Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2014 ÇARŞAMBA 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL anımsamış olmalı ki önce muhalefet lideriyle, sonra Başbakan’la baş başa görüşmeler yaptı. HSYK sorununun anayasada yapılacak değişiklikle çözümlenebileceğini söylediğinde Başbakan; “Aa tabii” dedi. Ama muhalefetin, “bu konuda samimi davranması halinde Meclis’te kavgalara, havada uçan tekmelere neden olan HSYK yasa teklifini de askıya almayı değerlendireceklerini” söyledi.. Haberler diyor ki, böylece “Başbakan kapıyı araladı!” Lütfetmiş! Kapıyı muhalefetin, bağımsız yargının suratına kapatan RTE, şimdi aralıyor kapıyı ve yapay güler yüz gösteriyor, öyle mi?.. Uzlaşmaya ta baştan beri uygun adımlarla yanaşıyormuş izlenimi veren iktidar sahibiymiş gibi; üstelik muhalefetin anayasa değişikliği konusunda koyduğu ilk teklifi geri çekme koşulunu, değişikliğe içtenlikle yanaşırlarsa diye bir koşulla yanıtlıyor... Oysa samimi davranarak muhalefetle işbirliği yapabileceğini kanıtlamanın ilk işareti olarak HSYK tekfini geri çekmesi gerekmez miydi? Neden çeksin? HHH Siyaset tuzaklarla dolu. “Anayasa değişikliği açmaza girebilir”e dayalı hesaplar yapıyor şimdi. Bir olasılık; anayasanın 159. maddesinde değişiklik olmadı mı... Kuşkusuz ağır aksak komisyonlarda yürüyen HSYK teklifine hız verecek; Genel Kurul’dan geçirerek yasalaştıracak! Anayasa değişikliği gerçekleşirse, muhalefetle birlikte yeni bir HSYK yasası hazırlanmasına evet diyecek mi? Yoksa yeni 159. maddeye göre bir HSYK yasası hazırlayalım, onu tartışalım mı diyecek? RTE ile bu olasılıklar dikkate alındığında henüz ortada fol da yok yumurta da! HHH Komisyondaki tartışmalar müşterek bir anayasa değişikliğine kadar uzanırken Başbakan’ın deyişiyle “pek çok masum insan” Balyoz ve Ergenekon davalarının özel mahkemelerde olmamak kaydıyla yeniden görüşülmesine yasal olanak sağlanmasını bekliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ HSYK tartışmalarıyla öylesine meşgul ki, bu konuda bakanlığında yapılan çalışmaların sonuçları nelerdir, bir türlü ortaya çıkaramıyor. Davaların akıbeti belli değil. Bu arada, her nedense ne medyanın ne de siyaset erbabının merakını çeken RTE’nin durmadan sözünü ettiği bir sorun var gündemde. Yolsuzlukrüşvet soruşturmasını açan savcılar, polisler; hükümete suikast, darbe girişimleri dediği yolsuzlukrüşvet soruşturmasını “dışardan aldıkları” emirle mi başlattılar? Gezi eylemlerinden beri aylardır söyler durur bu iddiayı RTE. Ama bir türlü dışarıdan hükümete darbe yapmaya girişenler kimlerdir açıklayamaz... ...hatta yüzlerce görevden aldığı polis, emir veren savcıları dışarının taşeronu mu, değil mi, bir türlü söyleyemez! Bir paralel devlet korkusu saldı ortaya. Bunun da merkezinde cemaat olduğunu ima eder, ama onu da açıklayamaz! Savcılara, polislere dışarıdan emir veren kimdir, kimlerdir? Gizli servisler mi, yoksa Türkiye’de başka yararlar peşinde koşan örgütler mi, kurumlar mı? Ortaya çıkarmak, kamuoyuna açıklamak bu hükümetin görevi değil mi? Değil! HHH Değil çünkü: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2010 referandumunda “HSYK’ye demokratik tabanı daha güçlü olsun, farklı görüşlerden olsun diye böyle bir yasa yaptık. Biz ne bilirdik bu kadar saf olacağımızı” diyor. Yarınlarda bu hükümet yolsuzlukrüşvet, Gezi olaylarının dışarıdan yönetildiğini söylemenin saflıktan kaynaklandığını, demokrasiyi içinden çıkılmaz duruma dönüştürenin muhalefet olduğunu söyler mi? Söyler! Şimdi de saflık rolü oynamaya başladılar. Ankara’nın ‘zamanı’ değerli FIRAT KOZOK u Tanesi 200 bin liraya mal olan 25 meydan saatinin de aralarında bulunduğu 214 tesis törenle açıldı GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara Belediyesi’nin, dış cephe kaplamaları, taksi durakları ve meydan saatlerinin de aralarında bulunduğu 214 tesisini törenle açtı. Başbakan Erdoğan ile Ankara Büşükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in açılışını yapacağı tesisler için rakam 214 olunca, belediye bu sayıyı tamamlamak için meydanlara koyduğu saatleri bile tek tek listeledi. Bu çerçevede 25 meydan saatinin yanı sıra, 11 adet bina ve dükkânın dış cephesi, cami restorasyonu, 91 taksi durağı, çeşitli otopark ve pazar yerlerinin yanı sıra yaya geçitleri de listeye eklendi. Bunların yanı sıra, köprülü kavşak ve alt geçitler, arıtma tesisleri, parklar ve kadın lokalleri de listede yer aldı. Törende sayının neden 214 olduğunu açıklayan Başkan Gökçek, “Başbakan birer ikişer eserle yapılan açılışlara gitmiyor” dedi ve yerel yönetimler olarak “iktidarın hızına yetişmeye çalıştıklarını” söyledi. Tesislerin maliyetlerini de açıklayan Gökçek, kentin çeşitli noktalarına yerleştirilen saatlerle Ankara’nın bir “saat kenti” olacağını ifade etti. Gökçek, 25 saatin belediyeye maliyetini ise 5 milyon TL olarak açıkladı. Bu hesaba göre çift yönlü saatlerin her biri için belediye kasasından 200 bin TL çıktı. Açılış töreni için yine belediye otobüslerini seferber etti. Ankara’nın birçok farklı noktasından “özel servis” adı altında belediye otobüsleri kaldırıldı. ‘SEN KİME ÇALIŞIYORSUN’ Açılış törenin konuşan Başbakan Erdoğan, “Türkiye üzerinde oynanan oyunun yolsuzluk iftirasıyla gizlenmek istendiğini” savundu. Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde durdurulan TIR’da arama yapılmasını isteyen savcı Özcan Şişman’ı dille Erdoğan, şöyle konuştu: “17 Aralık operasyonu Türkiye’de milli olan ne varsa ona kasteden bir operasyondu. Suriye’de Türkmen kardeşlerimize yardım götüren MİT’in eşlik ettiği TIR’ı yasalara aykırı şekilde durdurdular. MİT bu ülkenin çıkarları için çalışan bir kurumken sen kim için çalışıyorsun? HSYK’ye buradan suç duyurusu yapıyorum. MİT’ten Türkmenlere giden yardımlardan neden rahatsızlık duyuyorsunuz? Bunlar başkalarının menfaatini, örgütlerinin menfaatini milletin menfaatlerinin üzerinde tutuyor.” GÖKÇEK’E DESTEK İÇİN SAHTE HESAPLAR AÇILMIŞ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünyaca ünlü siber saldırı grubu RedHack, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in peşini bırakmıyor. Kızıl Hacker’lar önceki gece saatlerinde yayımladığı belgeyle Gökçek’in belediyede çalışanlara sahte Twitter hesabı açtırdığını açıkladı. Bu hesaplardan Gökçek’in kendi tweet’lerini de yayılması için kullandığı öğrenildi. RedHack dün akşam yayımladığı belgeyle Gökçek’i zor durumda bıraktı. İddiaya göre EGO çalışanları, açtıkları çok sayıda sayıda sahte hesapla tweet atmak için yönlendiriliyor. “Melih’in manipülatörleri Ankara EGO’da işbaşında. Belediye çalışanları fake hesap açmakla görevlendirilmiş” açıklamasını yapan RedHack, sahte hesaplara ilişkin ekran görüntüsünü de paylaştı. Grubun paylaştığı ekran görüntüsünde, “Ben bu akşam yokum. Söylediğiniz gibi 20 tane Twitter hesabı açtım. Bende olan hesaplardan yolda atmaya devam edeceğim inşallah kolay gelsin” ifadelerinin yer aldığı bir yazışma görülüyor. Kullanıcı adları ve şifreleri verilen hesaplarda daha önceki günlerde Melih Melih Gökçek’e destek tweet’leri atıldığı anlaşılıyor. Söz konusu hesaplardan CHP Ankara Büyükşehir adayı Mansur Yavaş aleyhine tweet’ler atıldığı da belirlendi. PKK’li üç kadının öldürülmesine ilişkin soruşturma yürüten savcılık ortaya çıkan kaydın zanlı Güney’e ait olup olmadığını araştırıyor. Güney’in suçladığı MİT ise iddiaları yalanladı ancak kendi içinde soruşturma açtı Kasete çifte inceleme ALİCAN ULUDAĞ ‘İnşallah AB’den önce Japonya’ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, 6. Büyükelçiler Konferansı’na katıldı. Zeybekçi burada yaptığı konuşmada, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Japonya, Singapur ve Malezya ile çok hızlı bir şekilde serbest ticaret anlaşmaları imzalanacağını belirterek “İnşallah Avrupa Birliği’nden önce JaponyaTürkiye Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmış olacak” dedi. Yunan uçaklarından taciz n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Ege’nin uluslararası hava sahasında keşif uçuşu icra eden CN235 uçağına Yunanistan’ın Kastellion Meydanı’ndan kalkan ve F16 uçakları tarafından toplam 2 dakika 37 saniye süreyle radar kilidini muhafaza etmek suretiyle 5 kez tacizde bulunulduğunu açıkladı. n ŞIRNAK (Cumhuriyet) İşçi Partisi (İP) ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) yöneticileri Uludere ilçesine düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybeden 34 yurttaşın ailelerini ziyaret etti. Ziyarette konuşan İP’li Furkan Mahmat, “34 yurttaşımızı Amerikan istihbaratıyla, NATO komutanları katletmişlerdir. Yasaya göre opeasyonların Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun izniyle yapıldığı bilinmektedir. Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun imzası vardır. Davanın reddedilmesinin nedeni de budur” dedi. n İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, PKK, MLKP ve DHKPC terör örgütlerine yönelik operasyonda 10 kişi gözaltına alındığını açıkladı. Açıklamada, MLKP üyesi olduğu belirtilen 3 kişinin silahlı ve bombalı eylem hazırlığında olduğu, eylem yapılması düşünülen polis merkezinin krokisi ile üst düzey polis ve asker isimlerinin yer aldığı bir liste ele geçirildiği öne sürüldü. Şüphelilerden 9’unun tutuklandığı bildirildi. İP ve TGB, Uludere’ye gitti ‘Suikast listesi ele geçirildi’ ANKARA Fransa’nın başkenti Paris’te PKK’li üç kadının infaz edilmesine ilişkin Ankara’da yürütülen soruşturmada savcılık, olayın baş şüphelisi Ömer Güney’in internete düşen ve MİT’i suçladığı ses kaydını incelemeye aldı. MİT, Güney’in iddialarını yalanlarken “iddialarla ilgili iç bünyesinde soruşturma başlattığını” açıkladı. PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt Enformasyon Bürosu çalışanı Leyla Söylemez’in 9 Ocak 2013’te Paris’te öldürülmesiyle ilgili olarak tutuklanan Ömer Güney’e ait olduğu iddia edilen ve içinde MİT’in suçlandığı konuşmalar geçen ses kaydının internete düşmesinin ardından Türkiye’deki soruşturmayı yürüten savcı Sadık Bayındır harekete geçti. Emniyet’e, ses kaydı için kriminal inceleme yapılması talimatını veren savcılık, Güney’le telefonda görüşen iki kişinin de kimliğinin tespit edilmesini istedi. Başsavcılığın talimatıyla Emniyet, internetteki kişinin Güney olup olmadığını araştıracak. Gelişmelerle ilgili dün akşam bir açıklama yapan MİT, Paris cinayetleriyle teşkilatın ilgisinin olmadığını, söz konusu yayınların, çözüm sürecinde aktif rol alan teşkilatı yıpratmaya ve bu süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hale getirmeye yönelik operasyon olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bununla birlikte söz konusu iddialar ile ilgili iç bünyemizde gerekli idari soruşturma başlatılmıştır” denildi. Fransız Liberation gazetesi ise cinayeti, MİT adına çalıştığı ileri sürülen kişilerle planladığı yönündeki iddiaları içeren ses kaydı ortaya çıkan Güney’in ifadelerini yayımladı. Güney’in “Benim için psikoloğa ihtiyaç yok, ben PKK’nin kara kutusuyum” dediği ileri sürülen haberde, soruşturmayı yürüten yargı polisi ve soruşturma hâkimi Jeanne Duye’nün, Ömer Güney’in Fransa’daki Kürt çevrelere sızmış bir “Türk ajan” olduğu kanısını paylaştığı ileri sürüldü. PKK’nin Avrupa’daki yöneticilerinden KongraGel Eşbaşkanı Remzi Kartal ise orta çıkan ses kaydı ile Paris soruşturmasında yeni bir sürece girildiğini söyledi. Cinayetin aydınlatılmasının çözüm sürecini de olumlu etkileyeceğini ifade eden Kartal, “Bu soruşturmanın gerçek yönleriyle açığa çıkmasına yardımcı olmazlarsa şüphesiz şu andaki görünen şekli ile MİT ve AKP hükümeti üzerinde kalacaktır” diye konuştu. Tek kişilik eyleme jet gözaltı Maltepe Meydanı’nda üzerine “Mahkeme Bilal Erdoğan’ı yolsuzluk ve rüşvet suçlarından arıyor. Başbakan Kırmızı plakayla gezdiriyor. Suç duyurusunda bulunuyorum. Demokrasi için her gün 6 saat Maltepe Meydanı’na” yazılı döviz asan Abidin Sarı gözaltına alındı. Sarı, Bilal Erdoğan’ın ifade vermeye gideceği ana kadar eylemini sürdüreceğini belirterek,“Savcıları göreve çağırıyorum. Kanunlar devrimcilere nasıl uygulanıyorsa hırsızlara da aynen uygulansın diye her gün 6 saat burada yürüyeceğim”dedi. bütün tarafları çare arayışını yoğunlaştırdı. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ortadan kaldırılarak Adalet Bakanlığı eliyle Başbakan’a bağlı bir “talimatları yerine getirme kuruluna” dönüştürülmesi Çankaya’yı da yakından ilgilendiriyor. Hükümetin planı şu: Yasa Meclis’ten geçtikten sonra Gül’ün önüne gelecek. Gül’ün onayının ardından tüm işlemler tamamlanacak. HSYK, hiçbir çalışanın olmadığı içi boş bir bina haline gelecek. Hemen yeni yapı oluşturulacak. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurusu sonucu iptal kararı çıksa bile bu karar geriye yürümeyeceği için amaç gerçekleşmiş olacak. Bu planın yürümesi için Gül’ün “veto” yetkisini kullanmaması gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki Gül topun kendi kucağına gelmesini istemiyor. Zira gelirse verdiği her karar tepki çekecek. Muhalefet ve toplum bir yana, hükümet koalisyonu içindeki kanatlar arasında bile ciddi hedef haline gelecek. Bu noktada Gül’ün anayasa değişikliği önerisi dün Ankara kulislerinde yeni olasılıkları gündeme getirdi ama, “ortak bakış” getirmedi. HHH Başbakan dün partisinin grup toplantısında HSYK için de Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tipi bir yöntem önerdi. Yani HSYK üyelerini Meclis seçecek, her parti oy oranı doğrultusunda üyeye sahip olacak. Bu öneri tümünden beter. Oyun kadar adalet, bile değil. İktidarın yargıya tümüyle egemen olduğu bir yapı! Başbakan’ın dilinden düşürmediği “darbe” böylece tam anlamıyla gerçekleşmiş, yargıya en ağır darbe vurulmuş olur. Başbakan kabul edilemez bir değişikliği gündeme getirdiğinde daha beterini önerip “kaos ortamı” yaratmayı icraat edindi. Bu tutum, yakın gelecekte Çankayahükümet geriliminin yaşanacağını gösteriyor. Gül’ün hükümet koalisyonu içinde iki taraf arasında denge sağlayan ayrı bir güç unsuru olup olamayacağı HSYK krizine karşı takınacağı tutumla netleşecek. HHH Başbakan’ın grup konuşmasının bir unsuru da kamuoyu vicdanında kabul görmemiş yargılamalardı. Başbakan, bu yargılamaların sahte delillerle yapıldığını, adil olmadığını vurguladıktan sonra dedi ki: “Ayarlanmış yargı mensupları kullanıldı...” Böylece özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) “ayarlanmış” olduğu Başbakan tarafından da ilan edildi. Silivri yargılamalarında sanıkların ve avukatlarının bıkıp usanmadan sürekli dile getirdiği bu gerçek artık Başbakan’ın da gündeminde. Hükümet koalisyonunun yargı üzerinden başlattığı devlet krizinin bir ölçüde “hayırlı” sayılabilecek sonucu bu yargılamaların “kurgu” olduğunun Başbakan tarafından da kabul edilmesidir. O zaman “gereği” yapılmalıdır. ÖYM’ler bugün yeni dava kabul edemiyor. Ellerindeki dosyaları bitirdiklerinde kendileri de bitmiş olacak. Yazacakları son karar aynı zamanda kendilerini de kapatma kararı olacak. Artık ÖYM’lerde alınan kararların da tıpkı kendileri gibi ortadan kaldırılmasını tartışmanın zamanıdır. Yakın geçmişte bugün gelinen noktayı hayal etmek zordu. Silivri davaları devlet temizliğidir iddiasından, bu davalardan haksız yere içeride yatanlar var saptamasına gelindi. Yakın gelecekte bu davaların tümden hukuksuzluğu gündeme gelecek. Anayasa Mahkemesi süreci hızlandırabilir. Önünde duran ÖYM’lerin tümden iptaline ilişkin başvuruyu sonuçlandırabilir. Böylece haksız yere içeride yatanlar özgürlüğüne kavuşur. Girilen belirsizliğin en net sonucu hapistekilerin özgürlüğü olabilir. Kamuoyu vicdanı her şeyin önüne bunu almalıdır. KCK davasına bakan yargıç: Keçiören’deki seçim gerilimi Gücünüz yetiyorsa ‘Ucuz politikalar ÖYM’leri kaldırın bizleri yıldıramaz’ İstanbul Haber Servisi KCK Basın davasında Demokratik Modernite Dergisi Yayın Kurulu üyesi Nahide Ermiş tahliye edildi. KCK’nin Basın Komitesi’ni oluşturdukları iddiasıyla 46 kişinin yargılandığı davada 18 basın çalışanının tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de görülen davada önceki gün başlayan gerginlik devam etti. Sanık avukatları önceki gün yaptıkları “yargılamanın durdurulması ve hâkimin reddi” taleplerini dün de yineledi. Tüm sanıkların avukatı Fırat Epözdemir’in “Özel yetkili mahkemeleri tanımıyoruz. Siz artık o koltukta oturamazsınız” sözlerine tepki gösteren Mahkeme Başkanı Kazım Kahyaoğlu, mahkemenin yasalardan kaynaklanan görev yaptığı belirterek “Mahkeme heyetine ‘Orada oturma hakkınız yok’ diyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa kaldırın. Genelleyerek bizi bu işin içine katmayın” dedi. Avukat Epözdemir ise mahkeme heyetini hedef almadıklarını, sözlerinin kişisel olmadığını ifade ederek reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, “mahkemenin anayasa ve yasalardan aldığı yetkiye dayanarak yasal mevzuat çerçevesinde işleyişini sürdürdüğüne” dikkat çekerek reddi hâkim taleplerini reddetti. Mahkeme, 17 Ocak’a kadar duruşma yapılması ve o tarihli tutukluluk incelemesi yapılması yönünde kararı olmasına karşın Nahide Ermiş’in tahliyesini kararlaştıraraka davaşı 3 Mart 2014 tarihine erteledi. SERTAÇ EŞ ANKARA Ankara henüz seçim havasına girmezken “sağın kalesi” olarak bilinen Keçiören’de tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. Toplam seçmeninin yüzde 75’inin sağ partilere oy verdiği ilçedeki siyaseti, “kurşunlar” gölgelemeye başladı. BBP’den aday olarak “dengeleri değiştirdiği” iddia edilen Turgut Altınok’un seçim bürolarına yönelik başlayan kurşunlama girişimleri CHP’ye uzandı. İlçede ilk saldırılar, daha önce MHP ve AKP’den 3 dönem Keçiören Belediye Başkanlığı yapan, bu kez de BBP’den aday olan Altınok’un seçim bürolarına yönelik başladı. Geçen hafta sonu da CHP’nin bayrakları indirildi, bürosunun kapısına “6 kurşun” bırakıldı. CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ise iktidarı suçladı. AKP ve adaylarını kaybetme korkusu sardığını belirten Alçın, “Provoke etmeye çalışıyorlar. Bilinmeyen birtakım insanları saldırtarak kendilerine karşı alternatif gördüğü siyasileri tehdit etmeye çalışıyorlar. Bu ucuz politika. Bizi tehditler yıldırmaz. CHP’liler daha fazla bilenir ve kenetlenir” dedi. BBP Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut da saldırıya ilişkin senaryoları sıraladı. BBP ile MHP’yi karşı karşıya getirmek isteyenlerin, Altınok’u sindirmek isteyenlerin veya büyükşehir belediye meclisindeki dağılımdan endişe edenlerin saldırıyı yapmış olabileceğini belirten Karabulut, “BBP’nin karşısında duran muhalefete tavsiyemiz, böyle hoyrat saldırılardan uzak durmaladır” dedi. Türkiye’ye ‘polis kurşunu’ cezası PARİS (AA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kendisini durdurmak isteyen polisten kaçarken vurularak öldürülen Murat Kasap isimli yurttaşın annesi ve dört kız kardeşinin açtığı davada Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkı ve etkili soruşturma hakkı” ile ilgili maddesini ihlal ettiğine hükmetti. AİHM kararı gereği Türkiye, anne Resmiye Kasap’a 30 bin, diğer dört kız kardeşe toplam 10 bin Avro tazminat ödeyecek. Adana’da, 29 Eylül 2006 tarihinde polisin dur ikazına uymayarak motosikleti ile kaçmaya çalışan Kasap vurularak öldürülmüştü. Türkiye’deki mahkemelerde yargılanan sorumlu polis, bir yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış ancak daha sonra bu mahkumiyet kararının ilanı tecil edilmişti. AİHM’ye 2010 yılında başvuran şikâyet sahipleri, mahkumiyet kararının tecil edilmesinin ciddi bir insan hakkı ihlali olduğu görüşünü dile getirmişti. Yerel seçimlere 25 parti katılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu, (YSK) seçimlere girme yeterliliğini sağladığına karar verdiği AKP, CHP, MHP ve BDP’nin arasında bulunduğu 25 siyasi partiye seçmen kütüklerini iletecek. Seçime katılacak partiler şunlar: “AKP, Alternatif Parti, Bağımsız Türkiye Partisi, BDP, BBP, CHP, DP, DSP, DYP, Emek Partisi, Genç Parti, Hak ve Eşitlik Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluş Partisi, Halkın Yükselişi Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Hür Dava Partisi, İşçi Partisi, Liberal Demokrat Parti, Millet Partisi, MHP, Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Saadet Partisi, Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi ile Türkiye Komünist Partisi.”