25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DEVLETİN, KORUMASI ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN İSTATİSTİKLERİNİ TUTMADIĞI ORTAYA ÇIKTI 9 Koruyalım ama kimi? İKLİM ÖNGEL ANKARA Devlet koruması altında yaşayan çocukların sorunlarını kamuoyuna duyuran Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi ekibinin hazırladığı rapor, çocuklara yönelik şiddet ve istismar verilerinin tutulmadığını ortaya koydu. Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi kapsamında, devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerle ilgili 6 aylık dönemde medyada yer alan toplam 892 haber incelendi. Bu haberlerde hatalı dil kullanımı ve olumsuz haberlerin çokluğu dikkat çekerken, olumlu haber oranı yal Sosyal Duvarları Yıkalım Projesi ekibinin hazırladığı rapora göre kız çocukları daha çok şiddete ve istismara uğruyor. Raporun en dikkati çeken saptaması ise, devlet korumasında kalan çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar verilerinin olmaması. nızca yüzde 1.12’de kaldı. Dil hatalı kullanılıyor: Haberlerde “evlatlık, kimsesiz” çocuk gibi sözcüklerin sıklıkla kullanıldığı ortaya çıktı. “Evlatlık” kelimesinin aile ile bütünleşmeyi engelleyen bir kavram, “kimsesiz çocuk” kelimesinin ise acıma duygusu uyandıran kavramlar olduğu vurgulandı. “Kimsesiz çocuk” yerine, “devlet koruması altında yetişen çocuk”; “Çocuk Esirgeme Kurumu” yerine “çocuk yuvası”, “evlatlık” yerine, “evlat edinilen”, “fuhuş” yerine “cinsel istismar” ifadelerinin kullanılmasının, çocukların yararına olacağı kaydedildi. Şiddeti en çok kızlar görüyor: Çıkan olumsuz haberlerin çoğunun 1318 yaş arasındaki gençlerle ilgili olduğu ve kız çocuklarına ilişkin haberlerin diğerlerine oranla fazlalığı dikkat çekti. Haber konularında ilk sıraları cinsel istismar, aşağılama ve intihar aldı. Devlet şiddeti bilmiyor: Raporda, devlet korumasında kalan çocukların maruz kaldığı şiddet ve istismar verilerinin olmadığı kaydedildi. Şiddete uğrayanlara ilişkin herhangi bir istatistiğin tutulmadığının belirtildiği raporda, bu durumun istismar riskini artıran, gözetim eksikliğinin belirtisi olduğu vurgulandı. Medya duvarı güçlendiriyor: Medyada farkında olmadan kullanılan etiketlemelerin, çocuk haklarını gündeme getirmeye çalışırken, toplumsal önyargıları pekiştirdiği bildirildi. Bir Ana, Bir Tokat, Bir Af Annelik dediğin, yüreğin bir başka bedende çarpmasıdır. Aklın ha bire, kendinden çoğalan varlığı düşünüp düşlemesi... Burnun, mütemadiyen onun saçını koklayıp öpmek istemesi, onun boyna gömülmek istenmesi... Vücut eskise de hasretin hiç eskimemesi, eksilmemesi... Rahimde başlayıp kabirde biten, fedakârlığına karşılık beklemeyen bir aşk hikâyesi... HHH Bir kadından evladını almak, ondan yüreğini çalmaktır. Zihnini acıya salmak, burnunu en sevdiği kokudan mahrum koymak, onu nihayetsiz bir hasret prangasına vurmaktır. Bir rüyayı kâbusa çevirmek, ebediyete kadar sürecek aşk hikâyesini vahşice noktalamaktır. HHH Geçen hafta “İdam cezası dönsün” diye yetkililere yakaran bir anne gördük. Bir başka anneden evladını koparanların, canavarca cana kıyanların, darağacında sallandığını görmek istiyordu. En yetkili isme, “Ölüm getir” diye yalvarıyordu. Katilin boynuna yağlı urgan geçirilirse, cansız bedeni meydanlarda teşhir edilirse ibret olur diye düşünüyor, evladını yitirmiş anaların yüreğindeki ateş bir nebze olsun söner sanıyordu. Yanılıyordu. HHH İran’da bir annenin oğluna kıydılar geçenlerde... Onu, tarifsiz bir acıyla sonsuz hasret ülkesinin koynuna bıraktılar. Katili yargıladılar. Kalemi kırdılar. Darağacı kurdular. Acılı anneyi de, evladının öcünün alınışını izlesin diye sehpanın yanına çağırdılar. Muhtemelen onun yüreğinde de evlat hasretinin yanına, öfkenin harı oturmuştu. Evladını öldürenin ölümünü görmek, anasının acısını bir nebze olsun dindirir sanılmıştı. Lakin öyle düşünen yanılmıştı. HHH Bir sürpriz oldu: Samareh Ali Nezhad, darağacına gittiğinde, sadece oğlunun katilini değil, bir başka annenin oğlunu gördü ipin ucunda... O ip çekilip de boyun kırıldığında, yalnızca bir katilin cezalandırılmayacağını, o boynu yıllardır sevdayla koklayan bir annenin de ölene dek ölüm cezasına çarptırılacağını anladı. “Ben yandım, başka analar yanmasın” dedi. Gitti evladının katilinin yanına; suratına ecel gibi bir tokat aşk etti. Ve onu affetti. HHH Can vermeyi bilir analar; can almaya uzaktır. Kıyamaz, canından can koparana, can düşmanına bile... Ondandır işte, cennetin anaların ayağı altına serilişi, barış umudunun anaların feryadında yeşerişi... Bu coğrafya kindarlıktan çok çekmiştir; kanla sulanmış topraklar, “Başka analar yanmasın” temennisini iyi bilir. Anaların vicdanı hükmetse yeryüzüne; gömülür kinler, diner öfkeler... Yaralar sarılır, darağaçları yıkılır. Ondan işte; umudum analardadır. Başta kendi anam olmak üzere, hepsinin ellerinden öperim. Eski Bakanın ‘parasını ben ödedim’ dediği saatin faturasında imzası olan Yılmaz’ın kim olduğu anlaşıldı Çağlayan’a saati alan Sarraf’ın kaptanı KILIÇDAROĞLU’NDAN ŞİKÂYETÇİ Yıldırım’dan ‘Milyon Ali’ davası İstanbul Haber Servisi Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, AKP Erzincan Milletvekili Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “Binali dersek yanlış olur ‘Milyon Ali’ dememiz lazım buna” sözleriyle kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle 10 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı. Yıldırım, avukatı Serkan Bayram aracılığıyla verdiği dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun 4 Şubat ve 6 Mayıs’taki grup toplantılarında yaptığı konuşmalardaki “Binali dersek yanlış olur ‘Milyon Ali’ dememiz lazım buna”, “Milyon Ali devreye giriyor, herkesten 10 bin, 20 bin değil milyonlar istiyor”, “Niye Milyon Ali diyoruz? İşte bunun için. Salmayı salıyor”, “Hepiniz bu paraları vereceksiniz”, “Sen neymişsin be Milyon Ali, haberimiz bile yokmuş senden!”, “Milyon Ali sen İzmir’in sokaklarında hangi yüzle gezeceksin”, “Binali Yıldırım’ın koordinatörlüğünde para toplanıyor Sabah ve ATV için” ifadelerine yer verildi. BODRUM (DHA) Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın 700 bin liralık kol saati faturasında imzası bulunan Murat Yılmaz’ın, İranlı işadamı Rıza Sarraf’ın Bodrum’da yaşayan kaptanı olduğu ortaya çıktı. Eski Bakan Çağlayan TBMM’de hakkında verilen önergenin tartışıldığı sırada kürsüden bir belge gösterdi. 700 bin liralık kol saatinin hediye olup olmadığı yolundaki eleştirilere yanıt veren Çağlayan, “Saati Sarraf aldı ama parasını ben ödedim. Garantisi benim adıma” açıklamasını yapmıştı. Zafer Çağlayan’ın, Meclis kürsüsünde elinde salladığı faturanın adres kısmında alıcı olarak Murat Yılmaz ismi ve Bodrum’da bir adresin olduğu dikkat çekti. Bu adres araştırıldığında Umurca Mahallesi’ndeki söz konusu adreste üç yıl dır 38 yaşındaki Murat Yılmaz’ın oturduğu belirlendi. Murat Yılmaz’ın, Rıza Sarraf’ın kaptanı olduğu ve yardımcısı Ejder isimli kişi ile 17 Aralık operasyonundan 3 gün sonra, sivil polis ekiplerince İstanbul’a götürüldüğü, üç gün süren sorgulamanın ardından serbest bırakıldığı öğrenildi. Murat Yılmaz’ın, Rıza Sarraf’ın Bodrum’da yaz aylarında eşi ile birlikte tatilini geçirdiği lüks 46 metre uzunluğundaki Malta bayraklı “60. Years” yatının kaptanı olduğu belirtildi. CUMARTESİ ANNELERİ BU HAFTA DAHA DA ACILIYDI kılıçdaroğlu İranlı ödül anneye İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Anneler Günü nedeniyle Maltepe Belediyesi tarafından düzenlenen programa katılacak. Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde saat 11.00’de düzenlenecek program kapsamında Kemal Kılıçdaroğlu, İran’da oğlunun katilini idam sehpasındayken affeden ve oğlunun katilinin boynundaki ilmeği elleriyle çıkartan anne Samereh Ali Nezhad’a “Anadolu Hümanizması” ödülünü verecek. AVUKATLARIN ALIKONULMASI Bozdağ’a Urla yasağı sorusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Komisyonu’na üye 20 avukat, 27 Nisan’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği savlanan Urla Zeytineli köyündeki Hacılar Koyu’nda inceleme yapmak istemişti. Villaların çalışanları tarafından hakarete uğrayan avukatlar, dönüş yolunda Zeytineli köyünde de jandarma tarafından saatlerce alıkonulmuştu. Avukatlara yönelik fiili gözaltıyı TBMM gündemine taşıyan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Jandarma engellemesinin hangi yasal düzenlemeye dayandığının açıklanmasını isteyen Moroğlu, Bozdağ’a şu soruları yöneltti: “Avukatları karakola davet etme yetkisi jandarmaya mı aittir? Jandarma açıklamasında belirtilen adli makamların talimatı ile kast edilen Urla cumhuriyet savcısı mıdır? Savcıya, olay ile ilgili olarak bir talimatınız olmuş mudur?” ‘Acılarımızı dindirmek için kayıpları bulun’ İstanbul Haber Servisi Kayıp çocuklarının hiç değilse mezar yerini öğrenebilmek için yıllardır her hafta Galatasaray’da toplanan Cumartesi Anneleri, bugün Anneler Günü’nün kutlanacağını belirterek “Bir karanfil koyabileceği mezar bile olmayan annenin hangi Anneler Günü’nü kutlayacağız” diye sordu. Cumartesi Anneleri, 476. oturma eyleminin Anneler Günü’nden bir gün öncesine rastlaması nedeniyle her hafta olduğundan daha acı içinde çocuklarının bulunmasını ve sorumluların cezalandırılması isteklerini haykırdı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, Cumartesi Anneleri adına yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Onlarca yıldır kaybettikleri evlatlarının mezarlarını, kemiklerini arayan anneler var. Bir karanfil koyabileceği mezar bile olmayan annenin hangi Anneler Günü’nü kutlayacağız? Yarın (bugün) bütün annelerin kutsal olduğunu söyleyen yönetenler bir de onların ellerinden öpmeye kalkacaklar. Biz Anneler Günü’nü kutlamıyoruz. Kayıplarımızın kemiklerine ulaşıncaya kadar, kayıplarımızın faillerinden hesap soruncaya kadar Anneler Günü’nü kutlamayacağız.” Kayıp Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, anaların gözlerinin yaş dolu olduğunu söyleyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Gerçekten bu günü kutlayacaksan anaların acısını dindirmen lazım” diye seslendi. Eyleme sekiz yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Füsun Erdoğan da katılarak destek verdi. Hatay’da dehşet: 4 ölü HATAY (DHA) Hatay’ın Belen ilçesinde 30 yaşındaki Mesut Köroğlu, eşi 28 yaşındaki Feride Köseoğlu ile eve kuma olarak getirdiği sevgilisi 43 yaşındaki Fevziye Saklar ve kızı 8 yaşındaki kızını öldürüp intihar etti. Olay, dün öğle saatlerinde ilçeye bağlı Atik Yaylası’nda meydana geldi. İddiaya göre, mevsimlik işçi Mesut Köroğlu, evi tadilatta olduğu için beraberindeki sevgilisi Fevziye Saklar ile birlikte çobanlık yapan babası Bekir Köroğlu’nun evine geldi. Uyuşturucu ticareti suçundan 1 yıl önce girdiği cezaevinden bir süre önce tahliye olduğu bildirilen Köroğlu’nun eve sevgilisiyle gelmesine eşi Feride Köroğlu tepki gösterdi. Tartışma alevlenince Mesut Köroğlu, pompalı tüfekle eşi Feride’ye ateş edip öldürdü. Ardından da bıçakla sevgilisi Fevziye Saklar’ın boğazını kesip öldürdü. Bu sırada evde bulunan dört çocuğu kaçtı. En geride kalan 8 yaşındaki kızı evin kapısında terliğini alacağı sırada babası tarafından vuruldu. Kız kapının önünde can verdi. Köroğlu, ardından tüfekle kendi başına ateş edip yaşamına son verdi. GEZİ ANNELERİNE ÇOCUKLARININ HEYKELLERİ HEDİYE Resimheykel sanatçısı Uygur Orhan, Eskişehir’de 2 Haziran’da Gezi Parkı protestoları sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan’ın büst heykelini hazırladı. Ali İsmail’in büstünü yarın Kayseri’de görülecek dava öncesinde Anneler Günü hediyesi olarak Emel Korkmaz’a vereceğini, Berkin Elvan’ın heykelini ise Anneler Günü hediyesi olarak kargo yoluyla anne Gülsüm Elvan’a ulaştıracağını belirtti. Yaklaşık bir aydır Ali İsmail ve Berkin Elvan’ın büst heykeli için uğraş verdiğini ifade eden Orhan, “O çocukları, unutmamak, unutturmamak için bu çalışmaları yaptım. Keşke öldürülmeseydiler de bende heykellerini yapmasaydım. İlerleyen zamanlarda bir anıt yapmayı planlıyorum” dedi. İranlı anne, oğlunun katilini son anda affederek ipten almıştı. MUĞLA (Cumhuriyet) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt’un ölüm yıldönümünde olaylar çıktı. Kendilerini Şerzan Kurt Özgür Gençlik Derneği üyeleri olarak tanıtan grup, yürüyüş sırasında, kaldırımda Türk bayrağı açan 3 kişiye taşlı saldırıda bulundu. Olayda 2’si polis, 5 kişi yaralandı. Şerzan Kurt anmasında olay
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear