25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2014 PAZAR 6 HABERLER Erdoğan’ın, Feyzioğlu’na müdahalesi siyasiler ve barolar tarafından tepkiyle karşılandı ‘Yargıya saygısızlık’ u CHP lideri, Erdoğan’ın Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde yarattığı skandala ‘devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutumu’ sözleriyle tepki gösterdi. Yargıçlar Sendikası, İstanbul Barosu ve Ankara Barosu, Erdoğan’ın tavrına tepki gösterirken CHP’li Hamzaçebi de, Erdoğan ile birlikte salonu terk eden Cumhurbaşkanı Gül’ü ağır sözlerle eleştirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına müdahale edip, salonu terk etmesi kadar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Erdoğan’la birlikte salondan ayrılması tepki topladı. Erdoğan’ın Feyzioğlu’na “edepsizlik yapıyorsun” diye çıkışıp, salonu terk ettiği Danıştay’ın kuruluş yıldönümü toplantısına katılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın tavrına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin soruya “Danıştay’ın 146. yılını kutlama töreninde ortaya çıkan tablo, devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutum ve davranışının topluma yansımasıdır” yanıtını verdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Erdoğan’ın bu tavrı ile demokrat olmadığını bir kez daha sergilediğine dikkat çekerken, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında Erdoğan’ın Feyzioğlu ile “ittifak etmekte sakınca görmediğine” dikkat çekti. 17 Aralık operasyonu sonrasında Erdoğan’ın, kendisiyle görüşmek isteyen Feyzioğlu’na hemen randevu verdiğini ve hatta bu görüşmeler sonrasında “yeniden yargılamalar” konusunda Adalet Bakanı’na “çalışma yapın” talimatı verdiğini anımsatan Hamzaçebi, “O zaman Feyzioğlu iyi çocuktu ama şimdi eleştirince kötü çocuk oldu” dedi. Erdoğan’ın demokrat olmayan kişiliği nedeniyle bu tavrına çok da şaşırmamak gerektiğine dikkat çeken Hamzaçebi, ancak asıl “skandal”ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, yatıştırmaya çalıştığı Erdoğan’ın arkasından salondan ayrılması olduğunu belirterek şunları söyledi: “Erdoğan’ın ardından Gül’ün salondan ayrılması skandaldır. Yani sanki Türkiye’de cumhurbaşkanı Erdoğan da, Abdullah Gül de ona bağlı bir kişiymiş görüntüsü oluştu. Öyle anlaşılıyor ki Gül, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına kendisini hazırlamış, kendisinden daha yukarıda görüyor. Muhtemelen bu süreçte kendisi partide bir görev bekliyor. Başbakan ile ters düşmemek suretiyle, partide Erdoğan sonrasında etkin görev bekliyor ve aslında bu tavrıyla aynı zamanda cumhurbaşkanlığı görevinin fiilen sona erdiğini kanıtlamıştır. Oysa cumhurbaşkanı, başbakanın memuru değildir. Gül, bu tavrıyla, cumhurbaşkanlığı makamını küçültmüştür, o makama saygısızlık yapmıştır.” CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de Erdoğan’ın tavrına çok şaşırmadığını ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün salonu terk etmesini yadırgadığını söyledi. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da, Cumhurbaşkanı Gül’ün de Başbakan’la birlikte salondan ayrılması konusunda “Sayın Gül’ün de böyle bir durum içinde olması, hoş bir fotoğraf olmadı” ifadelerini kullandı. DSP yönetimi de parti meclisi toplantısının ardından yayımladığı bildiride Erdoğan’ın Feyizoğlu’na karşı tavrını kınadı. Danıştay da Erdoğan’ı kayırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay Başkanlığı da kuruluş yıldönümünde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında yaşanan gerginlikte Başbakan’dan yana tavır sergiledi. 30 Mart yerel seçimleri öncesinde Başbakan Erdoğan ve dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında Danıştay seçimlerinde mevcut başkan Zerrin Güngör’ün, seçilmesi için rakip adayın çekilmesi isteniyordu. Güngör’ün Danıştay Başkanı seçilmesinin ardından kurumun Erdoğan’dan yana tavır sergilemesi dikkat çekti. Danıştay Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Feyzioğlu tarafından “siyasi içerikli ve idari yargı konularıyla ilgisi olmayan bir konuşma yapıldığı” ileri sürüldü. Programda, kendisine tanınan 20 dakikalık süre aşılarak 60 dakika yapılan konuşmayla nezaketen toplantıya katılan devlet erkânı ve diğer misafirlerin sabırlarının zorlandığı dile getirilen açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi: “İdari yargı ve avukatlık mesleği ile ilgisi olmayan konulara büyük ölçüde yer verilerek program çerçevesinde cevap hakkı bulunmayan konuklarımız rahatsız edilmiş, teamüllere aykırı, davranış nedeniyle ev sahibi kurum mensupları da incinmiştir.” RTE: Edepsizlik Yapma Öcalan, RTE’ye: Zırvalama Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Danıştay konuşmasını dikkatle okudum. Başbakanın “edepsizlik” suçlamasını haklı çıkartacak bir şeyler aradım, cımbızla çekip alacağım ama bulamadım. Çok edepli, saygılı ve kucaklayıcı bir dil ile yaşadığımız bir yıl içinde adalete, yargıya, hukuka, yasalara ilişkin sorunları dile getirdi Feyzioğlu... Başbakanın tepkisinin zerresini hak etmedi. Hatta, “edepsizlik yapma’ gibi dile getirenin haletiruhiyesini ortaya seren suçlamalar karşısında bile dik ve onurlu durdu, aynı dili asla kullanmadı.. Ama bir insan muktedirlik mertebesine ulaşmaya görsün, 2 milyon oy kaybetse de yerel seçimlerin galibi olmaya görsün... O mertebeden, aşağıdaki kendisinden olmayan eçiş büçüş şeylere; seçimleri kaybetmiş zavallılara; iktidar yoksunlarına; aldığı kararları ve uygulamalarını eleştirenlere; hukuku, yasaları ve milletin birlik ve beraberliğini anımsatanlara karşıdır, bu davranışı... Feyzioğlu’nun şahsında sadece tüm barolara ve avukatlara değil davetli olarak da bulunduğu Danıştay’ın yanı sıra, aslında milletin yüzde 57’sine “edepsizlik yapma” diyerek hakaret etmiştir başbakan... Feyzioğlu, tepeden tırnağa, ülkenin hukuki sorunları üzerine bir konuşma yaptı. Her bir paragrafı! RTE, sanki “Van” konusunda söylediklerine tepki veriyormuş gibi yaptı aslında Van bahane, esas tepkisi, yargı ve hukuk sorunlarına yapılan eleştirilere! Feyzioğlu’nu izlerim, grevdeki işçilere gider, sanatçılara gider, nerede mağdur insanlar varsa onlarla konuşur ve itibarını onları savunmakta kullanır. Van’da da 44 aile konteynırlarda yaşıyorsa bu konunun halledilmesini dile getirdi, hepsi o kadar! RTE, Feyzioğlu’nun konuşması için baştan sona siyaset yaptı diyor. Hukuka, yargıya durmadan saldır ama yargının adaletin sorunları, bulunduğun yerde dile getirilince, siyaset yapıyorsun, bu edepsizlik de. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’tan sonra Feyzioğlu’na da “cüppeni çıkar siyasete gel” demesi, artık kabak tadı verdi. RTE, şunu asla kabul edemeyecek: Yargı, güttüğün devletin bürokratik mekanizmasının bir parçası değil, anayasanın ve parlamenter sistemin dayandığı üç sacayağından biridir. (Hükümet, Meclis ve yargı.) İktidarını, yasal ve anayasal davranıp davranmadığını, yasalara uygun iş yapıp yapmadığını denetleyecek tek güç yargıdır. (Meclis, iktidar çoğunluğu nedeniyle bunu gerçekleştiremiyor.) Ama yargıyı da hallaç pamuğu gibi attığı ve üzerinde baskı uyguladığı için, tek güç Anayasa Mahkemesi kalmıştır. Biz kaz kafalılar anlayalım artık: RTE’nin bütün bildikleri, söyledikleri ve yaptıkları doğrudur. Bu nedenle, kendi dışındaki insanların ne düşündükleri, neyi neden eleştirdikleri, Feyzioğlu’nun ortaya koyduğu tablo hiç önemli değildir, hepsi yanlıştır.. İşte, tüm diktatörlerin çıktıkları en son nokta burasıdır.. Sodalı resepsiyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’daki tartışmalı törenin ardından dün akşam TBMM’de Danıştay’ın 146. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen resepsiyon sönük geçti. Resepsiyona hükümetten kimse katılmazken Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu da gelmedi. Resepsiyonda konuklara alkollü içecek yerine soda ve su ikram edildi. Öte yandan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Danıştay’ın yaptığı açıklamada “incinme” ifadesi anımsatılarak “Feyzioğlu’nun sözlerindeki en çok hangi nokta Danıştay’da rahatsızlık yarattı” sorusu üzerine Güngör, “İçerik üzerinde durmaya gerek yok. Törenimizi tamamlayamadık” dedi. Törende yaşananlarla ilgili soruya Güngör, “Yaşananlar hoş olmadı, böyle bir şey olmasını arzu etmezdik” yanıtını verdi. ‘Çatıdan düşmesini istemem’ AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunduğunu ileri sürerek “Sayın başkan, çatıya da oynuyor ama çatının sağlam olmadığını ben buradan ifade etmek isterim, sayın başkan o çatıya fazla güvenmesin, çünkü o çatı çürük temeller üzerinde duruyor, oradan düşmesini istemem” dedi. Bozdağ, “Maalesef sayın başkanın konuşmaları kendince hesaplı yapılmış bir konuşma” dedi. Bozdağ, şunları söyledi: “Hatırlarsanız Sayın Ahmet Necdet Sezer, bir açılışta yaptığı konuşma nedeniyle ortak aday olarak gösterildi ve sonra parlamento tarafından cumhurbaşkanı seçildi. Şimdi yeni Ahmet Necdet Sezer olmaya özenenler var, onlardan birisi de öyle zannediyorum sayın başkan. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, da yaptığı yazılı açıklamada “Başkan tamamen siyasi bir konuşma yaparak cüppesiyle siyasi şov yapmıştır” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop ise “Feyzioğlu’nu kınıyorum. Bu suistimaldir” dedi. AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da Twitter üzerinden “Hukukçunun siyaset yapması da, şovmenlik yapması da yanlıştır” değerlendirmesini yaptı. Eski AB Bakanı Egemen Bağış da Twitter’da “Feyzioğlu’nun CHP’deki derin mekanizmalar tarafından genel başkanlığa hazırlatıldığını bir yıl evvel söylemiştik” ifadesiyle birlikte açıklamasının linkini paylaştı. ‘Cüppesiyle siyasi şov’ Esas hedefi yargı ve hukuk Feyzioğlu’na destek Feyzioğlu’na bir destek de Yargıçlar Sendikası’ndan geldi. Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, “Başbakan’ın yargının asli ve kurucu unsuru olan savunmanın sesine ve eleştirilere tahammülsüzlüğüne bir kez daha tanık olduk. TBB Başkanı’nın konuşmasına karşı verdiği nezaketsiz tepki kabul edilebilir değildir” denildi. Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy ise “Yargı temsilcilerinin yılda iki kez kendini ifade etme olanağı bulduğu bu toplantılarda, siyasi iktidarın sorunları dinleyip gereğini yapmak yerine tahammülsüzlük gösterip reddetme yolunu seçmesi çözümsüzlüğün başlangıcıdır. Söylenilen her sözün altına Ankara Barosu olarak biz de imzamızı atıyoruz” açıklamasını yaptı. İstanbul Barosu Başkanlığı da, Erdoğan’ın Feyzioğlu’nun konuşmasına müdahalesini şiddetle kınadı. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada “Esasen yapılan bir müdahale olmaktan ziyade tahammülsüzlüğün de ötesinde bir saldırı, taciz ve saygısızlıktır. Bu saldırıyı tüm barolara ve avukatlara yapılmış kabul etmekte ve şiddetle kınamaktayız” denildi. İstanbul Barosu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Başbakan’ın tüm nezaket kurallarına, devlet adap ve geleneklerine tamamen aykırı ve tahammülsüz, kontrolsüz bu tutumu düşündürücüdür ve kabul edilemez.” Avukatlar Dayanışma ve Hukuk Araştırmaları Vakfı ise yayımladıkları yazılı bildiri ile Feyizoğlu’na destek mesajı verdi. Bozdağ Kapusuz Öcalan, RTE’ye zırvalama dedi Abdullah Öcalan, dün Diyarbakır’da Demokratik İslam Kongresi topladı. Öcalan cin gibi! RTE’yi de, MİT gibi kurumlarını da parmağında oynatıyor. RTE’nin ve Davutoğlu’nun, Kürtlere ve Ortadoğu’ya karşı uyguladığı “biz İslam ve ümmetiz” biçimindeki, sözde “birleştirici” politikasını, Öcalan sahipleniyor ve RTE/Davutoğlu ikilisine karşı çok iyi kullanıyor ve bir karşı silaha dönüştürüyor! Vallahi helal olsun. Bakın kongrede okunan bildirisinde ne diyor: “Çağdaş İslami ümmet ‘millet birliğini’ anlamlı bulur. Ama bu asla ‘tek devlet, tek millet, tek bayrak’ zırvalamaları anlamına gelmemektedir.” RTE/Davutoğlu, hem ümmetçi bir siyaset güdüyor ama hem de ümmetçilikle 180 derece çelişen “‘tek devlet, tek millet, tek bayrak” diyor. Başbakan en son Çanakkale’de geçen 18 Mart’taki törende “Şehitlerimiz bir bayrak için, bir vatan için, tek bir millet, tek bir devlet için canlarını ortaya koydu” dedi. Ondan 14 gün önce de Adıyaman mitinginde (4 Mat 2014) ve Fatih Projesi tablet dağıtım töreninde de (17 Şubat 2014) aynısını tekrarlamıştı: “Şunu unutmayın ki bizim dört tane önemli başlığımız var. Kim ne derse desin, bunlar üzerinde kimseye operasyon yaptırmamalıyız: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” Öcalan doğrudan başbakanı hedef alıyor: “Tek devlet, tek millet, tek bayrak zırvadır”. Kürt ulus devletçisi Öcalan, başbakanın “ümmetçi” politikasını çok kullanışlı bularak devralıyor ve bunu RTE’ye karşı bir silaha dönüştürüyor: Hem ümmet diyeceksin hem de tek ulus, tek devlet, tek din, bu ne perhiz.. Baştan sona haklı! Öcalan, gerektiğinde Kürtçü, gerektiğinde Türk devletçisi, gerektiğinde ümmetçi, gerektiğinde İslamcı ve Allah’ın birliği için savaşan bir insan. Öcalan, Kürtlerin birliği ve bağımsızlığı yolu için, en iyi silahın İslam ve ümmetçi politika olduğuna karar vermiş, şimdi de.. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için, Kürt siyasetinin desteğine mutlak ihtiyacı olan Erdoğan, Öcalan’ın için bir politik araca mı dönüştü?! AKP, adayına para vermek istiyor EMİNE KAPLAN P’nin AfyonkaAFYONKARAHİSAR AK ve parti yökan ba azı a b nd pıo am rahisar k rıyla ilginla ala ne eri kill tve neticileri, mille vekillere ta mp Ka tı. li konularda sunum yap li bilgi veren AKP lgi la i rıy ala seçim çalışm ısı Mustafa Şentop, Genel Başkan Yardımc rbaşkanı adayına siyasi partilerin Cumhu için YSK’ye başyardımda bulunabilmesi alet Bakanı Bekir Ad vurduklarını açıkladı. ir düzenleme koBozdağ, HSYK ile ilgili b ını belirtti. İçişledığ pıl ya nusunda çalışma aatin bugüne kari Bakanı Efkan Ala, cem iğini belirtirken, led din iyi kiş dar 600 bin an’dan “dönemin Başbakan Tayyip Erdoğ ildiği bir belgeyi ed başbakanı” olarak söz österdi. milletvekillerine g
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear