25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 MART 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ve o yüzden tutuklandığını, bir süre sonra salıverildiğini açıkladı. İlginçti bu olay! ABD, El Kaide sözcüsünü geri istiyor ama Türkiye vermiyor. CHP’li Faruk Loğoğlu, Türkiye’nin Çad Büyükelçisi’nin son günlerde “El Kaide terör örgütü değildir” diye tweet attığını öne sürüyor. Bu da çok ilginç! Loğoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, büyükelçilerin devleti temsil ettiğini, hükümetin buyruklarını yerine getirdiğini belirterek şunları söylüyor: “Dışişleri Bakanlığı’ndan ve hükümet kanadından bir tepki gelmedi. Büyükelçi görevi başında.” ??? Bir: Türkiye’de bir yandan El Kaide militanları, bomba ve silahlarıyla yakalanıp gözaltına alınırken Türkiye’nin Çad Büyükelçisi nasıl böyle tweet atıyor o zaman!.. İki: Nasıl oluyor da Türkiye’ye pasaportsuz giriş yapan Abu Ghaiht, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılıyor ve ABD’ye teslim edilmiyor? Burada en önemli soru şu olmalı: “AKP iktidarı, El Kaide’yi terör örgütü olarak görüyor mu görmüyor mu?” Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, Cumhuriyetin kazanımları... Evrensel hukuk! Yargı bağımsızlığı! Geçiniz efendim geçiniz, bir oyun konuluyor sahneye ama seyircisiz... ??? ABD’nin Başbakan Erdoğan’a soğuk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sıcak yaklaşımı... Biz toplum olarak kendi kendimizi kandırıyoruz... İmralı görüşmelerinin medyaya sızması... Arayın bakalım köstebeği! Hatay ve İskenderun’da El Kaide’nin kolları ve Müslüman Kardeşler karargâh kurmuş, Türkiye Suriye sınırı yol geçen hanına dönüşmüş. Apo, AKP’ye ve başkanlık sistemine destek veriyor... Tarikatlara dişlerini gösteriyor... İşini biliyor Apo... Ver başkanlığı, kur eyaleti, o kadar işte! Bu arada PKK yine mayınlı tuzak kuruyor Mehmetlere... Yarın da kaçırdığı, astsubayları, uzman çavuşları, memurları teslim eder... Ve oyun böyle sürüp gider... Kaç perdeliktir bilinmez! Kılıçdaroğlu, önce kürsüyü köylü kadınlara verdi sonra Erdoğan’a yüklendi ‘Sana güvenmiyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı tutanaklarıyla ortaya çıkan AKPAbdullah Öcalan pazarlığı konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “Öcalan’ın kader ortağı” olarak yapılan pazarlıkları açıklamaya çağırırken “Millet, kendi kaderi üzerine yapılan pazarlık ve anlaşmaları terör örgütü liderinin ağzından öğrenmek gibi bir zillete mahkum edilmiştir” sözleriyle yüklendi. Grup toplantısı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesindeki son grup toplantısı olduğu için çok sayıdaki kadın örgütü temsilcileri ve 2B mağduru köylü kadınların katılımıyla gerçekleşti. Kılıçdaroğlu, konuşmasına “Grubumuzun en güzel günlerinden birini yaşıyoruz. Anadolu’nun tarlalarından binlerce çiçek burada” sözleriyle başladı. Kılıçdaroğlu, “Benim umudum kadınlardır, kadınlar ülkeyi değiştirecektir” görüşünü dile getirdi. 2B mağduru çiftçilerin 56 otobüsle Antalya’dan parti grubuna sorunlarını anlatmak için geldiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, daha sonra 2B mağduru kadınlara mikrofonu verdi. Grupta söz alan köylü kadınları, Başbakan, Maliye Bakanı ve özellikle Cumhurbaşkanı’na seslerini duyurmak için Ankara’ya geldiklerini belirterek kendilerine atalarından Sabırla ve ısrarla Erdoğan’a soruyorum. Öcalan’ın kader ortağı olan Erdoğan, sen de bir konuş bakalım. Sen ne diyorsun? Israrla konuşmayacağım diyor. Ben konuşmayacağım, hiç kimse konuşmasın diyor. Kim konuşacak. Öcalan konuşacak. Yalancıya güvenmeyiz: “Bana güvenin” diyor. Bu talep, milletimizden talep ettiği en orantısız taleptir. Öcalan ile senelerdir sürdürdüğü görüşmeler konusunda bugüne kadar doğruları söylememiştir. “Ben size bilgi vermeyeceğim ama siz bana güvenin” diyor. Böyle bir şey olur mu? Biz sana güvenmiyoruz çünkü biz yalancılara güvenmeyiz. Senin sicilin bozuk. “Sen görüşüyorsun” dedik bizi şerefsizlikle suçladı. AKP grubunda da ilginç bir şey oldu. Ben daha önce demiştim ki, “Yalan söyleyenden başbakan olmaz”. Başbakan bu sözlerimi aktarıyor. Önce bir sessizlik arkadan bir alkış sesi. Dedim ki: “Alkışlayanlara helal olsun.” Demek ki onlar da böyle düşünüyor. AKP darbesine direnin: Gazetelere baskı uyguluyor. Bir taraftan özgürlükten söz ediyor. Öbür taraftan iki gazetecinin işine son verin diyor. Gazeteciler yürekli olsun, cesur olsun. AKP’ye ödün vermeyin. 12 Eylül, 12 Mart döneminde direndiniz. AKP darbesine de direnmeye devam edin. Korkmayın, yürekli olun. Köstebek... Temel hak ve özgürlükler, demokrasi, hukuk devleti, sermayeemek çelişkisi, emek, paylaşım... Kaç yıldır tartışıp konuşuyoruz bunları? Gençlik yıllarından beri! Peki, bugün gelinen nokta ne? 1923 Aydınlanma Devrimi’nin, Cumhuriyetin getirdiği tüm kazanımların altının iyice oyulması. Güçler ayrılığını, yargı bağımsızlığını ara ki bulasın! Biat kültürü yaşamımızın her alanında kendisini gösteriyor, “tarikatticaretsiyaset” ekseni ülkeyi kuşatıyor. İmralı’da yatan Apo, isteklerinin yerine getirilmemesi halinde 50 bin kişiyle iç savaşın başlayacağını açıklıyor. Gizli görüşmelerin tutanağı Milliyet’te yayımlanıyor. ??? Başbakan hop oturup hop kalkarken, Milliyet’in Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak, manşet haberinin arkasında duruyor. Bu bir gazetecilik başarısıdır... Çünkü haberi kimse yalanlamıyor! Herkes işi gücü bırakmış, “köstebek” arıyor... Başbakan kızgın, “Batsın bu medya” diyor; Milliyet’te kriz sesleri geliyor, istifalar başlıyor... Yaşadığımız coğrafyada herkes akan kanın durmasını, çağdaş, demokratik ve özgürlükçü bir sivil anayasanın yapılmasını, barışın gerçekleşmesini bekliyordu üniter devlet çatısı altında... Son gelişmeler ise ilginç bir çizgiye kaymıştı... Köktendinci Hizbullah örgütü, partileştiği için açıklama yapıyor: “Ben de o müzakere masasına oturmak istiyorum!” Buyurun buradan yakın... ??? Barışı Türkler de Kürtler de bekliyordu... Beklemeyenler azınlıktaydı. Ben ise baştan beri, akan kanın durmasını, barışın gerçekleşmesini özlemle beklerken, kuşkuluydum! Acaba yine bir oyun mu sahneye konuluyor... Tam bu sırada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun basın toplantısında söyledikleri dikkatimi çekti. Loğoğlu, El Kaide terör örgütünün sözcüsü Abu Ghaiht’in Türkiye’ye pasaportsuz geldiğini 56 otobüsle Antalya’dan gelen 2B mağduru köylü kadınlar CHP’nin dünkü grup toplantısında sorunlarını dile getirdi. (NECATİ SAVAŞ) dedelerinden kalan arazilerin fahiş fiyatlarla kendilerine satılmak istendiğini ifade ettiler. Köylü kadınlardan biri bu arazilerin Osmanlı tapulu yerler olduğunu belirten kadın “Denizi uzaktan gören yerler için 370 milyar (bin) lira... Bu arazinin tamamı 3.5 trilyon lira. Ben köylü başıma çıktım buraya geldim, ağlamaktan elim başıma ermiyor” derken gözyaşlarını tutamadı. Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında da bir kadın, “Benim babam 90 yaşında öldü, o toprakları ölene kadar işlemek için uğraştı. Biz o toprakları Ali Ağaoğlu’na veril sin diye mi kazandık” diye bağırdı. AKP döneminde köylülerin ellerine kelepçe vurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Nasırlı ellerle toprağı işleyen ellere kelepçe vurulmaz, o eller öpülür ancak” dedi. Daha sonra yeniden söz alan CHP lideri, özetle şu değerlendirmelerde bulundu: Utanç belgesi: Başbakan’a bir çağrı yaptım İstanbul’da, konuş dedim. (İmralı tutanakları). Millet senin ne düşündüğünü öğrenmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihin en utanç verici belgelerinin basında yer almasının üzerinden 6 gün geçti. BAHÇELİ’NİN GÜNDEMİNDE KİM SIZDIRDI TARTIŞMASI VARDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İmralı tutanaklarını kimin sızdırdığı tartışmasını “AKP suçlu arıyorsa BDP’ye, BDP derin kulak arıyorsa AKP’ye bakmalıdır” diye değerlendirdi. Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “MHP bulunmaz Hint kumaşı değil” ifadesine “Biz Hint kumaşı değiliz, olmaya da niyetimiz yoktur. Bizim İmralı canisiyle pazarlık yapan, sözde çözüm limanına demirleyen ve Türk milletini çöküşe götüren hiç kimseyle görüşecek bir şeyimiz yoktur” diye yanıt verdi. Bahçeli, konuşmasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne değinerek, Türkiye’de kadınların karşılaştıkları zorluklarda azalma olmadığını söyledi. AKP’nin Suriye politikasının savaş ve şiddet önerisi olduğunu ifade eden Bahçeli, “İmralı’da terörist başına teslim olan AKP hükümeti, Suriye’nin kuzeyinde bu onursuzluğu sürdürmüş ve PKK’yle sarmaş dolaş hale gelerek ittifaklık hukukunu bir kez daha tesis etmiştir” dedi. AKP’nin Irak Türkmen Cephesi’ne peşmerge yönetimiyle masaya oturması için baskı uyguladığını belirten Bahçeli, Erdoğan ne kadar gizlemeye çalışsa da amacının Kerkük’ün Erbil’e bağlanmasını oldubittiye getirmek ve buna karşılık Kerkük petrollerinden eşini dostunu nemalandırmak olduğunu ifade etti. İmralı ile sürdürülen görüşmeleri sert bir dille eleştiren Bahçeli, “Sicili kararmış bölücüler, kravatlı eşkıyalar, ihanetten sabıkalı müptezeller işbaşındadır. Türk milleti AKP ihanetiyle karşı karşıyadır” dedi. Sızdırılan İmralı tutanaklarının içeriğinin kendisini şaşırtmadığını ifade eden Bahçeli, şunları dile getirdi: “Bizim için kimler tarafından, niçin sızdırıldığının fazlaca bir önemi yoktur. Fakat işin içinde provokatör arayanların, köstebek izi sürenlerin, siyasi dedektiflik görevini deruhte edenlerin, savunmaya geçerek karşı tarafı suçlayanların bu sızmada topyekun parmağı olduğu bariz gerçekliktir. Eğer gerçekten de AKP suçlu arıyorsa BDP’ye, BDP derin kulak arıyorsa AKP’ye bakmalıdır.” Bahçeli, Erdoğan’ın “Batsın böyle gazetecilik” demesi yerine batacak ve yerin dibine girecek birisini arıyorsa aynanın karşısına geçip kendisine bakması gerektiğini belirtti. BDP’nin PKK’nin elindeki kamu görevlilerinin teslim alınması için oluşturulacak heyette yer almalarına yönelik çağrısına MHP’den jet hızıyla, “Kesinlikle söz konusu olmaz” yanıtı geldi. Fotoğraf: EVRİM AYDINAA ‘Suçlu BDP derin kulak AKP’ Kral, Ata’nın huzurunda 2B tasarısının görüşmelerinde tartışma çıktı gözyaşlarını tutamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ürdün Kralı 2. Abdullah, resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya geldi. Kral Abdullah, Anıtkabir ziyaretinde saygı duruşu sırasında gözyaşlarını tutamadı. Kral Abdullah Al Hussein, eşi Rania Abdullah ve beraberindeki heyetin Anıtkabir ziyareti Aslanlı Yol’daki yürüyüşle başladı. Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunan Kral 2. Abdullah, saygı duruşu sırasında duygulanarak ağladı. Ürdün Kralı Anıtkabir özel defterine şunları yazdı: “Büyük devlet adamı, kardeş Türk halkının kalkınmasında sembol olan, Türkiye’nin birliği, bağımsızlığı ve genç nesillere iyi bir gelecek bırakmak için çalışmış olan modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü kabrinin önünde yâd ediyorum.” Anıtkabir ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ürdün Kralı’nı Çankaya Köşkü’nde resmi törenle karşıladı. Kral Abdullah’ın tören kıtasını selamladığı sırada kırmızı halı rüzgâr nedeniyle kıvrıldı. Görevlilerin halıyı düzeltmesi törende alışılmadık görüntülere neden oldu. Cumhurbaşkanı Gül, Kral 2. Abdullah onuruna Çankaya Köşkü’nde akşam yemeği verdi. Meclis’te ‘ülkü ocağı’ gerilimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda 2B tasarısının görüşmeleri sırasında BDP’li Sırrı Sakık’ın ülkü ocaklarının desteğiyle Kürtlere saldırı düzenlendiğini söylemesi tartışmalara neden oldu. Kendilerini ırkçılıkla suçlayanların her tarafından faşizm aktığını kaydeden Sakık, MHP sıralarını işaret ederek Bursa’da Kürt mahallelerine saldırıldığını, Afyon’da Ülkü Ocakları’nın desteğiyle saldırı yapıldığını söyledi. Bunun üzerine Sakık’a tepki gösteren MHP’li vekiller, kimsenin ülkücüleri ırkçılıkla suçlayamayacağını belirterek “Güneydoğu’da partili belediye başkanlarımızı PKK köpekleri öldürdü” ifadelerini kullandı. Bu sırada BDP’li Hüsamettin Zenderlioğlu, “Herkes aklına geleni söyleyemez. Susuyoruz, sabrediyoruz, yeter! Herkesin bir kimliği vardır. Hayvanların bile kimliği vardır, ağaçların vardır, taşların vardır, insanların vardır” diye bağırdı. Söz alan MHP’li Necati Özensoy, Bursa’daki olaylara karışan bir MHP’li olması durumunda istifa edeceğini belirtti. BDP’li Sakık söylediklerinin hükümetin bakanlarından da dinlenebileceğini söylemesi üzerine MHP’li Oktay Vural, “Koalisyon ortağı mısınız?” diye laf attı. AKP’lilerle MHP’liler arasında tansiyon yükselirken, MHP’li Lütfü Türkkan, AKP’li Akif Çağatay Kılıç’a “Haddini bil, bülbül! Burası MHP’nin sırası, Başbakanlık basın bürosu değil” diye tepki gösterdi. Öte yandan 2B yasa teklifinin tarımda rayiç bedelin yüzde 50’si üzerinden hesaplanmasını öngören 1. maddesi kabul edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 2B kapsamında bugün itibarıyla 511 bin 290 kişinin başvurduğunu söyledi. İlk madde geçti TGC, Erdoğan’ın söyleminin basın özgürlüğünü zedeleyen bir yaklaşım olduğunu belirtti ‘Medyayı tehdit etmekten vazgeç’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu ve Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İmralı tutanaklarının yayınlanmasına gösterdiği tepkiyi kınadı. Başbakan Erdoğan’ın “batsın senin gazeteciliğin” söylemini basın özgürlüğünü zedeleyen bir yaklaşım olarak nitelendiren TGC, Erdoğan’ı medyayı sürekli hedef göstermekten ve tehdit etmekten vazgeçmeye çağırdı. TGC Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, gazetecilerin halka karşı sorumluluğunun işverenine karşı olan sorumluluğundan bile önce geldiği vurgulandı. TGC’nin barış sürecini desteklediğinin altı çizilerek şöyle devam CHP’nin 1 Mart önerisi Meclis’te reddedildi IPI’DAN ERDOĞAN’A: GÖREV SINIRLARINA ÇEKİL Başbakan Erdoğan’a bir tepkide Uluslararası Basın Enstitüsü Derneği’nden (IPI) geldi. IPI’dan yapılan yazılı açıklamada “Doğru ve düzgün bir gazetecilik yapılmıştır. Dolayısıyla burada Başbakan’ın ‘batsın’ dediği, gazeteciliktir; gazeteciliğin ta kendisidir” denildi. Medyanın gerçeğin yanında olması gerektiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Çözüm sürecine katkı, otosansürle, haber karartmasıyla değil, doğruların ve gerçeklerin yazılmasıyla olur. Devleti yönetenler gazetecilere işini öğretmeye, gazetecilerin de devlet yönetmeye kalktığı ülkede demokrasiyi ayaklarının üzerine oturtmak mümkün olmaz. Başbakan tarafından bizzat oluşturulan bu baskı ortamında mesleklerini bihakkın yapma kararlılığını sergileyen gazetecileri selamlıyor, Sayın Erdoğan’ı görevinin sınırlarına çekilmeye davet ediyoruz.” lılıklara saygıyı’ savunur. Aynı başlık altındaki 15. maddeye göre de gazeteci her türlü baskıyı reddeder ve çalıştığı basın yayın organındaki yöneticileri dışında kimseden işiyle ilgili bir talimat almaz.” AKP’nin tezkere tutanağı korkusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP üzerinden 10 yıl geçmesi nedeniyle 1 Mart tezkeresinin kapalı oturum tutanaklarının açılması konusunda TBMM Danışma Kurulu’na dün öneri götürdü. BDP’nin katılmadığı Danışma Kurulu’nda, AKP, “Zamanı gelince açılır” diyerek CHP’nin önerisine destek vermeyince CHP grup önerisini TBMM Genel Kurulu’na getirdi. Genel kurulda CHP’nin “tutanakların açıklanması” talebini içeren grup önerisi, “parti içindeki firelerinin” ortaya çıkmasından endişelenen AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. İmralı görüşmeleri nedeniyle hükümetle ilişkilerini “iyi” tutmaya çalışan BDP’lilerin ise “çekimser” kalmaları dikkat çekti. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın o dönemde ABD’ye gittiğini anımsatarak, “Hükümet, Amerika’ya ehlisünnet bir tıraşla gitmiş, Amerikan tıraşıyla dönmüştür. Bu tıraş bugün devam ediyor mu etmiyor mu göreceğiz” diye konuştu. MHP’li Lütfü Türkkan ise TBMM Başkanlığı’ndan söz konusu tutanakları istedi. GÖP: Hedef gösteriyor Gazetecilere Özgürlük Platformu da (GÖP), yaptığı açıklamada, “Türkiye dünya basın özgürlüğü sıralamasında 154. sırada yer alıyor. Bundan hiçbir rahatsızlık duymayan Erdoğan her fırsatta da medyanın hangi haberi yapıp hangi haberi yapmayacağı konusunda görüşlerini açıklamakta, medyayı hedef göstermekte, itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır” denildi. edildi: “Nitekim, kılavuzumuz olan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, gazeteciliğe barış dilinin hâkim olmasını tavsiye eder. Bildirgenin Gazetecinin Temel Görevleri ve İlkeleri bölümündeki 3. maddeye göre ‘Gazeteci, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini, çoksesliliği, fark
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear