25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Vergisi, Arabanın Fiyatından Fazla! Biliyorsunuz geçen yılın son gününde alınan bir Bakanlar Kurulu Kararı’yla yeni yılın ilk gününe zam haberleri ile başladık. Otomobil, alkol ve sigarada yapılan ÖTV artışları yeni yılın ilk zamları oldu. Geniş bir kitlenin vergi yükü arttı. Bu zamlar dışında gerçek anlamda güncellemeler de yapıldı. Harçlardan, damga vergilerine kadar aklımıza gelen pek çok vergide güncelleme oldu. Gelin neler yapıldı kısaca özetleyelim ve mükellefe getirdiği yükü daha iyi görelim. bu oran kadar otomatik zamlandı. Bu kapsamda, her türlü damga vergisi, pasaport, nüfus cüzdanı, ehliyet ruhsat vb. değerli kâğıt bedelleri, mobil telefon aboneliği ilk tesisinde alınan özel iletişim vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, her türlü harçlar ve çevre temizlik vergisi yüzde 3.93 oranında artırılmış oldu. Eskiden vergi mevzuatımızda, yeniden değerleme müessesesi vardı. Bir oran açıklanır ve işletmeler bu oran kadar sabit kıymetlerinin değerlerini yükselttiği için de fazla amortisman gideri oluşurdu. Ayrıca sabit kıymetlerin satışında daha düşük kârlar ortaya çıkardı. Yani yeniden değerleme, işletmelere vergi avantajı sağlayan bir müesseseydi. Bu sistem 2004 yılından itibaren uygulanmıyor. Ama yine de her yıl yeniden değerleme oranı açıklanıyor. Peki, bu oran neden açıklanıyor? Çünkü bu oranla, maktu olarak belirlenmiş vergilerde artış sağlanıyor. 2013 yılı yeniden değerleme oranı Maliye Bakanlığı tarafından yüzde 3.93 olarak açıklandı. Yani birçok vergi Ne yazık ki bu güncellemeler yeterli olmadı ve otomobil, sigara ve alkollü içkilerden alınan ÖTV’de de artışa gidildi. En küçük bir krizde ilk çıkış yolu sigara ve alkole yapılacak ÖTV artışı olarak görülüyor ve örneğin birada, 2006 yılında uygulanan asgari maktu vergi tutarı 0.2380 TL’den bugün 0.74 TL’ye ulaştı. Küsuratlar aklınızı karıştırmasın! Artış oranı yüzde 300 düzeyinde. Sonra zamlar… Önce güncellemeler… SOSYAL GÜVENLİK Türkiye’de çok sayıda yurttaşın kullandığı, motor silindir hacmi 1.6002.000 cm3 olan bir otomobilden ise, 2004 yılı başında yüzde 52 oranında ÖTV alınırken, bu oran 2005 yılı başında yüzde 60, 2012 yılı başında yüzde 80 olarak uygulanmış. Son zamlardan sonra ÖTV oranı yüzde 90. Yani neredeyse aracın bedeli kadar ÖTV uygulanıyor. Ayrıca, alınan yüzde 18 KDV’yi de dikkate alırsak, araç bedelinden daha fazla bir bedel vergi olarak ödeniyor. Motor silindir hacmi 2.000 cm3’ü geçen araçlarda ÖTV oranı ise yüzde 145 oldu. Otomobil alımında ve otomobil kullanımında harcanan akaryakıttan ödenen vergiler toplam vergi gelirlerinin yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor. Durum oldukça vahim gözüküyor. Her siyasi kriz, vergi artışı olarak vatandaşın omzunda yeni yükler oluşturuyor. Umarım vatandaşın dayanacak gücünün kalmadığı da fark edilir! Söz Konusu Olan Hayatlarımızdır Merhaba; Bilindiği gibi 17 Aralık 2013 günü başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ülke gündemine bir anda oturdu. Operasyon, yapılış biçimi, yapanlar, ortaya çıkan görüntü ve bilgi kayıtları kamuoyunda yoğun olarak tartışıldı, tartışılıyor. Operasyonun ardından en az ortaya çıkan yolsuzluk kadar tartışılan bir diğer konu da yargı kurumunun içinde bulunduğu durumdur. Belki de ülkemizde hukuk kurumu, yargı ilk kez bu boyutta tartışılıyor, yerden yere vuruluyor. Bu sayede de yargının içinde bulunduğu durumun tarafgirliği, güvenilmezliği ve adaletsizliği gün yüzüne çıkıyor. Bizzat bu ülkenin başbakanı, bu durumu yüksek sesle ifade ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 17 Aralık operasyonunun ardından yaptığı muhtelif açıklamalarda yüksek sesli olarak “yargı içinde konumlanmış ve buraları ele geçirmiş çetelerin” varlığından, bu yargının kanunla hareket etmediğinden, farklı bir hiyerarşiye tabi olduğundan bahsediyor. “Paralel yapı” olarak adlandırıyor. Hakeza İçişleri Bakanı çıkıp soruşturmayla ilgili delillere müdahale edildiğini, sahte delil üretildiğini söylüyor. Bütün bu açıklamalar ülkemiz yargısının gerçekliğini de bir kez daha gözler önüne sermiştir. Belirtmek isteriz ki, 17 Aralık operasyonunu başlatan, yürüten, savcılar, polisler, tutuklama kararları veren hâkimler göreve dün başlamadı. Biz siyasi tutsaklar olarak bu kişilerin tamamını yargılandığımız davalardan tanıyoruz. Bunlar bizi tutuklatan, yargılayan, hiçbir delil olmadan onlarca yıl hapis cezaları veren savcılar, hâkimlerdir. Söz konusu olan hayatlarımızdır. İktidar sahipleri, Başbakan bu beyanlarında samimilerse yapılması gereken bellidir. Adaletsizliğe derhal son verilmelidir. Bu çerçevede; 1) DGM, ÖYM ve BACEM’lerce (bölgesel ağır ceza mahkemeleri) uygulanan tüm tutukluluklara derhal son verilmeli; bu mahkemelerce şimdiye kadar alınan bütün kararlar, tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılarak tutsaklar serbest bırakılmalıdır. 2) Mevcut yargı kurumunun içinde çetevari yapıların oluştuğu ve yargı kurumunun bu yapılar tarafından idare edildiği bizzat hükümet yetkililerince ifade ediliyorsa, gayri meşru durumdaki bu yargı kurumları derhal lağvedilmeli, yargı mensupları açığa alınmalıdır. 3) Böylesi bir yargı kurumunun adaleti sağlaması bundan sonrası için de mümkün olmadığına göre, son operasyonla birlikte yolsuzluk yaptığı, rüşvet aldığı ve halkın parasını çaldığı açıkça ortaya çıkan ve bu nedenle açlıktan ölen Kübra bebeklerin, soğuktan ölen Ayaz bebeklerin katlinden de doğrudan pay sahibi olan hırsızlar, çeteler, rüşvetçiler, yiyiciler ve halk düşmanları, halka açık mahkemelerde, halkın da katılımıyla yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. AKP iktidarının bütün bunları yapamayacağını elbette biliyoruz. Biliyor ve inanıyoruz ki yolsuzlukların, adaletsizliğin ve haksızlıkların hesabını da ancak halk sorabilir. Bunun için sizi ve halkımızı Ekmek, Adalet ve Özgürlük taleplerini yükseltmeye; mücadeleye çağırıyoruz. Utku AYKAR 1 No’lu F Tipi Hapishanesi Kocaeli İşten ayrılan sağlık primi öder mi? tespiti ve hanedeki birey sayısına bölünmek suretiyle ortaya çıkan tutara bakılarak prim hesaplanır. Ailede kişi başı gelir, asgari ücretin 1/3’ünden az ise primleri devlet, çoksa kişi kendi öder. Kişi başı geliri, asgari ücretin üçte birinin (1.071/3=357.TL) altında olanların primlerini devlet öder. Aile içindeki gelirinin kişi başına düşen aylık tutarına göre ise üç hesap var; Bu tutar, asgari ücretin 1/3’ü ile asgari ücret arasında olanlar, asgari ücretin 1/3’ünün, yüzde 12’si tutarında yani 42.84 TL prim öder. Bu tutar, asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında geliri olanlar, asgari ücretin yüzde 12’si üzerinden yani 128.52 TL prim öder. Bu tutar, asgari ücretin iki katından fazla olanlar ise asgari ücretin iki katının yüzde 12’si yani 257.04 TL prim öder. SORU CEVAP İşten ayrılanlar, o tarihten itibaren önce 10 gün SGK üzerinden, sonra geriye doğru bir yılda 90 gün sigorta primleri ödenmişse 90 gün ilaveyle toplam 100 günlük sağlık yardımı alabilir. Ayrıca, sigortalının işten ayrılması durumunda, önceden varsa devam etmekte olan tedavileri de sürer. Ancak sigortalının sağlık yardımına ilişkin süresi dolarsa, mutlaka kaymakamlıklarda bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında gelir testi yaptırması gerekir. Böylelikle Genel Sağlık Sigortası primi ödeyip ödemeyeceği anlaşılır. Burada, ailenin toplam gelir Yurtdışı borçlan emekli ol 1947 doğumlu ablam 1995 yılında Almanya’ya gitti ve 19 ay SSK’li çalıştı. 2011 yılında Türkiye’ye döndü ve bir ay SSK’li çalıştı. Nasıl emekli olabilir? Asım Gözaçan Son çalışması 4/a (SSK) kapsamında olduğundan yurtdışı borçlanması yapabilir. 67 yaşında yapacağı borçlanma hizmet başlangıcını 8 Eylül 1999 öncesine çeker. 15 yıl 3600 gün prim ödeyerek emekli olur. 1 ay Türkiye’de çalıştığı için 14 yıl 11 ay yurtdışı borçlanması gerekir. Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. İşin matematiği 17 Aralık 2013’ün Önemi PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 17 Aralık 2013 günü başlatılan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda kanıt ve kişileriyle ortaya çıkan ahlak dışı kınanası olaylar AKP’yi yıkım çizgisine getirdi. Bu olayın başaktörleri Sayın Başbakan’la hükümetteki dört bakanın oğulları olmalarına karşın Başbakan öncülüğünde kendisiyle birlikte dört bakanının çağdaş, demokrasiyle yönetilen ülkelerde olduğu gibi hemen istifa etmesi gerekirken utanç verici durumu önemsemezcesine her zamanki gibi gene eşini de yanına alarak Japonya’nın davetine koşarak gitti. Oysa; bu denli ülkeyi ayağa kaldıran yolsuzluk ve rüşvet olayı TC tarihinde ne devlet ne de halkta görülmediği gibi olasılığı bile düşünülemezdi. Ulu önderimiz M. K. Atatürk başta İsmet İnönü olmak üzere birçok vekiliyle bakanına “Ben tek başımayım, sizlerin çoluk çocuğunuz var, giderleriniz çoktur” diyerek maaşını dağıtırdı. Merhum İ. İnönü de çocuklarını halk çocuklarının öğrenim gördüğü milli eğitime bağlı okullarda okutmuştu. Örneğin; 1943 yılının Cumhuriyet Bayramı’nda İstanbul’daki kız ve erkek liselerindeki izci oymakları, öğretmenlerinin başkanlığında Ankara’ya götürülmüştük. Orada Ankara Kız Lisesi’nin altındaki kapalı teneffüshanesinde otlu şiltelerden oluşan yataklarda kalanların içinde Cumhurbaşkanı İnönü’nün kızı da bizlerle birlikteydi. O da, ben de oymak başkanıydık. Kendisini bizlerden farklı görmüyordu. Onunla bu nedenle yakın arkadaşlık kurmuştuk. Aynı alçakgönüllülüğü rahmetli Sayın Erdal İnönü’nün önce SHP, sonra da CHP Genel Başkanı olduğu yıllarda, 1990’ların başında ben de parti meclisi üyesiyken aynı yapıyı onda da görüp cesaretle “kadın kotası” önerimi kendisine sunmuştum. Avrupa’dan örneklerle eline verdiğim dosyayı inceleyip önce İstanbul’da il örgütünü, sonra da Ankara’da tüzük kurultayını toplayarak olurlarını aldıktan sonra il ve ilçe yönetimleriyle parti meclisinde yüzde 25 kadın kotasının kabulünü sağlamıştı. O tarihteki 44 kişilik PM’nin 11’i kadınlardandı. Ayrıca; çok esprili bir yapısı da vardı. Toplantılarda bana “KataKuta ne haber” diye takılırdı... 17 Aralık’ta ortalığa dökülen ve ahlakın çivisini çıkaran yolsuzluk ve rüşvet rezaletinin rüzgârı sadece hükümette değil, yazık ki tüm ülkede deprem oluşturdu. AKP iktidarının sadık dost sayarak emir eri örneği her dediğini yerine getirdiği ABD’de zabıtlar tutarak karşıtlığını açıkça ortaya koyuyor. Başbakan Büyükelçi Ricciardone’ye de karşı duruş takınarak bu yolsuzluk olayının onların komplosu olduğunu söylese de bu işin içinden çıkamayacaktır. Bu utanılası olay tüm ülkeyi de yoksulluk ve açlık çemberi içine alacaktır. Ekonomistler ve TÜİK bildirilerine göre nufusun 16.3’ünün yoksulluk sınırında, yüzde 16’sının sürekli yoksulluk içerisinde yaşadığını belirterek nüfusun yüzde 33’ünün sefaletini gösteriyor. Emekli memur ve işçilerin acınılası durumu da ayrı bir tragedya. Sayın Başbakan meydan mitinglerinde, il meclisi toplantılarında ve ekranlarda “Emeklilerimizin aylıklarına yeni yılda büyük zamlar getirdik” diye övünürken ben bile eğitime 27 yıl, 4 ay, 20 gün hizmet vermiş yükseköğrenimli edebiyat öğretmenliğiyle bir kamu görevlisi emeklisi olarak ve de ümitlenerek ocak 2014 maaşımı aldığımda verilen zammın 42 lira olduğunu görünce “Yeme de yanında yat” demekten kendimi alamadım. Buna karşın işsiz güçsüz, evsiz barksız yurttaşlarımızın ekranlara yansıyan iç yakıcı dramlarını aklıma getirdiğimde onlara destek olamayışımızın hüznünü de duyumsayarak güçlü laik, demokratik, sosyal devleti getirebilmenin çarelerini büyük çabalar göstererek, bulmalıyız dedim. HHH Bir de AKP yönetimine karşıtlıkları nedeniyle yıllardır yapay Ergenekon, Balyoz ve diğer suçlamalarla Silivri, Hasdal, Sincan, Maltepe zindanlarında insanlık ayıbını da yok sayarak haksızca tutulan, gazeteci yazarlar, parti başkan veya yöneticileri, ilim insanlarının, yani toplumun ışıklarını söndürmeyi amaçlayan iktidar yanlısı yapay mahkemelerin işlemlerinin yok sayılması yurtseverlerin öncelikli dileğidir. Bunun yerine getirilmesi için Sayın TBB Başkanı, Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun harekete geçmesi çok ümitlendirici ve sevindirici oldu. Sorunların kısa zamanda çözülebilmesi dileğiyle var olsun, sağ olsun diyorum. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY Bir çocuk daha okusun diye... BAŞSAĞLIĞI Üniversitemiz Rektörlerinden Emekli Öğretim Üyemiz Prof. Dr. MUHTEŞEM GİRAY 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Telefon: 0212.274 15 02 0212. 213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 7 Ocak 2014 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 10 Ocak 2014 Cuma günü saat 10.00’da Üniversitemizde yapılacak törenden sonra Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Sahrayıcedid Aile Mezarlığı’nda defnedilecektir. Hocamıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve Üniversitemiz mensuplarına sabır ve başsağlığı diliyoruz. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Yahudi 1 lerin üç bü 2 yük bayramından ikin 3 cisi... Ana 4 dolu halkla 5 rının en eski 6 ana tanrıçası. 2/ Temel, 7 esas... Işık 8 akışı birimi. 9 3/ Kısa saplı odun bal1 2 3 4 5 6 7 8 9 tası... Yaprakla 1 A Y V A İ N İ C rın düz ve parlak 2 P U A N EMR E bölümü. 4/ Yıl 3 R UM maz Güney’ in 4 O Ğ L A K L Ö N O L O J İ bir filmi... Üs5 Y A R A M A Z L tün yetenekli, üsS O L S E tün nitelikli. 5/ 6 O T D EME Bozcaada’da ye 7 N A Ş E L A tişen ve “karasa 8 T R A F O kız” da denilen şa 9 İ MA R E T Y raplık üzüm cinsi... Japon lirik dramı. 6/ Kripton elementinin simgesi... Yardım amacıyla toplanan para. 7/ Derin ve çok bilgisi olan. 8/ Birbirine yakın adalar topluluğu... Büyük erkek kardeş. 9/ “Gel gör beni n’eyledi” (Yunus Emre)... Kişileştirilen varlıklara söz söyletme sanatı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Işıklar Bayramı” da denilen ve sekiz gün süren Yahudi bayramı. 2/ Mersin’in bir ilçesi... Yemek. 3/ Hamur kıvamına getirilmiş madde.. Küçük su kanalı. 4/ Hunların en ünlü hükümdarı. 5/ Başlangıçta yer alan... Teniste, oyuncuların uzun süreli karşılıklı vuruşlarından oluşan seriye verilen ad. 6/ Çıplak vücut resmi... Güzel çiçekli bir süs bitkisi. 7/ Ticaret eşyası... Kütahya’nın bir ilçesi. 8/ Tatlı olan kökleri hekimlikte ve serinletici içkilerin yapımında kullanılan otsu bir bitki... Tavır, davranış. 9/ Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan bitki.. İlave.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear