14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 direncini. Yarınlardan umutlu olmayı.... Alaca bir şafağı... Bilmem bu yazdıklarım canınızı sıkıyor mu? İsterseniz yanıtını ben vereyim: “Ben yazarken sıkılıyorum, çünkü çok Kılıçdaroğlu, 2B ve Esenyurt mağdurlarını kürsüye çıkardı, Erdoğan’a yüklendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2B mağduru yurttaşları kürsüye çıkardığı grup konuşmasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, “Sülün Osman”a benzeterek “vatandaşın malını vatandaşa satmakla” suçladı. Kılıçdaroğlu, dünkü grup konuşmasının tamamını Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki “rant yağması”na ilişkin sözleri ve 2B mağdurlarının sorunlarına ayırdı. Kılıçdaroğlu, konuşmaya başlamadan önce İstanbul Beykoz’da yaşayan 2B mağduru Hatice Köse adlı kadına kürsüyü bıraktı. Konuşması boyunca Kılıçdaroğlu’nun elini bırakmayan Köse, şu görüşleri dile getirdi: “60 senedir aynı mahallede duruyorum, ben işgalciymişim, yeni öğrendim. Bu zamana kadar benim oyumdan, etimden, sütümden faydalandılar, niçin ben şim ‘Sülün Osman’ u İstanbul’daki yağmayı İstanbul Rant Planı haritasından örneklerle anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, 2B arazilerini kullananlardan alınmak istenen paraya tepki göstererek ‘’Kimin arazisini kimden alıyorsun sen? Bir Sülün Osman vardı, İstanbul’a gelen vatandaşlara köprüleri satmaya kalkardı. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan var, vatandaşın malını vatandaşa satıyor’’ dedi. di işgalci oldum. Ben apartmanda korkuyorum. Beni kanser ettiler. Beni bu saatten sonra apartmana hapsedemeyecekler. Ben hakkımı helal etmiyorum. Biz direneceğiz, elimizi taşın altına koyup bu 2B için ne olursa olsun. Ne demişti bir siyaset büyüğü 6 kez gittim 7 kez geldim. Bunların da gidiş zamanı var. Yeni bir Atatürk gerek” Kılıçdaroğlu, daha sonra Esenyurt’ta “maket ev mağduru” olan iki kişiye daha söz verdikten sonra kürsü arkasına konulan “İstanbul Rant Planı” adlı haritadan örnekler vererek yaptığı konuşmada özetle şu görüşleri dile getirdi: Fena işletmişler: Erdoğan bir konuşma yaptı; “Metropoller becereksiz ellerde adeta nekropole ölü şehirlere dönüştü.” Doğru mu? Doğru. Hangi ellerde? Onun da cevabını veriyor Erdoğan; “Beceriksiz ellerde...” Bence sayın Erdoğan’ı fena işletmişler. Kentleri bu hale getiren biz miyiz? Hayır. Güzel bir metin bulmuşlar malum promterdan geçiyor okuyor ama kendisini anlatıyor ama farkında değil. 100 milyar dolarlık rant: 20092013 yılları arasında imar komisyonuna gelen dosya sayısı 9 bin 957. Gündem sayısı 11 bin 229. Mevcut planlarda değişiklik yapmak için ge liyorlar. Şimdi Başbakan’a çağrı yapıyorum. İstanbul’u kent haline getirmek istiyorsan bu dosyaların tamamını geri çekelim. İstanbul’da rant dolayısıyla yandaşlara sağlanan imkân 100 milyar dolar. Gerçek tabloyu ortaya çıkarmak için TBMM’ye biz bir araştırma önergesi vereceğiz. Araba takla attı: Ekonomi çakıldı. Araba taklayı attı. Para yok her şeyi sattılar, kimde para var? 2B arazisi sahibi olanlarda. O kadar para yok ki onlarda. Kullandığınız bu araziler ananızın ak sütü gibi helalinizdir. Kimse sizin elinizden alamaz, aldıkları anda orada bir CHP’li göreceksiniz, size destek verecekler. Kimin arazisini kimden alıyorsun sen? Bir Sülün Osman vardır, İstanbul’a gelen vatandaşlara köprüleri satmaya kalkardı. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan var, vatandaşın malını vatandaşa satıyor. Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti... İyimserlik havası, hayatın sevecenliği, sevgi, barış, kardeşlik kavramları... Bunların hepsi güzel! Bireyin mutlu olması, özgürlük ve demokrasi! Gelir dağılımında eşitlik! Çağdaş bir eğitim sistemi! Yeni Osmanlıcılık düşlerinin şu sıralarda gündemde olması, özellikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun televizyon ekranlarında bunu dillendirmesi, eleştiriler gelince bunu “tarihdaşlık” olarak görmesi. Arap Baharı’nın Ortadoğu’yu ne hale getirdiğini yedi düvel duydu, silkinip kendine geldi. Mısır’da dinci bir iktidar var bugün! Libya’da neler olup bittiğini bilmiyoruz... Bildiğimiz; Afganistan, Irak, Suriye’de olduğu gibi kan gövdeyi götürüyor; olan çocuklara, kadınlara oluyor... Bu arada Ürdün lideri Türkiye’ye demokrasi dersi veriyor. Türkiye tek mezhepten yana bir İslam kimliğini açık açık desteklerken Bağdat, Şam ve Tahran’la Ankara’nın arası giderek açılıyor. HHH Ortadoğu’nun yeniden biçimlendirilmesinde taşeronluk Türkiye ve İsrail’e verildi. Çok yazıldı, çizildi ama bir kez daha yineleyeyim: Bu kargaşaya eninde sonunda İran da girecek, olan Türk ve Kürt halkının yoksul çocuklarına olacak. Yaşamımızın her alanına din girdi... Atamalar, terfiler buna göre yapılıyor... Üniversitelerde cuma namazına gitmeyen bilim insanlarının üzerine çizik atılıyor. Rektörler, YÖK üyeleri toplu halde namaza gidiyor. Yemekli toplantılarda harem selamlık, Türkiye’yi nereye götürdüğünün göstergesi. Neyse! HHH Bugün hayatın sayfalarından bir yaprak koparacak; ümidi, aşkı, sevdayı, kardeşliği, barışı yazacaktım. Çocukları, gençleri, çokuluslu şirketlerin Türkiye’yi nasıl paylaştığını. Bunca acılara, gözyaşlarına, ölümlere karşın yaşama DEVLET BAHÇELİ: Eyalet önerisi ihanet ötesi TSK’den BDP’li belediyeye yardım Bir süre önce KCK davasından tahliye edilen ve bakanlık tarafından görevine iade edilen Van’ın Özalp ilçesi Belediye Başkanı BDP’li Murat Durmaz, belediye çalışanları ile birlikte ilçede temizlik çalışması başlattı. Araç giriş ve çıkışına kapatılan ilçe merkezinde, temizlik için görev alan toplam 130 personel görev aldı. Belediyenin bu etkinliğine, Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası ise arazöz göndererek katkıda bulundu. Asker ve belediye görevlileri ilçede birlikte temizlik çalışmalarını yürüttü. Çalışmaya Saray ilçesinin AKP’li belediyesi de araçlarıyla katkıda bulundu. Belediye Başkanı Durmaz, Astsubay Erkan Durukan Kışlası Tabur Komutanı Piyade Binbaşı Dinçer Dinç ve Saray İlçesi Belediye Başkanı AKP’li Ünal Özarslaner’e teşekkür etti. (YUSUF ZİYA CANSEVER) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eyalet sistemi önerisinin ihanet ve hainliğin ötesi olduğunu belirterek “Erdoğan’a önerimiz kendisinin de teröristlerin arasına karışması ve sınırlarımızdan dönmemek üzere çıkıp gitmesidir” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, hükümetin 2B arazileri konusunda da vicdansız kararlar aldığını belirtti. Bahçeli, vatandaşların kendi toprağını satın almak zorunda bırakıldığını ifade etti. Türk tarihinin zorluklarla iç içe geçmiş herhangi bir dönemi incelendiğinde etnik leş avcılarının anında tanınacağını kaydeden Bahçeli, “Sarıkamış’ta on binlerce vatan evladı soğuk havada ecelle boğuşup ruhlarını teslim ederken, Beyoğlu’nda eğlence mekânlarında kendilerinden geçen gafiller bu zümrenin elebaşlarıdır” dedi. Askerler, polisler ve korucular şehit olurken şampanyalar patlatıp göbekler atan sonra da demokrasi ve özgürlük mavalı okuyanların bu zümrenin torunları olduğunu kaydeden Bahçeli, “Bunların kalbinde kilise, dilinde cami vardır” diye konuştu. Gültan Kışanak, ‘Akil insanlar için yasal düzenleme yapılmalı’ dedi ‘Dışarıda bırakmak Meclis’e saygısızlık’ Başbakan’ın süreci tek başına yönetiyormuş ve kendi istekleri doğrultusunda her şeyi belirliyormuş şeklindeki konuşmalarının kamuoyunda yarattığı kaygıları anlamaTek belirleyici değil: AKADEMİSYENLER ‘Çözüme aktif katılım’ deklarasyonu İstanbul Haber Servisi 306 akademisyen imzaladıkları deklarasyonla Kürt sorununun çözümü için yürütülen sürece destek çağrısı yaparak, tüm kesimleri barış için aktif katılıma davet etti. Cezayir Restaurant toplantı salonunda dün akşam düzenlenen basın toplantısında 306 Akademisyenin imzaladıkları deklarasyon kamuoyuna sunuldu. Deklarasyonu okuyan Doç. Dr. Ali Kerem Saysel, ocak ayından bu yana süren barış görüşmelerine destek verdiklerini ve bu süreç sonunda kalıcı ve adil bir barışın tesis edilmesine yönelik her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını kamuoyuna duyurdu. Saysel, “Öncelikle akil insanlar komisyonu benzeri bir yapının oluşturulmasının uygun bir yöntem olduğu kanısını paylaşıyoruz. Ancak bunun yasaya bağlanması ve Meclis güvencesinde olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP, Kürt sorunununda çözüm sürecini kilitleyen “çekilmeye yasal güvence” konusunda ısrarını sürdürüyor. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, çözüm sürecinde “Meclis’in de sorumluluk almasını” istedi. Kışanak, partisinin grup toplantısında Kürt sorunu konusunda hükümetle yürütülen görüşmelerdeki görüş ayrılıklarının başında yer alan “akil insanlar” heyeti konusunda partisinin kriterlerini açıklarken çözümün parlamento ayağına vurgu yaptı. Kışanak, Abdullah Öcalan’ın doğum günü olması nedeniyle BDP olarak 4 Nisan’da doğum yeri olan Halfeti’nin Ömerli köyünde olacaklarını belirterek partililerden bu günü “Kürt halkının yeniden doğuşunu kutladığı sembolik gün”e dönüştürmesini istedi. Kışanak’ın grup konuşmasında dile getirdiği görüşler ana başlıklarıyla şöyle: bilecek birikime ve deneyime sahip olan akademisyenler ve hukukçulardan oluşmalı. STK’ler, sendikalar, kadınlar, Aleviler yer almalı. yazdım!” Türkiye’de demokrasi ve özgürlükten, dün değindiğim gibi temel hak ve özgürlüklerin geliştiğinden söz edebiliriz... Parlamenter sistemin nasıl işlediği ortada, bir de bunun üzerine Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemini getirirseniz yandı gülüm ketenhelva... Ortadoğu yanıyor, savaş en acımasız biçimde sürüyor... İnsanlık tarihi böyle acılarla doludur ama birey gelecekten umutludur. Türkiye’de bu umut yavaş yavaş tükeniyor, kaygılar artıyor. Hak, özgürlük ve sınıf mücadeleleri; ulus devlet kavramı, Cumhuriyetin kazanımları tarihin derinliğine gömülmek isteniyor. HHH Baskılara, sindirmelere karşı bir ışık görebiliyor musunuz? O ışık her zaman olacaktır! Halkımız olup bitenleri gün gelip anlayacaktır. Terör önyargısı bittiği zaman, herkes aklını başına aldığında o şafağın söküşünü, günün aydınlığını göreceğiz. Kanintikam duygularımızı bir kenara bırakmamız gerekir! Emperyalizmin dişleri arasında “ham” yapılmamamız için! Ben barışı istiyorum, demokrasiyi, özgürlükleri, yaşama hakkını! İnsanca yaşamak için! Çocuklarımız için! Bu yüzden umutla bitireyim yazımı... Artık hayatımızda en güzel gülüşüne işlenmiş ölüm olmasın. Toprak yüzümü aydınlatsın gecelerde... Anlamı olsun sözcüklerin, anlamı olsun sevginin, aşkın, barışın, kardeşliğin, çağdaşlığın... HHH Özgürce oturalım, tartışalım, konuşalım ve uzlaşalım... Başka bir Türkiye yok! Çocuklarımız gözlerinin saflığında umuda doğru yürüsün bizimle birlikte... Faşizmin her türlüsüne karşı çıkalım! Emperyalist güçlere boyun eğmeyelim! Akil adam, akıllı adam, ayak oyununa hiç gelmeyin! Akil insanlar çalışmasının yasal dayanağını oluşturmak gerekiyor. Bu süreçte herkese; iku Erdoğan’ın çözüm sürecinde tek tidara, muhalefete, BDP’ye, belirleyici aktör olmadığını söyleyen Gültan KCK’ye, Öcalan’a sorumluKışanak, akil insanlar çalışmasının yasal bir luk düşüyor ama düşmeyen tek yer var o da parlamento. dayanağı olması gerektiğini belirtti. Bu parlamentoya saygısızlıktır. Parlamento da sorumya çalışıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki luluğunun gereğini yerine getirmeliaslında bu süreç çok taraflı, çok ak dir. Savaş kararları çıktı, sınır ötesi tezkereler çıktı, ölmek ve öldürmek törlü bir süreç. Akiller kapsayıcı olmalı: Akil için eller kalktı, bir kez de barış için insanlar grubu kapsayıcı, toplumun ellerini kaldırsınlar. B, C değil tek planımız var: farklı kesimlerine hitap eden, farklı katmanların, örgütlerin, kurumla Biz barış yapmak istiyoruz, yol yürın desteğini ve katılımını sağlayan, rümek istiyoruz. Bütün bu süreci adalet duygusu ve toplumsal vicda parlamentonun katkısı ile yürümek nı temsiliyet duygusu olan, tarafla istiyoruz. Başkalarının B,C,D planra eşit mesafede durabilen, taraf ola ları olabilir ama bizim tek bir planıcaksa barışın tarafında olan, uyuş mız var o da barış için örgütlenmek mazlıkları ve çatışmazlıkları çöze ve mücadele etmektir. Meclis sorumluluk alsın: ARINÇ, SINIR DIŞINA ÇIKış İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMAYACAĞINI TEKRARLADI ‘Süreci MİT yönetecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK’nin sınır dışına çekilmesini Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yöneteceğini söyledi. Arınç, TRT Haber’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Arınç, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin ardından, ailelerin verilen tazminatı kabul etmeyerek uluslararası hukuka götürmek istemeleri durumunda nasıl bir sürecin yaşanacağı sorusu üzerine, “Açıkça söylemek gerekirse, eğer İsrail devletinin bir şekilde ödeyeceği tazminat Türkiye hükümetine veya bu amaçla kurulacak bir fona ödenip buradan bu kişilere verilecekse mevcut davaların, en azından hukuk davalarının feragatle veya ibrayla sonuçlanması lazım” dedi. İmralı ile hükümet arasında başlatılan çözüm sürecine de değinen Arınç, teröristlerin Türkiye’yi terk etmeleri konusundaki yasa taleplerinin karşılık bulmayacağını söyledi. SK nezaret edebilir’ “Süreci MİT yönetecek gibi” denilmesi üzerine Arınç, “Şüphesiz MİT yönetecek, Emniyet de müdahil olacak. Şüphesiz silahlı kuvvetlerin mensupları da yani Kara Kuvvetleri ve Jandarma olarak kendilerine görev verilirse, verilmeyebilir de, bu süreçte en azından bu çıkışa nezaret edecekler ama bu hükümetin işidir. Parlamentoda bunun zemini yoktur ve olmamalıdır” diye konuştu. Arınç, “Akil insanların yurtdışına çıkma, silah bırakma vesaire bunlara nezaret edecek bir pozisyonları olmayacak değil mi” sorusuna “Hayır. Bu birilerinin istediği bir taleptir. Bize göre yanlış bir taleptir” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Letonya ziyareti kapsamında başkent Riga’daki Letonya Cumhurbaşkanlığı Geçici İkametgâhı önünde düzenlenen törende Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ve eşi Dace Seisuma tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanı Gül, Berzins ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlediği ortak basın CUMHURBAŞKANI GÜL LETONYA’DA toplantısında, iki ülkenin NATO içinde müttefik olduklarına dikkat çekerek ekonomik ilişkilerin önemine de vurgu yaptı. Gül çifti daha sonra Dekoratif Sanatlar ve Tasarım Müzesi ile Letonya İşgal Müzesi’ni ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyaretine AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı. ‘T Şerafettin Halis BDP İl Başkanlığı’ndan istifa etti TUNCELİ (Cumhuriyet) Daha önce BDP Tunceli Milletvekilliği de yapan BDP Tunceli İl Başkanı Şerafettin Halis, sürpriz bir kararla görevinden istifa ettiğini açıkladı. Bazı konularda genel merkez yöneticileri ile ters düştüğünü ve görüş ayrılığı yaşadığını, bu nedenle istifa ettiğini belirten Halis, “Partiye emek ve gönül vererek değer yaratanlardan ve Dersim halkından özür dileyerek gördüğüm lüzum üzerine partimden istifa ediyorum. İstifa dilekçemi genel merkeze ve eş genel başkanlara gönderdim. İşleme konulması konusunda da ısrarlıyım” dedi. Şerafettin Halis, istifa nedeniyle ilgili açıklama yapmaktan kaçınırken BDP kaynakları ve yakın çevresine göre BDP’nin çözüm süreci kapsamında Alevilere gerekli ilgi ve desteği göstermemesi nedeniyle bu istifa etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear