14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 8 HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Körün fil tarifi öyküsünü bilirsiniz… Altı körden fili tarif etmesini isterler. Körler filin yamacına varır… Biri ilk elden bacağına yapışır; “Aaa. Bu ağaçtır” der… Başkası gövdesini tutar; “Hayır fil bir duvardır” iddiasına sahip çıkar… Diğeri kulağını yakalar; “Fil yelpazedir!” tarifini yapar…. Beriki kuyruğa asılır; “Hayır halattır!” buyurur… Öteki hayvanın dişine isabet eder; “Yok canım, fil mızraktır!” diye dayatır… Hortumuna denk gelen sonuncusu ise “Hayır efendim, yılandır” diye üsteler. Akillerin “süreç” geyikleri de biraz böyle körlerin fil tarifini andırıyor. Herkes “sürece” kendi yüklediği anlamı atfediyor. Kendi çıkardığı sonuçları sürece katkı adına piyasaya sürüyor… “Sürec”in ne ölçüde muğlak olduğunu, akil adamlardan Tarhan Erdem kendi ağzıyla itiraf etti. İzmir’e ilk “akil gezisini” yapan Tarhan Bey; heyetten ekip arkadaşlarının ileri geri kullandığı “özerklik” gibi netameli bazı tanımlar karşısında, “Benim kanaatim herkes kendi tanımını söylüyor. Biz kendi kendimize bu süreci nasıl görüyorsak, nasıl anlatabiliyorsak öyle anlatacağız” dedi ve ekledi: hasret benim, ömrüm senin olsun’ diyen Sevgili Orhan Gencebay’dan dertleri de hasreti de ortadan kaldıracak yeni bir duruş bekliyoruz… ‘Vizontele’ filminde ‘Bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir’ diyen Sevgili Yılmaz Erdoğan’dan daha fazla seveceğimiz, mesut olacağımız bir Türkiye’nin inşasında katkı arzuluyoruz. ‘Ortak vicdanı temsil etmesi gereken sanatçılar arasında bile barışa kuşku duyulması gereken bir şeymiş gibi bakanlar var’ diyen değerli sanatçımız Lale Mansur’dan, barışın kaybedenleri olmayacağını daha güçlü anlatmasını bekliyoruz. Meselenin sancısını yıllarca çekmiş Yılmaz Ensaroğlu kardeşimizden, yıllarca hapis yatmış sevgili Oral Çalışlar’dan, Sayın Doğu Ergil’den, devletin değil, insanın özne olabileceğini güçlü şekilde savunan Sayın Deniz Ülke Arıboğan’dan, andıçlanan Ali Bayramoğlu’ndan, hukukun sesi Kezban Hatemi Hanım’dan, milletin ve milliyetçiliğin derin analizlerini yapmış Sayın Erol Göka’dan eserleri kadar yüreklerini de sürece koymalarını istiyoruz.” Usta senaristlere ve yönetmenlere taş çıkaracak bu rol dağıtımına ancak şapka çıkarılabilir! “Akilller” görevlerini bilmeseler de, tribünlere hangi rolleri oynayacaklarını biliyorlar… Hülya Koçyiğit verdiği ilk demeçte nitekim yönetmenin rol dağıtımıyla birebir uyumlu olarak! derhal “Ben burada bir anne olarak yer alıyorum!” demedi mi? Sanatçılar, aydınlar, yazarlar bu aleni ortaoyununun parçası olmaktan en ufak eziklik/sıkıntı duymuyorlar. Bilakis tek “seçici” ile yakın temas halinde bulunmaktan mutlular! Her şey bir yana… “Süreç”, “piyon” gibi öne sürülerek seferber edilen yandaşlarla, “tek seçici” iktidarın ilişkileri üzerine doktora tezi olabilecek muazzam ders niteliğinde! CUMHURİYET 16 NİSAN 2013 SALI GÜNCEL ? Baştarafı 1. Sayfada Halkımıza durmadan şırıngalandığı gibi PKK çekildikten sonra çözüm sürecinin ne olacağını, hükümetin, halkımız sözünü dinler diye Anadolu’ya gönderdiği akil adamlar heyetinin ne maldır bilinen üyelerinin pek çoğu da bilmiyor. PKK’nin silah bırakarak topraklarımızı terk etmesi artık bir varsayım. Çekilip çekilmeceği tam bir muamma. Ne zamanını ne de nasıl çekileceğini bilen var! Bu konuda hükümet umudunu İmralı’ya bağlamış. O derse ki çekilin, PKK tası tarağı toplayıp dağlardaki mağaralarını terk edecek beklentisi içinde. Ama Kandil’deki eli kanlı, silahlı “2. Öcalan” Murat Karayılan; New York Times’a verdiği demeçte, öne sürdüğü kimi koşullar gerçekleşmeden, gerilla diye tanımladığı emrindeki teröristlerin “silah bırakmayacağını, silah bırakmanın en son tartışılacak konu olduğunu” söylüyor. Sıraladığı koşulların başında “önder” Öcalan’a özgürlük geliyor. Ardından diğer koşulları sıralıyor: Kürt kimliğinin (tabii anayasada) tanınması. Kürtlere adil, insanca, eşit davranılması... ??? Ya İmralı? Adeta ikinci başbakanlık! Başbakan, çözüm sürecinin ılımlı, olumlu yolda yürüdüğünü söylüyor. İmralı’daki de RTE gibi, pek çok BDP’liye yeğleyerek kafa dengi bulduğu İstanbul milletvekili S.S. (Sırrı Süreyya) Önder’in eline tutuşturduğu son mesajda, “PKK’nin geri çekilmesinin gerçekleşmesi için yoğun çalışma yürüttüğünü” açıklıyor. Öcalan son mesajında; RTE ile uzlaşmaanlaşma aşamasında olduğunu öylesine kanıtlıyor ki; artık CHP ile MHP’nin İmralı ile hangi temel konularda uzlaştıklarını saptamaya, belgelemeye çaba göstermelerine gerek bırakmıyor. Daha önce duyurduğu, RTE’nin karşı çıkmadığı vatandaşlık tanımını iki kez yineliyor. Yeni anayasada Kürt kimliğinin tanımasını dayatan Kandil ağzını hem aynen koruyor, hem de RTE ile uzlaştıklarını açığa vuruyor. Başbakan gibi kaçamak ifadesiyle Türk milleti yerine millet de demiyor.. “Türkiye halkı” diyor. ??? Bakmayın TV’lerin haber bültenlerinde, akil adamlar gezilerini şişirmek, genelde toplumun beğenisini, desteğini kazandığını kanıtlamak için, cımbızla halktan seçtikleri kimileriyle, örneğin bir esnaf, bir emekli, bir kadınla yapılan kısa ama olumlu içerikteki röportajları ekranlara taşımalarına... Oysa heyetten örneğin iktidara yandaş yazar Fehmi Koru bile vatandaşın kafasının bulanık olmasını doğal karşılıyor. Neden? Süreçte bilinmeyen pek çok şey var, diyor. Sosyalist ayağına yatıp, TV programlarında iktidarı koruyup kollayan konuşmalar yapan Prof. Baskın Oran da çekilmenin ardından ne olacağının açıklanmasını istiyor. Ya bir zamanlar CHP’nin genel sekreterliğini yapan akil adamlardan yazar Tarhan Erdem… Öylesine inanmış ki AKP damgalı çözüm sürecine ve sürecin başarılı olacağına… …İzmir’in Urla’sında bir coşuyor bir coşuyor ki; gür sesle “Çözüm süreci başarıya ulaştığı zaman göreceksiniz; Nevruz’da Diyarbakır Meydanı Türk bayraklarıyla kıpkırmızı olacaktır” dedi toplantıyı izleyen halka. RTE orada, Urla’da konuşsa; sürece ancak bu kadar inanan, güvenen ve öven bir konuşma yapabilirdi. ??? Küçük bir haber, Kamer Genç’in, kime seslendiği açık bir cümlesini aktarıyor: “Ulan madem Türk değilsiniz ne işiniz var milletin meclisinde!” Kamer Genç’in bu cümlesi başka çağrışımlara neden oluyor. Örneğin… …bir ödül töreninde “Bizim burada toplanmamızı sağlayan Atatürk ve silah arkadaşlarına sonsuz rahmet ve selam olsun” diyen Kayahan’ı izleyicilerin ayakta dakikalarca alkışlamasını sindiremeyen bir yazarın, Ahmet Hakan’ın, “Türkiye Türklerindir” sloganını yıllarca baş köşelerde taşıyan Hürriyet gazetesinde ne işi var?.. …gibi bir soruyu akla getiriyor. ??? “Eferüm oğlum Ahmet / Varlığın halka emanet! / Sakın çekme zahmet, / Allah versin afiyet! /… …Eferüm oğlum Ahmet / Sen bu yolda devam et” ( Aziz Nesin’den) ‘Süreç’ Körün Fil Tarifi Olunca tam neleri, ne kadar kapsadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, RTE’nin tahayyülündeki “sürecin” şu bu biçimde eli mahkum kendisini “Başkan Baba’lığa” taşıyacak olması. Bu bağlamda başkanlık, yarı başkanlık, ekmek arası, pilav üstü fark etmiyor: “Törkiş başkanlık”, “Başkan Baba’lık!” güzergâhın son noktası oluyor. “Görev tanımı yapılmadan ortalığa salıverilen” akiller, şimdi ayırdına vararak ya da varmayarak bu “Başkan Baba’lığa” giden yolun taşlarını döşeyecekler! Türkiye’yi bugünlere getiren yolun taşlarını vaktiyle, “yetmez ama evet” kampanyasına verdikleri destekle döşemiş oldukları gibi… Çoğu zaten “yetmez ama evet”çi. Birer birer “tek seçici” tarafından belirlenmiş ve Dolmabahçe’deki meşhur beş saatlik toplantı sonucunda sahneye çıkarılmışlar. Tez malzemesi olabilir Emeklilik hakkını kazanan ancak yaş uygulamasına takılan emekçilerin oluşturduğu “Emeklilikte Yaşa Takılanlar Platformu” Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi önünde eylem yaptı. CHP milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun da destek verdiği eylemde iktidarın yasal düzenlemeyi bir an önce yapması istendi. Çelebi, “Başbakan oyun devam ederken kural değişmez diyor. Konu emekçiler, emekliler ve sosyal haklar olunca her türlü kuralı değiştiriyor. Çıldırma noktasına gelen emeklilerin, emekçilerin sesini duymuyor, o sizlere sağır. Biz parlamentoda bu haksızlığa karşı durmaya devam edeceğiz” dedi. Emeklilik haklarını istediler Baba’lık Son durak: ‘Başkan rol tanımı var Görev tanımı yok, “Bize bu görevi verenler tarafından bize bu görevin tanımı yapılmış değil. Siz gidin ne isterseniz manasında… Gittiğimiz yerde insanları dinleyeceğiz. Çözüm sürecini nasıl tanımlıyorlar, onu dinleyeceğiz. Biz de onlara karşı kendi tanımlarımızı söyleyeceğiz. Bu tanım heyetin tanımı olmayacak, konuşanın tanımı olacak.” Herkesin “süreci” kendine, başka deyişle. Heyetin ortak tanımı yok. Kimince “duvar”, kimince “mızrak”, kimine göre de “yılan” ya da “halat” bu süreç. Başbakan’ın kafasındaki sürecin bile Sahne alırken görev tanımı belirtilmemişse de oyunu yöneten “biricik seçici” tarafından özenli bir rol dağıtımı yapılmış… “Bütün annelerin melek olduğunu hepimize anlatan değerli sanatçımız Hülya Koçyiğit’ten, Anadolu’nun, Trakya’nın melek misali annelerinin gözyaşlarını dindirecek yeni bir rol bekliyorum” diyor malum “seçici”: “O unutulmaz ‘Tatar Ramazan’ rolünde ‘bir ekmeği beraber bölüşerek yemektir hüner’ diyen Sevgili Kadir İnanır’dan 76 milyonun kardeşliğine yeniden vurgu istiyoruz. ‘Dertler, benim, Son bir yılda 61 asker intihar etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Miletvekili Mustafa Moroğlu’nun soru önergesini yanıtlayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, son bir yıl içinde 61, 2002’den bu yana ise 965 askerin intihar ederek yaşamını yitirdiğini açıkladı. TSK bünyesinde 744 psikolog ve psikolog danışman bulunduğunu kaydeden Yılmaz, “TSK’de Rehberlik ve Danışma Merkezi (RDM) sorunlu oldukları tespit edilen personelin RDM’ye sevk edilmesi, doktor muayenesi gerektirenlerin revir doktoruna gönderilmesi, doktor tarafından gerek görülmesi halinde sıralı sevk zincininin izlenerek tedavisinin yapılmasını ve konuyla ilgili olarak her safhada lider personelle koordinesini öngörmektedir” dedi. Boston Maratonu’na yönelik bombalı saldırıda 2 kişi öldü, 28 kişi yaralandı ABD’de terör Kılıçdaroğlu’nun görevden aldığı isim yeniden seçildi Bütün ABD çapında terör alarmı verildi Patlamalar 11 Eylül saldırısını akıllara getirirken ülke genelinde terör alarmı verildi. Boston eyaletinin hava sahası uçuşa kapalı alan ilan edilirken, Washington’da Beyaz Saray ve Pentagon’da güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı. New York’ta şehrin çeşitli noktalarına antiterör birimleri yerleştirildi. Dışişleri Bakanlığı krizleri es geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsrail ile özür krizinin aşılmasından sonra internetteki resmi web sayfasını güncelleyen Dışişleri Bakanlığı, iki ülke ilişkilerindeki krizleri bir bir sıralarken Davos’taki “one minute” krizi ile “alçak koltuk” skandalını görmemeyi tercih etti. Mavi Marmara sonrasında, Dışişleri Bakanlığı, resmi internet sitesinde İsrail ile ilgili bölümü üçüncü kez güncelledi. İsrail’in özür dilemesi sonrasında yenilenen sayfada iki ülke ilişkilerinin “sıfır sorun” yaklaşımı çerçevesinde görüldüğü belirtildi. Mavi Marmara baskınının ardından özür ve tazminat beklentisinin yer aldığı açıklama, ambargonun kaldırılması yer almadığı için kısa sürede çıkarılmıştı. Bu değişikliğin ardından özre kadar konan sayfada ise iki ülke arasındaki sorunlara yer verilmemiş, İsrail’den Türkiye’ye son ziyareti Savunma Bakanı Ehud Barak’ın gerçekleştirdiği belirtilmişti. Afganistan’daki Afganistan’daki patlayıcılara benziyor benziyor NBC televizyonu, üç farklı kaynağa dayandırarak verdiği haberde, patlamaların “IED” yani yol kenarı patlayıcı düzenek tipindeki bombalara benzediğini duyurdu. IED’ler ağırlıklı olarak Irak ve Afganistan’da kullanılan ve ABD askerlerinin çok sayıda kayıp vermesine neden olan bir patlayıcı düzeneği olarak biliniyor. Haber Merkezi Amerika’da düzenlenen Boston Maratonu’nun bitiş çizgisinde art arda iki patlama meydana geldi. ABD polisi, olayda 2 kişinin öldüğünü, 28 kişinin yaralandığını açıkladı. Patlamalar 11 Eylül saldırısını anımsatırken, ülke genelinde terör alarmı verildi. Boston semaları uçuşa kapalı alan ilan edildi, Beyaz Saray ve Pentagon’da üst düzey güvenlik önlemleri alındı. Dünyanın en önemli spor organizasyonlarından biri olan ve 100 yıldan uzun süredir düzenlenen Uluslararası Boston Maratonu, bu yıl kana bulandı. Profesyonel sporcuların yarışı tamamlamasının ardından amatör koşucuların yarışı devam ederken, bitiş noktasının bulunduğu Boylston sokağında büyük bir patlama meydana geldi. İlk patlamadan yaklaşık 15 saniye sonra ikinci patlama oldu. Patlamaların ardından koşuyu tamamlamak üzere olan bazı amatör sporcularla çok sayıda seyirci yere yığıldı. Kentin üzerinde büyük beyaz bir duman yayılırken, çok sayıda polis ve sağlık görevlisi bölgeye sevk edildi. Ambulanslar yaralıları, maraton için kurulan sağlık çadırına götürürken, durumu ağır olan yaralılar hastanelere kaldırıldı. Bazı kaynaklar patlamanın bir çöp konteynırında meydana geldiğini ileri sürerken, New York Post gazetesine göre ilk patlama bitiş çizgisine yakın Fairmont Hotel’in lobisinde meydana geldi. Patlama bölgesindeki incelemelerini sürdüren polis kaynakları, olay yerinde bulunan iki bombayı etkisiz hale getirdi. Bombaların el yapımı olduğu kaydeden polis kaynakları, eldeki verilerin organize bir terör saldırısını işaret ettiğini dile getirdiler. CHP’de gençlik krizi AYŞE SAYIN İki bomba daha bulundu ANKARA CHP Gençlik Kolları’nda uzun süredir yaşanan huzursuzluk nedeniyle hafta sonu gerçekleştirdiği ilk olağanüstü kurultay, kurultay talebinde bulunan “muhalif” ekibin başarısıyla sonuçlandı. Genel merkezin desteklediği belirtilen Emre Doğan genel başkanlık koltuğunu kaybederken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşık 1.5 yıl önce Meclis’te bir kadın gazeteciye saldırdığı için gençlik kolları başkanlığından aldığı İrfan İnanç Yıldız’ın seçilmesi, gençlik kollarında “suların durulmayacağı” yorumlarına neden oldu. Örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Adnan Keskin ile Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen Gürsel Erol’un desteklediği belirtilen Emre Doğan’a karşı, genel başkan yardımcılarından Gürsel Tekin’in desteklediği belirtilen İrfan İnanç Yıldız’ın kurultayı alması, “genel merkeze uyarı” yorumlarına neden oldu. CHP’de gençlik kolları başkanı MYK’de de temsil edildiği için gözler CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun tutumuna çevrildi. Kulislerde, Kılıçdaroğlu’nun gençlik kollarındaki kurultayda belli bir adaydan yana tavır koymadığı, Yıldız’dan rahatsızlığının da siyasi anlamdaki görüş ayrılığından değil, bir gazeteciye saldırmasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Bazı CHP kaynakları, “Kılıçdaroğlu, kurultaya müdahil olmadı; istese kurultaya gitmeyebilirdi ama bu konuda gençleri serbest bıraktı. Delegenin iradesi doğrultusunda yeni yönetimle çalışır, bir sıkıntı olmaz” görüşünü dile getiriyor. Yıldız’ı desteklediği belirtilen Gürsel Tekin ise CHP’de ekipler savaşı olmadığını belirterek “Benim bir ekibim yok. Çünkü CHP’de herkes benim ekibimdir. Kazanan da kaybeden de benim kardeşimdir” dedi. Haber Merkezi Suriye Enformasyon Bakanı Ümran elZubi, Türkiye’yi muhaliflere kimyasal silah temin etmekle suçladı. Suriye Haber Ajansı SANA’nın haberine göre, Beşşar Esad güçlerinin muhaliflere karşı kimyasal silah kullandığı yolundaki iddiaları reddeden ElZubi, “Han elAssal’a atılan roketler nereden geliyor? Bunlar kimyasal silahları nereden buldu? Bu kimyasal silahların kaynağını Türkiye, İngiltere, Fransa ve diğer devletlere sormak gerekir” dedi. Suriye’den Türkiye’ye suçlama NSU davası ertelendi Dış Haberler Servisi Almanya’da 20002007 arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yerlatı (NSU) hücresinin Münih Eyalet Mahkemesi’ndeki davası 6 Mayıs’a ertelendi. Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, yarın başlaması beklenen davanın ilk duruşmasının 6 Mayıs’a ertelendiği belirtildi. Açıklamada, 12 Nisan’da Alman Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar gerekçe gösterilerek, gazeteciler için yeni bir akreditasyon uygulamasının gerekli olduğu, organizasyonunun davanın başlayacağı 17 Nisan’a yetişemeyeceği kaydedildi. Alman Anayasa Mahkemesi, yapılan başvuru üzerine yabancı gazetecilere mahkemede yer verilmemesinin “eşitlik hakkının ihlali anlamına geldiği” gerekçesiyle akreditasyon uygulamasının doğru olmadığına hükmetmiş, davayı izleyebilmeleri için Türk ve Yunan medyasından en az 3 kuruluşa izin verilmesini istemişti. Yeşiller Partisi Federal Milletvekili Mehmet Kılıç, davanın ertelenmesini basının lehinde bir gelişme olarak nitelerken, ancak yurtdışından geleceklerin otellerde yer ayırtmaları ve yapılan çeşitli hazırlıklar açısından ise talihsizlik olarak değerlendirdi. HKP pankartına yasak Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Gaziantep’in de aralarında bulunduğu birçok kentte Patriot füzelerinin yerleştirilmesini protesto için üzerinde Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) haritasının olduğu bir afiş asmak istedi, ancak valilik buna izin vermedi. Bunun üzerine HKP üyeleri mahkemeye başvurarak valiliğin kararının kaldırılmasını istedi. HKP’nin avukatı Pınar Akbina, “Afişteki bir haritanın parti görüşü olarak kabul edilmesi, büyük bir tarihi yanılgı ve kültürel bir yoksunluktur” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear