25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2014 CUMARTESİ 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Kılıçdaroğlu, seçim çalışmalarını Çanakkale’den başlattı Kamuoyuna “Cumhuriyet ne hükümet, ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet’in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır. Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı ‘Aydınlanma’ yolunda aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir. İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet, amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar. Kimliği, ilkeleri ve amaçları, bu uzun süre içinde belirlenip toplumda kök salan Cumhuriyet’i aynı yörüngede yaşatmak Cumhuriyet Türkiyesi’ne, topluma ve Cumhuriyet okurlarına karşı bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet Vakfı, bu amacı yerine getirmek için kurulmuştur.” Merhum başyazarımız İlhan Selçuk’un kaleme aldığı bu satırlar, Cumhuriyet’in bugünkü tutumu ve misyonunu da göstermektedir. Gazeteye değil ama Türkiye Cumhuriyeti’nin başta Emniyet ve yargı örgütü olmak üzere birçok kamu kurumuna cemaatin sızdığını uzun yıllar öncesinden beri gündeme getiren, eleştiren, kamuoyunu aydınlatan ve bu çetenin hedefi olan gazete Cumhuriyet olmuştur. Cumhuriyet Vakfı’nın yönetim kurulu üyeleri, çok uzun yıllardan beri İlhan Selçuk’la aynı yönetim içinde mücadele veren, saygın, Cumhuriyet’in ilke ve değerlerine önem veren kişilerdir. Birilerinin kötü niyetli karalama ve yalanlarına karşı okurlarımızın 90 yıllık gazetelerini nasıl sahiplendikleri birçok kez yaşanmış çok değerli bir deneyimdir. Cumhuriyet, gerek siyasi iktidarın, gerek cemaatçi çevrelerin yok etmek için sürekli hedeflerinde olan bir gazetedir. Buna alışkınız. Bu yetmezmiş gibi, içeriye sızarak gazetemizi ele geçirmek için karalama ve yalanlar üreten bazı çevrelerin saldırısına karşı dimdik ve ayakta olacağımızdan da okurlarımızın kuşkusu olmamalıdır. Saygılarımızla. iletişimin son derece ileri aşamada olduğu devirde; eski yıllardaki gibi yalanlarla kamuoyunu uzun süre uyutmanın artık olanaksız olduğunu da henüz kavrayamadı galiba... Günlerdir Başbakan’la oğlumuz Bilal arasındaki para alışverişleriyle ilgili ses kayıtlarının yalan içerikli ve montaj eseri olduğunu ilan etti iktidar yanlıları. Başlıcası da AKP’ye, RTE’ye kul kurban Star gazetesi. Yayınladıkları habere göre ABD’nin iki saygın bilim kuruluşu ve adamları, babaoğul arasındaki görüşmeyi incelediklerini ve bu ses kaydının montaj olduğunu saptayıp açıkladıklarını kamuoyuna duyurdu. Hükümeti ve başkanını savunmakla görevli iktidar vekili Mehmet Metiner; Cüneyt Özdemir’in CNNTürk’teki programında kayıtların montaj olduğunu Amerikalı bir uzman şirketin saptadığını söyledi. Cüneyt Özdemir, Amerikan şirketinin adını da söylemesini isteyince Metiner; şirketin adını söylemeye ne gerek var diye Özdemir’in haklı sorusunu geçiştirmek istedi. Fakattt… Metiner’in Star’daki habere veya iktidar kanadından edindiği daha özel bilgilere dayanarak öne sürdüğü ses kayıtlarını, ABD’li uzman şirketin montaj diye kanıtladığı iddiası günlerdir Türkiye’yi sarsan olayı başka yönlere yönlendirecek nitelikte ve bu nedenle açıklama büyük ilgi odağı oldu. Hele gazetenin haberine koşut kimi açıklamalara Başbakan’ın önceki gün Burdur ve Uşak’taki mitinglerde bu konuda söyledikleri eklenince... Kayıtların montaj olduğu şüphesi ortadan kalkıyordu. Öyle ya bu ülkenin Başbakan’ının elinde ses kayıtlarının montaj olduğunu kesinlikle kanıtlayan bilgi, belge yoksa; halkına, “Ses kayıtları montajdır” diye konuşmasında sık sık bunu vurgular mıydı? Demokratik ülkelerde başbakanların yalanlara itibar ederek, gerçekmiş gibi olayları halkına söylemediği dikkate alınırsa… Yok hayır, TC Başbakanı RTE, kayıt montaj diyorsa montajdır kanısına kuşku yok itibar edilecekti, edildi de... RTE’nin mitinglerde, kaydın CHP’nin Gülen’le el ele vererek hükümeti bu yoldan devirme girişimi diye tanımladığı sırada… … Hadi Başbakan’ın diliyle söyleyeyim; ahhh benim canım okur kardeşlerim: Amerikan şirketi John Marshall Media adlı firma Başbakan’ın oğluna ait olduğu öne sürülen ses kaydı için “montajdır” raporu verdiğine dair haberleri yalanladı. ABD’li bilişim uzmanı Joshua Marpet; “Erdoğan’ın kayıtlarının muhtemelen gerçek olduğunu söyleyebilirim” dedi... Uzman Marpet, “Görüşmenin üzerinde ayrıca oynandığı yönünde herhangi bir bulgu olmadığını” açıkladı. Görüşmelerde ses seviyelerinin (Teknoloji Bakanımızın aksine) tutarlı olduğunu belirtti. HHH Ya Başbakan’ın son meydan konuşmalarında kayıtların montaj olduğunun altını çizerek ana muhalefeti cemaatle birlik olup Türkiye’yi karıştırmakla suçlayan söylemlerini nereye koyacağız? Politikadır, olağandır diye bir yana mı atacağız yine? Oysa Kılıçdaroğlu, internete düştüğü gün kayıtları üç uzmana incelettiğini ve uzmanların gerçek olduklarını söylediklerini açıklamıştı. Fakat iktidar sözcüleri, ne ki Başbakan da, Kılıçdaroğlu’nu yalancılıkla suçladılar. Hatta RTE, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış derler. Hayır, bunların yalanları yatsıdan çok evvel söndü” diye konuştu. Oysa ABD’den gelen yalanlamalarla kimin gerçekleri, kimin ise yalanları konuştuğu yadsınamayacak biçimde ortaya çıktı. HHH Başbakan 17 Aralık’tan itibaren yaşananları istediği kadar ülkenin huzuru ve güvenliği için uygulamaya koyduğunu savunsun; içeride olduğu gibi dışımızda da gerçeklerin üstünü örtemediği ABD’nin yıllık İnsan Hakları raporuyla kanıtlandı. Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sunumu ile açıklanan raporda ilk kez Washington; “17 Aralık sonrası ortaya çıkanlara ‘skandal’ dedi” ve… “yolsuzluk konusu ilk kez Türkiye’nin en belirgin insan hakları ihlallerinden biri olarak” sayıldı. ABD ilk kez RTE iktidarını yerden yere vuruyor. Rapordaki içeride eleştiri konusu olan ama RTE’ye vız gelen saptamalar bu kez dost ve müttefik Amerika’dan, Beyaz Saray’dan geliyor... ABD ilan ediyor: Türkiye’de hükümeti eleştirmek dava açılmasıyla sonuçlanıyor. Yargı sistemi politize... Keyfi gözaltılar devam ediyor. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve sonrasındaki skandalda binlerce polis, savcı ile yargıcın yeri değiştirildi. Kolluk kuvvetleri ve yargı, yürütmenin etkisi altında... Bu öğeleri çok açık ve net ifadelerle ABD dünya kamuoyuna duyuruyor. İçerideki eleştirileri darbeydi, şantajdı diye örtmeye çalışan RTE… … ABD’nin gerçekleri açıklayan raporunu da, hükümeti devirmeye yönelik ABD+CHP+ Gülen işbirliğinin marifeti diye değerlendirecek mi acaba? ‘1 milyar dolar vardı’ AYŞE SAYIN ÇANAKKALE CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yarışını baştattığı Çanakkale’de Başbakan Tayyip Erdoğan’a artık “Başbakan demiyeceğini ve bir hırsızla da asla karşı karşıya gelmeyeceğini” belirterek “Onun adı Başçalan. Aile boyu götürdüler. Sende ar, hayâ, utanma duygusu varsa derhal o koltuktan ayrıl” dedi. Kılıçdaroğlu, tam bilmemekle birlikte Erdoğan’ın evinde 1 milyar dolar olduğunu açıkladı. “Hırsız Tayyip Erdoğan” sloganlarının atıldı ğı miting meydanında, Bilal Erdoğan’ın fotoğrafının bulunduğu “Dün Sefil Bilo bugün Banker Bilo”, “AKP’yi sıfırlıyoruz” pankartları dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nun konuşması ana başlıklarıyla şöyle: Hâlâ başbakanım diyor: Bu iktidar, haramilerin iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’ni soyuyor, buna izin verecek misiniz? Utanmadan arlanmadan hâlâ kendisine başbakan diyor. Sen başbakan değilsin, “Başçalansın”. Başbakan demem: Kendime bir söz verdim, bir daha o adama başbakan demeyece karet ediyorsun diye. Oysa üzerinde isim yok. Yani artık bir yerde hırsız sözcüğü geçtiği zaman akla kimin geldiğini herkes biliyor. 17 Aralık operasyonunda tutuklananların tahliyelerine ilişkin soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Sarraf’ın bırakılacağını daha önce kendisinin de söylediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Emniyet, savcı değişti. Savcılar bir daha değişti. Ona uygun koşullar hazırlandı, serbest bırakılmasına yönelik koşullar. Kilit isim Sarraf’ın devlete ait gizli bilgilere ne ölçüde hâkim bilmiyoruz. İçişleri Bakanı, Sarraf için hiç meraklanma önüne yatarım diyebilecek kadar kendisini satmış bir isim. Sarraf konuşursa pek çok soru cevap bulur, çözülür ama iktidar her türlü konuşmaması için sonuç alacak.” CHP lideri Erdoğan’ın, Sarraf ve bakan çocuklarının tahliyesiyle ilgili ‘Hak yerini buldu’ demesinin hatırlatması üzerine, “Bir hırsızdan da başka türlü yanıt beklenemez” dedi. Kılıçdaroğlu MİT Yasası’nın askıya alınmasını “Güzel bir gelişme” olarak nitelendirdi. Tahliye yorumu Büyük ilgiyle karşılanan CHP liderinin mitinginde ağlayanlar oldu. ğim. Onun adı ne? Başçalan! Aile boyu götürüyor: Üstelik tek başına da malı götürmüyor, aile boyu götürüyor. Telefon ediyor sabah saat 8.02. “Oğlum ne var ne yok” diyor, oğlan da yeni uyanmış farkında değil, “Oğlum şuralarda, buralarda arama yapılıyor” diyor. Oğlan daha uyanmamış, “baba bir daha tekrar eder misin” diyor. “Paraları sıfırla, kardeşini gönder, amcanı, kardeşini çağır onlar da sıfırlasın” diyor. Derhal ayrıl: Daha önce ki sloganlarında ne diyorlardı, “büyük düşünün” yani ‘büyük götürün’ diyorlardı. Artık adı Başçalan’a çıkan bir insanın başbakanlık koltuğunda oturmaması gerekir. 30 Mart’ta temizleyeceğiz: Bizim için 30 Mart önemlidir. Türkiye’yi hırsızlardan temizleyeceğiz. Onun için güç birliği yapmamız lazım. Hırsızı biliyorlar: Manisa’da genç bir öğrencimizin çantasında bez çıkıyor, üstünde “hırsız var” yazıyor. Savcı yakalamış Erdoğan’a ha Erdoğan, ODTÜ’lüler için ‘solcu, ateist, terörist’ dedi Yine ‘nefret dili’ni kullandı HAKAN DİRİK C Erdoğan, Balıkesir’de Rabia işareti yaptı. Adı konulmamış darbe yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’den 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası istifa eden milletvekilleri, hükümeti yasamadaki çoğunluğu arkasına alarak yargıyı kontrol edip adı konulmamış bir darbe yapmakla suçlarken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de toplumun beklentisinin aksine internet ve HSYK yasalarını onaylayarak görevini yapmadığı eleştirisini yöneltti. Eski Bakan Ertuğrul Günay ve vekiller Hakan Şükür, Hasan Hami Yıldırım, Haluk Özdalga, Erdal Kalkan tarafından hazırlanan “Demokrasi Bildirisi”ni okuyan milletvekili İdris Bal, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin antidemokratik bir süreç içerisinde olduğunu belirtti. Bildiride, özetle şu başlıklar yer aldı: l Darbe sadece silahla, tankla yapılmaz. Şu anda yürütme, yasamadaki çoğunluğu da arkasına alarak yargıyı kontrol etmektedir. Bu aslında adı konulmamış bir darbedir. Yeni yasalaşan HSYK düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. Yargıyı kontrol ve baskı amaçlıdır. Hâkim ve savcıların keyfi olarak yer değişikliğine tabi tutulması kabul edilemez ve bu yargıya, yargı bağımsızlığına bir müdahaledir. l Mesleki tecrübesi olan polisin yerlerinin değiştirilmesi, ülkenin iç huzuru ve güvenliği açısından önemli zafiyetler oluşturabilir. l Türkiye’de medya ve medya mensupları üzerinde baskılar bulunmakta, talimatlar verilmektedir. Medyaya baskı derhal sona ermelidir. l İnternet düzenlemesindeki kararlar ülkemizi maalesef bir Muhaberat devleti yapma yolunda alınan kararlardır. MİT düzenlemesi demokratik bir toplumda kabul edilemez. l Siyasal ahlak, montaj argümanlarıyla harcanacak kadar değersiz değildir. l Bu ülkede bir daha ne 28 Şubat yaşanmalı ne de antidemokratik uygulamalara müsaade edilmelidir. İstifacı vekillerden ortak bildiri BALIKESİR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “çocuğu yok” diye suçladığı kişiler listesine Fetullah Gülen’i de ekledi. Seçim çalışmaları kapsamında Belıkesir’de yurttaşlara seslenen Erdoğan, kendisini zaman zaman Adnan Menderes, zaman zaman da Kanuni Sultan Süleyman’la özdeşleştirdi. Mitingde ODTÜ’lü eylemciler için “nefret dilini” kullanan Erdoğan, Ankara’da ODTÜ’lü öğrencilerin eylemlerle karşı çıktığı 1071 adlı bulvarın açılışına ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Ankara’da bir bulvar açtık. Kimlere rağmen o solculara rağmen, o ateistlere rağmen. Bunlar ateist, bunlar terörist, ama CHP bunlara bizim gençler diyor.” Erdoğan, kitlesine “çocuklarınızı dershanelerden ve okullarından çekin” ile “gazetelerini almayın” çağrısı yaparak Gülen’e yönelik şunları söyledi: “Ey Pensilvanya eğer yüreğin varsa vatanına gel. Siyaset yapacaksan burada yap. Yoksa ananaslarla, tespihlerle, gönderdiğin kitaplarla bu iş yürümez. Ben de aldanmışım. Oralarda bana methiyeler düzüyordu, tespihler gönderiyordu. Ama bundan sonra durum böyle olmayacak. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden çalışmalar yapıyorsun. Bu ihanetin hesabını soracağız. Pensilvanya, CHP’ye vekâlet vermiş, şu anda Meclis’te bizimle mücadele ediyor. Gelin bu dershanelerden çocuklarınızı çekin. Benim çocuklarımın hepsi devletin imam hatiplerinde okudular. Hamdolsun şimdi ülkelerinde hizmetlerine devam ediyorlar. Bunların yayın organlarına da tavır koyun. Bu paralel yapı, son engeldir. Hainleri defedeceğiz.” Gülen’e 28 Şubat üzerinden yüklenen Erdoğan, “Başörtüsüne saldırı olan günlerde, bunun teferruat olduğunu söylüyordu. Ya sen ne karışıyorsun? Çünkü onda da evlat yok. 28 Şubat’ta darbecilere hoşgörü ödülleri dağıtıyordu o zaman bu paralel yapı. Şimdi de telekulak hizmeti veriyor” dedi. Oğlu Bilal Erdoğan’a iftira atıldığını ileri süren Erdoğan, “Oğlum da izinsiz dinlenmiş. Bunu yapmaya hakkın var mı? Ailelerin yıkılması için yapılan yenilir yutulur mu? Bizim güvenli hatlarımızı dinlemişler” dedi. Keçiören’de şiddet dinmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Keçiören’de ilçesinde yine seçim gerilimi yaşandı. Sanatoryum Caddesi’nde AKP’nin seçim bürosu açılışına katılan ve kendilerini “Melih Gökçek’in adamları” olarak tanıttıkları iddia edilen bir grup, Ayhan Yardımcıel adlı bir emekli polisi dövdü. Yardımcıel, “Araçlarını okulun bahçesine park etmek istediler. Yasak olduğunu söyledim. Israr edince saldırdılar ve darp ettiler. İki günlük iş göremez raporu aldım” dedi. Roboski için her ay eylem DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın Uludere ilçesinin Irak sınırında (Roboski) 28 Aralık 2011’de düzenlenen hava operasyonunda ölen 34 kişinin yakınları, bundan sonra her ayın 28’inde düzenleyecekleri eylemlerle katliamı protesto etme kararı aldı. Eylemlerin ilki dün Şırnak Valiliği önünde gerçekleştirildi. Gül’den düzeltmelere onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, internete sansür getiren yasayı onayladıktan sonra yaptığı itirazlar üzerine Meclis’teki torba yasaya eklenen düzeltme değişikliklerini de onayladı. Yapılan değişiklikle TİB’in sınırsız bir şekilde trafik bilgilerine ulaşmasından vazgeçilerek ancak mahkeme kararıyla bu bilgilere ulaşabileceği düzenlemesi yapıldı. HAKKÂRİ (DHA) 17 Aralık operasyonunun ardından emniyetteki görevden almalar ve istifalar sürüyor. Hakkâri Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, görevinden istifa etti. Ergüder, 2011’de Hakkâri’ye atanmadan önce Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında görev yapmıştı. Ergüder, istifa dilekçesinde özel nedenlerle ayrıldığını belirtti. Öte yandan, Manisa Emniyet Müdürlüğü’nde 12 polisin görev yerleri değişti. Haber Merkezi Türkiye’nin ilk kan bankasını kuran Dr. Ahmet Muammer Bingöl 100. doğum gününde anılıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda ordunun ilk özel tip kamyon içi portatif ameliyathanesini yaratan Bingöl, ayrıca Erzurum’da yine ordunun yerel ahırlarını ameliyathaneye dönüştürerek hariciye bölümünü kurmuştu. Bingöl’ün kızı Prof. Çiçek Wöber Bingöl, babası için, “Belki de isimleri anılmayan bu değerli insanlar sayesinde Atatürk ilkelerine bağlı olarak kurulmuş ve kuvvetini ortaya koymuştur” dedi. Emniyet müdürü istifa etti Dr. Bingöl Anılıyor CHP’li milletvekilinin evinde kuşkulu hırsızlık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nun önceki günkü oturumunda “Hırsız var” diye bağırdığı için AKP’li vekillerle tartışan CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı’nın evine bir gün sonra hırsız girdi. Sarı’nın evine giren hırsızlar, televizyon, cep telefonu, bilgisayar ve ziynet eşyası alarak kayıplara karıştı. Evindeki elektronik eşyalarının çalındığını belirten Sarı, bilgisayarında bazı notların bulunduğunu kaydetti. Çalışma odasındaki evrakların da karıştırıldığını söyleyen Sarı, “Adi hırsızlık süsü de verilmiş olabilir. Geldikten sonra böcek ya da kamera da yerleştirmiş olmaları ihtimali var. Detaylı bir inceleme yaptıracağım” dedi. Kart: Fezleke hazırlanmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Atilla Kart, oğlu Bilal Erdoğan’a “paraları sıfırlama” dediği öne sürülen Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, “Haksız çıkar ilişkileri ve nüfuz suiistimali yoluyla; 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa muhalefet etmek” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın suçtan kaynaklı mal varlığını gizlediğini savunan Kart, savcılığın Başbakan hakkında fezleke hazırlayıp, Meclis’e göndermesini istedi. Kart, “Başbakan’ın gelirinin kaynağı belli değildir. Bu kaynağın araştırılması gereği vardır” dedi. Dinleme soruşturması Emniyet bakan sözcüsü gibi ABİDİN YAĞMUR MERSİN Genç lik ve Spor Bakanı Akif Çağatay’ın bir üniversite öğrencisi tarafından önceki gün protesto edilmesiyle ilgili açıklama yapan Mersin Emniyeti, bakanın sözcülüğüne soyundu. Mersin Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Bakanımız olayı sakinlikle karşıla yarak yüksek sesle bağırarak konuşan bayanla insani çerçevede, saygı sınırlarını aşmadan konuşmaya çalışmasına rağmen S.Y. adlı bayanın bakanımıza yönelik tavırlarında hiçbir değişiklik olmamıştır” denildi. Emniyet, S.Y’nin peşini bırakmayıp serbest bırakıldıktan sonra akşam saatlerinde bir gösteriye katıldığını vurgulaması dikkat çekti. ADANA (AA) Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana ve Mersin valiliklerine ait telefonların dinlendiğine ilişkin iddialar üzerine soruşturma başlattı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “İddialarla ilgili kapsamlı ve çok yönlü bir soruşturma başlatıldığı hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, Ergenekon terör örgütünün Erzincan yapılanmasına üye oldukları gerekçesiyle 11 sanık hakkında açılan davanın CHP’li İlhan Cihaner’in de yargılandığı Yargıtay’daki dava ile birleştirilmesi talebini reddetti. Duruşmada, Cihaner için dördüncü kez zorla getirilme kararı verildi. Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, “kumpas yapı” değerlendirmelerinin ve “paralel yapı” söylemlerinin ayyuka çıktığını belirterek “51 yıllık avukatım. Dehşet içinde izliyorum, gece rüyalarıma giriyor” dedi. Kazan: Dehşet içindeyim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear