02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Ai Weiwei Serpentine Pavyonu ekibinde ? Kültür Servisi Londra Serpentine Galeri’nin yazları hizmete giren geçici pavyonunun tasarımını, 2012 yılında üstlenecek isimler, daha önce Pekin Olimpiyatları’nın ana mekânı “Kuş Kafesi”ni de birlikte tasarlayan Herzog & de Meuron ile Ai Weiwei olacak. İsviçreli mimarlık ikilisi Jacques Herzog ve Pierre de Meuron ile hükümet tarafından çarptırıldığı ev hapsi cezası nedeniyle 2011 boyunca gündemden düşmeyen Çinli güncel sanatçı Ai Weiwei’yi bir araya getiren proje, pek çok anlamda Serpentine tarihinin ilklerini kucaklayacak. Henüz hiçbir görseli paylaşılmayan proje, galerinin arka bahçesinde uzanan ve yükselen bir strüktüre yönelmek yerine, toprak altında yayılarak “arkeolojik bir gezi” önerecek. 15 Bir zamanlar sanat... SALT Galata’daki ‘O Zamanlar Konuşuyorduk’ sergisinde 90’lı yıllarda Türkiye’de düzenlenen üç serginin hikâyesi değerlendiriliyor ? Sezin Romi’nin proje sorumluluğunu üstlendiği sergi, dönemin sanatçılarının işbirliği ve fikir paylaşımı ile başlattığı, kurumsallaşmamış, beklentisiz sanat ortamını günümüze taşıyor. Romi, sanatın bir ‘konuşma biçimi’ olduğunun altını çizen sergi için ‘Zamanın ruhu o zamanlar öyleydi’ diyor. MELTEM YILMAZ Dinci Tinerci Tabletçi Ağlanacak halimize artık zor olsa da gülmeye başlıyorum. Polemiklerin seviyesi muhteşem! Az söyledim, muhteşemden de öte! Yani müthiş akıl, zekâ, bilgi, birikim, incelik ve duyarlık içeren (!) polemiklere tanık oluyoruz. Mizahçılara hiçbir dönemde bunca malzeme sunulmamıştır! Paul Auster’ın “Ergenecon”culuktan soruşturmaya uğraması; yazarlıktan değil konuşmaktan suçlanması ve terörist ilan edilmesi yakındır... Bir başka çok seviyeli(!) tartışma, “dindar nesil” yetiştirmeyelim de “tinerci mi olsunlar?” meselesi... Bu laf ortaya düştüğünde Sevgili Pınar Selek’i anmadan, onun tinerci gençleri, yaşama ve topluma kazandırmak için kurduğu atölyeleri, verdiği çabaları düşünmeden edemedim! Hani her seçim öncesi, cehaleti ve yanlışları pompalayıp, ayrımcılık yaptılardı; “Ya Müslümansın; ya laik” diye... Aynı hesap, şimdi de “ya dindar gençlik yetişecek ya da tinerci!” Oha yani!!! ablet güzel de, kullanan akıl? Bu tartışmalar tam da eğitimde tabletli dönemin uygulanmaya başlanması sırasına denk geldi. Fatih Projesi adı altında öğrencilerin tablet bilgisayarlarla eğitim görmesi projesi… Şimdilik İstanbul’da sekiz pilot okulda uygulama başladı. Teknik gelişimde gençleri yararlandırmak denli olumlu, yerinde bir karar olamaz. Ancak o bilgisayarı nasıl kullanacağınız çok önemli. Evrim teorisini yasaklayarak, bilgiyi sansürleyerek, ilmin içini boşaltarak, tartışmayı, eleştiriyi sorgulamayı yasaklayarak ve cezalandırarak kullanacaksanız, en gelişmiş bilgisayar, en mükemmel tablet işe yaramaz! Gel de lisedeki tarih öğretmenim Kemal Bey’i (Kemal Özerdim) anma! Bize, “Karlofça Antlaşması’nın hangi yılda olduğunu ezberlemeseniz olur, düşünmeyi, mantık yürütmeyi, sorgulamayı öğrenmeniz daha önemli” derdi... epimiz tinerciyiz “Dindartinerci” saçmalığı sırasında, gençlere sarılmak, sakın inanmayın, biri ötekinin karşıtı, ilacı, panzehiri değildir demek geldiyse de; bir de baktım gençler saçmalığın daniskasını görüp harika eğleniyorlar... “Hepimiztinerciyiz” başlığı ve imzasıyla “twitter” sohbeti almış başını gidiyor… İşte içlerinden seçtiklerim: “Tineri biz çekiyoruz ama senin kafan güzel oluyor…” “Tinerin twitter’da TT olduğunu duyan hükümet, tinerden alınan vergiyi yüzde 25’e çıkardı.” “Buram buram Mustafa Kemal kokluyoruz Tayyip Bey. Bir sorun mu vardı?” “Tinerci olmak da ayıp değil, ateist olmak da. Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.” “Tinerci diye dışlamak yerine, onu o hale getiren sistemi sorgulamayan utansın.” “Obama Müslüman, Paul Auster Ergenekoncu, Hrant’ın katilleri masum, 13 yaşındaki kız rızalı. Kim tinerci belli!” “Dindar olmayanlar tinerciymiş, bunu da öğrenmiş olduk. Ben akşam köprünün altında takılıyo olcam, beklerim.” “Bu gençlik tinerci mi olsun?” sözüne tinercilerden jet cevap, “Kırk yıllık tinerciyiz, böyle kafa görmedik.” “Bir ülke düşünün, tinerci çocuklara el uzatmak yerine ötekileştirmeye çalışanlarca yönetilsin... İnadına hepimiz tinerciyiz...” “Bir gün bunu söyleyeceğime ihtimal vermezdim ama evet hepimiz tinerciyiz.” ??? NOT: Geçen pazar yazıma gelen sayısız olumlu tepki arasında bir de “Ne demek istiyorsunuz, dindarlaştıkça daha mı ahlaksız oluyoruz?” diye soran çıktı. Açıklayayım: Hayır, elbet öyle bir şey demedim. Dindar olmakla ahlaklı olmak aynı şey değildir; ikisi arasında dolaysız bir bağ ya da orantı yoktur demek istedim. Din ahlaksızlığı ortadan kaldırmaz. Bu kadar. ‘Otobüs’ bu kez ‘Benim Çocuğum’ için yolda ? Kültür Servisi Çocukları LGBT ((lezbiyen, gey, biseksüel, trans) olan Türkiye’den bir grup cesur ve ilham verici anne ve babanın deneyimleri ile ilgili belgesel filmi “Benim Çocuğum”a Tiyatro Boğaziçi’nden destek geldi. BGSTTiyatro Boğaziçi “Otobüs” oyununu 11 Şubat’ta 16.00’da “Benim Çocuğum” projesinin tamamlanması için gereken bütçeye katkıda bulunmak amacıyla oynayacak. Belgesel film ile ilgili detaylı bilgiye www.listagfilm.com adresinden ulaşılabilir. Biletler Maya Sahnesi gişesinden alınabilir. (0 212 252 74 52) Zarakolu için dayanışmaya ? Kültür Servisi KCK operasyonu kapsamında tutuklanan yayıncı ve yazar Ragıp Zarakolu ile dayanışma gecesi düzenleniyor. 25 Şubat Cumartesi saat 19.00’da Ankara Sanat Tiyatrosu’nda gerçekleşecek etkinlikte Bandista ve Kaldırım Müzik Grubu konser verecek. Ayrıca Sırrı Süreya Önder, Eugene Schoulgin, William Nygaard, İsmail Beşikçi gibi isimler geceye konuşmacı olarak katılacaklar. SALT Galata, “O Zamanlar Konuşuyorduk” adlı ikinci “Açık Arşiv” projesinde, 90’lı yılların ilk yarısında Türkiye’de düzenlenen “Elli Numara/Anı Bellek II”, “GAR” ve “KüreselleşmeDevlet, Sefalet, Şiddet” sergilerinin hikâyeleri, dönemin belgeleri aracılığıyla yeniden değerlendiriliyor. Sezin Romi’nin proje sorumluluğunu üstlendiği sergi, dönemin sanatçılarının işbirliği ve fikir paylaşımı ile başlattığı, kurumsallaşmamış, beklentisiz sanat ortamını günümüze taşıyor. “O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisi, adından da anlaşılacağı gibi sanatın bir “konuşma biçimi” olduğunun altını çiziyor. Buradan yola çıkarak bugünün sanat ortamına eleştirel bir bakış getirilmesi ise söz konusu değil, “Zamanın ruhu” diyor SeAhmet Müderrisoğlu’nun 19801995 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber ve zin Romi, “o zamanlar öyleydi.” fotoğraflardan derleyerek hazırladığı kolaj çalışması, devletin birey üzerinde uyguladığı şiddeti yansıtıyor. Sezin Romi, “Elli Numara/Anı Bellek II” sergisinin hikâyesini anlatarak başlıyor: şun Uykusu” ve “Son Damla” adlı işlerin ölen as bi alışılagelmiş sergi mekânları ve tarihi yapılarda “1993 yılında, Vasıf Kortun küratörlüğünde kerleri andırdığı ve “toplumun moralini bozdu konumlandırılmadıkları gibi, içinde yer aldıkları meAkaretler 50 numaralı binada düzenlenen ser ğu” gerekçesiyle sergi açılışının ertesi günü, gar kânlarla bir müzakereye girişmiş. İçerik açısından gi, Atatürk portresi, kara tahta gibi Cumhuri yönetimi tarafından toplatıldığını söylüyor Romi. da muhalif izler taşımaları ve tabii ticari olmayan yet mitlerini ele alıyordu. Emre Zeytinoğlu, Eli“KüreselleşmeDevlet, Sefalet, Şiddet” ser kolektif girişimlere toplu bir bakış sağlamaları da, za Proctor gibi isimlerin, sanat ile siyaset ilişki gisi ise yine 1995’te Beyoğlu Devlet Han’da açı onları bir araya getiren temel nedenler. sini ele aldığı serginin afişinin üzerine, Demok lıyor. “Prof. Ali Akay’ın küratörlüğünde açı“O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisinin en rat Partililerce, 14 Mayıs Demokrasi Bayra lan bu sergi, devletin bireylere uyguladığı şid dikkat çekici çalışmalarından biri de, Ahmet Mümı’nda partinin afişi asılması nedeniyle sergi, deti konu alıyordu. İsmet Doğan, Emre Zeyti derrisoğlu’nun “İsimsiz”i. 19801995 yılları aradüzenleyiciler ve sanatçıları tarafından sergi noğlu, Ahmet Müderrisoğlu’nun aralarında bu sında, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber planlanandan önce kapatılmıştı.” lunduğu sanatçıların çalışmaları yer alıyordu. ve fotoğraflardan derlenerek hazırlanan bu kolaj ça“Gar” sergisi ise Ankara Garı’nda ulusal ve ulus Diğer iki sergi gibi kapatılması an meselesiy lışması, devletin birey üzerinde uyguladığı şiddelararası sanatçıları bir araya getiren kurumsal ve ka di, ancak 4. İstanbul Bienali’ne denk gelme ti çarpıcı bir biçimde yansıtıyor. Bu anlamda, “o musal alanda yapılan işlerin ilk örneklerinden bi si nedeniyle kapatılmadı, bu durum serginin zamanların” vermek istediği mesajı en açık şekilde ri olma özelliği taşıyor. 1995 yılında Türkiye’de şansı oldu” diyor Romi. izleyiciye taşıyan çalışmalardan biri olarak karşıGörsel Sanatları Destekleme Derneği’nin “Tabular Peki, bu üç sergiyi bir araya getiren nedir, yalnızca mıza çıkıyor. ve Sanat Sempozyumu” çerçevesinde Selim kapatılmaları ya da kapatılmak üzere olmaları mı? “O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisi, 22 Birsel, Vahap Avşar, Claude Leon ve Füsun Hayır elbette. Küratöryel yaklaşımda farklılık Nisan 2012 tarihine kadar SALT Galata’da göOkutan’ın girişimiyle düzenlenen sergideki “Kur oluşturan bu üç sergi, galeri ve kültür merkezi gi rülebilir. T H 2. SADRİ ALIŞIK ANADOLU TİYATRO OYUNCU ÖDÜLLERİ CUMARTESİ ANNELERİ’NİN MÜCADELESİ SAHNEYE TAŞINDI Ankara’dan Anadolu’ya Kültür Servisi Bu yıl ikincisi düzenlenen “Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri”, Ankara Devlet Tiyatrosu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde yapılan bir törenle sahiplerine verildi. Ödüller, Ankara’da sahnelenen ve Anadolu’nun dört bir köşesinden Ankara’ya gelerek perde açan tiyatro topcesi”ndeki rolüyle Fulya Koçak’a, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncu Ödülü “Palto”daki rolüyle Ali Eyidoğan’a ve Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncu Ödülü ise “Şair Baba ve Damdakiler” rolüyle Serpil Gül’e değer verildi. Müzikal ve Komedi dalında ise Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Ödülü “Fehim Paşa Konağı” oyunuyla Kemal Kuruçay, Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu, “Henry ve Alice’nin Gizli Yaşamı” oyunuyla Özlem Başkaya, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek ve Kadın Oyuncusu Ödülü ise “Dün Gece Yolda Giderken Çok Komik Bir Şey Oldu”daki rolleriyle Ahmet Bacınoğlu ve Zerrin Epikmen’in oldu. Yarışmanın Onur Ödülü oyuncu Meral Niron’, Gençlik Özel Ödülü, Erdi Mamikoğlu’ ve Jüri Özel Ödülüne ise “II. Uluslararası Mardin Gençlik ve Çocuk Tiyatro Festivali” değer görüldü. Kadınların ‘ortak ağıdı’ SELDA GÜNEYSU luluklarında emek veren sanatçıları yüreklendirmeyi amaçlıyor. Yılın En Başarılı Erkek Oyuncu Ödülü “MoskovaPetushki Yolun Sonu” ve “Yastık Adam”daki rolüyle Murat Çidamlı’ya, Yılın En Başarılı Kadın Oyuncu Ödülü “Soğuk Bir Berlin Ge ANKARA Cumartesi Anneleri’nin 358 haftadır süren adalet arayışı, şimdi de tiyatro sahnesine taşındı. Sivas Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye koyulan, Hasan Öztürk’ün yazdığı “Ortak Ağıt”ı Bengisu Gürbüzer Doğru yönetiyor. Cumartesi Anneleri’nin direnişini ve acısını mitolojik dille anlatan oyun, çocuklarının ölüsünü bile ailelerine vermeyen bir kralın acımasızlıklarına karşı annelerin mücadelesini ele alıyor. Özge Günay, Kerem Yücel, Burçhan Göze, Veysel Zurnazanlı, Volkan Gündüz, Can Atak, Serhat Candan, Nagehan Yazıcı, İlhan Gözde Giray ve Ufuk Bostancı’nın rol aldığı oyun için yönetmen Doğru, “Bir annenin çocuğuna duyduğu sevginin tanımlaması yok. O bağı anlamak imkânsız. O bağ zorla koparılmaya çalışılır, evlatlar öldürülürse, bir de mezarsız bırakılırlarsa, annelerin yüreğinden kopup gelen o çığlığın karşısında durmak güçleşir. Evlatlarını bağırlarına gömmüş tüm annelerin sessiz ama güçlü çığlığıdır bu oyun” diyor. (Oyun şubat ayı boyunca Sivas Atatürk Kültür Merkezi sahnesinde izlenebilecek.) C MY B C MY B Kırbaş’ın objektifinden kuşbakışı Muğla otoğraf sanatçısı Abdullah Kırbaş’ın ‘Kuşbakışı Muğla’ konulu fotoğraf sergisinin açılışı 11 Şubat Cumartesi günü saat 15.00’te Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde yapılacak. Sergi, 2009 yılında helikopterle Muğla’nın karayolu ile ulaşılamayacak kültür ve tabiat varlıklarının belgelenmesi amacı ile çekilen 50’ye yakın fotoğraftan oluşuyor. Muğla Valiliği ve İstanbul’da kurulu bulunan Muğla İl ve İlçeleri Kültür ve Tanıtım Derneği’nin desteği ile gerçekleştirilen sergi 22 Şubat’a kadar açık kalacak. F
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear