02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ŞUBAT 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öcalan’ın ‘tutsakların’ serbest bırakılması yönündeki mesajı aileleri umutlandırdı 5 ne? Zaten cehennemde yaşıyorduk! 30 yılda kaç şehit, kaç ölüm? Kaçı Türk, Kürt, kaçı Laz, Çerkez bilmiyorduk. 30 bin mi 40 bin mi kesin olarak bilmiyorduk? Kaç faili meçhul cinayet? 12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan, hayatımızı cehenneme çevirenlerden, sözde işkencecilerden hesap soracaktık ya! Çıka çıka iki kişi çıktı... Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya... Diyarbakır’da, İzmir Buca’da, Mamak’ta, Metris’te, Aydın’da... Zindanlarda kaç kişi işkenceyle öldürülmüştü? Halkım suskun! Halkım unutkan! Halkım iyice sindirilmiş! Sesi soluğu çıkmıyordu! Yaşananları gördükçe ben hiç şaşırmıyordum! Masalları seven yurdum insanı, demokrasi ve özgürlüklerin çoktan geldiğini sanıyordu. ??? Nereden nereye gelmiştik! Televizyonlar tam bir iktidar yalakası olmuş, AKP’nin “emir ve talimatlarına göre” yayıncılık anlayışına başlamış, muhalif haberciler, gazeteciler susturulmuştu. Askeri vesayete “hayır” diyenler, sivil vesayete “alkış” tutuyordu. Haftanın ilk gününde haberleri izlerken sık sık yinelediğim bir tümce aklıma geldi: “Duyguların köreldiği, vicdanların olmadığı bir ülkede yaşamak gerçekten çok zordu!” Türkiye’de savcıların “en önemli kanıt” olarak nitelendirdiği “telefon dinlemelerinin” Avrupa’nın hiçbir ülkesinde “kanıt” olarak kabul edilmediği Cumhuriyet’in manşetinde yer almıştı. Mahmut Lıcalı, Adalet Bakanlığı’nın raporundaki Türkiye’de yasal dinlemelerle Avrupa’nın karşılaştırılmasında böyle bir sonuçla karşılaşmış. Bizde tam tersi! Telefon dinlemeleri çok önemli bir delil(!)... ??? Türkiye’de özel hayatlar, telefon konuşmaları internet sitelerine düşüyor, Erdal Atabek’in yazmadığı bir yazı, onun adıyla yayımlanıyor. Kimler yapıyor bunları? Nedense ortaya çıkarılmıyor! Dünya dönüyor, “Yalancı Arap Baharı” kimin işine yaradı? Emperyal güçlerin! Birbirini boğazladı aşiretler! Mezhep çatışmaları! Kan gölü ve oradan beslenenler! Her şey açık seçik ortada değil mi? Gözyaşı dinsin larının sağ olduğu ve Kuzey Irak’ta tutulduğu yönünde bilgi aldıklarını söyleyerek, “Bu bilgi bizi biraz olsun rahatlatmıştı. Şimdi, yapılan görüşmeler ve ifade edilen görüşlere bakılırsa, oğlumun da içinde olduğu çok sayıda kaçırılan kişinin serbest bırakılabileceğine yönelik umut doğdu” dedi. Kızımız Cennete Gitti!.. Toplum giderek yalnızlaşıyor, umutlarını yitiriyor pek konuşmasa bile... Toplumun sevgiye gereksinimi var, sevince! Zamanın içindeyim... Suskunlar ülkesinde, kendimle baş başayım! Yıllarca kaçak düşleri kovalamaktan bıktık usandık, her sabah gün doğduğunda ölüm haberleriyle sarsıldık. Titrek bir kumaş gibiydi yüreğimiz... Acılarımız hiç bitmedi, giderek çoğaldı, dayanılmaz oldu. Yüreklerimiz o bilinen vardiya yalnızlığı içindeydi takvim yapraklarını koparırken. Adına töre denilen o vahşet kadınlarımızı, kızlarımızı hançerliyordu. Susuyorduk! Gözlerimizi yumuyorduk! Duygularımız körelmişti! Birkaç nemli göz. Sessiz bir çığlık! ??? Kızlarımızın, kadınlarımızın Batman’da intihar ettiği yıllardı. Hep şu soruyu soruyorduk: “İntihar mı yoksa töre denilen o vahşet mi?” Psikiyatrlar yerine imamlar gidiyordu Batman’a! Sanki ortaçağın karanlık dehlizlerinde yaşıyorduk! Köylerin boşaldığı, ormanların yakıldığı yıllardı... Yoğun bir göç başlamıştı Güneydoğu’dan Akdeniz’e, Marmara’ya... O yıllarda İstanbul’da doğan Kürt çocukları, şimdilerde artık yiyecek topluyorlardı sitelerin, apartmanların önlerindeki çöp bidonlarından. Tarikatların çemberinde yaşayan yoksul bir toplum yaratmıştık. Tarikat şeyhlerinden buyruk alıyordu tosuncuklar! Dağ başlarında kaçak Kuran kursları, kızlar... ??? Konya’da bir Kuran kursu çökmüş, gencecik kızlarımız ölmüştü. Ailesinin umurunda bile değildi: “Allah verdi Allah aldı, kızımız ise cennete gitti!..” Cennete gidiyordu herkes, cehenneme gideceklerden fazla mıydı OZAN YAYMAN İZMİR Van’da terör örgütü PKK tarafından kaçırılan polis memuru Nadir Özgen’nin (30), 62 yaşındaki annesi Müşerref Özgen ile 67 yaşındaki babası Hidayet Özgen’in, oğullarının serbest bırakılacağına yönelik umutları arttı. Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Bağarası beldesinde yaşayan HidayetMüşerref Özgen çifti, oğullarının kurtarılması için devlet yetkililerinin yanı sıra Diyarbakır’a giderek orada İHD yetkilileri ve baro başkanıyla görüştüklerini belirterek şunları söyledi: “Ne diyeceğimi bilemiyorum, çok sevinçliyim. Bir barış olur da bir an önce çocuğumuza kavuşuruz. 18 aydır evladımızın kokusuna hasretiz. Sürekli haberleri takip ediyoruz. Gözümüz yollarda, kulağımız telefonda. Annelerin, babaların gözyaşı dinsin artık. Son atılan adımları olumlu buluyoruz ve bir an önce Nadir’e kavuşmak istiyoruz.” Hidayet Özgen, kısa bir süre önce oğul İHD devreye girmeye hazır DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, devreye girmeye hazır olduklarını belirtti. PKK’nin elinde bulunan kaymakam, polis ve askerlerin serbest bırakılması için daha önce defalarca çağrıda bulunduklarını, PKK’nin kaçırdığı pek çok kişiyi ailelerine kavuşturduklarını ifade eden Bilici, “İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın da yer aldığı heyetimiz PKK’nin elindekileri almaya hazırdır. Bu konuda taraflardan cevap bekliyoruz. Girişimlerin karşılık bulması halinde, gidip PKK’nin elinde bulunan kaymakam adayı, polis ve askerleri alabiliriz. Ankara’da bu yönlü girişimlerimizi yeniden başlattık” dedi. PKK’nin kaçırdığı kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, polis memuru Nadir Özgen, astsubay Abdullah Söpçeler, uzman çavuşlar Zihni Koç ve Kemal Ekinci terör örgütü PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarında tutuluyor. BABAANNESİ TORUNUNUN YOLUNU GÖZLÜYOR Ölmeden görsem MEHMET MENEKŞE AMASYA Uzman Çavuş Zihni Koç’un Amasya’nın Karaali köyünde gelini ve 2 torunuyla beraber yaşayan babası Veysel Koç , “Eşim oğluna hasret gitti. Oğlunun acısına dayanamadı, bir yıl önce kalp krizinden hayatını kaybetti. 85 yaşındaki babaannesi ‘Zihni’yi görmeden ölmek istemiyorum’ diyor. Küçük torunum Hasan Hüseyin babasının rehin olduğunu bilmiyor. Barış süreci bizi umutlandırdı. Barış süreci oğlumun ve diğer tutsakların serbest bırakılmasıyla başlasın. Hiç kimsenin burnu kana Dedesi Veysel Koç, torununa babasının rehin olduğunu söylemediklerini belirtti. madan anaların ağlamasının durmasını da istiyorum. Barış gelsin, akan kan da dursun ve herkes huzur içinde yaşasın. Şu anda da ümitle bekliyoruz” diye konuştu. Aydar: İki taraflı ateşkes şart MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin Avrupa’daki yöneticilerinden eski DEP Milletvekili Zübeyir Aydar, sürecin sağlıklı ilerlemesi için bir çatışmasızlık ortamına ihtiyaç olduğunu belirtti. İsviçre Parlamentosu’ndaki Kürt Dostluk Grubu ve Hükümet Dışı Örgütler (ONG) tarafından organize edilen “Tarafsız ülkelerin Kürt sorununun çözümündeki rolü” konferansına katılan PKK’nin Avrupa’daki yöneticilerinden eski DEP Milletvekili Zübeyir Aydar, sürecin rahatlıkla yürütülebilmesi için Öcalan’ın şartlarının düzeltilmesini istedi. Sürecin daha önceki Oslo görüşmelerinin devamı olduğunu belirten Aydar, “Sürecin sağlıklı ilerlemesi için bir çatışmasızlık ortamına ihtiyaç vardır. İki taraflı bir ateşkes hemen devreye girmelidir. Bunun yanında Kürt siyasetçilerine yönelik tutuklama kampanyaları ve polisiye operasyonlar da durmalıdır. Yetkisini TBMM’den alan bir barış konseyi kurulması gerekir” dedi. Aydar, Kürt sorununun kalıcı çözümü için üzerinde mutabık kalınan hususların yasal ve anayasal ifadeye kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak AB, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler’den de destek istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear