25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 NİSAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 Anadolu popun Replikas hali ? Anadolu pop dönemi Replikas için yenilikçi ve çağdaş. Uzun süredir beklenen yeni albüm 60’lar ve 70’lere selam ediyor ve ‘Biz Burada Yok İken’ kimler varmış bu topraklarda diye soruyor. AYŞEGÜL ÖZBEK Replikas’ın arşiv niteliğindeki yeni albümünün ilk konseri bugün Salon’da ‘Kolayca Yayımlatan’ Yazarlar Genç bir şairle tanıştım geçen hafta. Üç dergide şiirleri yayımlanmış. “Merhaba” bile demeden ilk sözü “Sizin kuşak ne kadar şanslı” oldu. “Neden?” diye sordum. “İlk kitaplarınızı bile kolayca yayımlattınız. Ben şiir kitabımı bir yayınevine önerdim. Reddettiler. İnsanda şiir yazma hevesi bırakmıyorlar. Ne yapmamı önerirsiniz?” “Hevesle birlikte şiiri de bırakın” dedim. “Yazdıklarınızı da yırtın atın.” Yüzüme baktı uzun uzun. “Sizin kuşak ne kadar şanslı” diye tekrarladı. Bir şey söylemedim. Ezra Pound’un şiiri geldi aklıma. Şöyle bitiyordu: “Ey Mercury, bir tütüncü dükkânı ver bana Ya da hangi mesleğe yazarsan yaz İnsana her zaman beyninin gerektiği Şu kahrolası yazarlık mesleğinden başka.” Ama hangi mesleğe yazılırsa yazılsın, Pound’un yazmayı bırakmayacağı kesindi. ??? Bizim “şanslı” kuşağı düşündüm sonra. İlk kitaplarını kolayca yayımlatan kuşağı. Benim ilk kitabım “a dergisi yayınları” arasında çıkmıştı. Derginin giderlerini Onat Kutlar, Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Doğan Hızlan, Konur Ertop, Erdal Öz, Ferit Öngören, Demir Özlü ve ben karşılıyorduk. Ayda onar lira vererek. Edip Cansever de, “iş güç sahibi” olduğu için ayda otuz lira veriyordu. Kitapların basım giderlerini yazarların kendileri ödüyordu. İlk kitabımın, “Soğuk Otların Altında”nın basımı Ataç Kitabevi’ne çevirdiğim “Kırmızı Yapraklar”dan (William Faulkner) aldığım ücretle karşılanmıştı. Onat “İshak”ın, Adnan “Panayır”ın basımını cepten ödemişti. Cemal… Cemal Süreya, “Üvercinka”nın basılabilmesi için Yeditepe Yayınları’na 750 lira vermiş, parasını kitap satıldıktan sonra geri almıştı. Kemal Özer’le Edip Cansever de öyle. Ercüment Uçarı, ilk şiir kitabının, “Cümbüşçübaşı”nın yayımlanması için Seçilmiş Hikâyeler’e 500 lira vermişti. Yayınevi, yazarın parasını 1 lira fiyatla satılan kitabından kendisine 500 tane göndererek ödemişti. İkinci, üçüncü kitaplarımın giderlerini de ben karşıladım. Sonunda Memet Fuat, “Virgülün Başından Geçenler”i sahiplendi de kitap “de yayınları” arasında yer aldı. Bizim kuşaktan sadece Erdal Öz şanslıydı. İlk kitabı “Odalarda” Varlık Yayınları arasında çıktı, üstelik Yaşar Nabi telif ücreti de ödedi kendisine. İlk kitaplarını kolayca yayımlatan bizim şanslı kuşak böyleydi işte. ??? Bu tür çileler sadece bizim ülkede çekilmiyor. Bazı yabancı yazarları düşünüyorum. Sözgelimi, edebiyatın doruklarındaki James Joyce’u. Yazarın “Dubliners” (Dublinliler) adlı öykü kitabı, tam 22 yayıncının kapısından dönmüştü. 23. yayınevi kitabı basmayı kabul etti. Richard Bach’ın ülkemizde de ilgi uyandıran “Jonathan Livingstone Seagull”ını (Martı) 18 yayınevi geri çevirdi. Sonunda Macmillan yayımladı kitabı. Bach’ın adı uzun süre “bestseller” listelerinin tepesinden inmedi. Çok satan başka kitaplara bakalım. Satışı 40 milyona ulaşan “Tavuk Suyuna Çorba” dizisinin ilk kitabı “Chicken Soup for the Soul” 33 yayınevi tarafından reddedilmişti. Richard Hooker’ın “M*A*C*H”i 22, Thor Heyerdahl’ın “KonTiki”si 20, Irving Stone’un “Lust for Life”ı (Yaşamak Hırsı) 17, Frank Herbert’in “Dune”u 13 yayınevinin kapısından döndü. Bizim genç yazar ise ilk kitabı (üstelik şiir) bir yayınevi tarafından reddedilince yazmaya küsüyor. Yayımlatmak “zor zanaat”. Ama yazmak daha da zor. Anadolu pop, her zaman bu toprakların müziğinden ilham alan Replikas dinleyicisine yabancı değildir. Yıllardır her konserlerinde bir tane de olsa çalarlar. Ada Müzik’ten çıkan yeni albümleri “Biz Burada Yok İken” köklere doğru yapılmış bir yolculuk gibi. Ama az gidilen yolu tercih etmişler yine. Zira albümde alışkın olduğumuz o bilindik, çok cover’lanmış Anadolu pop parçaları yok. Albümün ismi de bir Karacaoğlan dizesine gönderme yapıyor: “Sual eylen bizden evvel gelene. Kim var imiş biz burada yoğ iken.” Hatırlatmakta fayda var albümün kendisi başlı başına arşivlik. Murat Meriç, her şarkı için kaleme aldığı yazıların dışında Anadolu pop tarihini de kısaca özetliyor. Erkin Koray, Ersen ve Dadaşlar, Silüetler, Moğollar, Haramiler gibi isimlerin 6575 yıllarını kapsayan şarkılarının yer aldığı albüm her anlamda bir keşif. “Biz Burada Yok İken”, yakın zaman önce Replikas’ın uzun yıllar çaldığı Peyote’nin müzik direktörü, bu albümün de seyrini merakla takip eden Hakan Orman’a adanmış. İki türlü bir saygı duruşu... İlk konser bu akşam 22.30’da İKSV Replikas; Barkın Engin, Orçun Baştürk, Gökçe Akçelik, Selçuk Artut ve Burak Tamer. kayıtta Cahit Berkay stüdyoda Replikas’a “Ölüm Allah’ın Emri” şarkısında yaylı tamburla eşlik eden Cahit Berkay, topluluğu çağının müziğini yapan başarılı bir grup olarak görüyor. “Sanırım ‘Cahit Ağabey de bizimle bütünleşecektir’ diye düşündüler ve ortaya güzel bir müzikal çalışma çıktı” diyor ve ekliyor “Kuşağımın bana kattığı, hem türkülerle hem de Batı’dan gelen birikimlerle Replikas’ın da istediği doğrultuda yorumladık şarkıyı. Bence albümde şarkıların çok bilinmesi ya da bilinmemesi önemli değil, taşıdıkları enerji, ruh önemli. Replikas’ta bu enerji var işte.” larken nasıl bir yol izlediniz? Barkın Engin: Anadolu pop demek Altın Mikrofon zamanları bir türküyü Batı enstrümanlarıyla performe etmekti. O aranjmandaki yaratıcılık önemli. Dolayısıyla biz o türküyü kendimize göre sıfırdan yorumlayıp grupların aranjmanını tamamen geri çekmek yerine, onlara ne katabileceğimiz üzerine çalıştık. Orçun Baştürk: O dönem yapılan müzik ve düzenlemeleri yenilikçi, çağdaş buluyoruz. Türk müziğinin ilerlemesine de önemli katkıları var. Cem Karaca, Ersen gibi baskın vokallerden söz ediyoruz. Aynı şekilde vokal için de ayrıca bir çalışma oldu mu? Gökçe Akçelik: Daha önce kendi şarkılarımızda düşünmediğimiz şeyleri düşünmek zorunda kaldık. Vokallerde çok ciddi bir ön çalışma oldu. Bu çalışmanın vokal anlamında beni bir basamak yukarı çıkardığı Mutluluk ve onur Salon’da. Konserde albümde de yaylı tamburuyla yer alan Cahit Berkay, Tunçay Korkmaz, Ece Özey ve Salih Nazım Peker de sahnede olacak. Bir de Replikas’a saygı duruşu albümü yolda. 2. albümleri “Dadaruhi”nin 10. yılında farklı türde gruplar albümden seçtikleri şarkıları yorumlayacak. Uzun yıllardır konserlerinizde Anadolu pop şarkıları çalıyorsunuz. Albüm sürecinde şarkıları yorum nı söyleyebilirim. 90’larda pek çok popüler isim Anadolu pop şarkılarını yorumladı. Murat Meriç’in de dediği gibi ticari bir durumdu bu. Sizin bu Anadolu pop cover dönemi için yorumunuz nedir? Baştürk: Çoğu enstrümanın canlı çalınmadığı, arada şiirlerin okunduğu fabrikasyon bir dönemdi. Daha çok prodüktörler belirlediği için de duygusal manipülasyona çok yatkındı. Yürümedi de. Artut: Biz bütün bu kirlenmişlik içinde ciddi bir analiz yapıp, neyi alıp nasıl değerli kılarız uğraşı içine girdik. Üzerine düşünülmüş, çalışılmış bir albüm oldu. Şarkıların çoğu pek aşina olmadıklarımız. Seçim süreci nasıl ilerledi? Artut: O zamana dair grup müziği olarak ortaya çıkmış şeyler de bize çok yakın geldi. Stüdyoda çalıp bir şey katamadığımız parçalar da oldu. Bizle örtüşmediğini düşündüklerimizi albüme almadık. Bazen maya tutmuyor. Engin: Bir yandan da içgüdüsel olarak seçtiğimiz şarkılar bunlar. Bizim için satır araları daha önemli. Mesela şu an en aktif ve meşhur olan Mazhar ve Fuat’ın “Türküz Türkü Çağırırız” albümünden “Sür Efem Atını” parçası var. O yıllar henüz Özkan yok. Bu albümü kimse bilmez. Burak Tamer: Belki de o dönemdeki bizim seçtiğimiz parçaların olduğu albümlerin ortaya çıkmasına ya da o şarkıların dinlenmesini, araştırılmasını bile sağlayabilir. Bir başkaydı Ayten Alpman Unutulmaz şarkısı ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ ile hafızalara kazınan ünlü sanatçıyı dün kaybettik Kültür Servisi Türkiye’de caz müziğinde, farklı yorumuyla tanınan Ayten Alpman, dün akşam saatlerinde solunum yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi. 1929 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Alpman, liseden sonra İlham Gencer’in solistlik teklifi ile İstanbul Radyosu’nda programa başladı. Daha sonra Arif Mardin ile tanıştı ve onun yönlendirmesiyle caz şarkıları söylemeye başladı. 1959 yılında ilk plağı “Sayanora/Passion Flower” taş plak olarak yayımlandı. Fecri Ebcioğlu ile birlikte yaptıkları “Sensiz Olamam” ile büyük çıkış yapan Alpman, büyük kitleler tarafından en çok 1972 yılında sözlerini Fikret Şeneş’in yazdığı “Bir Başkadır Benim Memleketim” şarkısıyla tanınıyordu. “Tek Başına”, “Ben Varım”, “Ben Böyleyim”, “O Gün” gibi unutulmaz şarkılara hayat veren Ayten Alpman, en son 1999 yılında en sevilen şarkılarından oluşan albümün ardından 2007 yılında ise hayranlarını şaşırtarak “Bir Başkadır Ayten Alpman” isimli yeni bir albüm çıkardı. Gülsen Tuncer’den ‘Savaşa Hayır!’ konulu şiir dinletisi Arap Baharı’ndan dizelere Kültür Servisi Tiyatro ve sinema oyuncusu Gülsen Tuncer, yarın saat 18.00’de, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusu’nda “Ya Habibi! Bahar Keder Kokuyor” başlıklı “Savaşa Hayır!” konulu bir şiir dinletisi gerçekleştirecek. Dinletiyi, öncelikle Arap Baharı’ndan yola çıkarak Suriye şiirleriyle yapmayı düşünen Tuncer, dinletinin başka coğrafyaları da kapsayarak yeniden şekillenmesi sürecini ise şöyle anlatıyor: “Faslı ozan Muhammed Bennis’in bir dizesi bana yol gösterdi: ‘Bir salkım, taşıdığı tanelerden salkım olur’. Ortadoğu, Afrika, Asya, Orta Asya bir sal kımdır. Taneler özgün ve biriciktir. Ama tek bir asmanın zenginliğindendir. Onun için yönüm bu coğrafyalardan bir seçkiye doğru döndü.” Dinletide Nâzım Hikmet’ten Hz. Ali’ye, Ado nis’ten, Mahmud Derviş’e, Halil Cibran’dan, Tahar Ben Jelloun’a kadar pek çok önemli ismin şiirlerine yer verilecek. Tuncer’e İki Şehir topluluğu müzikleriyle eşlik edecek. Son albümü 2007’de piyasaya çıkmıştı Alpman, 1999’da en sevilen şarkılarından oluşan albümün ardından 2007’de ise “Bir Başkadır Ayten Alpman” albümünü çıkarmıştı. ? Kültür Servisi İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampusu’nda yarın “Gençlik Şenliği” kapsamında Özgür Demir sahnede olacak. Demir’e sahne performansı sırasında Filiz Can sesiyle, Hüseyin Sarısaltıkoğlu gitarıyla, Merve Nuvasil klarnetiyle, Tuncay Korkmaz mızıkasıy Gençler şenliğe! la, Bahadır Ceyhan ise cahonu ile eşlik edecek. Etkinlik kapsamında, dünyanın dört bir yanında bir gün içinde çekilmiş videolardan oluşan, “Yeryüzünde Bir Gün” adlı filmin de dünya prömiyeri yapılacak. Ücretsiz gerçekleşecek konser saat 12.30’da başlıyor. SUDA YAYINLARI’NIN KURUCUSU Orhan Suda’nın tedavisi devam ediyor Kültür Servisi Yazar ve çevirmen Orhan Suda, bir süredir sağlık sorunları nedeniyle İngiltere’deki London University College Hospital’da tedavi görüyor. 1952’de Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde okurken TKP’ye üyelikten sanık olarak tutuklanan Suda, aralarında Reşat Fuat Baraner, Arhavili Mustafa, Cazım Aktimur’un bulunduğu isimlerle birlikte cebahattin Ali Öykü Yarışması’nın Seçici Kurul başkanlığını yapan Suda, 1983’te BBC Türkçe Bölümü’nde program yapımcılığı görevinde bulundu. Orhan Suda’nın çevirileri arasında, Ernest Mandel’den “Marksist Ekonomi Elkitabı” , Karl Marx’ın “Ekonomi Politiğin Eleştirilmesine Katkı” ve E. H. Carr’dan “Bolşevik Devrimi” adlı kitaplar bulunuyor. zaevinde yatmıştı. 1973’te Suda Yayınları’nı kuran Suda, 1974’te Yeni Adımlar dergisini yönetti. İki yıl üst üste düzenlediği Sa C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear