02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2013 SALI [email protected] 16 Böylesine içi boş, anlamsız ve de saçma bir koşulun açıklanması gerekir ki biz de anlayalım ne demektir bir tiyatro yapıtının ‘genel ahlak’ kurallarına uyması ya da uymaması? KÜLTÜR Neden genel ahlak? Nedir genel ahlak? dağı vermeye kalkıyorlar, “benim ahlak anlayışıma uymazsa keserim parayı haa!” havalarındalar… İktidar partisinin şunu çok iyi görmesi gerekir ki çağdaş dünyada ülkeler kültürleriyle, sanatlarıyla var oluyorlar… Sınırlar dışına taşan evrensel sanatsal değerleriyle. Evet, bilmek istiyorum AKP ve yandaşlarına göre tiyatroda “genel ahlak kurallarına uygunluk” ne demektir? Mesela bir Shakespeare tragedyası; diyelim “Hamlet” yine Kültür Bakanı Ömer Çelik’in belirttiği “genel ahlak kuralları” ve de “aile değerlerini gözetmek” koşuluna uygun bulunacak mıdır? Ya da Sophocles’in “Kral Oedipus”u ne denli uygun bulunacaktır bizim şu genel ahlak kurallarına? Arthur Miller’in “Cadı Kazanı” da kafadan gidecekler arasında alacaktır yerini herhalde… Peki, ya Nâzım Hikmet? Aziz Nesin? Ferhan Şensoy? Murathan Mungan? Özen Yula? Yeşim Özsoy Gülan? Yiğit Sertdemir? Onların oyunlarında da AKP’nin “genel ahlak kuralları” duvarına çarpacak dünyaların mevcudiyeti yadsınabilir mi? Ne güzel söylemiş Bernard Shaw o ince zekâsı ve alaycı üslubuyla: “Ahlaka aykırılık… günün geçerli ideallerine uymayan davranışlar anlamına gelir.” Bu açıdan bakınca, AKP’nin empoze etmeye çalıştığı ideallere uymayan herkes ve her şey ahlaka aykırı olabiliyor. Var mı acaba çağdaş dünyada böyle bir Sanat Sansür Kurulu? Tüm çağdaş ülkelerin anayasalarında sanatın ve bilimin özgür olduğunun altı özellikle çizilmiştir ve de bu bağlamda devlet neyin iyi sanat, neyin sakıncalı sanat olduğu konusunda yorum yapamaz. Çağdaş bir dünyada kültür politikaları sanatta çok yönlülüğü ve ifade özgürlüğünü destekler. Türkiye’de de sanatın “genel ahlaka uygun” “genel ahlaka uygun değil” şeklinde kategorize edilmesi kimsenin haddi olmamalıdır. Değildir de zaten. 78 ARALIK’TAKİ KONFERANS ÜCRETSİZ Sanırım başta tiyatro sanatçıları, herkes, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın devlet desteğinden yararlanacak olan projeler için öngördüğü “genel ahlak kuralları” koşulu ile ne demek istediğini (ve tabii bunun altında yatan çapanoğlunu) bilmek istiyor. Böylesine içi boş, anlamsız ve de saçma bir koşulun açıklanması gerekir ki biz de anlayalım ne demektir bir tiyatro yapıtının “genel ahlak” kurallarına uyması ya da uymaması? Geçen ayın ortalarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel tiyatrolara yönelik devlet desu “Sanatı baskı teği listesi açıklandı ve de maddesini rencide edici bulaAKP iktidarının her alanrak, haklı olarak desteği redaltında tutma da olduğu gibi, sanat aladeden Tiyatro Kumpanyası, girişimleri başarılı nında da yaptığı hukukKent Oyuncuları, DOT duruolamaz hiçbir suzluklar zincirine yeni yor. Tercihlerini, söz konuzaman: Ne kadar bir halka eklendi. O günsu desteği kabul etmek doğden bugüne takip ediyorultusunda kullanan bir grup bastırabilirsiniz rum gelişmeleri. Bir yantiyatro da sanırım şimdilerde oksijeni?” B. Shaw da; sanki kesesinden ulufe oyun metinlerini Ankara’ya dağıtıyormuş gibi kendingöndermeye ve de söz konuce muhalif bulduğu topsu protokolü imzalamaya haluluklara destek vermeyen bir hükümetzırlanıyorlar. Bu noktada ben yine de sormadan edemiyorum: Oyun metinlele yüzleşmek durumunda kalan ve hakrini nasıl bir kurul inceleyecektir? Delarını sonuna kadar arayacaklarını açıkğerlendirmeyi yapan kurul mu? Ya da layan özel tiyatrolar duruyor. Öte yanyeni bir kurul mu? Peki, daha sonra? da, bu destekten yararlanması öngörüOyunlar gizli polisler tarafından filan len gruplar arasında yer almalarına karmı takibe alınacak? Bir espiyonaj sisteşın, Kültür Bakanlığı ile imzalanması gereken protokolde oyun metinlerinin is mi mi işletilmeye başlayacak? Öyle ya, nereden haberi olacak bakanlığın oyuntenmesi ve de bu metinlerde sahnelenda “genel ahlaka” uymayan bir söz mü meden önce ve sonra (!) “genel ahlaka sarf edildi? Bir sahne mi eklendi? Ne aykırı” bir durum saptandığında verileoldu? Nasıl oldu? cek olan paranın faiziyle geri alınacağı Jacques Ranciére ilk kez Türkiye’de Kültür Servisi Politika ve estetik üzerine tezleriyle tanınan ünlü Fransız filozof Jacques Ranciére, 78 Aralık’ta Bakırköy Belediyesi Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde iki günlük bir konferans verecek. MonoKL Yayınları’nın “Filozoflarla İstanbul’da” projesi kapsamında, Bakırköy Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen “Eşitlik ve Estetik Konferansı”nın ilk gününde Ranciére’e Ahmet Soysal eşlik edecek ve “Bugün sanatı düşünmek” konusu tartışılacak. Aynı gün Nami Başer’in moderatörlüğünde Ranciére, Ahmet Soysal ve Bernard Aspe’nin de katılımıyla “Duyulurun ve düşünülürün estetiği” üzerine konuşacak. Konferansın ikinci gününde Ahmet Soysal’ın “Kökensel eşitsizlik” ve Volkan Çelebi’nin “Eşit ortaklık” konulu sunumlarının ardından Fransız düşünür, Bernard Aspe ile “Eşitlik ve uyuşmazlık” başlıklı oturumda bir araya gelecek. Ardından Zeynep Gambetti’nin de katılımıyla “Demokrasi, Anarşi ve Praksis” konulu bir açık oturumda düzenlenecek. Konferans, herkese açık ve ücretsiz olacak gerçekleşecek ve oturumlar 15.30 ile 21.00 saatleri arasında düzenlenecek. 2000’lerde estetik teorisi görsel sanatlarda bir referans haline gelen Ranciére, 1960’larda da Marksist düşünür Louis Althusser ile beraber “Kapital’i Okumak”ı yazmıştı. Ranciére’in ülkemizde ayrıca “Siyasalın Kıyısında”, “Özgürleşen Seyirci”, “Uyuşmazlık Politika ve Felsefe” ve “Estetik Bilinçdışı” gibi birçok kitabı yayımlandı. Genel ahlak polisleri Aslında trajik bir hal almaya başladı bu iktidarın sanatla ve sanatçıyla bir türlü barışmayan yıldızı… AKP iktidarı olarak balenin içine tükürdüler, heykelleri ucubeye benzettiler, kırdırdılar, AKM’den tutun sinemasından tiyatrosuna kadar sanat mekânlarını yok ediyorlar ve şimdi de sanki kendi keselerinden ödüyormuşçasına dağıtacakları üç kuruş parayla göz Trajik bir durum RETROSPEKTİF SERGİ İSTANBUL MODERN FOTOĞRAF GALERİSİ’NDE Baranlardan ‘Rasathane’ Kültür Servisi 1981 yılından bu yana birlikte çalışan fotoğraf sanatçıları Barbara ve Zafer Baran’ın, 1999’dan günümüze ürettikleri eserlerden bir seçki, 27 Nisan’a kadar İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde görülebilir. 11 seriden oluşan “Rasathane” adındaki sergiyi ikili, “arkeolojik bir kazının en üst tabakası” olarak niteliyor. 11 seri, farklı coğrafyalardaki arkeolojik alanlardan, çürümekte olan çiçek parçalarına, egzotif çiçeklerden, süslü parklarda istenmeyen yabani otların görüntülerine kadar geniş bir seçki sunuyor. Sergi adını ise “Rasathane 7” adlı fotoğraftaki, ağaçtan düşen bir elmaya ait görüntüden alıyor. Bugüne kadar Victoria&Albert Museum, The Photographers Gallery, Saatchi Gallery, British Library’nin de aralarında bulunduğu birçok mekânda, çok sayıda sergi açan sanatçılar çalışmalarını “Çoğu kez işlerimizde fazlasıyla küçük ve çok yakında olan nesneler ile uzakta yer alanların arasında belirgin bağlar var: Bir elma, göze ya da kozmik bir hadiseye, tohumlar bir teleskopun içinden gözlenen yıldız kümelerine dönüşüyor” sözleriyle anlatıyor. Yasmin Mori Salon İKSV’de Kültür Servisi Türkçe rock müziğin özgün kadın vokallerinden Yasmin Mori, 13 Aralık Perşembe günü Salon IKSV’de konser verecek. Saat 22.30’da başlayacak konserde sanatçı, geçen yıl yayımlanan “Deli Bando” ve 2008 yılında yayımladığı “Hayvanlar” albümlerinden şarkılar seslendirecek. Mori, albümlerinde tüm söz ve bestelerin kendine ait olmasıyla dikkat çekiyor. 1 3 . ULUSA L SOSY A L BİLİM LER KONGR ESİ 4 6 A R A LIK’ TA Akademisyenler AKP’yi tartışacak Kültür Servisi Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği 13. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, 46 Aralık tarihleri arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) kültür ve kongre merkezinde yapılacak. Çeşitli üniversitelerden yüze yakın akademisyenin sunum yapacağı kongre yaklaşık 80 oturumdan oluşacak. Açılış konuşmalarını ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar ile Sosyal Bilimler Derneği Başkanı Doç. Dr. Galip Yalman’ın yapacağı kongrede, açılış bildirisini ise Prof. Dr. Huricihan İslamoğlu “Sosyal Bilimleri Yeniden Düşünmek” başlığıyla yapacak. Kongrede, “din ve siyaset”, “namus ve namus kültürü”, “hukuk ve birey”, “popüler kültür ve medyada nefret söylemi”, “kentsel çevre ve ruh sağlığı”, “savaş, şiddet, yas”, “göç ve yurttaşlık” gibi sosyal bilimlere ilişkin pek çok konu tartışılacak. Programda ayrıca “AKP Türkiyesi’nde dönüşümün anatomisi”, “AKP ve siyasal rejimin dönüşümü”, “Emperyalizmin Ortadoğu politikalarında yeni bir dönem ve Türkiye” gibi güncel başlıkların yanı sıra Gezi Direnişi’ni irdeleyen birçok sunum yer alacak. TÜRKİYE’NİN İLK YAZI KÜLTÜRÜ DERGİSİ Mürekkepbalığı raflarda KAMİL KÜLTÜR l MASARACI ÇİZİK CEYHUN ATUF KANSU ŞİİR ÖDÜLÜ’NE KATILMA KOŞULLARI AÇIKLANDI Kültür Servisi 1986’dan bu yana her yıl düzenlenen Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne 2014 yılı için katılma koşulları açıklandı. Ödüle aday olan yapıtlarda Ceyhun Atuf Kansu’nun şiir anlayışı göz önüne alınarak çağdaş bir dünya görüşü ve dil bilinci temel ölçüt olacak. Şubat 2013 1 Şubat 2014 tarihleri arasında yayımlanan bütün şiir kitapları ödüle katılabilecek. Ayrıca, ödül yazmanlığı, bu kitaplar arasından, çeşitli nedenlerle katılamayan kimi yapıtları da ödüle aday olarak gösterebilecek. Çeşitli nedenlerle kitap halinde basılmamış, ancak kitap bütünlüğü taşıyan şiirlerle de ödüle aday olunabilecek. Ödülün seçici kurulu Adnan Binyazar, Müslim Çelik, Refik Durbaş, Şükrü Erbaş, Bahar Gökler (ailesi adına), Emin Özdemir ve Sevgi Özel’den Son tarih 1 Şubat 2014 oluşuyor. Ödül kazanan yapıt, Ceyhun Atuf Kansu’nun ölüm yıldönümü olan 17 Mart 2014 tarihinde açıklanacak. Ödüle son katılma ve aday gösterilme tarihi 1 Şubat 2014. Ödül, tek bir şiir yapıtına (kitap ya da kitap bütünlüğü taşıyan şiirlere) verilecek. 2014 yılı için ödülün parasal tutarı 500 TL. Ödüle aday olacak yapıtların, şairin adı, açık adresi ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte 7 adet kitap ya da 7 kopya dosyayla (Işık Kansu, Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya/ANKARA) adresine gönderilmesi gerekiyor. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü 1986’da ilk olarak, 1993 yılındaki Sivas katliamında yaşamını yitiren Behçet Aysan “Eylül” adlı yapıtıyla kazanmış; son olarak da, 2013’te Halim Yazıcı “Avluda Kuş Sesleri” adlı kitabıyla ödüle değer görülmüştü. Kültür Servisi Türkiye’nin ilk yazı kültürü dergisi Mürekkepbalığı, kasımaralık sayısıyla yayın hayatına başladı. Mürekkepbalığı dergisi kitap, ekslibris, tipografi, etimoloji, el yazısı, kaligrafi, hat, mektup, mürekkep, kalem, matbaa, ciltçilik gibi kadim konuların yanı sıra klavye, tweet gibi günümüzün yeni mecralarını da konu ediniyor. İlk sayısında, Google’ın font satın aldığı ilk ve tek Türk olan başarılı tasarımcı Onur Yazıcıgil, fontların ilginç tarihini anlatıyor. Birgül Ergev, Türkiye’nin en kapsamlı ansiklopedisi Meydan Larousse’ta Oğuz Atay, Ece Ayhan, Hakkı Devrim’li günleri, 40 yıl sonra ilk kez aktarıyor. Bu yazı, Oğuz Atay’ın o dönemde kısa film çektiği gibi çok bilinmeyen ayrıntılardan da söz ediyor. Prof. Dr. Hasip Pektaş, “Ekslibrise Giriş” yazısında kitapların mülkiyetinin kime ait olduğunu gösteren baskıresim sanatının önemini ve türlerini açıklarken şair Nihat Ateş ise mağara duvarlarından günümüze kadar defterin tarihini ve yazı alışkanlığının kâğıt üzerinden klavye ve ekrana geçiş sancılarını irdeliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear