Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2013 PAZAR 8 n Baştarafı 1. Sayfada İmralı’nın önderliğinde muzaffer bir ordunun komutanı gibi gerine gerine dolaşan BD (Kürt) Partisi’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın; “Silahlı mücadelenin yüzde 99’u bitti” diye başlayan ve... “Yasal düzenlemeler yapılırsa kalan yüzde 1 de hallolur” diyen demecini okuduktan sonra; “Oh, nihayet terör ve Kürt sorunu sona eriyor” diyebildiniz mi acaba? Sanmıyorum. Zira Demirtaş, dün olduğu gibi bugün de silahı, PKK’yi kullanıyor. Silahlı mücadelenin sona ermesi için öne sürdüğü geride kalan yüzde 1 var ya; RTE’yi yüzde 1’in içeriğindeki bir iki koşulu, dayatmayı gerçekleştirmeye zorluyor. Dün PKK’nin kanlı eylemlerine dayanarak siyaset yapıyordu BDP; bugün de PKK’yi kullanarak, kanlı eylemlerin sona erdiği rivayetini yayıyor; Meclis’te terör örgütüne meşruluk kazandıracak iki komisyon kurulmasını dayatıyor. HHH Demirtaş, bu iki komisyon kurulmazsa örgütün yurtdışına çekilmesi bu kez yüzde 1’e dönecek, yaz aylarında sona ereceğini söylediği kanlı terör eylemleri olasılığı yüzde 99’a yükselecek, her şey yeniden başlayacak, demek istiyor. Dış gezilerde özel uçağının değişmez konuklarından, üstelik uçaktaki demeçlerini virgülünü kaçırmadan gazetesinde yazan Enis Berberoğlu’na söylediğine göre RTE; BDP’nin Meclis’te komisyon şantajına şu sıralar karşı... “Geri çekilme için Meclis’te yapılacak bir şey yok. Muhatap hükümet. Ne yapılması gerekirse onu yapacak” diyor. Henüz rivayet halindeki geçici veya sürekli barışın sağlanabilmesi için, terör örgütünün yurtdışına çekilmesini devletin daha önce defalarca önkoşulu olarak açıklayan Başbakan’ın... ...Kandil+İmralı BDP’nin seslendirdiği dayatmalarda ısrarcı olursa; ya Meclis’te komisyon ya da çekilme olmayacak derlerse... …22 Mart’ta yayımlanan sözlerinden dönmeyeceğine kim güvence verebilir? HHH RTE yeni rüzgâr estiriyor. Daha önceleri CHP ile MHP’nin çözüm sürecine yardımcı olmadıklarından yakınırdı ama geçen cuma günü; iki muhalefet partisinin desteğine veya katkısına gereksinmediğini açıklayan bir konuşma yaptı. Tek adamlığın yeni bir tezahürü: Tünelin ucunda belli belirsiz ışık gördü. Terör sorununu tek başına çözerek siyasal rant elde etmenin peşine takıldı.. Ana muhalefeti partisine saldıran DHKPC örgütünün sırtını sıvazlamakla suçladığı yetmiyormuş gibi... ...haddini çok aşan bir benzetmeyle “Bizde CHP başta olmak üzere öyle bir muhalefet var ki, topraklarımıza düşman gelse CHP ve diğerleri ‘Bizi bu AKP’den kurtar!’ diye düşmanın boynuna sarılacaklar” diyen üslupla muhalefete saldırdı... “Biraz siyasal edep yahu!” HHH Bir gün bakarsınız; silahların sustuğu, fikirlerin konuşulduğu noktaya şöyle gelivermiş ülkemiz: Meydanlarda Öcalan’a özgürlük, Kürtlere devlet statüsü vermenin yollarını, yöntemlerini arayan BDP ile AKP… …Türk ve Türklüğün anayasadan çıkarıldığı, Türk’le Kürt’ün eşitliğine dayanan, kimi tabii Kürtlerin çoğunlukla olduğu bölgelere demokratik özerklik tanıyan bir anayasa inşa edivermişler!.. Haklı olarak diyeceksiniz ki, muhalefetin cılız sesinden başka böyle bir sonuca kim, kimler karşı çıkabilir, savaş verebilir?.. Yazarların enselerinde Osmanlı tokatı. Nasıl bir gazete istediğini Başbakan’a gidip soran genel yayın müdürlerinin ve cüzdanlarını korumayı ön planda tutan gazete patronunun egemen olduğu böyle bir medya varken.. olmaz olmaz demeyin. Düşünemeyeceğiniz, hayal bile edemeyeceğiniz.. her şey olur, bal gibi olur. HHH BDP dayatmalarına yasal olanaklar sağlanabilir. Medyamız İmralı+Kandil+BDP dayatmalarını ileri demokrasiye erişmenin yolu diye savunabilir... Bugün olduğu gibi yarın da; AKP’nin azimle ilerlediği çözüm yolunda bu türlü dayatmalara verilecek ödünler “teferruat”, ayrıntı sayılabilir. Nedenleri de zaten sıralıyorlar: Kanın akmadığı, silahların sustuğu dönemde; Diyarbakır’daki Öcalan mitinginde tek bir Türk bayrağının olmaması “teferruat”! Miting alanlarında boy gösteren Öcalan posterlerini asanlar hakkında adli mercilerin gerekeni yapacağını söyleyen İçişleri Bakanı Muammer Güler, bu davranışı nedeniyle “komik adam”! Her şey o denli şeffaflıkta işliyormuş ki; örneğin Öcalan’ın BDP ile kapalı konuşmaları açıklanıyor. İmralı’da neler dayattığını miting alanlarında açıklıyormuş. Öyleyse? Gelişmelerin şeffaflık içinde yürümesine karşın, hâlâ ana muhalefetin ve kahrolası bir avuç muhalif gazete ile yazarların... …olan bitenin gizlilik için yürütüldüğünü söylemeleri abesle iştigalin ta kendisi! HHH Bu örnekleri ve gözümüzden kaçan okuyacağınız örnekleri izledikten sonra: “Edepsizlikte tekleriz / Kimi görsek etekleriz” diyen iki dizenin, medyayı mı amaçladığını sormayın gayri! HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Yaşlılık bir çeşit hastalıktır. Bakımı zordur. Öyle ilaçla düzeltilmez. Yaşarsan çekeceksin. Yıl yıl zaman geçecek sen farkında olmadan. Bir bakmışsın gerçekten ihtiyar olmuşsun. İhtiyarlık tam bana göre... Bakmayın içimde hâlâ yanan ateşe. Sağlıktan değil o, yaşamaktan. Öyledir, yaşamak da bir türlü hastalık. Tedavisi ne bilemezsin. Uzmanlar gelse bilemez. Çünkü kitaplarda yoktur. Okumakla, kitaplar bitirmekle de çözemezsin. En yakınların bıkıp usanmasın diye masallar uydurursun. Ben çok iyiyim dersin. Bir avuntu mu? Olsun, ne çıkar senin bir gün, bir gece daha soluk almana, uyumana, uyunmana, yani yaşamana yaradığı sürece... Örneğin bugün tatil günü. Bir aydınlık gün. Çoğunlukla öğrencilikte işe yarar. Ah bir pazar gelsin diye okul defterlerini kitaplarını elinin tersiyle bir yana ittiğin günler. Ama ben pazarları bebek kedi yavrularını bırakarak ardımda, annemle ya da babamla yola çıkışım. İstemezdim, sevmezdim okulu. Belki de öğretmenlerin sakallarından. Anlamadığım bir şeyler söylerlerdi. Bizler de ikide bir “mon pere” diye seslenirdik onlara. Babam demekti. Fransızcaya küçük yaşta başlamıştım. İlk hocam Ermeni bir matmazeldi. Hiç çalışmazdım, hep kaçardım derslerden. Hemen her şeyden kaçardım, kaçabilirsem. Bu yüzden yazılarımı okuyanlar bana “yaşam kaçağı” adını verdiler. Kaçmak en iyi yoldu. Sıkıntıya gelmemek, hayallerde soluk almaktı işim. O kadarcık şeyle yetinirdik. Yarın ne olacak diye bir korkum yoktu. Bilmem o yaşlarda mı öyle oluyor insan. Ama ben koskoca insandım artık, gençlik korkularımdan sıyrılmak gerekirdi. Olmadı, olmayacak... Böyle gelmişim böyle gideceğim. Evet bugün pazar. İşte size sıkıntı verecek bir yazı daha. Sizler sağ olun yeter. GÜNCEL GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Bir Yaşlı Adam Anlatıyor hiç sevmediğimi, nedense ilk gençlik günlerinde yazmışım. Hatta nefretimi, öfkemi de... Neden, pazar günleri bir üzüntü mü anımsatıyor? Bir yakınımın artık yaşamda olmayışı mı ya da uzaklarda oluşu mu?.. Bugün pazar... Okullar tatil. Sabah Şehzadebaşı’ndan sırtımda çanta ile yola düşüp Gedikpaşa Yokuşu’nu inmek var. Karda zordur, kayarsın, o kadar ki altına okul çantanı koyar, yokuş aşağı... Ah o okul sabahları... Şehzadebaşı’nda yeni doğmuş Cumhuriyetin sonunu getireCek bir anayasanın kabul edilmeyeCeğine dikkat Çekildi u “Vatan ve Cumhuriyete sahip çıkıyoruz” etkinliğinde İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu ve yazarımız Bekir Coşkun da konuşmacı olacak. ‘Halk izin vermeyecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 29 Ekim 2012’de Ankara’da binlerce yurttaşın katıldığı Cumhuriyet Bayramı kutlamasını örgütleyen, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve sendikanın içinde yer aldığı Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği, bugün saat 13.00’te Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Vatanımıza, Cumhuriyetimize ve Emeğimize Sahip Çıkıyoruz” etkinliği düzenleyecek. Etkinliğe, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, ADD Genel Başkanı Çölaşan, İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, Ankara Barosu Başkanı Feyzioğlu, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Kanadoğlu, yazarımız Bekir Coşkun, Sanatçılar Girişimi Sözcüsü ve yazarımız Ataol Behramoğlu, eski Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı İlker Yücel, Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir, Hava İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör ve Engelliler Konfederasyonu Genel Başkanı Turhan İçli konuşmacı olarak katılacak. ehit aileleri de gelecek “ Vatan ve Cumhuriyet Buluşması”na şehit aileleri, gaziler ve Muğla’dan gelecek 2B mağduru köylüler de katılacak. Ş Avrupa Konseyi, tutuklu vekiller için sert eleştiride bulundu: Hemen çözülmeli u ‘Milletvekillerinin tutuklu olmasını esefle karşılıyoruz’ diyen Avrupa Konseyi, Türkiye’yi sert bir dille uyarmaya hazırlanıyor. BAHADIR SELİM DİLEK Vardiya biZde PlatFormu duruŞmaya daVet etti n EDİRNE (AA) Keşan’da Necmi Çakmak’ın (33) kullandığı otomobil, Ali İhsan Balta’nın kullandığı yolcu otobüsüyle çarpıştı. Kazada sürücü Çakmak ile 4 kişi yaşamını yitirdi. Yaralanan 5 kişiden bazılarının durumunun ağır olduğu belirtildi. Feci kaza: 5 ölü, 5 yaralı ANKARA Avrupa Konseyi, Türkiye’yi tutuklu milletvekilleri konusunda sert bir dille uyarmaya hazırlanıyor. 2225 Nisan’da yapılacak Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulu gündeminde yer alacak Türkiye raporunda “İzleme komitesi, çok sayıda milletvekili, belediye başkanı ve seçilmiş yerel temsilcilerin tutuklu olmasını esefle karşılamaktadır” denilirken, Türkiye’ye acil bir yasal çözüm için çağrıda bulundu. Komite Türkiye’yi, Ergenekon ve Balyoz davaları kastedilerek, ana davalarda savunma hakkına tamamen saygı göstermeye davet etti. Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetlemekle görevlendirilen, Türkiye ile izleme süreci sonrası diyalog komitesi AKPM İzleme Komitesi’nin Türkiye konusundaki karar tasarısının ayrıntıları netleşti. Raportör Josette Durrieu’nin kaleme aldığı ve 2225 Nisan’da yapılacak genel kurul gündeminde de yer alan raporda Türkiye’ye yönelik ağır eleştiriler yer aldı. Komite, Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nın özellikle idari önlemlerle ilgili mevzuat hükümlerinin ayrıntılı biçimde yeniden gözden geçirilmesini istediğini yinelerken, merakla beklenen 4. yargı paketinin ifade özgürlüğü ve gösteri hakkını güçlendirmesinin zorunlu olduğu görüşünü ortaya koydu. Raporda, “İzleme komitesi, çok sayıda milletvekili, belediye başkanı ve seçilmiş yerel temsilcilerin tutuklu olmasını esefle karşılamaktadır. Komite, acil bir yasal çözüm için çağrıda bulunmaktadır. Türkiye’yi, ana davalarda savunma hakkına tamamen saygı göstermeye davet etmektedir” denildi. Raporda, “Komite, Türkiye’nin geleceğinin ve demokratik yönetimin biçiminin Türk halkının tanımlamasına bağlı olduğunu onaylar” denilirken, hükümet, anayasa taslağına ilişkin çalışmalar sonuçlandırılmadan Venedik komisyonunun uzmanlığından yararlanmaya davet edildi. Bu bağlamda kurumsal olarak güçler arası dengenin kurulması ve uygun kuvvetler ayrılığı sisteminin gerekliliğine işaret edildi. Raporda, Kürtlerin kültürel ve dilsel haklarının geliştirilmesi konusunda 2004 yılından bu yana önemli ilerlemeler kaydedilmiş olduğu da vurgulandı. 8 Nisan Haber Merkezi Balyoz davasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu”, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki eylemlerine devam etti. İstanbul’da Beşiktaş Meydanı’nda dün 26. kez bir araya gelen platform üyeleri, “İmralı’ya muhabbet, Silivri’ye müebbet” pankartı açarak, Ergenekon davasında savcıların açıkladığı esas hakkındaki mütalaaya ilişkin platformun ‘Silivri çağrısı’ İstanbul, İzmir ve tüm yurtta eylemler sürüyor açıklamasını emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk’un eşi İrem Kutluk okudu. Açıklamada “Yurtsever Atatürkçüler toplu kıyıma uğratılmak istenmektedir. ” denildi. Platform üyeleri 8 Nisan’da yapılacak olan Ergenekon duruşmasında Silivri’ye desteğe çağrısı yaptı. İzmir’de ise Konak Alanı’nda bir araya gelerek “Sessiz Çığlık” eylemi düzenleyen platform üyelerine, eski CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da destek verdi. Başta savunma olmak üzere bu hattı bozan her şey “adil yargılamayı etkilemek” olarak kabul ediliyor. Birbirinden çok farklı işlevleri olan, hatta gerçek bir yargılama ortamında karşı karşıya gelmesi gereken üç unsur, Türkiye’nin bugünkü sisteminde karşılıklı tamamlayıcı. Sanık ve avukatları da adeta düşman. Bu halkanın rotasının siyasal iktidarın elinde olduğu düşünülürse, oradan adalet beklemek kadar akıldışı bir şey olabilir mi? Özel yetkili mahkemelerde yaşanan bundan başka bir şey değil. HHH Durum bu diye adalet arayışından vaz mı geçeceğiz? Elbette hayır. Kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki; Ergenekon davası inandırıcılığını büyük ölçüde kaybetti. Davanın ilk aşamalarında toplumun yaklaşık yüzde 70’lik kesimi olanları “hukuki bir süreç” olarak değerlendiriyor, yargılama sonunda pek çok şeyin açığa çıkacağını düşünüyordu. Son anketlere göre davanın inandırıcılığı yüzde 40’ın da altına düştü. 2271 sayfalık esas hakkındaki mütalaanın tüm yönleriyle kamuoyuna anlatılması halinde, inanıyorum ki bu oran daha da düşecektir. Bu konuda iki meslek grubunun çok önemi var: Gazeteciler ve avukatlar. Ergenekon davasında pek çok meslek grubundan sanık var. Zaman zaman hangi kesimde meslek içi dayanışma daha güçlü, tartışmalı oluyor. Her şeye rağmen, gazeteciler içinde dayanışma duygusu ölmemiş insanlar var. Her türlü riski göze alıp gerçekleri dile getirmek için çabalıyorlar. O meslektaşlarımıza bugün daha çok sorumluluk düşüyor. Tarih bugünleri de yazacak. Yeri gelmişken bu anlamda beni çok etkileyen bir ziyareti paylaşmak istiyorum. 8 Mart günü Pınar Türenç ve Tufan Türenç ziyaretimize geldi. Pek çok kişinin tek başına duruş göstermekte zorlandığı bir ortamda, aile olarak dimdik durmanın örneğini göstermişlerdi. Tufan ağabeyle biraz geçmişteki günlerden söz ettik. Gazetecilerin özgürlüğünün ne kadar geriye gittiğini paylaştık. Tablo hüzünlüydü ama umut da vardı. Son olarak katıldığı Antalya ve Küçükkuyu toplantılarından söz etti. Antalya’da 800 kişilik salonun tutulduğunu öğrenince hayıflanmış, dolmazsa diye düşünmüş. Salon almayınca dışarıda kalanlar, “Neden daha büyük bir salonda yapmadılar?” diye sitem etmiş. Konu Silivri ve haksız yargılamalarmış. Toplumun uyanması bizim de umudumuzu yeşertiyor. Pınar Türenç, aynı zamanda Basın Konseyi Yüksek Kurul üyesi olarak güzel bir çalışmaya imza attı. Daha önce heyet olarak yaptıkları Silivri ziyaretlerini, tutuklu gazetecilerin anlattıklarını “Silivri Gerçeği” adıyla kitaplaştırdı. Kitap, adı gibi. Uzun anlatımlar yerine, kısa ve net ifadelerle her şeyi özetliyor. Ziyarette daha önce bana ulaşmış olan kitabı imzalattım, hoş bir paylaşım oldu. Avukatların dayanışmasının en son göstergesi ise 17 Mart’taki İstanbul Barosu’nun olağanüstü genel kuruluydu. Yazının girişinde vurguladığımız yanlış üçgenin gerçek ucu olan avukatlar, hukukun ayaklar altına alınmasına karşı çıkarak bir kez daha haykırdılar: “Türkiye’de avukatlar var.” Ardından eklediler: “Adalet de olacak.” HHH İktidar gücünün elinde yargı öyle bir silah haline getirildi ki, aynı anda her kesimi vuracak bir davalar zinciri oluşturuldu. Artık sadece tek tek kişiler değil, meslek grupları da toplu olarak hedefte. Bütün bu yaşananlar, toplum katında “adalet sorunu” diye bir yaranın açılmasına neden oldu. 13 Aralık 2012 Perşembe günü ülkemizin tarihinde ilk kez 100 binden fazla insan, “Adalet istiyoruz” diyerek mahkeme önünde toplandı. 8 Nisan, bir kez daha bayrak gösterip 13 Aralık’ın rastlantı olmadığını kanıtlama zamanıdır. Bu yolda bütün çabaları birleştirmek gerek. Belki haykırmamız gereken sloganlardan biri şu olur: Vardiya hepimizde! iP’ten dayanışma yemeği AVUKATLAR TARAMA HİZMETİ BEDELİNE TEPKİLİ Venedik komisyonu müdahil olsun ‘Paralı delil’ tartışması OZAN YAYMAN n İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) “Doğu Perinçek ve tüm tutsak yurtseverlerle dayanışma yemeği” başlıklı gece dün Topkapı Eresin Otel’de yapıldı. Perinçek, Geceye gönderdiği mektupta “Cumhuriyetimizi yıkmaya kalkışmışlardır, yıkılacaklardır. Vatanımızı bölmeye kalkmışlardır, bölüneceklerdir. Türk milletini anayasadan silmeye kalkmışlardır silineceklerdir” dedi. Geceye Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan, Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. n İstanbul Haber Servisi IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları bugün İstanbul Hilton Oteli’nde sona eriyor. ABD ve İngiltere’den 50’nin üzerinde üniversitenin yanı sıra, Japonya, Malezya, Romanya, Avusturya, Polonya, İrlanda gibi dünyanın değişik ülkelerinden 170 eğitim kurumu katıldığı IEFT fuarının ilk günü yoğun katılım oldu. Gençleri, öğrencileri ve ailelerini yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla buluşturan ve bu kurumların sunduğu burs ve benzeri imkânları ziyaretçilere tanıtan 23. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarı’nı bugün 12.0018.00 saatleri arasında ziyaret edebilebilecek. Pendik’te yangın korkuttu n Haber Merkezi 3. Kalkandere Eğitim Sağlık Çevre ve Kültür Vakfı ve Derneği’nin olağan kongresi Üsküdar’daki vakıf binasında yapıldı. Kongrede Tahir Yamakoğlu’ndan boşalan vakıf ve dernek başkanlığına Harun Uzun seçildi. ‘kalkandere’de yeni dönem n İstanbul Haber Servisi Pendik Kirazlı Sokak’ta bulunan bir polyester fabrikasında dün yangın çıktı. Fabrikadan yükselen siyah dumanlar korkuya neden oldu. Yangın kısa sürede kontrol altına alındı. İZMİR Ergenekon ve Balyoz davasında sanık avukatlarına doğrudan mahkeme tarafından verilen ek delil klasörleri, İzmir merkezli yürütülen ve kamuoyuna, “devlete ait gizli belgeleri temin etme” diye yansıtılan adli süreçte, baro üzerinden avukatlara dağıtıldı. İzmir Barosu’nun bir yıl önce başladığı “tarama merkezi” uygulaması çerçevesinde, dijital ortama aktarılan her bir klasör belge için avukatlar 4 lira ücret ödüyor. İzmir’deki yargılamada hazırlanan 310 klasör ek delilin tarama ücreti de, 1240 lira tuttu. Baro, ek delil klasörlerinin fazla olması gerekçesiyle her bir klasör için 1.5 lira ücret aldı. Bu da avukatların tüm delillere ulaşabilmeleri için 500 TL ödemesine neden oldu. Yargılanacak bazı isimlerin avukatı Murat Ergün, “Müvekkillerimin suçlandığı unsurları para karşılığı alıyorum, bu da anlaşılır gibi değil” dedi. İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Ercan Demir ise tarama merkezini açmalarının üzerinden bir yıl geçtiğini ve uygulamanın bu duruşmaya özel bir durum olmadığını söyledi. ‘yurtdışı eğitimi’ için son gün