17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 u Türkiye’de taklit ürün pazarı 10 Türkiye taklit üründe Çin’in en büyük rakibi TMd Yönetim Kurulu üyeleri Özhun Olgar (Soldan), Vehbi Kahveci, Önder Öztarhan, Başkan Tahsin Özlenir, Başkan Yardımcısı Mehmet Eren, Füsun Kuran ve Gökhan Kancal toplantıda verdikleri bilgilere göre 1 milyar dolarlık taklit ürün pazarında çalışanların tamamı da sosyal güvenlik kapsamı dışında. Burada emek de sömürülüyor. Kayıtsız bir ekonomi var. Çalışan kaybediyor. Ülke vergi kaybına uğruyor. Kayıtlı ticaret yapan, tanıtıma para harcayan dürüst işadamları kaybediyor. Kazanan sadece kanunsuz iş yapanlar. Borçlanarak Büyüme Son iki hafta boyunca bu köşede Türk ekonomisinin büyüme sürecini “sönmekte olan ve düzensiz hareket eden balon” sözcükleriyle betimlemekteyiz. Şimdi soru şudur: Spekülatif nitelikli büyümenin kaynağı nereden gelmektedir? (Ya da okuyucular bağışlasın daha argo diliyle ifade edersek balonun gazı nereden sağlanmakta?) Türkiye’nin ulusal geliri (gayri safi yurtiçi hasıla, GSYH) 2008’de 742.1 milyar düzeyinde; toplam dış borç stoku ise 281 milyar dolar idi. Bu borcun 52.5 milyar doları kısa vadeli borç niteliğinde idi. Aşağıda TÜİK ve TC Merkez Bankası’ndan derlediğimiz veriler, Türk ekonomisinin küresel büyük durgunluk sürecinde (20082012) dış borçlanma ve büyüme serüvenini sergilemektedir. Toplam Dış Borç Kısa Vadeli Dış Borç Stoku (Milyon $) Stoku (Milyon $) 2008 281,045 52,522 2009 269,223 49,020 2010 291,924 77,369 2011 304,207 81,996 2012 336,863 100,951 20122008 Fark 55,818 48,429 GSYH (Milyon $) 742,094.4 616,703.3 734,928.6 773,980.0 786,393.0 44,298.6 yılda ikiye katlanarak 1 milyar dolara ulaştı. Tescilli Markalar Derneği’ne göre taklit ürün dağılımında Türkiye, Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Ekonomi Servisi Türkiye taklit ürün cennetine dönüştü. Türkiye ünlü markaların taklit ürünlerini üretirken bu alanda son yıllarda büyük ithalatçı konumuna da geldi. Tescilli Markalar Derneği (TMd) Başkanı Tahsin Özlenir, Türkiye’deki taklit ürün piyasasının büyüklüğünün tahmini 1 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Özlenir, TMd’nin yeni vizyonunu paylaştığı toplantıda yaptığı konuşmada, bugün itibarıyla derneğe üye sayısının 92’ye ulaştığını söyledi. Taklit ürünler konusunda sadece TMd üyelerinin Türkiye çapında 4 bin civarı davası bulunduğunu belirten Özlenir, “Türkiye genelindeki toplam davalara bakıldığında ise markaların korunması kapsamında 7 bin8 bin dava bulunuyor. Türkiye, taklit ürün dağılımında dünyada Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor” dedi. Özlenir, İstanbul, İzmir, Denizli ve Bursa, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilin taklit markaların üretim ve satış merkezi haline geldiğini ifade ederek marka ihlallerinin de en yoğun turizm bölgelerinde yaşandığını anlattı. Mevcut durumda, taklit ürün davaları sonucunda genellikle ceza olarak 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası veriliyor. Ele geçen ürünlerin ise devlet eliyle imhası sağlanıyor. Ancak bu sürecin işlemesi için savcılığa suç duyurusunda bulunulması ve mahkemeden arama emri alınması gerekiyor. Bu işlemlerse en az 2 gün sürdüğü için taklit ürün konusundaki anlık ihbarların birçoğu değerlendirilemiyor. Sahteciliğe verilen ceza yetersiz Taklitle mücadelenin pahalı bir iş olduğunu anlatan TMd Başkanı Özlenir taleplerini şöyle sıraladı: * Türkiye’ye oldukça fazla taklit ürün giriyor. Kaynak: TÜİK, Ulusal Hesaplar ve TC Merkez Bankası veri dağıtım sistemi. Fırsat sitelerine kanmayın Yüzde 60 indirimli ayakkabı olmaz TMd Yönetim Kurulu üyesi Önder Öztarhan, New Balance markasının Türkiye temsilciliğini yaptıklarını belirterek özellikle fırsat sitelerine güvenilmemesi gerektiğini, çoğunun sahte ya da defolu ürün sattığını aktardı. Öztarhan, sezonunda yüzde 60 indirimli New Balanca ayakkabı satılmasının mümkün olmadığını bildirdi. Paralel ithalatın engellenmesi veya kontrol altına alınması ile ilgili olarak TMd çalışma da başlattı. Paralel ithalat içinde sadece taklit ürünler bulunmuyor. Aynı zamanda defolu ürünler de orijinal ürün gibi satılarak tüketici yanıtlıyor. Toplantıda verilen bilgiye göre eticaretin artmasıyla birlikte taklit ürün satışlarında da bir patlama yaşandı. TMd Başkan Yardımcısı Mehmet Eren ise 10 liraya aldıkları bir ürünün, gümrüklerde 1 liradan Türkiye’ye getirildiğini söyledi. Eren, “Türkiye, bugün maalesef Avrupa’nın çöplüğünü temizleyen bir pazar haline geldi. Çok büyük bir nüfus var. Gelişen bir ekonomi, internet anormal hızla büyüdü. Normalde deterjanı, patlıcanı ucuza satıyorum imajı vermek için bizim 45 yıl önce çok daha ucuza sattığımız ürünleri, yani Avrupa’da hiçbir yere gidememiş, ellerinde kalmış, çöpe atacakları ürünleri, ‘Neresi var? Türkiye var, bir şekilde alıyor’ deyip satıyor. Türkiye artık bu çöplüğü temizleyen bir pazar haline geldi. Avrupa’da fırsat sitelerinin ortalaması 3.2 adet, Türkiye’de ise bu rakam 100’ün üzerinde” dedi. * Taklitle ilgili en büyük sorun, uzun süredir çıkmasını arzuladığımız bir kanun değişikliği ile taklit suçunun şikâyete bağlı suçlardan çıkarılarak emniyet güçlerinin marka temsilcisinin müracaatı ile resen harekete geçmesini sağlamaktır. Normal prosedürde savcılığa müracaattan, mahkemenin arama ve el koyma izni vermesine kadar en iyi şartlarla 2 gün geçiyor. Bu uzun bir süre. * Taklit ürün satmak organize suç olarak görülüyor. Bir iki kişinin yapabileceği bir iş değil. O halde yardım ve yataklık da suç. Bu ürünlerin turistik yerlerdeki satışları daha çok yerel yönetimlerden kiralanan yerler. Yerel yönetimlerden önlem almalarını isteyeceğiz. * Dünya ticaretinin yüzde 17’sini taklit ürünler oluşturuyor, bu da 350 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Türkiye 2008’den 2012’ye toplam 55.8 milyar dolar net yeni dış borç biriktirmiştir. Bu dönemde ulusal gelirimiz dolar bazında toplam 44.3 milyar artış göstererek 786.4 milyar dolara yükselmiştir. Yani, 2008 sonrasında Türkiye ekonomisi ulusal gelirini 44.3 milyar; dış borçlarını ise 55.8 milyar dolar yükseltmiştir. Dış borçlanmadaki toplam net artış, ulusal gelirdeki toplam artıştan daha fazladır. (Söz konusu dönemde, zaman zaman Türkiye’nin Çin’den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi diye içeride ve dışarıda pazarlanmakta olduğunu anımsatalım). Türkiye’yi baş döndürücü bir hızda dış borç batağına sürükleyen bu başarı mucizesinin çok çarpıcı bir diğer niteliği ise dış borçlanmanın büyük oranda kısa vadeli yapıda olmasıdır. Kısa vadeli dış borçlanmadaki net artış 48.4 milyar dolar ile toplam dış borç artışının yüzde 87’sini vermektedir. HHH Bir diğer soru, borçlanmanın hangi aktörler (kurumlar) tarafından yapılmakta olduğudur. Burada bir köşe yazısının sınırlarını aşan bir analiz gerektiğini bilmekle birlikte, resmi verilerden elde ettiğimiz genel eğilimleri paylaşabileceğimizi düşünüyorum. Resmi veriler toplam 55.8 milyar dolarlık net yeni dış borçlanmanın, 18.5 milyarının kamuya (TCMB dahil), 37.3 milyar dolarının ise özel sektöre ait olduğunu belirtmektedir. Özel sektör içinde ise dış borçlanmanın neredeyse tamamı finansal kuruluşlar tarafından yaratılmıştır. 37.3 milyar dolarlık net yeni özel sektör dış borçlarının sadece yüzde 1.6’sı (0.6 milyar doları) finansdışı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Özyeğin, isteyen markayı u Yeni liman yatırımı için yer baktıklarını belirten Hüsnü Özyeğin, Türkiye’de başarılı olmuş ve üretim bilgisi olan Türk markalarını satın alıp Rusya’ya götürebileceklerini kaydetti. ‘Marks&Spencer’ı da Rusya’ya ben götürdüm diyen’ Özyeğin, 1 milyar dolarlık satın alma yapabileceklerini söyledi. yurtdışı yatırımları değerlendirirken “İngiliz marka Marks&Spencer’ı aldık. Rusya’ya götürdük. Belki de Rusya’ya hiç gitmeyecekti, benim gibi bir Türkle yolları kesişti. Şimdi markanın en hızlı büyüyen pazarı Rusya” dedi. Özyeğin, yurtdışına yatırımla ilgili soru üzerine de dışarıya açılırken ülke seçiminin de önemli olduğunu, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde bankacılığın yüzde 1520 büyümediğini, Rusya ile Türkiye’de bü Engelli iş bekliyor İKLİM ÖNGEL 20082012 Arasında Net Yeni Dış Borçlanmanın Dağılımı (Milyon $) Kamu Özel Finansal FinansDışı TOPLAM 18,487 37,332 36,731 601 55,819 Rusya’ya götürecek yük fırsatlar gördüğünü kaydetti. Wall Street Journal Türkiye’nin haberine göre de Türk markaları satın alıp Rusya’ya taşımayı planlayan Özyeğin, “Satın alımlarda 1 milyar dolar seviyesine çıkabiliriz” dedi. Akfen Holding ve TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da Türk bankalarının uzun vadeli proje finansmanına başladığını, ancak hâlâ “cimri” olduğunu söyledi. Ekonomi Servisi Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, liman işini çok sevdiklerini vurgulayarak, “Başka liman yeri bakıyoruz” dedi. Deloitte Sohbetleri’nde Akfen Holding ve TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ile aynı oturuma katılan Özyeğin, küreselleşmenin geldiği nokta ve ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İŞKUR’a 2012’de iş başvurusunda bulunan 83 bin 955 engelli yurttaştan 1531’inin işe yerleştirildiğini açıkladı. İŞKUR’un verilerine göre iş sırasında 126 bin 615 engelli yurttaş bekliyor. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın soru önergesini yanıtlayan Çelik’in verdiği bilgiye göre, başvuran engellilerin sayısı en çok başvurunun 2012’de yapılmasına karşın en yüksek işe yerleştirme 38 bin 349 ile 2011’de gerçekleşti. Erken emeklilik yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaşını bekleyenlere erken emeklilik hakkı sağlayacak yeni bir düzenleme olmadığını söyledi. Şimşek, “Sosyal güvenlik sistemi bütçeden 74 milyar TL destek alıyor. Kurumun ilave gider getirecek bir yol izlemesi mümkün değil” dedi. Oysa, 2008 öncesi dönemde söz konusu eğilimler tam tersine idi. 20032008 arasında Türk özel sektörünün biriktirmiş olduğu net 100 milyar dolarlık dış borcun yaklaşık üçte ikisi finansdışı reel ekonomi sektörleri tarafından yaratılmış idi. 2008 kriziyle birlikte reel sektör şirketleri artık dış borçlanma yoluyla kredi kullanımını neredeyse durdurmuş gözükmektedir. Türkiye, bir kez daha ve çok daha şiddetli bir biçimde, finans burjuvazisinin risk iştahanın yarattığı spekülatif dalgalanmalara kapılmıştır. HHH Kısa vadeli dış borçları, ulusal gelirinden daha hızlı artan bir ekonomi... Son kararlarını neredeyse bir milli gurur vesilesi olarak değerlendirdiğimiz derecelendirme kuruluşları bu gerçekleri elbette yakından bilmekteler. Ancak, geçen haftaki yazımızın sonuç cümlesinde de vurguladığımız üzere, Türkiye’nin yeni uluslararası işbölümü içerisindeki konumu, kolektif emperyalizmin sadece iktisadi değil, siyasi tercihlerinin bir uzantısıdır. Ekonomik başarı efsaneleri şimdi artık siyasi öğeler ile şişirilme gayreti içindedir. MERKEZ BANKASI Az buz değil koca 20 yıl geçmiş internetle tanışalı. Son 3 yılda ise 3G’nin ceplere, yani cep telefonlarına girmesiyle, mobil teknolojilerin gelişmesi, tabletlerin ortaya çıkmasıyla tamamen yaşamlarımızın odağı haline geldi. Artık 75 milyonluk nüfusun 35 milyonu internet kullanıcısı. Kişisel bilgi ve meraklar sosyal ağlarda dolaşımda... Kentlerde evlerin yüzde 48’inde internete erişim bulunuyor, bu oran kırsalda yüzde 28’lerde... Türkiye’de internetin babası diye tanımladığımız Dr. Mustafa Akgül verileri peş peşe sıralıyor. Birazını aktaralım: Dünyada 2.4 milyar internet kullanıcısı var, 650 milyon web, trilyon ölçüsünde web sayfası, 246 milyon alan adı var. Facebook’ta kayıtlı kullanıcı sayısı 1 milyarı aştı, Twitter’da ise sayı 500 milyona ulaştı. Youtube üzerinden günde 1 milyarın üzerinde video izleniyor. Video pazarının yüzde 40’ı burada. Linked’in üyesi 125 milyon civarında. Anlayacağınız internet kimsenin tahmin edemediği şekilde gelişiyor. Dünya da bu değişimin ortaya çıkardığı yeni bir toplum biçimine dönüşüyor. Tanıtım, pazarlama, eğlence, paylaşım, bilgiye erişim, alışveriş, haberleşme, örgütlenme her şey artık küçücük bir ekrandan... Çok daha hızlı, çok daha erişimi kolay... Bilgi toplumuna geçmek isteyenler için de en temel araçlardan biri internet. Bir diğer deyişle tetikleyicisi... Dönüşen Toplum ve İnternet Sosyal ağlar, Linux başta olmak üzere açık kaynak dünyası, Wikipedia, açık bilim, açık ders malzemeleri, açık eğitim... Tamam hepsi iyi güzel de biraz da şunları sorgulayalım. Örneğin: İnternet gibi bir fırsatı avantaja dönüştürebilen ülkeler arasında mıyız acaba? Bağımsız ve yaratıcı birey ortaya çıkabildi mi? Bilgi bir üretim faktörü olabiliyor mu? Bilim, teknoloji, ArGe, inovasyon bu ülkenin bir ekonomik zenginliği haline gelebildi mi? İstihdam üzerinde olumlu etkisi oldu mu? Bilgi ve haberleşmeye bu denli hızlı ve kolay erişimin demokratikleşmeye bir katkısı oldu mu? Ne yazık ki hiçbirinde olamadı. İnterneti ağırlıklı olarak eğlence ve haberleşme amaçlı kullanan bir toplumuz. Oyun, müzik, film indirmede Avrupa ortalamasının üzerindeyiz ama Türkiye interneti ekonomide ve toplumsal yaşamda kullanmada hayli geride. Tüm edevlet çalışmalarına karşın halkın sadece yüzde 20’si bir edevlet hizmetini kullanıyor. KOBİ’ler hâlâ internetin nimetlerinden yararlanmıyor. eihale konusunda sınıfta kaldık. Bilişim alanında insan gücü açığı ve açığı kapatacak öğretim üyesi açığı had safhada. Eğitimde de interneti bir avantaja dönüştüremedik. Arkadaşımız Figen Atalay Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okuma yazmadan soğuttuğu” gerekçesi ile Fatih Projesi kapsamında 5. sınıf öğrencilerine tablet dağıtmaktan vazgeçtiğini yazdı. Eğitimin sorunları göz ardı edilip çözüm sadece teknolojiye indirgendiğinde hiçbir yol alınamıyor gördüğünüz gibi. Baştan da dediğimiz gibi, toplumsal yapı geri dönüşü olmayan bir biçimde değişiyor. Peki bu demokratikleşmeye nasıl yansıyor? Toplumun bilgisayar ağlarınca kontrol edilmesi iktidarların daha da güçlenmesine yol açıyor, Türkiye’de AKP iktidarında bunu ziyadesiyle yaşıyoruz. Bireyler yüksek teknolojinin sunduğu imkânlarla gözetim altında tutuluyor. İnternet, kişileri birbirine adeta görünmez sicimlerle bağlayan, “öteki” ile iletişime geçmesine imkân veren yeni bir kamusal alan. İnsanın hiçbir yere ait olmadan her yerde var olmaya başladığı... Bazı kuramcılar, enformasyon çağında yaşamayı “tünel tasarımı” ile benzeştiriyorlar. Öyle ki; günümüz toplumunda yaşamak, “tünel vizyonlu” bir sürücü ile seyahat etmeye benziyor; buradaki yeti noksanlığının çeperdeki görsel alanla teması kesmesinden dolayı, kişi sadece gitmek istediği yönü görür, yan tarafta olanları fazla takip edemez. Benzer şekilde, enformasyon teknolojilerini hiçbir şekilde sorgulamadan sadece geleceğe odaklanılırsa; bu merkezi(yetçi) odaklanma, çeperdeki tarihsellik, arka plan, kaynaklar gibi tüm diğer unsurları bir kenara iter. Oysa çeperdeki unsurlar bir denge ve bakış açısı sağlarlar. Bunu görmezden gelmek insanlığı sadece tek yönlü ve dar bir bakış açısına ve sonunda herkesin kurban haline geldiği yarı kör bir tasarıma götürür. (Kaynak: İnternet ve Demokrasi Yard. Doç. Dr Uğur Dolgun) Bugün yaşadığımız enformasyon bombardımanı arasında kayboluş ve zamanın hızla akması bunun olası sonuçlarından biri değil mi? DÖVİZ CİNSİ ALIŞ SATIŞ 1 ABD DOLARI 1.7830 1.7862 1 AVUSTRALYA DOLARI 1.8599 1.8720 1 DANİMARKA KRONU 0.31136 0.31289 1 EURO 2.3250 2.3292 1 İNGİLİZ STERLİNİ 2.7231 2.7373 1 İSVİÇRE FRANGI 1.9020 1.9143 1 İSVEÇ KRONU 0.27684 0.27970 1 KANADA DOLARI 1.7522 1.7601 1 KUVEYT DİNARI 6.2164 6.2978 1 NORVEÇ KRONU 0.31008 0.31217 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.47544 0.47629 100 JAPON YENİ 1.7984 1.8103 10 NİSAN 2013 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 1.7818 1.7889 1.8513 1.8832 0.31114 0.31361 2.3234 2.3327 2.7212 2.7414 1.8991 1.9172 0.27665 0.28034 1.7457 1.7668 6.1232 6.3923 0.30986 0.31289 0.47187 0.47986 1.7917 1.8172 1 ABD Doları: 0.9564 Avustralya Doları 5.7175 Danimarka Kronu 0.9352 İsviçre Frangı 6.4131 İsveç Kronu 98.90 Japon Yeni 1.0162 Kanada Doları 5.7359 Norveç Kronu 3.7502 Suudi Arabistan Riyali 1 Avro: 1 İng. S.: 1.3040 ABD Doları 1.5299 ABD Doları SERBEST PİYASA ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını 1.7840 2.3280 2.7150 1.8900 90.70 609.50 ALIŞ SATIŞ 1.7860 2.3300 2.7450 1.9200 91.05 612.50 1 Kuveyt D.: 3.5062 ABD Doları GECELİK FAİZLER 1 Günlük Repo 5.83
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear