17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2013 CUMA 4 HABERLER ‘Partili cumhurbaşkanı’ formülünü hayata geçirmek için anayasadaki ‘bağımsızlık’ hükmü kaldırılacak Ne Saklanıyor? 8 Nisan’da, Ergenekon duruşmasını izlemek için Silivri’deydim. Gördüklerimden bu ülkenin bir insanı olarak utanca ve dehşete düştüm. Silivri’de duruşma izlemeye her gidişimde utanç duyuyorum. Çünkü yargılamanın yapıldığı duruşma salonu hapishanenin içerisinde. Bildiğim kadarıyla hiçbir demokraside görülmemiş bir uygulamadır bu. Hatırladığım tek istisna, askeri üs ve de siyasi hapishane olarak da kullanılan Yassıada’da, spor salonunda yapılan yargılamadır... Daha sonra spor salonlarında yargılama uygulamasına askeri dönemlerde hep tanık olduk, içimizden bazıları böyle mekânlarda yargılandı. Ama hapishane kompleksi içinde yaptırılmış ilk özel duruşma salonu şerefi 12 Eylül’ün devamı olan sivil darbe dönemine aittir. Duruşma salonunun konumunun yanı sıra son zamanlarda kamuoyunun gittikçe artan yoğun ilgisi dolaysıyla, duruşmaları izlemek için gelmek isteyenlere karşı caydırıcı yöntemler uygulanmakta. Silivri’ye yine duruşma izlemek için gittiğim, 13 Aralık 2013’te de mahkeme salonuna ulaşımın engellenmesi, hiç değilse güçleştirilmesi için her şey yapılmıştı. Pazartesi günü de durum aynıydı. Yine aleniyet ilkesini yok etmek için her şey yapılıyordu. Eski İstanbul Barosu başkanlarından Av. Turgut Kazan önceki gün TV’de anlattı. salona varma yolunda karşılaştığı engelleri. HHH Daha sonra, Turgut Kazan gibi biz de duruşma salonuna kadar sızan biber gazından nasibimizi aldık. Gazetecilerin her zaman oturdukları yerin kapatılması da, bir yandan basının rahatça görev yapmasını engellerken öte yandan da duruşmayı izlemeye gelenlere adeta haykırılıyordu: Gelmeyin izleyici olarak buraya, istenmiyorsunuz işte, anlasanıza! Bütün bunlara İstanbul Barosu’ndan gelen avukatlara yapılan engellemeler de eklenince, salonda yine duruşmayı izlemek üzere bulunan muhalefet milletvekilleri, itirazlarını ve taleplerini mahkeme başkanına bildirdiler. Taleplerini mahkeme başkanına bildirmeleri doğaldı, çünkü duruşmanın disiplininden o sorumludur ve bu konudaki kararlar ona aittir. Ama mahkeme başkanı bu taleplerden hoşnut kalmadı. Ergenekon davasında neler olduğunun bilinmesinden siyasi iktidar da rahatsız oldu ve Başbakan bu tepkiyi şu şekilde dile getirdi: Aşırı uçların trenine vagon olan bir CHP var. Olayı takip edeceğiz. Ergenekon’u savunmak suçtur. Sen burada suç işliyorsun. Başbakan’ın bu açıklamaları ve suçlamaları üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Ergenekon davası duruşması sırasında meydana gelen olaylara ilişkin soruşturma başlattı. HHH Daha önce Ergenekon davasının savcısı olduğunu kamuoyuna alenen ilan eden Erdoğan, Silivri’de dokunulmazlık olmadığını haykırdı. CHP’lilerin Silivri’de suç işlediklerini iddia etti. Bütün bunlara karşın soruşturmayı başlatan başsavcılık şu açıklamayı yaptı: Soruşturmada herhangi bir makam ya da mercinin talimatı, yönlendirmesi söz konusu değildir. Başbakan, CHP’liler suç işledi diyor ve ekliyor. Fezlekeler Meclis’e gelirse üstümüze düşeni yaparız. Savcılık, soruşturma açıyor. Ama bu soruşturmada herhangi bir makamın talimatı ve yönlendirmesi olmadığını söylüyor. Bu açıklamalar da Ergenekon Davası’nda adil yargılama yapıldığı ne denli inandırıcı ise o kadar inandırıcıdır. Ergenekon duruşmasında, bundan önce de olduğu gibi aleniyet ilkesinin çiğnenmesi bazı şeylerin saklanmak istendiği izlenimini uyandırıyor. İktidarın tavrı, onun da bu çaba içinde olduğunun delili olarak kabul ediliyor. Bu durumda herkes soruyor: Saklanmak istenen ne? Bu sorunun yanıtı aslında biliniyor. Çünkü gerçek bir kez gün ışığına çıkmıştır, artık bazı şeyleri saklama ve aklama çabası nafiledir. AKP’nin ‘101’ planı ERDEM GÜL ANKARA AKP, yeni anayasada muhalefetin en büyük tepkisini çeken başkanlık sistemi için formülü, anayasada tek maddelik değişiklikle “partili cumhurbaşkanı” modeline geçmekte buldu. AKP’de, anayasanın 101. maddesindeki “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” hükmünün çıkarılmasıyla Fransa’dakine benzer “Türk tipi yarı başkanlık” sistemine geçilmesinin kendileri için yeterli olacağı değerlendirmesi yapılıyor. AKP, muhalefetin “padişahlık getirecekler” eleştirileri karşısında başkanlık sistemi önerisini yumuşatan yeni bir formüle dönüş yaptı. AKP kurmayları, süresi mayıs ayı başına kadar uzatılan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda da gündeme getirmek üzere başkanlık sistemi yerine, Fransa’daki yarı başkanlık sistemini model alan bir formül üzerinde çalışma başlattı. Buna göre AKP, yeni anayasa kapsamındaki önerisini yumuşatarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da seslendirdiği, “Partili Cumhurbaşka maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” hükmü kaldırılacak. Başbakan Erdoğan’a göre geliştirilen bu değişiklikle, halk tarafından seçilecek u Yeni anayasa çalışmasını tıkayan başkanlık sistemi önerisinden vazgeçmeyen AKP, anayasada yapılacak tek maddelik değişiklikle partili cumhurbaşkanının önünü açmayı hedefliyor. Plana göre anayasanın 101. maddesindeki “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” hükmü kaldırılacak. nı” formülüne döndü. AKP’de “Türk tipi yarı başkanlık sistemi” olarak adlandırılan formül, anayasada başkanlık sistemine ilişkin köklü değişikliklerden bu aşamada vazgeçerek yalnızca tek madde değişikliğiyle yetinmeyi öngörüyor. AKP’nin bu formülünün işlemesi halinde anayasanın 101. Cumhurbaşkanı’nın, partisinden istifa etmesi gerekmeyecek. Fransa’daki gibi sistemde yine başbakan bulunacak. Ancak henüz son karar verilmemekle birlikte başbakan, cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve oluşturduğu kabinesi için Meclis’ten güvenoyu alacak. Ancak mevcut anayasadaki cumhurbaşka nının “Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık etme” yetkisi bulunduğu için anayasada yeni bir değişikliğe gerek kalmadan cumhurbaşkanı “yürütmenin başı” olarak Bakanlar Kurulu’na da başkanlık edecek. AKP’nin formülünde Başbakan’ın konumu için “cumhurbaşkanı yardımcısı” ifadesi uygun bulunuyor. Erdoğan, Moğolistan Başbakanı Altankhuyag ile bir araya geldi. (AA) Parti başkanı cumhurbaşkanı AKP kurmayları üzerinde çalışmaları devam eden formüle ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde, “Bizim için artık başkanlık sistemi Türkiye için bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ancak bu aşamada muhalefetle yaşanan tıkanıklık nedeniyle ara aşama olarak 101. maddede parti bağını kesmeyecek bir değişiklikle partili Cumhurbaşkanı modelini yeterli görebiliriz” görüşü dile getirildi. PKK’lilerin çekilmesi Bakanlar Kurulu’nu işaret etti ULAN BATUR (AA) Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK üyelerinin sınır dışına çıkma sürecinde, Bakanlar Kurulu’nun alacağı kararla atılabilecek adımlar olduğunu belirterek, “Bu, TSK yetkileriyle alakalı adımlardır. Bu yurtdışına yönelik ne gibi hareketler yapması gerekir, buna yönelik Bakanlar Kurulu’nun alacağı karardır” dedi. Erdoğan, dün Moğolistan Başbakanı Noroviin Altankhuyag ile heyetler arası görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, “Terör unsurlarının sınır dışına çıkması sürecine yönelik Genelkurmay Başkanlığı’na yazılı bir talimat vermek gerekiyor mu, gerekiyorsa verecek misiniz ya da bu süreç terörle mücadele sürecinde olduğu gibi valilerin koordinasyonunda mı yürütülecek” sorusunu şöyle yanıtladı: “Zannediyorum burada hâlâ bir yanlış anlaşılma var. TSK, diğer güvenlik güçlerimiz şüphesiz ki hepsi de cumhuriyet hükümetinin verdiği, vereceği kararlarla hareket edecektir. Eğer parlamentoyu ilgilendiren tarafı varsa bu da parlamentodan çıkacak kararla olur. Şu andaki süreçte Bakanlar Kurulumuzun alacağı kararla atılabilecek adımlar vardır ama bunlar sizlerin ifade ettiği konulara yönelik değildir. Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkileriyle alakalı adımlardır. Bu yurt dışına yönelik ne gibi hareketler yapması gerekir, buna yönelik Bakanlar Kurulu’nun alacağı karardır. Yurtiçinde de valilerimize verilen yetkilerdir, bununla ilgili kararlardır.” Ortak basın açıklaması öncesinde iki ülke arasında güvenlik alanında işbirliği, Türk vatandaşlarının Moğolistan’a vizesiz geçişine ilişkin anlaşma imzalandı. Fotoğraf:AA MUAMMER TAN Köşk’e özel ‘antiterör’ aracı Cumhurbaşkanı Gül, “Avrupa’da göç, İslam ve çokkültürlülük” konulu sempozyumda konuştu. ma filosuna son model teknik cihazlarla donatılmış yeni bir araç katıldı. “Koruma Kontrol ve İzleme Aracı” adlı araç, 14’ü araç üzerinde, 4’ü de programların yapıldığı alana kurulmak üzere hazır bulunan toplam 18 kamerayla çevreyi izliyor. Gece görüş sistemi de bulunan aracın çektiği görüntüler korumaların kullandığı özel gözlüklere de yansıtılabiliyor. Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü’nün geliştirdiği yeni araç ilk “görevine” Gül’ün dünkü Göç Konferansı programında çıktı. Araç, Cumhurbaşkanı’nın Köşk dışındaki programlarına önceden giderek yol boyunca güzergâh taraması yapıyor. Herhangi bir kuşkulu durumu Köşk’te kurulu merkeze aktaran araç, Cumhurbaşkanı’nın programı boyunca da alanda hazır bekletilerek program sonuna kadar çevre taraması yapıyor. Koruma polislerinin kullandığı özel gözlüklerde bulunan mikrokameralarla da bağlantılı olan aracın içerisinde uydu telefonları da bulunuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı koru ‘Ekonomik kriz ırkçılığı tetikledi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Irkçılık, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı, Avrupa’yı etkisine alan ekonomik krizle de bağlantılı olarak ciddi bir endişe kaynağı olmaya başlamıştır” dedi. Gül, “Avrupa’da göç, İslam ve çokkültürlülük” konulu sempozyumda yaptığı konuşmada göç konusuna insanlık haysiyeti ve demokratik değerler çerçevesinden bakılması gerektiğini belirtirken demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi değerlerin, Avrupa’da doğan ve küresel ölçekte yansımaları olan değerler olduğunu ancak bugün Batı dünyasında farklılıkları çatışma sebebi olarak gören aşırı görüşlerin halen zemin kazanabildiğine şahit olundu ğunu söyledi. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Irkçılık, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı, Avrupa’yı etkisine alan ekonomik krizle de bağlantılı olarak ciddi bir endişe kaynağı olmaya başlamıştır. Göçmenleri güvenlik, işsizlik, suç, fakirlik ve diğer sosyal sorunların ana sebebi şeklinde gösteren partilerin oy oranları artmaktadır. Halkın bu korkularına karşı, göç konusunda sert tedbirler alan hükümetler ve ona siyasi partilerin verdiği tepki de ayrı bir endişe sebebidir. Irkçılık, farklı kültürler ve hayat biçimlerine dönük hoşgörüsüzlük, ne yazık ki Batı toplumlarının en müzmin hastalıklarından biridir.” ‘Fezlekeme 51 MHP’Lİ kabul oyu verecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hakkında hazırlanan fezlekenin TBMM Genel Kurulu’na gelmesi halinde 51 MHP milletvekilinin, fezlekenin kabulü yönünde oy vereceğini açıkladı. Bahçeli, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 6. Ege İlleri Türkiye Tanıtım Günleri etkinliğinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen fezleke ile ilgili ilk kez konuşan Bahçeli, “Böyle bir konu TBMM Genel Kurulu’na geldiği zaman zannediyorum 51 milletvekili arkadaşımız öncelikle fezlekenin gereği olarak dokunulmazlığın kaldırılıp yargı yolunun açılması noktasında en içten katkıyı sağlayacaklardır” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin partileri üzerinde baskı kurmayı amaçladığını belirterek, 51 milletvekili olarak genel başkanlarının arkasında olduklarını söyledi. Kandil’in ‘hız’ formülü ‘İmralı’ya gidelim’ Haber Merkezi Çözüm sürecine ilişkin İmralı’yla iletişimin ağır işlediğini belirten KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, “daha geri çekilme kararını vermediklerini” söyledi. Karayılan, “Çözüm sürecinde Güney Afrika gibi bir tarz olmalı. Hızlı karar alabilmemiz için ihtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki?” dedi. Karayılan ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Ronahi Serhad, dünyanın tanınmış basın yayın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Henüz geri çekilme kararını vermediklerini dikkat çeken Karayılan İmralı’yla iletişimlerinin ağır işlediğini söyledi. Sürecin bürokratik nedenlerle yavaş ilerlediğini belirten Karayılan, “Çözüm sürecinde Güney Afrika örneği gibi bir tarz olmalı. Önderliğimiz tecrit altında olduğu sürece sağlıklı iletişim gelişmiyor. Mandela örneği gibi olursa hızlı karar alınabilir. Daha hızlı olunmalı. Hızlı karar alabilmemiz açısından ihtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki?” dedi. İzmir’den ‘barışa destek’ heyeti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye’nin barışa ihtiyacı olduğunu belirterek, bu amaçla 22 Mayıs’ta İzmir’den bir heyetin Diyarbakır’a gideceğini bildirdi. İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun dün gerçekleştirilen toplantısı öncesi konuşan Kocaoğlu, “Barışın kalıcı ve sürdürülebilir olması için toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetlerinin gözetilmesi gerekir. Bunun sağlanması için biz de her türlü desteği vereceğiz. 22 Mayıs’ta kentin kanaat önderleriyle birlikte, günübirlik olarak Diyarbakır’a gideceğiz. Ege’nin kültür ve sanat etkinliklerini Diyarbakır’a taşıyacağız. Ülkemizin 30 yıldır ihtiyacı olan barışa katkıda bulunacağız” dedi. ‘Akil’ler Diyarbakır’da Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, ‘Çözümü en çok isteyenler Kürtler başta olmak üzere bu bölgede yaşayan insanlar’ dedi MAHMUT ORAL/ SELAHATTİN GÖKATALAY DİYARBAKIR/ MALATYA Güneydoğu’da görev yapacak olan akil insanlar heyeti, Diyarbakır’da çalışmalarına başladı. Heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu, bölgede çözüm sürecine desteğin yüzde 90’larda olduğunu belirtti. Güneydoğu’da görev yapacak olan akil insanlar heyeti, Yılmaz Ensaroğlu başkanlığında, Kezban Hatemi, Mehmet Emin Ek men, Fazıl Hüsnü Erdem, Etyen Mahçupyan, Lami Özgen ve Ahmet Faruk Ünsal ile çalışmalara başladı. Sanatçı Yılmaz Erdoğan ile yazar Murat Belge, mazeretleri nedeniyle Diyarbakır’daki ilk çalışma toplantısına katılamadı. Heyetin başkanı Ensaroğlu, “Çözümü, barışı en çok isteyenler Kürtler başta olmak üzere burada yaşayan insanlardır” diye konuştu. Ensaroğlu, 2 ay sürecek çalışmada koruculardan BDP, AKP gibi siyasi parti ve inisiyatiflere, Roboskili alielere her kesimle görüşeceklerini ifade etti. Heyet daha sonra 4 yıl önce mühimmat patlaması sonucu ölen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ailesini ziyaret etti. Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti de Malatya’da sivil toplum örgütleri ve esnafla görüştü. MHP binası önünde toplanan ve tekbirler getirerek yürüyüşe geçen ve sayıları bine ulaşan ülkücü grup ise akil insanları ve barış sürecini protesto etti. Malatya’da protesto
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear