25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MAYIS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER PKK’nin 8 ay önce kaçırdığı polis memuru Nadir Özgen’in ailesi, oğullarından haber bekliyor 9 ‘Kahır günleri’ yaşıyorlar OZAN YAYMAN Huzurla yaşlılığı beklediler. Sakin, dingin bir hayatları vardı. Tek istekleri bir oğullarının verdiği toruna, diğer oğullarının bir yenisini eklemesiydi. Ama bir gün kapı çalındı. Kalabalık halinde kaymakam, emniyet amiri ve bir dizi resmi yetkili daha geldi. Tanınmayan kişilerin, oğullarını kaçırdığını söyledi. Dünyaları başlarına yıkıldı. Şimdi oğullarının geri gelmesi ve hayatın yeniden başlaması tek dilekleri. PKK’nin bildik saldırılarından olan adam kaçırma olayları toplum hafızasındaki yerini koruyor. Asker, polis, öğretmen, sağlık görevlisi, mühendis ve daha değişik meslek gruplarından yurttaşlar PKK’nin zorla alıkoyma müdahaleleriyle karşılaşırken arkada kalan yakınları da, kendi deyimleriyle, “kahır günleri” yaşıyor. Bu ailelerden biri de 8 ay önce PKK militanlarınca Van’da kaçırılan, polis memuru Nadir Özgen’in (29) anne ve babası, Müşerref ve Hidayet Özgen çifti. Söke’nin Bağarası beldesi Cumhuriyet Mahallesi’ndeki evlerinde, umutla haber bekliyorlar. Acılı anne Müşerref Özgen, bir yandan gözyaşı döküyor, öte yandan torununa seslenerek “Söyle bakayım Emrem, amcan geldiğinde ona nasıl sarılacaksın sen?” diyor. 3 yaşındaki ufaklık o sıra açıyor kollarını iki yana, “Amcam” diye konuşuyor. Bu sırada gözyaşlarına baba Hidayet Özgen’inkiler de ekleniyor. ‘Devleti yönetenlere bir çift sözüm var’ lkeyi yönetenlere bir çift lafı olduğunu aktaran anne Özgen “Acaba devleti yönetenlerin çocuğu kaçırılsa ne yaparlar? Kendilerini benim yerime koysunlar ve öylece düşünsünler. Bana oğlumu geri getirsinler. Ben bu hayatta başka bir şey istemiyorum” diye konuşuyor. Baba Hidayet Özgen’in tepkisi daha farklı. Oğullarının kaçırılmasından bu yana bir kez Aydın Valisi’nin gelip bilgi verdiğini, Söke İlçe Emniyet Müdürü’nün sürekli arayıp hal hatır sorduğunu, onun dışında arayan ya da soran Ü olmadığını söyleyerek “Bize hiçbir bilgi de vermiyorlar. Oğlumuzu geri getirmiyorlar. Söylesinler nerede olduğunu ben çıkıp gideceğim. Alıp geleceğim oğlumu. Ama bana nerede olduğunu söylesinler” diyor. Baba Özgen, farklı yerleşimlerden, oğlu gibi kaçırılan başka gençler olduğuna dikkat çekerek “O çocukların aileleriyle de görüşüyoruz. Bazen Başbakanlık önüne gidelim, acımızı haykıralım, belki sesimizi duyarlar diyoruz. Ama sonra, Başbakan’ın korumalarının bizi yaka paça oradan uzaklaştıracaklarını düşünüyoruz ve yerimizde oturuyoruz” vurgusu yapıyor. bindiriyor ve kayıplara karışıyor. Bu olayın üzerinden 8 ay geçiyor. O zamandan bu yana Nadir’den bir haber yok. Kısa bir süre önce ROJ TV’de, görüntüleri yayımlanıyor. Sağlığının iyi olduğu ve devlet yetkililerinin kurtarılması için girişimlerini yoğunlaştırması çağrısı yapıyor. Nadir şu an nerede, hangi coğrafyada bilinmiyor ama bir gerçek var ki, Bağarası’ndaki annebabası perişan durumda. 60 yaşında olan anne Müşerref Özgen ve 65 yaşındaki Hidayet Özgen, yaşadıkları son 8 ayın kahır yüklü olduğunu söylüyor. Oğullarının kurtarılması için devlet yetkililerinin duyarlılık göstermesini, “yalvarırcasına” istiyorlar. Devlet yetkililerinin yanı sıra sürece etki edebilecek kapıları da aşındırıyorlar. Geçen aylarda Diyarbakır’a giderek orada baro başkanı, İHD temsilcileriyle görüşmeler yapmışlar. Ama hiçbir sonuç yok. Anne Müşerref Özgen’in okuma yazması yok. Hayata dair tek bildiği iki oğlu, gelini, torunu, kocası. Özellikle çocukları. Varı yoğu onlar. Nadir, ikinci çocuk. Abisinden 7 yaş küçük olduğu için yetişme döneminde, abisi dahil herkes daha fazla özen göstermiş. ‘Dönüşüm evsiz bırakıyor’ ? İstanbul Haber Servisi Eyüp ve Alibeyköy’de yaşayan yurttaşlar, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yaklaşık 1 milyon evin yıkılacak olmasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde protesto etti. Grup, AKP’nin kentsel dönüşüm projesi ile yurttaşların evlerinden olacağına dikkat çekerek “Evlerimizin tapuları verilinceye kadar mücadele edeceğiz” dedi. Hikmet Çetin, Ağar’ı ziyaret etti ? AYDIN (AA) “Susurluk Davası” kapsamında Yenipazar K1 Tipi cezaevinde tutuklu bulunan Mehmet Ağar’ı, eski Meclis başkanlarından Hikmet Çetin ziyaret etti. Çetin, “Arkadaşımız Ağar’ı ziyaret ettik. Başka bir amacımız yok. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik” dedi. Ağar’ı, eski MİT Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı Korkut Eken de ziyaret etti. ‘Penguen’de yangın paniği ? İstanbul Haber Servisi Beyoğlu Kuloğlu Mahallesi Sadri Alışık Sokak’ta Penguen dergisinin de bulunduğu dört katlı binada yangın çıktı. Can kaybının olmadığı yangında karikatürist Metin Üstündağ ile dergi çalışanı Ercan Genç dumandan etkilendi. Cep telefonu ölüme götürdü ? İstanbul Haber Servisi Kadıköy Kalamış Caddesi’nde üç gün önce lise 10. sınıf öğrencisi M.D, annesi F. Ş. ile cep telefonu yüzünden tartışmaya başladı. Annesinin cep telefonunu almasına öfkelenen M. D, odasına kapandı. Pencereden atlayan kız kurtarılamadı. ‘Gazeteyi okuturlar mı?’ Yaşlı annebaba yanlarından ayrılırken soruyor: “Oğlumuza sizin gazetede çıkacak yazıyı okuturlar mı?” “Belki” diyoruz, “Belki okuturlar. Onların buralarda çok işbirlikçisi var. Haber çıktığında haberdar olurlar, belki haberdar ederler.” “O halde şunu da yazar mısın haberine?” diyerek ekliyorlar: “Seni çok seviyoruz oğlum. Bir an evvel gel. Dört gözle seni bekliyoruz. Sabırsızlıkla bekliyoruz. Umutla geleceğin günü bekliyoruz. Üşüme, sıkı giyin, sağlığına dikkat et. Gözlerinden öpüyoruz. Seni çok seviyoruz.” Düşen takvim yaprakları Dar gelirli bir aile Özgenler. Hidayet Özgen, 35 yıl çalışarak elde ettiği birikimlerle yaptırmış çocuklarını büyüttüğü evi. Duvarında, “Saatli Maarif Takvimi” asılı olan bir ev. Takvimin altında duran sehpa üzerinde koparılan takvim yaprakları dikkat çekiyor. Oğullarının kaçırılmasından sonra, duvara atılan çentik gibi, o yaprakla rı orada biriktirdiklerini söylüyorlar. Oturma odasının bir duvarında Nadir’in fotoğrafı var. 1983 doğumlu olan Nadir Özgen, liseyi bitirinceye kadar Bağarası’nda yaşıyor. Annebabası çocuklarının lise yıllarındaki idealinin öğretmen olmak olduğunu aktarıyor. Baba Özgen, “Öğretmen olabilmek için 2 yıl üst üste üniversite sınavına girdi ama istediği bölümü kazanamadı. Sonunda, olmayacak galiba diyerek, Elazığ’a polislik okuluna gitti. Orada iki yıl eğitim aldıktan sonra 2004’te polis olarak göreve başladı” diyor. Nadir Özgen’in ilk görev yeri Milas Havaalanı oluyor. Burada 6 yıl kaldıktan sonra Doğu hizmetini yapmak için başvuruda bulunuyor. İsteği doğrultusunda tayini Van’ın Çatak beldesine çıkıyor. 2010 yılında, 2 yıllığına geldiği Çatak’ta göreve başlıyor. İlk bir yıl sorunsuz geçiyor. Bu sırada annebabası da sürekli yanında. Polis lojmanlarında hep birlikte kalıyorlar. 2011 yılının eylül ayında annebabası bir haftalığına memleketleri olan Bağarası’na gidiyor. İşte, Nadir’in başına gelen talihsiz olay da bu sırada meydana geliyor. Polislik mesleğinde yükselebilmek için açık öğretim fakültesi sınavlarına hazırlanan Nadir Özgen, sınava gireceği günün bir gece öncesinde kaçırılıyor. Akşam saatlerinde emniyet müdürlüğünden sivil kıyafetleriyle ayrılan Nadir, lojmanlara yaklaştığı sırada, çevrede bulunan bakkal dükkânına giriyor. Bu sırada silahlı üç kişi Nadir’i etkisiz hale getiriyor, zorla bir arabaya Banu Güven’in acı günü ? Haber Merkezi Spiker Banu Güven’in Bodrum Bitez beldesinde yalnız yaşayan ağabeyi Mehmet Kerim Güven (47), arkadaşı tarafından evinin bahçesindeki çardağa iple asılı halde bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Süper Loto devretti ? ANKARA (AA) Süper Loto’da kazandıran numaralar “1, 9, 13, 30, 31 ve 33” olarak belirlenirken 6 bilen çıkmayınca 3 milyon 448 bin 637 TL haftaya devretti. Çekilişte 5 bilenler 3 bin 791 TL, 4 bilenler 77 lira 75’er kuruş ve 3 bilenler 7 lira 10’ar kuruş ikramiye kazandı. BAKANLIK, TİYATROCULARI EMEKLİLİĞE TEŞVİK EDECEK DT’ye de ‘havuz’ geliyor SELDA GÜNEYSU KAMUOYUNA 33 yıllık doktorum. Uzmanlık alanım Genel Cerrahi... 33 yıllık meslek hayatımda Hipokrat yemininde söz verdiğim her şeyi yerine getirdim. Hocalarıma saygı ve gönül borcumu her zaman korudum.Hasta ve toplumun sağlığını baş görev saydım. Hekimlik mesleğinin onurunu ve temiz töresini sürdürdüm. Din, milliyet, ırk, siyasi eğitim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermedim. Geçmişte başhekimliğini yaptığım Eyüp SSK, Küçükköy Bilge Hastanesi ve şu anda Başhekim olarak görev yaptığım Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi’ndeki meslektaşlarım, sağlık çalışanları, hastalarım, hasta yakınları meslek yaşamımın şahididir. Türkiye’de 44 bine yakın hasta organ beklemektedir. Her yıl ortalama 8 bin kişi daha listeye eklenmektedir. Bu veriler de gösteriyor ki ülkemizde organ bağışı ve organ nakli konusunda daha çok yol almamız gerekmektedir. Hastanemizin Türkiye’nin en önemli organ nakli merkez’lerinden biri olmasından rahatsız olanların asılsız ihbarlarda bulunmuş, bu nedenle konu yargıya taşınmıştır. Yargı sürecinde iftiracıların gereken cezaları alacağından en ufak bir kuşkum yoktur. Ancak bu aşamada ismimi kullanarak haber yapanlar, kamuoyunu yanlış bilgilendirenler, çeşitli gerekçelerle dedikodu üretenler beni ve ailemi çok üzmüşlerdir, manevi bir mağduriyet yaratmışlardır. Bu nedenle şahsımla ilgili her türlü mesleki araştırma, soruşturma ve denetimi yapması için Türk Tabipleri Birliği’ni, İstanbul Tabip Odası’nı göreve çağırıyorum. Titizlikle sürdürdüğüm hekimlik mesleğiyle ilgili en ufak bir yanlış bulunursa bu mesleği bırakmaya kamuoyu önünde söz veriyorum. Mesnetsiz bilgilerle organ mafyası gibi insanlık suçu saydığımız konularda yapılan haberlerde ismimi geçiren basın kuruluşları için de Gazeteciler Cemiyeti’ni, Basın Konseyi’ni göreve çağırıyorum. Lütfen siz de mesleğinizin ilkelerini koruyunuz. Mesleki ve siyasi yaşamımı topluma hizmet anlayışıyla sürdüren bir hekim olarak şeffaf bir şekilde kamuoyunun, yargının, meslektaşlarımın önündeyim. Ama iftiracılar, mesleğinin ilkelerini çiğneyenler, çamur atmaktan medet uman dedikoducular karanlık inlerinden çıkacak cesareti bulamamaktadırlar. Öncelikle meslektaşlarımın, sonra da yargının, basının ve toplumun hekimlik onuruna sahip çıkacağına inanıyor, kendimi şimdiye kadar tedavi ettiğim hastalarımın ve ailelerinin vicdanına teslim ediyorum. Saygılarımla. C MY B Dr. Ahmet Kartalkanat Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Başhekimi ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştireceğim” açıklamasının ardından Bakanlar Kurulu’nda da kabul edilen “özelleştirme” tartışmaları sürerken Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da Devlet Tiyatroları’nda (DT) 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında çalışan ancak emekliliği gelmeyen sanatçıların nerede istihdam edileceği konusunda çalışmalar yaptığı belirtildi. Bakanlık, emekliliği teşvik etmek için “emekli maaşlarının arttırılması”, emekliliği gelmeyenlerin ise bir havuzda toplanması formülü üzerinde duruyor. Bakanlıkta “tiyatroların özelleştirilmesine” ilişkin yasa tasarısı taslağı üzerinde çalışmalar yü rütülürken DT’ye bağlı emekliliği gelmemiş sanatçılara ilişkin “çıkmaz” yaşandığı kaydedildi. DT’ye bağlı, emekliliği gelmiş sanatçıları emekliliğe teşvik etmek için maaşlarında iyileştirmeye gidilecek. ‘Proje üretin’ Edinilen bilgiye göre; üzerinde çalışılan sistemler arasında bulunan “havuz sistemi” şu şekilde olacak: “DT’de 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamında çalışan ve henüz emekliliği gelmemiş sanatçılar, Devlet Personel Dairesi Başkanlığı’nda toplanacak. Bu süre zarfında sanatçıların maaşları ödenecek. Ancak bu sanatçılar, konservatuvar eğitimi aldığı ve bu nedenle devletin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilemeyeceği için Kültür ve Turizm Bakanlığı söz konusu sanatçılardan tiyatro projeleri üretmelerini isteyecek. Tiyatrocular, ister gruplar halinde, isterlerse bireysel, Bakanlığa sahnelemek istedikleri oyunlara ilişkin, aynı özel tiyatrolara verilen destek sisteminde olduğu gibi proje sunacak. Projede oyunun mali dökümü de bulunacak. Bu arada Bakanlıkta yine özel tiyatrolara ve sinema filmlerine verilen destek sisteminde olduğu gibi kurul oluşturulacak. Kurulda Bakanlık bürokratlarının yanı sıra meslek birliklerinin temsilcileri yer alacak.” Sanatçıların emekliliğe kadar bu şekilde çalışmasının öngörüldüğü kaydediliyor. TİYATROCULARDAN CHP’YE ZİYARET ‘Birlikte, ortak hareket edelim’ Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (DETİS) yönetim kurulu üyeleri, Başkan Şahin Ergüney başkanlığında CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ve CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ile görüştü. DETİS üyesi sanatçılar, vekillere, “Tiyatrolar elden gidiyor, CHP olarak dur deyin” çağrısında bulundu. Vekillerin de tiyatroculara “Birlikte, ortak hareket edelim” önerisinde bulunduğu kaydedildi. TBMM’de, dün sabah saatlerinde DETİS yönetim kurulu üyeleri, önce CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ile görüştü. Nazlıaka’ya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştiriyorum” açıklamasından sonra başlayan tartışmalar ve gelinen nokta üzerinde konuşan sanatçıların, “Sistem bizleri yok etmek üzere kuruluyor. Buna bir dur deyin. Çünkü artık ok yaydan çıktı. Her şey siyasetin elinde” dedikleri kaydedildi. Nazlıaka’nın da sanatçılara “Elimizden ne geliyorsa yaparız” sözü verdiği belirtildi. Sanatçılar, Nazlıaka’nın ardından CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ile görüşerek tiyatroların içinde bulunduğu durum hakkında bilgi verdiler. Batum’un da tiyatroculara “Birlikte, ortak hareket edelim” önerisinde bulunduğu ifade edildi. CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur’un ise sanatçılara, “Birleşin, ortak bir yol, bir zeminde buluşalım. Biz, Meclis çatısı altında ne gerekiyorsa yaparız” dediği kaydedildi. Her üç milletvekilinin de sanatçılara, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV), Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB), DETİS ve Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası’ın (Kültür SanatSen) kendi aralarında gerçekleştirdiği toplantılardan çıkan sonucu kendileriyle paylaşmalarını talep ettiler. azanımlar ortadan kalkmaz’ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da yaptığı açıklamada, “Kimse endişe etmesin, anayasanın sanatın ve sanatçının korunması konusunda direktifi var. Yasaların vermiş olduğu bazı kazanımlar var. Bunları ortadan kaldırmak konusunda herhangi bir girişim de olmaz, bir model de oluşmaz” dedi. ‘K C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear