23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 OECD raporuna göre Türkiye, işsizliği azaltsa da yoksulluğun aşırı arttığı ülkeler arasında bulunuyor İşi olan bile yoksul H ükümet bir yandan işsizliği azaltmakla övünürken Türkiye’de 20072010 arasında yoksulluk yüzde 1 arttı. Kişi başına gelirde 34 OECD ülkesi arasında Türkiye, sondan ikinci sırada bulunuyor. Türkiye, genç işsizlikte de yüzde 20 ile Yunanistan ve İtalya gibi kriz ülkeleriyle yarışıyor. Cari Açık ve Finansmanı Ocak 2014’te cari işlemler açığının bir önceki yıl eşdönemine göre yüzde 15 azalarak 4.9 milyar USD’ye gerilemesi, genelde olumlu karşılandı; konuyu bilen bir iki kalem dışında da açığın nasıl finanse edildiği üzerinde pek durulmadı. Bir ülke dış ekonomik ilişkilerinde, cari işlemlerinde, mal ve hizmet hareketlerinde açık verebilir, ancak ödemeler bilançosu, bilanço tanımı gereği daima dengededir. Cari açık, bir şekilde sermaye hesabı, büyük ölçüde finans hesabı, söz konusu hesap hareketleri yeterli değilse, uluslararası rezervleri (altın ve/veya döviz mevcudunu) azaltması yolu ile finanse edilir. Bu nedenle açık kadar, açığın nasıl kapatıldığı, finanse edildiği de sorundur. Türkiye geçmiş yıllarda yurtdışından borç alarak, devlet dahil Türkiye’deki kuruluşların çıkarmış olduğu tahvil ve hisse senetlerini yurtdışında yerleşiklere satarak, bunların yanı sıra yabancılara taşınmaz mal, tesis, işletme satarak cari açığı finanse ediyor, hatta finansman hesabındaki fazla ile uluslararası rezervlerini de artırıyordu. Ancak Türkiye ekonomisinde kırılganlığın görünür hale gelmesi, Türkiye’nin kredi değerliliğinin azalması, ekonomik nedenlere eklenen siyasal gelişmeler sonucu, Türkiye’ye dış kaynak girişi azalmış, durmuş, hatta Türkiye’den sermaye çıkışı başlamıştır. Finans hesabı da artık cari işlemler hesabı gibi açık vermektedir. Ocak 2014’te finans hesabı açığı 3.1 milyar USD’dir. Açık TCMB’nin uluslararası rezervinin, döviz mevcudunun azaltılması yolu ile finanse edilmektedir. Açıklanan verilere göre TCMB’nin rezervleri açığı fonlamak üzere, net hata ve noksan kaleminde artışa karşın 5.8 milyar USD azalmıştır. Açıkların rezerv azalışı yolu ile finanse edilmeye başlanması, TCMB’nin rezervlerinin yeterliliği sorununa güncellik kazandırmıştır. “100 milyar USD’yi aşkın rezerv, TCMB’den döviz fışkırıyor” gibi övünmeler anlamlı değildir. Bu konuda nesnel ölçülere dayanılarak değerlendirme, yorum yapılabilir. Merkez Bankası’nın brüt, net rezervlerinden söz edilir. Brüt rezerv, Merkez Bankası’nın bilançosunun aktifindeki altın ve döviz varlığının toplamıdır. Bu altın ve döviz varlığının önemli bir bölümü, emanet para niteliğindedir, Merkez Bankası’nın borcudur. Bankalar, merkez bankalarına döviz olarak da zorunlu karşılık yatırmaktadırlar. Gerçekte Merkez Bankası’na zorunlu olarak yatırılan döviz de bankalara ait değildir. Bankalara borç verenlerin paralarının bir bölümü Merkez Bankası’na emanet olarak yatırılmaktadır. Bu paralar sahipleri tarafından geri çekilebilir. Ayrıca Merkez Bankası’nın bilançosunda, işçi dövizleri adı altında gösterilen yurtdışından sağladığı döviz mevduatı vardır. Bunlara ek olarak TCMB’nin döviz yükümlülükleri de bulunmaktadır. TCMB’nin altın ve döviz varlığından altın ve borçları indirildiğinde net döviz rezervi hesaplanmaktadır. Bu bağlamda, döviz rezervi yeterliliğini incelemede kullanılan birkaç gösterge verelim. Brüt döviz rezervi/ülkenin kısa vadeli döviz borcu: Brüt döviz rezervi, ülkenin kısa süreli döviz borçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Türkiye’nin kısa süreli dış borcu halen 130 milyar USD’dir. Brüt döviz rezervi/yıllık ithalat tutarı: Bankanın brüt rezervinin en az 8 aylık ithalatı karşılaması gerekir. Net döviz rezervi/bankacılık sisteminin bilanço içi döviz açığı: TCMB net döviz rezervi bankacılık sistemininin döviz açığından daha fazla olmalıdır. Net döviz rezervi/cari işlemler açığı: TCMB’nin net döviz rezervi, bir yıllık cari işlemler açığını fonlayacak düzeyde olmalıdır. Tüm göstergeler, TCMB’de döviz rezervinin yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Türkiye niçin kırılgan ülkeler grubunda başı çekiyor? Bu gerçek lafa boğulmayacak kadar ciddidir. P olise güven düştü, suç oranı yükseldi. Güven yüzde 4 azalsa da polise başvurma oranı üç misli arttı. Türkiye sokakta gece rahat yürüme endeksinde sondan dördüncü oldu. Kadın başına düşen çocuk sayısında 2.2 ile OECD beşincisi olan Türkiye, evlilikte ise ilk sırayı kimseye bırakmadı. Ekonomi Servisi Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) “Bir Bakışta Toplum 2014 Kriz ve Sonrası” raporuna göre, 20072010 arasında Türkiye’de yoksulluk yüzde 1 arttı. Krizde işsizlik oranlarını başarıyla indiren ülkeler arasında Şili, Almanya, İsrail, Kore ve Türkiye’yi sayan OECD, buna karşın yoksulluktaki artışa dikkat çekti. Rapora göre insanların gelecekteki mutsuzluğunu da etkileyen “genç işsizliği” ve “hem eğitim görmeyen hem işsiz” kişi sayısı OECD’de kriz başlangıcından bu yana önemli ölçüde yükseldi. 2012 sonu itibarıyla Yunanistan, İtalya, Meksika, İspanya ve Türkiye’de yüzde 20 ve yukarısında oldu. 34 OECD ülkesinde gelirleri, ulusal medyan gelirin (bir ülkede bütün gelirler sıralandığında en orta sıradaki gelir) yarısından az olan hane halklarında 1825 yaşındakilerin kapladığı pay, 20072010 arasında tırmandı. Artış özellikle Estonya, İspanya ve Türkiye’de (yüzde 5), İrlanda ve İngiltere (yüzde 4), Yunanistan ve İtalya’da (yüzde 3) aşırı oldu. 20072010 arası yoksulluk sade ce İtalya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye’de 1 puandan fazla arttı. 2007’den itibaren çocuk yoksulluğu Türkiye’de yüzde 2 puanı aşan artışlarla önemli ölçüde yükseldi. 20072010 yaşlılar arasında yoksulluk 32 ülkenin TÜRKİYE EVLİLİK ŞAMPİYONU OECD genelinde evlilik yaygın olsa da ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. OECD ortalamasında ilişkilerin yüzde 52.4’ü evlilik şeklinde iken Türkiye’de bu oran yüzde 66.3 oldu. 15 yaş üstü evli yetişkinler için 2012’de evlilik en çok Türkiye’de görülürken ikinci Japonya’da oran yüzde 65.4 oldu. Oran ilişkilerde evlilik oranının yüzde 40 olduğu Şili ve Estonya’da en düşük. 2012’de OECD ortalamasında bir yaşlı kişiye 4 çalışma çağındaki kişi düştü. Oran bir yaşlıya 9 kişinin düştüğü Meksika ile 8 kişinin düştüğü Türkiye’de en yüksek. Almanya, İtalya ve Japonya’da ise bir yaşlı kişiye 3 ya da daha az çalışan kişi düşüyor. Yaşlı kişi başına çalışan kişi sayısı gelecek 40 yılda azalacak, yani nüfus yaşlanacak. Meksika ve Türkiye’nin bir yaşlı için çalışma çağındaki 56 kişiyi kaybetmesi bekleniyor. 20’sinde düştü ve sadece Kanada, Kore, Polonya ve Türkiye’de yüzde 2 puan ya da daha fazla arttı. Hane halklarının düşük gelire sahip olduğu ülkeler içinde Şili ve Meksika’nın yanı sıra Güney Avrupa, Türkiye ve Doğu Avrupa yer aldı. OECD’de kişi başına gelir 2010’da en yüksek Lüksemburg’da 36 bin 400 dolar oldu. Türkiye 7 bin 100 dolarla sondan ikinci sırada yer aldı. Türkiye’de 20072013 arasında istihdam yüzde 5 artsa da Şili, Kore ve Meksika ile birlikte istihdamda kadınerkek eşitsizliği en yüksek olduğu ülke Türkiye oldu. Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerde de Türkiye başı çekti. Raporda “2010 yılında polise başvuranlar” tablosu da yayınlandı. Buna göre Türkiye OECD şampiyonu olurken polise başvurma oranı en yakınındaki Yunanistan’a göre üç misli arttı. OECD genelinde 20072012 arası polise güvende artış görülürken Türkiye polise güvende yaklaşık yüzde 4 düşüşle sondan beşinci oldu. Türkiye 2012 itibarıyla “Yaşadığınız şehir ya da alanda geceleri tek başına güvenli şekilde yürüme duygusu” sıralamasında da OECD’de doğurganlık da azaldı. 1960’ta bir kadına 3.3 çocuk düşerken 2011’de 1.7’ye indi. Doğurganlık düşüşü özellikle Kor e, Meksika ve Türkiye’de belirgin oldu. İsrail üç çocukla kadın başına düşen çocuk sayısında ilk sırada yer aldı. Türkiye 2.2 çocukla OECD beşincisi oldu. Tarihte ilk kez 2011’de hayat beklentisi OECD’de 80 yılı aşarken yaşam beklentisi en az Meksika ve Türkiye’de oldu. Türkiye’de kişi başına sağlık harcaması da OECD ortalamasın ın üçte birinden az. 34 OECD ülkesi arasında 31’inci oldu. OECD’de 2012’de gönüllü olarak hayır kuruluşlarına en fazla para İngiltere’de bağışlandı, yüz kişiden 72’si hayırda bulundu. Türkiye yüzde 13 ile sondan ikinci olurken OECD ortalaması yüzde 44. 20072012 arası Türkiye’de para bağışlayanların oranında yüzde 3.5 düşüş oldu. Yabancılara yardım duygusu birçok ülkede yükselirken Türkiye’de yabancı birine yardım ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 5 azaldı. Üç çocuk İsrail’de Hayırseverlik azaldı ATİNA (AA) İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan diplomatik krizlerin ardından “Geçen yıl Türkiye ile olan ticaretimiz arttı. Bu aşamada top, Türkiye’nin sahasında” dedi. Atina’yı ziyaret eden Lieberman, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile bir araya geldi. Görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında Türkiye ile ilişkilere de değinen Lieberman, “İlk başta Türkiye ile diplomatik ve ticari ilişkilerimiz var. Geçen yıl ticaretimiz arttı. Ancak bu aşamada top Türkiye’de” dedi. Venizelos ise görüşmede Ukrayna, İran, Ortadoğu, Kıbrıs, TürkYunan ilişkileri konularının da gündeme geldiğini belirtti. İsrail: Ticaretimiz arttı şimdi top Türkiye’de Türk Telekom’da ‘bütünleşme devri’  Ekonomi Servisi Türk Telekom (TT) grup şirketleri, yeni dönemde ürün ve servislerinde bütünleşme dönemini başlatıyor. TT Tepe Yöneticisi (CEO’su) Rami Aslan, “TT olarak müşterilerimize tüm şirketlerimizin hizmetlerini tek noktadan sunma dönemi başlatacağız. Müşteri odaklılık, hız ve verimlilik en önemli odağımız olacak” dedi. Kısa bir süre önce TT’da CEO koltuğuna oturan Aslan, Londra’da yapılan toplantıda şunları söyledi: “2005 yılında TT ile birlikte eni dönemde Türk Telekom grup Avea’nın sadece yüzde 40’ına şirketleri ürün ve servislerini tek sahip bir şirketten, bugün itinoktadan yönlendirecek. TT Üst barıyla TT ile birlikte Avea’nın Yöneticisi Rami Aslan, 182 bin kilometre yüzde 90’ına; TTNET, Argefiber kablo döşeyerek Türkiye’nin 81 la, Innova, Sebit, AssisTT gibi ilini fiber optik ağlarla ördüklerini ve yıl sonu şirketlerin yüzde 100’üne saitibarıyla 624 bin abone ile fiber optik pazarında hip bir teknoloji liderine döliderliği yakaladıklarını söyledi. nüştük. Bugün grup şirketlerimizdeki sinerjiyi en verimli kullanabilecek noktadayız. Entegrasyonda ilk adımı Grup CEO ve CEO rollerini birleştirerek hayata geçirdik. Takiben fonksiyonlar ve ürünhizmetlerde entegrasyona giriyoruz. Önce TT, Avea ve TTNET ürünlerini aynı mağazalarda müşteriye sunacağız. Mayıs başında 13 noktada start alacak bu projede markalarımız tek noktadan hizmet vermeye başlayacak. Entegre çalışma modeliyle ses, mobil, geniş bant, bilişim teknolojileri, ArGe ve içerik alanında sahip olduğumuz liderliği pekiştirerek yeni bir dönemi başlatacağız.” Aslan’ın verdiği bilgilere göre, TT şimdiye kadar 15 milyar TL yatırım yaptı. 2013’te müşteri sayısını mobilde 1 milyonun üzerinde, geniş bantta 300 bin artırarak konsolide bazda 13.2 milyar TL gelir elde etti. Bunun yarısından fazlasını oluşturan mobil ve geniş bant, büyümenin itici gücü. 1.2 milyar dolar geldi Ekonomi Servisi Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’ye 2014 yılı Ocak ayında 1 milyar 211 milyon dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Uluslararası doğrudan yatırım girişi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 51 arttı. 2014 yılı Ocak ayında gerçekleşen uluslararası sermaye girişlerinin 707 milyon dolar ile yüzde 84’ü AB ülkelerinden gelirken 87 milyon dolar ile yüzde 10.3’ü Asya ülkeleri kaynaklı oldu. AB ülkeleri arasında ilk üç sırayı 599 milyon dolarla Hollanda, 22 milyon dolarla İrlanda ve 22 milyon dolarla İspanya aldı. Uluslararası doğrudan yatırım girişleri sektörel bazda incelendiğinde hizmetler sektörü 491 milyon dolar ile ilk sırada yer aldı. Y Gümrükte işler hızlanacak Ekonomi Servisi Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, gümrük hizmetlerinde “Tek Pencere Sistemi”ne geçişin başladığını açıkladı. Yazıcı, halihazırda manuel olarak yapılan belge kontrollerinin bu sistem ile elektronik ortamda gerçekleştirileceği, insan hatalarının ortadan kaldırılacağı ve işlem sürelerinin kısalacağını vurguladı. Yazıcı, kurumlarca düzenlenen belgeye ilişkin bilgilerin elektronik ortamda ve doğrudan bakanlığına gönderileceğinden sahteciliğin önüne geçileceğine dikkat çekti. Piyasalarda Yellen baskısı Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen’in faiz artırımı sinyali küresel piyasalara satış baskısı getirdi. Asya borsaları sert düştü. Japonya’da Nikkei endeksi yüzde 1.7, Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 1.4, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0.9, Hindistan’da Sensex endeksi, yüzde 0.3, Hong Kong’da Hang Seng endeksi ise yüzde 1.7 geriledi. Avrupa ve Borsa İstanbul’da (BIST) ise düşüşler yüzde 1’in altında kaldı. Ancak dolar/TL yine 2.24 sınırını aştı. Gösterge tahvilin faizi ise yüzde 11.69’a yükseldi. Serbest piyasada dolar 2.2350 TL’den günü tamamlarken BIST 100 Endeksi yatay kapandı. Yellen muhtemelen bankanın tahvil alım programını bu yıl sonbaharda sonlandıracağını ve ardından altı ay kadar sonra da faiz oranlarını yükseltmeye başlayabileceğini söyledi. Tahvil alım programını aylık 55 milyar dolara indiren Fed, faizler konusunda izlenen politikada belirleyici olarak alınan yüzde 6.5 işsizlik oranı eşiğini de kaldırdığını açıkladı. Fed yetkilileri faiz seviyeleri için beklentilerini de yükselttiler. Fed üyelerine göre faizler 2016’nın sonunda yüzde 2.25’e ulaşabilir. Aralıkta açıklanan tahminlerde bu oran yüzde 1.75 idi. Fed üyelerinin bankanın faiz oranı tahmininin medyanı uzun vade için yüzde 4 olarak aynı kalırken 2015 sonu için tahmin yüzde 0.75’ten yüzde 1’e çıktı. Analistlere göre Çin ekonomisi ve son dönemdeki jeopolitik riskler de piyasalar için endişe kaynağı. GALA’sı İstanbul’da Tercümanların Ekonomi Servisi Çeviri sektöründeki uluslararası organizasyon GALA (Globalizasyon ve Lokalizasyon Derneği) 2326 Mart arasında İstanbul’da, şimdiye kadar gerçekleşen en büyük katılımlı toplantısını yapacak. Değişik ülkelerden yaklaşık 600 şirketin üst düzey yöneticileri ve çalışanlarının katılacağı etkinlik Hilton Oteli’nde gerçekleşecek. GALA’nın İstanbul Platin Sponsoru olan Urban Çeviri Hizmetleri’nin Proje Yöneticisi Bora Altun, “Biz Konferansta Asya ile Avrupa arasındaki köprü rolümüzü vurgulayacağız. Kuzey Amerika şirketleri, Arapça, Farsça, İbranice, bütün Türki diller ve hatta Rusça için bizleri seçiyor. Diller arasında köprü oluyoruz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear