22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 9 İsrail Savunma Bakanı’nın Türkiye’den özür dilemek istediği ancak Başbakan’ın kabul etmediği bildirildi Barak’ın teklifine ret Ehud Barak (EPA) Dış Haberler Servisi İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın, Mavi Marmara baskınındaki “operasyonel hatalar” nedeniyle Türk mevkidaşından şahsen özür dilemeyi teklif ettiği, ancak Başbakan Binyamin Netanyahu’nun öneriyi reddettiği bildirildi. İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynağa dayanarak, Barak’ın, “Ben nasıl olsa siyaseti bırakıyorum. Özrü de şahsen dilerim. Ardından gelecek her türlü eleştiriyi de üstlenmeye hazırım” dediğini yazdı. Habere göre bir savunma bakanının başka bir savunma bakanından özür dilemesinin ve durumu askeri bir hata olarak nitelendirmenin de avantajlı olacağını savunan Barak, böylece “İsrail cumhurbaşkanının ya da başbakanının özür dilemesine ge rek kalmayacağını, daha büyük diplomatik sonuçların önleneceğini” söyledi. Haberde, Netanyahu’nun bu öneriyi reddettiği belirtildi, ancak İsrail Başbakanı’nın ret gerekçesi hakkında bilgi verilmedi. Daha önce de Türkiye’den özür dilenmesi yönünde girişimler olmuş, bu girişimler eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın itirazıyla engellenmişti. Roma’da görüşme İsrail gazetesi Times of Israel, İsrail’in girişimiyle iki ülke temsilcilerinin üç hafta önce Roma’da iki ülke arasındaki krizi çözmek amacıyla bir araya geldiğini, ancak görüşmelerden sonuç çıkmadığını yazdı. Gazetenin haberinde, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ulusal güvenlik danışma nı Yaakov Amidror ve Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Joseph Ciechanover ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu arasında Roma’da gerçekleştirilen görüşmede çözüm için formül arandığı belirtildi. İsrail ile Türkiye arasında geçen kasım ayında da Cenevre’de görüşmeler yapıldığı, ancak bir sonuca varılamadığı yazılmıştı. Eski İsrail Dışişleri Bakanı ve Hatnua partisi lideri Tzipi Livni’nin geçen yıl sonlarında New York’ta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmek istediği, ancak bu teklifin reddedildiği de gelen haberler arasında. İsrail’in, Gazze’ye yardım filosunda yer alan Mavi Marmara gemisine Mayıs 2010’da düzenlediği baskında 9 Türk hayatını kaybetmişti. Piramitler ve Dönüşüm Süreci Türkiye bugün olağanüstü sancılı bir değişim sürecinden geçmektedir. Bu durum devam ederse, bu varsayım altında, Türkiye’nin götürüleceği yer de ortaya çıkmaya başladı. Kesin bir determinizmden söz edemesek bile olasılık oranı çok yüksektir. Farklı görüş sahiplerinin, büyük oranda birleştikleri nokta budur. Asgari müştereklerde birleşemeseler de “mevcut yerel, bölgesel ve küresel dinamiklerin Türkiye’yi taşımakta olduğu nokta konusunda yakınlaşabiliyorlar”. Birleştikleri nokta konusunda “kimileri çok mutlu, kimileriyse çok mutsuzdur”. Mevcut radikal dönüşümün kökleri 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleriyle atılmıştır. Özellikle 80’li yılların başından itibaren yığımlı (kümülatif) bir süreç yürümeye başladı. 1990’dan başlayarak Türkiye, radikal dönüşüm sürecinin içine itildi. 2000’li yıllarda muhafazakâr İslamcı stratejistlerin dile getirmeye başladığı gibi “iç dinamikler ve küresel dinamikler 200 yıldan beri ilk defa örtüşmeye başladılar”. 2003 ve 2004 yıllarında bu köşede konuyu, 5 ya da 6 makalemde ortaya koymuştum. 1980’li ve 90’lı yıllarda başlayan süreç halen sürmektedir. Arap ülkelerinin ve İran’ın yeniden yapılandırılması; Arap Baharı ve İran üzerinde yoğunlaşmaya başlayan ambargolar... Türkiye’nin İslami ağırlıklı olarak yeniden yapılandırılması... Hatta İsrail üzerinde ABD ve AB büyüklerinin başlattıkları “ince ayarlar” yeni küresel düzenin sonuçlarıdır. ŞİÖ’nün etkileri Çin ve Hindistan’ın dev adımlarla ilerlemeleri; Çin’in 20 yıl içinde ABD’yi yakalayacak, hatta geçecek olması, Hindistan’ın tek başına AB’nin küresel ağırlığı düzeyine ulaşması yeni düzenin önemli parametreleridir. Türkiye ise ABD, AB, Ortadoğu ve Asya ilişkilerinde oldukça çelişkili bir ortamın içine sokulmuş bulunuyor; ABD ile çok köklü ve derin siyasi ve askeri ilişkiler var... Bir yandan AB ile “siyasal değil, ama doğal entegrasyon içine girerken öte yandan AB standartlarından ve yaşam tarzından uzaklaşıyor”. Demokratik zaaflardan kadınerkek eşitliğine, içki yasağından eğitim felsefesine kadar Arap ülkelerine yakınlaşan bir uygulama içinde bulunuyor. Bütün bunlar şimdilik ABD ve AB’yi fazla rahatsız etmiyor. Onlar daha çok Türkiye ve bölge politikalarının ne oranda desteklendiğiyle ilgililer. Türkiye’nin içinde yaşadığı olağanüstü değişim sürecinde en büyük bedeli, günahsız yere özgürlüklerinden ve yaşam haklarından mahrum kalanlar ödüyorlar. Piramitleri yapanlar kaç bin kölenin açlıktan ve hastalıktan öldüğünün farkında bile değillerdi. Herkesin kendine göre bir beklentisi ve uygulaması vardı; ama yaşam hakları yok yere ellerinden alınanlar, piramitlerin inşasının bedelini kanlarıyla, canlarıyla ödeyen köleler durumundadırlar. Piramitler de o dönemde bölgeye bir açılım ve yenilik getirmişti. ALMANYA BAŞBAKANI MERKEL TÜRKİYE’DE ‘AB için yeni başlık açalım’ Dış Haberler Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel , Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinde “yeni başlık” açılmasından yana olduğunu söyledi. Dün resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen Merkel, AB’ye üyelik görüşmelerinin ucu açık bir şekilde yürütülmesini istedi, ancak uzun bir müzakere sürecinin söz konusu olduğunu vurguladı. Türkiye’nin AB üyeliği konusunda çekinceleri olmakla beraber, üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinden yana olduğunu belirten Merkel, “Görüşmelerde ilerleyebilmek için yeni başlık açılmasından yanayım” diye konuştu. Merkel bugün Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’la temaslarda bulunacak. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de Merkel’in Türkiye ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, “Dikkatli olmazsak gün gelir Avrupa’nın Türkiye’ye olan ilgisi, Türkiye’nin Avrupa’ya ilgisinden büyük olur” dedi.Westerwelle, TürkiyeAB üyelik müzakereleri sürecine yeni bir ivme kazandırılması gerektiği uyarısında bulundu. Daha önce Avrupa Komisyonu’nun enerjiden sorumlu üyesi Günther Oettinger, Almanya ve Fransa’ya yönelik “Bir gün gelecek Türkiye önünde diz çökecekler” demişti. Bu arada, Almanya’da yapılan ve dün yayımlanan bir kamuoyu yoklamasına göre her 10 Almandan 6’sı Türkiye’nin AB üyeliğine karşı. Bild am Sonntag gazetesi için Emnid şirketi tarafından yapılan araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 60’ı Türkiye’yi AB’de istemezken yüzde 30’u Türkiye’nin AB üyeliğinden yana olduğunu söyledi. DİSİ adayı Nikos Anastasiadis, seçimlerin Kıbrıs için bir milat olacağını söyledi. Anastasiadis, “Kıbrıs sorununun çözümü bize bağlı, Türkiye’ye bağlı, Kıbrıs Türkü’ne bağlı. Çözüm için umutluyum” dedi. (Fotoğraf: AFP) Rum kesiminin yeni lideri Anastasiadis Dış Haberler Servisi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) yapılan “başkanlık” seçimlerinde oyların yüzde 57.48’ini alan Nikos Anastasiadis, Kıbrıs Rumlarının yeni lideri oldu. GKRY’de ikinci turu yapılan “başkanlık” seçiminin ardından oyların tamamı sayıldı. Resmi olmayan sonuçlara göre, muhafazakârların ve liberallerin oluşturduğu Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) adayı Nikos Anastasiadis, yüzde 57.48 oy oranıyla Kıbrıs Rumlarının 7. başkanı oldu. Anastasiadis’in rakibi AKEL adayı Stavros Malas ise yüzde 42.52 aldı. Limasol’da ailesiyle birlikte oy kullanan Anastasiadis, daha sonra Kıbrıslı Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kıbrıs sorununun çözümü bize bağlı, Türkiye’ye bağlı, Kıbrıs Türkü’ne bağlı. Çözüm için umutluyum” dedi. Kıbrıs sorununun çözümünün cesaret istediğini söyleyen Anastasiadis, “Bunun için Türkiye’nin çok fazla yardımı gerekiyor. Bu seçimin ardından Kıbrıs’ın yeni bir yönü olacak. Bu seçim Kıbrıs için yeni bir milat olacak” diye konuştu. Anastasiadis, kurulacak yeni hükümetin ekonomik sorunlara öncelik vereceğini belirtti. Seçimlerde aday olmayan Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ise bazı adayları seçim kurallarını ihlal etmekle suçladı. Hristofyas, Kıbrıs’ta barış ve dostluk için mücadele ettiğini belirterek bundan sonra da sadece bir vatandaş olarak bunun için çalışacağını söyledi. ‘Patriotların maliyeti 15 milyon TL’ SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’nin talebi üzerine NATO tarafından Kahramanmaraş’ta konuşlandırılan Patroit hava savunma sisteminde görevli Alman askerlerini ziyaret etti. Merkel, uçakla Gaziantep Havalimanı’na indikten sonra karayoluyla Kahramanmaraş’a geçti. Yoğun güvenlik önlemleri altında Gazi Kışlası’na gelen Merkel’in geçiş güzergâhı güvenlik gerekçesiyle uzatılarak PazarcıkNarlı yolu yerine Nurdağı otoban yolu üzerinden kente ulaşımı sağlandı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve diğer ilgililer tarafından karşılanan Merkel, Patriot Sistemleri Alman Harekât Birliği Komutanı Marcus Ellermann’dan bilgi aldı. Merkel daha sonra Alman askeri birliğini ziyaret etti. Ayrıca, Ahır Dağı eteklerindeki füze bataryalarının Merkel’in incelemesi için daha aşağı bir bölgeye indirildiği gözlendi. Öte yandan önceki gün de Hollanda ve Almanya savunma bakanları Gazi Kışlası’nda incelemelerde bulunan Bakan Yılmaz, bir soru üzerine Patriot sisteminin maliyetine değindi. Yılmaz, “Rakam olarak 4 birimin birini biz karşılıyoruz. Ancak TL olarak bizim bir yıl içerisinde beklediğimiz rakam 15 milyon TL” dedi. Hollanda Savunma Bakanı ise füzelerin ülkesine maliyetinin 40 milyon Avro olduğunu kaydetti. Ekonomik kriz yaşanan ülkede sandık başına gidildi İtalya’da kritik seçim Dış Haberler Servisi Ekonomik kriz yaşayan İtalya’da dün iki gün sürecek kritik genel seçimler başladı. Seçimlerin favorisi Merkez sol Demokratik Parti lideri Pier Luigi Bersani, iktidara gelmesi halinde Mario Monti liderliğindeki teknokrat hükümetin yürürlüğe koyduğu reformları sürdüreceğini söyledi. Merkez sağ koalisyonun lideri, eski Başbakan Silvio Berlusconi ise Milano kentinde oy kullanmaya gittiği seçim merkezinde kadın hakları savunucusu FEMEN üyelerinin protestosuyla karşılaştı. Üzerlerinde “Yeter artık Berlusconi” yazan üç kadın Berlusconi’ye ulaşmaya çalıştı, ancak eylemciler kısa sürede polis tarafından gözaltına alındı. Seçimlerin dikkate değer diğer adayı ise kamuoyu yoklamalarına göre üçüncü sıraya yükselen eski komedyen Beppe Grillo’nun liderlik ettiği “düzen karşıtı” 5 Yıldız Hareketi. Gittiği her yerde büyük kalabalıklar toplayan Grillo, politikacıları ve büyük şirket yöneticilerini ülkeyi mali çöküşün (REUTERS/AFP) ON BİNLER SOKAKTAYDI Bulgaristan’da öfke dinmiyor Dış Haberler Servisi Elektrik zamlarına tepkiyle başlayan protestolara sahne olan Bulgaristan’da hükümetin istifasına rağmen dün de ülke genelinde on binlerce kişi sokaklara döküldü. Elektrik dağıtım şirketlerin uyguladığı kontrolsüz fiyat artışlarını protesto eden göstericiler, anayasanın değiştirilmesini ve istifa eden Boyko Borisov kabinesinin mahkemeye verilmesini de talep etti. Başkent Sofya’da kent merkezinde toplanıp parlamentoya doğru yürüyen göstericiler, anayasa kitaplarını yaktı. Siyaset sınıfını “Mafya” diye niteleyen göstericiler, parlamento önünde “Değişim”, “Zafer” sloganları attı. Gösteriler nedeniyle çok sayıda polis ve jandarma sıkı güvenlik önlemleri alırken, protestocuların bazıları daha küçük gruplar halinde şehrin diğer caddelerinde de yürüdü. Bulgaristan’da Varna’da dün düzenprotestolar 14 lenen büyük protesgündür sürütoya 40 bin kişinin yor. Göstericiler, katıldığı belirtiliyor. (REUTERS) Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ile görüşmek ve hiçbir politikacının katılmasını istemedikleri bu görüşmenin naklen yayımlanmasını istiyor. Borisov hükümetinin istifasının ardından ülkede erken seçime gidilmesi bekleniyor. FEMEN üyeleri, oy kullandığı seçim merkezinin önünde Berlusconi’yi protesto ettiler. Seçimlerin en renkli adayı ise üçüncü sıraya yükselen eski komedyen Beppe Grillo. eşiğine getirmekle suçluyor. Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanadı Cumhuriyet Senatosu için yapılan seçimlerden ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizle baş edebilecek güçlü bir hükümet çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor. Seçimleri önde bitireceği öngörülen Bersani’nin Demokratik Partisi’nin, mevcut Başbakan Mario Monti önderliğindeki Merkez Sol ittifakla koalisyona gitmesi bekleniyor. Demokratik Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde kontrolü sağlayabileceği, ancak Cumhuriyet Senatosu için Monti’nin desteğine ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Berlusconi önderliğindeki merkez sağın ise Bersani’nin birkaç puan gerisinde kalacağı tahmin ediliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear