23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 İlker Başbuğ, Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Ahmet Şık, Teğmen Çelebi ve onlarca insan, davalar, gizli tanıklar, sahte veriler, izlemeler, dinlemeler... Kuddisi Okkır’ın ölümü! Okkır, Ergenekon’un “gizli para kasası”ydı... Öldüğünde arkadaşları aralarında para topladı, cenazesi Yalova’da toprağa verildi... Ey Gülerce, senin vicdanın sızlıyor mu bugün? Bilmiyorum bedeninde kaç insan var! HHH Ergenekon’un 7 Ocak 2009’da yapılan 10. dalga operasyonunda 32 kişi gözaltına alınmıştı. Evime çok yakın olan Bedrettin Dalan’ın İSTEK Vakfı’ında polis arama yapıyordu... Arabayı durdurdum, koruma polisiyle birlikte sokağa girdik. Haberciler beni görünce hepsi yanıma geldi, bana sorular sordu, yanıtladım. Akşam haberlerinde Cemaat televizyonu öyle bir görüntülü yayın yaptı ki, ben panik içinde, korkarak falan gelmişim... Biriki gün sonra Gülerce, köşesinde aynı şeyleri tekrarladı, özel yetkili savcıya açıkça “içeri alın bu adamı” diye seslenen yazı yazdı. Ben kendisine “sen muhbirsin” demedim! Bana yakışmazdı! Yıllar sonra... Hüseyin Gülerce, Nurettin Veren ve Latif Erdoğan gibi konuşmuş, aynı iddiaları dile getirmiş ama üstü örtülü... Gülerce, Ahmet Hakan’la yaptığı konuşmada şöyle diyor: “Beni onlarla karıştırmayın, bu bana en büyük hakaret olur!” Cemaatle, Hizmet Hareketi’yle niye koparıyorsun bağını? Dile kolay 35 yıl... 12 yılı AKP hükümetiyle gönül bağı mı, iktidar ortaklığı mı? Hangisi? Kim korkuttu seni Hüseyin Bey! HHH Fethullah Gülen, Fethullahçı yapı 40 yıldır iktidara hazırlanıyor zaten... 2002 seçimlerinden sonra o yolu aştı! Hükümet ortağı oldu; yargı, Emniyet, eğitim, TSK; devletin en önemli kurum ve kuruluşlarında söz sahibi oldu... Ben mert, yiğit, başını eğmeyenleri severim! Aslında kim mert, kim yiğit orası da belli değil ya! Neyse! CHP’den istifa eden Tarhan ‘Yenilgilerin şezlonga yüklenmesinden sıkıldım’ dedi ‘Muhalefet zehirlenmesi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstifaların yeni isimlerle devam edeceği belirtilirken Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, CHP yönetimini sert sözlerle eleştirdi. Milletvekilliğini koltuğunun altına aldığını, yalnızca “gönüllerdeki makamı” istediğini söyleyen Tarhan, “Her yenilgiyi bir şezlonga yükleyen tekrarlardan sıkılmıştım. Temel görevimiz demokratik kuralları zorlayarak, ‘Erdoğan sisteminden’ bir an önce kurtulmaktır. Muhalefet buna engel olamıyor. Buna kalıcı iktidar ve muhalefet zehirlenmesi denilebilir. Sistemden beslenmek sistemle mücadeleyi engelliyor. İktidar ve muhalefet sanki sessiz bir koalisyon oluşturmuş, dört partinin forse ettiği siyaset karşılıklı polemikler ve oy geçişkenliğinin dışında başka bir siyasal hareketin ortaya çıkmasını istemiyor” dedi. Tarhan Meclis’te düzenlendiği basın toplantısında CHP yönetimini eleştirdi. Tarhan, istifasının gerekçelerini anlatmaya, “Her yenilgiye zafer diyen, bir şezlonga yükleyen tekrarlardan sıkılmıştım. Yine delege hesapları, kurultay kurnazlıkları. Bu kadar kurnazlık kurgulayabilenler halktan oy almaya gelince niye yeterli olmuyor, anlamıyorum” sözleri ile başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin, kurulduğu günden bu yana ilk kez çok açık bir tehdit ile “Erdoğan sistemi” ile karşı karşıya olduğunu belirten Tarhan, “Bugün temel görevimiz demokratik kuralları zorlayarak, bu sistemden bir an önce kurtulmaktır. Muhalefet buna engel olamıyor, taban umudunu yitiriyor. Buna kalıcı iktidar ve muhalefet zehirlenmesi denebilir. Sistemden beslenmek sistemle mücadeleyi engelliyor. İktidar ve muhalefet sanki sessiz bir koalisyon oluşturmuş, dört partinin forse ettiği siyaset karşılıklı polemikler ve oy geçişkenliğinin dışında başka bir siyasal hareketin ortaya çıkmasını istemiyor. O yüzden sürekli Meclis dışı partilerdeki lider potansiyeli olan kişileri bünyesine alıyor” ifadelerini kulllandı. Son seçimlerde, sandığa gitmeyen ya da geçersiz oy kullanan milyonlarca seçmenin “İçine sinmeyen adaya pasif direniş sergilediğini” değerlendiren Tarhan, “Bu şezlong sığlıkları ile açıklanamayacak kadar anlamlıdır. İç Anadolu ve Karadeniz de mi tatildeydi, şezlongdaydı da oy alınamadı? Meclis’te temsil edilmediğine inanan gençlerin, kadınların, erkeklerin, tıpış tıpış oy vermek istemeyenlerin bir seçeneği olması gerekir” diye konuştu. Yılmaz ve Serter’den ‘istifa yok’ açıklaması Vay Gülerce Vay!.. Cumartesi günü Hürriyet’te Ahmet Hakan’ın, Zaman gazetesi yazarı, Fethullah Gülen’in 35 yıllık yol arkadaşı Hüseyin Gülerce’yle yaptığı söyleşi vardı... Söyleşinin ana başlığı şöyleydi: “Cemaat, devleti ele geçirmek istedi!” Hakan’ın söyleşisini okuyunca yüksek sesle şöyle dedim: “Sabah şerifleriniz hayrolsun!” Hüseyin Gülerce Keşanlı, bir eğitimci, matematik öğretmeni, sanırım Yalova’da dershanesi var. Aykut Edibali’nin Mücadele Birliği hareketinden gelmiş. 1980 yılında beri Fethullahçı kimliği taşıyor. 35 yıllık cemaat yoldaşlığı bitti! Ne yaptıysa Cemaat için yaptı, öyle söylüyor... Söyleşiyi okuyunca benim için önemli olan bölümü şu: “Hocaefendi’yi çok seviyorum. Dostluğundan şeref duyduğumu açıkladığım tek insan. Şimdi geldiğim noktada aynı bedende (Fethullah Gülen) iki insan olduğunu düşünüyorum. .......... Bir de bu insanla (Fethullah Gülen) aynı bedende yer alan, sadece ve sadece kendi kafasındaki Türkiye’ye ulaşabilmek için ne lazımsa yapabilen, ölçü tanımayan bir insan!” O zaman Gülerce’ye soruyorum: 1982 yılında anayasa oylaması öncesi darbecilerle pazarlık yapıp, beyaz, yani evet oyu veren Gülen ve sizler değil miydiniz? HHH Fethullah Gülen, yolculuğa çıkarken birlikte olduğu yol arkadaşlarına “aynı bedende iki insan” olduğunu çok anlatmıştır. Bu konuda istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlar, yargı dosyaları vardır... Siz 35 yıldır bunların tümünü bileceksiniz, “Hizmet”in amaçları doğrultusunda yürüyeceksiniz, 28 Şubat’ta okulların anahtarlarını Çevik Bir’e teslim etmeye kalkacaksınız, AKP’yle iktidar ortaklığı yapacaksınız... Sonra? 17/25 Aralık 2013’ten sonra düşünmeye başlayacaksınız... “Hocaefendi devleti ele geçirmek istiyor!” O devleti daha önce zaten ele geçirmiş, çok canlar yakmıştınız... Tarhan’ın istifasının ardından, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve İstanbul Milletvekili Nur Serter’in de istifa edeceği iddia edilmiş, Yılmaz ve Serter kısa süre içinde iddiaları yalanlamıştı. Ancak Yılmaz ve Serter’in dün TBMM’de basın toplantısı düzenleyeceği öğrenilmişti. Basın toplantılarını dün sabah saatlerinde iptal eden Yılmaz ve Serter, AA’ya açıklama yapmayı tercih etti. CHP’nin emektarı olduklarını dile getiren Yılmaz, “Bu parti bizim evimizdir” dedi. Yılmaz, soru üzerine partide istifaların süreceğini “sanmadığını” söyledi. Serter de, istifa niyetinin olmadığını ifade ederek “Olsa, o zaman istifa ederiz, şu anda yok öyle bir şey” dedi. Batum: Devam edecek ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Süheyl Batum, CHP’de istifaların süreceğini söyledi. Batum, “CHP’yi sarsarak kendine getirmek istiyoruz. CHP içinde Emine Ülker Tarhan ve bizim gibi düşünen çok sayıda arkadaşımız var. Bir hafta 10 gün içinde pek çok arkadaşımız CHP’de durumlarını gözden geçirecek” dedi. Batum, İşçi Partisi’ne geçecekleri iddialarını da yalanladı. ‘Taban umudunu yitiriyor’ KAYMAKAM KAFEYE ÜST LİMİTTEN CEZAYI KESTİ Erdoğan’ın kızdığı gençler CHP’li çıktı İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış töreni için gittiği Esenler’deki bir kafede sigara içtikleri için “Terbiyesizler” diyerek kızdığı gençlerden birinin CHP Esenler Gençlik Kolu Başkanı Ozan Işık diğerinin ise yine parti ilçe teşkilatı yöneticisi Didem Cendere olduğu ortaya çıktı. Kafenin Galip Öztürk’ün başında bulunduğu Metro Holding’e bağlı bir şirketin franchise olduğu kaydedildi. Erdoğan’ın “Terbiyesizler, kapalı yerde göstere göstere sigara içiyorlar” dediği gençler, o anı fotoğraflayarak Twitter’dan paylaştı. CHP’li Işık, paylaştığı fotoğrafın altına “Bize döndü el sallamadık ve sigara içen arkadaşıma ‘kapalı alanda sigara içilmez’ diye tepki gösterdi. Ona da karıştı” notu düştü. Işık daha sonra yaptığı açıklamada ise, “O esnada birçok kişi dışarıda kendisine el sallıyordu. Biz ise el sallamayıp fotoğraf çektik. Fotoğraf çekerken de kendisinin el sallamasına karşılık vermedik. Sigara içen Didem Cendere arkadaşımız ise sigarasını eliyle arkasına doğru götürerek sakladı. Yalnız sigara içmeye devam eden başka bir genç vardı. O hem fotoğraf çekiyordu, ama sigarasını içmeye devam ediyordu. Sanıyorum asıl tepkisi bu arkadaşaydı” dedi. Didem Cendere ise “Sürekli ölümlerin yaşandığı ve oğlu madende sular içinde kalan bir annenin, ‘oğlum yüzme bilmiyordu’ diye feryat ettiği bir ortamda açık mekân kafede sigara içenlerin bu kadar gündem yaratması şahsen beni çok üzen bir çelişkidir” diye konuştu. Kafenin ortaklarından Deniz Ayvaz, “Dün akşam zabıta geldi. Sigara içen kişi tespit edilemedi. Bize ceza kesmedi” dedi. Ayvaz’ın açıklamalarının ardından, Esenler Kaymakamlığı birimleri mekâna kesilen cezada “takdir hakları”nı kullanarak üst limit olan 6 bin TL’den ceza kesti. Esenler Kaymakamı Yüksel Ünal, üst sınırdan kesilen ceza için “Takdir hakkımı kullandım” dedi. ERDOĞAN BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ’NİN AKADEMİK YIL AÇILIŞINA KATILDI Hedefi yine Berkin İstanbul Haber Servisi Fakat, bunun için kıyametleri Cumhurbaşkanı Recep Taykoparanlar Diyarbakır’da alyip Erdoğan, Kobani eylemçakça, vahşice 3. kattan aşaleri sırasında öldürülen 16 yağı atılan Yasin ile ilgili onu şındaki Yasin Börü’ye sahip arabayla çiğnedikleri halde çıkıp Gezi eylemleri sırasında bunu asla gündeme getirmeErdoğan, Berkin’in 11 Mart’ta polisin gaz bombası kapsülü diler. Yasin Börü ve arkadaşhayatını kaybettiği günden beile başında vurularak 15 yalarını görmediler, görmezden ri yaptığı bir çok konuşmada dişında hayatını kaybeden Bergeldiler. Niye? Çünkü Yasin, linden düşürmedi. 14 Mart’ta Gakin Elvan’a yine “terörist” inancını yaşayan bir delikanziantep’teki konuşmada Berkin’in dedi. Erdoğan Berkin’in ölülıydı” dedi. terör örgütünün içinde olduğunu Batı medyasında Türkiye’ye münün senaryolar yazılıp reksöylemiş “Polis orada yüzü pokarşı tamamen yalan haberlam malzemesi yapılarak, ayşulu, elinde sapanla demir bilyelerle örülmüş bir psikolojik sallarca istismar konusu yapıldıleri savuran o kişinin kaç yaşında dırı olduğunu savunan Erdoğını söyledi. Erdoğan ABD’de olduğunu nerden ayıracak? Ama ğan kendisine ziyarete gelen Türkiye’yi “Sürekli imam habu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi uluslararası bir heyetle yaptıtip okulları açıyor, alkolü yalanını söylüyor. ‘Ekmek almaya ğı konuşmayı aktararak şöyyasaklıyor” diye aslı olmagiden çocuk’ diyor. Ne ekmek alle devam etti: “Ellerinde adeyan iftiralarla karalayan hainması, ne alakası var” demişti. Anta otomota bağlanmış sipaler olduğunu belirterek “Ne nesinin de cenazade oğlunun merişler var. ‘Siz şu kadar gazeiçerideki ihanet şebekelezarına karanfil ve misket atmasını anlamadığını belirterek “Anneteciyi içeri attınız, şöyle yaprine, ne de dışarıdan gelen si diyor ki, ‘Evladımın katili Baştınız, böyle yaptınız’ deyince, algı operasyonlarına Türbakan’. Ben evlada sevgiyi bili‘Size bunları kimin söylediğikiye boyun eğecek, eyvalrim ama sizin evladınızın mezarıni biliyorum, sizin söylediğiniz lah edecek bir ülke değilna karanfil ve demir bilye atışınızı gibi içeride şu an 100 tane gadir” dedi. pek anlamadım!” demesi üzerine zeteci filan yok’ dedim. İçeriErdoğan, dün sabah saatde hitap ettiği kalabalık Berkin’in de olan gazeteci sayısı 7 kilerinde Fatih’teki Bezmiâlem annesini yuhalamıştı. Mayıs’ta Erşidir. Suçlarının neler olduVakıf Üniversitesi’nin akadoğan, Genişletilmiş İl Başkanlağunu anlattım. Bunlar terödemik yıl açılış törenine karı Toplantısı’nda “Neymiş Berkin rist. Bekçi öldürmüş, kaçak tıldı. Erdoğan, polis tarafınElvan’ı anmak için törenler düsilahla yakalanmış. Kimisi dan öldürülen Berkin’i suçzenleyeceklermiş. Her ölüm hadiasker öldürmüş, kimisi banlamaya devam ederek “Yasesinde bir tören mi düzenleyeceka soymuş.” lan söylüyorlar. ‘Ekmek alğiz. Ölmüştür geçmiştir” demişti. Erdoğan, savaştan kaçıp maya gitti’ diyorlar. Yalan. gelenlere 4.5 milyar dolarlık Ne ekmek almaya? Çocukyardım yaptıklarını dünyadan sadece 200 milcağızı terörün içine ittiler. Sapanlarla, maskeyon dolar destek geldiğini söyledi. lerle resmi var. Hepsi tespit edilmiş vaziyette. Erdoğan polisin attığı gaz kapsülüyle ölen Berkin’e ‘terörist’ suçlamasını yineledi. (Fotoğraf: AA) 6 bin TL ceza Demediğini bırakmadı İstihbaratta görevli polis ‘Kendisini seviyorum, sadece fotoğrafına baktım’ savunmasını yaptı Erdoğan’ı bilgisayarda sorgulamak ‘anayasal suç’ ALİCAN ULUDAĞ HSYK BAŞKANVEKİLİ YANDIRMAZ: Dinleme rakamlarını duysanız şoke olursunuz ERZURUM (DHA) Erzurum’da Adalet Akademisi tarafından düzenlenen seminere katılan HSYK Başkanvekili Metin Yandırmaz, “Yasal fakat hukuk dışı dinlemeler Türkiye’nin en önde gelen problemlerinden birisidir. Rakamları duysanız inanın şoke olursunuz” dedi. HYSK Başkanvekili ve 3’üncü Daire Başkanı Yandırmaz, özveriyle çalışmalarına rağmen yargının töhmet altında olduğunu belirterek “2010’de yargıya güven endeksi yüzde 65, bugün maalesef üzülerek söylüyorum yüzde 20 civarında. Neden düşük? Bunda elbette siyaset mekanizmasının etkisi var. Başka, medya. Siz malzeme verirseniz manşetlerden inemezsiniz. Ama asıl sebep içimizdeki bazı meslektaşlarımız. Çok basit bir örnek telefon dinlemeleri. Aramızda dinlenmeyen de yok. Yasal fakat hukuk dışı dinlemeler Türkiye’nin en önde gelen problemlerinden birisidir. Birçok yerde soruşturma yürütülüyor. Onun için ayrıntı vermek istemiyorum. Fakat rakamları duysanız inanın şok olursunuz.” ‘BERKİN İLE ÖFKELİ PADİŞAH’ KİTABI TEPKİ ÇEKTİ KAYHAN AYHAN Kaynak Yayınları’nın, Gezi eylemleri sırasında polisin başından gaz fişeğiyle vurduğu ve 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın adının ve resminin kullanıldığı Tamer Dursun imzalı “Berkin ile Öfkeli Padişah” kitabı, Elvan ailesiyle yayınevi arasında tartışmaya neden oldu. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, “İçeriğini bilmediğimiz bir şeyin bir anda ortaya çıkması bizi üzdü. Görüşmelerimiz sonucunda şu an itibarıyla söz konuzu kitap yayımlanmayacak” dedi. Haber, oyuncu Barış Atay’ın kitabı sosyal medyada tanıtan Kaynak Yayınları’na, “Yaptığınız fırsatçılıktan başka bir şey değil” diye tepki göstermesiyle duyuldu. Atay’ın mesajları üzerine durumdan haberdar olan Elvan ailesi Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Berkin üzerinden kimsenin siyasi ve maddi rant elde etmemesi için gayret ediyoruz” denildi. Kaynak Yayınları’na sosyal medya üzerinden birçok yurttaş da tepki gösterdi. Gazetemize konuşan Berkin’in Babası Sami Elvan, daha önce bir görüşme yapıldığını belirterek, “Ben de ‘projeyi görelim, kararımızı veririz’ dedim. Ama arkadaşlar her şeyi hazırlamışlar ortaya çıkarmışlar. Biz de bugün (dün) sosyal medyadan öğrendik. Bizim onayımız yok” dedi. Akşam saatlerinde yayınevi sahibiyle görüştüklerini anlatan Elvan, kitabın sadece tasarım olarak hazırlandığını ve satışa sunulmadığını kaydetti. ANKARA Adana’da istihbarat şube müdürlüğünde görevli polis, sistemden dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı sorgulayınca Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu savcılığı tarafından gözaltına alındı. “Anayasal suç işlemek”ten mahkemeye sevk edilen ve sorgusunun ardından serbest bırakılan Abdullah K, “Kendisine sevgi ve sempati duyarım. Olay tarihinde de kendisine duyduğum bu sevgi nedeniyle ismini yazıp fotoğrafına baktım” dedi. Adana Emniyet Müdürlüğü İstihbarata Karşı Koyma Bürosu’nda görevli polis Abdullah K, 17 Eylül 2013 tarihinde DEVA 2 İstihbarat Projesi sisteminden Erdoğan’ı sorguladı. Sistemden Erdoğan’ın bilgilerine bakan istihbarat polisi, daha sonra dosyayı kapattı. 17 Aralık operasyonu sonrası Emniyet içinde yapılan “paralel yapı” incelemeleri kapsamında Abdullah K’nin Erdoğan’ı sorguladığı öğrenildi. Ancak ilginç bir şekilde soruşturma için Adana Savcılığı değil, Ankara Savcılığı devreye girdi. Fethullah Gülen ve cema atine yönelik soruşturmayı da yürüten Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun, zanlı polisi gözaltına aldırarak Ankara’ya getirdi. Şüpheli polisi sorgulayan savcı Coşkun, Abdullah K’yi, “görevi kötüye kullanmak, gizliliği ihlal ve anayasal suç işlemek” iddialarıyla sulh ceza hâkimliğine sevk etti. İstihbaratçı, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. 31 Ocak 2014’te emekli olan şüpheli polis Abdullah K, ifadesinde Erdoğan’ı istihbarat sisteminden sorgulamasını “onu çok sevmesine” bağladı. Abdullah K, şu ifadeyi verdi: “Kendisine sevgi ve sempati duyarım. Olay tarihinde de kendisine duyduğum bu sevgi nedeniyle ismini yazıp fotoğrafına baktım. Bu program içerisindeki bilgiler sosyal medya üzerinde de bulunur. Başka bilgilere erişmedim, kopyalamadım, başkasına vermedim. İstihbarat şubesindeki amirlerimiz bizi devamlı denetler. Başbakan’ın fotoğrafına bu şekilde bakmanın suç olacağını düşünemedim. Amirlerimden de bu konuda ikaz gelmedi.” ‘Amirlerden ikaz yok’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear