25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2013 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Polis Devletine Doğru Garip Düşler Yapraklar teker teker gidiyor. Ben ilkyazı nasıl bekleyeceğim? O coşkulu günleri nasıl anmayacağım? Çocukluk, gençlik, ihtiyarlık. Ben hangi dönemdeyim? Zaman zaman yılların ötesine gidiyorum, sonra pişman olup dönüyorum. Hiçbir şey yitirdiklerimi geri getirmiyor. Gençlik bambaşka bir şeydir. Süresi kısadır diyenler yanılırlar. Belli bir zamana bağlı değildir o. Sorun, kendini kendi gözünle tartmasını bilmektedir. Bir süredir garip düşlerle iç içeyim. Hastalık mı? Öyle olsa doktorum gelir, çaresini bulur, beni kendimden kurtarır. Niye başkalarını kötüleriz, ondan “Oğlum yaşam bitti, sen hangi şarkıyı söylüyorsun” derken. Bir özlemdir yalan yanlış duyduğum. O da ele geçmez bir şeydir. Her ülkenin, her ulusun kendine özgü bir tarihi var. Ders kitaplarından bunu öğrendik, her yaşam dönemi birbirine benzemez. Gençsindir, futbola meraklısın, maçlara gitmek istersin, ama gücün yok evden dışarı çıkmaya. Pencereler ne güne duruyor? Açarsın iki kanadını birden, Ege’nin rüzgârı çarpar yüzüne sanki bir tokat atar gibi. İşte güzel günler geri dönecek. Elden gideni geri getirmek sanatında usta olmak kolay değil. Hep yeniliriz, hep ağlamaklı kalırız. Karamsarlık mı? Arada takılır dostlar, “Niye bu kadar acılı şeyler yazıyorsun” derler. Yanıt bulamam, sessizce haklısın derim. Benden başka kimsenin şu gerçek yaşamını anlamadığını düşünürüm. Bugün rahatsızdım. Öğleden sonra TV’de bir film gördüm. Dünyam bir anda değişti. Şarlo’ydu, Charlie Chaplin’di karşımdaki. Yerinde duramayan, hep koşan, hep bir şeyler arayan bir küçük adam. Kaç kez gördüm, ama doymadım, “Şehrin Işıkları”na. Öyle bir film ki, daha doğrusu öyle bir öykü. Hep yaşanır, her gün o filmdeki küçük adam içimize girer, bize seslenir. Anlarsan anla. Yaşamda tek güç doğadır. Kimilerinin tabiat, kimilerinin Allah dedikleri. Aramak boştur Tanrı’yı, yani Allah’ı. O uzakta değildir, içimizde, yanımızdadır. Tıpkı Şarlo’nun düşleri gibi. Evet bir düş öyküsüdür o “Şehrin Işıkları”. New York’ta bir serseriyi oynayan adam da işte o adamdır. Kendisi beyazperdelerdeki resimlerdeki, masallardaki dostumuz. Baktım birden akşam olmuş. Şöyle biraz bahçeye, balkona çıksam mı? Hava serin, ama beni etkileyeceğini sanmam. Bir teselli, eskiden gençtin, dinçtin elinde kalemle yeni dünyalar yaratırdın. Başardın mı? Bunu hiç düşünme. Bunca kitabın altında adın var. Demek boş geçmemiş yaşantın... ARAS TÜRAY / İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi on günlerde kamuoyunun gündeminde olan “polis paketi”, hukuk devleti için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Polis paketiyle ilgili İçişleri Bakanı Muammer Güler, 9 Ekim 2013 tarihinde “Polise özel yetki iddiaları gerçek değildir” demek suretiyle paketin varlığını yalanlamıştır. Ancak yine Muammer Güler’in, 7 Ekim 2013 tarihinde “Olay çıkarma potansiyeli olanlar eylem öncesinde gözaltına alınacak ve önleme hapsi uygulanacak. Gözaltı kararı ise istihbarat raporları ve kişilerin adli kayıtları sonrası verilecektir” şeklindeki beyanları ise paketin aslında var olduğunu veya en azından bu şekilde bir değişikliğin bir zamanlar planlanmış olduğunu göstermektedir. Ancak bu paketin veya benzer bir düzenleme planının halen gündemde olduğu, Spor Bakanı Suat Kılıç’ın 17 Ekim 2013 tarihli “Şiddeti alışkanlık haline getiren, olay çıkarması muhtemel kişilere maç öncesi önleyici hapis cezası uygulanmalı. Gözaltıdan daha caydırıcı olur” şeklindeki beyanlarından anlaşılabilecektir. Anayasanın 3. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bir devletin hukuk devleti olabilmesi, yalnızca anayasada veya kanunlarda “hukuk devletidir” yazılması suretiyle gerçekleşemez. Hukuk devleti olabilmenin öncelikli şartı, devletin hukukun üstünlüğünü benimsemesidir. Bu kapsamda devlet hukuka uygun davranmak zorundadır. Devlet icraatlarını, devlet kademelenmesinde görevli bireyler aracılığıyla gerçekleştireceği için, elbette bazen mevzuata uygun olmayan, hukuka aykırı işlemlerle karşılaşılabilecektir. Ancak bu nevi durumlarda gerekli yaptırımlar uygulanarak hukuka aykırı işlemlerin neden olduğu zararlar giderilmelidir. Türkiye’nin hukuk devleti olabil S diğini söylemek oldukça iyimser bir yorum olacaktır. Zira iktidara gelenlerin hemen hepsi hukuka uygun davranarak yönetmek yerine, hukuku kendilerine uygun hale getirmeyi tercih etmişlerdir. Kamuoyuna “polis paketi” olarak yansıyan, kolluk güçlerinin yetkilerini arttırma planı, ülkemizi bir hukuk devleti olmaktan çıkartarak polis devletine dönüştürme konusunda çok ciddi bir tehlike arz etmektedir. Polis paketi ile kolluk güçlerine denetlenemeyecek ve objektif kriterlerle sınırlanamayacak yetkiler verilmesi planlanmıştır. Pakette verilmesi planlanan yetkilerle kolluk görevlileri eylem yapma ve olay çıkartma potansiyeli olan kişileri izlemeye alabilecektir. Oluşturulan istihbarat raporlarının da bu faaliyetleri doğrulaması halinde kişiler, kolluk güçleri tarafından hâkimin veya savcının talebi olmaksızın 12 ya da 24 saat gözaltında tutulabilecektir. Oysa eylem yapmak, gösteri yürüyüşünde bulunmak hem anayasanın 26. maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamındadır. Dolayısıyla getirilmesi planlanan yetkilerle, hangi gösteri yürüyüşünün veya eylemin hukuka aykırı olduğuna hâkimler tarafından değil, kolluk güçleri tarafından karar verilebilecektir. Eylem hukuka aykırı değilse, yani ifade özgürlüğü çerçevesinde gerçekleşecekse kişiler hiçbir şekilde gözaltına alınamamalıdır. Bu pakette kolluk güçlerine, gösterinin hukuka aykırı şekilde gerçekleşeceği yönündeki izlenimleri nedeniyle kişileri gözaltına alabilme konusunda denetlenemeyen bir takdir yetkisi verilmektedir. Takdir yetkisinin temelinde ise istihbarat raporları mevcuttur. Ulaşılması ve denetlenmesi mümkün olmayan istihbarat raporlarının hangi objektif kriterlere göre hazırlandığı bilinmemektedir. ‘Polis paketi’ Hukukun üstünlüğü Önleyici olsa dahi koruma tedbirleri hâkim kararına bağlanmıştır. Örneğin önleyici amaçlı iletişimin denetlenmesi için hâkim kararı gerekmektedir. İletişim özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine müdahale eden bir koruma tedbiri hâkim kararına bağlanmışken pakette verilen yetkilerle kişi özgürlüğüne müdahale eden bir başka koruma tedbirinin hâkim kararına bağlanmaması çok sakıncalıdır. Koruma tedbirlerinin hâkim kararına bağlanması, temel hak ve hürriyetler açısından bir güvence teşkil etmektedir. Toplumu oluşturan bireyler hâkimlere güvenir ve bireyleri devlete karşı koruyacak olanın yargı erki olduğu kabul edilir. Yargıya duyulan güven ortadan kalkarsa, toplumu bir arada tutan harç da yok olmuş demektir. Türkiye’de yargıya duyulan güven sarsılmış durumdadır. Buna rağmen “olayların önlenmesi” amacıyla gözaltı gibi çeşitli tedbirlerin uygulanmasında yargıyı tamamen saf dışı bırakarak takdir yetkisini denetlenemeyecek şekilde kolluk güçlerine vermek, hukuka duyulan güveni tamamen ortadan kaldıracaktır. Zira bu halde yargı erkinin kişi hak ve özgürlüklerinin teminatı olması imkânsız hale gelecektir. Yürütme erkine mensup olan kolluk, denetime tabi olmadan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayabilecektir. Bu durum ise Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkartarak bir polis devleti haline getirebilecektir. Spor Bakanı Suat Kılıç tarafından önerilen “önleyici hapis cezası” ise yukarıda bahsedilenlerin yanı sıra ceza hukuku tekniği bakımından da hatalıdır. Öncelikle hapis cezası, suç teşkil eden bir fiil nedeniyle verilebilir. Hapis cezasının, fiilin gerçekleşmesinden önce verilmesi mümkün değildir. Böyle bir yaklaşım hukuk kuramında hiçbir biçimde kabul edilemez. Kolluk yetkililerine planlanan yetkilerin verilmesi, Gezi sürecinde aşırı güç kullanımından kaynaklanan hukuka aykırılıklardan daha vahim sonuçlara yol açacaktır. Ancak paketi hazırlayanların benzer kaygıları taşımadığı aşikârdır. Ahlakı Etekte Arayanlara Yanıt 2: İktidar Aşkı Dünden devam: Şimdi de, hem aşkı hem de şiiri katleden bir “İktidar aşkı” şiiri! HHH Bir uykuyu koltukla beraber uyuyanlar, Ömrün bütün ikbalini iktidarda duyanlar, Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı, Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı... Gördükleri ru’ya ezeli bahçedir iktidara; Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgârı başka. Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez; Gül solmayı, mehtab, azalıp bitmeyi bilmez... Gök kubbesi her lahza, bütün gözlerde gezer... Zenginler o cennette fakirleri ezer; Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler, Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler. Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa Boynunda iktidarın kolları varsa, Dalmışsa uykuya koltuğun rayihasiyle, İktidardaki efsunu duyar her nefesiyle. Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık Bir mucize halinde o gözlerdedir artık. Kanmaz, en uzun döneme, yönettikçe susuzdur Zira, susatan zevk, o iktidardaki hırsdır. İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o hırsdan... Bir sır gibidir az çok zalim olduğumuzdan. Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler. Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler? İktidar, onları sevk ettiği günlerde, kaderden Rüzgâr gibi bir sevk alır, Atlantik ötesinden. Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o! Âlemde bir akşam ne semavi koşudur o! Dört atlı o gerdune, gelirken doludizgin, İktidarı görürler daha engin, Simaları her lahza parıldar bu zaferle; Gök, her tarafından, donanır meş’alerle! Bir uykuyu iktidarla beraber uyuyanlar, Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda, Zalim saat ihmal edilen vakti çalar daBir an uyanırlarsa leziz uykulardan, Baştan başa, her yer kesilir kapkara, zindan... Bir faciadır böyle bir âlemde uyanmak... Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak... Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık! Ey iktidar! O gönüller sana maloldular artık! Ey koltuk! O âşıkları efsununa ramet! Ey tatlı ve ulvi iktidar! Yıllarca devam et! HHH Not: Doğan Koloğlu sadece bir spor yazarı değil, bir mütefekkirdi; anısı önünde saygıyla eğiliyorum!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear