinin zamanın Fransız izlenimcilerinden de etkilendiğini ortaya koyuyor. Son bölümdeki vokal, sanki içinde yaşadığımız günlere bir ağıt gibiydi. Aykal her konserinde bir Türk bestecisi yönetmeye çalışır. Özellikle hocası Saygun’un nice yapıtını ilk kez gün yüzüne çıkarmıştır. Viyolonselin harika sanatçısı Dorukhan Doruk, Çaykovski’nin Rokoko Çeşitlemeleri’nde üstün tekniğinin yanı sıra derin bir duygusallık sergiledi. Dorukhan’ın giderek olgunlaştığını, dünya sahnelerinin düzeyini yakaladığını görmek kıvanç verici. Hele bis olarak Saygun’un Viyolonsel Partita’sından çaldığı ağır bölümde sanırım pek çok kişi gözyaşlarını tutamadı. Zaten festivalin onur ödülünü alan Gülsin Onay’ın tanıtım filminde de Saygun’un piyanosu kavramıştı bizi. İçinde bulunduğumuz günün ağır akan sularına ve festivalin açılışına Saygun damgası çok yakıştı. n Kültür Servisi Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Pesen, Ruzin Gerçin, Salih Acar, Alp Bartu, Niyazi Toptoprak, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Saim Dursun, Kâmil Masaracı, Sedef Yılmabaşar Ertugan, Canan Bilge, Reha Yalnızcık, Sergülen Onan Dervişoğlu, Nazan Özer’in eserlerinden oluşan karma resim sergisi bugün açılıyor. Ürün Sanat Galerisi’nde “Kırmızı Haziran” başlığıyla sergilenecek eserler yaz boyunca izlenebilecek. Sergide Leyla Tekbulut’un tasarladığı takılar da sergilenecek. Ürün’de ‘Kırmızı Haziran’ ÜÇ OSCARLI OLIVER STONE YÖNETECEK ‘Snowden Dosyaları’ beyazperdede Kültür Servisi Oscar ödüllü Amerikalı yönetmen Oliver Stone, Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) eski sistem analisti Edward Snowden ile ilgili bir film çekmeye hazırlanıyor. Filmin senaryosunu da Stone’un yazdığı belirtildi. Stone, Guardian gazetesinden Luke Harding’in kaleme aldığı “Snowden Dosyaları: Dünyanın En Çok Ara nan Adamının Gerçek Hikâyesi” adlı kitabın beyazperdeye uyarlayacağını açıkladı. Böyle bir filmin “gerçek bir meydan okuma” olduğunu belirten Stone, Snowden’in NSA’nın en gizli operasyonları ile ilgili belgeleri sızdırmasını “çağımızın en büyük olaylarından biri” olarak nitelendirdi. Stone, daha önce de, halen Rusya’da gizlenen eski sistem analistinin NSA’nın izleme, dinleme belgelerini medyaya sızdırmasını desteklediğini belirtmişti. Stone, “Geceyarısı Ekspresi”, “Müfreze” ve “Doğum Günü Dört Temmuz” filmleriyle üç kez Oscar’a değer görülmüştü. İSTANBUL MÜZİK VE TİYATRO FESTİVALLERİNDE BUGÜN Kültür Servisi 42. İstanbul Müzik Festivali’nde bugün Milli Reasürans Oda Orkestrası’nın eşlik edeceği Steven Isserlis konseri dinlenebilecek. İş Sanat Kültür Merkezi’nde saat 20.30’da başlayacak konser öncesi fuayede İngiliz viyolonsel sanatçısı Steven Isserlis ile Dilbağ Tokay moderatörlüğünde İngilizce bir söyleşi de gerçekleştirilecek. Konserde Bedrich Smetana’nın “Vatanım” senfonik şiirinden “Moldau”, Antonin Dvorak’ın “Si Minör Viyolonsel Konçertosu, Op. 104” ve Çaykovski’nin “Kuğu Gölü Süiti, Op. 20a” eserleri seslendirilecek. Steven Isserlis İş Sanat’ta n Kültür Servisi Jehan Barbur 7 Haziran Cumartesi Kuruçeşme’deki Ada Bosphorus’da konser verecek. Ada Kuruçeşme konserleri 11 Haziran Çarşamba Şenay Lambaoğlu, 13 Haziran Cuma 4 Vokal, 14 Haziran Cumartesi Karışık Kaset ile devam edecek. Jehan Barbur konseri n Kültür Servisi Yazar Ayşegül Kuşçu’nun fantastik üçlemesi “Lacivert Ay”ın ilk kitabı “Dünya Kupası” çıktı. Kuşçu’nun 2. kitabı olan “Dünya Kapısı” AZ Kitap tarafından yayına hazırlandı. Ayşegül Kuşçu’dan ‘Dünya Kupası’ Kültür Servisi 19. İstanbul Tiyatro Festivali’nde bugün “Kalem” adlı oyun saat 18.30’da Salon İKSV’de sahnelenecek. Tiyatro Artı’nın sahnelediği “Kalem”; toplumsal varoluşumuzda bireysel istek ve arzularımız ne kadar etkin? Düşüncelerimizi söylerken ve uygularken kendimize nasıl bir otosansür uyguluyoruz? Süreğen otosansür bireyi yok eder mi? Bu düşünceler bizi delirtebilir mi sorularına odaklanıyor. “Gergedanlaşma” 20.30’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde, “Proust Pamuk Bellek” 20.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak. ‘Kalem’ Otosansür bireyi yok eder mi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear