14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 19 OCAK 2013 CUMARTESİ İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu 7 kentte DHKPC’ye yönelik eşzamanlı operasyonda 15’i avukat yaklaşık 80 kişi şafak baskınlarıyla gözaltına alındı Helikopterli baskın İ stanbul’da Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu, Grup Yorum’un müzik çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi dahil birçok adrese dün sabaha karşı 04.00 sıralarında eşzamanlı operayon düzenlendi. HD İstanbul Şubesi Başkanı ve Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan Tanay’ın da aralarında bulunduğu 10 avukat, Grup Yorum üyelerinin de bulunduğu 55 kişi DHKPC üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alındı. ‘Yetmez Ama Evet’çi Arkadaşlara... Zaman baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Siyaset gündemi son hızla değişiyor. Ama aynı anda her ikisi de sanki yerinde sayıyor. Çünkü planlar çok öncelerden yapılmış, aşama aşama uygulanmakta... Bu anlamda değişen bir şey yok. “Makro” plan yerli yerinde. Sadece uygulamada bazı geri çekilmeler, göz boyamalar, gündem değiştirmeler olabiliyor. Bu kavranılması güç, kaotik, şaşırtıcı ortamda, içlerinde bazı eski arkadaşlar da olan yetmez ama evet’çilerin ne yaptıkları, ne düşündükleri doğrusu merak etmeye değer… ??? Böylesi bir aydın yarılması, bu ülkenin tarihinde hiçbir zaman yaşanmadı. Karşıt kamplar her zaman vardı, ama bu başka bir şey. Sağsol çatışmasını bu konunun dışında tutuyorum. Beni soldaki bölünme ilgilendiriyor. Bu bölünme 60’lı yıllarda başladı, ama yine de bütün gruplar, fraksiyonlar, eninde sonunda sol’un parantezindeydi. Bugünkü bölünme başka bir şey. ??? Kimileri soldan tümüyle ayrılarak karşı kamplara geçtiler. Onları “Ne Çok Hain” adlı şiirimde yazdım, söyleyecek başka bir sözüm de yok. Bu da bir seçimdir ve kuşkusuz her anlamda bir fiyatı da vardır. Yazımın başlığındaki “arkadaş” sözcüğü bu gibileri kapsamıyor. Onların yetmez ama evet’çilikleri (daha doğrusu evet’çilikleri) ödedikleri ve ödeyecekleri diyetlerden bir tanesidir. ??? Bazı başkaları, etnik aidiyet ya da başkaca nedenlerle, ABD’nin Kürt projesi oltasına takıldı. Anlamadıkları, yapılmak istenen şeyin Cumhuriyet Türkiye’sini sona erdirmek, yerine ılımlı İslam patentli, parçalanmış bir Ortadoğu ülkesi oluşturmak ve bu yönde de ne yazık ki çok mesafe alınmış olduğudur. Bu gibiler arasında, ait olduğumuz coğrafyada yaşanan ve yaşanmakta olan bunca trajediden sonra uyananlar, uyanmaya başlayanlar var mıdır, merak ediyorum. ??? Bir başka grup “yetmez ama evet”çi, AKP’de ve liderinde bir demokrat; Türkiye’yi Batı’ya, “daha ileri bir demokrasi”ye taşıyacak bir kurtarıcılık misyonu gören tatlı su aydıncıklarıdır. Bunlar arasında bir zamanların solcuları, kendilerini belki bugün de solcu saymakta devam eden kimseler var. Bu gibilerin aydın değil, aydıncık olduklarını düşünüyorum. Çünkü aydınlanma olgusunun bu ülkede hangi zorlu süreçlerden geçtiğinin, çağdaş bir ulus devletin kurulma aşamasına hangi zorluklar aşılarak ulaşıldığının bilincine de bilgisine de belli ki sahip değiller. Öyle olmasaydı, bir kurtarıcılık misyonu vehmettikleri örgütün, kişinin ve kişilerin, Cumhuriyetin, çağdaşlığın, aydınlanmanın, evrensel insan haklarının, emeğin, özgür düşüncenin, bütün Cumhuriyet tarihi boyunca ve öncesinde en kararlı, en gerici düşmanları olduklarını en başından görürlerdi. ??? Bu son gruptaki “yetmez ama evet”çiler arasında, sanatçı, yazar kimlikli arkadaşlar da küçümsenemeyecek sayıda yer almakta. Özellikle onların, şu günlerde; ülkemize ve bölgeye ilişkin emperyalist projelerin yerli taşeronlar eliyle uygulanmaya konulduğunun apaçık ortada olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin savaş kışkırtıcısı konumuna düşürüldüğü ve bir savaş uçurumunun tam kıyısına gelinmiş olduğu şu süreçlerde ne gibi iç çatışkılar yaşamakta oldukları ya da böyle bir çatışkı yaşayıp yaşamadıkları merak edilmeye değer… Yanıldığını anlamak ve yüreklice dile getirmek bir erdemdir. 12 Eylül oylamasında “yetmez ama evet” ya da belki “evet” demekle hata etmiş olduğunu düşünen herkes, susmanın ya da yarım yamalak özeleştiri laflarının ötesine geçerek bunu açıkça, mertçe dile getirebilmeli, emperyalist baskıya ve diktaya karşı savaşımda yer almalıdır… Ç vukatlardan delil olarak kıl, tükürük, kan ve DNA örneklerinin alınacağı belirtildi. Hukukçular, arama kararının hukuksuz olduğunu, üniformalı terör estirildiğini ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi. A HİLAL KÖSE/ ALİ AÇAR İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Çevik Kuvvet ve Özel Harekât polislerinin de desteğiyle aralarında ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ile ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Sevimli, avukatlar Güray Dağ, Efkan Bolaç, Günay Dağ, Gülvin Aydın, Barkın Timtik, Serhan Arıkanoğlu ve Naciye Demir’in de bulunduğu çok sayıda kişinin evine operasyon düzenledi. Lübnan’da bulunduğu öğrenilen ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Polislerin kapıyı kırarak içeri girdiğini, İstanbul Barosu’ndan gözlemci ve savcı olmadan aramanın yapılamayacağını belirten avukatlar, polislerle tartıştı. Bunun üzerine arama işlemlerine başlanamazken yaklaşık 1 saat sonra savcının gelmesinin ardından arama işlemine geçildi. Taylan Tanay, yaptığı açıklamada polislerin eve kapıyı kırarak hukuksuz bir biçimde içeri girdiğini belirterek “Yasaya göre savcı eşliğinde gelinmesi gerekiyor. Ancak savcı bir saat sonra geldi. Savcıya sordum. ‘Yolu karıştırdım’ cevabını verdi. bir gün sonra gece yapılan Polis savcıların yanında bize operasyonun hukusuz oldusaldırdı” dedi. Operasyonda ğunu ifade etti. çok sayıda dergi ve müzik CD’si ile bilgisayarlara el koHD’ye getirildi nuldu. Operasyonun ardından Evdeki aramanın ardından Tadergi çalışanları ile Grup Yonay, polis ve savcı ile 11.30’ rum üyelerinin de aralarında da ÇHD İstanbul Şubesi’ne gebulunduğu 55 kişi gözaltına tirildi. Burada barodan 3 avualındı. Gözaltındaki hukukkat da hazır bulundu. Aramaçuların avukatları, aramaların lar devam ederken içeri girmek hukuksuz olduğunu belirterek, Taylan Tanay isteyen İstanbul Barosu Başdurdurulması istemiyle mahkemeye başvurdu. İstanbul 3 No’lu ha kanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurukimlik, talebi reddetti. Gün boyu süren ara lundan bir grup avukata polis izin vermemaların ardından Emniyet’e götürülen di. “Ellerini aşağı indir” diye polise avukatların, 24 saat hukuki yardım al tepki gösteren Kocasakal, “Ben görevimi yasalardan alıyorum. Savcı dahi aramaları kısıtlandı. malara katılmama karışamaz” diye çıararda ucu açık ifade kıştı. Bunun üzerine polisler Kocasakal ve ÇHD üyesi avukatlar hakkında, İstanbul beraberindekilerin içeri girmesine izin 2 No’lu Hâkimliği tarafından 16 Ocak gü verdi. Derneğe gelen İstanbul Barosu nü çıkarılan arama kararında, “Özellikle Avukat Hakları Merkezi Başbakan YarSelçuk Kozağaçlı, Oya Aslan ve Nazan dımcısı Ömer Kavili ve eski Baro Başkanı Betül Vangölü Kozağaçlı isimli şahıs Turgut Kazan da girmek istedi. Kavilların kullanımında olabilecek yerlerde” li, “Tam da bugün avukatlara yönelik şeklinde ucu açık bir ifadenin yer alması baskıların tartışıldığı bir panel de olması dikkat çekti. kararda aramanın 72 saat için AKP faşizminin yüzünü gösteriyor” de gündüz yapılacağı belirtildi. Gözaltın dedi. Taylan Tanay da sözkonusu panele daki hukukçuların avukatları ise karardan konuşmacı olarak katılacaktı. ANKARA Ç ÇHD’ye yönelik arama kararlarında şüpheli addedilen avukatların isimlerinin yer almaması nedeniyle Ankara Barosu avukatları aramalara nezaret etmeyeceklerini bildirdi. Ankara’da ÇHD Genel Başkanı Kozağaçlı dışında avukat Özgür Yılmaz’ın da ev ve işyerinde arama yapıldı. 2 kişi gözaltına alındı. K İzmir’de 2’si öğretmen olmak üzere öğrenciler ve farklı işkollarında çalışanların da bulunduğu 17 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerden 2’sinin Malatya ve Kocaeli’de gözaltına alındığı ve İzmir’e gönderileceği belirtildi. Örgütün Ege Bölge Sorumlusu olduğu belirtilen S.B. ile 2 kişinin daha arandığı, adreslerde yapılan aramalarda ise şifreli notlar, örgütsel dokümanlar, gizli bölmelerde saklanmış hafıza çubuklarının ele geçirildiği iddia edildi. Zanlıların üst düzey kamu görevlileri, asker ve polislere yönelik suikast planladıkları yaptıkları, yabancı ülkeler temsilciliklerine yönelik de eylem hazırlığında oldukları ileri sürüldü. ÇHD’li avukat Zeki Rüzgar’ın bürosunda arama yapıldı. ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, “Bu arkadaşlarımızın herhangi bir örgüte üyeliği yoktur, bunlar devrimcilerin avukatlığını yapmaktadırlar” dedi. İZMİR HER KESİMDEN PROTESTO YAĞDI ‘Sindirme politikası’ ÇHD’ye büyük destek ÇHD İstanbul Şubesi’ne dün sabah yapılan operasyon, ÇHD öncülüğünde birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı meşaleli yürüyüşle protesto edildi. ÇHD binası önünde bekleyen avukatlara Avukat Taylan Tanay binadan çıkarılıp gözaltına alınırken biber gazıyla müdahale edildi. Müdahalenin ardından pankart açarak yürüyüşe geçen grup, Taksim Meydanı’na yürüdü. Gruba CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, direnişteki HeyTeks işçileri ve işten atılan Abdi İbrahim işçileri de destek verdi. (KAYHAN AYHAN) İstanbul Haber Servisi Sivil toplum kuruluşları, sendikalar, siyasiler ve sanatçılar, ÇHD ile sivil toplum örgütlerine yönelik operasyonları kınayarak yaşananların “bir sindirme politikası olduğunu” vurguladı. DİSK Genel Başkanı Erol Ekici yaptığı açıklamada “tüm demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya ve güçlerini birleştirmeye” çağırdı. CHP Milletvekili Melda Onur ise “Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz derken ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da operasyonlarla “hukukun ayaklar altına alındığını” söyledi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi eş sözcüleri Sevil Turan ve Arif Ali Cangı tarafından yapılan yazılı açıklamada da “ÇHD’ye yönelik baskı, hak ve özgürlük savunucularına yonelik baskı demektir” denildi. Sanatçılar Girişimi’de Grup Yorum üyelerinin gözaltına alındığı İdil Kültür Merkezi’ni ziyaret etti. ÇHD’ye yönelik baskını ve operasyonlara hukukçulardan sert tepki: Menteş de gözaltında Operasyonİstanbul Haber Servisi biri de, da gözaltına alınanlardan malara ruş du Dink’in avukatı olarak tfakmu ile u los kab girerken üçlü p riz a un rus bo taki doğalgaz asılı olarak bulunan Hakan Karadağ’ın şüpheli ölümünü araştıran Yurt gazetesi muhabiri Sami Menteş. Yurt gazetesinden yapılan açıklamada Menteş’in, haberi için Çağdaş Hukukçular Derneği ile görüştüğü anlatılcinayetidı. Menteş’in haberini Dink n hazıriçi n gü bu n ola nin yıldönümü . de lamaya çalıştığı ifa edildi Topluma mesaj veriliyor İstanbul Haber Servisi Gözaltına alınan hukukçuların, “işkence”, “faili meçhul”, “yargısız infaz” ve yıllardır devam eden Hayata Dönüş Operasyonu davaları da dahil çok sayıda insan hakları ile ilgili davanın avukatları olması dikkat çekiyor. Aynı avukatlar, İmdat Polis Hattı’nın kurulmasına da öncülük ettiler. Davalardan bazıları şöyle: Engin Çeber ve Festus Okey Ferhat Gerçek’in Bahçelievler’de vurularak felç bırakılması. Ayhan ve Ali Efeoğlu dahil kaybedilen üniversite öğrencilerinin davası. Roman Kurultayı’nda pankart açıp tutuklanan üniversite öğrencilerinin davası. Güler Zere’nin serbest bırakılması. İşten atılan HEY tekstil işçilerinin davası. Cemal Temizöz davası. Mehmet Ağar’ın çete davası. Yargısız infazla öldürülen birçok kişinin davası. Grup Yorum hakkında açılan davalar. İsmail Beşikçi, Fazıl Say, Pınar Aydınlar gibi aydın ve sanatçılara açılan davalar. GÜNDEMİ CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, “Yeni bir linç seferi başlamış; avukat dostlarımız kapıları kırılarak alınmışlar. AKP memlekette hukukun kökünü kazıyor; dışarıda insan haklarını savunan avukat kalmadı; gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılsın!” Gazeteci Şirin Payzın: Bu operasyon da neyin nesi? Herkes hadi barış diyor birileri inadına işbaşında. Hükümetin tavrı çok önemli. ÇHD ve Yorum operasyonu esas provokasyondur. Günlerdir provokasyon olmasın dendi de bu ne şimdi. Sanatçı Pınar Aydınlar: Serbest bırakılsınlar. Yeter bu baskılar. Tiyatro sanatçısı Nedim Saban: Kendi ifadesiyle Deniz Feneri’nde para teklif edilen kişi tanıklıktan vazgeçiyor. ÇHD’li avukatlar sindiriliyor. Bu mu ileri demokrasi? ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Ankara Barosu, operasyonlarda avukatların gözaltına alınmasına tepki göstererek “Avukata yönelik her baskı topluma yönelik bir mesajdır” açıklaması yaptı. Ankara Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada “Kimsenin kendini güvende hissetmemesi için toplumun ve demokratik hukuk devletinin güvence mekanizmalarına karşı sistematik hak ihlalleri yapılmaktadır” ifadelerine yer verildi. İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal da aramaların hukuka aykırı olduğunu belirterek “Maalesef bize gelen bilgiler henüz olay yerine savcı gelmeden birtakım kapıların kırıldığı, polisin içeri girdiği şeklindedir. Bunu yapamazsınız. Kanun buna izin vermez” dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Kartal Hukukçular Derneği, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Çağdaş Avukatlar Grubu, Katılımcı Avukatlar Grubu üyesi avukatlar da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek gözaltına alınan avukatların derhal serbest bırakılmasını istedi. Avukatlar, direnişteki HEY Tekstil işçileri, İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, CHP Milletvekili Melda Onur aramanın devam ettiği Halkın Hukuk Bürosu’na yürüdü. Avukatların ortak açıklamasını, okuyan ÇHD İstanbul Şube Sekreteri Hüseyin Aslan “Hedef, toplumsal muhalefetin, iktidar karşısında avukatlığını üstlenen derneğimizdir” ifadelerini kullandı. Halkın davalarına bakıyorlar ‘SİSTEMATİK HALE GELDİ’ Fransız barosundan sert protesto Dış Haberler Servisi Fransız Barolar Birliği, 7 ilde dün düzenlenen DHKPC operasyonlarında 15 avukatın gözaltına alınmasını protesto eden bir basın açıklaması yayımladı. Fransız Barolar Birliği, “demokratik özgürlüklere yönelik aralıksız süren ihlaller” nedeniyle Türkiye’nin Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) üyeliklerinin askıya alınması çağrısında bulundu. Fransız Barolar Birliği Başkanı Christian CharriereBournazel tarafından yapılan açıklamada, bu tür tutuklamaların “sistematik hale geldiği” ve avukatların “siyasi nedenlerden ötürü” gözaltına alındıkları görüşü dile getirildi. Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olduğunun hatırlatıldığı bildiride, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni umursamadığı” ve “demokratik özgürlüklere yönelik aralıksız ihlaller” nedeniyle, Türkiye’nin 1949 yılından bu yana üyesi olduğu Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi’ne bağlı çalışan AİHM üyeliğinin askıya alınması talep edildi. Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği bugüne kadar askıya alınmadı. ‘Yola getiremezsiniz’ İstanbul Haber Servisi Halkın Hukuk Bürosu’nca yapılan açıklamada “Biz devrimci avukatları hiçbir baskı, tehdit ve cezalarla hizaya çekemezsiniz. Baskınlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla bizleri yola getiremezsiniz” denildi. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Behiç Aşçı “Şaşırmadık. Bekliyor muyduk, bu ayrı bir konu. AKP’nin ileri demokrasisi işte böyle bir şey” dedi. Katılımcı Avukatlar Grubu’ndan Bahri Bayram Belen “Avukatların, savunmanın olmadığı bir yerde yargı olmaz. Padişah veya iktidar adına bir görevli çıkar, insanları yargılar ve hüküm kurar” diye konuştu. Özgürlükçü Hukukçular Derneği Başkanı Fırat Epözdemir, “Savunmadan elinizi çekin. Ya arkadaşlarımızı serbest bırakın ya da bizi de gözaltına alın” ifadelerini kullandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear