29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2012 SALI 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara Y 22 25 26 23 23 24 25 24 20 22 22 22 26 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB Y Y Y PB Y PB Y Y Y Y Y 24 23 22 24 27 26 26 28 24 20 18 17 17 Oslo Y Helsinki PB Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin B Budapeşte B Madrid A Viyana B HABERLER 13 15 16 13 13 12 13 14 19 19 18 28 20 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB Y PB Y Y B PB B PB Y Y A A 20 20 22 25 18 17 35 32 24 26 28 32 30 Ülke genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Eskişehir, Ankara, Kayseri, Sivas, Hatay, Tokat çevrelerinin sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada konuşmalarıyla beslememiş ve sanki toplumda huzuru ve barışı sağlamış gibi… …yakın gelecekte mutlaka gerçekleşeceğini söylediği başkanlık sistemiyle huzurlu ve barışçıl demokrasi vaat ediyor. Son derbi maçından sonra elbette onaylanması olanaksız olayların temelinde, RTE’nin kitleleri birbirine düşüren davranışlarının, her Allah’ın günü karşı görüşlere ağzına gelen ağır ifadelerle saldıran konuşmalarının etkisi yok mu? Parlamento içi ve dışı muhalefete, muhalif medyaya, yazarlara on yıldır bir gün olsun ılımlı birkaç cümle söylediğine tanık oldunuz mu? Toplumu önce laikler laikliğe karşı olanlar, dinsizler dinciler diye bölmeye başlayan RTE; zaman içinde diğer temel konularda da bölücü karakterinin gereğini yerine getirdi, getirmeye devam ediyor. Olayların temelinde RTE’nin iktidar olduğu 2002’den beri karşı görüşlerin birbirini düşman görmesine önayak olan bölücü davranışları yatıyor. Böylece balık baştan kokar özdeyişi gerçekleşiyor! ??? FB, 3 Temmuz’da şike soruşturmalarının başladığı günden bu yana, bir yıla yakın bir süredir sürekli suçlayıcı davranışlara hedef oldu. Yöneticileri, futbolcuları ve… FB’ye inanılmaz bir sevgiyle bağlı olan taraftar, bir yıla yakın süredir sinir savaşı veriyor. Aylardır öteki kulüplerden, gazeteler ve TV’lerdeki spor programlarından gelen saldırıları, tek şike zanlısı FB olduğunu kanıtlamayı görev bilen yayınları, söylemleri; FB’nin yöneticisi de futbolcusu da ve taraftarı da sineye çekmeyi başardı. Maç sonrası FB taraftarının tümüne mal edilemeyecek olayları yaratan küçük sayıdaki holiganlar; ne yazık ki FB’ye bütün yazarların layık gördüğü başarıya gölge düşürdüler. ??? Kupa gerginliğinin saldırganlığa dönüşmesinde medyanın payı yok mu? Olaylarda medyanın gerginliğe prim veren tutumu etkili olmadı mı? On gün, hatta bir ay önceden gazete ve spor haberleri, programları derbinin dostluk şöleniyle geçmesini telkin edeceği yerde, gerginliğin artmasını, olası kimi olayları teşvik eden yayınlara ara vermediler. Somut örnek: Çalıştığı kanalı babasının çiftliği gibi kullandığını yayın yönetmenini açık ekranda azarlayarak kanıtlayan; maçtan önce, taraftarları yatıştıracak yayın yapacağına, derbinin “kanlı mı kansız mı” olacağından söz eden… ...tarafsızlık yanlısı görünmeyi, iktidarı, hele RTE’yi rahatsız etmemekteki ustalığını, ne çare futbol alanında gösteremeyen… …Kanal D’ye GS forması giydiren bir “anchorman”: Mehmet Ali Birand! Şimdi yazılarında, ekranda tanık rolü kesiyor! Maç sonrası olayların yaşanmasında medyanın sorumluluğunu sorgulayan da yok! ??? Olayların başlamasıyla birlikte GS’nin, hangi duygusal ve kuralsal gerekler nedeniyle olursa olsun hak ettiği kupayı FB Saracoğlu Stadı’nda almasını sağlamak amacıyla... …vali, Emniyet sorumluları, kulüplerin başkanları, yöneticileri bir araya geliyor, saatlerce arayıp bulamadıkları çözüm, Rize’deki Başbakan’dan geliyor: GS kupayı Saracoğlu’nda alacak! Şu halimize bakın. Futboldaki gerginliğe çare aranmasını sürekli yineleyen kulüplerin yetkilileri, TFF, vali ve diğer yetkililer iki saat tartışıyor, uzlaşamıyorlar. Emir Başbakan’dan valiye. Uzlaşmazlıklar cebe. GS kupayı Saracoğlu’nda kaldırıyor. Ertesi günü terörün tribüne yayılmasını lanetleyen, FB’li izleyici kadınlara yüklenen Başbakan ile; Trabzon maçında FB’li futbolculara reva görülen taşlı bıçaklı, küfürlü, hatta sahaya inen, FB takımının havaalanına bile polis araçlarıyla gitmesini sağlayan taraftar olaylarına gıkı çıkmayan aynı Başbakan! Futbolun içine düştüğü kargaşayı, son olarak kupa sorununu bile uzlaşmayla çözemeyen bir toplum, RTE’yi demokrasiye zorlayacak ha? Herhalde balık kavağa çıktığı zaman! Anayasayı yazmaya ortasından başladılar... Çünkü anlaşamadıkları; devletin temel esasları, laiklik, Türklük, Atatürk ilkeleri baş kısımda... Çağdaş yaşam ilkeleri sonlarda... Ortası kalıyor... Yazıyorlar... ? Böylece ortasında uzlaşılmış bir anayasa olur ki... Kenarlarını AKP sonradan koyar... Size soracak değil... ? Tüm bu yapılan toplantılar, çağrılar, çalışmalar, komisyonlar, uzlaşma numaraları... Tümü, yeni anayasa uzlaşı ile yapılıyormuş havası vermek için... Dış dünyayı ve Türkiye’yi kandırmak maksat... O kadar... ? Niçin size danışsın?.. Ya da neyi size danıştılar şimdiye kadar mesela?.. ? Bir tek “tutuklu milletvekillerinin salınması” konusunda uzlaşı sağlandı Anayasanın Ortası... dediler... Kâğıtlar imzalandı, televizyondan millete kâğıdı gösterdiler... Baktık; A4 kâğıdı... Üzeri yazılı... Bu arada; ne kadar hırsız varsa sıvıştı, Hizbullah tüydü, Deniz Feneri yırttı, Sivas’ta insan yakanlar kurtuldu... Milletvekilleri hâlâ hapiste... Kâğıdı ise gören yok... ? Dönüyorum başa... Yazımına ortasından başlanan ilk anayasa bu... Diyelim ki siz doktora gittiğinizde, ağrımayan yerlerinizi sayıyorsunuz zaten... Ki doktor söylemediğiniz yerin ağrıdığını anlasın... Anayasanın önce ortasını yazmalarının nedeni; muhalefet o masada daha uzun süre otursun, sanki anayasa “uzlaşı ile” yapılıyormuş gibi olsun... ? Sonra?.. Ortasını yazdıktan sonra, sıra iki ucuna geldiğinde, yani önümüzdeki günlerde önce CHP, peşinden BDP anayasa uzlaşı komisyonunu terk edecekler... Göreceksiniz... Figüranlık rolleri bitmiş olacak... AKP, kurduğu düzenin anayasasını tek başına yapacak size... ? Bence... AKP bu ülkeye anayasa yapmamalı... Eğitim, medya, laiklik, demokrasi, özel yaşamın gizliliği, adil yargılanma hakkı gibi en temel ilkeleri yok edene... Korku, dehşet, kin ve nefreti egemen kılana anayasa yaptırılmaz... Yoksa ne diyeceksiniz?.. “Anayasanın ortası da bizim” mi?.. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Fransa’daki iktidar değişiminin ardından Füle’nin ziyareti önem kazandı AB ile kritik temas BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde Nicolas Sarkozy’nin koltuğunu kaybetmesinin ardından Türkiye’nin AB ile müzakerelerinin yeniden canlanması için umut ışığı ortaya çıktı. TürkiyeAB ilişkilerindeki sıkıntının aşılması için ilk adım Brüksel’den geldi. Ankara, Sarkozy’nin devre dışı kalmasından sonra Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin 17 Mayıs’ta Türkiye’ye yapacağı ziyarete büyük önem veriyor. Ziyaret sırasında daha önce açıklanan ‘Pozitif Gündem’in ilk lansman toplantısı gerçekleştirilecek. Pozitif Gündem ile de halen askıda olan önemli 8 müzakere başlığında, Türkiye ile AB müzakereler sürüyormuş gibi teknik çalışmaları sürdürecek. Siyasi tıkanıklık aşıldığında, Türkiye birçok başlıkta müzakereleri kapatmaya yaklaşmış olacak. Pozitif Gündem adımı ile birlikte ABTürkiye ilişkilerine ve katılım sürecine yeni bir nefes katmak için gerçekçi ve uygulanabilir bir yol oluşturmak için zemin aranacak. Bu yeni adım çerçevede şimdilik 8 fasıla yönelik çalışma grubu oluşturulacak. Komisyon birimleri, müktesebatla ilgili tüm gelişmeler hakkında Türk ma kamlarını bilgilendirmek üzere toplantı düzenleyecek. Pozitif Gündem’in diğer sahalarında da çalışmalar yapılacak. Örneğin enerji ile ilgili olarak Türkiye ve komisyon, yoğunlaştırılmış işbirliği için atılması gereken somut adımları tespit eden yol haritasını bu ay itibarıyla çizmiş olacak. Pozitif Gündem adımı ile birlikte Türkiye’nin AB üyelik adımları Rumların dönem başkanlığı sırasında da sürmüş olacak. Türkiye, Rumları muhatap almadan AB Komisyonu ile çalışmalarını yürütecek. Bu çerçevede Türk vatandaşlarına vize muafiyeti konusunda diyalog ilerletilecek. ÖN KOMİSYON KURULUYOR Arif Sağ’a pasaport eziyeti Haber Merkezi TürkiyeHollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı etkinlikleri kapsamında konser vermek için Amsterdam’a giden ünlü sanatçı Arif Sağ, burada pasaport polisinden gördüğü muameleyi protesto ederek havaalanından geri döndü. Kültür ve Sanat Vakfı’nın Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 400. yıl etkinliğinde Promanade Orkestrası ve şehir korosu ile birlikte başkent Amsterdam’da sahne almak için Hollanda’ya gelen sanatçı Arif Sağ, Schiphol Havalimanı’ndan aynı uçakla geri dönerek Hollanda’yı protesto etti. Pasaport polisinin kenArif Sağ disini sorguya çekmesine tepki gösteren Arif Sağ, “Hollanda’yı protesto ediyorum, birkaç gün önce de prova için geldiğim bu ülkede bana aynı muameleyi yaptılar, o zaman geri dönmemiştim fakat şimdi geri dönüyorum” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, yargılama sürelerinin uzunluğu ve mahkeme kararlarının geç veya kısmen icra edilmesi ya da icra edilememesi nedeniyle tazminat ödenmesine dair bir tasarının Bakanlar Kurulu’nun gündemine sunulduğunu söyledi. Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklama yapan Arınç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından yargılama sürelerinin uzunluğu ve mahkeme kararlarının geç veya kısmen icra edilmesi ya da icra edilememesi nedeniyle tazminat ödenmesine dair bir kanun tasarısının kurul gündemine sunulduğunu söyledi. Düzenlemenin olumlu bulunduğunu açıklayan Arınç, “Bu tasarıyla AİHM’ye yapılmış başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne ilişkin esas ve usuller benimsenmektedir. Türkiye’de bir ön komisyon kurmak suretiyle AİHM’ye gitmeden buraya yapılacak başvuruların 5 kişilik bir komisyon tarafından değerlendirilmesi ve bu komisyon kararının kesinleşmesiyle de ödeme yapılmak suretiyle AİHM’ye yoğun biçimde dava açılmasının, buradan Türkiye’nin mahkum edilebilecek kararlara maruz kalmasının önlenmesi düşünülüyor” diye konuştu. Arınç, Türkiye’nin bu kapsamdaki 47 ülke içinde ikinci sırada olduğuna dikkati çekerek düzenlemenin temmuz ayından önce yürürlüğe girmesi durumunda TürkiyeAB üyelik sürecine önemli katkı yapacağını vurguladı. Arınç, cumartesi akşamı Fenerbahçe Galatasaray maçı sonrası çıkan olaylarla ilgili olarak, “Fevkalede yakışıksız bir olay. Bu ve buna benzer olaylarda, sporda şiddetle ilgili kanunun tam olarak uygulanması gerektiğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu. ‘Az değilsiniz, çekimser olmayın’ Bilkent ve Başkent üniversitesi öğrencileri, yazarımız Bekir Coşkun’a destek ziyaretinde bulundu. Yeni anayasa yazım süreçleri ile ilgili bir soru üzerine Coşkun, “Türk milliyeti böyle seyirci olduğu, böyle kenarda kaldığı sürece anayasalarını hep başkaları yapar. Başkalarının yazdığı anayasalar da hiçbir zaman üzerine oturmaz” dedi. CHP’nin tepeden tırnağa gençlere ihtiyacının olduğunu dile getiren Coşkun, “Bizim Cumhuriyetimiz zor günler yaşıyor. İnsanlar korkudan Atatürk rozeti taşıyamıyor. Hangi partiden olursak olalım. Aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, asker olmayanın da cepheye koşması gibi, partili olun olmayın, asker olun olmayın koşun. Az değilsiniz. Çekimser olmayın. Yapmak zorundasınız” diye konuştu. Coşkun son olarak gençlere, “Bir tarafta çağdışı bir tutum, bir tarafta ise çağdaşlık var. Güç sizden yana” dedi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ AİHM davalarına karşı önlem Ceza Mahkemesi’nin bu talebi, Ergenekon’a bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Gerekçesi de şöyle kayda geçti: “2. Ergenekon davasının gelmiş olduğu aşama dikkate alınarak...” Bu gerekçeden sanıklar da şu çıkarımı yaptı: “Demek ki, mevcut davada önemli bir yol alındığı düşünülüyor. Demek ki, bu dava kendi içinde ayrıca sonuçlandırılacak.” Nisan ayında yeni kararlar alındı: İnternet Andıcı davasının İkinci Ergenekon ile birleştirilmesine... Birini Ergenekon’un ikincisi ile birleştirilmesine... Böylece 16 iddianame bir torbaya konmuş oldu. Hangi dava hangisinin içine girdi diye düşünürken 7 Mayıs’ta bir karar daha açıklandı: Daha önce İkinci Ergenekon’la birleştirilmemesine karar verilen Şile kazıları davasının da aynı çuvala konmasına... Etti 17 iddianame... ??? Bu çuvaldan her şey çıkar, hukuk çıkmaz. Çıksa çıksa, hukukun canı çıkar. İkinci dava için arada bir okurla paylaştığım basit bir hesap vardı. Türkiye’deki ağır ceza mahkemeleri bir dava için yılda ortalama 4 duruşma yapıyorlar. İkinci davadaki 175 duruşma, bu hesapla 40 yıllık yargılamaya karşılık geliyordu. İddianameler birleşince daha önce hangi dava için kaç duruşma yapıldığını hesaplamaya çalıştık. İşin içinden çıkmak çok zor oldu. Kesin olmayan hesaplamayla bir çuvala konan 17 iddianame ile ilgili 500’e yakın duruşma yapıldı. Geleneksel yargı sistemimize göre 120 yılı aşan bir yargılamaya karşılık geliyor. 17 davanın hiçbirinde “esas hakkında mütalaa” aşamasına gelinmedi. O noktaya ulaşılınca 17 davanın 260 sanığının tek tek son savunması alınacak. Ardından delillerin değerlendirilmesine geçilecek. Ya da tersi olacak. Zira “usulü” mahkemenin kendisi belirliyor. Kendi oluşturduğu usulü de isterse değiştirebiliyor. 17 davanın sadece iddianame sayfası 7 bini aşıyor. Delillerin toplamının milyon sayfayı geçtiği kesin. Her duruşmada ek dosyalar istendiği dikkate alınırsa bu rakam ikiye katlanabilir. Dahası var... Davaları aynı çuvala koyma mantığına bakıldığında, buna yeni iddianameler eklenebilir. Zira, sanıklar kendi arasında hiç konuşmasa bile cep telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal vermesi “bağlantı” sayılıyor. ??? 7 Mayıs’ta başlayan birleştirilmiş davanın sanıkları ilk kez bir araya geldiği için ilginç görüntüler vardı. Her iddianamenin sanıkları kendi aralarında kümelenmiş, ötekilere bakıyordu. Çoğunlukla her biri kendisini ötekinden çok farklı görüyordu ama, kaderleri ortaktı! İnternet Andıcı sanıkları daha kendi davalarının sırrını çözemeden onlarca yeni sanıkla yan yana olmanın tedirginliğini yaşıyordu. Adı doğrudan ya da dolaylı olarak Danıştay cinayetine ve Cumhuriyet’in bombalanmasına karışmış olan sanıklar, ortadaki karmaşayı bana anlatmaya çalışıyordu. Büyük çoğunluğunun ifadesi birkaç kez değişmiş. Her değişiklik sadece kendisini değil, onunla birlikte yargılananları da bağlıyor. Aralarında tutuklanan, serbest bırakılan, sonra yeniden tutuklananlar var. Muvazzaf subaylardan biri daha önce yabancı ülke temsilcileriyle ilişkilerden sorumlu makamlarda görev yapmış. “Kendimi bir an farklı ülkelerden insanların katıldığı bir toplantıda hissettim. Öylesine farklı insanlar bir araya getirilmiş” diyor. İddianamelerin içeriği birbirine sanıklardan daha yabancı. Sanıkların çoğu, iddialardaki gerçeği aramadan önce kendini arıyor; neredeyim diye. Görünümün özeti şu: İddiaların tümü bir çuvala konmuş ve hukuk çuvallamış durumda... Maç mı, Çakma Gladyatör Dövüşü mü? ? Baştarafı Arka Sayfada Top yok ortada. Hakeme bile sinir geldi. 2025 dakika bu böyle sürüyor. Volkan’a “Bak Fener’in kara derili oyuncusuna, hakem dışarı atacak” diyorum. Birden uzmanlaştım, kara derili oyuncu kırmızı kart yiyip dışarı atılıyor ve çıkarken yaptığı hareketler öyle çocukça ki, bu adam nasıl buralara gelmiş, herkes şaşıp kalıyor. Oh, neyse ilk yarı bitti. İkinci yarı daha beter bir gladyatör dövüşü. Bir ara karizmatik hakemimiz elinde sarı kart, ilkokul çocuklarını azarlayan bir öğretmen pozunda, Fenerli oyunculara sırayla kart göstermez mi, karizma bir anda silinip gitti. Uzatmalarda bizim Volkan dışarı çıkıyor; dayanamayacak, ya bir gol yersek?.. Ben de yerimde duramıyorum. Dakikalar geçmek bilmiyor. Oh, hakemin bitiş işareti ve Terim’in gevşeyen yüzü. Şampiyonuz! Volkan “Işıl Abla senin ilahi adaletin tuttu” diyor. “Yok be Volkan” diyorum, “bu gece bu şampiyonluk Galatasaray kalecisine çok şey borçlu”. Kafeden çıkıp ayçekirdeği kabuklarından oluşan küçük dağları aşıp hastaneye dönüyoruz. HSYK’nin raporlarını gerçekçi bulmadığı hâkim görevi bıraktı Eleştiri dolu istifa Haber Merkezi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) boyun ağrıları nedeniyle aldığı raporları gerçekçi bulmayarak Üsküdar’dan Gaziantep’e atadığı hâkim Ayşegül Aksu, beyin tümörü teşhisiyle ameliyat olup sağlığına kavuştuktan sonra eleştiri dolu dilekçeyle istifa etti. İstifasını “adalet.org.tr” internet portalında duyuran Aksu, “Çok sevdiğim mesleğimden kurulun keyfi uygulamaları nedeni ile ayrılmak zorunda kaldım. Boyun eğmektense boynumu vermeyi tercih ettim” dedi. Aksu, HSYK’ye gönderdiği dilekçesinde “Bir yargıcın, adli, idari soruşturma ve inceleme geçirmeksizin 7 ay gibi bir süre içerisinde iki defa tayinin yapıldığı yerde yargıçlık teminatının sona erdiği çok açıktır. Demokratik, laik hukuk devleti üstünlüğü ilkesine gönülden inanan gerçek bir yargıcın yapması gerektiği gibi HSYK’nin bu haksız, hukuksuz, kanunsuz ve keyfi uygulamalarından dolayı istifa ediyorum” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear