29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2012 SALI 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, ‘Süt üzerinden fırsatçılık yapılıyor’ diyen Erdoğan’a hastalanan çocukları hatırlattı: Fenerlileri Anlamak Cimbom’un şampiyonluğu dolayısıyla tüm Galatasaraylıları kutluyorum. Maçtan sonra, Şükrü Saracoğlu stadının içinde, çevresinde ve tüm Kadıköy yakasında meydana gelen olayların çok üzücü olduğu yadsınamaz. Herhalde Fenerbahçe taraftarı bunlardan dolayı kutlanmayı hak etmiyor. Ancak burada, bir noktayı görmek zorundayız. Taraftarların hiçbirinin diğerinden farkı yok. Futbolun ve toplumun genel düzeyinin bir yansımasıdır yaşananlar. 12 Mayıs günü meydana gelen olayları anlamak için yalnızca Şükrü Saracoğlu’nda olanlara değil, aynı zamanda olmayanlara bakmak gerek. Olanları ekranlardan, basından izledik. Peki ya olmayan? Onun farkında mıyız? O gün en önemli eksik, şeref locasında Galatasaray Kulübü Başkanı’nın yanında oturması gerekirken, Metris’teki koğuşunda yatmakta olan Aziz Yıldırım’dı. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Türkiye Futbol Federasyonu’nun maçlarda sahaya yansımış şike olmadığını bildirmesine rağmen, hâlâ içeridedir. Şike yoksa, Aziz Yıldırım bunca zaman niye yattı, hâlâ neden yatıyor? Aziz Yıldırım içeride haklı olarak yatıyorsa, şike olduğuna dair çok kuvvetli şüpheler var demek. O zaman da UEFA’nın şike şüphesinin bile yaptırımsız kalmaması talebi ortadayken, bu ne? ??? Şimdi denecek ki, şampiyonluğu bileğinin hakkıyla kazanmış bir takıma karşı yapılan gösteriler, yakıp yıkmalar, ona kupasını vermemeye kalkmalar, yukarıdaki gerekçelerle haklı gösterilemez. Evet gösterilemez. Ama 12 Mayıs günü meydana gelen olayların çirkinliği de Aziz Yıldırım’ın, dolayısıyla Fener’in uğradığı haksızlığı gideremez. Kaldı ki, burada Fenerbahçelilerin tepkilerine hak vermekten söz etmiyoruz, yalnızca bu büyük tepkilerin ardındaki nedenlerin bir kısmını gözler önüne seriyoruz. O nedenler olmasaydı da bu tepkiler belki olacaktı savı, o nedenlerdeki haklılığı ortadan kaldırmıyor. Evet artık açıkça söyleyebiliriz ki, Fenerbahçeliler, Başkanları Aziz Yıldırım’ın şahsında haksızlığa uğramışlardır. “Dava bitmeden bunu nasıl rahatlıkla söyleyebiliyorsun?” diyebilirsiniz. Şurası kesin ki, şimdiye kadar, 10 ayı geçen tutukluluk yoluyla hapislik süresini haklı gösterecek bir delil ile karşılaşmış değiliz. İnsanları tutuklayarak içeri atanlar, bu sonuca yol açan dosyalarını, suçlamalarını iyi oluşturmak zorundadırlar. Ortada böyle bir durum olmayınca Fenerliler haksızlığa uğramanın infiali içindeler. Bir Galatasaraylı olarak, 12 Mayıs tepkilerine değilse bile infiallerine hak veriyorum. ??? Türkiye, demokratik güvencelerin sürekli çiğnendiği, egemenin bir sabah kalktığında aklına esen yüzünden insanlara acı çektirilen bir dikta diyarı haline gelmiştir. Şike olayında yaşanmış olan da budur. “Futbol dünyası da bizden sorulur” zihniyetiyle harekete geçenler, yaptıklarının vahametini anladıktan sonra, çark etmişler, ama durumu temizlemeyi başaramamışlardır. Türkiye’de yargının siyasal iktidardan bağımsız olmadığını bilenler, nelerin döndüğünü farkındadırlar. Aynı siyasi iktidar, şike olayından çark etmek için, dediğinin milim dışına çıkmayacak olan bir TFF ile olanları örtbas etmeye çalışmaktadır. Kısacası bulunan çözüm şu: Demirören var, şike yok. Yıldırım Demirören, özerk futbolun özerk başkanı olarak, 12 Mayıs 2012’de ancak Başbakan’ın talimatı üzerine Gatasaray’a kupasını verebilmiştir. Türkiye’de şike olayından dolayı Fenerbahçeliler kendilerini haksızlığa uğramış hissediyorlar. Haklıdırlar. Şimdi ağza yüze bulaşmış o olayı telafi etmek için yapılanlara UEFA tepki göstererek, Türk takımlarını Avrupa dışında bırakacak. O zaman da haklı olarak Galatasaraylılar tepki gösterecekler. Keşke her ikisi de haklı tepkilerini, daha uygar ve ortaklaşa ortaya koyabilselerdi. Gözümüze bant mı çekelim? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çiftçiler Günü’nde birbirlerine süt ile yüklendi. Erdoğan muhalefeti konu üzerinden “fırsatçılık yapmakla” suçlarken, Kılıçdaroğlu bu konunun polemik konusu yapılmamasını söyleyen Erdoğan’a “Binin üzerinde çocuk hastalanacak, koluna serum takılacak, hastanelere gidilecek; gözümüze bant çekeceğiz, biz görmeyecekmişiz” sözleriyle yanıt verdi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu katıldı. Erdoğan, konuşmasında, ? Çiftçiler Günü nedeniyle Ankara’da düzenlenen törene süt polemiği damgasını vurdu. Erdoğan süt kampanyasına ilişkin eleştirileri fırsatçılık olarak değerlendirip çocuklara ‘sütleri için’ çağrısı yaparken Kılıçdaroğlu, projeyi değil, çocuklara sağlıksız süt verilmesini eleştirdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Binin üzerinde çocuk hastalanacak, koluna serum takılacak, hastanelere gidilecek, biz görmeyeceğiz; gözümüze bant çekeceğiz. Eleştiriyoruz ki bu uygulamayı düzelt” dedi. okul sütü projesine değindi. Türkiye’nin ilçe, belde ve köyleriyle 81 ilinde 32 bin 600 okulda her gün 7 milyon 200 bin süt dağıttıklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Projenin ilk günlerinde 7 milyon 200 bin çocuğumuzdan küçük bir bölümünde süte karşı hassasiyetten kaynaklanan rahatsızlıklar ortaya çıktı. Yani sütlerle ilgili sorun bulunmadığı ortaya çıktı. Buradan çocuklarımıza, velilerimize sesleniyor ve okullarda dağıtılan sütleri gönül rahatlığıyla içmelerini istiyorum. Böylesine kapsamlı bir projede ortaya çıkan ve toplum içinde çok az sayıda olan öğrencilerimizin rahatsızlanması konusunu bir istismar vesilesi yapmak isteyenleri özellikle dikkate almamalarını rica ediyorum.” Erdoğan, sorunun gıda zehirlenmesinden kaynaklanmadığının anlaşıldığını vurgularken muhalefeti “Bu olay üzerinden sergilenen fırsatçılık bütün milletimiz tarafından gayet açık şekilde görülmüş oldu” sözleriyle hedef aldı. Başbakan’ın ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu ise hükümetin tarım politikasını eleştirirken okul sütü projesiyle ilgili Erdoğan’ın sözlerini eleştirdi. Erdoğan’ın bu konunun polemik konusu yapılmaması gerektiğini söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Okullarda süt dağıtılması gerektiğini söyleyen ilk parti CHP’dir. Niye bunu kabul etmiyorsunuz? Ben bunu seçim meydanlarında söylediğim zaman iktidar kanadı, ‘Olur mu efendim o çağ dışı bir şey. Okullarda süt mü dağıtılırmış. Bizim büyük projelerimiz var...’ dedi. Biz sütü yerel yönetimlerin olduğu belediyelerimizde zaten yapıyoruz. Bizim projelerimiz uluslararası ödül aldı zaten. Bizim eleştirdiğimiz konu, niye süt dağıtıyorsunuz değil, verdiğiniz sütün kalitesinden ötürü ben sizi eleştiriyorum.” Hasta hayvanlardan sağlıklı ürünler almanın mümkün ola mayacağını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, süt konusunda yaşanan sıkıntıların bu açıdan da değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, “Biz bunları söylemeyecek miyiz? Binin üzerinde çocuk hastalanacak, koluna serum takılacak, hastanelere gidilecek, biz görmeyeceğiz; gözümüze bant çekeceğiz, görmeyeceğiz. Sayın Başbakan eleştirirsek rahatsız oluyor. Eleştiriyoruz ki rahatsız ol diye, eleştiriyoruz ki bu uygulamayı düzelt diye” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 7 yıldır okullarda süt dağıttığını, tek bir çocuğun hastalanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, belediyenin sütü 37 kuruşa mal ettiğini, bakanlık tarafından dağıtılan sütün maliyetinin ise 53 kuruş olduğunu vurguladı. YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI CHP İSTANBUL Kaset mağduru MHP’den ‘özel hayat’ vurgusu AYŞE SAYIN ANKARA Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yarın yeni anayasanın “temel hak ve özgürlükler” bölümünde hangi başlıkların yer alacağını netleştirerek metin içeriklerinin yazımına geçecek. Temel hak ve özgürlüklerle ilgili 5 bölüm ve 42 başlıkta uzlaşmaya varan komisyona önerilerini sunan MHP’nin bugüne kadar kamuoyuna yansımayan görüşleri ortaya çıktı. Genel seçimler öncesinde parti yöneticileri ve milletvekillerine yönelik “kaset skandalı”yla sarsılan MHP, yeni anayasada “özel yaşamın korunması” konusunda bir dizi öneriye yer verdi. MHP önerileri arasında, “kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği, kanuna aykırı elde edilmiş delilin yetersizliği ilkesi, makul hayatı sürdürme hakkı” kavramlarının yer almasını istedi. MHP ayrıca yeni anayasada, “sanat ve sanatçı haklarının güvence altına alınması”nı istedi. Yarışı Salıcı kazandı ALİ AÇAR Tekirdağ F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 5 aydır “Terör örgütü üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçlarından tutuklu bulunan Grup Yorum’un solisti Seçkin Aydoğan ve bağlamacısı Onur Kaya, “koğuşuna yasadışı poster astığı ve disiplin suçu işledikleri” gerekçesi ile açılan dava nedeniyle Tekirdağ Adliyesi’ne getirilerek infaz hâkimine ifade verdiler. Adliye önünde toplanan 30 kişi, “Grup Yorum’a özgürlük” yazan bir pankart açıp slogan atarak destek verdiler. Aydoğan ve Kaya adliye çıkışında, “Türküler susturulamaz, halaylar sürer”, “Grup Yorum, halktır susturulamaz” sloganları attılar. Jandarmanın geniş güvenlik önlemleri altında cezaevi ring aracına bindirilen Grup Yorum üyeleri, aracın camından kameralara zafer işareti yaptı. (Fotoğraf: AAERGiN AKGÜN) Grup Yorum üyeleri adliyede TSK: Astsubaylar için çalışıyoruz ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, uzman çavuş ve onbaşıların ardından astsubayların özlük haklarıyla ilgili yaptığı açıklamada yetkili makamlara sunulan tekliflere yer verdi. Bu çerçevede, terörle mücadelede aynı görevi yapan personele ödenen tazminatların statü ayrımı yapılmadan eşit miktarda arttırıldığı kaydedilen açıklamada, mahrumiyet bölgeleriyle patlayıcı madde imhası gibi riskli ve özellikli görevlerde çalışan personele statü ayrımı yapılmaksızın tazminat verildiği belirtildi. Astsubaylara, yüksek lisans kıdemi alma hakkı tanındığı ifade edilen açıklamada, “TSK’nin ihtiyaç duyulan ve yetkisi dahilindeki düzenlemeleri yapmaya devam edeceği” belirtildi. Emekli jandarmalar açlık grevinde ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emekli Uzman Jandarmalar Derneği üyesi bir grup, özlük haklarının iyileştirilmesine dikkati çekmek için açlık grevine başladı. Uzman Jandarmalar Derneği Başkanı Adnan Oğuz, Genelkurmay Başkanlığı ile yaptıkları görüşmede tüm personeli kapsayacak çalışma yapıldığı bilgisi aldıklarını ancak Meclis’e gönderilen tasarıda uzman jandarmaların yer almadığını, bunun, hayal kırıklığına yol açtığını belirtti. Oğuz, özlük haklarına ilişkin sorunların Meclis gündemine geleceği güne kadar 7 uzman jandarma emeklisiyle açlık grevine devam edeceklerini kaydetti. CHP İstanbul İl Başkanlığı’na Oğuz Kaan Salıcı yeniden seçildi. 638 delegenin oy kullandığı seçimlerde Salıcı 282 oy, Ali Özcan 158 oy alırken 184 oy da iptal edildi. Seçimin ardından gazetecilere konuşan Oğuz Kaan Salıcı, seçimlerde kazananın CHP olduğunu söyledi. CHP İstanbul İl Başkanlığı 34. Olağan Kongresi’nde önceki gün saat 20.30’da başlayan aday konuşmaları saat 23.45 sıralarında bitti. Konuşmaların ardından Divan Başkanı Engin Altay, sandıkların kurulması için kongreye yaklaşık 30 dakika ara verdi. Bu sırada kurulan sandıklar ve paravanların ardından delegelere anahtar listeler dağıtıldı. Seçim pusulasında il yönetimi ve kurultay aday listelerinin birleşik olarak basılması üzerine Yüksek Seçim Kurulu Hâkimi itiraz etti. Bunun üzerine pusulalar yeniden matbaaya gönderilerek ayrılması gereken bölüm matbaada kesildi. Pusulaların saat 03.30’da yeniden kurultay salonuna getirilmesi üzerine Engin Altay sandık görevlilerine pusulaları teslim etti. Mühürlenen pusulalar delgelere dağıtılırken, saat 04.00 sıralarında oylamaya geçildi. 638 delegenin 10 sandıkta oy kullandığı seçimde, 282 oy alan mevcut başkan Oğuz Kaan Salıcı CHP İstanbul İl Başkanı olurken, diğer aday Ali Özcan 158 oy aldı, 184 oy da iptal edildi. Kongrede, 192 kişi, 40 kişilik il yönetim kurulu; 48 kişi, 9 kişilik il disiplin kurulu ve 724 kişi de 170 kişilik büyük kurultay delegeliği için yarıştı. Toplam 964 kişinin yarıştığı seçimlerin sayımı ise geç saatlere kadar sürdü. Sonuçların belli olmasının ardından gazetecilere konuşan Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’un bugünden (dün) itibaren yeni bir tarih yazacağını ifade ederek, “Sayın Ali Özcan bizim değerli, deneyimli bir partilimiz. Bundan sonraki süreçte onun deneyimlerinden faydalanacağız” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear