23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MART 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 17 Anuş Operası, Taberyan’ın yorumuyla 100. yılında modern dans olarak sahnede Kaderine koşan insanlar AYŞEGÜL ÖZBEK Bir Woodstock gecesi MURAT BEŞER Radio Moscow Salon İKSV’deydi sayfalarından bir gece çalıyoruz, “Speed Freak” Bu Iowa’lı topluluk ve “Brain Cycles”ı arka baltayı taşa vuruyor arkaya dinlerken. şehrimizde; geçen yıl ilk kez Konser öncesinde geldiklerinde ertesi günün 1 bekleşen rockerların Mayıs olmasının azizliğine yegâne endişesi, sondan uğramışlardı, geçen akşamki değil de, eski üç albümden konser esnasında da şifresiz çalınmasıydı. Zira son albüm kanalda Fenerbahçe’nin eski sound gitarlardan biraz Avrupa maçına tosladılar. uzak. Nitekim son albümün Ama elindeki baltayla taşı semtine uğramamakla parçalamayı iyi bilen bir isabet ediyorlar, zira sahne topluluk Radio Moscow. önü deli rakçı! Hepsinin üzerine bir de Nihayetinde dün internetten Ten Years dayanılamayarak pogo’ya After’ın efsane gitarcısı dönüşen headbang’ler Alvin Lee’nin ölüm haberi başladığında, öndeki iki gelince, İKSV Salon’daki kişi, yarı beline kadar konser hepten anlam soyunmuş halde sahneye yüklendi. fırlıyor, biri elindeki Ankara, Bursa, stickerları basçının Eskişehir, çala ve gitarcının u çala geliyorlar; çalgılarının En fazla Jimi’nin bu akşam üzerine öldüğü yaşta gitarcı Türkiye yapıştırıyor. turunun Aynı Parker Griggs, lepiska saçları dördüncü ikiliden gitarın perdeleriyle parmaklarının ve son biri, arasında ‘Broke Down’ çalarken ayağındalar. sahneye Kapıda dans ediyor. Felekten değil, tarihin uzanarak elimizdeki gitarcının naftalin kokulu Woodstock biraları birasını sayfalarından bir gece yarım kafaya bırakarak içeri diktiği gibi çalıyoruz. daldığımızda, fondipliyor. “I Don’t Need Herkesin istediği Nobody”nin ilk notalarıyla, şarkıyı bağırdığı an, zaman makinesine binmiş bizim meczup “one more gibi heyecanlandık. beer” diye haykırıyor. Sahnenin arkasını şarkının Dayanamayıp ikinci kez ritmine göre tempo kazanan sahneye fırladığında, oldschool saykodelik güvenliğin de limitleri görseller dolduruyor; tükeniyor. Kibar, steril alyuvarlarla akyuvarların insanlara alışkın mekânın savaşını gösterircesine... güvenliği en zor gecesini 70’lerin rock emülasyonu, yaşıyor. dolgun ve masif bir sound, Üçlünün merkezinde mis gibi rock and roll. Kendi gitarcı dursa da, diğer içinde çok sağlam ve tutarlı iki üye de gölgede değil. bir topluluk Radio Moscow, Ritim bölümü çok yüksek saf katıksız bir tutkuyla ve potansiyele sahip; basçı şarkıların arkasındaki itici Billy Ellsworth, Atomic enerjiyle sürüklüyor geceyi. Rooster plaklarından, Ne istediğini bilen hazır davulcu Lonnie Blanton ise ve iştahlı bir kalabalık var Grand Funk Railroad konser sahnedeki üç genç adamın sahnesinden fırlamış sanki. önünde. Bu benim izleyici ile Gangnam Style ile coşmuş, dinleyici arasındaki sıcaklık kendinden geçmiş bir açısından uzun zamandır çağda, Radio Moscow’un gördüğüm en samimi varlığı insanlığın geleceğine konser. dair umut veriyor. En fazla Jimi’nin öldüğü Yanımdaki, gitarla yaşta gitarcı Parker Griggs, yıkanarak kendinden geçmiş lepiska saçları gitarın rocker, konserin sonunun perdeleriyle parmaklarının geldiğini anlayarak bir başka arasında “Broke Down” umutla soruyor: “Dışarıda çalarken dans ediyor. yarım bıraktığımız biralar Felekten değil, tarihin halen duruyor mudur naftalin kokulu Woodstock acaba?” rmeni operaları arasında önemli bir yeri olan “Anuş”, 100. yılında Pangaltı Lisesi’nden Yetişenler Derneği tarafından sahneleniyor. 25 yıl önce sahnelendiğinde dansçı olarak eserde yer alan koreograf Levon Taberyan’ın yönettiği “Anuş Olmak”, modern dans yorumuyla bugün ilk kez sahnede olacak. Çok sayıda dans gösterisi ve tiyatro yapıtında koreografiye imza atan Haydans Modern Dans Topluluğu’nun kurucusu Taberyan’ın 25 kişilik bir dansçı ekibiyle sahneye taşıdığı Anuş’un hikâyesi, dağlar arasındaki bir köyde Anuş ve Saro’nun aşkıyla başlıyor. Yoktan bir sebepten Anuş’un ağabeyi Mosi, Saro ile karşı karşıya geliyor. İki yıl önce başlayan çalışmada, profesyonel olmayan dansçılarla sahnelenen eser ile ilgili Taberyan şunları söylüyor: “Merkezde bir aşk hikâyesi olsa da aslında bir kadının nasıl kuvvetli adımlarla ölüme doğru gittiğini anlatmaya çalıştım. Her şeyi reddettiğini ve yaşadıklarının ne kadar gerçek olduğunu... Hikâyenin aslı çok yumuşak ilerler aslında ama bizim Anuş’umuz daha saldırgan.” Anuş’un hikâyesiyle başlayalım... Armen Dikranyan, Tumanyan’ın şiirinden yola çıkarak 1912’de yazıyor “Anuş”u. Klasik bale operalarının bilindik hikâyeleri vardır. İki sevgili ya kavuşamazlar ya kavuşurlar. Bizimkiler kavuşamayanlar... Zaman zaman “Anuş” üzerine çalışmalar yapıyordum zaten. Klasik ruhunu bozmadan güncelleştirdim. Bizim oyunda iki Anuş var. Kendisi ve kaderi. Kaderini kıza rüyası gösteriyor, “senin sonun iyi değil” diye. Ben her insanın bir kaderi olduğunu düşünüyorum. Anuş’un E u Ermeni operaları arasında önemli bir yeri olan “Anuş”u modern dans olarak yorumlayan Taberyan, “Anuş’u 25 yıl sonra farklı bir yorumla koreograf olarak yapacağım aklıma gelmezdi. Hiç kimse bir yerde boşuna olmuyor ya da kimseyle boşuna karşı karşıya gelmiyor. Biz kaderimize doğru koşan insanlarız” diyor. da oyunda bir kaderi var. Anuş ve kaderini sahnede iki kız kardeş Karolin Sarıboyacıyan Mamigonyan ve Klodin Sarıboyacı yan canlandırıyor. “Anuş Olmak” adı nereden doğdu? Anuş kayalardan aşağı kendini bırakırken ‘Anuş’ oluyor aslında. Kader ona bu hayatı yaşatarak bu ismi veriyor. Kendini öldürdüğü an efsane oluyor. Genelde folklorumuzda kadınlar daha geri planda kalır. Bu oyunda öyle değil. Kız daha kuvvetli. Ermeniler için nerede duruyor bu opera? Bizim için çok klasik bir opera. Bazı parçalar insanların kulağında çok yer etmiş. Giovanni’nin operasını dinlediğinizde hemen “bu İtalyan” dersiniz. “Anuş”ta da Ermeni vuruşları, duygusu ve akışları var. Aslında kostüm ve müzikleriyle çok Ermeni bir oyun. Bizim yorumumuzdaki müzik, klasik opera müziği değil. Müzikte çok söz oluşu benim değişikliklerime uymuyordu çünkü. “Anuş”un sözsüz çalınışını araştırdık ama bulamadık. Çok sonra şans eseri New Jersey’li müzik adamı Ara Dinkçiyan’ın arşivinde bir kayıt bulduk. Kayıtta, bundan 25 yıl önce Beyrutlu bir koreograf bir gösterisinin parçası olarak “Anuş”u bir saatlik bir bale haline getirmiş ve klasik bir yorumla çaldırmış. Ondan yola çıkarak Levon Eroyan bir kolaj yaptı. 25 yıl önce de dans tiyatrosu olarak sahnelendiğinde sizin de bir rolünüz varmış “Anuş”ta... Evet, dansçılardan biriydim. 25 yıl sonra farklı bir yorumla koreograf olarak yapacağım aklıma gelmezdi. Bunu da kader olarak görüyorum. 25 sene önce bu projede dansçı olmam beni bugün buraya taşıdı. Hiç kimse bir yerde boşuna olmuyor ya da kimseyle boşuna karşı karşıya gelmiyor. Bu yüzden bu projede çıkış noktam kader. Biz kaderimize doğru koşan insanlarız. (‘Anuş Olmak’ bugün, 13, 19 Mart ve 4 Nisan’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde) Maya Sahnesi’nde kadın oyunları Kültür Servisi Maya Cüneyt Türel Sahnesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bu hafta kadın oyunları sahneleyecek. 10 Mart’ta saat 18.00’de Tiyatro Boğaziçi’nin “Otobüs” adlı oyunu, 13 Mart’ta saat 20.30’da “Bir Kadın Uyanıyor” adlı oyunu izleyiciyle buluşacak. 17 Mart saat 18.00’de de Tiyatro Pangar’ın “İntihar mı Cinayet mi?” oyunu sahnelenecek. Gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkılarak Sevilay Saral tarafından yazılan “Bir Kadın Uyanıyor” adlı oyun, bir kadının ilk gençliğinden evlilik hayatına, eşi ve çocukları ile ilişkisinden boşanma ve kendi ayakları üzerinde durma süreçlerine odaklanıyor. Merve Engin’in rol aldığı tek kişilik oyun “İntihar mı Cinayet mi?” bir kadının kendisinden bile sakladığı düşüncelerini işliyor. “Otobüs” de bir otobüste yolculuk eden hepsi birbirinden farklı, hepsi birbirinden “renkli” on kadını anlatıyor. (0 212 252 74 52) BURSA KİTAP FUARI BUGÜN BAŞLIYOR 270 yayınevi, 600 yazar Kültür Servisi Bursa Kitap Fuarı bugün Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde başlıyor. TÜYAP Bursa Fuarcılık AŞ ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen Bursa 11. Kitap Fuarı’na bu yıl, 270 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor. 17 Mart’a kadar sürecek fuarda söyleşi, panel, şiir dinletisinin de olduğu 70 kültür etkinliği ve imza günlerinde 600 yazar okurlarıyla buluşacak. Fuar kapsamında Güney Özkılınç ve Deniz Dalkılınç’ın hazırladığı Bursa tarihine, kültürüne değer katmış kadınların fotoğraflarından oluşan “Bursa’nın Kadın Yüzü” başlıklı fotoğraf sergisi ile Faruk Akbaş’ın Anadolu’nun farklı coğrafyalarında çektiği “Anlar ve İzler” başlıklı fotoğraf sergisi olacak. Fuara giriş ücretsiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear