Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2014 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK 17 Aralık operasyonunun ardından yargıda yaşanan değişim bitmiyor n Baştarafı 1. Sayfada yalan ve iftiralarını muhalefet partilerine yüklüyor. Bu yoldan; meydanlara nasıl, ne gibi ucuz ödüllerle geldiği bilinen toplama insanların, anasının ak mı ak, tertemiz sütü gibi sicilli bir Başbakan olduğuna inandığını sanıyor. Oysa toplum belleğinin, RTE’nin 17 Aralık’tan itibaren karayı aka çevirme çabalarını, rüşvet ve yolsuzlukların başlıca şüphelisi olduğunun üzerini kapatmak için elindeki iktidar olanaklarını kullandığını hiçbir zaman unutmayacağının farkında değil galiba... HHH Geçen gün bir seçim mitinginde, kalabalıklara kendi açısından, tabii gerçekleri saptırarak olan biteni anlatırken; “Bunlar hırsız, hırsız” dedi. Hırsız dediklerini açıkladı da... Meğer tek başına iktidara gelemeyen, eleştirilerinde odak noktası yaptığı CHP, MHP ve BDP değil miymiş hırsız olan, devleti soyanlar! Muhalefet, başta Kılıçdaroğlu günlerdir başçalan ilan ettiği Başbakan’ın ve bakanlarının devleti soyup soğana çevirdiklerini söylüyor. AKP bakanlarının ve oğullarının, milyonlarca Avroları, dolarcıkları cepcağızlarına atıverdiklerini rakamlarla açıklıyor... Muhalefet, bakanların ve oğullarının aldıkları rüşvetin savcılıkça saptanan rakamlarını sıralayıp duruyor... Hatta RTE’nin oğulcuğunun elindeki milyarların hesabını vermesini istiyorlar. Başbakan, işi tam bir pişkinliğe vuruyor. Dal budak salan rüşvetin ve hırsızların götürdükleri paralar yüzüne vuruluyor. Başbakan ne yapıyor? Hırsız diye muhalefeti gösteriyor. HHH Adamın yüzü, mantığı adeta duvar... 17 Aralık’ta, rüşvet operasyonunun başladığı, 41 kişinin tutuklandığı gün, oğlu Bilal’le evindeki Avrolarla dolarcıkları hemen başkalarına dağıt diye tam altı kez yaptığı telefon konuşmasını yalanlayamıyor. Gerçekleri örtmek için montaj, şantaj falan filan gibi palavraların arkasına sığınıyor. Bu eveleme gevelemelerle sözüm ona aklanacağını sanıyor. Yarabbi, bu nasıl bir yüzsüzlüktür ki, kendi yutuyor salkımı, hırsızlıkları ortaya dökenlere de veriyor talkını!.. Hırsız mırsız diyerek, muhalefete, inandırıcı olmayan saldırılarla aklanacağı sanısıyla, kendinin söyleyip kendinin inandığı bir yalan dünyada yaşıyor. HHH Oysa; yargı yoluyla aklanmadığı sürece alnına vurulan bay başçalan damgasının yıllar geçse de asla silinmeyeceğini bir türlü sindiremiyor HHH RTE, Kılıçdaroğlu’nun iddia ettiği gibi, yalnız bay başçalan değil, üstelik başyalancı da! Ağır hakaretlerle saldırdığı, her kargaşanın, krizin altında F.Gülen ve cemaatinin olduğunu aylardır, 17 Aralık’tan beri söyledi, ama bu iddialarının henüz en ufak kanıtını gösteremedi... Fakat son günlerde kolayına geldi. Önceki gün İstanbul mitinginde bir başka yalan yumurtladı. Pensilvanya’nın, hükümeti devirecek, ülkeyi karıştıracak planlarını uygulatmak için CHP’yi, MHP’yi, BDP’yi kiraladığını, evet yanlış okumadınız, üç partiyi “kiraladığını” açıkladı. Bir zahmet bu üç partiye Pensilvanya’nın ödediği kira bedellerini de açıklasa… TC Başbakanı’nı dünya alkışlayacak! Ama ne çare Batı medyası şu ara, RTE’nin Twitter’ı kapatarak utanılacak bir konuma düştüğünü yazıyor. TC Başbakanı’nın; içeride dışarıda ne derler, ne yazar, söylerlerse umurunda değil... O bildiği yolda gülünç durumlara da düşerek, “Durmak yokkkk! Yola devam” diyor... Bu tavrını yadırgamaya da gerek yok. Zira... HHH ... Zira; bu da RTE’nin nevi şahsına münhasır; gülünç duruma düşmeyi övülmeye yeğlediğini kanıtlayan bir yöntem olsa gerek! Adliyeye yeni ayar ALİCAN ULUDAĞ GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Fethi Şimşek, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından Ankara Adliyesi’ndeki savcılar arasında yeni “görev bölümü” yaparak kritik değişikliklere imza attı. Şimşek, terör ve darbe suçlarına bakması için yeni kurduğu anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosunun başına Deniz Feneri soruşturmasında örgüt suçlarına takipsizlik veren Başsavcı Vekili Veli Dalgalı’yı getirdi. Kozmik Oda soruşturmasını yürüten, 28 Şubat davasını açan savcı Mustafa Bilgili ise pasif görev çekilerek sahtecilik ve dolandırıcılık suçlar bürosunda görevlendirildi. Kolluk kuvvetlerinin soruşturmalardaki etkisini azalmak için savcıların uyacağı kuralları değiştiren Başsavcı Şimşek, savcılardan “emekli olsalar bile bakanlar ve üst düzey bürokratların ifadelerinin alınması için kolluğa müzekkere yazılmayıp davet usulü ile adliyeye çağrılmalarını” istedi. ŞİMŞEK’İN 17 Aralık kuralları Başsavcı Fethi Şimşek, savcıların görevlerini yaparken uyacağı kuralları da değiştirdi. Soruşturmalarda kolluk görevlilerinin payını azaltmayı hedefleyen Şimşek, savcılara şu talimatları verdi: l Emekli olsalar bile hâkim ve cumhuriyet savcıları, bakanlar, üst düzey bürokratlar, öğretim üyeleri, büyükelçiler, avukatlar ve noterlerin ifadelerinin alınması için hazır bulunmaları gerektiğinde, kolluğa müzekkere yazılmayıp güncel iletişim araçları ile davet edilmelerine özen gösterilecektir. l Soruşturma numarası verilmeyen hiçbir evrak kolluk kuvvetlerine gönderilmeyecektir. l Soruşturma evrakının cumhuriyet savcısının gözetiminde bulundurulması gerekmekte olup, kolluğa havale edilen evrak ile başka mahal savcılıklarına yazılan talimatların en geç bir aylık aralarla akıbetleri sorulacaktır. Tutuklama talebinin kabul edilmemesi halinde durum ilgili cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilip gerektiğinde itiraz yoluna gidilecektir. 17 Aralık operasyonunun ardından yargıda yaşanan değişim rüzgârı dinmedi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından Ankara Başsavcısı Fethi Şimşek tarafından hazırlanan yeni görev bölümü tüm savcılara duyuruldu. En kritik görev Başsavcı Vekili Veli Dalgalı’ya verildi. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosunun başına getirilen Dalgalı, telefon dinleme ve teknik takip işlemlerinin yapıldığı teknik büroyu yönetmeye de devam edecek. Teknik büroda görev yapacak savcı ise Sadık Bayındır oldu. Savcıyken HSYK tarafından başsavcı vekili yapılan Veli Dalgalı, son yıllarda Ankara Adliyesi’nde yıldızı parlayan savcıların başında geldi. Deniz Feneri soruşturmasında üç savcı görevden alındıktan sonra dosyaya atanan Veli Dalgalı, örgüt ve dolandırıcılık suçlarına takipsizlik vermişti. Dalgalı, Ethem Sarısülük’ü vurarak öldürmekten sanık polis Ahmet Şahbaz’a ise meşru müdafaa iddiasıyla düşük sınırdan dava açmıştı. Veli Dalgalı’ya bağlı çalışacak ve terör ve darbe gibi kritik suçları araştıracak anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosunda görevlendirilen savcılar ise Sadık Bayındır, Tekin Küçük, Hakan Yüksel, Serdar Coşkun, Durak Çetin oldu. Sadık Bayındır, TMK savcılığı döneminde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ofisine konulan “böcek” iddiasını araştırıyordu. Hakan Yüksel ise bir dönem özel yetkili savcı olarak görev yapmış, faili meçhul cinayetleri soruştururken HSYK tarafından görevden alınmıştı. Coşkun, Niğde saldırısını gerçekleştiren üç zanlıyı önceki gün sorgulayan savcıydı. ÜMRANİYE’DE ÇATIŞMA IŞİD’e operasyon: 3’ü polis 5 yaralı İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de iddiaya göre Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne yönelik daha önceden belirlenen adreslere düzenlenen operasyonda silahlı çatışma çıktı. Çatışmada, biri komiser 3 polis memuru ile karıkoca olduğu öğrenilen E.T. ve K.T. yaralandı. IŞİD’in Niğde’de 5 gün önce biri asker, biri polis 3 kişinin yaşamını yitirdiği saldırısıyla bağlantılı oldukları öne sürülen 3 kişi de dün İstanbul’da gözaltına alındı. Özel Harekât ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, dün akşam saatlerinde El Kaide’ye yakın IŞİD örgütüne yönelik olarak Ümraniye’de daha önceden tespit edilen bazı adreslere operasyon düzenledi. Ancak Adem Yavuz Caddesi Armağan Sokak’taki baskında, şüpheliler polise ateş açtı. Komiser Yavuz Alemdar ile polis memurları Mustafa Ulukuş ve Cengiz Hüsamettin açılan ateş sonucu yaralandı. Çıkan çatışmada, biri kadın 2 saldırgan da yaralandı. Yaralı polisler Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hüsamettin ayakta tedavisinin ardından taburcu edilirken Alemdar ve Ulukış’ın da hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Yaralı olarak yakalanan 2 şüphelinin ise Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığı öğrenildi. Bakırköy’de iş bitmiş: vekil Yüzde yetmiş CHP’li Mustafa Balbay: İstanbul Haber Servisi CHP İzmir Milletvekili Gazeteci Yazar Mustafa Balbay, CHP İstanbul Milletvekili Sebahat Akkiraz Maltepe ve Bakırköy’de yurttaşlarla buluştular. CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Sebahat Akkiraz dün CHP Maltepe Belediye Başkan Adayı Ali Kılıç ve CHP Bakırköy Belediye Başkan Adayı Bülent Kerimoğlu’ne destek ziyaretlerinde bulunup, halka seslendiler. Bakırköy Özgürlük Meydanında toplanan binlerce kişiyi selamlayan Balbay, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganı atılması üzerine, “Hepimiz birbirimizle gurur duyacağız. Atatürk’ün aydınlık Türkiye’sine, onun ilkelerini yaşatarak hep birlikte, el ele, gönül gönüle iktidar ateşini yakarak göstereceğiz. Bakırköy bizim, İstanbul’u da aldıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapacağız. Silivrinin kapılarını yıkan sizin iradenizdir. Bu irade ile biz yıkılmayız. Yıllardır tanıdığım, dava arkadaşım, yiğit delikanlı kardeşimi size emanet ediyorum. Bu irade ile Bakırköy’de iş bitmiş, görüyorum ki yüzde yetmiş” dedi. karşı tek vücut olmasını sağlamak ve toplumun bu duygusunu iktidara destek olarak satmak isterler. 23 Mart Pazar günü TürkiyeSuriye sınırının Suriye tarafında bu ülkeye ait bir uçağı düşürmemiz, siyasetin bu gerçeğini anımsatıyor. Türkiye’nin bütünlüğüne, varlığına yönelik bir tehdit olduğunda elbette buna en şiddetli karşılık verilir. Ancak Suriye sınırında yaşanan olaylara ilişkin bilgiler böyle bir içerik taşımıyor. Esad yönetiminin en geç bir hafta içinde devrileceği iddiasıyla keskin bir politika izlemeye başlayan AKP hükümeti düştüğü bataklıktan korkarız daha ciddi bataklıklar üreterek çıkmaya çalışıyor. Zira Esad rejiminin geleceği artık sadece Suriye’nin iç dinamiklerine bağlı bir durum değil. İşin içine uluslararası aktörler, ABABD ile Rusya’nın çekişmesi, Çin’in bölgede daha aktif rol oynama arayışı, İran’ın etrafında kendine yakın bir halka örme stratejisi girdi. HHH 800 kilometre ile en uzun sınırımızın olduğu Suriye tam anlamıyla uluslararası planların kıskacı altında. Esad yönetimi güç kazanınca muhalifler destekleniyor, muhalifler güçlenince Esad yönetimine diplomatik destek veriliyor. Tam bir emperyal tahterevalli. Bu tablo aklımıza ister istemez TürkiyeSuriye ilişkilerinin Soğuk Savaş dönemindeki görünümünü getiriyor. O dönemde Moskova yanlısı bir politika izleyen baba Esad yönetimi ile NATO üyesi Türkiye ilişkileri Soğuk Savaş’tan payını fazlasıyla almıştı. Sınırın 510 kilometrelik bölümü mayınlarla döşenmişti. Uzun ince bir şerit halindeki bu mayınlı alan Kıbrıs büyüklüğündeki bir toprak parçasını oluşturuyordu. Soğuk Savaş bitti, mayınların temizlenip başta tarım amaçlı olmak üzere bölge insanlarına kullanıma açılması gündeme geldi. Genel beklenti Türkiye’nin GAP projesiyle bereketli hale getirdiği Güneydoğu topraklarının Suriye’yi de özendirmesi, bu ülke için de benzer politikaların üretilmesi, böylece sınırın bir barış köprüsüne dönüştürülmesiydi. O günlerden bugünlere geldik. HHH Dış politikamızdaki stratejik sığlık sadece Suriye ile de sınırlı değil. Komşularımızla sıfır sorun hayalleri kurmaktan şimdi sıfır ilişkiye gelmiş durumdayız. Cumhuriyet tarihinde ilk kez dört komşumuzda büyükelçimiz yok. Mısır’da Müslüman Kardeşler politikasıyla başlayan tartışmalı ilişkiler büyükelçimizi geri çekmeyle sonuçlandı. İsrail’de insani yardım gerilimi ilişkilerimizi büyükelçilerin çekildiği en düşük noktaya getirdi. Suriye ile büyükelçiler bir yana, asgari ilişkiler bile rafa kalkmış durumda. Ermenistan’la önceki hükümetlerden devralınan sorun hemen çözülecek beklentisiyle masaya yatırıldı, öylece duruyor. Irak’la da ilişkilerimiz devletten devlete mi, devletten Kuzey Irak yönetimine mi, devletten terör örgütüne mi, hükümetten terör örgütüne mi belli değil. Yeniden Suriye konusuna dönersek, Atatürk’ün vurguladığı gibi “Bir ulusun bağımsızlığı için olmadıkça savaş cinayettir”. Suriye’nin Türkiye’yi ne ölçüde tehdit edebileceği ortadayken mevcut krizi tırmandırmak için çırpınmak, kısa vadede iktidara yarıyormuş gibi görünse de hemen sonrasında sınırı aşan sorunlara neden olacak... Seçime 5 gün kala AKP’nin bütün ufku yerel seçimlerde başarısız damgası yememek. Varsın kaybeden Türkiye olsun! GÜNAY’DAN ‘YENİ PARTİ’ yorumu: Özgürlük güvercinleri Bakırköy CHP İlçe Başkanı Sait Yücel, Belediye Başkan Adayı Bülent Kerimoğlu ve Mustafa Balbay hepbirlikte özgürlük göstergesi beyaz güvercinleri gökyüzüne bıraktı. Kerimoğlu burada yaptığı konuşmada, “Bakırköy’e, bütün Bakırköylülerle birlikte hizmet vereceğiz. İşini gücünü bırakıp bu saatte özgürlük temsilcimiz sayın Mustafa Balbay’ı görmeye gelen bu irade, Bakırköy’lünün gücünü tüm Türkiye’ye gösterecektir. Bizi kırmayıp seçimin bu son virajında bizimle olduğu için de hepinizin adına teşekkür ediyorum” diye konuştu. Bir çınar filizlenirse ona destek oluruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yeni bir siyasi parti kurma konusunda kişisel veya grup olarak karar vermediklerini, buna yerel seçimden sonra karar verebileceklerini belirterek “30 Mart seçimlerinde mevcut bir siyasi parti toplumun umutlarını devşirebilir, yepyeni çınar filizlendirebilirse destekleriz. Ama yeni umut çıkmazsa toplumsal talep var mı yok mu irdeleriz” dedi. Günay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Kuş sesleri ovalara yayılır” şarkısını dinleterek, bu şarkının Twitter’a iletişimin engellenmesi kararını deldiğini söyledi. Bazı gazetelerin geçen hafta, Antalya’nın Demre ilçesindeki evinin sit alanını ihlal ettiğine yönelik haberler yaptığını anımsatan Günay, başvurusu üzerine Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, evinin ve evinin önündeki alanın sit alanı dışında olduğuna ilişkin yazısını gazetecilere dağıttı. Twitter yasağını eleştiren Günay, “Hayatının her kuruşunun hesabını veremeyecek olanların, toplumun karşısına çıkıp vekâlet istediği son seçimdir bu seçim” dedi. Türkiye’nin sınırlarında birkaç yıldır yangın olduğunu belirten Güney, “Bize sıçraması tehlikesi seçime birkaç gün kala tekrar gündeme getirildi, sanki ülkeyi yönetenler tarafından sıçrasın da isteniyor. Kendini kurtarmak için devletin kurumlarını yıkmaya kalkmak, milleti ateşe sürüklemek yanlış politikadır” diye konuştu. l 17 Aralık soruşturması l Afyon davasında çelişkiler l Yılmazer’den yeni iddia: İddianame yeniden yazılacak CANAN COŞKUN 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında Fatih Belediyesi’ne yönelik hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından usul yönünden eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle iade edilmesine savcılık tarafından yapılan itiraz da reddedildi. İtiraz talebini değerlendiren İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamenin iadesine ilişkin İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını ifade etti. İddianame yeniden yazılacak. 31 kişi hakkındaki iddianame savcılık tarafından eksiklikler giderildikten sonra yeniden İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. Mahkeme kararında, “kişilerin lekelenme hakkı” ile “eksiksiz soruşturma ve tek celsede duruşma” prensipleri uyarınca soruşturmayı yürüten savcıların makul sürede tüm delilleri toplamaları gerektiği kaydedildi. Kararda “Sadece mahkumiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatla sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları eylemleri dava konusu yapmamaları, bir nevi filtre görevi yapmaları gerektiği” ifadelerine yer verildi. Tanık ifadeleri KCK’nin fotoğrafı birbirini tutmadı Atalay’dan gitti ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu patlamanın Eskişehir Askeri Mahkemesi’nde görülen davasında, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, nizamiye önünde askerlerin kavga ettini gördüğünü ve ardından da patlamanın olduğunu öne süren Fatih Yavuz (24), CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun patlamanın sabotajdan kaynaklandığını söylemesine kızdığı için böyle bir açıklamada bulduğunu söyledi. Şehit yakınları, Yavuz’a tepki göstererek “Davanın seyrini değiştirecek ölçüde yalan beyanda bulunduğu için bu tanıktan şikâyetçiyiz” dedi. Afyonkarahisar 500’üncü İstikâm Ana Depo Komutanlığı 4. Mühimmat Bölge Komutanı Kıdemli Albay Veysel Özbay, Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran ve Üsteğmen Tuncay Aydın’ın sanık olarak yargılandığı davanın 6. duruşmasına devam edildi. Patlamadan yara almadan kurtulan Onbaşı Hasan Boncuk tanık olarak dinlendi. Boncuk, “El bombası dışında mühimmat görmedim” dedi. Şehit yakınları Boncuk’a da çelişkili ifadeler verdiği iddiasıyla tepki gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emekli İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, KCK operasyonu sırasında belediye başkanlarının ellerinde plastik kelepçelerle tutuklanma görüntülerinin dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından basına sızdırıldığını söyledi. Yılmazer, bu kez de KCK operasyonlarına ilişkin konuştu. Bugün TV’de yayımlanan programda Yılmazer, “İnsanlar bu şekilde hizaya sokularak, fotoğrafları çekin denilmiştir, basına verilmiştir. Siz barış süreci demeden önce bu tezgâhların hesabını vereceksiniz” dedi. Yılmazer, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 4 Aralık 2010’da Dolmabahçe Sarayı’nda rektörlerle yapacağı görüşmeyi protesto eden öğrencilere yönelik “Dağıtın” emrinin de bizzat Başbakan tarafından verildiğini öne sürdü. Yılmazer, KCK operasyonu sürerken, Mehmet Metiner’e yönelik bir suikast düzenleneceği bilgisini aldıklarını, saldırıyı düzenleyecek şahsı yakaladıklarını ancak MİT’in o dönem bu tür girişimlere “duyarsız kaldığını” iddia etti. PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İDDİASI Eruh’ta muhtar kaçırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Teröristler Siirt’in Eruh ilçesinde adam kaçırdı. TSK’den yapılan açıklamaya göre dün gece Siirt’in Eruh ilçesi Bağgöze Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk sahasında bulunan Kavaközü köyünde ikamet eden köy muhtarı Fahrettin Kayar, evine gelen Kalaşnikof piyade tüfekli dört bölücü terör örgütü mensubu tarafından kaçırıldı.