17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2013 PERŞEMBE 8 n Baştarafı 1. Sayfada İnönü, bizlerin İsmet Paşası, yukarı kattaki yatak odasındaki mütevazı karyolada yatıyordu... Köşk’te ağır bir hava vardı. Damadı Metin Toker’le kısaca söyleştik. Belleğimde Paşa’nın o boğuk sesiyle CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmesinden önce kendisine yönelik parti içi eleştirilere değinen cümlesi canlanıyor: “Bir gün bakacaksınız İsmet Paşa ölmüş ne paşa kalmış ne de ona yönelik eleştiriler, tartışmalar”. Paşa öldü ama gerisinde unutulmaz bir tarih ve anılar bırakarak göçtü bu dünyadan ve bir gün... ... Cumhuriyet tarihini baştan sona inkâr edecek bir Başbakan geleceğini; örneğin RTE gibi orantısız ve de baştan sona haksız saldırılarına muhatap olacağını hiç ama hiç aklına getirmemişti kuşkusuz. HHH 27 Mayıs 1950’de iktidarı demokratik bir seçimle Demokrat Parti’ye teslim ettikten sonra ailesine, oğullarına, 27 yıllık CHP’ye ve Cumhuriyet dönemine insafsız, mesnetsiz saldırılara göğüs gerdi ve... ... DP iktidarının, 27 yıl devam eden tek parti iktidarına yönelik suçlamalarına tek bir cümleyle yanıt verdi: “... 27 yılın hesabını vermeye hazırım!..” Paşa yaşasaydı, RTE’nin siyasal oyunlarını mazur göstermek için, Cumhuriyetin 27 yılına kinle yoğurduğu saldırılarına aynı veya benzeri bir cümleyle yanıt verir; yargı önünde kendisi hakkındaki haksız suçlamalara ve RTE iktidarıyla hesaplaşmaya hazır olduğunu söylerdi. İsmet İnönü’ye her vesileyle saldıran Başbakan RTE; acaba bugün Paşa’nın DP’nin saldırılarına verdiği tek bir cümlelik yanıttan ders çıkarabildi mi, çıkarabilir mi? RTE, çıkıp orta yere, göğsünü gere gere, 11 yıllık iktidarındaki açıklanan veya açıklanamayan bütün yolsuzlukların, hatta rüşvet olaylarının sorumluluğunu üstleniyorum ve hesabını vermeye hazırım diyebilir mi? Bu beklentinin küçücük bir olasılığı bile söz konusu değil. HHH Hükümetindeki dört bakanın oğulları ya da yakınlarının, yolsuzluk ya da rüşvet olaylarına karıştığı iddialarının derinlemesine araştırılmasına bile tahammül edemiyor... Mademki tek başına iktidarsın, mademki 11 yıllık iktidarın tertemiz, partinin adı gibi ak olduğuna inanıyor ve savunuyorsun... ... Öyleyse iktidarının ak mı kara mı olduğunu kanıtlama görevi sana düşüyor... HHH Paşa’nın torunu, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, RTE’ye beğenmeyeceği ama günümüze ışık tutan şu sözünü anımsattı: “Son yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine birçok kişinin, onun, ‘Bir memlekette namuslular da namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yolu yoktur’ sözünü hatırlatıyor olması bir tesadüf değildir”. HHH Lakin RTE, akla zarar bir mantıkla operasyonlara 30 Mart’taki yerel seçimlerde sandığın yanıt vererek yolsuzlukları, rüşveti aklayacağını söylüyor. Savcının, polisin saptamaları, mahkemelerin tutuklama kararının gerekçesi, yolsuzluk ve rüşvet sanıklarına mahkemenin vereceği olası karar... ... Hayır, hayır! Hiçbiri Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet skandalının özü ve özeti değil... Neredeyse sandık, yargının, polisin ve savcılığın yerini alıyor. Diyelim ki AKP yerel seçimlerde yeterli oyla pek çok ilde belediyeleri kazandı. Yarabbi nasıl bir anlayıştır ki, bu sonuç; yolsuzluk ve rüşveti aklamış mı olacak? Bu anlayışta olduğunu dışarıdan döner dönmez Esenboğa’da toplama kalabalığa söyledikleriyle kanıtlıyor: “17 Aralık’ta yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonları millete ve milli iradeye yöneliktir.” Her şeye kadirsin sandık, örneğin çaresiz kansere de, derse şaşırmam! HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Kumpası açıklasın l Başbakan’dan Savcı Öz’e ağır suçlamalar HAZAL OCAK Ergenekon ve Balyoz davalarının sanık avukatlarından Ülgen: ‘Cemaat orduya kumpas kurdu’ sözlerine açıklık getirsin vermedik Haber Merkezi Yenişafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, dünkü “Başbakan, kime ‘Bizden talepleri oldu’ dedi?” başlıklı köşe yazısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan gezisinde yaptığı yorumları aktardı. Selvi’nin iddiasına göre Başbakan, savcı Zekeriya Öz’ün, başında bir bakanın olduğu bir örgüt şeması çizdirmek için talimat verdiğini söyledi. Pakistan’da olduğu sırada İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Başkanı Ahmet Arıbaş’ın ifadeye çağrıldığına dikkat çekilen yazıda, şöyle devam ediliyor: “Yeni bir 7 Şubat olayı denilen, İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Başkanı Ahmet Arıbaş’ın ifadeye çağrılması olayı. Heyette, İstanbul operasyonunun intikam savaşına dönüştüğü yönünde yorumlar yapıldı. Polisteki ifadelere ekleme yapıldığı, dost sohbetlerinde mahkeme heyetinin tutuklama konusunda baştan önyargılı olduğuna dair örnekler paylaşıldı. Bizden bölgeyi istedi ‘14 ay boyunca teknik takip yapıyorsun o zaman al adamları. Niye şimdiye kadar bekledin?’ şeklinde yorumlar geldi. Pakistan gezisinden önce henüz Türkiye’deyken kulağıma gelmişti. Savcı Öz’ün kameraların ışıkları altında gövde gösterisi yaparak İstanbul Emniyeti’ne gittiği anı kast ediyorum. Öz’ün orada polislere, ‘örgüt şeması’ çizdirmek için talimat verdiği söyleniyor. Örgütün tepesine de bir bakanı yerleştirmek suretiyle. Zekeriya Öz’e göre bir örgüt var, bu örgütün lideri de kabinenin bir bakanı... Öz’ün Emniyet’ten çıkarılış şekli ise ilginç. Erdoğan bütçe görüşmelerinden sonra cuma günü milletvekilleriyle yemekli bir toplantı yapmıştı. Orada Başbakan üç noktanın altını çiziyor. 1 Biz yolsuzlukla sonuna kadar mücadele ederiz. Üç Y, yani yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele hedefimizi daha yola çıkarken ortaya koymuşuz. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. 2 Bir operasyon başlatılıyor. İlk günden bakanlarımız hedefe konuluyor. Burada bir art niyet var. 14 ay takip yapmışsın. Neymiş bir çantayla eve girmiş, çanta olmadan çıkmış. Çantanın içinde ne vardı? Hepimiz bir eve giderken elimiz boş gitmeyiz. Bir çikolata alırız en azından. Niye operasyon yapmadın o zaman? Maksat farklı. 3 Bu adamın bizden talepleri oldu. Ergenekon’la mücadeledeki çabası nedeniyle 2 kez terfi ettirdik. Ama memnun kalmadı. Bizden bölgeyi istedi. Vermedik. O zaman siz görürsünüz diyor. O adam kim? İzlemeye devam edin. Daha neler çıkacak?” Zekeriya Öz ise Selvi’nin iddialarına yanıt verdi. Öz, tweetter üzerinden “Abdulkadir Selvi’nin köşesinde hakkımda yazdıklarının tamamı yalan, iftira ve hayal mahsulüdür. Bu yazıların amacı, soruşturmanın yönünü değiştirmeye ve kamuoyunu gerçeğe aykırı yönlendirmeye matuftur” dedi. cemaat kavgasında ortaya çıkan delillerle bu iddia somutErgenekon ve Balyoz davala laşınca yargılamanın iadesirının sanık avukatlarından Celal ni biz isteyeceğiz. Bu vicdan Ülgen, Başbakan’ın başdanış kanamasınan bir parçası da manı Yalçın Akdoğan’ın “Ce bu sahte delilleri, bu üretilmaat orduya kumpas kurdu” miş delilleri görmezden gelen sözlerine açıklık getirmesini cumhuriyet savcılarında olaistedi. Ülgen, “Bu iddia Yal caktır. Önümüzdeki günlerçın Akdoğan tarafından so de daha ayrıntılı delillere ve mut delillerle ispatlanmalı belgelere ulaşacağız. Sanıyodır. Akdoğan, ne biliyorsa rum, yakın zamanda Baransu açıklasın. TSK’ye kurulduğu hakkında soruşturma başlasöylenen bu komplodan siya tılacak. Belki ifadeye çağrılasi iktidarın da önemli bir ya cak, belki gözaltına alnacak. rar sağlandıBaransu’nun yapğı görülmektıkları anlatılacaktedir. Cumhutır. Bunu da bekleriyet savcıları mek gerekir.” Balyoz davaBalyoz davasında yargılası avukatlarından manın iadesiŞule Nazlıoğlu ni istemelidir” Erol’un basın açıkdiye konuştu. lamasında da özetAkdoğan’ın le şu görüşlere yer yaptığı açıklaverildi: “ Yalçın manın vicdan Akdoğan’ın açıkCelal Ülgen kanamasına yol lamasının ahlaki açtığını belirten ve siyasi hiçbir Ülgen, “Roma hukukunda bir açıklaması yoktur. Milli orkavram var: Suçtan kim ya duya kumpas kurulduğunu rarlanır? Faili meçhul olan bildiğin halde sahte delillersuçlarda faili bulmak için bu le o kadar insan esir alındıyol kullanılır. ‘Suçtan kim ya ğında neden sesin çıkmadı? rarlanıyorsa bu suçu işlemiş Bu kumpası bildiğin halde olan odur’ Mantığı yürütü engellemek için neden gerelür. TSK’ye komplo kurul ğini yapmadın. Yolsuzluk ve masından kim yararlanmış rüşvet operasyonundan sontır? Siyasi iktidarın da yarar ra cemaatle kavga sonrası sağladığını görüyorsunuz” di bu operasyonda aklanmak ye konuştu. Davanın avukatla için bu sefer de Ergenekon rı olarak kendi aralarında du ve Balyoz’u savunmak için rum değerlendirmesi yaptıkla Makyavelist bir yaklaşım rını anlatan Ülgen özetle şun içinde olduğu o kadar açık ları söyledi: “İlk beklentimiz ki. Bu kapsamda düzmece cumhuriyet savcılarının Bal deliller ve düzmece gizli tayoz davasında yargılamanın nıklarla esir alınan herkesin iadesini istemeleridir. Yap özgürlüğünün iade edilmemazlarsa her geçen iktidar sini talep ediyoruz.” Gül harekete geçmeli UTKU ÇAKIRÖZER CHP lideri Kılıçdaroğlu: Fatura tamamen kendisine çıkarılınca Bayraktar hazmedemedi MHP’Lİ LÜTFİ TÜRKKAN Villa parasına yalanlama EMRE DÖKER İZMİR MHP Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan, İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Muammer Güler’in oğlunun evinde bulunan 1 milyon 200 bin dolarla ilgili yaptığı, “satılan villanın parası” açıklamasını yalanladı.Güler, oğlunun evinde bulunan paraların, satılan villanın bedeli olduğunu öne sürerek “Bütün belgeleri de mahkemede ibraz edilmiştir. Satış sırasında ipotek sorunu doğmuş. Dolayısıyla paranın bankaya konulması halinde kaynağının gösterilmesi mümkün değil. O nedenle 1 milyon 200 bin dolarlık ipoteğin çözülmesi için beklemişler” demişti. Bu açıklamayı yalanlayan Türkkan, attığı Twitter mesajları nedeniyle Muammer Güler’in operasyon sonrasında kendisini telefonla aradığını ve paranın kaynağıyla ilgili farklı bilgi verdiğini söyledi. Türkkan önceki gün Twitter adresinden yazdığı mesajlarda, Güler’le ilgili şunları vurguladı: “Beni telefonla aradığı gece Reza’nın yanında çalışan akrabasının kendilerine olan borcu karşılığı Reza’dan aldıkları para olduğunu söylerken, bugün (önceki gün) basına düşen açıklamasında Bahçeşehir’de sattıkları evin parası olduğunu söylemiş. Aynı Muammer Güler beni aradığında Alper Terzioğlu’nun kendi oğlu Barış olmadığını iddia edip ‘o ise kafama sıkarım’ derken. bu adamın kimliğini iki saatte tespit etmesi mümkün olduğu halde sessizliğe gömülmesi de Güler’in yalan söylediğinin ikrarı.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, istifa eden Erdoğan Bayraktar için, “Böyle bir çıkış yapmasını doğrusunu söylemek gerekirse beklemiyordum. Bayraktar şunu gördü: Yaptığı tüm işleri başbakanın talimatıyla yaptı ama fatura tamamen ona çıkarılınca bunu hazmedemedi. Sayın Erdoğan Bayraktar delikanlı gibi davrandı. Eğer fatura çıkacaksa o fatura başbakana çıkmalı” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, savcıların yeni operasyon kararlarına Emniyet’in ‘Erken seçimi destekleriz’ Kılıçdaroğlu, dün akşam katıldığı televizyon programında erken bir genel seçim kararını destekleyip desteklemeyeceklerine ilişkin, “Hükümet isterse destek veririz” dedi. Başbakan’ın, suçsuzsa kendisine güvenmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kimse olaya müdahale etmesin, gerçekler ortaya çıksın demesini beklerdim. Bunu deseydi hiç kimse bir şey söyleyemezdi” dedi. direndiği iddiaları ile ilgili de “devletin organlarını uyumlu çalışmasından sorumlu olarak” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü harekete geçmeye çağırdı. Kılıçdaroğlu, “27 buçuk yıl kamuda görev yaptım. Daire başkanlığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı, müsteşarlık yaptım. İlk defa böyle bir olayla karşı karşıyayız. Devletin çivisi çıkmış” dedi. Erdoğan’ın yine CHP’yi Gülen cemaati ile birlikte olmakla itham eden sözlerine de Kılıçdaroğlu, “Biz mazlumdan yanayız. Her ku ruş verginin nerelere harcandığını sorgulamaktan yanayız” yanıtı verdi. Kılıçdaroğlu şunları aktardı: Çözüm sürecine suikast iddiası: Milletin aklıyla alay etmesinler. Çözüm süreciyle bu konunun ne alakası var. Bu düpedüz yolsuzluk. Sanki Kürtler çıktı da başbakana “Siz yolsuzluk yaparsanız bu süreç sonuçlanır, açılır, başarılı olur” mu dedi? Bayraktar’ın istifası: Eğer fatura çıkacaksa o fatura başbakana çıkmalı. Bayraktar diyor ki, “Sen söyledin ben yaptım, fatura bana niye çı kıyor? Ben ödeyeceğim sen yerinde oturacaksın” onu söylüyor. Karadenizlilerin bir özelliği haksızlıklara tahammül edemezler çabucak parlarlar, o da bir Karadeniz delikanlısı. Görev Cumhurbaşkanı’na düşüyor: Burada temel görev Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e düşüyor. Emniyet engelleniyorsa, savcılar valiler engellemek için her türlü çaba içerisine giriyorsa, Adalet Bakanlığı olayları örtme, kapatma için özel çaba içerisine girmişse, İçişleri Bakanı yolsuzlukla suçlanmasına karşın Emniyet müdürlerini değiştiriyorsa ve bu tasfiyeler bütün Türkiye’ye yayılıyorsa bir yetkilinin “Siz ne yapıyorsunuz?” diye çıkması lazım. Bunu yapacak olan kişi anayasamıza göre cumhurbaşkanıdır. Paralel devlet sensin: Asıl paralel devlet, hükümetin kurduğu yolsuzluk örgütüdür. Tam bir şeytan üçgeni oluşturmuşlar. ‘Devlet krizine döndü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’ı istifaya çağırarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile milletvekilliğinden istifasıyla başlayan sürecin artık bir “devlet krizi”ne dönüştüğünü belirterek Koç, “Toptan yediniz, toptan paylaştınız, toptan defolun gidin, düşün bu milletin yakasından artık” sözleriyle hükümetin istifasını istedi. Koç, AKP odaklı rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında İçişleri Bakanı Güler ile Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın “talep üzerine” istifa ettiğini söyledi. Bayraktar’ın “zehir zemberek” açıklamasıyla bütün yaşananlara ışık tuttuğunu ve projektörü “en tepedeki” kişiye yönelttiğini belirten Koç, şunları söyledi: “Olayların temel sorumlusu, hırsızlığa da yolsuzluğa da rüşvete de sadece son soruşturmalar çerçevesinde değil, 11 yıllık iktidarı boyunca göz yuman, kanat geren bizzat Başbakan’dır.” Koç, yaklaşık 48 saat önce bu dosyanın ucunun başka yerlere uzanacağı, Başbakan’a ve oğluna ulaşabilecek bazı bilgi ve belgelerin deşifre edilmesi ihtimaline karşı Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in devreye girebileceği duyumlarını paylaştığını anımsattı. Koç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’ya ise “Sayın savcım, yolsuzlukları ortaya çıkarmaya göreviniz gereği mahkumsunuz” dedi. l Koç, ‘toptan yediniz, toptan defolun gidin’ dedi Haber Merkezi Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından görevden alınan Emniyet mensupları dava açmaya hazırlanıyor. Haklarındaki işlemin yetki, sebep ve maksat açısından hukuksuz olduğunu belirten Emniyetçiler, hafta başında idare mahkemelerine başvuracağı kaydedildi. Mahkemeye yapılacak başvurularda, soruşturma kapsamında kendisi ve oğlu da şüpheli durumda bulunan istifa eden İçişleri Bakanı Muammer Güler’in durumunun da hatırlatılacağı öğrenildi. İstanbul’da son olarak yolsuzluk operasyonunda görev yapan yaklaşık 400 polisin daha yeri değiştirilmişti. Görevden alınan Emniyetçiler dava açıyor Soğukkanlı izlenecek AYŞE SAYIN ANKARA CHP yönetimi yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle 3 bakanın istifasının ardından yaşanan gelişmeleri merkez yönetim kurulu toplantısında masaya yatırdı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun MYK üyelerini tek tek dinleyip görüşünü aldığı toplantıda, CHP olarak gelişmelerin “CHPAKP çatışmasına dönüştürecek algı yaratılmasından kaçınılması, soğukkanlılıkla izlenmesi ve hukuki süreçlerin yakın takipçisi olunması” benimsendi. Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanan MYK’de, Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın istifasını isteyerek gö l Bakanlarla ilgili adım atmak için henüz ‘erken’ revini bırakmasının AKP’nin “Operasyonun arkasında dış güçler var” tezini çürüttüğüne dikkat çekildi. Toplantıda bakanlarla ilgili Meclis denetim yollarının devreye sokulmasının “erken” olacağı görüşü dile getirilerek öncelikle gelişmelerin izlenmesi ve olayın boyutunun halk tarafından algılanmasının sağlanması gerektiği ifade edildi. Toplantıda, özellikle Bayraktar’ın istifasının hükümetin “gidiş” sürecini başlattığı değerlendirmesi de yapılarak “Yönetebilir olduğumuzu kamuoyuna anlatalım” görüşü dile getirildi. Toplantıda ayrıca Ankara Çankaya ve Zonguldak’ta eğilim yoklaması yapılması benimsendi. Çankaya’da yoklamadan çıkan ilk 5 isim için de anket yapılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear