Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2014 PERŞEMBE 14 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ardından insanlar ayakta, sokak gösterileri yapıyor. Bir farkla. RTE farkıyla. Zira bu ülkelerde Berkin’in ölümündeki trajik nedenler, protesto edenler bizde olduğu gibi polisin tazyikli suyu, biber gazıyla engellenmeye çalışılmıyor. Burada ise en az on ilde ölüm haberinin duyulmasından sonra aynı anda Berkin için insanlar sokaklarda bir araya geldiler ve tabii panzerleriyle, TOMA’larıyla, biber gazlarıyla donanmış RTE’nin polisini karşılarında buldular. 14 yaşındaki Berkin, ne Gezi olaylarına katılmak ne de giderek büyüyen toplumsal RTE nefretini haykıranlara katılmak için sokağa çıkmış değildi. Ekmek almak için sokağa çıktı. Polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesiyle dünyadan koptu. Aylarca gözleri, bilinci kapalı yattıktan sonra son yolculuğuna çıktı. HHH Batı basını Berkin nümayişlerine gerçekçi bir yorum getirdi. Gezi eylemlerinin Berkin eylemleri adı altında yeniden başladığına değinen başlıklarla duyurdular, kara kaşlı, kara gözlü çocuğun ölüm haberini…. Türkiye de dünya da ağlıyor; Cumhurbaşkanı’ndan, parti liderlerinden futbolcusuna dek toplum; aileye ve hatta bütün Türkiye’ye başsağlığı dileklerini açıklıyor. Tek bir kişi, üstelik bu topraklarda yaşayan her bireyin inancı ne olursa olsun Başbakanı olduğunu söyleyegelen biri var ki... … Berkin’in ardından yalan da olsa üzüntülerini ifade eden aileye başsağlığı dileğini içeren bir iki cümle söyleyemiyor. Üç beş oy daha fazla alabilmek için dün de dolaştığı illerde kafasına taktığı ne varsa, söylediklerinin tek bir satırını kanıtlayamadığı suçlamalarla cemaatin aile mahremiyetlerini girerek görüntülediğini ve bunları örneğin kime, hangi aileye açıklayamadığı şantaj için kullandığını söylüyor. Başbakanlığı da bırak bir kenara. İnsansın, insana ve yaşama saygı gereği; bir tek kısa cümle… Masum bir çocuğun ardından söylesene! Yok! Hayır söylemez! Söyleyemez... Zira onun aklı olgun bir demokrat kafası gibi halkın toplumsal gösteri özgürlüğüne saygıyı bir türlü basmıyor. Korkarım: Berkin’in ardından patlak veren toplumsal tepkiyi de Gezi olayları gibi hükümeti devirmek için Batı kaynaklarının tezgâhladığı yeni bir darbe girişimi diye yorumlayabilir. İçi yanan annenin, RTE’nin durmadan Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır diye yinelediği söylemi, oğlunun polisin attığı gaz kapsülüyle öldürülmesinden sonra “Oğlumu RTE aldı” diye yorumlayan feryadını acaba nasıl değerlendiriyor Başbakan? HHH Muhalefetin açıklamalarına ve son toplumsal olaylara topluca bakınca, önümüzdeki yerel seçimlerin, Başbakan’ın son konuşmalarının birinde ilan ettiği gibi genel seçim niteliğinde olduğunu ve bu nedenle ya AKP’yi ya da CHPMHPBDPPensilvanya dörtlüsünü yeğlemelerini vurgulaması değil önemli olan... Bu seçimlerde muhterem halkımız... Yine parlak vaatlere, başta ayyuka çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylarının artık yadsınamaz biçimde doğrulandığı olayları, demokrasiye, özgürlüklerin tümüne vurduğu kanıtlanan darbeleri durmadan yalanlamasına inanarak ya tek adam vesayetine oy verecek… … Ya da böyle geldi böyle gitmez diyerek, devleti o kaostan bu kaosa sürükleyen, ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren, ülkeyi içinden nasıl çıkılacağı bilinmeyen duruma sürükleyen yine RTE ve partisi lehine oyunu kullanacak! Ya RTE, ya gerçek demokrasi… Diyebilecek mi?.. HABERLER ‘O polisleri görevden alın’ EFKAN ALA’NIN SES KAYDI ÇIKTI Haber Merkezi Sosyal medyada yayımlanan son ses kaydında dönemin Başbakanlık Müşaviri Efkan Ala’nın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya 17 Aralık soruşturmasını yürüten polislerin derhal görevden alınması talimatını verdiği öne sürüldü. Başçalan adlı hesaptan yayımlanan kayıtta Efkan Ala’ya ait olduğu öne sürülen ses, “Şimdi biz burdayız. Bu iki tane adam var ya, bu işi yapan size de haber vermeden, bu iki şube müdürü ve yardımcıları var. Onların hepsini görevden alın. Yerlerine doğru dürüst bu işleri hükümete karşı komplo kurmayacak, çete kurmayacak şeylerden oluşturun. Hepsini açığa alın. Şu anda gidip, akşam toplayın, bir saat içinde yapın geçin” emrini veriyor. Vali Mutlu’ya ait olduğu öne sürülen sesin “Sabaha karşı yapsak olmaz mı” sorusu üzerine Ala’ya ait olduğu öne sürülen ses, “Onlar ifade mifade aldılar mı o zaman bir anlamı kalmaz ki. İfadeleri yerine gelen adamlar alsın. Hepinizi aldım hadi bitti, deyip bitirin” yanıtını veriyor. Diğer bir konuşmada ise Ala, Vali Mutlu’ya soruşturmada Başbakan’ın evine kesinlikle gidilmemesi uyarısında bulunarak “Şöyle ne bilim, dilim bile varmıyor da Başbakan’ın oraya konuta oraya buraya zinhar öyle bir şey olacak şey değil de anlatabildim mi? Adımını atanı hemen görevden alın kardeşim” talimatını veriyor. Yine Başçalan hesabından dün yayımlanan, Başbakanlık Milli Emlak ve Arazi GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Evdeki evrakları imha iddiası İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Şenol Kazancı ile Başbakanlık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşler Başkanı Kasım Bostan arasında geçtiği iddia edilen kayıtta ise 17 Aralık’ın ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinde olduğu öne sürülen evrakların imhasına ilişkin görüşmeler yer aldı. Kazancı imha talimatını veriyor. “Hukuka uygun yerine getirildiğini” söyleyen Bostan, dönemin müsteşarı Efkan Ala’ya bilgi vereceğini söylüyor. 3. ses kaydında ise dönemin müsteşarı Ala’nın 17 Aralık’ın ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Selami Altınok’a, görevden alınan emniyet personeline en uzak yerlerin seçilmesi ve lojman, araç gibi sosyal haklarından mahrum bırakılması talimatı verdiği öne sürüldü. Timuroğlu da serbest CANAN COŞKUN 2006’da gazetemize bomba atılması ve Danıştay saldırısı sanığı tahliye edildi Tutukluluk süresini 5 yıl ile sınırlandıran ve özel yetkili mahkemeleri kapatan yasal düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki “hak ihlali” kararının ardından Ergenekon davasından tahliyeler dün de sürdü. Mahkemeler, emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ, eski Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, istifa eden Yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım, emekli Yüzbaşı Mehmet Zekeriye Öztürk, İşçi Partisi (İP) yöneticileri Erkan Önsel, Mehmet Bedri Gültekin Turhan Özlü ve Semih Tufan Gülaytay’ın tahliyesini kararlaştırdı. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması dosyası sanığı Erhan Timuroğlu da tahliye edildi. Emekli Kızılay Müfettişi Kemal Aydın da önceki gün cezaevinden çıktı. Ergenekon’da son 3 günde 48 kişinin tahliyesi kararlaştırıldı. 6 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan eski Kuvayi Milliye 1919 Derneği’nin Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ’ın tahliye talebini değerlendiren İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, “5 yıllık tutukluluk süresini doldurması, Anayasa Mahkemesi’nin İlker Başbuğ hakkındaki kararı ve gerekçeli kararın bugüne kadar yazılmaması hususlarını” göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi. Ancak Karadağ Balyoz davasından 16 yıla hükümlü olduğu için cezaevinden çıkamayacak. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Eski Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’un tahliye gerekçesinde 5 yıllık tutukluluk sınırının dolduğuna dikkat çekti. Mahkeme, Erenerol’a yurtdışı çıkış yasağı da getirdi. 6 Mart 2009 tarihinde tutuklanan ve 20 yıl 8 ay hapis cezası verilen emekli Kızılay Müfettişi Kemal Aydın’ın ise önceki gün tahliye edildiği öğrenildi. Hasan Ataman Yıldırım, eski Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan l 14 Cezaevi’nden çıkışında daha önce tahliye edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve avukat Kemal Kerinçsiz karşıladı. Erenerol, “Bugün sizlere sadece Berkin yavrumuzun acısını yaşadığımızı söylemek istiyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Milletimiz yastadır, buna saygı gösterdiğim için de konuşmamı sadece bununla sınırlamak istiyorum” diye konuştu. Erenerol, Berkin’i andı! da) saat 14.00 sıralarında Silivri Sevgi Erenerol’u (soldan 4. sıra Karadağ çıkamayacak Özlü ile İşçi Partisi yöneticileri Mehmet Bedri Gültekin ve Erkan Önsel’in tahliye taleplerinin reddine itirazlarını yerinde gören İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliyelerini kararlaştırdı. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği kararı emsal göstererek, sanıkların tahliyesine karar verdi. Mahkeme sanıklar hakkında yurtdışı çıkış yasağı da getirdi. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesine Mayıs 2006 tarihinde el bombası atılması ve Danıştay saldırısı dosyası sanığı Erhan Timuroğlu’nu tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak, yurtdışı çıkış yasağı ile tahliye etti. Tahliye talebi önceki gün reddedilen Semih Tufan Gülaltay’ın itirazını yerinde gören İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, yurtdışına çıkış yasağı koyarak tahliyesine karar verdi. İHD Onursal Başkanı Akın Birdal’a suikast girişimine azmettirmekten daha önce yargılanan Gülaltay, organize suç örgütü liderliği suçl Cemaat lamasıyla tutuklu bulunması nedeniyle cezaevinden çıkamayacak. Firari sanık eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz’in hakkındaki tutuklama kararının kaldırılması talebi de İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Kararda “Dosyadaki belgelerden sanığın yasadışı yollardan Bulgaristan’a giderek kaçtığı anlaşılmakla, yokluğunda tutuklama kararının usul ve yasaya uygun olduğu” görüşü yer aldı. Emekli Tuğgeneraller Veli Küçük ve Levent Ersöz’ü, tahliye edilmemesi itirazını kabul ederek önceki gün tahliye eden İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi kararında “6526 sayılı yasa ile ÖYM ve TMK 10. maddei ile yetkili mahkemelerin kaldırıldığını, bu nedenle 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 Mart 2014 itibarıyla görevinin sona erdiğini, yasa gereği koruma tedbirleri hakkında kendi mahkemelerinin görevli olduğunun” altını çizdi. Temiz Bulgaristan’da Cumhuriyet’e bomba 269 günlük yaşam mücadelesinin sonunda gözlerini hayata kapayan Berkin Elvan, tüm Türkiye’ye gelinen noktanın fotoğrafını gösterdi. Karşı karşıya kaldığımız tablo öylesine vahim, vahşi ve insanlık dışı ki, insan neresinden başlayacağını bilemiyor. Türkiye’de yıllarca faili meçhul cinayetler tartışması yaşandı. Kimliği belirsiz kişilerce öldürülen aydınlarımızın, gençlerimizin katil zanlısı olarak yakalananlar da tetikçilerden öteye geçemedi. Bu faili meçhuller dönemi sona ermeli derken şimdi de faili meşhur cinayetler dönemi başladı. Ethem Sarısülük’ün yaşamını nasıl yitirdiğini canlı yayın eşliğinde bütün Türkiye gördü. Ama yargılama tüm Türkiye’den kaçırılıyor. Berkin Elvan’ın cinayetinde de olay günü orada olan polislerin tümünün ifadesi alındı. Ortak cümleleri şu oldu: “O gün ne olduğunu hatırlamıyoruz.” Özellikle büyük şehirlerin en ücra köşelerini bile kamera altında tutanlar, İstanbul’un göbeğinde Berkin Elvan’ın alnına isabet eden gaz fişeğiyle ilgili hiçbir görüntü olmadığını söylüyorlar! HHH Böylesi cinayetlerde en önemli yanlardan biri, olay sonrasında yöneticilerin takındığı tutumdur. Sorumluluk makamında olanlar, olayı öylesine göğüsler ki, toplumda yaraların sarılacağı, kabuk bağlayacağı duygusu güçlenir. Topluma güven gelir. Öyle ki böylesi acı olaylar toplumun ortak paydalarını da güçlendiren sonuçlar da doğurabilir. Ama tabii ki iç barışı şiar edinmiş demokrasinin güçlü olduğu ülkelerde! Türkiye’de ise bunun tam tersinin yaşandığını görüyoruz. Berkin Elvan cinayeti önceki gün öğle saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanında defalarca yinelendi. İktidar sahipleri ayaküstü soru üzerine söyledikleri kimi üzüntü sözcükleri dışında yaraya merhem olacak bir adım atmadılar. Böylesi olaylar tıpkı toprağın derinlerindeki fay hatları gibi toplumun derinliklerinde, kalplerde, beyinlerde fay hatlarına neden olur. Sağduyu sahibi herkes ülke bütünlüğünü her şeyin önüne koyarken toplumdaki, beyinlerdeki, yüreklerdeki parçalanmışlık kahredici bir hızla devam ediyor. HHH Berkin Elvan cinayetinin bir başka boyutu ise toplumda yarattığı direnç. Dün daha önceden planladığım Anadolu gezileri çerçevesinde Hacıbektaş, Gülşehir, Avanos, Ürgüp ve Şereflikoçhisar’daydım. Hacıbektaş’ta Belediye Başkanı Mustafa Selmanpakoğlu, CHP yöneticileri ve tüm yurttaşlarla birlikte Berkin Elvan için bir dakikalık saygı duruşunun ardından söyleştik. Hepsinin gözlerinde Berkin Elvan cinayetinin acısı vardı. “Bu son olsun. Bunun hesabı sorulsun” haykırışları birbirine karışıyordu. Gülşehir’de de insanlar Berkin Elvan için hazırladıkları dövizlerle yola düşmüşlerdi. Daha önce hazırlanmış “Hırsız var” dövizinin hemen altına “Katil var” sözü eklenmişti. Avanos’ta ise benzer dövizlerin yanında insanların elinde birer somun ekmek vardı. Memlekette artık ekmek aslanın ağzında değil, gaz fişeğinin altındaydı. Sadece büyükşehirlerden değil, Anadolu’nun dört bir yanından gelen haberler gösteriyor ki, Türkiye Berkin Elvan’a uyanmıştı. Bu iktidar 16 kiloya düşen Berkin Elvan’ın ağırlığının altında kalacak! 13. Ağır Ceza’nın görevi bitti Plastik mermi kör etti Gülaltay da çıkamayacak Türkiye istedi İtalya vermedi Dış Habeler Servisi İtalya’da Kasım ayından beri tutuklu bulunan DHKPC Belçika sözcüsü Bahar Kimyongür, Türkiye’nin iade talebine karşın serbest bırakıldı. Suriye ile ilgili uluslararası bir konferansa katılmak için geldiği İtalya’nın kuzeyindeki Orio al Serio Havaalanı’nda geçen kasımda hakkındaki Interpol kararı dolayısıyla gözaltına alınan Kimyongür için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yapmış olduğu iade talebi, Brescia’daki mahkeme tarafından kabul edilmedi. Mahkeme, Belçika vatandaşı olan Kimyongür’ün serbest bırakılmasına karar verdi. Kasımdan beri İtalya’da ev hapsinde tutulan Kimyongür, silahlı terör örgütü yönetmekle suçlanıyordu. Belçika’da uzun dönem DHKPC’nin sözcülüğünü yapan Kimyongür, Özdemir Sabancı suikastı faillerinden Fehriye Erdal dahil örgütün 10 üyesiyle Belçika’da işledikleri suçlar nedeniyle 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Brüksel Temyiz Mahkemesi tarafından 2009 yılında beraat ettirilen Bahar Kimyongür, 28 Nisan 2006’da Hollanda’da tutuklanmış ve iki ay cezaevinde kalmıştı. Kimyongür en son eşi ve iki çocuğuyla birlikte gittiği İspanya’da 17 Haziran 2013 günü tutuklanarak dava süreci devam ederken kefaletle serbest bırakılmıştı. Kimyongür’ün avukatı Federico Romoli, serbest kalan müvekkilinin, iki çocuğu ve eşinin yanına, Belçika’ya döneceğini açıkladı. İtirazları kabul edildi Mart Tıp Bayramı’nda grev karşıtlarına suçlama Sağlıkçılar sadece acilde hizmet verecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Tabip Odası, acil istemlerinin karşılanması amacıyla 14 Mart Tıp Bayramı olan yarın, aciller dışında hizmet vermeyeceklerini duyurdu. Odadan yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hekimlerin sabit performans ödemelerinin iki katına çıkarılması istenerek “Birinci basamak güçlendirilsin! Acil servis, TSM, 112 ve aile hekimlerine yönelik baskılara ve haksız görevlendirmelere son verilsin! Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimlerin ücretleri için kamu güvencesi sağlansın! Hekimlerin emekli aylık ve tazminatları üst düzey kamu görevlilerinin seviyesine çıkarılsın! Serbest hekimlik yapma hakkımız üzerindeki bütün yasak ve baskılara son verilsin!” denildi. Hekimler, bakanlığa şu önerileri de sundu: “Özel sağlık kurumlarında nitelikli hizmet verilmesi gerekçesiyle kamunun belirlediği günde 50 hasta bakılması zorunluluğunun, kamu sağlık kurumlarında da etkinlik programı olarak başlatılmasının gündeme getirilmesi. Birinci basamağın güçlendirilmesi ve sistemin gerçek durumunun bilimsel olarak ortaya konulabilmesi için sevk sisteminin ve sevksiz hasta bakılmamasının hekimler tarafından gündeme getirilmesi.” Gazeteci, gazeteciyi dinletmiş! Haber Merkezi Cemaat yazarlarının suç duyurusunda bulunması sebebiyle bazı cemaat karşıtı yazarların “örgüt” suçlamasıyla dinlendiği iddia edildi. Akşam’ın haberine göre, aralarında ‘haber10’ ve ‘medyasavar’ gibi sitelerin yöneticileri ve yazarlarının da bulunduğu birçok isim hakkında, aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Taraf yazarı Emre Uslu, Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş gibi isimlerin bulunduğu gazeteciler, 5 Temmuz 2013’te savcı Ömer Solmaz’a Hrant Dink’in öldürülmesiyle sonuçlanan süreci andıran şekilde çalışan örgüt iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Savcı, hızla “örgüt suçlaması”yla soruşturma başlattı. Savcı, mahkemeden telefon dinleme ve teknik takip talebinde bulundu. Ancak sulh ceza mahkemesi hâkimi Kadir Uyanık talebi reddetti. Savcı, bu kez Anadolu Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesi’ne talepte bulundu ve 8 Aralık 2013’te bu isimleri 3 ay süreyle takip kararını aldı. Savcı, İstanbul Emniyeti’nde dinleme ekibi de belirledi. Savcı Solmaz, 18 Aralık’ta talimat verip tüm dinlemelerin sonlandırılmasını, dosyanın da kendisine gönderilmesini istedi. Ancak 17 Aralık operasyonu sonrası dengeler değişmişti. İddiaya göre, Emniyet’te soruşturmayla ilgili belge kalmadı. ADANA (Cumhuriyet) Barbaros Bulvarı’nda oturan 2 çocuk annesi Hatice Erkılıç, geçen pazar günü aynı sokakta oturan annesinin yanına gitmek için evinden çıktı. Çocukları 5 yaşındaki Musa ve 8 yaşındaki Davut ile birlikte yürüyen genç kadın, bir anda olayların arasında kaldı. Terör örgütü PKK lehine gösteri yapan gruba müdahale eden çevik kuvvet polislerinin attığı plastik mermilerden biri Hatice Erkılıç’ın sol gözüne isabet etti. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırılan Erkılıç’ın sol gözünü kaybettiği anlaşıldı. Polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Erkılıç, “Olay yeri görüntülerinin ortaya çıkarılıp beni kör edenlerin bulunup cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Baro o hâkimleri HSYK’ye şikâyet etti DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Barosu, tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasaya karşın KCK davasında 4 yıl 11 aydır tutuklu bulunan 5 sanığı “PKK’nin dağ kadrosuna katılabilirler” gerekçesiyle tahliye etmeyen Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) suç duyurusunda bulundu. Baro Başkanı Tahir Elçi, Türkiye’de uzun tutukluluk nedeniyle kişilerin yargılamada makul bir sürede serbest bırakılma haklarının ihlal edildiğini, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının ÖYM’lerce dikkate alınmadığını, bu hukuksuzluk ve adaletsizliğin yıllardır sürdüğünü ifade etti. 4 kişiye 153’er bin TL ANKARA (AA) Şans Topu oyununun çekilişinde kazanan numaralar “8, 16, 19, 28, 30 ve +10” olarak belirlenirken, 5 +1 bilen 4 kişi, 153 bin 81’er lira ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 3 bin 402 lira, 4 +1 bilenler 237 lira, 4 bilenler 26 lira, 3 +1 bilenler 13 lira doksan beşer kuruş, 3 bilenler 3 lira, 2 +1 bilenler 4 lira, 1 +1 bilenler ise 2 lira kırkar kuruş ikramiye kazandı.