29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale Y İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun Y Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 11 10 12 10 17 15 20 8 7 7 5 5 8 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB B B B B PB PB PB 7 13 0 22 19 18 10 15 9 8 0 1 5 Oslo B Helsinki K Stockholm Y Londra PB AmsterdamY Brüksel PB Paris B Bonn Y Münih PB Berlin Y Budapeşte B Madrid B Viyana PB HABERLER 6 1 6 14 9 12 11 10 6 10 11 18 10 Belgrad PB 10 Sofya Y 8 Roma B 16 Atina Y 15 Zürih Y 10 Moskova B 3 Aşkabat Y 6 Taşkent Y 11 Baku Y 4 Bişkek B 6 Tiflis B 1 Kahire PB 28 Şam PB 20 Ülkemizin kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları Artvin ve Ardahan çevrelerinin yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışlar kıyılarda yağmur ve karla karışık yağmur, iç kesimlerde kar şeklinde olacak. Sabah ve gece saatlarinde İç ve Doğu bölgelerde yer yer sis bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Okula başlama yaşında geri adım atıldı, yeni düzenlemeler gündemde ? Baştarafı 1. Sayfada sağladı, diye övünüyor. Medyamız da siyasal partilerimiz de zımnen de olsa büyük devlet Türkiye olgusunu kabul etmiş görünüyorlar. ABD Başkanı Obama’nın da Türkiye’yi neden ihmal edilmemesi gereken bir ülke gördüğünü dün Hürriyet’te arka sayfalarda yer alan küçük bir haber kanıtlıyor. Haberi okuyalım; ABD Türkiye’nin büyüklüğünü hangi olgulara bağlıyor, görelim: “ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Narkotik Faaliyetler raporuna göre, (1) Türkiye kara para aklamada, özellikle Orta Asya ve Kafkasya’nın yanı sıra Ortadoğu ve Doğu Avrupa için bölgesel finans merkezi konumunda bulunuyor. Türkiye, Güney Batı Asya’dan Avrupa’ya uyuşturucu ürünleri için önemli önemli bir geçiş rotası olmaya devam ediyor. Türkiye’de uyuşturucu dışında, (2) fatura sahtekârlığı ve vergi kaçırma, (3) bir dereceye kadar kaçakçılık, (4) sahte mal ve sahtecilik, (5) terörizmin finansmanı da önemli kara para kaynakları olarak dikkati çekiyor.” Türkiye’nin vazgeçilmez bir ülke olması sadece coğrafi açıdan stratejik nedenlerden kaynaklanmıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkemizin dünyada vazgeçilmez ülkeler arasına nasıl ve neden girdiğini bu raporuyla açıklıyor. Açıklama AKP sayesinde ülkemizin dünya devletleri arasındaki yerine yeni bir ek yapmış oluyor: “Türkiye kara para aklamada bölgesel merkez!” ??? Gerçekten AKP sayesinde ülkemiz başka açılardan da fark atıyor. Kanıtı ortada: Yüzde 50 oyla geride kalan yüzde 50’ye Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “40 yıl önce yaşadığı kişisel travmaları”, bugün onarmayı dayatan RTE gibi bir lider, bir başbakan nerede, hangi demokratik ülkede bulabilirsiniz? Mardin’de 4+4+4’ün muhalefet çatlasa da patlasa da komisyondan geçeceğini ilan eylerken; “Çünkü…” diyor: “…bu millet yüzde 50 ile yetki verdi. Bu yetki işte bunları çözün diye, bunlar çözülecek…” Bay RTE’ye soralım: AKP’ye verilen yüzde 50 oy altın da, dışladığımız yüzde 50 oyu temsilen parlamentoda görev yapan muhalefetin aldığı oylar bakırdan mı? Şayet yüzde 50 her şeye kadir ise; Bay RTE, sizi “yüzde 50’lik diktatör” diye değerlendirmek münasip olmaz mı? ??? “Ulustan şu kadar oy alarak tek başına iktidara geldim, Meclis’teki çoğunluğuma dayanarak dilediğim gibi davranır, toplumsal ayarları bozacak her türden hareketi yaparım” anlayışı; Türkiye’de tek başına iktidara gelen sağcı kafalara musallat olan bir arızadır. “Yüzde 50 oydan aldığım yetkiyle ulusal eğitimi imam hatipli eğitime dönüştürmeme karşı çıkılamaz, çıkılsa da vız gelir” diyen RTE’nin, bir hocası Erbakan ise diğeri Adnan Menderes! 60 yıl önce tek adamlığa heveslenen ve bugün demokrasi yıldızı diye RTE’nin övdüğü rahmetli Menderes de, Meclis’te çoğunluk partisi DP grubunda hükümeti ve başbakanlığı köşeye sıkışınca, ulusun yüzde 50’leri de bulmayan oylarıyla seçilip gelen milletin vekillerine; “Siz isterseniz hilafeti de getirirsiniz” diye seslenmişti. Altmış yıl sonra, 60 yıl öncesinin benzeri olayları yaşanıyor. RTE de şimdi komisyondaki AKP milletvekillerine emrediyor: “Ulustan aldığımız yüzde 50 oyun bize verdiği yetkiye dayanarak 4+4+4 yasasını istediğim gibi çıkaracaksınız!” Yüzde 50 oyu demokratik kurallar çerçevesinde sindiremeyen kafa ile… …Menderes kafası arasında fark yok! Her ulus yönetimde layığını bulur derler ya... Layık olmadığımız halde şimdi layık olduğunuz bu mu yani? Her liseye imam hatip bölümü MAHMUT LICALI Pankart Açan... Organ Açan... Yasalarımız mı aksıyor… Savcılar mı… Yargıçlar mı? Sorun sistemde mi… Uygulamada mı? Bilmiyorum… Ama adalet sistemimizde aksayan bir şeylerin olduğu muhakkak! Pankart açan üniversiteli gençler 18 ay tutuklu kaldı… Üniversiteli kızlara cinsel organını açan adam serbest! Üstelik pankart açan gençler için bir savcı beraat istiyor… Savcı değiştiriliyor… Gelen bir başka savcı 15 yıl hapis istiyor… Üstüne üstlük, kızlara cinsel organını gösteren adam polis tarafından suçüstü yakalanıyor… Ama son çıkan adli kontrol sistemi ile serbest bırakılıyor! Aşağıda dünkü gazetelerde yer alan her iki haberin ayrıntılarını da veriyorum… Veriyorum ki Türkiye’de adaletin nasıl işlediğini herkes görsün… Kanun koyucular, polisler, savcılar, yargıçlar, HSYK üyeleri, Adalet Bakanı, Bakanlık Müsteşarı ve Adalet Bakanlığı mensupları bu çelişkiyi düşünsünler… Ve ülkemizin layık olmadığı bu durumu düzeltsinler! ??? Davada gençlere beraat isteyen savcı gitti, yenisi geldi 15 yıl istedi: Başbakan Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Roman Buluşması”nda “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” pankartı açan üniversite öğrencileri Berna Yılmaz, Ferhat Tüzer ve Utku Aykar’ın davasına devam edildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde evvelki gün yapılan duruşmada, daha önce Savcı Kasım İlimoğlu’nun beraat yönündeki mütalaasını değiştirmek istediğini söyleyen yeni Savcı Adem Özcan, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Sanıkların DHKPC terör örgütü ile ilişkili olduklarını iddia eden Savcı Adem Özcan, sanıklar Berna Yılmaz, Ferhat Tüzer ve Utku Aykar hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istedi. Daha önce duruşmada görev yapan Savcı Kasım İlimoğlu, Mayıs 2011’deki celsede, eylemin anayasal düşünceyi açıklama sınırları içerisinde bulunduğunu belirterek sanıkların beraatlarını talep etmişti. ??? Teşhirciye suçüstü: İlkadım İlçesi Hançerli Mahallesi’nde oturan Z.B., G.D., S.E. ve K.Y. adlı üniversitesi öğrencisi kızlar, kendilerini yaklaşık 2 aydır takip eden bir kişinin, oturdukları apartmana girerken sürekli cinsel organını çıkarıp tacizde bulunduğunu iddia ederek polisten yardım istedi. İlkadım İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü sivil ekipleri genç kızları takibe aldı. Önceki gece saat 22.00 sularında oturduğu apartmana giren genç kızlardan K.Y’ye cinsel organını gösteren 2 çocuk babası 34 yaşındaki H.A., polis tarafından suçüstü yakalandı. Gözaltına alınan ve hakkındaki suçlamaları reddeden şüpheli, Çarşı Polis Merkezi’ndeki sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ??? İnsanın aklına türlü sorular geliyor: Gençlerimizi mi koruyacağız, sapıkları mı? Gençlerimizi mi hapsedeceğiz, sapıkları mı? Sapık davalarında işleyen adli kontrol sistemi, gençlerde ve siyasal davalardaki tutuklularda işlemez mi? ANKARA AKP kesintili eğitim önerisinde zorunlu ilkokula başlama yaşının düşürülmesi konusunda geri adım atacak. İlköğretime başlama yaşını 5’e çekilen öneri, komisyonda 72 ay ifadesiyle tanımlanarak tekrar 6 yaşa çıkarılacak. Müfredat bütünlüğü uygulamasıyla da bir okul binasında hem genel lise hem de imam hatip lisesi programının okutulması olanaklı olacak. Buna göre ilköğretime başlama yaşı ay hesabıyla yasada yer alarak, 72 ay olarak ifade edilecek. Böylece ilköğretim yaş çağı 513’ten mevcut yasadaki 614’e çıkacak. Öğrenciler, ortaokul olarak tanımlanan ilköğretim ikinci kademeye 10 yaşında başlayarak mesleki yönlendirme derslerini seçebilecek. Söz konusu düzenleme yasa önerisinin 7. maddesinde ele alınacak, 4 günde yalnızca 3 maddenin kabul edildiği görüşmelerde 7. madde üzerindeki görüşmelerin gelecek hafta içinde olması bekleniyor. DİNÇER’DEN İMAM HATİP İTİRAFI Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “4+4+4” sistemi olarak bilinen tasarıyla imam hatip okullarının orta kısmının, isteyen öğrenciler için açık hale geleceğini belirtti.NTV’de Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtlayan Dinçer, tasarıyla eğitim sisteminin demokratikleştirildiği iddiasında bulundu. “Demokratikleşmenin” diğer okullara nasıl yansıyacağına ilişkin bilgi vermeyen Dinçer, düzenlemenin sadece imam hatip okulları için yapılmadığını ileri sürdü. Düzenlemeyle imam hatip okullarının orta kısmının, isteyen öğrenciler için açık hale geleceğini anımsatan Dinçer, “Düzenleme sadece imam hatip okulları için yapılsaydı, birilerinin itiraz etmeye hakkı olabilirdi; ama bu sadece onlar için olmayacak” dedi. 28 Şubat sürecinde eğitim kesintisiz hale getirilmesinin, subjektif ve siyasi gerekçelerle yapıldığını ileri süren Dinçer, “Düzenleme, 28 Şubat’ın rövanşı değil. Bugün bizim yaptığımız şey, bununla alakalı değil. Dünyaya lütfen bir bakın, eğer onun dışında bir uygulama yapıyorsak ona dair bir şey söyleyin. Ben meseleye ilkesel bazla bakıyorum, dünyadaki değişme ve gelişmelere uyum sağlayacak bir eğitim sistemi hayal ediyorum” dedi. ızımın öğretmeni zor olur dedi, eşim de anlamadı’ Komisyonun AKP’li Sözcüsü Fikri Işık, öneride okula başlama yaşında bir düzenlemeye gidilerek mevcut yasada olduğu gibi 72 ay olarak tanımlanabileceğine işaret etti. En başından beri 6 yaşı kastettiklerini savunan Işık, “Eve gittim eşim ‘Ben 5 yaşı anlamadım’ dedi. Kızımın öğretmeni aradı ‘Fikri Bey 5 yaşında ilkokula öğrenci almak zor olur’ dedi. Ben de yanlış anlaşıldığımızı belirttim. Eşim siyasal mezunu o anlamadıysa bir terslik var diye düşündüm” diye konuştu. ‘K Görüşmeleri 24 saat sürdükten sonra kabul edilen “ilkokulla ortaokul ve ortaokulla lisenin aynı binada kurulmasını” düzenleyen hükme Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “müfredat bütünlüğü” yorumu kapsamında bir okulda iki farklı müfredatın uygulanması sağlanacak. Buna göre, iki farklı kademedeki okul fiziki anlamda bir arada bulunabileceği gibi iki farklı müfredat da bir arada bir binada olabilecek. Söz konusu uygulama çerçevesinde okul binaları artık tek bir okul türünü tanımlamak yerine, farklı okul türlerine yönelik müfredatların okutulduğu fiziki bir yapı olacak. Türkiye genelindeki bütün genel liselere bu uygulama kapsamında istek ve talep olması durumunda imam hatip lisesi müfredatının da okunduğu bölüm açılabilecek. Söz ko nusu düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı’nın “eğitim kampusları projesiyle” de bir bahçede iki farklı okul ve okulların binalar olarak değil, öğretilen müfredatın öne çıktığı kurumlar olarak tanımlanmasına olanak verecek. TÜİK’nin yaş aralığı İlköğretime başlama yaşında yapılacak değişiklikte TÜİK’nin yaş grubu aralığını belirlediği hesaplama yöntemi kullanılacak. Buna göre 012 ay 0 yaş, 1324 ay 1 yaş, 2536 ay 2 yaş, 3748 ay 3 yaş, 4960 ay 4 yaş, 6172 ay 5 yaş, 7384 ay 6 yaş olarak tanımlanıyor. TÜİK’nin yaş aralığı hesaplama yöntemine göre daha önce 60 ayını dolduran çocukların ilköğretime başlama zorunluluğunu düzenleyen hüküm 72 aya çıkarılacak. KONUŞMA SÜRELERİNİN 5 DAKİKAYA DÜŞÜRÜLMESİ GERGİNLĞİ Prof. Özcan’ın talimatı tartışmalı YÖK, türban tutanağını reddetti MAHMUT LICALI Toplantıda CHP’li vekillere önerge aleyhinde konuşma hakkı bile tanınmadı. TANI: KALP YETMEZLİĞİ Ses kesme girişimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda 3 haftadır görüşmeleri sert tartışmalarla süren kesintili eğitim yasa önerisinde AKP’nin, milletvekillerinin konuşma sürelerini 10 dakikadan 5 dakikaya indiren önergesi alelacele kabul edilince CHP’li vekiller komisyon başkanlığının önünde toplanarak “Bunun adı faşizmdir” diye tepki gösterdi. Yapılan görüşmelerin ardından konuşma süresinin 10 dakika olması konusunda anlaşmaya varıldı. Toplantının başlamasının ardından Komisyon Başkanı Nabi Avcı, CHP’nin konuşma sürelerinin 15 dakikaya çıkarılmasına yönelik önergesini oylattı. Önergenin reddedilmesinin ardından AKP’nin her bir maddede yalnızca bir önerge verilmesi ve önerge üzerine konuşmanın 5 dakikayla sınırlandırılmasına ilişkin önergesi apar topar kabul edildi. CHP’li vekillere önerge aleyhinde konuşma hakkı bile tanınmazken vekillerin maddeler üzerindeki 10 dakika olan konuşma süresini 5 dakikaya indiren önergesi de jet hızıyla kabul edildi. AKP ve CHP’liler arasındaki gerginlik sırasında vekiller zaman zaman birbirinin üzerine yürüdü. Akbal hastanede İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarı, hikâyeci, romancı Oktay Akbal, kalp yetmezliği tanısıyla, Özel Muğla Yücelen Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Akbal’a, 3 gün önce vücudunda ödem, şişme şikâyeti ile gittiği Özel Muğla Yücelen Hastanesi’nde kalp yetmezliği tanısı konuldu. Oktay Akbal’ın doktoru Özel Muğla Yücelen Hastanesi Dahiliye ve Kardiyoloji uzmanı Dr. Şahin Aydın, Oktay Akbal’ın kendilerine kalp yetmezliği ile geldiğini belirterek bu hastalığa yönelik ilaç tedavisi uyguladıklarını söyledi. Oktay Akbal’ın daha önceden bilinen bir kalp hastalığı bulunduğunu bu nedenle kalp pilinin var olduğunu anımsatan Dr. Aydın, “Genel durumunda bozulma olmuş bu nedenle bize başvurdu. Var olan hastalıklarına yönelik tüm tedavileri uyguluyoruz. Yattığı güne göre daha iyi. Hastanedeki tedavisinin tamamlanması 35 günü bulur” dedi. Eşi Ayla Akbal, Oktay Akbal’ın durumunun hastaneye ilk geldiği güne göre daha iyi olduğunu belirterek doktorların vücudundaki ödemi almaya çalıştığını söyledi. ANKARA YÖK, eski başkan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın kılık kıyafet kurallarına aykırı olarak derslere giren öğrenciler hakkında tutunak tutulması ve üniversitelerde fiilen türbanın serbest bırakılmasını sağlayan talimatı konusunda herhangi bir karar olmadığını açıkladı. Eski YÖK Başkanı Özcan’ın, Ağustos 2010’da verdiği talimatla öğretim üyelerinin kılık kıyafet kurallarına aykırı davranan bütün öğrencileri dersten çıkarma yetkisi bulunmadığını belirterek dersten çıkarmak yerine, öğrenci hakkında tutanak tutulması ve öğrencileri dersten çıkaran öğretim üyeleri hakkında ise disiplin işlemi yapılması istenmişti. CHP Milletvekili Gürkut Acar’ın konu hakkında soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanlığı’na YÖK’ten gelen yanıt Özcan’ın söz konusu talimatına yönelik bir karar alınmadığını ortaya çıkardı. Kurul verdiği yanıtta, YÖK Genel Kurulu ve Yürütme Kurulu’nun yükseköğretim kurumlarında derslere kılık kıyafet kurallarına aykırı olarak giren öğrencilerle ilgili tutanak tutulmasına ilişkin bir kararının olmadığı belirtildi. ‘Tutanak tutun diye bir karar yok’ AHEF: Sevk zinciri uygulansın İstanbul Haber Servisi Aile Hekimleri Dernekleri Federasyon (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Girginer, AKP’nin genel seçimleri öncesinde oy kaygısı ile kaldırdığı, sonra tekrar uygulamaya koyduğu ancak yalnızca lafta kalan “sevk zinciri”nin uygulanması gerektiğini söyledi. AHEF “aile hekimliği” konusunda toplumda bilinç yaratmak amacıyla Taksim Titanic Otel’de basın topluntısı düzenledi. Toplantıda konuşan Dr. Girginer, aile hekimliği uygulamasının başlamasının ardından anne ve bebek ölüm hızlarının düştüğünü, aşılama oranlarının ise yüzde 97’ye ulaştığını savunarak bu oranla Türkiye’nin Avrupa’nın yüzde 94 olan aşılama oranını geçtiğini ifade etti. Aile hekimliğinde, sağlık ocaklarında olduğu gibi 1. basamak hizmetlerin verildiğini ancak aradaki en önemli farkın, hastanın aynı hekime muayene olmasının ve hekimin hastasının sorumluluğunu üstlenmesi olduğunu ifade etti. Erdoğan’dan CHP liderine ‘uzlaşı’ yanıtı İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran yasa teklifiyle ilgili eleştirilere tepki gösterdi. Erdoğan, Ensar Vakfı Genel Merkezi’ni ziyaretinin ardından soruları yanıtladı. Erdoğan, 4+4+4 yasa teklifiyle ilgili hiçbir hazırlık yapılmadığı eleştirisinin doğru olmadığını dile getirdi. Yasa teklifiyle ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine ilişkin de “Kılıçdaroğlu ile bugüne kadar hiçbir konuda uzlaşı sağlanamadı. Biz akşamdan sabaha değişen biriyle neyi konuşacağız?” değerlendirmesini yaptı. ‘Öğrenciler hakkında işlem yapılmadı’ Yanıtta, kılık kıyafet kurallarına aykırı davranan öğrenciler hakkında tutulan tutanaklarla ilgili verilerin üniversitelerde olduğu ve bu öğrenciler hakkında YÖK Başkanlığı tarafından herhangi bir işlem yapılmasının söz konusu olmadığı belirtildi. YÖK Başkanlığı, akademik personel hakkında yükseköğretim kurumları tarafından kılıkkıyafet konusunda tutanak hazırlanması gerekçesiyle soruşturma açılmadığını da bildirdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear