22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Davutoğlu’nun bir kolu gitti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 4 bakanla ilgili yolsuzluk iddialarını araştıran Soruşturma Komisyonu’na yapılan müdahalelerin komisyona gölge düşürdüğünü belirterek, “Bakanlar yeni dilekçe veriyorlar, kendilerini savunmak için. O bakanlara açıkça söylüyorum, o dilekçeleri vereceğiniz yer Yüce Divan’dır” dedi. CHP lideri, bakanlara “Farz edelim ki AKP vekillerinin kararlarıyla Yüce Divan’a gönderilmediniz, çocuklarınıza ‘aklandık’ mı diyeceksiniz?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı öncesinde yaptığı konuşmaya, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun Yüce Divan kararını 5 Ocak’a ertelemesini eleştirerek başladı. Konuşması sırasında AKP’nin 2001 yılında yayımladığı parti programını okuyan Kılıçdaroğlu, programda yer alan “siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır, mal bildirimleri şeffaf olarak kamuoyuna sunulacaktır, milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacaktır” gibi ilkelerin tamamen göz ardı edildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na seslenirken, “Çıksın Davutoğlu desin ki ‘Sen yanlış metinleri okuyorsun, biz asla böyle bir metin yazmadık’. Dün ‘Kolunu koparırız’ diyordu. Davutoğlu’nun bir kolu gitti, ikinci kolunu bekliyoruz. Bir daha komisyon toplanacak, bakalım ne olacak?” ifadelerini kullandı. “Dün yapılan müdahaleler Soruşturma Komisyonu’na gölge düşürmüştür” diyen Kılıçdaroğlu, ana hatlarıyla şunları söyledi: yapılan müdahaleler Soruşturma Komisyonu’na gölge düşürmüştür. Bakanlar yeni dilekçe veriyorlar, kendilerini savunmak için. O bakanlara açıkça söylüyorum: Arınmanın, temizlenmenin yolu, komisyona dilekçe vermekle geçmez. O dilekçeleri vereceğiniz yer Yüce Divan’dır. Mahkemelere vereceksiniz o dilekçeleri. l Kılıçdaroğlu, TBMM Soruşturma Komisyonu’nun kararını eleştirdi. ‘Kim harama bulaşırsa, kardeşimiz de olsa kolunu koparırız’ diyen Başbakan’a sert çıktı Toplantı sonunda mikrofonun açık olduğunu unutan Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin’e dönerek, “Biz konuştuk ama televizyonlar ne kadarını verecek onu bilmiyorum”diye konuştu. Bu sözler üzerine Tekin, “Vermişlerdir” dedi. Kirli Savaşın Ortakları: HükümetCemaat!.. Bu ülkede hırsızlık var mı? Var! Bu ülkede rüşvet var mı? Bu ülkede ihaleye fesat karıştırma var mı? Var! Bu ülkede talan ve yağma var mı? Var! Bu ülkeden ırk, din, dil, mezhep, inanç ayrımcılığı var mı? Var! Bu ülkede mezarsız ölüler var mı? Var! Peki, bu ülkede ne yok? Demokrasi! Temel hak ve özgürlükler! Evrensel hukuk! Yargı bağımsızlığı! Adalette eşitlik ve dürüstlük! Dibi çıkmış, demokrasisi yerlerde sürünen bir ülkede yaşarken umutlarımızı birer birer yitirirken bir köşeye çekilip “Bana dokunmasınlar, ben yaşar giderim” ya da “Bir hırka bir ekmek bana yeter de artar” deyip bir kenara mı çekileceğiz? Demokrasi kavramını, devletin tüm kurumları ve kuruluşlarını, kendi ideolojisi temelinde siyasallaştırmak olarak görenler bir gün gelir tökezler... Yakın tarihimizin sayfalarına bir bakın isterseniz... Sandıktan çıkıp, saltanat kayığına binenlerin çoğu çok partili siyasi tarihimizin sayfalarında kaldı. İktidar, yüzde kaç oranda oyla sandıktan çıkarsa çıksın, demokrasinin kuralları vardır; toplum o kurallar kapsamında yönetilir... Temel hak ve özgürlükler, yargının bağımsızlığı, adalette eşitlik, dürüstlük, denetim bu kapsamın içindedir. 2014 yılı biterken Türkiye hâlâ “demokrasi kavramını”, temel hak ve özgürlükleri, hukuksuzluğu konuşup tartışıyor. Din eksenli siyaset almış başını gidiyor; daha bir yıl önceye kadar aynı yolda birlikte yürüyüp birlikte ıslanan ve çok can yakan hükümetCemaat, şimdilerde birbirlerini yerken; ABD’yi “mesken tutan” Fethullah Gülen için “kırmızı bülten” çıkarılıyor. HHH 2010 yılında kimileri “yetmez ama” deyip efeleniyordu, kimileri klandık’ mı diyeceksiniz Farz edelim ki AKP vekillerinin kararlarıyla Yüce Divan’a gönderilmediniz, aklandığınızı, temizlendiğinizi mi sanacaksınız? Çocuklarınıza “aklandık” mı diyeceksiniz? Gidersiniz mahkemeye, aklanır gelirsiniz, hepimiz şapka çıkarırız. ‘A soyuyor Bir parti devleti Ecevit’in mesajını okudu Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit’in 1977’de yayımladığı “yeni yıl mesajını” okudu. Kılıçdaroğlu’nun, “Altına 2015’te imzamızı atıyoruz” dediği mesaj şöyle: “Halkımız için acılarla dolu, özgürlük, demokrasi uğruna verilmiş kurbanlarla dolu bir yıl sona ererken, bir umut yılı başlıyor ülkemizde. Ekonomide de, uluslararası alanda da yitirilmiş olanaklarla dolu bir yıl kapanırken her olanağın açılabileceği bir yıl başlıyor. Karanlık bir yıl tükenirken, giderek aydınlığa dönüşecek bir yıl başlıyor Türkiyemizde. Işık yoluna, umut yoluna giriyoruz 1977’yle. Seçim yılıdır çünkü bu yıl, silahlara karşı oy yılıdır, zorbalara karşı halk yılıdır. Haksızlıklara karşı hak yılıdır bu yıl.” Türkiye uluslararası alanda büyük itibar kaybına uğradı. Kubilay’ın öldürülüşünün yıldönümündeyiz, Cumhuriyet için kan döküldü, bedel ödendi. Biz onların haklarını nasıl teslim edeceğiz, onları nasıl savunacağız, onların yüzüne nasıl bakacağız? Onlar canlarıyla, kanlarıyla Cumhuriyeti kurdular. Halkın oylarıyla iktidara gelen bir partinin devleti soyduğuna tanık oluyoruz. Bu tablo bizim kaldırabileceğimiz türden bir tablo değildir. l Şişli kriziyle ilgili disiplin sürecinin başlatılması gündemde gidiyoruz Spartalıların çağına Karayalçın çözecek FIRAT KOZOK ANKARA Yerel seçimlerin ardından suların durulmadığı Şişli Belediyesi’nde Hayri İnönü ve Emir Sarıgül arasındaki çekişmeyle ilgili “disiplin” sürecinin başlatılması gündeme geldi. Bu konuda son kararı ise İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın verecek. İnönü ile Sarıgül arasındaki çekişmenin son bulması için arabuluculuk yapan İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Sarıgül’ün istifasının ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşarak aradan çekildi. Son olarak Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki makamında taraflar bir araya gelmiş ancak çözüm arayışı Emir Sarıgül’ün istifası ile son bulmuştu. Bu gelişmenin ardından, CHP yönetimi disiplin sürecinin başlatılması gerektiği yönünde Kılıçdaroğlu’na görüş bildirdi. Bazı parti yöneticileri, “İktidar belediyelerimizde hiçbir açık bulamıyor ama bir belediye çıkıp bütün emeklerimizi yok etmeye yönelik algı oluşturuyor. Herkes disipli Spartalıların antik çağına gidiyoruz. Hırsızlık yapmak maharet işiydi. Suç, hırsızlık yaparken yakalanmaktı. O sürecin içine ağır ağır girmeye başlıyoruz. klanmanın yeri Yüce Divan’dır Aslında bugün başka şeyler konuşacaktık. Yolsuzlukla suçlanan ve görevlerinden istifa eden 4 bakanın kendi arzularıyla Yüce Divan’a gitmek istediklerini konuşacaktık, ama bunlar olmadı. Eğer parlamento, eğer milletvekilleri, Başbakan, siyaseti kirlilikten arındırmak istiyorsa, Soruşturma Komisyonu’na kimse müdahale etmemeli. Dün A azine’yi boşaltma sizin işiniz 4 yıllık süre için halkımdan yetki istiyorum. “Vay efendim gelecek Hazine’yi boşaltacak” diyorlar. Hazine’yi boşaltma işini bilmeyiz, o sizin işiniz, yolsuzluğu yapmak, vatandaşı soymak, hırsızlık sizin işiniz. Kimse bu konuda elinize su dökemez. Bu konuda sizin hakkınızı teslim ediyorum. Ama kul hakkı yememek, dürüst, namuslu adam olmak bizim işimiz. Her kuruşun hesabını vermek bizim işimiz. H ne uyacak, uymayan da gidecek” diyor. Kılıçdaroğlu’nun ise bu talebi değerlendireceği belirtildi. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili olarak, “Seçimle gelen bir belediye başkanı var, o da başarıyla görevini yapıyor” vurgusu yaptığı da kaydedildi. Disiplin süreci için ise tüzük gereği İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın devrede. Karayalçın’ın başkanlığındaki İl Disiplin Kurulu’nun istifa eden isimleri Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk etme yetkisi bulunuyor. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar da olaya taraf olarak İnönü’yü suçladı. Best FM’e konuk olan Hazinedar, “Hayri İnönü’nün tavrı çok çirkin” dedi. Hazinedar, Şişli’deki yeni yıl kutlamalarının bu yıl savurganlık olduğu gerekçesiyle yapılmamasını eleştirerek“Sayın İnönü savurganlık olduğunu iddia ettiği dönemde meclis üyesi ve sorumlu kişiydi. Beceremeyenler, becerenlere laf atacaktır” dedi. Hazinedar, İnönü’yü suçladı Kınama cezası verilmesi halinde her iki isim de 2015 seçimlerinde milletvekili adayı olamayacak “sapına kadar evet” diye boy gösteriyordu. Canım, şu bizim sözde liberal takımından söz ediyorum. Neredeyse bir yıldır göbekten bölündüler karpuz gibi... Şimdi ayrı saflarda! İktidarın yalakalığını yaptıkları yılları unuttular... Bugün birbirlerinin üstüne çuvallanıyor benim yiğitlerim... Kimileri ulusalcıydı, bugün salt Cemaate saldırıyorlar, Balyoz, Ergenekon, Odatv, KCK, Poyrazköy gibi davaları sadece Fethullahçı polis, savcı ve yargıçların yaptığını söyleyip AKP iktidarını aklıyorlar. Ahmet Şık’ın “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” (Postacı Yayınevi) kitabını okumanızı öneririm... Ahmet, yakın tarihimize bir not düşüyor... AKP ve Gülen Cemaati, Türkiye’yi bir yıl önceye dek, siyasal, toplumsal olarak birlikte dönüştüren bir iktidar ortağıydı. Ahmet Şık kitabında açık açık şöyle diyor: “Devleti soyma amaçlı bir talan zincirini yalanlarla ve hukuku ayaklar altına alarak örtbas etmeye girişen hırsızlar çetesiyle; bunun üzerinden hukuki değil siyasal operasyonlara kalkışanlar geçmişin yol arkadaşıydılar.” Her şey açık ve seçik! İşin içinde tuzaklar var; sahtekârlıkla örtülü davalar... İki kirli suç ortağı! Ahmet Şık’ın deyişiyle, yeni Türkiye’nin savaşan güçleri olarak sahnedeler... HHH Yaşanan savaş, demokrasi ve özgürlükler için değil, çıkarları için... Tam 25 yıl önce yazmışım, söylemişim: “Gülen Cemaatinin amacı devleti ele geçirmektir...” Kimseye bu iddiamı anlatamadım... Gülen, bu yüzden eğitime önem verdi; askeri liselere, polis kolejlerine öğrencileri yerleştirildi... Bir “altın nesil” yetiştirildi, yargıda örgütlendi. Ortaklık bozuldu bir yıl önce, her şey ortaya döküldü. Yahu Cemaate yüklenen suç “silahlı terör örgütü” masalı... Devletin polisi, askeri, silahlı olacak elbet! Devletin yargıcı, savcısı terör örgütü üyesi olur mu? Bu bir güç savaşıdır; rüşvet, hırsızlık, talan ağının ortaya çıkarılmasıyla başlamıştır... Aygün ve Güler disipline sevk edildi FIRAT KOZOK ANKARA CHP Parti Meclisi (PM), Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’yi cemaatle işbirliği yapmakla suçlayan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ile Şişli Belediyesi’ndeki tartışmalar konusunda “Sen İstanbul belediye başkanlıklarını bir kişinin aile şirketi olarak dağıtırsan olacağı budur” diyen Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü kınama istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk etti. Aygün’ün CHP’den istifa edebileceği belirtiliyor. YDK’nin kınama cezası vermesi halinde her iki isim de parti tüzüğü gereği 1 yıl boyunca partinin hiçbir organına seçilemeyeceği için 2015 seçimlerinde milletvekili adayı olamayacak. CHP PM’de dün iki sürpriz disiplin istemi tartışıldı. CHP tüzüğü gereği partili milletvekillerinin YDK’ye sevki PM’nin istemi üzerine gerçekleştiğinden, toplantıda her iki vekilin durumu ile ilgili oylama yapıldı. Kapalı yapılan oylamada Güler’in YDK’ye sevki 56 kabul ile çıktı, 1 PM üyesi ise Güler’in sevkine ret oyu verdi. Toplantıda Aygün’ün de kınama istemiyle sevki partinin sol kanadında tepki çekti. Bu tepki, oylamaya da yansıdı. 43 PM üyesi Aygün’ün YDK’ye sevkine onay verirken, 13 üye Aygün’ün sevkine ret oyu verdi. Alınan bilgilere Aygün, YDK’den ceza çıkma Aygün istifa edebilir Hüseyin Aygün sını beklemeden partiden istifayı düşünebileceğini yakın çevresine aktardı. CHP PM’de ayrıca, milletvekili adaylarının, parti tüzüğü gereği de olan “önseçimle” belirlenmesi kararlaştırıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, adayların yüzde 85’inin önseçimle, yüzde 15’inin de genel merkezçe belirlenmesini öngören tüzük hükmünün korunduğunu bildirdi. Önseçim yapılacak yerlerde sıralamaya Genel Merkez karar verecek. Bu değişiklik Kılıçdaroğlu’nun mevcutta 83 milletvekili atamasını eksiksiz yapmasını sağlayacak. Seçilmesi garanti olan sıralar Genel Merkez kontrolünde olacak, seçilemeyenler ise kontenjandan düşürülmeyecek. B. Ayman Güler Seçim öncesi belediyelere borç kıyağı l Kesintiler 6 ay boyunca sıfırlandı MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümet seçim öncesinde belediyelere yine kıyak geçti. Belediyelerin kamuya olan borçları nedeniyle genel bütçeden aldıkları paylardan yapılan kesintiler 6 ay boyunca sıfırlandı. Mayıs ayına kadar belediyelerin genel bütçeden aldıkları paylardan borçlar nedeniyle kesinti olmayacak. Böylece belediyeler seçimlerin yapılacağı haziran ayına kadar gelir sıkıntısı çekmeyecekleri için bol bol “seçim yatırımı” da yapabilecek! Bakanlar Kurulu’nun “Büyükşehir Belediyeleri, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bunların Bağlı Kuruluşlarının Borçlarına Karşılık Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı Üzerinden Ayrılacak Paylardan Yapılacak Kesintilere İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar” kararı dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, genel bütçeden belediyelere aktarılacak paylarda kasım, aralık, ocak, şubat, mart ve nisan aylarında yani 6 ay boyunca kesinti yapılmayacak. Oysa belediyelerin kamuya olan borçları, genel bütçeden aldıkları paylardan kesinti yapılarak karşılanabiliyordu. Kararla, haziran ayında yapılacak genel seçimlere kadar belediyelerin genel bütçeden aldıkları paylardan borçları nedeniyle herhangi bir kesinti yapılmayacak. AKP benzer uygulamaları 2010, 2011, 2012, 2013’te de yapmıştı. Son olarak 9 Mayıs 2014 tarihinde yapılan düzenleme ile mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında yine genel bütçeden belediyelere aktarılan paylardan borçlar nedeniyle herhangi bir kesinti yapılmaması yönünde karar alınmıştı. Kulislerde buna gerekçe olarak da 30 Mart yerel seçimlerinden yeni çıkılmış olunması gösterilmişti. Dün yayımlanan kararla birlikte belediyeler bu yıl içerisinde toplam 6 ay devlete borç ödemiş oldu. Diğer 6 ay boyunca ise borç ödemeyecek. Gelecek yılın ilk 4 ayında da belediyeler borç ödemekten kurtulacak. EN BORÇLULAR KOCAELİ VE ANKARA Geçen yılın verilerine göre belediyelerin Hazineye toplam 13.6 milyar liralık borcu bulunuyor. Bu da Hazine alacaklarının yüzde 66’sına karşılık geliyor. Borçlu belediyeler listesinde ilk sırayı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi alıyor. Belediyenin 2 milyar 314 milyon lirası vadesi geçmiş olmak üzere toplam 5 milyar 564 milyon lira borcu bulunuyor. İkinci sırada ise Ankara Büyükşehir Belediyesi geliyor. Belediyenin borçları 2 milyar 92 milyon lirası vadesi geçmiş olmak üzere toplam 2 milyar 247 milyon lira. Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı EGO Genel Müdürlüğü’nün 592 milyon, ASKİ’nin de 329 milyon liralık borcu bulunuyor. Yine geçen yılın verilerine göre, Hazinenin; Adana Büyükşehir Belediyesi’nden 649 milyon, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nden 529 milyon, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden 366 milyon, Didim Belediyesi’nden 306 milyon, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden 237 milyon, İskenderun Belediyesi’nden 128 milyon, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden 105 milyon, Bafra Belediyesi’nden de 100 milyon lira alacağı bulunuyor. Bizim Ankara temsilcisi Erdem Gül ile çalışkan karıncalarımızdan Emine Kaplan AKP kulislerini didiklediler ve dört bakanın Yüce Divan’a gidip gitmeyeceği üstüne AKP’li yiğitlerin “ikilemini, açmazını, çıkmazını” pek güzel sergilediler. Dünkü Cumhuriyet’te bu “kulis haberi” uzun uzun yer aldı. Sahiden, AKP’nin tepelerindekiler ne yapacak? Diyelim onlar bir karara vardı; o zaman AKP’nin Meclis’teki yiğitleri ne halt edecek? Bu iş torba yasa önlerine geldiğinde, torbanın içine bile bakmadan “Parmak indir – parmak kaldır” oynamaya benzemez ki. Sonuçta soru tek, cevap çift: Dört bakan Yüce Divan’a gidecekler mi, gitmeyecekler mi? Cevabın birinci ayağı 5 Ocak’ta Meclis Soruşturma Komisyonu’ndaki oylamada belli olacak. Diyelim bakanlardan tümünü ya da birini Yüce Divan’a yollama kararı çıktı. Ya da... Diyelim bakanların tümünü akladılar; Yüce Divan’a filan yollamamaya karar verdiler. Sıra bu keyifli oyunun ikinci ayağına gelecek. Bakanlara (birine bile olsa) Yüce Divan yolu göründüyse Meclis Genel Kurulu toplanacak ve komisyonun raporunu tartışacak (tartışacak?), oylama yapacak, ya Yüce Divan’a gitsin ya da gitmesin kararı verilecek. “Gitsin” derlerse Yüce Divan’daki duruşmalarda ortalığa saçılacak kirli çamaşırları herhalde benim kadar siz de tahmin edebiliyorsunuz. Peki, diyelim Meclis oylamasında AKP, çoğunluğuna yaslandı ve bakanları akladı. Bitti mi? Biter mi? Bildiğim kadarıyla CHP’nin komisyondaki üyeleri, komisyondaki maskaralık sınırındaki uygulamalara itiraz edip üyesini çeken HDP’liler pusuya yatmış durumdalar. AKP’nin Aşağı Tükür Darbe, Yukarı Tükür Dar be! tepesine önerge yağmuru yağacak. Yani yine “kirli çamaşır sergisi” açılacak... HHH Yani AKP tepelerinin de, AKP milletvekillerinin de işi zor. Bakanlarını Yüce Divan’a yollasalar bir yıldır günde beş rekat sürdürdükleri “Darbe, darbe... Bize darbe yapmaya kalktılar. Darbeyi önlemek için bütün gücümüzle savaşıyoruz, savaşacağız. Darbeciler... Darbe... Darbe...” balonu fısss diye delinecek, güm diye patlayacak. “Hani darbeydi.... Aha işte bakanlarınızı kendi ellerinizle Yüce Divan’a yolladınız. Demek hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük palavra değilmiş” denecek. Bu yalın gerçeğe Tayyip Erdoğan’ın pek övülen “hitabet yeteneği” bile çare olamaz, inandırıcı bir açıklama bulamaz... Yok “Aman darbe iddiamızdan vazgeçmeyelim” seçeneğinde karar kılarlar, bakanları aklarlarsa... E, elin oğlunun ağzı torba değil ki büzesin. Soracaklar: “Yav hani siz iktidara gelirken kostaklana kostaklana ilan ettiydiniz; üç Y dediydiniz, ‘Yoksulluğa, yasaklara, yolsuzluğa son vereceğiz’ demiştiniz. 12 yıl sonra geldiğiniz yere bakın. Adamınız büyük müteahhitin ‘Şeyini şey etme’ye kararlı olduğunu itiraf ettiği millet yoksulluktan perişan. Yasaklar ülkeyi OHAL bölgesine dönüştürdü. Sonunda yolsuzluğun da üstüne kalın bir örtü çektiniz, ‘yargıdan bakan kaçırma’ operasını sahnelediniz. Meğer siz üç Y derken, harbiden ‘Ye, üç defa ye, yiyebildiğin kadar ye’ demişsiniz. Ne iş?” HHH Onlar adına düşündüm, vallahi billahi benim 10 yaşındaki torunumu bile ikna edecek bir cevap bulamadım. Besbelli AKP’nin işi zor. Kendi kendilerini yağlı güreşin kurt kapanı gibi bir oyunu getirdiler. Aşağı tükürseler darbe, aşağı tükürseler dar be!.. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear