25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 NİSAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiçek, tutuklu milletvekilleri için yapılan çalışmaları yorumlamayı erken buldu 5 Demokrat olmak öyle kolay değildir... Bakın, 28 Şubat’ın üçüncü dalgası geldi... Birkaç dalganın daha geleceği kesin... Bazı kendine demokratlar öç almak için yerinde duramıyor... Gözaltına alınıp tutuklanacak olan gazetecilerin adlarını yazıyor... Hani muhafazakâr, liberal demokratlar “intikam duygusu”yla yaşamazlardı! Silivri’de görülen çok önemli davalar sulandırıldı, devlet içindeki çeteler, kontrgerilla, faili meçhuller ortaya çıkarılmadı, bir çuvalın içine ne varsa konuldu... Yalan mı? ??? Demokrasiler laiklik temelinde yükselir... Laiklik olmadan demokrasi olmaz ama demokrasi olmadan laiklik olur. Bunun örneğini askeri darbelerde yaşadık! Hukuksuz demokrasi de olmaz... Adalette eşitlik ve hukukun üstünlüğü demokrasilerde vazgeçilmez bir koşuldur. Askerin salt kışlada tutulması demokrasi falan değildir. Düşünce özgürlüğüne kelepçe vurmak için “suç yaratmak” sivil faşizmde bal gibi görülür, yakın tarihe bakarsanız. Düşünce özgürlüğü önemlidir ve bu nedenle insanlar tutuklanıp zindanlara atılmaz. Yine insanlar habercilik yaptıkları için içeriye atılmaz, yıllarca hapis yatmaz... Türkiye’de “düşünce suçlusu” yaratmak çok kolay... Bugün Ahmet Şık, Nedim Şener, Ragıp Zarakolu salıverildiler... Peki, bu arkadaşlarımız mutlu mu? ??? İçeride Balbay, Tuncay, Soner, Barış, Deniz, Müyesser Yıldız, Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay, Zeynep Kuray var... 100 gazeteci, 500 üniversite öğrencisi var! Mehmet Ağar’ın can güvenliğini düşünen ve özel bir cezaevi bulan devlet, bu insanları bırakın koruma altına almayı, hastaneye bile götürmüyor... Silivri’den söz etmiyorum, Türkiye’deki tüm cezaevleri aynı durumda... Hiçbir ideolojik ayrım yapmıyorum bunları söylerken... Bugün Türkiye’de çok sayıda kişi, asker olsun sivil olsun “eşit yargılama” haklarından yararlanamıyor. Nedense bizim muhafazakâr arkadaşlarımız askerin kışlasına çekilmesini demokrasi olarak görürken, hukukun üstünlüğünü görmezden geliyor... ‘Sorumlu davranmalıyız’ ANKARA (Cumhuriyet Bü sıdır. Biraz bu konularda sorosu) Tutuklu milletvekille rumlu davranmamız gerekir. riyle ilgili muhalefet partilerinin Cezaevi psikolojisinin ne olCMK’nin 100. maddesindeki de duğunu bilirim, çocuklarının, ğişiklik formülü üzerinde uzlaş ailelerinin beklentilerinin ne masının ardından, bundan sonra anlama geldiğini bilirim. Onun atılacak adımlarla ilgili gözlerin için dikkat ederseniz ben sonuç çevrildiği TBMM Başkanı Cemil almadan açıklama yapmam” Çiçek, bu süreçte herkesin daha dedi. Bir hukuki düzenleme yatemkinli ve sorumlu davranma pılacaksa bunun öncelikle sağlıklı sı gerektiğini belirterek “1012 bir hukuki zemine oturtulması ve parça var, ben şimdi bu par alelacele açıklama yaparak, insanları boş yere çaları yan yana geümide kaptırmaktirmeye çalışıyotan kaçınılmasını rum” dedi. Adalet isteyen Çiçek, bu Bakanı Sadullah konuda yapılan Ergin de Çiçek’in açıklamalardan rabaşlattığı girişimin Çiçek, 27 Nisan bildihatsız olduğunu sonucunu bekledikrisi sürecini değerlenifade etti. Çiçek, lerini bildirdi. dirirken, “O gecenin “Bir resim düşüCNN Türk’te kobir kâbus, karanlık nün, 1012 parça nuşan TBMM Başbir gece olduğunu var, tamamını kanı Çiçek, çalışçok net ifade edeyan yana getirip malar sonuçlanmalim” ifadesini kullankoymadığınızda o dan yorum ve dedı. Çiçek, “Dava tablo çıkmaz. Ben ğerlendirme yapaçılırsa müdahil olur şimdi parçaları manın yanlış oldumusunuz” sorusuna, yan yana getirğunu belirterek, “E, o güne gelelim” meye çalışıyo“Çünkü bir işlekarşılığını verdi. rum” dedi. min sonlanması, Adalet Bakanı Sadullah Ergin bir konuda bir neticenin alınması için birden çok faktör ise TBMM Başkanı Çiçek’in varsa faktörler ve aktörler ko başkanlığında bir sürecin işledinusunda uzlaşma belli bir nok ğini, bu işleyiş sırasında zaman taya gelmedikten sonra bunu zaman Adalet Bakanlığı’ndan öyle acur bir davranış ile ka da bilgi istendiğini, görüşlerinin muoyu ile paylaşmak bence alındığını anlatarak, “Sürecin Türkiye’nin geçmişten beri sonunu biraz sabırla bekleyeyaptığı basit siyasetin uzantı lim diyorum” diye konuştu. Hukuksuz Demokrasi Olur mu?.. Son aylarda yeni bir moda çıktı bizim yandaş, candaş, dindaş medya kuşlarının ağzından düşmeyen: “Muhafazakâr ahlak... Liberal ahlak...” Televizyonlardaki tartışma programlarında, gazetelerin köşelerinde hep aynı nakarat: “Bizim gibi muhafazakâr, liberal, demokrat insanlarda intikam duygusu yoktur!” Gerçekten öyle mi? Öç alma duygusu Türkiye’de öyle bir yaygınlaştı ki sormayın. Örneğin emekli Orgeneral Çevik Bir’in gözaltına alınıp sorgusundan sonra tutuklanmasının ardından neler yazılıp çizildi, neler... Emekli Orgeneral Bir, 15 yıldır Türkiye’de yaşıyordu... 28 Şubat postmodern darbesini “demokrasiye balans ayarı” olarak nitelemişti. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu, bu konuya ilişkin önemli bir yazı yazdı Birgün’de... Demokrasinin sabır istediğini, ancak bunun hukuksuz gerçekleştirilemeyeceğini anlatırken somut örnekler verdi. Kaboğlu şöyle diyor: “...Önce Başbakan, 12 Eylül oylaması sonucu yürürlüğe giren anayasa değişikliğiyle açıklamaya çalıştı konuyu. Sonra birçok bakanın demeci geldi ardı ardına. Bir anda hükümet bu konuya kilitleniverdi. Sanki anayasada ‘mahkemenin bağımsızlığı’na ilişkin maddeler (138 vb.) düzenlemeler yürürlükte değil... Onun için ‘Bu bir intikam değildir’ şeklindeki açıklamalar inandırıcı olmaktan uzak.” ??? Ne yazık ki ana muhalefet partisi CHP hep AKP’nin tuzağına düşüyor... AKP, CHP’yi “dinsel alana” çekip sıkıştırıyor... Örnek mi? Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri... 28 Şubat rövanşı, laiklikdinsellik bağlamına oturtulup “uhrevi alan” yaratılıyor. Çevik Bir, 15 yıldır Türkiye’de yaşıyor, kaçmış falan değil. Kaboğlu’nun deyişiyle sanki kaçak Usame bin Ladin yakalanmış gibi, bizim candaş, dindaş, yandaş tayfa zil takıp oynuyor... 30 yıl önce Türkİslam sentezi geçerliydi yaşamın her alanında... Özellikle Doğramacı’nın YÖK’ünde... Şimdi ne geçerli? ‘Karanlık gece’ Gül, Çanakkale’de sahil boyunda yurttaşları selamladı. (Fotoğraf: AA/RIZA ÖZEL) Cumhurbaşkanı Gül: Tümünü TBMM’de görmek isterim MEHMET CELEN ÇANAKKALE Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tutuklu milletvekilleriyle ilgili gelişmelerin sonuç verecek gibi gözüktüğünü belirterek, “Tümünü TBMM’de görmek isterim” dedi. 27 Nisan bildirisinin yıldönümüyle ilgili de, demokrasinin TBMM’de aranması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül’ün, eşi Hayrünissa Gül’le birlikte iki gün sürecek Çanakkale ziyareti dün başladı. Valilikte gazete cilerin tutuklu milletvekilleriyle ilgili sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, tutuklu milletvekilleriyle ilgili görüşünün başından beri belli olduğunu söyleyerek, “Seçilmiş milletvekillerinin tümünü TBMM’de görmek isterim” dedi. 27 Nisan emuhtırasının 5. yılı olduğunun anımsatılması üzerine de, “Meclis siyasi gündemini kendisi takip ediyor. Türkiye’nin genel meseleleriyle ilgili gerekeni yapacağına inanıyorum. Demokrasinin yeri TBMM’dir” yorumunu yaptı. ŞAHİN KIZMIŞ BDP’li başkana ‘karşılama’ incelemesi HAKKÂRİ (Cumhuriyet) BDP’li Hakkâri Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, geçen yıl İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i karşılamaya gitmedikleri için belediye hakkında inceleme başlatıldığını açıkladı. Basın toplantısı düzenleyen Hakkâri Belediye Başkanı Bedirhanoğlu, İçişleri Bakanı Şahin’in geçen yıl 14 Ağustos’ta Hakkâri’ye yaptığı ziyaretten iki gün önce Hakkâri Valisi’nin kendisini aradığını ve Bakan Şahin’i karşılamaları gerektiğini söylediğini anlattı. O dönemde KCK operasyonları kapsamında birçok BDP’linin tutuklandığını anımsatan Bedirhanoğlu, “Sayın Vali’ye İçişleri Bakanı’nı bu sebeplerden dolayı karşılayamayacağımı ifade ettim. Çünkü biz her ne kadar bir hizmet biriminin başında bulunsak da bu hizmet birimi aynı zamanda bir siyasi partiye bağlı bir hizmet birimi olduğu için siyasete de dikkat etmek, onu da göz önünde bulundurmak zorundayız. Bu siyaseten mümkün olmayan bir durumdu” dedi. Bakan Şahin’i karşılamaya gitmediği için aynı gün Hakkâri Valiliği’nden gelen yazıyla belediye ve hakkında inceleme başlatıldığını belirten Bedirhanoğlu, “İçişleri Bakanı döner dönmez harekete geçmiş. Çünkü 15 Ağustos tarihinde belediyemizle ilgili inceleme başlatılması İçişleri Bakanı’nın onayından çıkmış. İnceleme sadece İçişleri Bakanı’nın onayıyla değil, bizzat Başbakan Erdoğan’ın imzasıyla çıkmış” diye konuştu. YDNÕW 7NHWLPL KANTİNİ BOYKOT EDİNCE UZAKLAŞTIRILMIŞTI Yalçın: Müdür beni terörist ilan etti HİLAL KÖSE İsmail Erez Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi Abdülmelik Yalçın, sınıf arkadaşlarıyla birlikte kantin boykotu yaptığı için 5 gün okuldan uzaklaştırıldı. Ortaklaşa kurdukları masada simit, peynir ve meyve suyu paylaşırken ‘suçüstü’ yakalanmışlardı. Yalçın, “Okul yönetimi en çok benim üzerime geldi çünkü ben anarşistim, Hrant Dink yürüyüşüne, Sivas anmasına katıldım” diyor. Kantinin pahalı, yemeklerin bayat oluşundan öğretmenler dahil herkesin şikâyetçi olduğunu söyleyen Yalçın, “Arkadaşlar ‘ne yapabiliriz’ diye tartışırken, dayanışma masası kurmayı önerdim. Herkes çok destekledi. Bildiri dağıttıktan sonra üç gün boyunca savunmalarımız alındı, hakarete, tehdite maruz kaldık.” Yalçın, iki günlük baskı nedeniyle her sınıfa simit dağıtma fikrinden vazgeçtiklerini anlatıyor: “Çarşamba günü, okula gelirken çantamıza koyduğumuz 10 tane simiti ve peynirleri ilk teneffüste hemen masaların üzerine koyduk, tam yemeye başladık ki müdür ve müdür yardımcısı sınıfı bastı. Arkalarında 3 tane sivil polis vardı. Yiyeceklere el koydular... Hrant yürüyüşüne katıldığımı gösteren fotoğrafları, paylaştığım karikatürleri Facebook’taki sayfamdan indirip bir dosya oluşturmuşlar. Annem ve babam mü dürle konuştuktan sonra çok öfkelendiler ancak sonra durumu anladılar. Müdür beni teröristlikle suçlayınca çok korkmuşlar...” İki ay önceye dek bilgisayar başından kalkmayan, ‘etliye sütlüye karışmayan’ biri olduğunu anlatıyor. Web site tasarımlarıyla uğraşırken, dersleri ihmal ettiğini de... Hayata bakışı, mahallesinde, Muhammet Serdar Delice’nin vicdani reddini açıkladığı için tutuklanmasıyla değişmiş. Vicdani reddi araştırırken Lise Anarşist Faaliyet (LAF) ile tanışmış: “Eskiden askere gitmeyenin vatan haini olduğunu düşünürdüm. Okumaya başladım ve değiştim. Bir insanın eline silah almak istememesi çok ilgimi çekti. LAF’ı tanıyınca da ‘artık bu yolda yürüyeceğim’ dedim. LAF’taki dayanışma ve paylaşmayı ailemden sonra başka yerde görmedim. LAF’la tanıştığımdan beri gerçekten çok mutluyum.” Destek yağdı... Siirt doğumlu Yalçın, 9 kardeşin 7. sırasında. Ailesinin bu yeni politik durumuna alışamadığını söylüyor. Televizyona çıktıktan sonra ise pek çok kesimden destek mesajları almış. Yüzlerce kişinin anarşizm algısını değiştirmiş: “Öğretmenlerden çok mesaj aldım. Biri ‘Senin gibi öğrenci yetiştiremediğim için üzülüyordum artık bir 30 yıl daha çalışabilirim’ dedi. Kitap önerisi isteyenler var.” C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear