25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Osmanlı’dan Çok ‘Osmanlıcı’ İpe sapa gelmez zorunlu Osmanlıca dersi tartışmasında düşülebilecek en büyük yanlış, “Osmanlıcı”ya kızıp Osmanlı’ya sövmek olsa gerek. Osmanlı’dan çok Osmanlı yandaşı olan “Osmanlıcı”nın amacı aslında Osmanlı ile ilgilenmek değil. Onun derdi Osmanlı değil, laik Cumhuriyet. Cumhuriyet ile hesaplaşmak için Osmanlı’nın kanadı altına sığınmaya çalışıyor o. Aslında laik Cumhuriyeti içine sindiremeyen o kafa Osmanlı’ya da doğru ve iyi bakmıyor, Osmanlı’nın İlber Ortaylı’nın deyişiyle “İmparatorluğun en uzun yüzyılı”nı kavrayamıyor. Oysa biz Osmanlı’yı iyi kavramak zorundayız. Çünkü Osmanlı bizim geçmişimiz. En uzun yüzyılında artık iktidarın dizginlerinin hanedanın elinden çıkıp bürokrasinin denetimine geçtiği bu geçmişi iyi anlamazsak, ne bugünümüzü kavrar ne de yarınlarımızı oluşturabiliriz. Osmanlı’ya, artık en uzun yüzyılında kendisinde kalmamış vasıfları izafe ederek, tarihte olmamış bir ihtişamın aptal böbürlenmesine düşmek ne kadar hatalıysa, kendisine ulema diyen kimilerine bakarak, Mithat Paşa’larıyla Tevfik Fikret’leriyle tüm geçmişimizi gerici olarak nitelemek de aynı derecede abestir. HHH Osmanlı daha en şaşaalı döneminde üstünlüğü, büyük keşifler ve icatları Reformu, Rönesansı yaşamış Batı’ya kaptırmasının sonucunda artık varlığını emperyalizmin lütfuna borçlu hale düşünce, son yüzyılında sürekli bu durumdan kurtulmanın, modernleşmenin hamleleri içine girmiştir. Saray da farkındaydı geri kalmışlık gerçeğinin, iktidarın dizginlerini elinde tutan bürokrasi de, sayıları az olan ve arkalarında üretici burjuvazi olmayan aydınlar da. Azgelişmişliğin yazgı değil, sebep sonuç ilişkisinin sonucu olduğunu Osmanlı da anlamış, bu durumun üstesinden gelip çağa uyak uydurma gerekliliğini kavramış, birbirini izleyen reformlarla, azgelişmişlik çemberini kırmanın girişimini Cumhuriyetten önce Osmanlı başlatmıştır. Bu çabaları, niteliklerini, Osmanlı döneminde yaşadığımız olayların içyüzlerini bilmeden Cumhuriyete geçişi göremeyiz, Cumhuriyeti de, Mustafa Kemal’i de anlayamaz, ulus devleti keyfi bir tercih, laikliği buyurgan bir fantezi olarak niteleyenlerin yaptığı yanlışı yaparız. Osmanlı’nın modernleşme çabalarının vardığı noktayı belirleyen tek etkenin Osmanlı toplumunun yöneticileri olduğu yanılgısına da düşmeden bakmalıyız geçmişimize. HHH Evet, hatasıyla sevabıyla o geçmiş bizimdir, bugünkü bizi biz yapan o geçmiştir. Onun yanlışlarından ders alarak, özverilerine yenilerini katarak ve zaferleriyle sevinerek bugünlere geldik. Tarihe doğru baktığımızda, Mithat Paşa’nın kişiliğinde, eserlerinde Cumhuriyeti müjdeleyen kıvılcımları görmemek; Cumhuriyete giden yolu anlatırken, Meşrutiyet’in bu yılmaz mücahidini anmamak mümkün mü? Nihayet hangimiz inkâr edebiliriz Cumhuriyetin kurucusu, modernleşmenin en başarılı önderi, laikliğin banisi Mustafa Kemal’in Osmanlı’nın okullarında yetişmiş, cephelerinde pişmiş, kentlerinin havasında olgunlaşmış bir Osmanlı paşası olduğunu? Osmanlı’nın çağdaşlaşma çabalarının da ürünü değil midir Cumhuriyet? Meselemiz Osmanlı değil, Osmanlı’nın kanatları altına sığınıp laik Cumhuriyete saldıran “Osmanlıcı”. O Osmanlıcı ki, Osmanlı’dan daha çok Osmanlı yandaşı görünür, avantası için geleceği ipotek altına atmaya çalışır. 2006’da kaybettiğimiz Ertuğrul Osman Bey, 1912’de sarayda doğmuş son Osmanlı şehzadesiydi. Bakınız kendisi Atatürk, laik Cumhuriyet, saltanat, hilafet konusunda neler diyor: Ben dahil bütün Türkler Atatürk’e borçluyuz. O olmasaydı Allah bilir ne olurdu. Cumhuriyeti ilan etti, iyi etti... Gençler laikliğe ve vatanın bütünlüğüne sahip çıksınlar. Padişahlık, monarşi, hilafet, şeriat geride kalmıştır. II. Abdülhamid’in torunu şehzade Mehmet Burhanettin Efendi’nin oğlu, Osmanlı’nın hası böyle diyor. Peki, sen ne diyorsun, Osmanlı’dan çok “Osmanlıcı”? ‘Davul sizde tokmak Erdoğan’da’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde cumhurbaşkanlığına tahsis edilen “Kaçak Saray”ın yüzde 2000’lere varan yüksek maliyetlerle yapıldığına ve hiç soruşturulmadığına dikkat çekerek, “Metrekaresi 8 bin liraya yapılan jakuziler, buhar odaları var, bunun için maliyet açıklanmıyor” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Giderken binayı da götürüyor, siz demeyecek misiniz, bu bina başbakanlık için yapıldı, nasıl olur da gidersiniz diye...” sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kaçak saray” için “güçleri yetiyorsa yıksınlar” sözleriyle aslında Davutoğlu’na “meydan okuduğunu” belirtti. Kılıçdaroğlu, “Çünkü onu yıkacak olan sizsiniz. Sizin gücünüz yeter mi? Ben şahsen yetmeyeceği kanısındayım” diye konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yolsuzluk, yoksulluk ve “Kaçak Saray” olarak adlandırdığı yeni cumhurbaşkanlığı sarayı üzerinden yüklendi. Konuşması boyunca özellikle yolsuzlukların üzerinin örtülmesi ve “Kaçak Saray”la ilgili kritik sorular yönelten Kılıçdaroğlu’na zaman zaman AKP sıralarında itirazlar yükseldi. Kılıçdaroğlu, itirazlara, Başbakan ve bakanları işaret ederek “Size sormuyorum, bunlara soruyorum. Bunlar yürütme organı. Siz yasama ile yürütmeyi karıştırıyorsunuz” sözleriyle karşılık verdi. Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasını eleştirirken de kırmızı ışıkta duran aracın “egzoz”unda ısınmaya çalışan çocuk fotoğrafını gösterince AKP’liler tepki gösterdi. CHP liderinin bütçe görüşmelerindeki konuşması ana başlıklarıyla şöyle: Maliye Bakanı için yüzde 2 ödenek koyuyoruz. Ödenek 949 milyon liraydı. Ne kadar kullandılar? 36 milyar lira... Hem kul hakkından söz edeceksiniz, hem parlamentoya harcanan paranın hesabını vermeyeceksiniz. Bütçeyi babanızın çiftliği gibi kullanamazsınız. Paranın nasıl harcandığını bizim bilmemiz lazım. Bunu kim denetleyecek? Sayıştay. 157 rapor nihayet geldi. Ama bu raporlar Sayıştay tarafından kuşa çevrilerek geliyor. Sayın Başkan buna engel olun. Eğer Sayıştay üzerinde bir vesayet varsa, o kurum TBMM adına sağlıklı denetim yapamaz ve bunun sorumlusu da sayın başkandır. l Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinde hükümeti yolsuzluk, yoksulluk ve ‘Kaçak Saray’la vurdu DAVUTOĞLU’NDAN SORULARA YANIT YOK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, başta “KaçAk Saray” olmak üzere AKP odaklı yolsuzluk iddialarıyla ilgili sorularına yanıt veremediği CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine “darbeci” suçlamasıyla yanıt verince, TBMM Genel Kurulu’nda tansiyonu yükseltti. Davutoğlu’nu CHP’liler kürsüye yürüyerek ve sıra kapaklarına vurarak protesto etti. TBMM Genel Kurulu’nda 2015 yılı bütçe görüşmelerinde eleştirileri yanıtlayan Davutoğlu, ağırlıklı olarak Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi. Siyasi partilere “Mahallenizden çıkın”, Sünni vatandaşlara da “Alevi kardeşlerinizle kucaklaşın” diye seslenen Davutoğlu, “Hamasi nutuklarla bu olmaz Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, bizim gitmediğimiz vilayetimiz kalmayacak” diye konuştu. Davutoğlu, HDP’ye de “Artık Türkiyeli partisi olun” dedi. Erdoğan’a eleştirilere tepki gösteren Davutoğlu, “Eğer bugün başı dik onurlu bir ülke varsa itibar budur” dediği sırada CHP sıralarından “Yolsuzluk” sesleri yükseldi. Davutoğlu ise hortumları, yolsuzlukları kestiklerini savunarak “Eğer yolsuzluk sizin döneminizde olduğu gibi olsaydı biz bu başarıları sağlayamazdık. Sadece eğitim ve sağlığa ayırdığımız bütçe 2002’ye göre 60 milyar daha fazla” dedi. Kılıçdaroğlu’nun Suriyeli bir kız çocuğunun soğuk havada otobüsün egzosuyla ısınma fotoğrafını göstermesine değinen Davutoğlu’nun, “Kiminle sorunumuz var biliyor musunuz, o küçücük kızı buraya gönderen Esad’la. Eğer sizin sözünüzü dinleyip kapımızı kapatmış olsaydık şu anda yaşamıyor olacaktı. Bizim darbecilerle problemimiz var, sizlerle problemimiz olduğu gibi siz de darbecisiniz” demesi salonu bir anda gerdi. Bazı CHP’li milletvekilleri ayağa fırlayarak kürsüye doğru yürürken, çok sayıda milletvekili de alkış ve sıralara vurarak Davutoğlu’nu protesto etti. Bu sırada AKP’liler de CHP’lilere doğru yürüyünce gerilim daha da arttı. CHP’liler Davutoğlu’na “Özür dile, sözünü geri al, sen nasıl başbakansın” diye bağırırken, AKP sıralarından da “Bal gibi darbecisiniz işte” diye laf atıldı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan’dan sözlerine açıklık getirmesini istemesi üzerine Davutoğlu, “Bu kadar hiddete gerek yok. Siz, Mısır halkıyla düşman yaptığımızı söylediniz, ben de darbe döneminde Mısır’a heyet gönderdiğiniz için sizi darbeci olarak suçluyorum. Darbecilerin elini sıktınız” dedi. CHP’lilerin tepkisinin artması üzerine Davutoğlu, “Sözlerimi geri almıyorum, ne dediğimi biliyorum. Siz bu ülkenin cumhurbaşkanına ve hükümete hakaret edeceksiniz, en ufak bir eleştiriye tepki göstereceksiniz. Benim kastettiğim çok açıktır” diye konuştu. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na “1997’de, SSK Genel Müdürü, 14 yaşında oğlu 2 ay sigortalı gösteriyorsunuz. Bunu açıklayın. Bana dönüp ailemle ilgili bir şey söylersen cevabını alırsın. Aslı Kılıçdaroğlu, 19 yaşında sigorta giriş çıkışı yapılıyor. Onlardan özür diliyorum, kabahat sizin onların bir suçu yok” sözleriyle diye yüklendi. Çiçek, Davutoğlu’ndan konuşmasını kişiselleştirmemesini istedi. HDP’li Hasip Kaplan “Artık bütçeye gel” diye bağırırken CHP sıralarından “O çocuğun gemiciği var mı” diye laf atıldı. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki yakınlarının işe alınmasıyla ilgili dosyayı da kendisine göndereceğini söyledi. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a soruşturma suçlamaları arasında yer alan 1.5 tonluk altın kaçakçılığı iddialarıyla ilgili olarak Davutoğlu, altın ithalatının 1984’ten beri KDV’den muaf olduğunu belirterek, “Vergiye tabi olmayan bir mala zaten el konmaz. Yanlış beyanda bulunulduğu için ceza kesilmiştir. Soruşturma saklı değil. Beyan edilen miktar 1500 kilogramdır. Giderken 1283 kilogramdır, beyan edilen miktarla ilgilidir bu. Gayri kanuni işlem yoktur” diye konuştu. Genel Kurul’da gergin oturum Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada “Hükümete sorar mısınız, bonzai tüketimi niye bu kadar arttı, siz mi teşvik ediyorsunuz? Boşanmalar niye arttı, aile yapısı niye bu kadar derinden sarsılıyor Türkiye’de. Bütçenin hesabını vermiyorlar, sonra kalkıp diyorsunuz ki bizim hükümetimiz başarılı bir hükümet. Kimse kusura bakmasın” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasını eleştirirken de kırmızı ışıkta duran aracın “egzoz”unda ısınmaya çalışan çocuk fotoğrafını gösterince AKP’liler tepki gösterdi. Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da konuşurken Kılıçdaroğlu için ‘darbeci’ suçlaması yaptı. Bunun üzerine AKP ve CHP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. si genel sekreteri, yardımcısı, imar komisyonu başkanı, Zeytinburnu Belediyesi imar komisyonu başkanı ve Bakan Nihat Zeybekci. Onu tıraşlarsanız, diyeceğim ki işte gerçek başbakan... Sayın Başbakan siz niye bu Kaçak Saray konusunda hiç konuşmuyorsunuz? Sayın Arınç konuştu, “israftır” dedi. Siz niye konuşmuyorsunuz, en çok sizin konuşmanız lazım. Başbakanlık binası olarak yapılan bir binayı ve protokolü siz hangi gerekçeyle Cumhuraşkanlığı için tahsis ettiniz? Başbakanlık için yapıldı, giderken binayı da götürüyor. Güçleri yetiyorsa yıksınlar diyerek, size açıkça meydan okuyor. Onu yıkacak olan sizsiniz, yargı kararını yerine getirecek olan sizsiniz. Sizin gücünüz yeter mi? Ben şahsen yetmeyeceği kanaatindeyim. Maliye Bakanı bir açıklama yaptı, sarayın maliyeti 1 milyar 370 milyon diye. TMMOB, bilgi edinme yasasına göre TOKİ’ye yazı yazıyor. TOKİ’nin cevabı, açıklanması ya da zamanında önce açıklanması halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek, haksız kazanca sebep olacak bilgi ve belgeler açıklanamaz diye... Metrekaresi 8 bin liraya yapılan jakuziler, buhar odaları var, bunun için açıklanmıyor. Büyük saraylar hiçbir topluma itibar kazandırmamıştır. Merkel nerede oturuyor, dairesinde oturuyor, Almanya’nın itibarı sıfır... Japonya’ya, ABD’ye bakın. Gariban ABD’liler itibarları sıfır. İtibar üretmekle olur, sizin üniversitelerinizin yayımladığı yayınlarla, ahlakla, adaletle olur. 1 Ocak 2013’te Gana’dan kalkarak Atatürk Havalimanı’na inen uçakta 1.5 ton kaçak altın olduğu belirleniyor. Kaçak olan her şeye el konulur, ama altınlara el konulmuyor, uçak geri gönderiliyor. Altınların 292 kilosu kayıp. Sayın Başbakan; 292 kilo altını kim yürüttü, kim götürdü? Bakın, Rıza Sarraf hiç şikâyet etmiyor. “Altınlarım gitti” demiyor. Mahkemeye de müracaat etmiyor ama hakkında bir yazı çıksa koşuyor mahkemeye, doğru tekzip gönderiyor. ‘Darbeci’ dedi, gerilim arttı Binayı da götürüyor... 292 kilo altını kim yürüttü? trilyon dolar fazla harcadı Tüm cumhuriyet hükümetlerinin harcadığı paradan 1 trilyon dolar daha fazla para harcadılar. Kredi kartı borçları 2002’de 4.3 milyar lirayken, Ekim 2014’te 73.9 milyar liraya çıkmış. Artış ne kadar? Yüzde 1604. Hangi refahtan söz ediyorsunuz? Bankalara tüketici borcu 2002’de 2.3 milyar lira. Ekim 2014 kaça çıkmış, 273 milyar liraya çıkmış. Vatandaş borç batağında nefes alamıyor. Sayın Başbakan “Beni muhattap alın” diyor. Doğru.. Ülkeyi o yönetiyor ama, kaygılarımız var. Üstünüzdeki siyasi vesayetten kurtulacaksınız sayın Başbakan. Sizin boynunuza davulu astılar, tokmak yukarıdaki birisinin elinde. İstanbul Zeytinburnu’nda 16:9 kuleleri Sultanahmet’e hançer gibi saplanmış, mahkeme kararı çıktı, tıraşlanması lazım. Kimler aldı? Eski Bağcılar Belediye Başkanı, İstanbul Belediye Tüm iktidarlardan 1 ahçeli: Ermenekli Recep lastik ayakkabı giyerse... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Zenginleşen, köşeyi dönen, cebini ve küpünü dolduranların ise nasıl bu duruma geldiklerini görmek için 1725 Aralık’ta deşifre olan rezaletlere bakmak yeterlidir” dedi. “Bütçenin parametre ve paradigması nasıl olursa olsun bir yanda Ermenekli Recep lastik ayakkabı giyerken diğer yanda kutulara, saraylara, uçaklara, lükse ve israfa oluk oluk kaynak akıtılıyorsa bütçenin hayrı küçük bir azınlık dışında hiçbir vatan evladına dokunmayacaktır” diyen Bahçeli, bu durumun herkesin vicdanını “rahatsız etmesi gerektiğini” kaydetti. Bahçeli, “KaçAk Saray”ı da “Kusura bakmayın 1150 kusür odalı kaçak ve karanlık sarayla uğraşıyorduk, atın varaklı bardakları, paha biçilmez halıları seçiyorduk, size gelesiye akşam mı oldu diyeceğiz?” sözüyle eleştirdi. Bahçeli, “bütçenin havuzculara açık, vatandaşlara kapalı olduğunu” kaydetti. B Metrekaresi 8 bine jakuzi Vesayetten kurtulun Saraylar itibar kazandırmaz ‘Kürdistan’ değişti şerh bütçeye girdi MAHMUT LICALI ANKARA HDP’nin bütçe şerhinde TBMM’de krize neden olan “Kürdistan” ifadesi “Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yer” olarak değiştirilirken, şerhin başka bir bölümünde geçen “Kürdistan gerçekliği” ifadesi de “Tarihsel Kürdistan gerçekliği” olarak yenilendi. HDP’nin muhalefet şerhi 2015 bütçesine ek olarak dahil edildi. TBMM Genel Kurulu’nda dün görüşülmeye başlanan 2015 bütçesine ilişkin basılarak dağıtılan ilk raporda Kürdistan ifadesi nedeniyle HDP şerhine yer verilmemişti. HDP şerhin raporda yer almamasına tepki gösterirken dün görüşmeler başlamadan önce HDP şerhi ek olarak basılarak bütçe raporuna dahil edildi. Raporda 13 yerde Kürdistan ifadesi geçerken şerhin iki farklı yerinde bulunan Kürdistan ifadesinde değişiklik yapıldı. Yapılan değişikliğe göre, HDP’nin şerhinde yer alan “Eşitsiz Gelişim ve Bölgesel Ekonomik Sömürü” başlığı altında yer alan “Kürdistan’ın ekonomik gelişiminin 3 farklı biçimde Türkiye sermayesinin genel birikim hedeflerine göre yönlendirildiğini görmek gerekiyor” ifadesi “Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgenin ekonomik gelişiminin 3 farklı biçimte Türkiye sermayesinin genel birikim hedeflerine göre yönlendirildiğini görmek gerekiyor” denildi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yılın üçüncü çeyreği için öngörülen büyüme hedefinin yüzde 2.2’den yüzde 1.7’ye düşmesinde tarımdaki kuraklığın etkili olduğunu söyledi. Konuşma metninde Türkiye’nin yolsuzluk endeksindeki yerinin gösterildiği bölümün de aralarında bulunduğu bazı bölümleri atlayan Şimşek, Sayıştay’ın kurumların mali tablolarının oluşturulmaması nedeniyle yaptığı eleştiri üzerine yönetmelik değişikliği yapıldığını belirtti. Şimşek, dün TBMM Genel Kurulu’nda bütçenin sunuşunu yaptı. Bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisinin öngördüklerine yakın olduğunu kaydeden Şimşek, “Burada temel sapma tarım sektöründen kaynaklanıyor. Tarımda maalesef son 13 yılın en büyük kuraklığını yaşadık. Üçüncü çeyrek rakamı öngördüğümüz yüzde 2.2’nin bir miktar aşağısında, yüzde 1.7 olarak gerçekleşmiştir. Orta Vadeli Program’da hâlâ öngördüğümüze yakın bir Şimşek yolsuzluk endeksini okumadı büyümeyi gerçekçi olarak görüyoruz” dedi. Şimşek, enflasyondaki artışın bazı negatif şoklar nedeniyle geçici bir durum olduğunu, kuraklık nedeniyle yüksek seyreden gıda fiyatları, Türk Lirası’ndaki değer kaybı, jepolotik gerginlikler ile enflasyon beklentilerindeki bozulmanın bunda etkili olduğunu savundu. İstihdam hedeflerini bozan işsizlikteki artışın ise iş gücüne yeni katılımlardan kaynaklandığını kaydeden Şimşek, istihdam artışında yüzde 3.6 ile Singapur’dan sonra dünya ikincisi olduklarını söyledi. Şimşek, “Bunda kadınların işgücüne katılımı önemli rol oynamıştır. Kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların işgücüne ve istihdama katılımlarının önündeki engelleri kaldırıyoruz” dedi. Eğitim kalitesindeki artışa karşın henüz hedefledikleri noktada olmadıklarını kaydeden Şimşek, PISA sonuçlarına göre Türkiye’nin OECD ortalamasının altında kaldığını, eğitimde en iyilerden biri olmayı hedeflediklerini söyledi. Kaplan: Harakiri yapmayın yargılanın TBMM’de 2015 bütçesi üzerine HDP adına konuşan Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bütçenin halkın bütçesi olmadığını, bütçeye yolsuzlukların damgasını vurduğunu kaydetti. Kaplan, işadamlarının tamamının yolsuzluk var dediğini belirterek,“Küresel yolsuzluk barometresine gö re her üç kişiden biri kamu hizmetlerinden yararlanmak için rüşvet veriyor” dedi. Kaplan, hükümetin yolsuzluklarla ilgili olarak yargının önünü tıkadığına işaret ederek, “Size samimiyetle söylüyorum: Japonlar gibi harikiri yapın demiyorum ama yargının önünü açın” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear