22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER Başbakan Erdoğan’ın ‘3 sandık gelebilir’ dediği seçimlerden ilki anayasa referandumu AKP seçimlere ayarlı ERDEM GÜL Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazısına ara vermiştir. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD’den yaptığı 2014’te “üç kez sandığa gidebiliriz” açıklaması, ilk seçimin anayasa referandumu olabileceğini ve AKP’nin seçimlerle ilgili takvimlendirmesinde “birbirine çok yakın tarihlerde olsa bile seçimleri birleştirmeye sıcak bakmadığını” ortaya koydu. Erdoğan, AKP’nin getireceği anayasanın referandum sayısına ulaşması için muhalefetten “civanmert” milletvekillerinin oy vereceği beklentisini dile getirirken AKP’de de aynı şekilde parti içinden oy vermeyecek “karşı civanmert” vekiller çıkacağı kaygısı ifade ediliyor. Erdoğan’ın referandumla birlikte üç kez sandığa gidilebileceği açıklaması, AKP’de, partinin 2023’te de iktidar olma hedefi açısından 2014’ü “en kritik yıl” olarak belirleyen seçimlere ilişkin takvim Atalay ‘üç sandığı’ açıkladı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, Erdoğan’ın açıklamalarını, “Bu defa yine, yeni anayasayı yapmadan bu parlamentonun yeni bir seçime girmesini gönlümüz arzu etmiyor. Başbakanımızın dün söylediği budur. Za ten 2014 yılında iki seçim var. Bir yerel seçim, iki Cumhurbaşkanlığı seçimi. Eğer anayasa çalışmaları yürürse, verimli olursa, başarıya ulaşırsa, bir de anayasa referandumu. Kastettiği üç sandık budur” diye yorumladı. referandumla üçüncü bir seçimin gündeme gelebileceğini belirterek, partideki “Her seçim kendi zamanında yapılsın” görüşünü ifade ettiğine dikkat çekiliyor. Aydeniz AlisbAh TuskAn: lerinin bir ifadesi olarak görüldü. AKP’de Erdoğan’ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun haziran sonuna kadar çalışmasından sonra partisinin kendi anayasa önerisini getirerek referanduma götürme yolunu deneyeceği, bunun gerçekleşmesi halinde art arda üç seçimin yapılacağını ifade ettiğine dikkat çekiliyor. AKP’de seçimlere ilişkin takvimlendirme yapılırken, 2015’teki milletvekili genel seçimleri de dikkate alınarak seçimlerin birleştirilmesi formülü de değerlendirildi. 2014’te tek sandık kurula 1999 örneğine soğuk rak yerel seçimlerle birlikte cumhurbaşkanı seçimi ve milletvekili genel seçimlerinin aynı gün yapılıp yapılmaması tartışıldı. 1999’da DSP’nin birinci parti çıktığı seçimlerde kurulan üç sandık örneğinden hareketle, yine üç seçimin aynı günde yapılmasını savunanlar da oldu. Ancak yapılan değerlendirmede, “2014’te bu tür bir sandık birleştirmesinin AKP’nin aleyhine olacağı, her seçimin kendi siyasal ve konjonktürel koşulları olduğu, bunu bozmamak gerektiği”, “Sandık birleştirmesinin, her partinin seçmeninin kendi partisine oy vermesi yerine muhalefet partilerini AKP’ye karşı kutuplaştıracağı, bundan da muhalefetin kazançlı çıkacağı, özellikle yerel seçimlerde muhalefet partileri arasında gizli ittifaklar olabileceği, bunun doğrudan cumhurbaşkanı seçimine yansıyıp AKP’nin adayına oy kaybettirebileceği” görüşleriyle seçimlerin tek tek yapılması benimsendi. AKP’deki yaklaşım, “Sandık birleştirmesi yerine birbirine çok yakın tarihlerde olsa bile her seçimin kendi tarihinde yapılması” şeklinde belirlendi. Parti içinde hâlâ seçimlerin birleştirilebileceği görüşlerini ifade edenler olmasına karşın Erdoğan’ın Erdoğan’ın açıklamasındaki bir diğer önemli boyutu ise AKP’de yeni anayasayla ilgili referandumun hangi tarihte yapılmasının öngörüldüğü konusu oluşturdu. AKP’deki takvimlendirmede anayasa için yapılacak referandumun 2014’e kalmadan 2013 sonunda yapılması mümkün görülüyor. Partide, bu yılın en geç kasım ayına yetiştirilebileceği konusunda görüşler ifade ediliyor. Ancak takvimin yetişmemesi durumunda referandumun 2014 yılına da sarkabileceği, böylesi bir durumda ise cumhurbaşkanı seçimlerinin provasına dönüşebileceği görüşleri de dile getiriliyor. eferandumun tarihi içeriğine bağlı R Devlet ne kadar kadının yanında? HİLAL KÖSE KAMPUSTA KARAKOL VAR! ‘Üniversitede polis öğrenciyi tedirgin eder’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan üniversite ve statlarda özel güvenlik yerine polisin görev yapacağını açıklarken, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, öğrenci yurtlarının da bu kapsamda olacağını açıkladı. Görevde olduğu dönemde yerleşke içinde jandarma karakolu olduğunu ve öğrencilerin buna tepki gösterdiğini anımsatan eski ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, “Sürekli polisin olması nedeniyle öğrenci tedirgin olabilir” uyarısında bulundu. Erdoğan, önceki gün ABD’de gazetelere “Stadyumlardan ve üniversitelerden özel güvenliği çıkaracağız. Çünkü danışıklı dövüş oluyor” açıklamasını yaptı. Dün ise Bakan Kılıç, stadyumlarda ve üniversite kampuslarında yaşanan olaylarda özel güvenlik görevlilerinin huzuru yeterince sağlayamadığını belirterek “Stadyumlar, spor salonları, üniversite kampusları ve buna belki yüksek öğrenim öğrenci yurtlarını da dahil edeceğiz, bu gibi alanlarda özel eğitimli polislerin kanunları uygulama ve asayişi sağlamada daha nitelikli görev yapabilecekleri konusunda hemfikir olduk” dedi. Kılıç, “Olaydan sonra polis müdahalesi değil, olaylar yaşanmadan önce deneyimiyle ve eğitimiyle önleyici tedbirler alması mümkün hale gelecek” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise “Son dönemde az katılımlı da olsa üniversitelerimizde bazı öğrenci olayları oldu. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Birilerinin üniversite hayatını böyle karıştırmasına meydan vermeyeceğiz” dedi.Görev yaptığı dönemde üniversite içerisinde güvenliği özel güvenlik görevlilerinin sağladığını anımsatan eski ODTÜ Rektörü Prof. Akbulut, “İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün güvenliğin özel güvenlik görevlileri tarafından sağlanması için yoğun talepleri olurdu. Özel güvenlik görevlilerinin toplumsal olaylara müdahale etmek gibi bir yetkisi yok. Ama bizim dönemde yerleşkenin içinde jandarma karakolu vardı ve öğrenci her zaman şikâyet edwerdi. Jandarma çekildikten sonra karakol öğrenci topluluklarına verildi. Yerleşke içinde yine polis karakolu mu kurulacak? İçeride sürekli polisin olması nedeniyle öğrenci tedirgin olabilir” değerlendirmesini yaptı. ‘Kardeş kavgasına izin vermeyeceğiz’ MEHMET ALİ SOLAK HATAY 51 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı katliamına tepkiler dün de devam etti. Samandağ ilçesi 75. Yıl Parkı’nı dolduran binlerce yurttaş, ellerinde Türk bayraklarıyla hükümeti istifaya çağırarak, suçluların halkların dayanışması ile bulunduğuna vurgu yaptı. Mitingde İnsani Yardım Dayanışma Platformu adına yapılan açıklamada “Halkların dayanışması suçluyu bulmuştur. Bu suç müdahale etmek isteyen emperyalistlerdir. Bu yöreyi ateş topuna çevirmek isteyenlerdir. Ancak kardeş kanının akıtılmasına, kardeş kavgasına izin vermeyeceğiz” denildi. Heronlar hangarda beklemiş Askeri bölgeler yapılaşmaya açılıyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, askeri yasak bölgeler ile güvenlik bölgelerini terminal, spor alanı, otopark, meydan gibi yapılaşmaya açacak yasa değişikliği hazırlıyor. Bakanlığın hazırladığı yasa taslağına göre bu alanlardan uygun görülenler belediye ve il özel idarelerine bırakılacak. Taslakta imar mevzuatı ile ilgili köklü değişiklikler yer alıyor. Bunlardan birisi de askeri alanlara ilişkin değişiklik. Taslakla, İmar Yasası’nın “Kamuya ait gayrimenkuller” maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre uygulama imar planında; park, aktif yeşil alan, çocuk bahçesi, semt spor alanları ile meydan, yol, otopark, toplu taşıma istasyonu, terminal, itfaiye, trafo, su, kanalizasyon, katı atık depolama ve bertaraf sahaları gibi hizmetlere ayrılmış yerlerden hazinenin mülkiyetinde olup askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan ilgili, harekât ve savunma amaçlı kullanılmak üzere TSK’ye tahsis edilmiş yerlerin, uygulama imar planında yapılaşmaya konu edilmeyenleri bu amaçla kullanılmak üzere bedelsiz terk edilecek. Bunun için Milli Savunma Bakanlığı’nın uygun görüşü alınacak. BARKIN ŞIK uTerör örgütü PKK üyeleri çekilirken insansız hava araçlarının hava koşulları nedeniyle uçamadığı ortaya çıktı. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi, kadın hakkı savunucusu avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, kadın ve erkeği eşit gören anlayışı sağlamadan, kadına yönelik şiddetin sona ermeyeceğini vurguladı. Kadınlara, laik hukuk sistemine sahip çıkma çağrısı yapan Tuskan, “Laiklik kadın haklarının da temeli. Sıkı sıkı sahip çıkmalıyız” dedi. Tuskan, baronun, 2012 yılında toplam 7 bin 699 kadına hukuki yardımda bulunduğunu, 4 bin 501 kadının boşanma davası açmak, 1695 kadınınsa şiddet yasasından yararlanmak istediğini kaydetti. Kadının insan hakları mücadelesine yıllarını vermiş bir hukukçu olarak, en çok 4+4+4 eğitim sisteminin kız çocuklarını mağdur edeceğini düşündüğünü, 8 yıllık kesintisiz eğitimin kız çocuklarının evlendirilme yaşını yükselttiğine dikkat çeken Tuskan, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü olarak hak arayan, şiddetten kurtulmak için başvuru yapan kadın sayısında önemli bir artış yaşandığını söyledi. Tuskan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın projelerininse altyapı eksikliği nedeniyle yürütülemediğini belirterek “Geçen yıl yürürlüğe giren 6284 sayılı yasada polislere çok iş düşüyor. Ama maalesef şiddet gören kadını polis karakoldan geri gönderiyor. Kadın yine eşinden şiddet görüyor ya da sokakta basın açıklaması yapan göstericiye orantısız güç kullanıyor. Bu anlayış değişmeli. Kurumlar eğitilmiş değil” dedi. Toplumdaki muhafazakârlaşmadan en çok kadının etkilendiğini vurgulayan Tuskan şöyle devam etti: “Bunu ben değil, BM raporları söylüyor. Kadını anne olarak gören bir anlayış siyasetçilerin söylemleriyle yaygınlaşıyor. Anadolu’daki erkek egemen sistemden kurtulmadan, kadını erkekle eşit görmeden, kadının siyasete yüzde 50’ler oranında katılımını sağlamadan, kadını ekonomik olarak güçlendirmeden, kız çocuğunu, erkek çocuğu ile eşit eğitimden geçirmeden, olumlu ayrımcılık olmadan bunların üstesinden geleceğimize inanmıyorum. Şiddet mağduru kadının çoğu, aynı zamanda yoksul. Bu yasada sığınma evindeki kadının kreş parasını 2 ay karşılıyor devlet. Ya sonra ne olacak? Soru işaretleriyle dolu bir süreç. Devlet ne kadar kadının yanında? Bu sorunun yanıtını dürüstçe vermek gerekiyor.” Tuskan, kadın örgütlerinin tepkisi nedeniyle geri adım atılsa da kürtajın sağlık kurumları eliyle kontrol edilir duruma getirildiğini anlattı. Kadınlara, laik hukuk sistemine sahip çıkma çağrısı yapan Tuskan, “Laiklik kadın haklarının da temeli. Beni son dönemde iki şey çok üzdü. Biri kürtaj tartışmaları, diğeri de kesintisiz eğitimin kaldırılması. 8 yıllık eğitim kız çocuklarının evlenme yaşını da yükseltiyordu. Ama geriye dönüş yaşandı. Kız çocuklarının mağdur olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Muhafazakârlaşma ‘Olaylara müsaade etmeyeceğiz’ ANKARA Terör örgütü PKK, 8 Mayıs itibarıyla Kuzey Irak’a çekilmeye başlarken TSK’de örgüt militanlarının hareketliliğine ilişkin bilgi olmaması, kamuoyunda eleştiri konusu olmuştu. TSK’nin son bir haftadır, hava koşulları nedeniyle bölgede insansız hava aracı Heronları uçuramadığı öğrenildi. Kaynaklar, havanın bulutlu olması nedeniyle Heronların uçamadığını kaydetti. TSK’nin 13 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “İnsansız ve insanlı keşif araçları, eskiden olduğu gibi, rota değiştirmeden görev uçuşlarına meteorolojik şartların elverdiği ölçüde devam etmektedir. Teröristlerin sınır ötesine çekilmesine ait herhangi bir görüntü ve bilgi elimizde mevcut değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgede görevli unsurla rı yasalara uygun hareket etmektedir” denilmişti. Açıklamadaki “meteorolojik şartlar” vurgusuyla da bu duruma işaret edildiği belirtildi. eronların ‘termal sıkıntısı’ PKK’nin çekilme süreci, insansız hava aracı Heronların zafiyetlerini de ortaya çıkardı. Teröristlerin şemsiye ve ıslak battaniye gibi metotlarla Heronların kapsama alanından çıktığı, askeri kaynaklar tarafından da teyit edildi. Ayrıca Heronların keşif yapmasına olanak sağlayan kameraların, odaklandığında 150 metrekarelik bir alanın görüntüsünü alabildikleri bildirildi. Isıya duyarlı termal kameralı Heronları gören örgüt militanlarının, şemsiye ve ıslak battaniye kullanmanın yanı sıra hareketsiz kalarak bu hava araçlarından kaçındıkları kaydedildi. H Laikliğe sahip çıkın çağrısı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear