25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 MART 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Dünya medyasını kapatamadılar Dış Haberler Servisi Twitter’ın ardından YouTube’un da engellenmesi dünya basınında geniş yankı buldu. İngiliz Economist dergisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın giderek daha “otokratik” bir lider haline gelmeye başladığını ve ülkeye zarar verdiğini yazdı. Derginin yorumunda, “Erdoğan, Vladimir Putin’e teşekkür etmeli. Çünkü Rusya Devlet Başkanı’nın Ukrayna’ya saldırısı haftalarca manşetleri işgal etti. Bu Türkiye Başbakanı’nın, kendisini ve müttefiklerini korumak için tasarlanmış gibi görünen, özgürlükleri sınırlayıcı bir dizi yasa nedeniyle sınırlı bir uluslararası kınamayla kurtulmasını sağladı” denildi. Yazıda daha sonra şu görüşlere yer verildi: “Erdoğan koyu bir çoğunlukçu yaklaşım benimsedi. Seçmen desteği olduğu sürece muhalefeti, protestocuları, yargıçları, savcıları ya da Avrupa’yı dikkate almadan ne isterse yapmaya hakkı olduğunu düşündü. Kurumların zayıf olduğu, güçler ayrılığının yetersiz olduğu bir ülkede böyle bir görüş kaçınılmaz olarak otoriter rejime kayış demektir.” Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçip üç dönem kuralını yıkarak, yeniden başbakan olmayı tercih edebileceğini öne süren Economist, “Bazıları bununla Putin’in 4. kez başkan olma arzusu arasında paralellik kuruyor. Özetle söylemek gerekirse Erdoğan’ın çıkışı yok. Fakat bulsa ülkesi için iyi olur” diye yazdı. İngiliz Financial Times gazetesinin manşeti de Türkiye’deki yasaklardı. Gazete, üst düzey ulusal güvenlik yetkililerinin Suriye’yle muhtemel bir savaşı değerlendirdikleri ileri sürülen ses kayıtları nedeniyle zor durumda kalan hükümetin YouTube’a erişimi engellediğini belirtti. Independent gazetesi, konuyla ilgili haberinde Milliyet gazetesinin sahibi Erdoğan Demirören’in Başbakan’la yaptığı öne sürülen ve sızdırılan telefon konuşmasına yer verdi. Gazete, Başbakan’ın bir haberle ilgili memnuniyetsizliğini ilettiği Demirören’in, “Sizi üzdüm mü patron? Ne yapmamı istersiniz?” sözlerini aktardı. İngiliz Daily Mail gazetesi, Suriye ile ilgili yüksek güvenlikli toplantıda konuşulanların sızdırılmasının ardından Türkiye’de YouTube’un da yasaklandığını duyururken, Guardian’ın internet sitesinde ha DIŞ HABERLER 9 YouTube yasağı, ABD ve Avrupa medyasından Rus medyasına kadar tüm dünyada geniş yankı buldu #DirenCumhuriyet Cumhuriyet’e “ses kaydını kaldır” baskısı geldiğinde, haber çoktan uluslararası medyalarda yerini almıştı. Akşam izleyebildiğim yurtdışı kanallardan İtalyan TV’sinde örneğin, “tapelerin dökümü” ekranda doğrudan seçilebiliyordu. France 24 ’te hemen sıcağı sıcağına “Erdoğan’ın Türkiye’de bir rejim provasına ” giriştiği söyleniyordu. Guardian’ın internet sitesinde ise “Türkiye ulusal güvenlik kaygıları arasında YouTube’a erişimi engelliyor/Turkey blocks access to YouTube amid national security concerns” başlıklı haberin altında tapelerin bire bir İngilizce tercümesi yer alıyordu. Okurlar hiç vakit geçirmemiş, Davutoğlu’nun makamında kaydedilen konuşmanın İngilizce tercümesini –satır satır ve eksiksiz okur yorumları bölümüne aktarmıştı... Ertesi sabah yabancı gazeteleri açtığımda Wall Street Journal’ın (WSJ) manşetinde “Türkiye seçime günler kala YouTube’u kapattı/Turkey Blocks YouTube Days Before Vote” haberini gördüm… ürkiye sansürcüler arasındaki yerini sağlamlaştırdı’ Amerikan Wall Street Journal gazetesinin birinci sayfasında yer verdiği haberde, “Türk hükümetinin kritik yerel seçime günler kala Youtube’u yasaklaması ve medyayı kısıtlaması uluslararası alanda ‘T bere ön sıralarda yer verildi. İngiliz yayın kurumu BBC de haberi “internete sızan ses kayıtları nedeniyle Türkiye YouTube’u engelledi” başlığıyla verdi. Dış Haberler Servisi Suriye resmi haber ajansı SANA, internete sızan Türkiye’deki güvenlik toplantısındaki konuşmaların, Suriye’ye askeri saldırganlık hazırlığını kanıtladığını savundu. SANA konuyla ilgili haberinde, Türk istihbaratı ve Suriye’deki silahlı terörist grupların işbirliğiyle planlar yapıldığını, gerekirse saldırı için gerekçe üretmenin tartışıldığını belirtti. Ajans, ses kaydından anlaşıldığına göre 2 bin TIR’la askeri yardım sağlanan Suriye’deki silahlı grupların Türk istihbarat birimleri tarafından yönetildiğini ve yönlendirildiğini de öne sürdü. Ses kayıtlarını İngilizce ve Arapça yayımlayan SANA, kayıtların sızması üzerine YouTube’a erişimin engellendiğini vurguladı. Ajans, Başbakan Erdoğan’ın, kayıtları sızdıranların cezalandırılacağını söylediğini de aktardı. Ses kayıtları SANA’da öfkeye neden oluyor” denildi. Haberde, “Bu yasak, Türkiye’nin acımasız internet sansürleri uygulayan Çin, Suriye ve Kuzey Kore’yi de kapsayan ülkeler kulübündeki yerini sağlamlaştırdı” ifadesi kullanıldı. Washington Post, yasağın sosyal medyanın yaygın bir şekilde kullanıldığı Türkiye’de öfkeyi daha da tırmandıracağını yazarken, Time dergisi de Türkiye’nin yasaklar nedeniyle uluslararası eleştirilerin hedefi olduğunu belirtti. Amerikan televizyon kanalları Bloomberg, CNN, NBC ve CNBC, İsrail gazetesi Jerusalem Post ve Haaretz, Katar merkezli El Cezire televizyonu Twitter ve YouTube yasaklarının, hükümete zarar veren ses kayıtlarının yayılmasından sonra geldiğini duyurdu. İtalyan haber ajansı ANSA da uygulamanın yerel seçimlerden üç gün önce gelmesine dikkat çekti. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, “Türkiye’de Twitter ve YouTube’dan sonra Facebook’un da kapatılabileceği belirtiliyor” dediği haberinde, Twitter kullanıcılarının “Gizli toplantıların güvenliğini sağlayamayan hükümetin, YouTube yasağıyla bizi cezalandırmaya hakkı yok” mesajlarını aktardı. Der Spiegel dergisi haberinde, “Ankara’nın Suriye’ye müdahale için bahane aradığı ses kaydı yayımlandıktan sonra YouTube kapatıldı” derken, Tagesspiegel gazetesi de “ses kayıtları Türkiye’nin Suriye konusunda provokasyon yapabileceğini gösterdi” değerlendirmesine yer verdi. Rusya’nın Sesi ise hükümet yetkililerinin, ulusal güvenliği tehdit eden yeni kayıtların yayımlanması halinde Türkiye’nin, Twitter ve YouTube’dan sonra diğer sosyal medya platformlarını da kapatabileceğini söylediklerini duyurdu. asak teknolojiyi anlamamakla eşdeğer’ “YouTube” yasağını “bir panik zihniyetinin ürünü” diye tanımlayan gazete “haberin yayılmasını yasakla önlemeyi düşünmenin, günün teknolojisi ve gerçeklerini anlamamakla eşdeğer” buluyordu. Financial Times da da benzer biçimde gene manşetten verilen “YouTube Türkiye’deki baskıda yasaklandı/YouTube blocked in Turkish Crackdown” haberi göz almaktaydı… WSJ gibi küresel iş çevrelerinin referansı sayılan bu gazete de iç sayfalarında konuyu ayrıca 5’er sütunluk uzun ve ayrıntılı yorumlarla değerlendirmiş, geçen haftaki “Twitter yasağına” bu vesileyle bir kez daha dikkatler çekilmiş; uluslararası camiada yoğun eleştiri toplayan yasağın ABD tarafından “21. yüzyılda kitap yakmayla eşdeğer” şekilde tanımlandığı aktarılmıştı. Cumhuriyet’e “tapelerin karartılması” için yapılan baskı; böyle işte “Atı alanın çoktan Üsküdar’ı geçtiği ortamda” cereyan ediyor. Ok yaydan çıkmış, sanal ortamda haber jet hızıyla yayılmış ve haliyle yabancı istihbarat örgütleri, yabancı temsilciliklerin masalarına çoktan düşmüş. Görenler görmüş, okuyanlar okumuş, duyanlar duymuş. Neden sonra “özel hayatın gizliliği”gerekçesiyle bizden haberin kaldırılması talep ediliyor…. Tavuklar kaçtıktan sonra bu kümesin kapısını kapatmaya benziyor!.. Kapıyı acaba baştan kim açtı? Önce bunun peşine düşmek gerekmez mi? Böyle bir arayışın şimdiye dek en ufak işareti yok. Hükümet, insanı sersemleten skandallara yalnız “yasakları çoğaltmak”la yanıt veriyor. Giderek daha çok baskı vaat ediyor! Erdoğan’ın “plebisite” çevirdiği sandıkta düş kırıklığına uğramaması halinde mevcut yasakları başta “Facebook” olmak üzere diğerleri izleyecek. Seçimlerin ardından Türkiye’yi gerçek bir “muhaberat devletine” dönüştürecek MİT yasası yeniden gündeme alınacak… Sürekli “daha çok baskı” adına oy isteyen bir iktidar partisiyle yüz yüzeyiz... Dünyada eşi benzeri yok… Ama başbakanın sesini kısacak kadar çok ve bağıra bağıra konuştuğu kalabalıklara baktığımda, AKP oy tabanın bu baskıcı yasaklarla hiç ilgilenmediklerini düşünüyorum. İstanbul mitinginde toplanan kalabalıkların örneğin kaçta kaçı sosyal medyayı kullanıyor? Kaçta kaçı “YouTube”, “Twitter” ve “Facebook” yasağıyla kendisini cezalandırılmış hissediyor? Manzaraya bakılınca şöyle bir sonuç kaçınılmaz oluyor: Başbakan daha dijital çağa girmeyen kitlelerden aldığı destekle, çağının içinde yaşayan Türkiye’yi boğuyor… Bu karabasan atmosferde işte gönlümü açan tek şey; CHP’li başkan adaylarının koro yaptıkları “Sev Kardeşim” reklamı oluyor! Reklamla her karşılaşımda “Sahi! Böyle bir Türkiye de var!”oluyorum… Alnı açık, dürüst, kızlıerkekli uygar bir Türkiye! Bu ülke herşeye rağmen ayakta kalıyorsa hâlâ böyle bir Türkiye var olduğu için kalıyor! Son üç ay boyunca her gün daha da vahşileşen skandalların girdabında bu Türkiye’nin varlığını nerdeyse unuttuğumuz için, iki kadın adayla yan yana şarkı söyleyen Yılmaz Büyükerşen’i her gördüğümde “Evet tabii ya!” diyorum: “Türkiye’nin bu umut veren, gülümseyen yüzü de var!” Ve aynı anda aklıma insanların birbirlerinin omzuna basa basa dev termit tepelerine benzeyen kuleler oluşturduğu AKP reklamı geliyor. Kadınların sırtlarına basa basa direğe tırmanan erkeklerin önplana çıktığı klastrofobik, o korkunç eril reklamı hatırlıyorum… Bir reklam Türkiye’yi altta kalanın canı çıksın hesabına! bir başına tepeye varan erkek figürle özdeşleştiriyor! Diğeri kadın ve erkeğin yan yanlığının doğallığına vurgu yapıyor ve bir ekip olmanın güzelliğini öne çıkarıyor. Ne kadar uyuşmaz iki toplum vizyonu değil mi? Biri korku ve tehdit unsurlarını kullanarak; “eğilmez, yenilmez” sloganlarıyla katıksız maçoluk yapıyor. Diğeri neşeli ve sevilen bir şarkıyla Türkiye’nin yumuşak, sakin gücüne gönderme yapıyor; ülkenin “birleştirici gücünü” vurguluyor. Bu seçim her şeyin ötesinde uzlaşmaz iki toplum modeli arasında bir tercih olacak. Oyunuz, hangi toplum modelini ülkenize layık gördüğünüzün de bir ölçüsü sayılacak. ‘Y ‘AİHM’ye ters düşüyor’ Dış Haberler Servisi Washington yönetimi, Türkiye’de Twitter’ın ardından YouTube’un da kapanması karşısında derin kaygı duyduklarını açıkladı. Cihan haber ajansının sorusu üzerine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Laura Lucas Magnuson, “ABD Türk hükümetinin son günlerde vatandaşlarının temel iletişim araçlarına yönelik ikinci kez yasaklamaya gitmesi sebebiyle derin kaygı duyuyor” dedi. Türk halkının bilgiye erişimine yönelik kısıtlamalara karşı olduklarını kaydeden Magnuson, “Türk halkının, yasaklı teknolojilerin tümüyle erişimine yönelik çağrılarını destekliyoruz” ifadesini kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü ise Hürriyet’e şu açıklamayı yaptı: “25 Mart’ta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun talebiyle Ankara’daki ABD Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı, Federal İletişim Komisyonu ve Ticaret Bakanlığı’ndan uzmanların katılımıyla bir görüşme ayarladı. Görüşmede, Türkiye’nin yeni internet yasasıyla ilgili kaygılarımızı ve Twitter’ın kapatılmasını, internet özgürlüğü, mahremiyet konusunda ABD’nin pozisyonunu ele aldılar.” ABD Senato Dışilişkiler Komitesi Üyesi ve Avrupa İlişkileri Alt Komitesi Başkanı Senatör Chris Murphy ve Senato Dışilişkiler Komitesi Üyesi Ron Johnson, kongrenin üst kanadı Senato’ya Twitter ve YouTube’un kapatılması ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar sebebiyle Türk hükümetini kınama çağrısı içeren bir karar tasarısı sundu. Senatör Murphy, “YouTube ve Twitter gibi sitelerin kapalı kalmasına izin vermek suretiyle Başbakan Erdoğan kendi mahkemesinin kararına meydan okuyor. Eğer Türk hükümeti AB yolunda ilerlemek istiyorsa Türk halkının temel demokratik özgürlüklerini uygulama haklarına saygı duymalı” dedi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Anne Brasseur, yerel seçimler öncesinde YouTube yasağının Türkiye’de ifade özgürlüğü konusundaki kaygıları arttırdığını, engellemenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına ters olduğuna işaret etti. Brasseur, Türk yetkilileri sosyal medyaya yönelik yasaklara son vermeye çağırdı. ABTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Hélène Flautre, halkın haber alma özgürlüğünün korunması gerektiğini kaydetti. Avrupa Komisyonu’nun dijital gündemden sorumlu başkan Yardımcısı Neelie Kroes dün ve önceki gün Twitter’daki mesajlarında “Sayın Erdoğan bu nerede bitecek” derken AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin “Türkiye bu nereye varacak?”, “ Bilgi paylaşma özgürlüğüne saygı gösterilmeli, kısıtlama ölçülü olmalı” mesajlarını da sayfasında yineledi. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler yasak kararına tepki göstererek engellemelerin kaldırılması çağrısı yaptı. CDA: Patriotl’arı geri çekelim YUSUF ÖZKAN AMSTERDAM Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle gerçekleştirilen skandal Suriye görüşmesine ilişkin yayınlanan ses kayıtları, Hollanda kamuoyunda “şok etkisi” yarattı. Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) Türkiye’deki Hollanda Patriot bataryalarının geri çekilmesini istedi. Hollanda Parlamentosu, gelişmeleri pazartesi günü yapılacak özel oturumda ele alacak. Partisi adına bir açıklama yapan CDA milletvekili Pieter Omtzigt, Suriye’ye yönelik “sahte bayrak savaşı planının” kendilerini “şoke ettiğini” ve iddiaların acilen aydınlatılmasını istedi. 23 Mart’ta Türkiye tarafından düşürülen Suriye savaş uçağının zamanlamasına dikkati çeken Omtzigt, Suriye uçağının Kesap’ta katliam yapan şeriatçı militanlarla mücadele için orada bulunduğunu bildirdi. Omtzigt, “Türkiye’nin gözetiminde sınır geçen şeriatçı militanların, Türk topçusunun desteğiyle Kesap’ta 80 Suriyeli Ermeniyi katlettiği” haberlerine atıfta bulundu. Omtzigt, İncirlik’te konuşlu bulunan Hollanda füze radarlarının Suriye uçağının düşürülme anına ilişkin yasağı ve Suriye konusundaki gelişmeler, pazartesi günü Hollanda Parlamentosu’nun özel oturumunda ele alınacak uİnternet İki toplum vizyonu kayıtlarının parlamento ile paylaşılmasını istedi. Omtzigt, Dışişleri Bakanı Frans Timmermans’a, “ABD ve Almanya ile işbirliği yapıp kayıtlardan Suriye uçağının nerede düşürüldüğü aydınlatılsın” çağrısı yaptı. AKP hükümetinin Twitter’dan sonra YouTube erişimini de engellediğini anımsatan Hollandalı parlamenter, “Asıl kaygı veren, bu engellemenin tahmin edilen Suriye ilgili asıl nedenidir” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin Suriye ile savaş çıDış Haberler Servisi ABD’de Washington merkezli düşünce kuruluşu Türkiye Politikaları Merkezi (TPC), Türkiye’de Twitter ve YouTube’a konulan yasakları protesto için, Washington Post bünyesindeki “Express” gazetesine tam sayfa ilan verdi. Ücretsiz dağıtılan gazetede “Bunlar Amerika’da olsaydı siz ne yapardınız?” başlığıyla yayımlanan ilanda Türkiye, sayılarla şöyle anlatıldı: 1: Türkiye’nin ülkelere göre tutuklu kartarak, NATO’nun 5. maddesi kapsamında ittifakın diğer üyelerini de çatışmaya sürüklemek istediğini savunan Omtzigt, Dışişleri Bakanı Timmermans’a, bu gelişmeleri 1 2 Nisan’da yapılacak NATO bakanlar toplantısında gündeme taşıma çağrısı yaptı. Pieter Omtzigt, önergesinde, “Eğer Erdoğan hükümeti gerçekten Suriye ile savaş çabası içindeyse, Türkiye’deki Patriot bataryalarımızı geri alma niyetiniz var mı” sorusunu yöneltti. gazeteciler listesindeki sıralaması. 15: Gezi olaylarında öldürülen Berkin Elvan’ın yaşı. 84: ABD’de Obama’ya Türkiye’deki gelişmelerden endişe duyduklarını belirten ABD’li uzmanların sayısı. 120: Türkiye’nin cinsiyet ayrımcılığında dünyadaki ülkeler arasındaki yeri. 4.5 milyon dolar: Ayakkabı kutusundaki para miktarı. 12 milyon: Twitter yasağından etkilenen Türk kullanıcılarının sayısı. Siz olsanız ne yapardınız? NATO’ya yeni genel sekreter Dış Haberler Servisi NATO’nun yeni genel sekreteri, eski Norveç başbakanı Jens Stoltenberg oldu. NATO’dan dün yapılan açıklamada, Stoltenberg’in görevi 1 Ekim’de mevcut Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen’den devralacağı duyuruldu. NATO genel sekreterleri, üye ülkelerin ittifak nezdindeki büyükelçileri tarafından seçiliyor. Açıklamada, Rasmussen’in 5 yıl 2 aylık görev süresinin ekim ayında dolacağı hatırlatıldı. 2009’da NATO Genel Sekreterliği’ne getirilen Danimarka’nın eski başbakanı Rasmussen’in 4 yıllık görev süresi, üye ülkelerin onayıyla bir yıl uzatılmıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear