25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2012 PAZARTESİ dishab@cumhuriyet.com.tr 12 DIŞ HABERLER Hz. Muhammed’e hakaret içeren filme protestolar, Kâbil’de görev yapan Türk askeri için de tehdit yarattı Mehmetçiğe ‘devriye yasağı’ BARKIN ŞIK Türk askerleri Afganistan’da en rahat görev yapan NATO gücüydü. (AA) ANKARA ABD’de çekilen “Müslümanların Masumiyeti” adlı İslama hakaret içeren film, İslam ülkelerinde protestolara ve terör saldırılarına neden olurken, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) de ilk defa hedefler arasına girdi. Afganistan’da NATO şemsiyesi altında görev yapan Türk askerlerine, “devriye yasağı” getirildi. Afganistan’da yaklaşık 1650 Türk askeri görev yapıyor. Taliban güçleri, önceki gün, Afganistan’da İngiltere Prensi Harry’nin görev yaptığı NATO üssüne saldırmıştı. Hz. Muhammed’e hakaret içeren film dün de Afganistan’ın başkenti Kâbil’de protesto edildi. Kâbil Üni versitesi önünde düzenlenen protesto gösterisine katılanların, ABD ve NATO karşıtı sloganlar attığı bildirildi. Protestocular, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin ABD ile ilişkileri kesmesini istedi. Öfkeli kalabalık, gösteriler sırasında ABD ve İsrail bayrakları ile Obama’nın fotoğrafını ateşe verdi. Protesto gösterilerinin önümüzdeki günlerde de sürmesi bekleniyor. Afganistan’da “Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü” (ISAF) kapsamında kurulan altı bölge komutanlığından biri olan Kâbil Bölge Komutanlığı halen Türkiye’nin sorumluluğunda bulunuyor. Türkiye tara Kâbil’den Türkiye sorumlu fından 1 Kasım 2009’da devralınan bu görev, bir dönem daha uzatılmazsa, 1 Kasım 2012 tarihinde sona erecek. TSK Afganistan’da, bu kapsamda yaklaşık 1650 personel bulunduruyor. Türkiye, bu mevcudu ile ISAF Harekâtı’na katkı sağlayan 50 ülke içinde 8’inci sırada yer alıyor. Türkiye, milli kısıtlamaları gereği; birliklerini sorumluluk sahası dışında ve mayın temizleme, terörle mücadele, uyuşturucuyla mücadele gibi faaliyetlerde kullanılmasına izin vermiyor. Ancak, “Müslümanların Masumiyeti” adlı filmin fragmanının internette yayımlanmasıyla birlikte NATO şemsiyesi altında görev yapan Türk askerleri için de “açık” tehdit ortaya çıktı. Ortak Akıl ya da Demokrasinin Altyapısı Biz aramızda hep konuşuruz, fikir alışverişinde bulunuruz, yüz yüze gelmesek de, telefon etmesek de, e posta göndermesek de... Geçen gün Ataol Behramoğlu’nu bir kanalda izliyordum. Ataol’un söylediklerine içimden destek veriyor ya da şöyle de olabilir Ataol diye düşünüyordum. Yan yana oturup konuşuyorduk sanki. Ben hep böyle yaparım. Birini radyoda dinlerken ya da köşe yazısını okurken onunla konuşurum. Mustafa’nın Silivri’den gönderdiği yazıyı köşesinde okurken sohbet ederim onunla; yazdığı şeyle neyi kastettiğini, neyi kastedemediğini bilir ve fısıldarım içimden, onun sessiz çığlıklarını duyarım; eksik kalan sözcüklerini tamamlarım kendi kendime. Melih Aşık, Ali Sirmen, Oktay Akbal ve daha niceleri ile sohbetlerim olmuştur, belki de günlerce, aylarca süren. Hem de yüz yüze gelmeden, telefonla bile konuşmadan. Yazarlar, çizerler, düşünürler arasında böyle bir sohbet vardır; gözle görülmeyen, yayımlanmayan, sadece düşünülen, ikisinin bildiği. Ama o düşünülenler damla damla birikirler; kitap, makale, roman ya da hikâye olup topluma yansırlar. Attilâ İlhan ile sohbetlerimiz yüz yüze yapılan konuşmalar, fikir alışverişi idi. Bunlar ise farklı, toplumsal belleği, kolektif bir katılımı, görünmez bir düşünce örgütlenmesini yaratırlar. Okur ile yazar arasındaki iletişim gibi, düşünürler arasında da gizli bir iletişim vardır. Benimle aynı görüşte olsun olmasın hepsiyle konuşurum, onları dinlerken ya da okurken. Okurken ve dinlerken eleştirdiğim karşıt görüşler de bu diyalogda bana çok şey kazandırır. Yeter ki ahlak, vicdan ve bilim olarak karşıt kalmayalım. Vicdansız, ahlaksız, akıl ve bilim dışı bir kişi ile iletişim kurmanın hiçbir anlamı olamaz. Fahrenheit 451 filmi toplumdaki fikir alışverişindeki araçların yok edildiği bir ülkeyi anlatır. Özgürlük yoktur, dayatılmış fikirler vardır. Atomize bireylerden oluşan sayısal bir kalabalık söz konusudur. Öyle sanılır… Ama bireyler, yok edilen kitapları, eserleri belleklerine kazırlar, yok olmalarını engellemek için. Aynen bir Afrika atasözünde dendiği gibi: “Bir yaşlı bilge öldüğünde, bir kütüphane yandı.” Sartre’ın “Gizli Oturum”una pek benzemese de “iki kişiden” oluşan kolektif akıl, örtülü bir düşünce ortamı ilginç bir biçimde oluşur. Müjdat’ı, Levent’i ya da Dilek Türker’i sahnede izlerken konuşurum onlarla, herkesin ortasında ikili görüşmeler yaparım sanki. Ama ne onlar bilir bunu ne de salonu dolduran kalabalık. Bunun en güzel yanı nedir bilir misiniz? Sonsuz bir özgürlüğünüz vardır bu diyaloglarda. Aklınıza gelen her şeyi söylersiniz içinizden. Bu özgürlüğü elinizden kimse alamaz, hangi rejim olursa olsun. Ama sonuçta bu görünmeyen, bilinmeyen, anlaşılmayan söyleşiler kendi kolektif akıl zeminini oluştururlar. Aklın, mantığın, ahlakın ve vicdanın egemen olduğu düşünsel ortamı… Bu alışveriş aslında, doğacak olan katılımcı demokrasinin tohumudur, zamanı kestirilemese bile… AFGANİSTAN NATO’ya bir ‘polis’ ateşi daha Dış Haberler Servisi Afganistan’da polis üniformalı bir kişinin saldırısında uluslararası NATO gücünde görev yapan 4 Amerikan askeri öldürüldü. NATO askerlerinin, Zebul eyaletinde dün bir polis kontrol noktasına isyancı güçlerce düzenlenen saldırıyı durdurmaya çalıştıkları sırada saldırıya uğradıkları öğrenildi. Yetkililer, Pakistan sınırı yakınındaki Mezan bölgesinde bulunan kontrol noktasına düzenlenen saldırıdan sonra 5 polisin ortadan kaybolduğu, birinin ise öldürüldüğünü duyurdular. Saldırganın gerçek polis olup olmadığı henüz anlaşılamazken kaybolan 5 polisin de saldırıya karışmış olup olmadıkları açıklık kazanmadı. Laghman eyaletinde ise NATO’nun hava saldırısında meyve toplayan 8 kadının hayatını kaybettiği açıklandı. İLK YÜZÜ AÇIK FOTOĞRAFI “Müslümanların Masumiyeti” filminin yapımcısı Nakoula Basseley Nakoula’nın ilk yüzü açık fotoğrafı İngiliz Daily Mail gazetesi tarafından yayımlandı. Fotoğrafta Nakoula, filmde oynayan Anna Gurjubir ile birlikte görülüyor. Gurjubir, protestoların patlak vermesiyle sürekli korku içinde yaşadığını söyledi. İslam dünyasında tepkiye yol açan filme misilleme çağrısı Fahrenheit 451 İran’dan Suriye itirafı Dış Haberler Servisi İran Devrim Muhafızları’na bağlı El Kuds kuvvetlerinin üst düzey komutanlarından İsmail Gani, özel eğitimli El Kuds komandolarının Suriye ordusuna yardım etmek için bu ülkeye gönderildiğini söyledi. İran öğrenci haber ajansı İSNA’ya konuşan Gani, ilk kez Suriye’de İran askeri varlığını kabul etmiş oldu. Gani açıklamasında, komandoların Suriyeli muhaliflere eğitim ve danışma hizmetleri verdiğini, savaşmak için gitmediklerini de savundu. İranlı askerlerin, Suriye’de “katliamların önlenmesine” katkıda bulunduğunu da öne süren Gani, “İran İslam Cumhuriyeti Suriye’de olmasaydı, katliam çok daha büyük olacaktı” dedi. İSNA, Gani ile yapılan röportajı hafta sonunda yayımladı. Ancak daha sonra Gani’nin, Suriye’de İran askeri bulunduğuna ilişkin cümlesini metinden çıkardı. İran Devrim Muhafızları Komutanı General Muhammed Ali Caferi ise ülkelerine saldırması halinde İsrail’den “geriye bir şey kalmayacağını” söyledi. El Kaide ‘devam’ dedi Dış Haberler Servisi El Kaide terör örgütü tüm İslam dünyasında büyük tepkiye yol açan “Müslümanların Masumiyeti” adlı filmin protesto edilmesi ve Amerikalı diplomatların öldürülmesi çağrısında bulundu. Arap Yarımadası’ndaki El Kaide örgütü, filmin İslama karşı “yeni bir Haçlı seferinin” parçası olduğunu belirterek, Ortadoğu ve Afrika’daki Amerikan diplomatlarının öldürülmesini ve elçiliklerin ateşe verilmesini istedi. Örgütün internet sitesinden yapılan çağrıda “peygamberin onurunun korunmasının bir görev olduğu” kaydedildi. ABD ise Tunus ve Sudan elçiliklerindeki “ikinci düzey” görevlilerinden adı geçen ülkeleri terk etmelerini istedi. Washington, vatandaşlarına da bu iki ülkeye seyahat etmemeleri çağrısında bulundu. Libya ve Yemen’e iki savaş gemisi ve çok sayıda antiterör uzmanı gönderen ABD’nin, Sudan elçiliğini korumak amacıyla bu ülkeye özel güç göndermesi isteği ise Sudan Dışişleri Bakanı Ali Karti tarafından reddedildi. Kanada’nın da Libya, Mısır ve Sudan’daki büyükelçiliklerini güvenlik gerekçesiyle kapattığı bildirildi. Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Hz. Muhammed’e hakaret içeren filmi bir “fitne” olarak niteleyerek “Bu oyunun arkasında Siyonist örgütler var” derken İran Devrim Muhafızları’nın komutanı General Muhammed Ali Caferi ise ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin öldürülmesinin “haklı görülemeyeceğini” belirtti. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de Kahire’de filmi protesto eden göstericilerin bazılarına gösteriye katılmaları karşılığında para verildiğini ileri sürdü. tışmanın yaşanmadığı belirtildi. İngiliz Daily Mail gazetesi ise kışkırtıcı filmin yapımcısı Nakoula Basseley Nakoula’nın yüzü açık fotoğraflarını dünkü sayısında yayımladı. Teslim olmak için gittiği polis karakolunda tanınmamak için yüzünü gizleyen 55 yaşındaki Nakoula’nın yüzü ilk kez açık olarak görüldü. Fotoğrafta Nakoula, film setinde “kandırarak olay filmde oynattığı” ileri sürülen 21 yaşındaki Anna Gurjibir adlı kadın oyuncuyla beraber. Nakoula’nın yapımcısı olduğu film, Libya’daki ABD Büyükelçisi de dahil olmak üzere en az 19 kişinin ölümüne neden olmuştu. Çeşitli mali suçlardan yargılandığı, 1997’de de uyuşturucu yapmak üzereyken yakalanıp bir yıl hapis yattığı kaydedilen Nakoula, 2002’de şartlı tahliye kurallarını ihlal edince bir yıl daha cezaevinde tutulmuştu. Nakoula daha sonra sahte hesaplarla kredi çekmekten 21 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Tepkiler sürüyor “Müslümanların Masumiyeti” adlı filme yönelik yoğun protesto gösterilerinin düzenlendiği Mısır’ın başkenti Kahire’de olayların yavaşladığı ve ABD elçiliği civarında herhangi bir ça Prof. Dr. ÖLÜM Kosova Priştine kökenli, Muhittin Mahmut Efendi ailesinin büyüğü, Merhume Hayriye Soner’in eşi; Seniha Merhum Yusuf Kurteş’in kayınbiraderleri; Remziye Orhan Soner, Şükran Soner, Türkan Bekir Berişe’nin sevgili babaları; Natalya Devrim Ketenci, Ebru Hakan Yazıcı, Soykan Soner, Betül Bilge Berişe’nin sevgili dedeleri, Erdem’in Koca Dedesi, Milli Hakemlerden Rennan Pekünlü’nün Yanındayız! VEFAT Sevgili Annemiz, KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 57121) C MY B C MY B • Türk Hukuk Sistemi; • Anayasa Mahkemesi; • Danıştay kararları; gereğince: • Türbanlı Öğrenci’nin YASAK”tır! • Üniversite’ye girmesi “Y UYGULAYAN” • Bu yasağı “U • Prof. Dr. Pekünlü’nün • Özgürlüğünün elinden alınması, bile • Bu durumda bir kabileye yakışmaz! Muhittin Soner “Babo”yu kaybettik. Cenazesi 17 Eylül 2012 Pazartesi (bugün) Fatih Camii’nde kılınacak ikindi namazı sonrası Eyüp Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Işıklar içinde yatsın. Nuriye Çelik’i kaybettik. Cenazesi 17 Eylül 2012 Pazartesi (bugün) Bostancı Emin Ali Paşa Camii’nden öğle namazını müteakiben kaldırılacaktır. AİLESİ TC BAKIRKÖY l. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ SIRA CETVELİ İLANI 2012/8 İFLAS Müflisin adı, soyadı ve adresi : ESMEN OTOMOTİV TURİZM YATÇILIK İNŞ. GIDA İTH. İHR. SAN. VE TİC LTD. ŞTİ. Adnan Kahveci Bulvarı No: 6/8 Bahçelievler Müflis ESMEN OTOMOTİV TURİZM YATÇILIK İNŞ. GIDA İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. hakkında alacak ve istihkak iddialarını tahkik ve tetkik işlemi bitmiş olup, tanzim edilen sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacakları kısmen veya tamamen reddedilen alacaklıların, alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazlarını (15) gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava açmaları gerektiği, yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikâyet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülebileceği ilan ve tebliğ olunur. 13.09.2012 AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear