25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 2013 PERŞEMBE 2 Karanlıkla aydınlığın savaşı... İnsanlığın sonsuz savaşıdır o. Sonunda kim yenik çıkar? Düşünülecek konu budur. İnsanın yaradılışından bu yana bitmez... Bu kavgadan üstün çıkan kim? Bilimden, sanattan, güzellikten yana olan mı? Bir sonsuz karanlıkla yaşamak zorundayız. Bütün insanlık gibi... O zifiri karanlıkta, yine de iyi bir şeyler bulmaya, daha doğrusu sanki varmış gibi aramaya çalışıyoruz. Bilgi mi, bilgisizlik mi, seçmek size bize kalmış, kolay değil. Her kişinin becerebileceği bir şey de değil. Önce bilgileri edinmek, sonra da ayrıntılarına girmek gerekli. Bu da insanların yetişme koşullarına bağlı. Okumuş yazmış kimi kişilerin TV’lerdeki konuşmalarını dinliyoruz. Karşılıklı tartışmalarda bir gerçek ortaya çıkıyor. O da çoğu bildiklerimizin, öğretilenlerin bir çeşit yanlış olduğunu sanmamız. Bizi sizi yanıltmak için okullar okumuşsunuz, üstün sonuçlar almışsınız. Artık yaşam savaşına atılacak güce sahipsiniz. Öyle sanıyorlar, OLAYLAR VE GÖRÜŞLER bilgeler bile umulmadık bir soru karşısında şaşkına dönerler. Bilimin sınırları yok da ondan, geniş mi geniş, derin mi derin bir alan bilim dediğimiz. Neresinden girersen gir, yarıda soluğun kesilir. İşte bunu bilmiyorum demek zorunda kalırsınız. Dün ezberlediğimiz gerçek, bugün bakmışsın değişmiş. Nasıl, niçin değişmiş, bir bilmece. Ben niye bu konuyu ele alıyorum, bile bile gereksiz bir soru olduğunu. Bilim böyledir, gerçeği aramak, yorulana, bıkana kadar. Sonu yok aramanın, ille de o insan gerçeğini bulacaksın. Ama kim bulmuş ki, arayan çok, bulan yok. Ya bulduğunu sanan... En iyisi bilgisizlik mi? Kendini aldatacağına vazgeç aramaktan! Karanlıkla aydınlığın kavgası sonsuza kadar sürüp gider. Kim ne demişse, kim ne yazmışsa, kim kendini herkesten üstün görmüşse, o da başka bir yalandır. Kısacası yalan bir dünyada yaşadığımızı bir türlü fark edemiyoruz? Okuduk yazdık, boşa mı? Bilim senin yeni aramalarını bekliyor. Sen ki yaşıyorsun, bilim de sanat da yaşayacak! Bitmeyen Bir Savaş! bütün bilinen yıllar boyu öğrenimlerden geçmek bile yaşamın gerçeklerini anlamak için yeterli değil. Bilginler bile çoğu sorunların içinden çıkamazlar. Felsefecilerle şairlere, yaşamları boyunca “gerçek nedir”i arayanlara sorsak da bir yanıt alamayız. Ne derler, bilinmeyenin karanlığı öyle üç beş kitap okumakla, üniversiteler bitirmekle ortadan kalkmaz. Ömrünü yaşamanın sırlarını araştırmakla geçiren uzmanlar, SİT’imizi Vermeyiz... Gözlerini bu kez SİT’lerimize diktiler... Vermeyiz... H SİT alanları, doğayı korumak için, çağdaş ülkeler örnek alınarak, özenle bezenle oluşturuldu ve koruma altına alındı... Buralarda otel, villa, fabrika, site yapılmasın da doğa bozulmasın diye... Kimse gelip de milletin SİT’ine yerleşmesin... H Ama olmadı işte... Önce her iktidar bir yolunu bulup gözüne kestirdiği koruma altındaki yerleri kapsamdan çıkartıp çıkartıp yapılaşmaya açtı... Gelen çaldı, giden çaldı... Bir de baktık ki bir açıkgöz hırsız gitmiş milletin SİT’ine oturmuş... H Bu kez “Çevreyi en iyi biz koruruz, doğayı elletmeyiz” diye geldiler... Yer gök yağmalandı... Koylar, kumsallar, cennet kıyılar gitti... Kuşcennetleri bile apartmanlara açıldı... Oysa oralar bizim SİT’imiz... Ne hakla el atarsınız?.. H Yetmedi... Bugünlerde çevre ile ilgili kapsamlı bir yasa geçiriyorlar parlamentodan... Aynı günlerde iktidarın bir il genel meclisi üyesi, SİT alanlarının tümden tarihe karışmasını, SİT alanlarının kullanma yetkisinin siyasilere verilmesini istiyor... Kafasını SİT’e takmış... İlla el koyacak... Halkın SİT’i ile oynamaktır bu... Kaldırıp da ne yapacaksınız?... H Benim sözüm tüm bu cennet vatanın sahibi insanlara... O alanlar gelecek kuşakların, çocuklarınızın, torunlarınızın dünyasıdır... Bizler sadece emanetçi gibiyiz, iyi koruyup gelecek kuşaklara bırakmalıyız... O orman, o koy, o yeşil dağ, o dere, o çam, o çınar, o kuş, o sincap, o kır çiçeklerinin açtığı yaylalar, o bereketli ova, o cennet köşesi sulak... Tümü emanettir... H Böyle pısırık, böyle sessiz, böyle umursamaz, böyle korkmuş, sinmiş bir toplum, çocuklarına ihanet eder sadece... Günahtır... H Adam illa SİT diye tutturmuş olabilir... Sahip çıkın... Bir de SİT’inizi almasınlar...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear