02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2013 PAZAR 2 seçmenle ilgileri yoktur. Adı var özgür seçimin! Kendisi var mı, yok mu? Lider olmak, toplumun önde geleni olmak!.. Bunu derken şu ya da bu yolla ortaya çıkan liderleri, lider taslaklarını düşünmüyoruz. Halkın lideri toplumun kurtarıcısıdır. Düşmandan, ondan daha beteri iç düşmanından kurtarmıştır ülkesini, halkını... Mustafa Kemal’i düşünün, liderliğe genç yaşta başlamış, hep önde, hep güçlü, hep önder... Balkan Harbi, derken Birinci Dünya Harbi, ardından Türk yurdunun yabancıların eline geçmesi... Düşman zırhlılarını Çanakkale’de durduran devlet artık yenilmiş, çökmüş, İngilize, Fransıza, İtalyana, hatta Yunana bile teslim olmuştur. Durum böyleyken biri “Ben Samsun’a çıktım, Ankara’da yeni bir hükümet kuruyorum, dayanmaya, iç ve dış düşmanlarla savaşmaya çağırıyorum herkesi” diyor! Unutuyoruz, unutturuluyoruz! Çökmüş, yenilmiş, düşmanlara kendini teslim etmiş bir Osmanlı artığını ortadan kaldırıp yepyeni bir devlet, gerçek bir Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu! Birtakım çevreler, kişiler küçümsüyorlar tarihi... Kim tarihin gerçeklerine karşı çıkmışsa kendini aldatmış olur! OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Tarihi Okumasını Bilmek Bugün ne yazmalı? Bir şeyler yazmak gerek. Hemen her gün, her gün... Aynı konuları işlemek, göz önüne sermek mi? Kimlerin? Gözü görenlerin, kulağı duyanların... Ya kulakları tıkanmışsa, gözleri de kapkara gözlüklerle karartılmışsa?... Bakışları uzaklara gitmiyor, kendi dışında, daha açığı kendileri dışında olup bitenleri görmüyor... Görmezlikten geliyor diyorsunuz? İşlerine öyle geldiğinden... Ya, bir de, gerçek bir insan olup bakabilseler çevrelerine, yakınlarına ve azıcık ötelerindeki gerçeklere... Evet ne yazmalı, nasıl yazmalı da okuyabilsinler? Okuma yazmaları varsa, ki var, hepsi önemli ya da önemsiz okulları bitirmiş. Sonra seçimlerde halktan oy alarak seçkin yerlere gelmiş. Halktan gelen oy aldatıcıdır. Çünkü sana oyları veren seçmen değil, parti lideridir. Bugün Meclis’te üç yüze yakın ya da biraz daha fazla milletvekili, yalnız AKP’den değil, CHP’den de, MHP’den de parti genel başkanlarının isteğiyle listelere girmişlerdir. Gerçek TSK Soruşturması ve İddianamenin Analizi IBu davalara at gözlüğü ile bakan ve üç maymunu oynayan hukukçu ve gazetecilerde bir dalgalanma ve kırılma yaşanmıştır. Bu arada Balyoz davasında ve Odatv davasında ODTÜ, Boğaziçi, Yıldız Teknik ve yabancı bilişim uzmanlarından alınan uzman bilirkişi raporları ile bu iddianameler tamamen çökmüştür. Av. Noyan ÖZKAN Eski İzmir Barosu Başkanı amuoyunda “İzmir Askeri Casusluk ve Fuhuş Davası” olarak bilinen soruşturmaya ilişkin; İzmir (TMK 10. Maddesi ile Görevli) Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1927 sayfadan oluşan iddianamesi ile büyük çoğunluğu TSK mensubu 357 kişi hakkında açılan davada, iddianame İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. Sanıklar, TCK’nin 220, 327, 334, 135. maddeleri uyarınca “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli ve yasak belgeleri temin etme”, “kişisel verileri kaydetme” iddiaları ile yargılanmaktadır. Mahkemenin 29.01.2013 günlü tensip kararı uyarınca; birinci ve ikinci tutukluluk inceleme duruşmaları 27/02/2013 ve 27/03/2013 günlerinde ve yargılama duruşması ise 16/04/2013 gününde yapılacaktır. Şu anda tutuklu bulunan 85 kişiden 55’i askerdir. İddianamede ayrıca 196 müşteki ve 831 mağdur yer almaktadır. İzmir Emniyet Müdürlüğü ihbar hattına 10.08.2010 tarihinde ABD’den gönderilen bir email K ihbarı üzerine, CMK 250. madde (sonradan TMK 10. madde) ile görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği tarafından soruşturma başlatılmıştır. 3.12.2010 tarihinden itibaren de İzmir Emniyet Müdürlüğü KOM’un başvurusu üzerine, mahkemesinden iletişimin dinlenmesi kararı alınarak “projeli çalışma” yürütülmüştür. Yaklaşık 310 şüphelinin işyeri ve evi aranmıştır. İddianamenin temel dayanağını ise bir sanığın bilgisayarında bulunduğu iddia edilen PANDORA isimli veri tabanı ile başka birkaç imzasız dijital belge teşkil etmektedir. gözlüğü ile bakan ve üç maymunu oynayan hukukçu ve gazetecilerde bir dalgalanma ve kırılma yaşanmıştır. Bu arada Balyoz davasında ve Odatv davasında ODTÜ, Boğaziçi, Yıldız Teknik ve yabancı bilişim uzmanlarından alınan uzman bilirkişi raporları ile bu iddianameler tamamen çökmüştür. Ülkemizde ceza adalet sistemini kanserli bir hücre gibi yiyip bitiren ve çökme noktasına getiren bir dijital sahtekârlık çetesinin ve özel yetkili medya mahkemelerinin varlığı artık gün gibi aşikârdır. Yağcılık... Yağcılık yatırımdır... Otel olur... 15 günlük Turizm Bakanı’na geçende “başarı ödülü” verdiler, daha işe elini sürmeden... Ben hiç böyle “başarı ödülü” duymamıştım: Peşin... H Koltuk olur... Vali sınıfta “Başbakanımız süt içen çocukları çok seviyor... Şimdi Sayın Başbakanımızı seven sütünü içsin” dedi... Ve sütü dikti... H Terfidir yağcılık... Başbakan’ın önünde ters “L” harfi pozisyonu alan... Yıldızı taktı... H Fizik kondisyondur... Eğil kalk, eğil kalk... Bir milletvekili “O” şekline girmişti, jimnastikçi kızlar yapamaz... Kafasını bulamadılar... Öyle kaldı... H Hukuk olur: Ailede iyi bir yağcı varsa... Başbakan’a mektup döşedi mi, tahliye gelir diyelim... H Bıyık olur: Nereden çıktı on binlerce badem bıyık?.. H İbadet olur: Sosyete umrede... Gidin, barların yarısı hacı... H Darbe dahi olur: Yağcılar Kenan Evren’e “demokrasi ödülü” verdiler... Arkasından; egemenlik, bağımsızlık, hak, hukuk, adalet, insan hakları, barış, huzur, düzen, hizmet ödülleri de verildi... Ödüller bir yere sığmadı... Çöpe atsa görülecek... Yaksa yanmaz, çoğu metal... Gömse birisi çıkarır... Eve koysa, kendisi dışarıda kalacak... Bir tekne tuttu sonunda, yükledi ödülleri, Marmaris açıklarında denize attı... Kafasına “demokrasi ödülü” yemiş şaşı balık görürseniz, işte orasıdır... H Görev değişimidir: Arkasından gelen Özal’a “Beyefendi ne kadar da kilo vermişsiniz, incecik yani” dediler... Kilodan öldü... Süleyman Bey geçti yerine... H Yağcılık ilim olur: Dil bilmeyen Başbakan’a, üniversitelerden 30 doktora verdiler... Evde cüppe sayısı, pijama, çorap, terlik sayısından fazla... H Yağdan bir tek pilav olmadı... Yurtta 30 kişiyi zehirlediler... iyasallaştırılmış iddianameler Kamuoyunu ilgilendiren ve yukarıda anılan siyasallaştırılmış iddianamelerle benzeri özelliklere sahip olan ve basına “İzmir TSK Casusluk ve Fuhuş Operasyonu” adıyla servis edilen soruşturma sonucunda düzenlenen iddianame, özellikle araştırmacı gazeteci ve hukukçular ile akademisyenler tarafından dikkatle incelenmelidir. İddianame hakkında “ön tespitlerimiz” şunlardır: l İddia gizli bilgi belge temini ve bundan çıkar ve nüfuz sağlamak üzerine kurulmasına karşın, soruşturma sırasında basına yapılan servisle kamuoyunda “casusluk” ve “fuhuş” algısını ve kanaatini uyandıran bir psikolojik propaganda yapılmıştır. Soruşturma sırasında bu tip ihlallerden elbette İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve de soruşturma dosyasını yürüten başsavcı vekili ile savcıları sorumludur. CMK’nin “soruşturmanın gizliliğini” düzenleyen 157. maddesi ve ayrıca BM Savcıların Rolü Konusunda Havana Beyannamesi’nin 12, 13 ve 23. maddeleri ihlal edilmiştir. Beyannamenin 13. maddesine göre; “Savcılar görevlerini yaparken kamu yararını korurlar, objektif biçimde hareket ederler, zanlının ve mağdurun durumunu gereği gibi dikkate alırlar”. İddianame açıklandığında tek bir sanık hakkında bile casusluk ve fuhuş maddelerinin isnat edilmediği anlaşılmıştır. Ancak kamuoyuna servis yapılan yanıltıcı ve kasıtlı kirli bilgi bombardımanı ile sanıklar önceden lekelenmiş ve yargısız infaza uğramışlardır. l İddianame ma kamı, CMK 160/2. madde ile düzenlenen; “maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür” temel ilkesini ihlal etmiştir. İddianamede toplam 357 sanıktan sadece 1 kişinin savunmasına (Bkz. Sh. 421., S.E.) yer verilmiş ve genel olarak “şüpheli savunmasında atılı suçlamayı kabul etmemiştir” gibi basma kalıp bir ibare kullanılmıştır. Hak arama özgürlüğü ve savunma hakkı ile ilgili tüm evrensel ve ulusal sözleşme ve beyannameler ihlal edilmiştir. Dolayısıyla bu iddianameyi, sanıkların savunmasını okumadan tek taraflı olarak yorumlamak zorunda kalıyoruz. Yazıma yarın devam edeceğim... S zel yetkili medya mahkemeleri 2007 yılında başlayan Ergenekon 12 , Poyrazköy, ÇYDD, Erzincan (İlhan Cihaner), Futbolda Şike, KCK, İstanbul Askeri Casusluk, Odatv, İlker Başbuğ, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Redhack, Tıp Öğrencileri vd. soruşturma ve iddianamelerinde benzeri evrensel hukuk ve CMK ihlallerini, özel yetkili gazete/tv propagandasını hep birlikte izledik, izlemeye devam ediyoruz. Odatv operasyonu ve iddianamesi bu davalarda dönüm noktası olmuştur. Bu davalara at Ö
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear