23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2012 CUMA 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli S Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli Y Zonguldak S Sinop B Samsun S Trabzon S Giresun S Ankara Y 22 30 24 24 25 27 27 17 19 20 18 18 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 22 22 21 23 24 24 25 25 22 23 17 18 18 Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel B Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin Y BudapeştePB Y Madrid Viyana PB HABERLER 5 12 10 12 11 11 18 19 22 19 27 18 25 Belgrad Y 24 Sofya Y 21 Roma B 22 Atina B 25 Zürih Y 21 Moskova PB 17 Aşkabat Y 31 Taşkent PB 29 Baku B 23 Bişkek PB 24 Tiflis Y 22 B 33 Kahire Şam B 28 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu geçecek. İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Karadeniz’in iç kesimleri sağanak ve gök gürültülü geçecek Yağışlar; İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu’nun Ankara, Muş, Şırnak, Diyarakır, Siirt çevrelerinde yer yer kuvvetli kısa süreli fırtına, ani sel) olması bekleniyor. Hava sıcaklığı iç ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada AKP grubu ne diyecek” diye özetledik. (27 Nisan 2012Güncel). Adalet Bakanı Sadullah Ergin, (Meclis Başkanı’ndan sonra) Başbakan’la görüşeceğini söyledi. AKP’nin tutuklu vekiller sorununun çözümünün ancak anayasanın 83. maddesinde değişiklikle mümkün olabileceği görüşünde ısrar edip etmeyeceği; Ergin’in RTE ile görüşmesinden sonra belli olacak... Ne ki Adalet Bakanı’nın birkaç ay önce Meclis komisyonunda “Sorun anayasada yapılacak değişiklikle çözümlenebilir” dediğini unutmamak gerek. Milliyet, dün adını vermediği üst düzey bir AKP’linin gelişmeleri değerlendirirken “Doğru olan anayasa değişikliğidir. Bu da 83. madde ile olur. Kişisel görüşüm, yasa değişikliği olursa bu anayasaya aykırı olur” dediğini yazdı (28 Nisan 2012Güncel) ??? Sabırla ve umutlanarak iktidar partisinden sorunun çözümüne katkı sağlayacağını içeren bir haber bekledik. 28 Nisan’ın üzerinden üç gün geçti. Beyefendimiz İstanbul’da, partisinin Gençlik Kongresi’nde esip savuruyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçılarının eylemlerine fena halde bozuk. Ne demek, diyor, hem belediyeden maaş alacaksın hem de belediyeye kafa tutacaksın ha! Maske bir kez daha düşüyor. RTE’nin demokrasi anlayışı bir kez daha açığa çıkıyor. Belediye tiyatrolarını özelleştireceğim, sanatçılar istedikleri gibi “oynasınlar” diyor. Önceki gün Bakanlar Kurulu’nda yasal düzenlemelere başlandığını sözcü Bülent Arınç; tiyatroları özelleştirirken Türkiye’ye özgü bir model oluşturacaklarını açıklıyor. Oysa model ortada. Kim ki Başbakan Beyefendi’ye karşı çıkar, işi bitiktir. Tiyatro sanatçılarına uygulayacağı “demokratik” tavrı önceki aylarda zaten açıklamış; kimi yazarlardan şikâyetçi olduğunda Aydın Doğan’ın; “Yazarlara müdahale edemiyorum” demesi üzerine; “Bunların aylık ücretlerini sen ödemiyor musun? Tut kolundan, koy kapı önüne” demişti. ??? Tutuklu vekiller sorununda takındığı tavır, ulusal iradeye bakış açısını özetliyor. 12 Haziran seçiminden bugüne dek izlenen söz ve davranışları, tutuklu vekiller sorununun çözümüne sıcak bakmadığı, karşı durduğu izlenimi veriyor. Önerdiği bir yasaya karşı mı çıkıyor muhalefet; ya, demek ki ulusal iradeye karşısın diye başlıyor. Demediğini bırakmıyor. Ulusal irade sanki yalnız ve yalnız RTE’nin demokrasinin erdemlerine ters düşen, yan çizen icraatını koruyup kollamakla görevli. Ulusal iradenin vekil seçtiği 8 tutuklu on aydır içeride. Kısacası, ulusal irade mahpus! Varsın içeride yatsınlar! Kafa bu. Ne ulusal ne uluslararası hukuk, sorunun demokrasi ayıbına dönüşmesi umurunda değil. Ulusal irade sever görünüyor, ulusal irade emrinde yatıp kalktığına cümleyi inandırmaya çalışıyor. Tutuklu vekillerin tahliyesi söz konusu olunca RTE’de ulusal iradeye saygıyı, bağlılığı ara ki bulasın! Ulusal iradenin gereklerinden gözünü kırpmadan kaytarıyor. “Tutuklu vekiller benim değil, onları aday yapan partilerin sorunu” diyebiliyor. Arınç’lar falan filanlar, istedikleri kadar patronlarını savunsunlar, böylece RTE bal gibi ulusal irade söylemlerinin inandırıcı olmaktan uzak, sanal söylemler olduğunu kanıtlamış bulunuyor. ??? Tek sözü ile yasaları değiştiren, karşı çıkanları devlet veya hükümet gücüyle temizleyen, hapse tıkan RTE; vekiller sorununun çözümü için ne düşündüğünü açıklamıyor. Başka kanallara yüklemeye çalışıyor. Parti yönetiminde sözüm ona CMK’nin 10. maddesiyle çözümün anayasaya aykırı olacağını ve ancak anayasanın 83. maddesinin yeniden düzenlenmesiyle çözümün mümkün olabileceği içerikli, çelişkili görüşler varmış gibi bugüne dek kafasına koyduğu konularda aklının ucundan geçirmediği yönteme, Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin oyuna başvurmaya hazırlanıyor. Karar olumsuz çıkar ya da çözümü zora sokarsa, partinin kararı, ben ne yapabilirdim ki diyebilmek için... İşine geldiğinde ulusal iradeye bağlı görünen Başbakan böyle de, sorunu çözümlemeye soyunan Meclis Başkanı’nın tutumu sanki daha mı olumlu? Üç muhalif partiye uzlaşmaları koşulunu dayatan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, sıra AKP’ye geldi mi; “Bekleyelim bakalım AKP üç partinin uzlaştığı yasal formüle ne diyecek?” diye, gündüz gözüyle adeta; istihareye yatıyor. RTE’nin kurguladığı sonucu bekliyor. Partisine (RTE’ye) üç parti ile bir araya gel, sorunu çözelim diyemiyor, dayatamıyor. ??? Kaygılar gerçekleşti. AKP, üç partinin çözüm önerisini anayasanın dört maddesine aykırı buldu. Reddetti! RTE’nin ulusal irade adına verdiği, vereceği güvencelere inanmak mı? Hadi canım sen de! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP Gençlik Kolları toplantısında dile getirdiği “tiyatroyu özelleştirme” konusu önceki günkü Bakanlar Kurulu’nun gündemindeydi. Nitekim, toplantı sonunda açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç sadece Şehir Tiyatroları’nın değil Devlet Tiyatroları’nın da ‘Türkiye’ye özgü’ bir model çerçevesinde özelleştirilmesine kesin kararlı olduklarını açıkladı. ‘Ucube heykel’ krizinde siyaset ile sanat arasında orta yolu bulmak isterken Başbakan’dan ters muamele gören Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bu kez toplantıya kadar bu tartışmaya girmekten kaçındı. Sadece bir gece önce Antigone oyununun galasına giderek sanatçılara ‘moral’ verdi. Bakanlar Kurulu toplantısında ise devletsanat ilişkisinin, işverenişçi ilişkisi gibi görülmemesi gerektiğini anlatmaya çalışan Günay, Devlet Tiyatroları’nın (DT) son yıllarda Anadolu’da nasıl yaygınlaştığını da yıllık programlar üzerinden detaylı biçimde anlatarak kurum üzerindeki eleştiri oklarını hafifletmeye çabaladı. Ancak kabine arkadaşlarından gelen eleştiriler karşısında bu duruşunu da koruyamadı. Arınç, toplantı çıkışında tam mutabakattan bahsetti. Günay ise “Memur sanatçı anlayışı yerine, aynı sinemada olduğu gibi sanatçı girişimlerinin projelerinin desteklenmesi gerektiği konusunda yaygın kanaat var” demekle yetindi. Anlaşılan o ki, Başbakan ve kabine arkadaşlarını, sanatçıları koruyacak bir ‘ara formül’ üzerinde ikna edememişti. Günay toplantıya Avrupa’da ‘ulusal tiyatro’ ya da ‘devlet tiyatrosu’ adı altında devletten Tiyatro tartışmasının özü: tiyatro meselesinde rahatsız eden temel faktörün, kendilerine yakın muhafazakârİslamcı isimlerin oyunlarının sergilenmemesi olduğu çok belli. Arınç’ın “İşveren durumunda olanların müdahalesi veya kurulacak müşterek bir yönetimle ağırlığını hissettirmeleri” ifadelerinin adresi de aynı nokta. Başbakan o kadar kararlı ki, Maliye Bakanlığı’nın özelleştirme bürokratları daha tartışma dahi yapılmadan kabineye model sunuyor. Arınç’ın konuyu basit bir ‘işçipatron ilişkisi’ olarak gösteren sözleri de sanat camiasını son derece rahatsız etmiş durumda. Nasıl bir tepki vereceklerini tartışıyorlar kendi aralarında. Önce Günay ve Bilgin’in atacağı resmi adım beklenecek. Günay “Bugünden yarına hemen bir şey yok. Avrupa’daki modelleri de esas alan bir çalışma yapacağız” diyerek sorunu zamana yayma eğiliminde. Sanatçılar o kadar beklemeyebilir... ‘Nâzım Var da Necip Niye Yok?’ destek alan tiyatrolar olduğu bilgisiyle gitmesine rağmen, muhatapları da derslerini çalışarak gelmişti. O ülkelerde böyle bir destek bulunmadığını, bulunsa bile bunun parttime olduğu karşıtezini dile getirdi. Sanatçı tepkisi kapıda Mersin Üniversitesi’nde kavga Mersin Üniversitesi’nde 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla sağ görüşlü bir grup öğrenci Çiftlikköy Yerleşkesi Cumhuriyet Alanı’nda toplandı. Grubun çeşitli sloganlar attığı sırada yerleşke içindeki kafelerde oturan solcu öğrenciler de bir araya toplandı ve sloganlar atmaya başladı. İki grup arasındaki slogan atışması kısa sürede taşlı sopalı arbedeye dönüştü. Gözyaşartıcı gaz kullanan polis, 3 solcu öğrenciyi gözaltına aldı. (Fotoğraf: ABİDİN YAĞMUR) Özellikle ‘repertuvar’ konusu Günay’ın yumuşak karnı oldu. Arkadaşımız Selda Güneysu, toplantı öncesinde Başbakanlık tarafından DT’nin son beş yılda Repertuvar sıkıntısı sergilediği oyunların repertuvarı üzerinde bir çalışma yapıldığını duyurmuştu. Meğer eksik yazmış! AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana 10 yıllık tüm repertuvar mercek altına alınmış toplantıya girilmeden. Kabine arkadaşları da Günay’a özellikle bu noktadan, “Bir yılda beş kez Nâzım sergileniyor da neden Necip Fazıl, Peyami Safa gibi isimlerin oyunları sergilenmiyor?” diye sorarak yüklenmişler. Başbakan ve AKP yönetimini ? AKP’li belediyede rüşvet davası ZAMAN’IN RAHATSIZLIĞI Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in önde gelen isimlerinden Faruk Mansur’un Ankara’da verdiği mesajlar önceki gün bu köşede yer aldı. Mansur sıradan biri değil. İsrail güçlerince Mavi Marmara’ya düzenlenen saldırı anında gemideydi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’na ‘one minute’ çıkışı; İsrail ile yaşanan koltuk krizi ve Mavi Marmara saldırısı sonrasında Türkİsrail ilişkilerinin kesilmesi kararlarını tek tek sıralayarak “Bunlar Arap Baharı’nın kıvılcımı, bizim ilhamımızdı” diye anlatmış, mesajlarının laikler, liberaller, solcular ve spesifik olarak isim vererek Fethullah Gülen’e iletilmesini istemişti. Müslüman Kardeşler’in saldırı anında Mavi Marmara’da bulunan üst düzey yetkilisinin, o kriz sırasında Erdoğan gibi bir gücü karşısına alma pahasına doğru bildiğini dünyaya duyurmaktan geri durmayan Gülen’e ismini vererek mesaj yollaması her gazeteci için haber değeri taşır. Bu doğrultuda yazdığım değerlendirme için Zaman’da dün ‘asılsız haber’ denmesinden üzüntü duydum. Çünkü o odada yer alan ve Zaman’daki haberde şahit gösterilen, gösterilmeyen tüm isimler, Mansur’un AKP hükümetini ‘sadece İsrail karşıtlığı’ üzerinden değerlendiren sözlerini de, sondaki özel Gülen vurgusunu da gayet iyi duydu. Onlar o sözlere farklı anlam yükleyebilir, çıkarımıma katılmayabilir ama bu, söylenenlerin ‘asılsız’ olduğu anlamına gelmez. Sanırım asıl mesele; Erdoğan’ın önemli iç ve dış politika kararlarına yakın geçmişte yaptıkları ciddi muhalefetin anımsatılmasına dahi, Gülen hareketinin bugünlerde aşırı duyarlılık göstermesinin ardında neyin yattığıdır? Yaygın kanaat Para köylülere dağıtılmış! ERDOĞAN ERİŞEN Üniversitelerden ortak açıklama: Gericiliğin hâkim kılındığı yerde bilim yapılamaz Özgürlük istiyoruz SELAHATTİN GÖKATALAY ORDU AKP’li Aybastı Belediyesi’nde kamera kayıtlarına da yansıyan rüşvet iddialarıyla ilgili AKP’li Belediye Başkanı İzzet Gündoğar ve eski AKP Ordu Milletvekili Ayhan Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 5 sanığın “rüşvet almak ve vermek” suçlarından 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Aybastı Belediyesi’nde geçen yıl Yılmaz, Gündoğar ve ilçede yapılacak TOKİ konutlarının yapımını üstlenen inşaat firmasının yetkilileri bir çanta dolusu para ile görüntülenmişti. Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmayı CHP milletvekilleri İdris Yıldız, Levent Gök, Ahmet Toptaş, Orhan Düzgün ve Uğur Bayraktutan da izledi. Gündoğar ve Yılmaz, suçlamaları reddederken, parayı bölgede yapılacak yol nedeniyle mağdur olacak köylülere dağıtmak için aldıklarını ileri sürdü. Olayı ortaya çıkaran CHP’li vekiller Atilla Kart ve Süheyl Batum’un davaya müdahil olma talebi reddedildi. MALATYA Üniversitelerde yaklaşan rektörlük seçimine ilişkin, öğretim elemanları dernekleri tarafından yapılan ortak açıklamada, hükümet ve cemaat kadrolaşmalarına dikkat çekilerek, bilimsel özgürlük istendi. Açıklamada “Gericiliğin hâkim kılındığı yerde bilim yapılamaz” mesajı verildi. Samsun Akademik Elemanlar Derneği, Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, Bilim ve Ütopya Kooperatifi, Ege Öğretim Elemanları Derneği, Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği, İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği, Tüm Öğretim Elemanları Derneği tarafından, yaklaşan rektörlük seçimleri öncesi ortak bir açıklama yapıldı. andaşlık ve kadrolaşma’ Açıklamada, “Bilimsel özgürlük”ün üniversitelerin vazgeçilmez gereksinimi olduğu vurgulanarak “Siyasal iktidar, üniversiteleri kendine bağımlı hale getirmek için her türlü olanağı kullanmaktadır. Baskı altında suskun üniversite modeli kabul edilemez. 12 Ey ‘Y Medreselerden mezun olan 22 kişiye diplomaları törenle verildi Mellelere diploma MARDİN (Cumhuriyet) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “melle” açılımından sonra, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki medreselerden mezun olan melleler için diploma törenleri düzenlemeye başlandı. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Şeyh Seyda Camisi ve Medresesi’nde eğitim gören genelde “molla” bölgede “melle” denilen 22 kişiye, Kutlu Doğum Haftası etkinliği çerçevesinde törenle diploma verildi. 4 bin kişinin katıldığı icazet törenine AKP ‘li Abdurrahim Akdağ, BDP’li Altan Tan, Mardin Müftüsü Dursun Ali Coşkun ile yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda dini kanaat önderi de katıldı. Misafirlere kurulan dev kıl çadırlarda öğle yemeği ikram edildi. Konuklar için 23 kazanda yemek pişirilirken, kamyonetlerle ekmek taşındı. Yemeklerin servis edilmesi için de yaklaşık 400 kişi görev aldı. CHP’den emek ve özgürlük mitingi ? ZONGULDAK (Cumhuriyet) CHP, AKP hükümetinin politikalarını protesto etmek için yarın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla Madenci Anıtı’nda “Zonguldak Emek ve Özgürlük” mitingi düzenleyecek. CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın 3 yıldır tutuklu olduğunu anımsatan CHP Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun, “Milli iradenin Meclis’te temsil edilmesini istiyoruz” dedi. Diploma törenine 4 bin kişi katıldı. (Fotoğraf: www. milliyet.com.tr) NURHAK’TA 1 PKK’Lİ ÖLDÜRÜLDÜ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesi kırsalında çıkan çatışmada 1 PKK’li öldürüldü. Bitlis’te PKK’ye ait 3 sığınak imha edildi. Sığınaklarda bulunan 12 kilogramlık tüpün içine yerleştirilmiş patlayıcı maddeyle desteklenen uzaktan telsiz kumandalı el yapımı patlayıcı düzeneği de imha edildi. Batman’da, hırsızlık ihbarı üzerine olay yerine giden polis ekiplerine ateş açıldı. lül darbesinin ürünü olan YÖK, kaldırılması bir yana, merkeziyetçi yapısı daha da güçlendirilerek üniversiteleri zapturapt altına alma işlevi pekiştirilmiştir. Rektörlük ve yönetim kademelerine yapılan atamalarda, bilim yerine iktidar yandaşlığı ve kadrolaşma esas alınmaktadır. Üniversitelerini cemaat ve tarikatların elinden kurtarıp çağdaş bilim kurumları haline getirmeye çalışan rektörler, soruşturmaya uğrayıp tutuklanırken, üniversitelerde sivil polis karargâhları kurularak, bilim karşıtlığının güvenliği sağlanmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Yüksek öğretimin ticarileşmesiyle, bilimin sermayenin hizmetine sunulduğu, üniversitenin özerkliğinin sorgulanır hale geldiği vurgulanarak, “Üniversitelerimizde aklın esaret altına alınmasına izin verilemez. Mutlak itaate dayanan sistemlerde, aklın özgürleşmesinden ve inançların özgürce seçiminden bahsedilemez. Gericiliğin hâkim kılındığı yerde bilim yapılamaz. Korkular ve süreklileşmiş nicelik baskısı altında bilim yapılamaz” denildi. AKP rejiminin baskısına karşı tutuklu aydınlara, öğretim üyelerine ve öğrencilere sahip çıkan rektör adaylarının desteklenmesi istenerek şöyle devam edildi: “Üniversitelerde öğrencilerin düşüncelerini özgürce açıklamaları güvence altına alınmalıdır. Polisiye şiddetlerle ve tutuklamalarla öğrencilerin eğitim yaşamlarını sona erdirmeye yönelik uygulamalar kabul edilemez. Rektör adayları üniversitenin emperyalizm karşıtı konum alması için çabalayacaklarını ilan etmelidirler.” ? ‘Toprak satışı’ yasalaştı Yabancıya özel mülk sınırlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yabancılara mülk satışını düzenleyen yasa tasarısında yabancılara ilçe yüzölçümününün yüzde 10’unun satışını düzenlemesinde “özel mülk sınırlaması” yapıldı. Tasarının görüşmelerine başlanmadan önce AKP grubunun önceki gün kabul edilen birinci maddenin tekrar görüşülme istemi kabul edildi. Yasalaşan düzenlemeye göre yabancı uyruklu gerçek kişilerin edindikleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanının “özel mülkiyete konu ilçe yüzölçümünün” yüzde 10’unu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçemeyecek. Maddenin yürürlük tarihi yasadan 6 ay sonra yerine 3 ay sonraya alınırken şirketlere taşınmaz satışına ilişkin yürürlük tarihi ise yasanın yayımı tarihine getirildi. Görüşmeler sırasında CHP’li Dilek Akagün Yılmaz, bir vatandaşın Atatürk fuları taktığı gerekçesiyle TBMM’ye alınmamasını protesto için kürsüye Atatürk fularıyla çıktı. ? Konya Valisi: Toplu gösteri yok 19 Mayıs statta değil caddelerde BARIŞ YAMAN KONYA Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın, stadyumlarda değil caddelerde Cumhuriyet bayramlarının kutlanıldığı şekilde yapılacağını, toplu gösteriler yerine halkoyunlarının sergileneceğini açıkladı. Danıştay 10. Daire Başkanlığı, Konyalı bilgisayar programcısı Alper Ayhan’ın avukatı Ahmet Gürol Şağban aracılığıyla yaptığı müracaatın ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın bayramın başkent dışında sadece okullar ve öğrenciler ile kutlanmasına ilişkin genelgesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı almıştı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear