Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale B İzmir A Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y B Ankara 27 29 27 28 30 31 32 23 24 23 24 25 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B A PB A B A PB PB PB PB PB Y Y 26 24 23 35 35 34 34 35 31 32 25 22 21 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn B Münih Y Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 19 17 20 22 22 26 26 26 26 27 30 30 27 Belgrad B 31 Sofya B 29 Roma A 27 Atina A 31 Zürih B 25 Moskova B 15 Aşkabat A 34 Taşkent A 34 Baku PB 26 Bişkek A 32 Tiflis Y 26 Kahire A 34 Şam A 34 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Sinop, Artvin ve Van çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Eylül Kentin kurtuluşunun 90. yıldönümünde alanları dolduran binlerce kişi, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkacaklarını vurguladı. Bu değerleri unutturmaya çalıştığı için AKP iktidarını protesto etti GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY İzmir sessiz kalmadı İZLENİMLER EMRE DÖKER Fotoğraf: EMRE DÖKER İZMİR DURUŞU... SERDAR KIZIK eçen mayısta genelge yayımlandı Başbakanlık’tan. Buna göre, 90 yıl önce İzmir’in ve Türkiye’nin kurtuluş günü hükümet binasının balkonuna çekilen o bayrak, yıldönümlerinde bir daha dalgalanmayacaktı. 89 yıldır her 9 Eylül’de halkı selamlayan süvarilerin nal sesleri, bir daha Konak Meydanı’nda yankılanmayacaktı... İzmir kabul etmedi. Ayağa kalktı. “Böyle yasak olamaz” dedi. Tepkiler sosyal medyada devasa bir dalga. Çağırdı herkes birbirini, Konak Alanı’nda buluşmaya. “O bayrak, oraya çekilecekti...” Baktılar durum kötü, iş ciddi, direniyor İzmir. Geri vitese taktılar. Genelgelerini rafa kaldırdılar. Ve dün... Ulusun kurtulduğu, emperyalistlerin denize döküldüğü gün. Kuvayı Milliye atlılarının izlediği güzergâhtan yürüdü halk. Basmane üstünden önce Cumhuriyet Alanı... Yer gök, gelincik tarlası... Büyükşehir belediyesinin etkinliğinde tepki ve coşku arşa yükseliyor. Sloganların ardı arkası kesilmiyor: “Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak...” Türkiye’nin laik kalacağı vurgusu, “hükümet istifa” haykırışları... İktidar adına çelenk koymaya gelince sıra, Bakan Ertuğrul Günay ilerledi Atatürk büstüne. Büyük bir uğultu yükseldi, yuh sesleri. Üzüldüm, boynu büküktü... Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın mesajlarına da tepki. Anons edildiğinde Aziz Kocaoğlu’nun adı, protokol tribününde aralarında milletvekillerinin de bulunduğu bir grup AKP’li yuh çekti bu kez. Ortam gerildi. Kocaoğluvekil ağız dalaşı, Bakan Günay araya girince ancak dindi. Aziz Bey kürsüye geldi, “9 Eylül coşkumuz içinde özel bir yeri ve anlamı olan bayrak töreniyle atlı süvari geçişinin, tam 89 yıl sonra, neden ve hangi gerekçelerle iptal edilip sonra yeniden izin verildiğini anlamakta gerçekten zorlanıyoruz” dedi. Sonra işgalcilerin denize döküldüğü Pasaport’tan ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’e, Konak’a doğru yürüdü halk. Kararlı, dirençli, öfkeli ve sevinçliydi. Ağlıyordu dedesinin istiklal madalyasıyla fotoğrafını aynı çerçevede taşıyan kadın... Ve Binbaşı Şeref, Teğmen Ali Rıza ile Teğmen Hamdi’nin 90 yıl önce diktikleri o bayrak, bir kez daha dalgalanıyordu Hükümet Konağı’ndan!.. G İZMİR Cumhuriyet kazanımlarını birer birer unutturmaya çalışan AKP iktidarına İzmir, tepkisini, kurtuluşunun 90. yıldönümü kutlamalarında gösterdi. 7’den 70’e İzmirliler, sabah erken saatlerde Türk ordusunun İzmir’e giriş yaptığı noktalarda buluşarak, Zafer Yürüyüşü gerçekleştirdi. GEtkinliklerde, başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere tüm AKP’liler protesto edildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, 9 Eylül konuşmasında, İzmir’in kırmızı çizgileri, özel bir duruşu olduğunu belirterek “9 Eylül’ün alelade bir kurtuluş olmadığı, aynı zamanda ülkenin kurtuluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu anlamına geldiği hiç unutulmasın istiyoruz” dedi. Başbakanlık genelgesiyle kurtuluş günlerinin kutlanmasının yasaklanması İzmir’in tepkisine neden olmuştu. Bunun üzerine Bakan Günay’ın talimatıyla atlı birliklerin kente girişi ve Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilmesi canlandırmaları, yeniden tören programına alınmıştı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Aziz Kocaoğlu, İzmir’in hassasiyetlerinin, önceliklerinin, vazgeçilmezlerinin artık çok iyi öğrenilmesi gerektiğini söyledi. İzmir’in duruşunun ne olduğunun bilinmesini de isteyen Kocaoğlu, “9 Eylül coşkumuz içinde özel bir yeri ve anlamı olan bayrak töreni ve atlı süvari geçişinin, tam 89 yıl sonra, neden ve hangi gerekçelerle iptal edilip sonra yeniden izin verilmesini anlamakta gerçekten zorlanıyoruz. 9 Eylül’ün alelade bir kurtuluş olmadığı, aynı zamanda ülkenin kurtuluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu anlamına geldiği hiç unutulmasın istiyoruz” dedi. Konuşmaların ardından Mustafa Kemal Atatürk, Hasan Tahsin, Vasıf Çınar, Attilâ İlhan gibi kentte önemli izler bırakmış, yazar, şair, sanatçı ve aydınların temsili geçişi gerçekleştirildi. Törende ilk kez 300 halk oyuncusu bir arada gösteri sundu. Törenin ardından Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, İzmir İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci ve yurttaşlarla Vasıf Çınar Alanı’nda açılışı yapılacak 9 Eylül sergisine geçti. Resmi programında yer almasına karşın Bakan Günay bu açılışa Zafer yürüyüşü... 9 Eylül İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yılı törenleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “90. Yıl Zafer Yürüyüşü” ile başladı. Basmane Karakolu önünden başlayan yürüyüş, Türk ordusunun kent merkezine ulaştığı güzergâh olan Anafartalar Caddesi ve İki çeşmelik’i izleyerek, Cumhuriyet Alanı’nda sona erdi. Buradaki törenlerde Kültür Bakanı Günay ve AKP’li milletvekili, İzmirlilerce yuhalandı, sloganlarla protesto edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gönderdiği telgrafların okunması sırasında da protesto gösterileri sürdü. İzmir Valisi Cahit Kıraç da EXPO çalışmaları gerekçesiyle ABD’de olması nedeniyle törenlere katılmadı. Kıraç’ı İzmir Vali Vekili Ardahan Totuk temsil etti. törenlere geçildi. Burada toplanan binlerce kişi, adının anons edilmesiyle Bakan Günay’ı yine protesto etti. Bir grup Türkiye Gençlik Birliği üyesi de İzmir Saat Kulesi’ne çıkarak “O bayrak asılacak demiştik” “Çuval da geçirdik, denize de dökeriz” pankartları açtı. İzmililer bu sırada “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Cumhuriyet değil AKP yıkılacak” sloganları attı. Süvari birliklerin temsili olarak İzmir Hükümet Konağı’na gelerek Türk bayrağı çekmesinin ardından, tören sona erdi. Günay, daha sonra İzmir Valiliği’nde düzenlediği basın toplantısında, canlandırmaları iptal eden Başbakanlık yönetmeliğinin yanlış anlaşıldığını söyledi. İzmir’in duruşu Fotoğraf: EVREN ATALAYAA Günay yuhalandı Etkinliklerde, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve diğer AKP’liler protesto edildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Günay’ı yuhalayan öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalışırken, AKP İzmir Milletvekili Rıfat Sait’in, “Bu protestoları durdurun” diyerek protokol sırasında önüne geçmesine tepki gösterdi. Eliyle AKP’li vekili geriye doğru iten Kocaoğlu “Milletvekillerinin yanına git. Senin yerin burası değil” dedi. Cumhuriyet Alanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koyma töreni sırasında da Günay İzmirliler tarafından protesto edildi. Kocaoğlu’nun çelenk koyması sırasında da protokol tribünündeki AKP’liler, Kocaoğlu’nu yuhaladı. AKP’liler ve CHP’liler arasındaki tartışma kısa süreli kavgaya dönüştü. Gerginlik üzerine İzmirliler, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları attı. Daha sonra düzenlediği basın toplantısında protestocuları ‘dar bir grup’ diye niteleyen Günay, “Bu bayram gününde, incinsem de incitmemeye çalışırım” dedi. Karşıyaka ve Bornova Günay katılmadı katılmadı. Kocaoğlu, sergi açılışında yaptığı konuşmada da İzmir’in kırmızı çizgileri olduğunu belirterek “İzmir haksızlığa baş kaldırmazsa Ulu Önder Atatürk ve şehitlere görevini yerine getirmemiş olurdu. Ancak protesto etmek doğru değil. Sessiz kalarak da tepkimizi gösterebiliriz. Provokasyona gelmemek zorundayız” dedi. Daha sonra Konak Alanı’ndaki O bayrak asıldı Karşıyaka da önceki akşam kırmızıya boyandı. İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yıldönümünde Türk ordusunun kente girdiği noktada düzenlenen etkinlik sonrasında gerçekleştirilen fener alayı Karşıyakalıları sokağa döktü. “Karşıyaka Cumhuriyetine Sahip Çıkıyor” etkinlik dizisinin ikincisinde binlerce Karşıyakalı, “90 Yıl Sonra Tek Ses, Tek Yürek Türk Ordusunu Karşılıyoruz” diyerek, Ordu Caddesi’nden sahile marşlar ve bayraklarla yürüdü. Bornova Belediyesi de, Türk ordusunun 90 yıl önce kente ilk girdiği nokta olan Belkahve’de tören gerçekleştirdi. sayısız örneklerle doludur. Çünkü bu devletlerin kendi aralarında ayrı bir dil vardır, ayrı çıkar dengeleri vardır. Onlar için öncelikli olan da budur. Bu anlamda iki büyük devleti karşı karşıya getirebilecek tek şey, kendi çıkarlarıdır. Yani üçüncü bir devletin durumu, ona verilen herhangi bir söz ya da benzer bir şey değildir. Bunda da yadırganacak bir şey yoktur. Zira uluslararası ilişkilerde duygulardan çok bulgular vardır. Anadolu insanı bu gerçeği şu sözle özetlemiş: “Atlıyla yaya arkadaş olamaz.” ??? Suriye politikamızın başarılı olup olmadığına ilişkin uzun irdelemeler yapmaya gerek yok. Son 15 gün içinde yaşananlardan sadece birkaçını paylaşmak yeterli. Birleşmiş Milletler’de, Dışişleri Bakanımızın uluslararası toplumdan daha çok destek istediği toplantıda, Suriye temsilcisi Türkiye için şunu diyebildi: “Celladımızsınız!” Her şeyden önce kimsenin Türkiye’ye bu kadar ağır bir söz söylemeye, hiçbir Türk temsilcisinin de ülkemizi böylesine aşağılatmaya hakkı yok. Uluslararası kurumlar deyince akla ilk gelenlerden biri NATO. Bizim de üyesi olduğumuz NATO’nun Genel Sekreteri Rasmussen’in 5 Eylül’de yayımlanan demeci şöyle: “Suriye’ye müdahale etmek için planımız yok. Türkiye’yi korumak için tüm önlemleri alacağız.” Söylemeye dilimiz varmıyor ama, bu tablo NATO’nun bir Suriye sorunu değil, “Türkiye sorunu” olduğunu ortaya koyuyor. Oysa bölgemizdeki öteki ülkelere baktığımızda, hiçbiri kendisini Türkiye kadar sorunun göbeğine koymuyor. Mısır’ın yeni devlet başkanı Mursi, ilk dış gezi programına Çin’i koyarken, Tahran’daki bağlantısızlar toplantısında dengeli bir dil kullanmaya özen gösteriyor. Hem kendince yeni bir dil bulmaya çalışıyor, hem de Mısır’ın geçmişte ABD ile kurduğu ilişkileri gözardı etmiyor. Ürdün, en az Türkiye kadar mülteci akınıyla karşı karşıya olduğu halde, sorunun üzerine sıçramaması için çaba harcıyor. İran şöyle düşünüyor: Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye gelecek, ardından bana. O zaman ben cepheyi Suriye’de açayım. Zira Suriye’de oluşacak yapı beni doğrudan etkileyecek. Irak yönetimi de daha yeni yeni kendi hükümranlığını kurarken hemen dibinde kendisini de zora sokacak bir belirsizlik istemiyor. Bu yelpazenin içinde Suriye ile en uzun sınıra sahip ülke olarak biz ne yapıyoruz? Uluslararası kurumları Esad yönetimi aleyhine karar almaya zorlamaktan, Suriye’deki muhalifleri her bakımdan desteklemeye kadar akla gelecek ne varsa yapıyoruz. Türkçemizdeki “Ev alma komşu al” ile başlayan bir dizi deyimden, atasözünden esinlenerek söylemek gerekirse, güney komşumuzun tam bir demokrasi içinde yönetilmesini elbette hepimiz isteriz. Ancak bugün Suriye’deki muhalif yapının aktif savaş unsurları içinde El Kaide’ye kadar uzanan çok değişik gruplar olduğu dikkate alınırsa, Esad’dan sonra şöyle bir yönetim gelir demek de olanaksız. ??? Gelelim Suriye tartışmaları arasında daha da alevlenen asıl sorunumuza... Yani terör belasına... Şehit sayısının iki haneli rakama ulaşmasının ardından aşağıdaki başlıklar hükümete yakınuzak pek çok gazetede yer alıyordu: “Terör örgütü İran’dan da destek alıyor.” “Suriye’nin kuzeyinde doğrudan terör örgütüne yakın birimlerin kontrolündeki yerleşim yeri sayısı artıyor.” “İranlı ajanlar tutuklandı.” “Terör örgütünün Irak’taki unsurları Suriye’deki psikolojik etkisini artırıyor.” Esad yönetimi 1980’li90’lı yıllarda da terör örgütüne değişik şekillerde destek verirdi. Türkiye 1998 Adana Mutabakatı’yla Şam yönetimini belli bir noktaya getirdi. En azından Suriye yönetiminin ve topraklarının terör örgütüne zemin olmaktan uzaklaşmasını sağlayacak bir anlaşma yapıldı. Daha önemlisi, sürdürülebilir bir mekanizma kuruldu. Bunların hepsi anlamını yitirdi. Bölgeden gelen haberler sınır güvenliğinin de kalmadığını gösteriyor. Bütün bu tablo şöyle özetlenebilir: Artık sıfırı da tükettik! Yaşamı boyunca düşünce özgürlüğü konusunda mücadele verdi Tutuklu gazetecilerin basın açıklaması: ‘Gelin, sesimiz olun’ İstanbul Haber Servisi KCK operasyonuyla gözaltına alınan, Dicle Haber Ajansı ve Özgür Gündem gazetesi çalışanlarının çoğunlukta olduğu 36’sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı davaya bugün Çağlayan Adliyesi’nde başlanacak. Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan yapılan açıklamada “80 meslektaşımız hapiste. Bugün 44 gazetecinin davası başlıyor. Özgürlük ve dayanışma talebiyle saat 09.00’dan itibaren Çağlayan Adliyesi’ndeyiz” denildi. Tutuklu bulunan gazetecilerden Çağdaş Ulus, meslektaşlarına mektup gönderdi. Ulus “Meslektaşlarıma” başlığıyla yazdığı mektupta “Yaklaşık 9 aydır mesleğimi yaptığım için beton duvarlar arasında ailemden, sevdiklerimden ve mesleğimden uzakta özgürlük umuduyla yaşıyorum. Biz gazetecilere yapılan bu haksızlığı elimiz kolumuz bağlı olduğu için kamuoyuna duyuramayıp susmakla yetindik. Ancak artık susma zamanı değil, konuşma ve gerçekleri anlatma zamanı. Sizlerden çok fazla bir şey istemiyorum. Sadece içerde sesini duyuramayan bizlerin sesi olmanızı ve duruşmalarda yanımızda olmanızı istiyorum” dedi. Gazeteci Yurtçu’ya son görev İstanbul Haber Servisi Düşünce özgürlüğü konusunda verdiği mücadeleyle tanınan ve önceki gün yaşamını yitiren gazeteci yazar Ocak Işık Yurtçu dün öğle zamanı Ortaköy Dereboyu Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından yeni Ayazağa Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yakalandığı hastalık sonucu önceki gün evinde yaşamını yitiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi ve Sürekli Basın Kartı sahibi ve 1997 TGC Basın Özgürlüğü Ödülü sahibi gazeteci yazar Ocak Işık Yurtçu’nun cenazesi dün sabah saatlerinde Ortaköy Dereboyu Camisi’ne getirildi. Yurtçu’nun ağabeyi Ufuk Yurtçu, cami avlusunda taziyeleri kabul etti. Cenazeye Yurtçu’nun yakınlarının yanı sıra gazeteci Yalçın Bayer, sanatçı İlkay Akkaya ve çok sayıda gazeteci katıldı. Yurtçu’nun arkadaşı Murat Özkuş, Yurtçu’nun geçen haziran ayında ameliyat olduğunu ve tedavisinin evinde devam ettiğini söyledi. Özkuş, “Haziran ayında ses tellerindeki rahatsızlıktan dolayı Cerrahpaşa Hastanesi’nde ameliyat oldu. Kendisine yarım gırtlak operasyonu yapıldı. 10 günlük hastane sürecinin ardından temmuz ayında radyoterapiye başladı. Son 15 gündür yeme ve içmeden kesilmişti. KOAH hastalığı bulunduğu için nefes almakta da zorlanıyordu. Sondajla burundan besleniyordu. Cumartesi günü yaşamını yitirdi” dedi. İntikam niyeti açıktır İstanbul Haber Servisi Odatv davasından 19 aydır tutuklu bulunan gazeteciler Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, avukatları aracılığıyla yaptıkları basın açıklamasında, tutukluluklarına gerekçe gösterilen bilgisayar kayıtlarına ilişkin TÜBİTAK raporuna dikkat çekerek “TÜBİTAK raporu tüm uğraşlara rağmen somut gerçeği gizleyememiştir. Bu rapora dayanarak tutukluluğumuza devam kararı verilmesi hukuki değil siyasi bir karardır” dedi. Soner Yalçın ve arkadaşları, TÜBİTAK raporunda “Suç unsuru olduğu iddia edilen dosyaların kullanıcıları tarafından oluşturulmadığı, değiştirilmediği ve açılmadığı, Müyesser Yıldız’ın bilgisayarındaki belgelerin dışarıdan müdahale ile oluşturulduğuna dair kuvvetli bulgular olduğu” şeklinde değerlendirmelerin yer aldığını vurgulayarak açıklamalarına şöyle devam etti: “19 aydır tutukluluğumuzun hiçbir açıklaması olmadığı gibi son raporlarla beraber suçlama, akıl eksenini de yitirmiştir. Suçlamaların ardındaki intikam niyeti çıplak olarak görünür hale gelmiştir.” C MY B C MY B