Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 KASIM 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER MEB’in dershaneler çalıştayı başlıyor, sınırsız açık lise modeli üzerinde duruluyor 7 Dershaneye formül arayışı Tartışmaya katıldı SİNAN TARTANOĞLU Şükür: Telafi edilemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’deki dershane tartışması sosyal medyada sürüyor. Partiden ihracı istenen AKP milletvekilleri İdris Bal ve Hakan Şükür, dersane kapatılması girişimine tepkilerini Twitter’dan dile getirdiler. Bal, Twitter’da “Dershanelerin kapanmasını isteyen çocuğu dershaneye giden arkadaşlar çocuklarına sınav stresi yaşardıkları bu ortamda ne cevap veriyor acaba? Dershanelerin kapanmasını isteyenler kendilerine güveniyorlarsa destekçilerine söylesinler yarın çocuklarının kaydını dershaneden silsinler. Böylece dershaneler boşalır sorun kendiliğinden biter !!!” yazdı. Hakan Şükür de Twitter’da “Bugüne kadar binlerce gencimizin üniversite kazanmasına vesile olan bu kurumların kapatılmasının, doğuracağı sosyal yaraların telafisinin zor olacağını düşünüyorum. Dershanelere ihtiyaç duyulmayacak bir iyileştirme yapılmadan kapatılmasına evet demenin, doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), dershanelerin kapatılması düzenlemesiyle ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından işaret edilen 2 Aralık tarihli Bakanlar Kurulu’na kadar dershane temsilcileri ile 8 ilde çalıştaylar düzenleyecek. Dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa taslağı, 2 Aralık’taki Bakanlar Kurulu’nda tekrar gündeme gelecek ve buradan TBMM’ye gönderilecek. Milli Eğitim Bakanlığı da 2 Aralık tarihine kadar tüm illerdeki dershane, etüt merkezi temsilcilerini belirlediği 8 ilde toplayarak çalıştaylar düzen leyecek. Sektör temsilcilerinin önerilerinin alınacağı çalıştayların ardından taslak Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulacak. Geri adım yok Bugün başlayacak ve 28 Kasım tarihine kadar sürecek olan çalıştaylarda sektör temsilcileri, “hükümete geri adım attıramayacaklarını” bilerek masaya oturacak. Ancak edinilen bilgiye göre bazı somut önerileri olacak. Çalıştaylarda en çok da özel açık lise formülünün detayları üzerinde durulacak. Taslağa göre, özel okula dönüşüm sürecinde dershanelere 2 ya da 3 yıl boyunca asgari standartlarda yüz yüze eğitim vermek koşu lu ile özel açık lise olma olanağı sunuluyor. Masanın bakanlık tarafı, bu sürenin uzatılmasından yana değil. Sektör ise 4 yıla uzatılmasını ya da yıl sınırının tamamen kaldırılmasını isteyecek. Bakanlığın bu sınırsız açık lise formülünü benimsemesi durumunda ise Türkiye “yeni bir dershane tipi” ile karşılaşacak. Sektör temscilerinin önerisi kabul edilirse, dershaneler açık lise öğrencilerine haftada en az 20 saat yüz yüze eğitim verecek. Bu da yeni bir dershane modelini doğuracak. Böylece öğrenciler de okula gitmekten kurtulup haftada sadece 20 saat dershaneye gidecek. Verilen bu eğitimin ücretinin bir kısmını devlet, büyük bir kısmını ise veli ödeyecek. Çağdaş eğitim için yürüdüler İstanbul Haber Servisi CHP Kadıköy İlçe Başlanlığı’nın dün 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Bağdat Caddesi’nde düzenlediği “Diren EğitimÇağdaş Dünya Çağdaş Eğitim” yürüyüşüne binlerce kişi katıldı. Bağdat Caddesi’nde Şaşkınbakkal Işıklar’da toplanan yurttaşlara CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da katılarak destek verdi. “Diren eğitim 4+4+4 eğitim sistemine hayır” pankartı açan topluluk, “Eğitim akıl ve bilimle gelişir”, “Çocuk gelinler istemiyoruz” yazılı dövizler taşıdı. “Çocuklar bizim, gelecek bizim” sloganları atan CHP’liler Göztepe Parkı’na kadar yürüyüp Öğretmenler Günü’nü kutladı. Yapılan açıklamalarda “Laik eğitime, eğitimciye, çocuklarımıza ve geleceklerine birlikte sahip çıkmaya ant içtik” denildi. AVCI ,ÖĞRETMENLERİ SUÇLADI Polis dövdü Bakan azarladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, sorunlarını dile getirmek için Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek isteyen EğitimSen’li öğretmenlere polisin orantısız müdahalesinde suçu öğretmenlere attı. Polisin sert müdahalesini görmezden gelen Avcı, öğretmenlerin sorunlarının konuşulmasının bir “yolu yordamı” olduğunu belirterek “Bu yol ve yordam, dünkü (önceki günkü) yol ve yordam değil” dedi. Polisin sert müdahalesinin anımsatılması üzerine Avcı, “Öğretmenler Günü’nü kutlamak için eylem yapmaya ve polisle karşı karşıya gelmeye gerek yok. Biz Öğretmenler Günü’nün kutlanması için tüm öğretmenlerimizin katılabileceği etkinlikleri olabildiğince geniş tutmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla ayrıca polisle çatışmaya varıncaya kadar farklı programlar içine girmeleri doğru olmaz” dedi. Avcı, öğretmenlerin böyle bir olayın içinde yer almasına üzüldüğünü belirtti. gençlerle barışsın SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ataması yapılmayan öğretmenler, önceki gün Kızılay’da yıllardır kapısında bekledikleri devletin sert yüzünü gördükten sonra akşam tekrar Güvenpark’ta toplanıp sabahlayarak 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne Ankara ayazında girdi. 24 Kasım’ın ilk saatlerinde, gece yarısı konuştuğumuz Samsunlu Almanca öğretmeni Fatma Baştuğ, 11 yıldır atanamıyor. Ücretli öğretmenliğin nasıl hak kayıplarına yol açtığını anlatan Baştuğ, “Dünyalık cehennemim. Bir gün KPSS kamburundan sıyrılıp da ‘Ya ben aslında yaşıyormuşum’ diyebilecek miyim? Başbakan’ın söylemleri bu gençliği çok büyük acılara itti. Gerçekten merhameti varsa, vicdanı varsa lütfen bu ülkenin genci ile bir an önce barışmayı öğrensin” diyor. “Atanamayanlar” birkaç saat sonra, polisin gazısuyu çekilince Vicdanı varsa tekrar gözüktüler, ellerinde battaniyelerle Kızılay’da. Milli Eğitim Bakanlığı’na birkaç yüz metre uzaklıkta, Güvenpark’ta “sabahlayacağız” dediler. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün ilk saatlerinde gece yarısında sorduk bekleyenlere, “En çok bekleyen kim?” Samsunlu ücretli Almanca öğretmeni 36 yaşındaki Fatma Baştuğ çıktı aradan, “11 yıldır atanamıyorum” dedi. Yani AKP iktidara geldiğinden beri. Bu sürenin 3. yılında “parasızlığa” daha fazla dayanamayan Baştuğ, ücretli öğretmenliği, yani “hükümetin atanamayanlara sunduğu teselli ödülünü (!)” ise şöyle anlatıyor: “8 sene Samsun’da dip köylerde çalıştım, şimdi Çarşamba ilçesinde başladım. 30 saat derse giriyorum. Kadrolu öğretmenlerin yaptığı bütün işleri yapıyoruz ama 890 TL alıyorum. Bu ay sigortam yalnızca 12 gün yatmış. Maaşlar zamanında yatmıyor. Bayram tatillerinde maaşlarımız kesiliyor.” Google’dan öğretmene özel logo İSTANBUL (AA) Google, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla özel bir logo hazırladı. Google, ana sayfasında “Doodle” olarak adlandırılan özel tasarımlı logosuyla öğretmenleri unutmadığını gösterdi. “Doodle” uygulamaları, dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek dikkati çekmeyi amaçlıyor. İnternet kullanıcıları, bu özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak o güne, kişiye ve konuya özel, daha ayrıntılı bilgilere erişebiliyor. ‘Gazi’de Alevi Bu harfleri kullanmak doğru mu? Geçen hafta Hikmet Çetinkaya’nın yazısında, dün de manşetteki haberinizde Şivan Perver isminin “w’’ ile yazıldığını görünce köşesinde yıllarca Vaşington diye yazan İlhan Selçuk’tan hiç mi bir şey öğrenilememiş diye düşünmeden edemedim. Malum, Başbakan Oslo’da verilen sözleri tutmak uğruna abecemize bu harfleri dahil etti… Peki ama Cumhuriyet gazetesi yazarlarının gönüllü olarak, İngilizce için yaratılmış bu harfleri kullanma konusundaki öncülüğüne ve heyecanına ne demeli? Bu arada, birisi bize Perver ile Perwer arasındaki okunuş farkını anlatabilir mi?.. Ya da Perver diye yazınca neyin eksik kaldığını! Saygılarımla, Kemal Molu Not: Değerli Kenan Molu, söz konusu harflerin alfabemizde yer almadığını ama Q, X, W harflerinin kullanımı ile ilgili bir yasağın da bulunmadığını, başka dillerden aktarma yaparken bu harfleri kullanmak gerektiğini sanırım siz de biliyorsunuz. Türkçe bir kelimede bu harfleri kullanmanın bir anlamı olamaz ama örneğin Marx’ı Marks, ünlü şair Quasimado’yu Kasımado diye yazmak da pek doğru olmaz. Ama çok istiyorsanız, Shakespeare yerine Şekspir ya da Washington yerine Vaşington diye yazarak okunuşlarını tercih edebilirsiniz. Ben Almanlar adımı Gueray soyadımı Oez diye yazdıklarında doğrusu sinirlenirdim. Kuşkusuz Kürtçe başka bir dil ailesine aittir. Bu alfabede Türkçede olmayan harfler yer alıyor. 18 Kasım tarihli gazetemizde Sayın Işık Kansu da bu konuya köşesinde değinmiş ve AKP’nin yasak olmayan harflerin kullanımını sanki yasakmış da serbest bırakıyormuş havası yaratarak bizleri yanıltmayı amaçladığına dikkat çekmişti. işçi kıyımı MERT TAŞÇILAR Habere Artık Gerek Kalmadı mı? Medyadaki gidiş, haberi değersizleştirme çabasının zirveye çıktığını gösteriyor. Gazetelerde, TV kanallarında haber ikinci, üçüncü, neredeyse sonuncu sıraya itilmiş durumda. Yandaş medyanın aynı başlıklarla manşetlerde sundukları ise iktidar partisinin ve liderinin sözlerinden ibarettir ve en küçük bir eleştirel habere yer bırakmayacak kadar abartılmaktadır. Adı haber kanalı olan kanallar bile Başbakan konuşursa haberi, programı kesip programın yapımcısına, sunucusuna, konuğuna saygısızlık ettiklerini düşünmeden, birkaç paragrafla haberleştirilebilecek konuşmayı tümüyle vermeyi görev biliyorlar. Maddi kaynağını kamudan alan, özerk olması gereken kanallarda bu durum daha vahim boyutlardadır. Merkez medya ya da ne anlama geldiğini hâlâ çıkaramadığım “ana akım medya” ise ağırlığı magazine kaydırarak haberden kaçmanın yollarını arıyor. En son bir TV kanalını satın alarak çalışanların tümünü işten atan bir magazinci ise “Bizim kanalda da haber olmayıversin” diyerek bu olumsuz gelişmeye tüy dikmiş durumda. Bu duruma en başta gazetelerde, TV kanallarında çalışan ve onları var eden muhabirlerin, gazetecilerin, meslek kuruluşlarının karşı çıkması, habersiz kalmanın halk üzerindeki en büyük baskı olduğunu, sansürün büyüğü olduğunu herkese anlatmaları gerekiyor. Medya; haber, nesnel, doğru, gerçek haber demektir. Öyle anlaşılıyor ki, haberi 5N1K’den arındıran, haberi tek taraflı yazan, eleştirilene söz hakkı tanımayan anlayış şimdi onu toptan kovmanın yollarını arıyor. Haber yoksa eleştiri de yoktur. Haberin olmadığı bir medya en fazla muktedirleri, iktidar sahiplerini, eleştiriyi en fazla hak edenleri sevindirir. Sansürün toptancısı da haberi medyadan toptan kovan olsa gerektir. Yanlışlar var ama bulmaca yine de zevklidir Merhaba, bugünkü okurlardan mektuplar sayfasında Dr. Ahmet Kandemir bulmacalar konusundaki görüşlerini yazmış; ben de sıcağı sıcağına (çünkü bugünkü, 18 Kasım, bulmacanın da sorusuydu) yıllardır belirtmek istediğim konuyu yazayım: AIDS testi tanısında kullanılan test ELİZA değil ELİSA’dır. ELİSA; Enzyme Linked İmmun Sorbent Assay yönteminin sözcüklerinin başharflerinden oluşmuştur. Bu bir yöntemdir, bu yöntem sadece AIDS’e ait testlerde değil, birçok infeksiyon etkeni, hormonlar, tümör belirteçlerine ait testlerde kullanılır... “Yöresel yemekler” beni de zorluyor, tabii; ancak en zoruma giden bulmacaları “google”a sorarak tamamlayan gençler; bulmaca çözmenin esprisi kalmıyor gibi geliyor bana.. Ama yine de bulmaca sayfasını zevkle önüme çekiyorum her akşam... Teşekkürler, Seza Artunkal Türkiye’nin yeri neresi? Sayın Öz, her şey ülkede birbirine girdi. Lozan’ı kim kazandı diye soruyorlar. Lozan futbol maçımı ki galibi mağlubu olsun. Bir antlaşmanın en büyük başarısı uzun yaşayabilmesidir. Bunun için de tarafların hepsini memnun etmesi yani berabere bitmesi asıldır. Lozan da 90’ına bastı. Şükürler olsun, sınırlarımız daha bir santim geriye gitmedi. Demek ki bizim için iyi olmuş. Yine de Türkiye coğrafya özürlü bir ülke. Ege’de kıta sahanlığı, FIR, Kıbrıs’ta egemenliğin sınırları hep sorun olmuştur. Ya Güneydoğumuzdaki Kürdistan, onu son zamanlarda hiç sormayın. Avrupa’da mıyız, yoksa Asya’da mı? Tercihimiz “eskiden’’ Avrupa’da ve Avrupalı olmaktı. Bu satırları size yazmamın nedeni gazetemizin 22 Kasım nüshasında Spor sahifesinin yarısını kapsayan bir haritada gözden kaçan hususlara dikkatinizi çekmek: 1. Haritada her kıta ayrı renkte gösterilmiş. Avrupa pembe, Asya ise kırmızıya boyanmış. Renkler yakın olduğu için pek dikkati çekmiyor ama Türkiye kırmızı alana dahil. Oldu mu ya? Dünya Kupası’nda Türkiye’nin yeri tartışmasız Avrupa değil mi? Biz hangi gruptan elendik? 2. Haritanın üstüne bir bilgi konmuş. 1966 krizine izin yok dendikten sonra Wembley’deki 1966 Dünya Kupası Finali’nde Almanya’nın kale çizgisini geçen golünün sayılmamasından bahsediliyor. Ben o maçı stattan seyretmek zevkine ermiş ve turnuvanın filmini GOLyapan Abidin Dino’yu da bu vesile ile tanımak fırsatını bulmuştum. Olay gazetede biraz karıştırılmış. Aslında final Almanya ile oynanırken uzatmalarda yanılmıyorsam, Hurst’ün çektiği şut direkten kale çizgisine düşmüş, Rus hakem de yan hakeme danışarak İngiltere lehine gol kararı vermişti. Dino’nun filmindeki görüntülere rağmen bir türlü topun tamamının çizgiyi geçip geçmediği bilinememişti. Size dert yanmak için yazdım. Tanrı hepimizi daha büyük dertlerden ve tehlikeli tuzaklardan korusun. Sevgi ve saygılarımla. Taner Baytok ANKARA Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, kantinleri kapattığını gerekçe göstererek 12 işçinin işine son verdi. Ancak üniversitenin kantinlerinde 100 çalışan arasından tümü Alevi olan 12 işçinin işten çıkarılması tepki çekti. İşten çıkarılan bir işçi, “Bizi zaten oradan oraya sürüyorlardı. İşten çıkartıldığımız konusunda tebligat için rektörlüğe gittiğimizde de Alevi olduğumuz için işten çıkarıldığımız belirtildi” ifadelerini kullandı. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, Gazi Üniversitesi Vakfı’nın kontrolünde olan kantinleri özelleştirme yoluna gitti. Ancak rektörlük, eski rektör Rıza Ayhan döneminde atanan işçileri çıkardı. İşten atılan işçiler, ortak özelliklerinin Alevi olmasına dikkat çekti. İşten çıkarılan 12 işçiye kantinlerin kapatılması gerekçe gösterilirken, üniversite kantinlerinde çalışan yaklaşık 100 işçinin işlerine devam etmeleri dikkat çekti. Buna karşın işten çıkarılan 12 işçinin yerine de yeni işçi alımı yapıldı. TRT dış yapıma servet harcıyor MAHMUT LICALI “Ne .... ne de...”den sonra olumsuz olmaz Merhaba, Turizm eki, daha adından baslayarak, en başarısız eklerden biri. Çok yüzeysel hazırlandığı gibi özensiz de. Örneğin 20.11.2013 tarihli Turizm ekinin ana konusu Saraybosna başlığına ayrılmışken yazıya uygun görülen ana fotoğraf Mostar’dandı. Yazının içinde Mostar’dan da bahsediliyor olsa da... Mostar ayrı bir kent değil de köprüsüyle, şehriyle sanki Saraybosna’daymış havası yaratılıyor. Üstelik iki ayrı kent olan Saraybosna’ya da Mostar’a da hakkıyla yer verilmemiş. Bu ek eğer çıkarılmaya devam edilecekse, kaynaklar değiştirilmeli, gerekirse okurlardan da yazı istenmeli, orta sayfadaki reklamlara ayrılan yer azaltılmalı ve bu sayfa sayısıyla çıkmaya devam edecekse her sayıda fazla sayıda şehre yer verme ısrarından vazgeçilip bir şehir hakkıyla anlatılmalı... Hatta en güzeli, bir zamanların güzel eki Dört Mevsim Gezi’ye geri dönülmeli. Cihan Yörükoğlu Kuşkusuz başka işimiz kalmadı mı diyenler olacaktır. Ancak unutulmamalı ki Mustafa Kemal Paşa savaş yıllarında bile eğitim şurası toplayıp öğretmenlere önemli uyarılar yapmaktaydı. Büyük önder dilimiz konusunda şöyle diyor: “Türk dili dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bilinçli işlensin.” O nedenle “ses bayrağımız” güzel Türkçemize sahip çıkıp en güzel şekilde kullanmak hepimize düşen bir görevdir. Sayın Bedri Baykam’ın 19 Kasım 2013 tarihli köşesinden aldığım alıntıyı iletiyorum: “Tüm Pentagon dayatmalarına karşın, ne anti Castrocu Kübalılar ve CIA’nın işbirliğiyle gerçekleştirilen Domuzlar Körfezi fiyaskosunda, ne de Küba Misil Krizinde, Küba veya Sovyetler’e karşı bir harp başlatma çılgınlığına girişmiyor.” “Ne …. ne de ….. girişiyor.” olması gerekmiyor mu? Ayrıca “Castrocu” şeklindeki yazımdan da kuşkuluyum. Saygılarımla. Mustafa Kemal Erken ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son 6 yıl içerisinde TRT’nin 800 farklı firmadan toplam 1635 tane program aldığını belirterek “Bazı programlarda bölüm başı 1000 TL ile 950 bin TL arasında farklı bedeller söz konusu olmaktadır” açıklamasını yaptı. Kurum bünyesinde binlerce çalışan olmasına karşın AKP iktidarında dış yapımlara da büyük bir bütçe ayırmaya başlayan TRT’nin son yıllarda dış yapımlara ödediği para sık sık kamuoyunda gündeme geliyor. CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç’un konu hakkındaki soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dış yapımlara bölüm başı ne kadar ödeme yapıldığını açıkladı. Arınç, TRT kanallarında yayınlanan programların büyük bir kısmının kurum içi yapımlar olduğunu kaydetti. Ancak dünyadaki diğer yayın kuruluşlarında olduğu gibi kurumun da bütün yayınlarını iç yapım olarak gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını söyleyen Arınç, “Projelerin bütçe ve içerik değerlendirmeleri dikkate alınarak yapılan faydamaliyet analizleri sonucunda kurum dışından alım yapılabildiği gibi kurumdan da diğer yayın kuruluşlarına program satışı yapılabilmektedir” diye konuştu. Gezi eki